Tari̇hsel Ve Sosyoloji̇k Bi̇r Deneyi̇m Olarak Bi̇r Arada Yaşama Modelleri̇ (original) (raw)

Tari̇hsel Bi̇r Deneyi̇m Olarak Sanat

2017

Bu calisma, sanat eserinin kokenine iliskin tartismadan hareketle, sanatin nasil bir deneyim oldugunu incelemeyi amaclamaktadir. Buna iki acidan yaklasan, bu calisma, ilk olarak, sanatcinin yaratma deneyimiyle sinirlandiginda, sanat deneyiminin nasil gorundugune odaklanmaktadir. Bu bakimdan Heidegger’in sanatin ozune iliskin tartismasina gonderimlerde bulunmaktadir. Ikinci olarak alimlama deneyiminin, sanatsal bir deneyim olup olmadigi sorusuna yanit aranmaktadir. Bu bolumde de Dewey ve agirlikli olarak Adorno’ya referansla, bu soruya olumlu yanit verilmektedir. Bu calisma, Hegel’in sanatin kokeni konusunda, onun oz-bilinci yukselten ve baskasinin oz-bilinciyle ortaklastiran iki farkli boyuta sahip oldugu iddiasina dayanmaktadir. Buradan hareketle, sanatin bu kokeninin, yaratma deneyiminde, oz-bilinci yukselten bir islevle; alimlama deneyimindeyse oz-bilincleri ortaklastiran bir islevle ortaya ciktigi gosterilmektedir. Sanat deneyiminin bu ikili islevinin dayandigi koken, duragan bi...

Türk Düşünce Si̇stemi̇ndeki̇ İki̇li̇ Yapinin Sosyoloji̇k Yansimalari

Future Visions Journal, 2018

Dil, bir milletin düşünceye ait temellerini ve düşünce altyapısını oluşturan sistemdir. Türkçede yardımcı unsur ve esas unsur adı verilen ikili bir yapı bulunmaktadır. Türklerin sosyal hayatına, yaşama şekline ve toplumun diline ait unsurlara bakıldığında ikili yapının yansımaları dikkati çekmektedir. Somut örnekler ve bulgular bu düşünce tarzının yansıması olarak karşımıza çıkar. Türk düşünce sistemindeki ikili yapıya göre Türk'ü ve Türk milletini oluşturan unsurlar, dilde olduğu gibi esas unsur ve yardımcı unsur olarak iki kısımdan oluşur. İkili yapı aileden devlete kadar topluma ait bütün kurumlarda etkisini gösterir. Bu çalışmanın amacı Türk düşünce sistemindeki ikili yapının sosyolojik yansımalarını toplum nezdinde tespit ederek ortaya koymaktır. Çalışma, nitel araştırma modeline göre desenlenmiştir. Araştırma verilerinin oluşturduğu örneklem dokümanları seçilmiş literatüre dayanmaktadır. Bununla birlikte çalışma, bir doküman incelemesi niteliği taşımamaktadır. Veriler, yazarların zaman içerisinde yaptıkları kodlamalara dayanmaktadır. Çalışma, sabit bir doküman üzerinden değil, Türk tarihinin, dilinin ve edebiyatının önemli motiflerine ve vurgularına işaret eden literatüre dayanılarak yürütülmüştür. Teori oluşturmaya yönelik bir çalışmadır. Çalışma sonucunda; Türk'ün yaşayışında ve dünya görüşünde ikili yapının var olduğu tespit edilmiştir. Bu yapının çeşitli sebeplerle bozulması, dili konuşan milletin düşünme yapısının bozulmasına, değişmesine ve yok olmasına etki edebilir. Bir milletin varlığını sürdürmesini sağlayan en önemli unsur, konuştuğu dile özgü düşünce kodlarının ve sistemlerinin davranışa ve toplum-devlet ilişkilerine yansımasıdır. Türklerde de bu ikili yapının dil ve dil bilgisi kurallarında olduğu gibi sosyal yaşantının da her alanına yansıması doğaldır.

Tari̇hsel Dokuda Sosyal Deği̇şi̇me Duyarli Bi̇r Sağliklaştirma Modeli̇; Patlicanli Yokuşu-İzmi̇r

TÜRKİYE BİLİMLER AKADEMİSİ KÜLTÜR ENVANTERİ DERGİSİ, 2017

Tarihi yerleşimlerin kültürel değerlerinin güçlendirilerek korunması, koruma disiplinin önemli tartışma alanlarından biridir. Ülkemiz açısından bu konu, tarihi dokuların ağırlıkla sosyal yapıda gözlenen değişimlerden etkilenerek birer çöküntü bölgesine dönüşmeleri ile daha da kritik açılımlara sahiptir. Diğer yandan son yıllarda, bu tür tarihi dokuları sağlıklaştırmaya yönelik müdahale önerilerinin ağırlıkla alan dışı kullanıcılarının talep ve beklentilerine öncelik verecek biçimde yapılandırılması ve bu kapsamda yaratılan sosyal değişim temelinde ortaya çıkan sorunlar konuya tartışılması gereken bir içerik kazandırmaktadır. Bu noktadan hareketle sunulan yazı, ülkemiz sağlıklaştırma uygulamalarında sıklıkla izlenen olumsuz sonuçlar ve özellikle de "mutenalaşma" olarak yaşanan değişimler üzerinden, bu tür alanlarda geliştirilebilecek stratejik koruma yaklaşımlarının ve müdahale öngörülerinin nasıl yapılandırılabileceğine ilişkin bir öneriyi paylaşmayı amaçlamaktadır. Yerin fiziksel, sosyal ve kültürel niteliklerini bütüncül anlamda koruyarak sürekliliğinin sağlanması hedefine temellendirilmiş model önerisi, İzmir tarihi konut dokusunun önemli arterlerinden biri olan "Patlıcanlı Yokuşu (806

Suri̇ye’Ni̇n “Öteki̇” Siğinmacilari: Domlarin Yaşam Deneyi̇mleri̇

MSGSÜ Sosyal Bilimler

Göç ettikleri ev sahibi ülkelerde “öteki” olarak görülen sığınmacıların yaşadıkları ayrımcılığı ve sosyal dışlanmayı inceleyen çok geniş bir literatür mevcuttur. Ancak literatür genellikle sığınmacıları içindeki alt grupların uğradıkları ayrımcılığı etnik temelde değerlendirmemektedir. Çalışma, Suriyeli sığınmacılar içinde marjinal bir topluluk olan Domlar’ın, diğer bir “öteki” olarak uğradıkları ayrımcılık nedeniyle derin bir eşitsizlikle karşı karşıya bırakıldıklarını iddia etmektedir. Bu bağlamda, Suriye iç savaşından kaçarak Türkiye'ye sığınan ve Dom kültürüne sahip olan yetişkin bireylerin yaşam zorluklarını, ayrımcılığa ve dışlanmaya maruz kalma şekillerini ve sahip oldukları diğer sorunları tespit etmek amacıyla nitel araştırma yöntemi ile İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde ikamet eden 12 yetişkin Dom bireyle yüz yüze görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler, katılımcıların yoksullukla birlikte gıda, beslenme, hijyen, istihdam, eğitim, dil ve iletişim sorunlarıyla ...

Trafi̇k Sosyoloji̇si̇ Bağlaminda Bi̇r İnceleme: Büyükada’Da Yaşayanlar Gözünden Günübi̇rli̇k Zi̇yaretçi̇ler Ve Ki̇ralik Bi̇si̇kletler

2022

The aim of this study is to reveal how the daily visitors of Büyükada participate in the traffic of the Island with rental bicycles and how the individuals living on the Island make sense of it in traffic sociology. For this purpose, a field study was implemented by conducting in-depth interviews with 12 participants living in Büyükada within the framework of a qualitative approach. The findings were analyzed within the framework of social exchange theory. Regarding the resource exchange of the island people with daily visitors in the traffic environment, 6 factors were determined as the excess number of vehicles, the lack of knowledge and experience on bicycle use by foreigners, the responsibilities of the renters, the effectiveness of the official rules, the age range of the users, the road capacity-Island topography. Thus, a new perspective was brought to the tourism sociology studies, which were carried out within the framework of domestic-foreign interaction in the literature, by adding the perspective of traffic sociology, and how the foreigner's instrumental mobility was interpreted by the locals and its effects on the island life were revealed.

Salgin Dönemi̇nde Sosyoloji̇k Araştirmanin İmkân Ve Sinirliliklari: COVID-19’UN Psi̇kososyal Görünümleri̇ne Yöneli̇k Hatay Örneği̇nde Bi̇r Gömülü Teori̇ Denemesi̇

Sosyoloji araştırmaları dergisi, 2022

COVID-19 salgını günlük yaşamları etkilediği gibi, salgınla mücadele kapsamında uygulanan "fiziksel mesafe" kuralı sosyal bilimlerde gerçekleştirilen araştırmaların saha kısmını da etkilemiştir. Alınan önlemler kapsamında bu süreçte kaçınılmaz olarak sosyal araştırmalarda uzaktan iletişim imkânı veren teknoloji aracılı etkileşim (TAE) araçları kullanılmıştır. Eldeki çalışma salgın döneminde gerçekleştirilmiş olan sosyolojik bir araştırmanın araştırma sürecine odaklanarak, salgın sürecinin etkilerini; imkân ve sınırlılıkları metodolojik imkânlar ve kısıtlılıklar bağlamında tartışmaktadır. Nitel araştırma desenlerinden gömülü teori metodolojisi (GTM) kullanılarak gerçekleştirilmiş olan araştırmada salgının sosyo-ekonomik ve psikolojik çıktıları hedeflenmiş, bununla birlikte metodolojik olarak gömülü teorinin temel prensipleri, oluşan bu yeni durumu çalışmak yönünde bir fırsata dönüştürülmüştür. Bu süreç sahaya erişimin kıt kaynakları olan zaman ve maddi unsurlar açısından imkânlar sunmasına rağmen özellikle nitel araştırmaların önemli özelliklerinden yüz yüze görüşme ve katılımcıyı yerinde gözlemleme imkânının olmaması ve bu yüzden sosyal bağlamın yerinde incelenememesi, sürecin en önemli metodolojik sınırlılığı olarak ortaya çıkmıştır. Buradaki sınırlılık çalışma kapsamında çevrimiçi ve çevrimdışı yapılan gözlemler ve memo yazımı ile giderilmeye çalışılmıştır. Sonuç olarak salgın sürecinde sosyolojik araştırmaların sahadan uzaklaşmasının ve dijital dünyaya kaymasının "yeni normal" olarak değerlendirilmesi ve kalıcılık sağlaması konusunda özellikle nitel araştırmaların mantığı açısından endişeler dile getirilmiştir. Söz konusu süreci yeni normal olarak inşa etmek yerine sürecin salgın döneminde sosyolojik araştırmaların sınırlılığı kapsamında ele alınması gerektiği vurgulanmıştır.

Toplumsal Hafizanin Si̇yasal Alan Tarafindan İnşa Süreci̇ni̇n Sosyal Bi̇lgi̇ler/Tari̇h Ders Ki̇taplarina Yansimalari

Turkish History Education Journal

Öz: Sosyal bilimlerin çalışma alanlarında giderek dikkat çeken ve disiplinler arası bir çalışma alanı olarak şekillenen toplumsal hafıza, siyasal yapılar tarafından beden, mekân, tarih ve dil politikalarıyla inşa edilmektedir. Geçmişle hesaplaşma ve geçmişe tutunma ikilemini içinde barındıran toplumsal hafıza, belirli bir ulus devlet politikasının muhatabı olan herkesin hafızasını karşılamak için kullanılmaktadır. İnceleme nesnesi insan olan sosyal bilimlerin her disiplini, insanı anlamak adına hafıza meselesine bir şekilde değinmek durumunda kalmıştır. Tıpkı bireysel hafızada olduğu gibi toplumsal hafızada da bir veriyi unutmak ya da hatırlamak için tekrarın önemi haizdir. Bu doğrultuda araştırmanın amacı, toplumsal hafızanın siyasal alan tarafından inşa sürecinin ders kitaplarına yansımasını irdelemektir. Bu amaçla araştırmanın yöntemi doküman incelemesi olarak tasarlanmış ve bu çalışmada ele aldığımız sosyal bilgiler/tarih ders kitapları Kutü'l Amare Zaferi örneği üzerinden analiz edilerek elde edilen veriler yorumlanmıştır. Araştırmanın sonuçları değerlendirildiğinde katılımcıların Kutü'l Amare zaferi ile ilgili öğrencilik yıllarından bir şey hatırlamadığı, ders kitaplarında böyle bir bilginin varlığından bihaber oldukları görülmektedir. Katılımcıların çoğu sokak afişlerinden, bir kısmı da televizyon, internet gibi kitle iletişim araçlarından Kutü'l Amare Zaferini öğrendiklerini vurgulamakta ve yine önemli bir katılımcı sayısı ders kitaplarında yer almasını önemli görmektedirler. Görüşmeye katılanların yarısından fazlası ise siyasi koşulların eğitime etkisi dolayısıyla ders kitaplarına yansıması olarak değerlendirmişlerdir.

Sosyoloji̇de Bi̇rli̇k Sağlama

Araştırma Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümü Dergisi (Yayınlanmıyor), 1992

Günümüzde genel olarak iki bilgi teorisi ya da bunların uzantıları sosyal bilimlerdeki uygulamalara kaynaklık etmektedir. Toplumsal dünyanın, doğal dünyadan farklı olmadığını, bu nedenle de doğa bilim

Karşılaştırma Yöntemiyle Gündelik Hayatta Sosyoloji

Sosyoloji Divanı, 2016

Sosyoloji bir bilim ve bir düşünme yöntemi olarak iki ayrı tanıma sahiptir. Bir bilim olarak sosyoloji mütehassıs kişilerin, bilim emektarlarının güvenilir ve geçerli şartlar içinde çalıştığı sınırları ve yöntemi belirgin bir disiplindir. Bir düşünme yöntemi olarak sosyoloji her eğitim düzeyinden ve meslek grubundan insanların faydalanabileceği bir uğraş, bir görme biçimi veya bir araçtır. Bir bilim olarak sosyolojinin yöntem ve kavram havzası genişledikçe bir düşünme biçimi olarak sosyolojik muhayyile de güçlenmektedir. Emektarlarının bilime yaptığı katkı popüler kullanıma açıldıkça sosyoloji gündelik hayata daha etkin müdahil olmaktadır.