KÜLTÜREL SERMAYE EKSENİNDE KAMU KURUM KÜLTÜRÜ TİPOLOJİLERİ İLE İŞ YAŞAM KALİTESİ VE ETİK İKLİM ARASINDAKİ İLİŞKİ (original) (raw)
Related papers
İŞ-AİLE VE AİLE-İŞ ÇATISMASININ ÇALIŞANLARIN İŞ VE YAŞAM TATMİNLERİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: KAMU KURUMUNDA BİR ARAŞTIRMA, 2019
Küreselleşmeyle birlikte iş yaşamı ve iş yapma pratikleri de hızla değişmiştir. Çalışanlar yoğun iş temposunda çalışmakta ve bunun sonucu olarak da stres çalışmanın bir parçası haline gelmektedir. Yoğun çalışma temposu aile yaşamını da etkilemektedir. İş ve aile hayatı bireyin hayatında önemli yer tutan birbirinden farklı iki alandır. İki alan da yoğun enerji ve zaman talep etmektedir. İş-aile ve aile-iş çatışması günümüzde çalışan bireyin karşılaştığı en önemli sorunların başında gelmektedir. Bu durum sadece çalışma verimliliğini düşürmekle kalmamakta, aynı zamanda bireylerin yaşam tatminlerini, dolayısıyla hayattan aldıkları mutluluğu da azaltmaktadır. Hem iş hayatının hem de aile hayatının dengeli bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir. Bu çalışmada iş-aile ve aileiş çatışmasının çalışanın iş ve yaşam tatminleri üzerindeki etkileri incelenmiştir. Antalya ilinde bir kamu kurumunda yapılan araştırmaya göre, iş-aile ve aile-iş çatışmasıyla çalışanların iş ve yaşam tatminleri arasındaki negatif yönlü bir ilişki olduğu tespit edilmiştir.
GÜVENLİK İLE İLGİLİ KAMU HİZMETİ SUNUMUNDA TOPLUM DESTEĞİ VE ETİK MÜLAHAZALAR
TÜRK İDARE DERGİSİ, 2016
Toplum Destekli Polislik (TDP) uygulamaları, 1980'li yıllardan itibaren batı toplumlarında özellikle Amerika Birleşik Devletlerinde güvenlik ile ilgili sunulan kamu hizmetlerinde yeni bir yöntem olarak kullanılmaya başlanmış ve daha sonra dünya çapında hızla yaygınlaşmıştır. Ülkemizde ise 2005 yılından beri yaygın olarak uygulanmaktadır. Bugüne kadar TDP ile ilgili birçok akademik çalışma yapılmasına rağmen, TDP stratejisi ile etik arasındaki ilişki üzerinde pek durulmamıştır. Bu çalışmada TDP uygulamasına geçişle birlikte polisin karşılaştığı etik ikilem ve problemlerin daha da arttığı var sayılmış ve daha çok bu konu üzerinde durulmuştur. Bu çalışmada ilk olarak etik kavramı ve etiğin temelleri, ardından TDP uygulamalarında dikkate alınması gereken etik hususlara yer verilmiştir. Daha sonra polisin görevi esnasında karşılaştığı etik ikilemler ve karar verme süreci tartışılmıştır. Son olarak TDP uygulamaları esnasında polisin karşılaşması muhtemel üç örnek olayın etik mütalaası yapılmıştır. Her örnek olay etik sistemler esas alınarak ayrı ayrı analiz edilmiştir.
Günümüzde rekabetin giderek artması işletmeleri başarılı olmanın farklı yollarını aramaya yöneltir. Bu amaçla işletmeler, kendi işletmelerini diğer rakip işletmelerden farklılaştırmalarına yardım edecek yeni yönetim tekniklerini uygulamaktadırlar. TKY, işletmelerin büyük bir kısmının uyguladıkları ve benimsedikleri bir tekniktir. Örgüt kültürünün örgüt performansı ve rekabetçiliğini geliştirdiği düşünülürse TKY ile uyumlu bir örgüt kültür ve ikliminin, işletmelere rakipleri karşısında önemli bir rekabet avantajı sağlayacağı açıktır. Ancak bu tekniğin başarılı olarak uygulanması için örgüt kültür ve ikliminin bu tekniğe uygun olması gereklidir. Bu nedenle çalışmamızın amacı TKY'nin başarısında örgüt kültür ve ikliminin önemi konusunda kuramsal bir çerçeve vermektir.
KAMU ÇALIŞANLARINDA İŞ TATMİNİ, DUYGUSAL EMEK VE İŞ STRESİ: KONYA’DA BİR ARAŞTIRMA
AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2018
Bu çalışma memurların iş yaşamında sürekli olarak karşılaştıkları duygusal emek iş tatmini ve iş stresi değişkenleri arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmada kullanılmak üzere üç ölçekli anket formu oluşturulmuş ve bu anket formu ile söz konusu değişkenlerin ölçülmesi amaçlanmıştır. Çalışma Konya ilinde istihdam eden memurlar üzerinde gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler paket programlar aracılığı ile frekans analizi, t- testi, korelasyon analizi ve regresyon analizi analizleri uygulanmıştır. Araştırma sonucunda duygusal emek davranışının iş stresini negatif yönde etkilediği, duygusal emeğin yüzeysel davranış boyutunun iş stresini pozitif yönde etkilediği saptanmıştır. Aynı zamanda duygusal emek davranışının iş tatminini pozitif yönde etkilediği sonucuna ulaşılmıştır.
CİNSİYETİN İŞ DOYUMU ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: KAMU ÇALIŞANLARI ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA
İş doyumu, insanın yaptığı işten zevk almasını, tatmin olmasını ve hayat kalitesini ifade etmektedir. Bu araştırmanın temel amacı, hem çalışanlar ve hem de örgütler açısından önemli bir unsur olan iş doyumu üzerindeki cinsiyet değişkenin etkisini incelemektir. İnsan kaynaklarının işi hakkında hissettiği duygu olarak tanımlanan iş doyumu; iş verimliliği, çalışan devamlılığı, performans gibi örgütlerin başarısını etkileyen birçok kavram arasında önemli bir yere sahiptir. Bu çerçevede, Karabük ilindeki bir kamu kurumunda çalışan insan kaynaklarının, iş doyum durumları, iş doyum ölçeği ile ölçümü ve cinsiyetin iş doyumu üzerindeki etkileri incelemiştir. Bu inceleme anket yöntemiyle elde edilen verilerin analiz edilip yorumlanması ile gerçekleştirilmiştir. Analiz sonuçlarına göre iş doyum ölçeğinde yer alan bazı yargıların cinsiyet ile anlamlı olarak farklılaştığı görülmüştür. Anlamlı bulunan yargıların yöneticilerce dikkate alınması, insan kaynaklarının moral ve motivasyonlarını arttırarak örgütsel etkinliğe katkıda bulunacak ve daha yaşanabilir örgütlerin oluşturulmasına hizmet edebilecektir.
ÇALIŞMA HAYATINDA KAMU SEKTÖRÜ TERCİH SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Bu belge ile, bu tezdeki bütün bilgilerin akademik kurallara ve etik ilkelere uygun olarak toplanıp sunulduğunu beyan ederim. Bu kural ve ilkelerin gereği olarak, çalışmada bana ait olmayan tüm veri, düşünce ve sonuçları andığımı ve kaynağını gösterdiğimi ayrıca beyan ederim. (28/06/2019
Nowadays sustaining of employees’ family life and work life in synchronized manner is important in terms of both individual and organizational. In this study it is aimed to determine the impact of employees’ job-family/family-job conflict on job dissatisfaction and also to determine the role of organizational cynicism in this process.Questionnaire has made among public employees (n=269) work in Bitlis/Tatvan province. As a result of analysing the data obtained (exploratory and confirmatory factor analyse, correlation and regression analyse) job-family conflict affects negatively and significant whereas it is determined that it affects organizational cynicism positively and significant. It is proved that there is not positive and significant relationship between family-job conflict and job satisfaction, on the contrary it is seen that there is positive and significant relationship between family-job conflict organizational cynicism. It has found that organizational cynicism affects job satisfaction negatively and significantly and organizational cynicism has partial mediating role on the affect of job-family conflict on job satisfaction. Results obtained has been discussed compared with other studies in the literature.
KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN KAMU POLİTİKALARINA ETKİSİ: TÜRKİYE’DEKİ TARIM İÇİN BİR DEĞERLENDİRME
Conference: 2. Uluslararası Battalgazi Multidisipliner Çalışmalar Kongresi At: Malatya, 2019
Günümüzde küresel iklim değişikliği hızla etkisini gösterirken bu kapsamda genel ve özel tedbirler alınmasını zorunlu kılmaktadır. İklim değişikliğinin etkisi yalnızca sıcaklık artışından ibaret olmayıp; kuraklık, sel, kasırga gibi ekstrem hava olayları; okyanus/deniz suyu seviyelerinde artış ve buzulların erimesi şeklinde seyretmektedir. Nihayetinde tüm bu olumsuz etkiler; bitkileri, hayvanları, insanları ve dünya ekosistemini tehdit etmektedir. Tarımsal verimliliğin de temel belirleyicisi olan iklim; gerek küresel gerek ulusal boyutta doğal ve insan kaynaklı süreçler nedeniyle hızlı bir şekilde değişmektedir. İklim değişikliği ile birlikte toprak ve su rejimleri dönüşüm geçirmekte, tarımsal üretim azalmakta ve gıda temini zorlaşmaktadır. Uzun vadede ise su kaynaklarının yok olması, toprakların verimsizleşmesi, geniş ölçekte çölleşmenin meydana gelmesi ve nihai olarak canlı topluluklarının yaşamlarını tehdit etme gibi olumsuz tablolar ortaya çıkabilmektedir. İnsan topluluklarının sosyoekonomik yaşantısını ciddi oranda etkileyebilme gücüne sahip olan iklim değişikliği, küresel ve ulusal bir sorun olup üzerinde durulması gereken en önemli konulardan biridir. Bu kapsamda iklim değişikliğinin tarım üzerindeki potansiyel etkileri konusundaki endişeler son yıllarda gittikçe artmıştır. Günümüzde iklim değişikliğine bağlı olarak ortaya çıkan veya ortaya çıkması beklenen olumsuzlukların giderilebilmesi adına iklim değişikliği senaryolarının ve spekülasyonlarının devletlerce tespiti önemlidir. İklim değişikliğinin adaptasyon sürecine, tarımsal sistemlere, gıda üretimine ve potansiyel fiyatlara etkisi de bir diğer önemli boyuttur. Bu kapsamda kamu politikaları yoluyla uyum, mücadele ve etki azaltıcı tedbirlerin alınması zaruridir. Ancak bu sayede iklim değişikliğinin etkileri minimal seviyelerde tutulabilmektedir. Bu bağlamda çalışmanın amacı, küresel iklim değişikliğinin kamu politikaları genelinde tarım politikalarına etkisini inceleyerek Türkiye'deki mevcut durumu ortaya koymak ve bazı önerilerde bulunmaktır. Çalışmada önce küresel iklim değişikliğinin tarım politikalarına etkileri kuramsal açıdan irdelenmiş olup; sonrasında Türkiye için durum analizi yapılarak çeşitli önerilerde bulunulmuştur.
KURUM İÇİ İLETİŞİMİN ÇALIŞANLARIN İŞ TATMİNİNE ETKİSİ: ÇANAKKALE İLİNDE BİR ARAŞTIRMA
Bu araştırmanın amacı kurum içi iletişimin çalışanların iş tatmine etkisini incelemektir. Bu araştırma için Çanakkale'de faaliyet gösteren büyük ölçekli bir işletmenin çalışanlarından 386 personel ile anket yöntemi uygulanarak 2018 yılı Temmuz-Ağustos aylarını kapsayan dönemde kolayda örneklem yöntemi ile veri toplanmıştır. Ankette Weiss vd., (1967) tarafından geliştirilen iş tatmini ölçeği ve Miles vd., (1996) tarafından geliştirilen iletişim ölçeği kullanılmıştır. Toplanan verilere T testi, ANOVA, güvenilirlik analizi, faktör analizi, korelasyon ve regresyon, analizleri yapılmıştır. Bu çalışmada kurum içi iletişimin, çalışanların iş tatminlerini pozitif yönde etkilediği bulgusuna ulaşılmıştır. İletişimin iş tatmini üzerindeki önemi dikkate alınarak, yöneticilerin kurum içi iletişim kanallarını geliştirmeleri gerekmektedir. Çalışanların demografik özelliklerinden cinsiyet, medeni durum ve yaşlarına göre iş tatmini ve kurum içi iletişim yönünden anlamlı bir fark olmadığı bulgusuna ulaşılmıştır. Bunun yanında çalışanların eğitim seviyesi, aylık gelir ve çalışma yıllarına göre ise, hem iş tatmini hem de kurum içi iletişim algısının farklılaşmakta olduğu bulgusuna ulaşılmıştır.
TÜRKİYE'DE YAŞAM MEMNUNİYETİNİN BOYUTLARI VE YEREL KAMU HİZMETLERİNDEN TATMİN ARASINDAKİ İLİŞKİ
ÖZET 1980'lerin ilk yarısından itibaren tüm dünyada kamu yönetimi paradigmasında yaşanan değişim ve dönüşümle birlikte vatandaş odaklı bir yönetim ve hizmet sunum anlayışı kabul görmeye başlamıştır. Zaman içerisinde kamu yönetiminin vatandaş talepleri doğrultusunda örgütlenmesi ve yönetsel anlayışların da değiştirilmesi yönünde eğilim artmıştır. Geleneksel kamu hizmeti üretme yöntemleri, vatandaşların kamu örgütleri karşısındaki konumlarının güçlendirilmesi ve kamu kurumlarının vatandaşa bakış açılarının değiştirmesi gerektiğini ön plana çıkarmıştır. Söz konusu bu yaklaşımların etkisi ile günümüzde kamu kesiminin hizmetlerinden yararlananlar, müşteri olarak yeniden tanımlanmaya çalışılmaktadır. Öncelikli olarak vatandaşın ön plana alındığı bu yaklaşımda, artık vatandaşın kamu yönetiminin ürettiği mal ve hizmetlerden elde ettiği tatmine bakılmaktadır. Vatandaş tatmini ise bir anlamda onun ihtiyaçlarının karşılanması olarak ifade edilebilir. Dolayısıyla vatandaşın tatmininin önemsenmesi, vatandaşın memnuniyetini gerekli kılmaktadır. Bu yeni paradigmanınvatandaş odaklı bir yönetim anlayışına dayalı olmasından dolayı, hızla değişen ve gelişen topluma nasıl hizmet sunulacağının belirlenmesi, hizmet sunma yöntemlerinin geliştirilmesi, etkin hizmet sunma araçlarının belirlenmesi ve vatandaşın hizmet taleplerindeki değişimin farkında olunması gibi hususları da temel almaktadır. Bu bağlamda günümüzde kamu hizmetlerinin birincil amacı vatandaşların kolektif ihtiyaçlarını gidererek hayat tatminini artırmak olarak görülebilir. Bu açıklamalar çerçevesinde bu çalışma TÜİK tarafından yürütülen Yaşam Memnuniyeti Araştırması'nın (YMA) verilerine dayanarak yerel kamu hizmetlerinden memnuniyetin temel belirleyicilerini incelemeyi amaçlamaktadır. Sözkonusu araştırma 2013 yılında il düzeyinde yürütüldüğünden iller arasında karşılaştırmalara da imkân sağlamaktadır. Bu yüzden çalışmada 2013 yılı verileri değerlendirilmektedir. Çalışmanın ilk bölümünde yerel kamu hizmetlerinden vatandaş memnuniyetini artırmaya yönelik çağdaş yaklaşımlar ve iyi uygulamalar incelenmekte, ikinci bölümde illere göre Türkiye'de yerel ve merkezi kamu hizmetlerinden memnuniyet karşılaştırmalı olarak TÜİK YMA 2013 verileri ile incelenmekte ve son bölümde yerel kamu hizmetlerinden memnuniyetin başta hayat tatmini olmak üzere il düzeyinde belirleyicileri ile arasındaki korelasyonlar değerlendirilmektedir.