Öğretmen Adaylarının Bir Matematik Öğretmeni Olarak Kendilerine ve Matematiği Öğrenen Öğrenciye Yönelik İmajları (original) (raw)
Related papers
Kastamonu Eğitim Dergisi, 2020
Anahtar Kelimeler akademik başarı hizmet öncesi öğretmen eğitimi hizmet öncesi öğretmen eğitimi programları matematiğe yönelik imaj tutum Öz Bu araştırmanın amacı; öğretmen adaylarının matematiğe yönelik imajlarını ve bu imajları etkileyen değişkenleri incelemektir. Araştırmada kısmi karma eşzamanlı nicel baskın statülü desen kullanılmıştır. Araştırmaya 424 öğretmen adayı katılmıştır. Verileri toplama sürecinde öğretmen adaylarına yönelik imaj anketi, matematiğe yönelik tutum ölçeği ve temel matematik başarı testi kullanılmıştır. Verilerin içerik analizinde, nitel veriler için temalar ve kodlar belirlenerek yüzde verilmiş; nicel veriler içinse MANOVA, kay-kare ve uyum analizi testleri kullanılmıştır. Araştırmanın bulgularına göre matematik başarısı ve tutum puanları farklı program türlerine göre farklılaşırken, sınıf düzeyine göre anlamlı bir şekilde farklılaşmamaktadır. "Matematik" sözcüğü denildiğinde öğretmen adaylarının ilk akıllarına gelenler matematik konuları olmuştur. Cevaplar karşılaştırıldığında gruplar arasında; farklı program türlerine göre anlamlı bir farklılık çıkmazken, sınıf düzeylerine göre anlamlı bir farklılık çıkmıştır. Matematiğe yönelik tutum ve akademik başarı testi puanları ile verilen cevaplar arasındaki ilişki düzeyi ise anlamlıdır. "Matematik" sözcüğünü neye benzettikleri sorulduğunda ise, öğretmen adayları en çok hayata dair konulara değinmişlerdir. Cevaplar gruplar arasında farklı program türleri ve sınıf düzeylerine göre istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermezken matematiğe yönelik tutum ve akademik başarı testi puanları ile de ilişkili çıkmamıştır. Benzetme nedenleri ise en çok matematiğe yönelik duygu durumları ile ifade edilmiştir. Verilen cevaplar istatistiksel olarak; farklı sınıf düzeylerine göre anlamlı bir şekilde farklılaşmazken; farklı program türlerine göre anlamlı bir şekilde farklılık göstermektedir. Aynı zamanda cevaplar ile matematiğe yönelik tutum ve akademik başarı testi puanları arasındaki ilişki anlamlıdır.
Matematik Öğretmeni Adaylarının Matematiksel İspat Yapmaya Yönelik Görüşleri İle Matematiğe Karşı Öz
Kastamonu Üniversitesi Kastamonu Eğitim Dergisi, 2015
Çalışmanın amacı matematik öğretmeni adaylarının ispat yapmaya yönelik görüşlerini ve matematiğe karşı öz-yeterlik algılarını inceleyerek, söz konusu iki duyuşsal değişken arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmaktır. Çalışmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Çalışma, bir devlet üniversitesinin ilköğretim matematik öğretmenliği bölümü dördüncü sınıfında öğrenim gören 76 matematik öğretmeni adayı ile yürütülmüştür. Çalışma sonucunda öğretmen adaylarının ispat yapmaya yönelik görüşleri ile matematiğe karşı öz-yeterlik algılarının orta düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Matematiğe karşı öz-yeterlik algısının ispat yapmaya yönelik görüşlerin anlamlı bir yordayıcısı olduğu ve ispat yapmaya yönelik görüşlere ilişkin toplam varyansın %39'unun matematiğe karşı öz-yeterlik algısı ile açıklanabildiği belirlenmiştir.
Erzincan University Journal of Science and Technology, 2009
Bu arastirmada ogretmen adaylarinin matematik alan bilgileri ve pedagojik bilgi seviyeleri ile hazirlamis olduklari bilgisayar destekli matematik ogretim materyallerinin niteligi arasinda iliski olup olmadigi arastirilmistir. Arastirma yontemi olarak yari deneysel modellerden tek gruplu on test - son test modeli kullanilmistir. Veri toplama araci olarak ise matematik basari testi, egitim bilimleri basari testi ve gorsel materyal degerlendirme olcegi on test ve son test olarak uygulanmistir. Elde edilen verilerin analizi sonucunda, ogretmen adaylarinin hazirladiklari bilgisayar destekli matematik ogretim materyallerinin niteligi ile akademik matematik bilgisi ve ogretmenlik meslek bilgisi seviyeleri acisindan on test ve son test puanlari arasinda anlamli bir farklilik bulunmaktadir. Ayrica, ogretmen adaylarinin matematik ve ogretmenlik meslek bilgisi seviyelerindeki degisim hazirladiklari bilgisayar destekli matematik ogretim materyalinin niteligindeki degisimi anlamli bir sekilde ac...
Eğitim sürecinde öğrenci tercihlerinin bilinmesi, bir yandan onların önceki öğrenme süreci ile ilgili ipuçları verir öte yandan da yeni öğrenme ortamının nasıl düzenleneceği konusunda eğitimcileri yönlendirir. Bu nedenle olası birçok problemi, başlangıç aşamasında ortadan kaldırılması için önemli bir adım sayılır. Bu araştırmada, matematik öğretmenliğine kayıt olan öğretmen adaylarının öğrenme ve öğrenme sürecine yönelik görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın katılımcıları 2010-2011 öğretim yılı güz döneminde bir devlet üniversitesinde matematik öğretmenliğini yeni kazanan 33 öğretmen adayıdır. Adaylardan, açık uçlu sorular yardımıyla, öğrenme ve öğrenme sürecine yönelik görüşlerini rahatlıkla ortaya koymaları istenmiştir. Derlenen veriler nitel veri analizi yöntemlerinden içerik analizi ile çözümlenmiştir. Elde edilen bulgular, öğretmen adaylarının çoğunlukla pekiştirici etkinlikler yaparak, öğretmenden dinleyerek ya da üst düzey bilişsel becerileri (araştırma, ispatlama, tartışma vb.) kullanarak öğrenmek istediklerini göstermiştir. Öğrenmede soyut düşünme ve öğrenme sürecinde teknolojiden yararlanma ve fiziksel koşullar öğretmen adaylarından en az olur alan istekler arasında kalmıştır.
Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2018
Matematik öğretimi ve öğrenimini açıklayan birçok akademik çalışmada, öğrenme modelinde, standartlarda ve öğretim programlarında bağlantı kurma ve ilişkilendirme yapmanın önemi vurgulanmıştır. İlişkilendirmenin yanı sıra, matematik öğretimi ve öğrenimine yönelik çağdaş yaklaşımların pek çoğunda etkinlik adı verilen bir öğrenme birimine vurgu yapılmaktadır. Bu durum etkinlikleri ve etkinlik temelli öğrenmeyi matematik eğitiminin merkezine taşımaktadır. Matematik öğretimi yapılırken ilişkilendirmenin kurulabileceği en uygun öğrenme birimlerinden bir tanesi de matematik öğrenme etkinlikleridir. Bu bağlamda, günlük yaşamla ilişkilendirmenin ne olduğunu, nasıl yapılacağını geliştirilen veya var olan etkinlikler üzerinden incelemenin faydalı olacağı düşünülmektedir. Bu çalışmanın temel amacı ortaöğretim matematik öğretmen adaylarının günlük yaşam ile matematiği ilişkilendirmenin ne olduğu ve nasıl yapılması gerektiği hakkındaki düşüncelerini belirlemek ve düşüncelerini geliştirdikleri bir grup günlük yaşam ile ilişkilendirilmiş matematik öğrenme etkinliğine nasıl yansıttıklarını incelemektir. Çalışmada nitel araştırma paradigmalarından durum çalışması kullanılmıştır. Bu çalışma bir devlet üniversitesinin dördüncü sınıfından eğitim gören 33 (11 grup) matematik öğretmen adayı ile yapılmıştır. Öğretmen adaylarına serbest yazma yaptırılmış ve günlük yaşam ile ilişkilendirilmiş matematik öğrenme etkinliği geliştirmeleri istenmiştir. Toplanan veriler içerik analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Matematik öğretmen adaylarının günlük yaşam ile ilişkilendirmenin gerekliliği ve önemini savunurken, bu durumu geliştirmiş oldukları matematik öğrenme etkinliklerine yansıtmada zorluk çektikleri belirlenmiştir.
Fen Bilgisi Öğretmen Adaylarının Çözünme İle İlgili İmajları
Değerli Katılımcılar, Niğde Üniversitesi Eğitim Fakültesi olarak X. Ulusal Fen Bilimleri ve Matematik Eğitimi Kongresi (27-30 Haziran 2012)'ne ev sahipliği yapmanın büyük gurur ve heyecanını yaşamaktayız. Kongremize bildiri, poster gibi sunumlarıyla veya dinleyici sıfatıyla destek veren tüm katılımcılara, kurumumuz adına teşekkür ederim. Bilim sonsuzluktur. Varılan her sonuç, varılabilecek olanlara aralanmış bir kapıdır. Mükemmel bir eser değil dörtbaşı mamur bir makale yazmak için bile bir ömür kısa… Fakat bilim insanı, sonsuz arayış iştiyakı içinde, ömrünü bilmek ve bildiğini yaygınlaştırmak için harcayan kimsedir. Eğitim-öğretim faaliyeti, bir taraftan bilgiyi edinme diğer taraftan bilgiyi -ihtiyaç duyan kitlelere-başarılı yöntemlerle ulaştırma işidir. Bunu yüksek seviyede kavrayabilen ve sürdürülebilir nitelikte uygulamaya koyan toplumlar, gelişmenin anahtarını da yakalamış olurlar. Grigory PETROV'un "Ak Zambaklar Ülkesinde" kitabını bilmeyen yoktur sanırım. Bu kitapta Finlandiya'yı "ak zambaklar ülkesi" yapan idealist öğretmen(ler)in çabaları anlatılır. Her memleket, "ak zambaklar ülkesi" hâline getirilebilir. Yeter ki öğretmenimiz gerçek eğitimci olsun! Fen bilimleri ve özellikle matematiğin öğrenilmesindeki zorluğu, her kademedeki öğrenci şikâyet ve yakınmalarından anlamak mümkündür. Dolayısıyla Fen Bilimleri ve Matematik Eğitimi, önem ve ihtiyaç bakımından diğer eğitim alanlarının bir adım önündedir. Bu tür kongreler, hem bilginin çoğaltılmasına hem de kalıcı ve kolay öğretme yöntemlerinin geliştirilmesine yardımcı olacaktır. Sizlere gerek bilgi paylaşımı gerekse, tartışma ortamı doğurmadaki katkılarınız için şükranlarımı sunuyorum.
Bilgiler Eğitimi Öğretmen Adaylarının Matematiğe İlişkin Bakış Açıları
Ege Eğitim Dergisi, 2015
Öz Bu araştırmanın amacı; sosyal bilgiler öğretmen adaylarının; algıladıkları matematik başarıları, fobi ve kaygıları açısından matematiğe karşı tutumlarını ortaya koyabilmektir. Durum çalışması yönteminin temel alındığı araştırma; 2011-2012 öğretim yılı bahar döneminde İlköğretim Bölümü Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı'nda öğrenim görmekte olan 30 dördüncü sınıf öğretmen adayı ile gerçekleştirilmiştir. Katılımcılardan 13'ü dördüncü sınıfta seçmeli olan matematik dersini almışken 17'si bu dersi almamıştır. Hazırlanan 5 soruluk görüşme formu yardımıyla veriler toplanmış ve içerik analizine tabi tutulmuştur. Araştırma sonucunda; dersi almayan gruptaki katılımcıların alan gruba kıyasla kendilerini matematikte daha başarısız olarak nitelendirdikleri ve bu durumu matematik öğretmenleri, atılamayan matematik temelleri, çalışmamaları, ilgi duymamaları gibi sebeplere bağladıkları görülmüştür. Matematik dersini alan grupta katılımcıların %31'inin almayan grupta ise %47'sinin matematik fobisi olduğu ve bu durumun temel olarak bu dersteki başarısızlıklarından kaynaklandığı sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca dersi alan katılımcıların %54'ünün almayanlarda ise %82'sinin matematik kaygısına sahip oldukları belirlenmiştir. Sınav kaygısı, hiç öğrenememe, temel eksikliği, öğrenip unutma, her zaman gerekli olma, sürekli başarısız olma ve işlem korkusu söz konusu bu kaygının katılımcılar tarafından ifade edilen nedenleridir. Son olarak katılımcıların büyük çoğunluğunun matematik dersinde başarılı olmak istedikleri, dersi yararlı olarak nitelendirdikleri ve Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Lisans Programı'nda yer alması gerektiğini düşündükleri görülmüştür.
DergiPark (Istanbul University), 2015
Çalışmanın amacı matematik öğretmeni adaylarının ispat yapmaya yönelik görüşlerini ve matematiğe karşı öz-yeterlik algılarını inceleyerek, söz konusu iki duyuşsal değişken arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmaktır. Çalışmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Çalışma, bir devlet üniversitesinin ilköğretim matematik öğretmenliği bölümü dördüncü sınıfında öğrenim gören 76 matematik öğretmeni adayı ile yürütülmüştür. Çalışma sonucunda öğretmen adaylarının ispat yapmaya yönelik görüşleri ile matematiğe karşı öz-yeterlik algılarının orta düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Matematiğe karşı öz-yeterlik algısının ispat yapmaya yönelik görüşlerin anlamlı bir yordayıcısı olduğu ve ispat yapmaya yönelik görüşlere ilişkin toplam varyansın %39'unun matematiğe karşı öz-yeterlik algısı ile açıklanabildiği belirlenmiştir.