Bostancıbaşı Kayığı ve Bu Kayığın İşlevi / The Bostanjıbashı Boat and its Function (original) (raw)

Yeni Sarayın muhafızı ve İstanbul’un asayişinden sorumlu görevlilerden biri olan bostancıbaşı bu görevini, çoğunlukla kayığıyla yerine getirirdi. Bunun dışında başta padişah olmak üzere çeşitli üst düzey devlet görevlilerinin nakli, padişah ailesine mensup bazı fertlerin cenazelerinin taşınması, müsadere edilen eşyaların nakli, Kabe örtüsünün karşılanıp alınması gibi işlerde de bostancıbaşı kayığıyla hizmet ederdi. Bostancıbaşı (Bostandjibashi: The chief of gardeners), is the guardian of Topkapı Palace and one of public security keepers in İstanbul, would accomplish these duties with his boat. However, he also would servise with his boat for these tasks: Being transported the diffirent dignitaries firstly kings, transfering the funeral of some persons from royal family, transporting seizuring goods, reception and acceptance the Kabe cover.

Sign up to get access to over 50M papers

Vapurların Kamusallığı- Publicness of Ferries

Günümüz küresel kentlerinde kamusallığı sorgulamak, kentlerin daha yaşanabilir yerler olabilmesi, daha iletişimi yüksek, kamusallık adına verimli alanlar olabilmesi için çok önemlidir. Bu çalışmada yapılan, günümüz İstanbul vapurlarında kamusallığı sosyallik, iletişim ve tecrübe (hareket, davranış) üzerinden okumaya çalışmaktır. Herhangi bir durumu anlayabilmek adına o durumun hafızasını algılayabilmek yani tarihini bilmek önemlidir. Bu sebeple çalışmaya altlık olabilmesi adına öncelikle İstanbul’da kent içi ulaşım tarihi ölçeğinden, vapurlarının tarihi ölçeğine doğru bir yoğunlaşma çalışması yapılmıştır. Çalışma kapsamında asıl olan tarihi süreç içerisinde de vapurların kamusallığına dair izler taşıyan “gündelik yaşam” kesitlerinden faydalanan bir çalışma yapmaktır. Fakat bu çalışmanın akademik kapsamı bu araştırma için yeterli alanı vermemektedir. Bu sebeple yapılan tarihi çalışma kronolojik olarak kamusallığa referans veren çeşitli başlıklar üzerinden olmuştur. Vapurların kamusallığının sorgulandığı bölümde ise, çalışmanın sonuçlanması için gerekli araç olan teorik çerçeve açıklanmış sonrasında vapurlarda zaman- mekân algısından, hegemonyanın tesir alanı ve hegemonyayla mücadele alanı olarak vapurlar incelenmiştir. Bu iki süzgeçlerden faydalanılarak, “katılımcı gözlemcilik” yöntemi ve basın taraması, mülakatlar ile “vaka”lar tespit edilerek bu vakalar üzerinden vapurların kamusallığı sorgulanmıştır. In contemporary world questioning publicness, having more livable and communicative spaces and discovering the ingredients of a more productive public spaces are very important. This study aims to understand publicness of Istanbul’s ferries with the lenses of socializing, communication and experience (movement, behavior). It is vital to know the history of a situation to process the space-based collective memory of that state of being. Because of this, to set a background for this research, the first chapter focuses on the history of Istanbul’s urban transportation and history of Istanbul’s ferries. In the second chapter the contemporary publicness in ferries of Istanbul are analyzed based on personal and significant experiences. Because of the limits of this study the first chapter is a chronological documentation of the evolution of urban transportation and ferries, but it doesn’t include the past public space experiences in ferries. In the second chapter the publicness and public being states of ferries are questioned, the theoretical perspective about the public space is presented, the time-space distinct in ferries and the hegemony shaped within ferries (and the moments of resistance to this hegemony) is analyzed. The research methodology is being a “participant observer”, looking thorough press records, doing interviews and determining the significant events to analyze.

"Erken Modern Dönemde Bir Yetki Alanı Olarak Edirne Bostancıbaşılığı: 'Kırkayak' Edirne Bostancıbaşısı", ANKARAD/AJARS: Anadolu ve Rumeli Araştırmaları Dergisi / Ankara's Journal of Anatolia and Rumelia Studies, 2022, 3 (5), s.161-192.

2022

Öz: Osmanlı Devleti, bilindiği üzere yönetim anlayışı gereği taşrada klasik tarzda bey ve kadı denetiminde sancak ve kazalardan oluşan bir örgütlenme oluşturmuştur. Modern dönem öncesi Osmanlı taşra yönetimi ve mekân organizasyonu bağlamında Edirne üzerine yapılmış belli başlı çalışmalar incelendiğinde Edirne ile ilgili bir kavram karmaşasının varlığı dikkatleri çekmektedir. Bilinen mevcut bilgi; Edirne’nin fetihle birlikte payitaht ve Rumeli eyaletinin merkezi olduğu, İstanbul’un fethinden sonra bile siyasi ve idari önemini koruduğu, teşkilatlanma açısından da Çirmen sancağına bağlandığıdır. Bu noktada Çirmen sancağına bağlı olduğu dile getirilen Edirne’nin yönetiminde ya doğrudan Çirmen sancakbeyi/sancak mutasarrıfının ya da onun vekili olan mütesellimin etkin olması beklenirken, öne çıkan görevlinin neden Edirne Bostancıbaşısı olduğu; bunun Türk idare tarihi ve Osmanlı mekân örgütlenmesi açısından ne ifade ettiği sorgulanmamıştır. Bu nedenle makalenin odak noktasına; 1580’lerden 1826’da Edirne Bostancı Ocağı’nın kaldırılışına kadar geçen süreçte, Edirne Bostancıbaşılığının nasıl bir yetki alanı olduğu sorusu oturtulmuştur. Bu bağlamda Evliya Çelebi’nin Seyahatnâme’sindeki anlatısının, arşiv belgelerindeki izdüşümleri üzerinden Edirne Bostancıbaşısının nasıl bir yönetici profili çizdiğini ortaya koymak, makalenin hedeflerinden biridir. Anahtar Kelimeler: Yetki Alanı, Osmanlı İdare Tarihi, Osmanlı Mekân Organizasyonu, Edirne, Edirne Bostancıbaşılığı

Bir Tasarım Aracı Olarak Nostalji; Kabataş İskelesi Üzerine Deneme

Universal Journal of History and Culture, 2019

Modern dönemle beraber ortaya çıkan nostalji kavramı içerik olarak sürekli degişim geçirmiştir. Temelde birözlem duygusu olan kavramın tasarımla ilişkisi genellikle pazarlama ve tüketim uzerinden kurulmuştur. Oysa nostaljinin eleştirel olması ve yaratıcı sürece katkı saglayabilecegi gözönünde bulundurularak tasarım aracı olarak görülmesi şimdi ve gelecegin maddi koşullarï uzerine tartışma alanı yaratır. Nostalji kavramı ve tasarım ilişkisi yogunluklu olarak Svetlana Boym'un "Nostaljinin Gelecegi" kitabı ve Greig Crysler'in "Zamanın okları: Geçmişin mekanları" metniüzerinden tartışmaya açılmıştır. Ortaya çıkan tartışma alanları bu çalışmada Kabataş meydan düzenlemesi ve transfer merkezi projesiüzerinden derinleştirilmiştir. Mekan içerisinde nostalji arayışı; mekan dizilimlerinin nasıl bir deneyim alanı sagladıgı ve bu deneyimin nasıl degişime ugradıgı ile tespit edilmeye çalışılmıştır. 2016 yılında kapatılan iskele binası ilk olarak "Martı Projesi" ile sonra da Osmanlı stili tasarım ile gündeme gelmiştir. Zamanüzerinden dogrudan tasarım kriterleri belirlemeye çalışan projeye karşı nostaljinin eleştirel ve yaratıcı katkısı çalışmanın sonunda ortaya çıkarılmıştır.

Buharli Gemi̇ Çağinda Osmanli Gemi̇ İsi̇mleri̇ Üzeri̇nden Gelenekten Moderni̇teye Geçi̇şi̇ Okumak

DergiPark (Istanbul University), 2022

19. yüzyıl tüm dünyada büyük değişim ve dönüşümlerin yaşandığı bir yüzyıldı. Osmanlı Devleti artık Avrupa'nın üstünlüğünü her alanda kabul etmiş, Batı'daki değişimleri kendi bünyesine adapte etmeye çalışıyordu. Modernleşmenin başladığı ilk alan orduydu. Osmanlılar ordularını modernize ettikleri taktirde kaybettikleri eski savaş güçlerini tekrar kazanacak ve topraklarını koruyabileceklerdi. Bunun yanında denizcilik alanında buharlı gemi teknolojisinin ortaya çıkmasıyla birlikte donanmanın modernizasyonu ile ilgilendiler. İlk etapta yelkenli gemilerden buharlıya geçiş kolay olmadı fakat ilerleyen dönemde buharlı gemilerin insan ve lojistik taşımadaki hızları diğer gemilerin yerini almalarını kolaylaştırdı. Osmanlı Devleti'nin Tanzimat ile başlayan ve Islahat Fermanı ile devam eden modernleşme serüveni ise inişli çıkışlı bir dönem olsa da buharlı gemilerin ortaya çıktığı zamana denk gelmekteydi. Bu dönemde buharlı gemilere verilen isimlerin devletin kendi siyasi politik dilini yansıtması şaşırtıcı değildi. Devlet yaşamış olduğu siyasi ve kurumsallaşmış değişimi bu alanda gemilere verdiği isimlerle adeta halka aşılamaya çalışıyordu. Bu dönemde devlet eliyle teşvik edilen şirketleşme girişimleri de gemilere verdikleri isimlerle modernleşen devleti desteklemekteydiler. Dönemsel olarak devlet politikasında yaşanan değişimlerin de gemi isimlerine yansıdığı oluyordu. Bu makalenin amacı uzun bir değişim ve sancılı bir süreci içine alan Osmanlı modernleşmesini gemilere verilen isimler üzerinden incelemektir. Böylece devletin resmi politikasının ve siyasi dilinin yaşamış olduğu değişim donanmadaki modernleşme üzerinden anlamaya çalışılacaktır.

Buharlı Gemi Çağında Osmanlı Gemi İsimleri Üzerinden Gelenekten Moderniteye Geçişi Okumak

2022

19. yüzyıl tüm dünyada büyük değişim ve dönüşümlerin yaşandığı bir yüzyıldı. Osmanlı Devleti artık Avrupa'nın üstünlüğünü her alanda kabul etmiş, Batı'daki değişimleri kendi bünyesine adapte etmeye çalışıyordu. Modernleşmenin başladığı ilk alan orduydu. Osmanlılar ordularını modernize ettikleri taktirde kaybettikleri eski savaş güçlerini tekrar kazanacak ve topraklarını koruyabileceklerdi. Bunun yanında denizcilik alanında buharlı gemi teknolojisinin ortaya çıkmasıyla birlikte donanmanın modernizasyonu ile ilgilendiler. İlk etapta yelkenli gemilerden buharlıya geçiş kolay olmadı fakat ilerleyen dönemde buharlı gemilerin insan ve lojistik taşımadaki hızları diğer gemilerin yerini almalarını kolaylaştırdı. Osmanlı Devleti'nin Tanzimat ile başlayan ve Islahat Fermanı ile devam eden modernleşme serüveni ise inişli çıkışlı bir dönem olsa da buharlı gemilerin ortaya çıktığı zamana denk gelmekteydi. Bu dönemde buharlı gemilere verilen isimlerin devletin kendi siyasi politik dilini yansıtması şaşırtıcı değildi. Devlet yaşamış olduğu siyasi ve kurumsallaşmış değişimi bu alanda gemilere verdiği isimlerle adeta halka aşılamaya çalışıyordu. Bu dönemde devlet eliyle teşvik edilen şirketleşme girişimleri de gemilere verdikleri isimlerle modernleşen devleti desteklemekteydiler. Dönemsel olarak devlet politikasında yaşanan değişimlerin de gemi isimlerine yansıdığı oluyordu. Bu makalenin amacı uzun bir değişim ve sancılı bir süreci içine alan Osmanlı modernleşmesini gemilere verilen isimler üzerinden incelemektir. Böylece devletin resmi politikasının ve siyasi dilinin yaşamış olduğu değişim donanmadaki modernleşme üzerinden anlamaya çalışılacaktır.

Loading...

Loading Preview

Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.