XVI. Yüzyıl Menteşe Livası Vakıfları (338 Numaralı Mufassal Evkâf Defteri H. 970/H. 1562) (original) (raw)
Related papers
XVI. Asır Kudüs Sancağı'nda Memlük Sultanlarına Ait Vakıflar
Tarihte Kudüs ve Mescid-i Aksa, 2023
Mescid-i Aksâ Kudüs ve Tarihte Mescid-i Aksâ Kudüs ve Tarihte Kudüs, birçok peygamberin tevhid mücadelesine ev sahipliği yapmıştır. Kur'ân-ı Kerîm'de İsrâ sûresinin açık beyanı ile mübarek kabul edilen Kudüs şehri, İslâm'da kendisine ibadet için yolculuğa çıkılabilecek üç mescitten biri olan Mescid-i Aksâ'yı da bağrında barındırır. Dinî, kültürel ve stratejik konumu itibarıyla bir toprak parçası olmasından öte anlamlar taşıyan Kudüs, Hz. Ömer'in fethi ile özgürleşmiş ve diğer İslâm devletlerinin hâkimiyetinde sadece Müslümanlar için değil, diğer inanç grupları için de bir arada yaşama kültürünün tüm insanlığa gösterildiği İslâm'ın dârüsselâm beldelerinden bir tanesi olmuştur. Kudüs, üç semavi din için kutsal kabul edilmesinin yanında, kadim tarihi ile zengin bir dinî ve tarihî mirasa da sahiplik yapmaktadır. Müslümanlar 624 yılına kadar namazlarında kıble olarak bu şehre yönelmişlerdir. Gerek miraç hadisesinin burada gerçekleşmesi gerekse hadis kaynaklarında zikredilmesi sebebiyle İslâm toplumları bu şehre özel bir önem atfetmişlerdir.
1577 Tarihli Evkâf Defterine Göre Bafra Vakıfları
Tarihi, Sosyal ve Kültürel Yönleriyle Bafra Cilt I, 2023
Bafra, verimli bir ovanın merkezinde kurulmuştur. Bir pazar merkezine sahip olması çevresi için uğrak yeri olmuştur. Bu sebeplerden dolayı denize kıyısı olmadığı halde nüfusu kendisine çeken bir yer olmuştur. Bafra, belgelerde sıklıkla pazarının adı olan Göründür olarak da kaydedilmiştir. 1485 yılında iki mahallesi görülmektedir. Mescid-i Cami-i Emirza Bey ve Hüseyin Debbağ bu iki mahalledir. 1520’ye gelindiğinde altı yeni mahalle daha kurulmuştur. Hacı Çırak, Hacı Ahmed, Debbağhâne, İshaklu, Hoca Sinan mahalleleridir. Toplamda 141 nefer, 98 sipahizâde kayıtlara geçmiştir. Bafra’da Hıristiyan nüfus da bulunmaktadır. Hıristiyan nüfus öşür rüsumuna kayıtlıdır. 1520 yılına gelindiğinde 69 hane, 28 mücerred kayıtlıdır. Bu tarihte toplam 1568 kişi olarak görülen Bafra’nın nüfusunun 1195’i Müslüman, 373’ü gayrimüslimdir. 1576 yılında nüfus iki kat artmıştır. Sekiz Müslüman mahallesinde 289 evli, 294 mücerred ve 12 avarızdan muaf kişi kayıtlara geçmiştir. Gayrimüslim nüfus da 75 hane ve 64 mücerred olarak görülmektedir. Mehmet Öz’ün hesaplamalarına göre 1576 yılında Bafra’nın nüfusu 1950-2300 arasındadır.2 1576’dan önce bir medrese, Bafra’nın Salıbükü köyünde, bu köyün malikâne gelirinin bir kısmı tahsis edilmek sureti ile tesis edilmiştir. 1577 tarihli evkaf defterinde birçok köy ve mezra gelirlerinin vakıflara tahsis edildiği görülmektedir. Bafra’daki vakıfları öncelikle iki başlık altında değerlendirmek gerekmektedir. Bu sınıflandırma Bafra’da olup Bafra’dan gelir elde eden vakıflar ve Bafra’da olmayıp Bafra’dan gelir elde eden vakıflar şeklinde olacaktır. olacaktır.
Defter-i Evkaf-ı Valide Sultan der Mağnisa, Ayşe Hafsa Vâlide Sultan Vakfı ve XVI. Yüzyılda Urla
Defter-i Evkaf-ı Valide Sultan Der Manisa is a unique handwritten manuscript which was written in Ottoman Turkish during the period of II. Selim, the Ottoman Sultan. The manuscript is currently kept at the archives of General Directorate of Land Registry and Cadastre (Tapu Kadastro Arşivi) Ankara, Turkey, with the record number of 57. This valuable manuscprit belongs to the Waqf of Hafsa Sultan which was founded in 1523 in Manisa in the name of Hafsa Sultan and its comprises of detailed records of the sources of income in Urla and its near villages. Hafsa Sultan was the first "Valide Sultan" (literally Queen Mother) of the Ottoman Empire, first wife of Selim I and mother of Suleiman the Magnificent. Coming into prominence with her philanthropist character, Hafsa Sultan found the aforementioned waqf in order to afford the expenses of "külliye" (Islamic-Ottoman social complex) which consists of a mosque, a primary school, a madrasa, a hospital, a hamam and a hospice. She donated most of her property in lands of Manisa and Urla which was transferred to her by her son. The waqf's most considerable source of income was provided from Urla and its near villages, which was reported to be 84% of the total income of the waqf, according to the historical documents of the last quarter of 16th century. Urla, which was a Turkish city since the 14th century, has rapidly become and important settlement before and during the Ottoman domination. This manuscript we publish presents a detailed information on socio-economic structure of Urla and its neighborhood in the 16th century. Especially the demographic structure of Muslims and non-Muslims living in Urla, information on inhabiting of migrant settlers and new settlements found by some communities contributes to understanding of Turkish policy of inhabiting on west Anatolia. This is the first time that the original handwritten manuscript is transcribed into Latin characters and published together with its digital image. We suggest that this piece is valuable for the history of Izmir and its vicinity in western Anatolia due to the original information its contains.
XVI. Yüzyılda Meğri (Fethiye) Kazası Vakıfları
Başbakanlık Osmanlı Arşivi ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’ndeki tapu tahrir ve vakıf defterlerini esas alarak Batı Anadolu’nun Akdeniz kıyısındaki önemli kazalarından biri olan Meğri’nin XVI. yüzyıldaki vakıflarını incelemeye çalıştık. Tarihi süreç içerisinde şehir ve kaza, Telebehi, Telmessos, Anastasiupolis, Makri veya Mekri, Beşkaza ve Fethiye gibi isimlerle anılmıştır. 1261 yılında bölgede Menteşe Beyliği kurulmuş ve bu beyliğin topraklarının tamamı 1391’de ilk olarak Osmanlıların eline geçmiştir. Ankara Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin elinden çıkan bölge, 1424 tarihinde II. Murad tarafından tekrar fethedilmiştir. İlk fetihten sonra burada Menteşe Sancağı ihdas edilmiş ve Meğri kazası da sancağın en mühim kazalarından birisi olmuştur. Bu kazanın sosyal ve kültürel yapısının oluşmasında vakıfların önemli bir yeri vardır. Fethiye günümüzde ikiye ayrıldığı ve Seydikemer ilçesi buradan çıktığı için buranın tarihi ve kültürel durumunun aydınlanmasına da katkı sağlayacaktır. Kaza, vakıflar yönünden zengin olup bu yüzyılda 44–81 arasında vakıf bulunmaktadır. Birkaç vakıf hariç diğerleri kırsal alanda yer almaktadır. Özellikle de Sandlu veya Döğer, Vakıf Yakası, Amas (Üzümlü), Seki, Uğurdaş, Ebuhora, Ovacık, Bey ve Eşen gibi köyler vakıfların çok olduğu yerlerdir. Vakıflarla ilgili 1530, 1562 ve 1583 tarihli Vakıf defterlerinden istifade edilmiştir. Özellikle 1562 ve 1583 tarihli defterler mufassal olduğu için bölge tarihi için de mühim bilgiler vermektedir. Anahtar Kelimeler: Telmessos, Likya, Meğri, Mekri, Makri, Fethiye, Menteşe Sancağı, Üzümlü, Döğer, Eşen, Seydikemer, vakıf. The Waqfs of Megri (Fethiye) District in the 16th Century ABSTRACT We have tried to analyse the waqfs of Megri (Meğri) in the 16th century, one of the important districts in the Mediterranean coast of Western Anatolia, based on the registers of Ottoman Cadastral and Waqfs in the General Directorate of Land and Cadastre and Prime Ministry Ottoman Archive. As a city and district, Megri has been named as Telebeh, Telmessos, Anastasiupolis, Makri or Mekri, Beshkaza (Beşkaza) and Fethiye throughout history. Menteshe District was established in 1261 and conquered first by the Ottomans in 1391. It was out of Otoman power in the Battle of Ankara and Murad the Second got again the district. After the first conquest, Menteshe Flag was created here and Megri became one of significant districts in the flag. Waqfs have an important place in consisting the social and cultural structure of this district. They will contribute to explain the historical and cultural stiuation of the region because of the fact that Fethiye has split into two at the present day and the Township of Seydikemer has been departed from here. There are waqfs in the midst of 44–81 in Megri, that is to say, this district is rich in waqfs. They are located in rural area except for a few. Especially villages such as Sandlu or Döger, Vakıf Yakası, Amas (Üzümlü), Seki, Ugurdash (Uğurdaş), Ebuhora, Ovacık, Bey and Eshen (Eşen) are where there are a lot of foundations. Waqfs Registers dated 1530, 1562 and 1583 have been benefited about waqfs. Those bearing the dates of 1562 and 1583 are detailed, so they provide important information in terms of the history of district. Key Words: Telmessos, Likya, Megri (Meğri), Mekri, Makri, Fethiye, Menteshe Domain, Üzümlü, Döğer, Eshen (Eşen), Seydikemer, Waqfs (foundations).
VİZE KAZASI VAKIFLARI -XVI. Yüzyıl Arşiv Kaynaklarına Göre
DergiPark (Istanbul University), 2014
In the 16 th century, Vize province, which was an important military centre, included a great part of Thrace, with its administrative borders extending from the western shores of Istanbul strait to the Edirne province. Vize province appeared to be on the first strategic line of military activities directed at Europe regarding its geogrophical position and structure. In this study were explained foundation institutions of Vize province.
XVII. Yüzyıla Ait İstanbul Mahkeme Kayıtları Işığında ‘Avarız Vakıfları’
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları Dergisi, 2020
Osmanlı İmparatorluğu'nda mahkeme defterleri önemli bilgi kaynağıdır. İstanbul denilince dört bölge; İstanbul (sur içi İstanbul'u) ve bilâd-i selâse (Üsküdar, Galata, Eyüp) söz konusu olmaktadır. Bu çalışma İstanbul mahkeme tutanaklarının 1618-1697 yılları arasındaki dönemde kurulan mahalle avarız vakıfları ve bu vakıfların işleyişi, ayrıca bu gaye ile vakfedilen para ve gayrimenkuller ile bu vakıflardan borç para alanların kimler olduğuna ilişkin konuyu kapsamaktadır. Osmanlı Devleti'nde olağanüstü hallerde özellikle de savaş zamanlarında sefer için gereken masrafları karşılamak üzere padişahın emriyle halktan alınan verginin genel adı Avârız vergisidir. Bu örfi vergiler (tekâlîf-i örfiyye), başlangıçta nadiren ve çok cüzi miktarlarda toplanırken giderek ihtiyaçların artması ve devlet hazinesinin bunları karşılayamaz hâle gelmesi üzerine daha sık aralıklarla ve artan miktarlarda toplanmaya başlanmıştır. Nitekim bu vergileri ödemekte güçlük çeken fakir halka akar veya para olarak tahsis edilen vakıflar tarafından yardım edilmiştir. Bu vakıflar da yine aynı yerleşim birimi eşrafından maddi gücü yerinde olanlar aracılığıyla gerçekleştirilmiştir.
XIX. Yüzyıl Ortalarında İspir Kazasında Vakıflar (Evkâf Nezâreti Defterlerine Göre)
Karadeniz Araştırmaları, 2009
Özet Vakıflar, Osmanlı sosyo-iktisadi yapısında son derece önemli rol üstlenmiş kurumlardır. Eğitim, sağlık ve kültür başta olmak üzere birçok alanda hizmet vermişlerdir. Tarihi oldukça eskiye dayanan ve XVI. yüzyılda Osmanlı egemenliğine giren İspir yöresinde de bu bağlamda vakıflar tesis edilmiştir. Bir kısmının kuruluşu XIII.yüzyıla kadar uzanan yapılar, vakıflar sayesinde günümüze kadar ayakta kalabilmişlerdir. Bu çalışmada evkaf defterleri kullanılarak, XIX. yüzyılda İspir'de varlığını sürdüren on altı vakıf tespit edilmiştir. Bunların yıllık gelir gider durumu, istihdam edilen personel sayısı ayrıntılı olarak ele alınmıştır.
Lefke (Osmaneli) Vakıfları ve 1872 Tarihli Akarât-ı Mevkūfe Defteri
2023
Sakarya üniversitesi insan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü. ** Sakarya üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek lisans öğrencisi. 1 "Hayırlı işlere acele ediniz, iyilik hususunda yarış ediniz" (Bakara Suresi 148), "sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça gerçek iyiliğe asla eremezsiniz. ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir. " (Âl-i imrân Suresi, 92), "Hayırlı ameller yapınız ki kurtuluşa eresiniz (Hac Suresi, 77)" ve "iyilik yapmak ve fenalıktan sakınmak hususunda birbirinizle yardımlaşın. " (mâide Suresi, 2) ayetleri ile Hz. muhammed'in "insan öldüğünde amelleri kendiliğinden kesilir. Ancak üç şey müstesna: sadaka-ı cariye, faydalanılan ilim ve arkasından dua eden hayırlı evlat. " (müslim, Vasiyye, 14) hadisi ve topluma faydalı işler yapma (sadaka-i cariye) hususundaki tavsiye ve teşvikleri islam toplumunda özelde ise Osmanlılarda hayırseverlik ve vakıf kültürünün asıl kaynağıdır.
Ayntâb Şehir Hayatında Vakıflar (XVI. Yüzyıl)
Uluslararası Antep - Halep Vakıfları Sempozyumu Bildileri, 2014
Waqfs - charitable institution- were significant foundations in city life in regard, both, to social and economic aspects. Thanks to waqfs, the governments in Islamic States had not much obligations, in carrying out the religious service, administrating and maintaining the religious foundations. Their benefits to state were not limited with these. They provide essential contributions to habitation and construction of cities. The waqf institutions especially identified with külliye that was formed by a mosque in the center and religious, social and commercial buildings around it, constructions and habitation. The influence in the fulfillment of public service necessitated for processing city life harmoniously cannot be ignored as the effect in organization of cities. Public services such as education, cultural, medical, security, transportation and cleaning were performed by waqf. Ayntâb was a city that had old waqfs and religious, social and public services were done by them. The waqf that had existed before Ottomans maintained their existence, also, supplied the needs of people by continuing their services. In the first years of Ottoman sovereignty the new waqfs were founded and the old ones which carried on their legal entity preserved their status. The waqf institution, contributed not only development in physical structure of the city of Ayntâb but also improvement in social, economic and cultural area. Thus, their social contribution in Ayntâb were tried to be evaluated with regard to their functions.
The Journal of Academic Social Science Studies, 2015
Dârüssaâde Ağaları, Topkapı Sarayı’nda bulunan Harem dairesinin amiri ve idarecisiydiler. Padişaha çok yakın olmalarından dolayı siyasî ve idarî nüfuzları en üst seviyedeydi. İdarî ve siyasî açıdan oldukça yüksek pozisyona sahip olan Dârüssaâde Ağaları’na 1588 tarihinde Haremeyn Evkâfı Nazırlığı ek bir görev olarak tevcih edilmiştir. Böylelikle, Dârüssaâde Ağaları Osmanlı Devleti’nin sınırları dahilindeki muhtelif bölgelerde bulunan ve içerisinde selâtin vakıflarının da olduğu yüzlerce büyük ölçekli vakfın yönetiminden sorumlu hale gelmişlerdir. Dârüssaâde Ağalarının malî ve ekonomik gücü ve otoritesinin temelini nazırlığını üstelendikleri Haremeyn Evkâfı Nezâreti bünyesindeki bu vakıflar teşkil etmişlerdir. Bu makalede 1668-1669 (H. 1079) yılında Dârüssaâde Ağası’nın sorumluluğu ve yönetimi altında bulunan vakıfların çok nadir ve bir o kadar da derli toplu bir listesinin ve ilgili vakıfların 1669-1670 (H. 1080) yılı gelir-gider ve alacak hesaplarının tutulduğu arşiv defterlerinin yayımlanması amaçlanmıştır. Bununla birlikte öncelikle Dârüssaâde Ağalığı bir kurum olarak kısaca tanıtılarak ağaların sorumluluğunda olan Haremeyn Evkâfı Nezâreti’nin bir kurum olarak nasıl evrildiği hakkında genel bilgiler verilmiştir. Bunun akabinde ise yayımlanan arşiv kayıtları hakkında bazı ön bilgiler eşliğinde mütevazi bir değerlendirmeye yer verilmiştir. Çalışmanın sonunda ise makalenin ana hedefini oluşturan Dârüssaâde Ağalığı’na bağlı vakıfların yer aldığı arşiv defterlerinin latinize edilmiş metinleri eklenmiştir.