Türk-İslam Sentezcilerinde Devlet Tasavvuru ve Din-Devlet İlişkileri (original) (raw)
Related papers
Azerbaycan Da Devlet Ve Din Ilişkileri
Journal of International Social Research
Öz Azerbaycan'da devlet ve din ilişkileri başlıklı bu çalışmada öncelikle, Azerbaycan arazilerinde tarihen yayılmış farklı dinler hakkında bilgi verilmiş, daha sonra ise İslam dinin yayılması ve Azerbaycan halkının oluşumundaki rolüne vurgu yapılmıştır. Dinlerin bu coğrafyada geçtiği tarihi merhalelere kısaca değinilerek, modern dönemdeki dini manzara gösterilmiştir. Halihazırda Azerbaycan laik devlettir ve dinle ilişkilerini laiklik prensiplerine göre sürdürmektedir. Nüfusun büyük çoğunluğu farklı mezheplere bağlı olan Müslümanlardan oluşmaktadır. Bunun yanısıra, Azerbaycan'da az da olsa Hristiyanlığın ve Yahudiliğin farklı mezhepleri ve bazı yeni dini hareketler de bulunmaktadır. Devlet resmi kayıt altına alınmış tüm dini gruplar arasında çoğunluk, azınlık, tarihi ve yeni olması bakımından bir fark gözetmeden hepsine eşit muamele etmekte ve finansal destek ayırmaktadır. Bu çalışmamızda Azerbaycan Cumhuriyeti anayasasının din özgürlüğü hakkındaki kanunlarının ilgili maddeleri incelemeye tabi tutulmuş; bireysel dini özgürlük haklarının devlet tarafından korunup korunmaması konusuna değinilmiş ve devletin dinle ilişkilerini düzenleyen resmi kurumlar ve onların faaliyetleri hakkında bilgi verilmiştir.
Turk Devletlerinde Din Devlet Iliskileri (Sunuş)
Akademisyen Kitabevi, 2020
Günümüzde Orta Asya olarak adlandırılan Uluğ Türkistan halklarının İslam’la tanışması esas olarak 7. yüzyıla rastlamaktadır. 8. yüzyıldan itibaren İslam’ın önemli merkezlerinden birisi olan bu mümbit topraklar, İslam medeniyetinin ikinci bir bahar yaşadığı ve aynı zamanda kadim Türkistan’dan Anadolu’ya ve oradan da Balkanlar’a uzanan geniş bir coğrafyada İslam’ın ve tasavvuf düşüncesinin yayılıp gelişmesinin de kaynağıdır. Karahanlılar, Gazneliler, Selçuklular, Harezmşahlar’ın idaresinde, bu coğrafya yüzyıllar boyu ilim ve irfanın merkezi olmuştur.
al-ibar publishing, 2018
Although there is no connection between Sufism and Islam, we can say that the Müslümanlik religion is based on Sufism. Indeed, it would not be wrong to describe Sufism as the backbone of the Muslumanlık religion. Based on this relationship, it must be emphasized that Sufism is one of the important criteria which prove that Islam and the Müslümanlık are two completely separate and independent religions. Originally, the relationship of mysticism to the Müslümanlik religion must be discussed through the beliefs of the Turks in the pre-Islamic period. Because the ancient religions of the Turks, such as Zoroastrianism, Shamanism, Buddhism, Manichaeism, Mazdakism, Buddhism and Christianity, did not leave the consciences of the Turks completely. Rather, their effects remained in their consciences, which led to the establishment of contradictory beliefs in the conscience of the society after getting to know Islam. However, these beliefs were too weak to feel the impact on their pre-Islamic social life. Because their reflections were only seen in the rituals they performed in the pre-Islamic period of sacrifice, worship and funeral ceremonies.. The effects of these beliefs just were visible in the parades of priests, delirions and magicians. Then these false beliefs became more complex after the Turks mixed them with myths and legends that they believed in before Islam, and thus a religion of a mystical nature arose from them. That is: Müslümanlik. This is one of the strongest arguments in proving that the religion of Müslümanlik has absolutely nothing to do with Islam.
Cumhuriyet Dönemi Din Devlet İlişkisi
Cumhuriyet Dönemi Din Devlet İlişkisi, 2018
Din, tarih boyunca en ilkel insan topluluklarında bile neşv-ü nemâ bulan bir olgu olup, insanoğlunun yaşamı içindeki ehemmiyeti inkâr edilemez. Hadd-i zâtında dinin devlet ile ilişkileri, çok daha geniş kapsamlı, bazen de tatbikatta bir takım çatışmalara sebebiyet vermesi hasebiyle çetrefilli bir meseledir. Bu bağlamda, din ve devlet beynindeki alâkayı tecessüs ederken, meseleyi akl-i selim bir şekilde ele almak daha sahîh olacaktır. Zirâ bu konu, ancak hâlis niyet ve derûn-i bilgi ile araştırılabilir. Din ile siyasal iktidar arasındaki muâmelât, bilhassa, Türkiye'nin cumhuriyet dönemi terakkisinde önemli bir yere hâizdir. Osmanlı İmparatorluğu'nun teokratik yapısının, cumhuriyet döneminde laik bir yapıya iklâbı hiç te kolay olmamış, oldukça sancılı bir sürecin geçmesi gerekmiştir. Biz bu çalışmamızda, İslâm dini ve Türkiye Devleti arasındaki ilişkileri sorgulamadan önce, bu meselenin tecrübe edildiği Osmanlı dünyasındaki tarihî seyrine kısa bir göz atacağız. Akabinde, din ve devlet ilişkilerinin nasıl nev'-i şahsına münhasır bir form alarak Türkiye'nin çağdaş demokrasiyi benimsediği üzerinde duracağız.