Türkçenin Söz Varlığında "Kılıç" (original) (raw)
Related papers
Osmanlı Edebiyatında İktidarın Dayanağı Olarak Kılıç ve Kalem
Es-Seyf ve'l-Kalem: Şiir ve Kültürel İktidar, 2021
Kılıç ile kalemin, Orta Çağ’dan itibaren İslam medeniyetinde devletin askeri ve sivil kanadının birer sembolü olarak hem saray protokolünde hem de fikrî ve edebî eserlerde kullanıldığı bilinmektedir. Kılıcın temsil ettiği askeri sınıfın mı, yoksa kalemin temsil ettiği sivil yöneticilerin mi daha önemli olduğu hususu eserlerde tartışılan bir konu olmuştur. Bu tartışmaların en dikkat çekici örneklerini ise kılıç-kalem münazaraları oluşturur. Osmanlı dönemi boyunca Türk edebiyatında bu türde altı eser yazılmıştır. Söz konusu eserlerde kılıç ile kalem, hükümdara kimin daha yakın olması gerektiği konusunda anlaşmazlığa düşerler. Her biri kendisini bu makama daha lâyık görür ve bu düşüncelerini karşı tarafa da kabul ettirmek amacıyla bir yandan kendi meziyetlerini sıralarken bir yandan da karşı tarafın eksik yönlerini sayıp döker. Taraflar en sonunda genellikle bir hakeme müracaat edip onun hükmüne razı olurlar. Bu tebliğde kılıç-kalem münazaralarında sunulan argümanlar ve hükmün kim tarafından hangi gerekçelerle verildiği karşılaştırmalı olarak ele alınacaktır. Böylelikle hem kılıç ve kalemin kendi meşruiyetlerini ve üstünlüklerini hangi kaynaklara dayandırdıkları hem de hükümdarın iktidarının hangi temele dayandırdığı ya da hangisinden daha çok beslendiği ortaya koyulacaktır.
Türkçede Sözcük Vurgusu Üzerine
Türkçede "vurgu" kavramı üzerinde yeterince durulmamıştır. Bu durum farklı yayınlarda vurgunun farklı tespitlerinin görülmesine yol açmaktadır.
Dîvânu Lügâti't-Türk'ün Söz Varlığında
ÖZET Türk diliyle ilgili ilk Türk sözlüğü olan Dîvânu Lügâti't-Türk (DLT), bize Karahanlı dönemi-nin söz varlığı hakkında büyük ölçüde bilgi vermektedir. Bir dilin gerçek söz varlığını, yalnızca sözlüksel unsur olan isim ve fiiller oluşturmaz; o dile ait birleşik kelimeler, ikilemeler, deyim ve atasözü gibi kalıp sözler, terimler vb. anlatım kalıplarının hepsi birlikte oluşturur. Onun için bu çalışmada, dilbilgisinin daha çok söz dizimi bölümünü ilgilendiren DLT'deki ikileme konu-su ele alınmıştır. DLT'de en çok eş anlamlı ikileme kullanılmıştır. DLT'nin gerçek söz varlığı-na katkı yapan ikilemenin sayısı 157'dir. • ANAHTAR KELİMELER Dîvânu Lügâti't-Türk (DLT), söz varlığı, ikilemeler. • ABSTRACT Dîvânu Lugâti't-Turk (DLT), which is the first dictionary regarding Turkish language, informs us substantially about the vocabulary of the Karakhanlı period. The original vocabulary of a language is not constituted just by the nouns and verbs that are the lexical...
Kutadgu Bilig'de Konuşma Diline Ait Bir Sözcükbirim: nerek
I. Uluslararası Türk Kültürü Sempozyumu, TKAE, 2022
tarihinin hacimli eserleri arasında yer almaktadır. Bu hacimli eserin söz varlığı oldukça çeşitli bir görünüm sergilemektedir. Bu çeşitlilik içerisinde konuşma diline ait leksik, morfolojik ve fonolojik unsurlar bulunmaktadır. Bu çalışmada öncelikle Kutadgu Bilig adlı eserde yer alan konuşma diline ait unsurlar üzerinde kısaca durulacak, ardından konuşma diline ait leksik birimlerden olan nerek sözcüğünün izahı yapılmaya çalışılacaktır.
Türkçede Keli̇meleri̇n Ekleşmesi̇yle Ortaya Çikan Ekler
The Journal of Academic Social Science Studies, 2019
Giriş Dillerin ortaya çıkışı ve farklılaşmalarının ne zaman ve nasıl olduklarını tespit etmek mümkün olmadığı gibi eklerin bir kısmının ne zaman ve nasıl ortaya çıktığını belirlemek mümkün olmayabilir. Ancak günümüz Türkçesinde kullanılan bazı eklerin nasıl bir oluşumla ortaya çıktıklarını, nasıl bir değişim gösterdiklerini; bazılarının kelimelerden ekleştiğini, bir kısmının da ek+kök / kök+ek kaynaşmasıyla ortaya çıktıklarını elimizdeki tarihî metinlerden hareketle takip edebilmekteyiz. Ekleşme, kelimelerin yapısal özelliklerini kaybederek ek haline dönüşmesi olayı olup ekleşen kelimeler kendi bağımsız yapılarını kaybederek eklendiği kelimeyle uyum içerisinde kullanılırlar. Ekleşmenin günümüzde de devam ettiğini belirten Vecihe Hatiboğlu "Türkçedeki eklerin önemli bir kısmı sözcüklerin ekleşmesiyle meydana gelmiştir, denilebilir" 1 sözleriyle ifade etmiştir. Dil sistemimiz içerisindeki eklerin bir kısmının varlığını, Türkçenin günümüze ulaşan ilk yazılı metinlerinin verildiği Eski Türkçe döneminden beri kullanıldığını yazılı belgelerimizden öğrenmekteyiz. Kemal Eraslan da Türkçede eklerin oluşum ve işlevlerinin lehçelere göre farklılıklar gösterebildiğini ifade ettikten sonra, bazı eklerin Türkçenin bilinmeyen devirlerinde var olduğunu, bazılarının ise sonradan ortaya çıktığını, bu ortaya çıkışın yoktan var olmak şeklinde değil, mevcut şeklin ve fonksiyonun değişmesiyle olduğunu belirtmiştir. 2 Türkçede morfolojik şekillerin ortaya çıkışının iki yolla tespit edildiğini belirten Şçerbak, bunlardan birinin bir ismin başka bir isme katılırken önce son çekim edatı haline, sonraları yapım veya çekim eki haline gelmesi, diğerinin de bir fiilin başka bir fiille birleşerek önce yardımcı fiil vazifesi ile, sonraları morfolojik unsur gibi kullanılmasıyla olduğunu bildirmiştir 3. Şçerbak'ın da yazısında dile getirdiği gibi, Türkçedeki bazı ekler, kelimelerden ekleşmiş yapılardır. Türkçenin eklerine baktığımızda, eklerin bir kısmının en eski metinlerimizden beri var olduklarını bir kısmının en eski metinlerimizden beri var olmadığını sonradan ortaya çıktıkları görmekteyiz. İlk metinlerden beri kullanılan eklerin bazılarının hiç değişmeden bazılarının ise fonetik değişimlerle kullanım görev ve özelliklerini koruyarak günümüze ulaştıkları bilinmektedir. Türkçede eklerin meydana gelişinde başlıca üç yolun olduğunu ifade eden Vecihe Hatiboğlu bunu, "1… bazı eklerin başlangıçta ayrı sözcükler oldukları halde ek durumuna geçtiklerini; 2… bazı eklerin iki ekin birleşmesiyle, 3… bazı eklerin durumu da inceleyicilerin dikkatini, üçüncü bir yola, belli diller arasında ortak bir kaynağa çekmektedir." 4 sözleriyle anlatmıştır. Türkçenin eklerinin ortaya çıkarılışı da kelimelerin ortaya çıkışındaki gibi farklı şekillerde olabilmektedir. Türkçede yeni eklerin ortaya çıkarılışını dört grupta değerlendirebileceğimizi bir makalemizde şöyle belirtmiştik: "1. Bazı eklerin, kelimelerin ekleşmesinden ortaya çıktığı bilinmektedir. Türkçede ekleşen kelimeler olarak zamirler, edatlar ve yardımcı fiilleri görmekteyiz. Şahıs zamirleri fiil çekimlerinde ve isimlerin iyelik çekimlerinde ekleşmektedirler.-lA,-s°n,-°m,-dur ..: vb. 2. Yeni ekler ortaya çıkarılırken var olan bir ek çeşitli ses olaylarına uğrayarak değişmekte, yeni bir ek görüntüsüyle yaşamaktadır. Yönelme halinin +ga/+ka'den +a/+e'ye,-garu-gerü ekinin-arı-eri'ye dönüşmesi gibi. 3. Bir kısım yeni ekler, var olan ekler birleştirilerek oluşturulmaktadır.-mAdAn,