Kapitalizm Labirentinde Soluksuz Döngü: Manhattan’da Food Delivery Çalışanı Olmak (original) (raw)
Related papers
İş Ahlakı Dergisi(3/1) Esnek Kapitalizm ve Altın Yakalı Çalışanlar
Son 30-40 yılda yeni ekonomide meydana gelen dönüşümler arasında üretimdeki değişimlere paralel olarak çalışma biçimleri, meslekler, meslek algısı, organizasyon yapıları ve iş hayatı genel anlamda değişime uğramıştır. Özellikle esnekliğe ve bilgiye dayalı olarak yeni meslekler ortaya çıkmış ve hâlihazırdaki meslekler de bilginin merkezî role sahip olduğu yeni formlar bulmuşlardır. Üretim tarzında ve çalışma hayatında ortaya çıkan değişmeler yeni bir çalışan sınıfının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu çalışma söz konusu yeni çalışanların ideal tipini anlamayı amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda niteliksel bir çalışma yöntemi izlenmiştir. Amaçsal örneklem yöntemi ile ulaşılan 19 çalışanla açık uçlu sorularla derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Görüşmeler, Nvivo adlı bilgisayar programı ile analiz edilmiştir. Görüşme yapılan profesyonel çalışanlar, esnek çalışma prensibini benimsemiş ve bilgiye dayalı sektörlerdeki çalışanlardır. Yeni çalışma biçimlerinde emek, günümüzde sanayi toplumlarında tanımlandığı şeklinden yavaş yavaş uzaklaşmış, maddiliğini yitirmiş ve soyutlaşmıştır. Yeni çalışma biçimlerinde, bütün hayatı bir kariyer çizgisine dayanan geleneksel rutin ve öngörülebilir iş anlayışı zayıflamış; meslek, kimlik kazandırma vasfını yitirmiş; mesleklerin yerini işler almış; iş, mesai ve ofis sınırları dışına çıkarak hayatın bütün alanlarına yayılmış ve gündelik hayat daha fazla iş ekseninde şekillenmeye başlamıştır. ABSTRACT: Among transformations that have been observed for the last three or four decades, parallel to changes in production, working styles, jobs, job perception, organization structures and business life have witnessed some changes. New jobs have emerged based on the flexibility and information, and current jobs have found new forms that information has a central role. This study aims to understand the “ideal type” of the new working group in question. For this aim, a qualitative method has been followed. Purposive sampling has been used for reaching the interviewees and 19 in-depth interviews have been conducted by using open ended questions. The results have been analyzed by using software named Nvivo. The interviewed professionals are from the flexible working and knowledge-based sectors. In the working styles, labor has been moved away from its definition in industrial era, lost its material characteristics and has become abstract. The understanding ofwork that is routine, predictable and based on a linear career path has been weakened, jobs have lost its identity giving characteristics, and replaced with work, which has extended beyond the office and classical working hours and dispersed to all realms of existence, and daily life had began to be shaped more on the axis of work.
Fe dergi, 2018
Çalışma 1920’li yıllarda birbiri ile kesişen ve bugünü şekillendiren iki izleğe Listerine firmasının yürüttüğü reklam kampanyaları üzerinden bakacaktır. Bu iki izlekten birincisi toplumun tüketim toplumuna dönüştürülmesinin ve ikincisi toplumsal cinsiyet rollerinin nasıl yerleştirildiğinin inceleme amacını taşımaktadır. Bu bağlamda ameliyathanelerde kullanılan antiseptiğin kapitalist sistemin olanaklarının kullanılarak bir başka alanda –ağız gargarası– olarak tüketiciye sunulması aşamasında kullanılan yöntemler, sektörü ve sistemi öncelemiştir. Yürütülen reklam kampanyalarında da dönemin gidişatını yönlendirecek olan toplumsal cinsiyet rollerinin kemikleşmesi irdelenmeye çalışılmıştır. Tarihsel açıdan bir dönem ile sınırlı olan çalışmanın günümüz reklamlarına ve dolayısıyla popüler kültür dünyasına dair eleştirel bir bakış açısının geliştirilmesine yardımcı olacağı düşünülmektedir. Ardıllarını etkilemesi bakımından 1920’li yıllarda kadın ve erkek rollerinin kurgulanışını izlemek, bugünün kültür dünyasının üzerinde yükseldiği temelleri görmek bakımından önemlidir. Bu doğrultuda çalışmada, reklam dünyasının ve markaların toplumsal cinsiyet rollerinde kadının kendini güvensiz hissetmesinin önemli bir araç olarak billurlaştığı bir ana ve daha önce var olmayan ama reklam kampanyasının ardından tıbbi bir anlam ve değer kazanan bir soruna ve çözümüne dair kurulan tüketim ihtiyacının inşası incelenmiştir.
Kaptan Fantastik (2016): Kapitalizm Kıskacında Başka Bir Hayat Mümkün mü?
SineFilozofi Dergisi, 2023
Kapitalizmin tarihsel süreçte yol açtığı tüm yapısal değişiklikler, toplumsal yaşamda ve dolayısıyla toplumsal kurumlarda da ekonomik ve kültürel değişiklikler meydana getirmiştir. Kapitalizmle değişikliğe uğrayan yapılardan aile, din ve eğitim kurumları, mevcut sistemin onaylanması noktasında taşıdıkları ideolojik işlevleri sebebiyle önem teşkil etmektedir. Günümüzde neoliberalizm, dünyanın pek çok yerinde toplumsal düzeni sağlamanın gereği, hatta bütünüyle doğal yolu olarak görülmekte ve alternatif başka bir düzenin mümkün olmadığının altı çizilmektedir. Toplumsal kurumlar ve yapılar da bu inancı pekiştirecek şekilde dönüşmektedir. Bu çerçevede, çalışmamızda kurmuş oldukları yaşam tarzı ile mevcut kapitalist sisteme ve kapitalizmin etkilediği kurumlara direnen bir ailenin yaşamını anlatan 2016 yılı yapımı Kaptan Fantastik filmi incelenmiştir. Bu çalışmanın amacı, kapitalizmin biçimlendirdiği kurumsal yapıların tamamen dışında kurulacak alternatif bir yaşamın ne derecede mümkün olabileceği sorunsalı çerçevesinde filmin söylemini açığa çıkarmaktır. Kapitalizmin dönüştürdüğü aile, din ve eğitim kurumlarının dışında bir yaşamın ne derecede mümkün olabileceği sorunsalına karşı filmin söylemsel olarak yaklaşımını açığa çıkarmayı amaçlayan bu çalışmada, filme konu olan ailenin mevcut kapitalist sistemle hangi noktalarda çatıştığı ve hangi noktalarda uzlaşı kurduğu betimsel analiz yöntemi kullanılarak belirlenmeye çalışılmıştır.
Pandemide Kapitalizmin Mekansal Örgütlenmesine Dair
Toplumcu Meclis Bülteni 'Toplumcu Seçenek' , 2021
Covid-19 pandemisi dediğimizde, kapitalizmin bütünsel ve yapısal olarak mekansal örgütlenmesindeki dönüşümü gözleyebilmek için çok kısa bir dönemden bahsediyoruz. Pandeminin doğrudan kapitalizmin mekansal örgütlenmesini değiştirmesinden çok, öncelikle derinlerde var olan ve gündelik hayatta pek farkına varmadığımız mekansal ayrışma ve kategorileri, mekansal fay hatlarını daha görünür kıldı. Ama pandemi orta ve uzun erimde bu mekansal eşitsiz örgütlenme hatlarını daha da derinleştirme riski taşıyor. En azından 4 noktada görünür olan eğilimleri derleyebiliriz: a. Güvenlikli Sitelerde Sınıf, İçine Kapanma: b. Küçük ve Orta Ölçekli İşyerleri ve Meskenlerin İç İçe Geçtiği Mahalleler: c. İşyeri Covid-19 Kümelenmelerinin Görünmezliği d. Nanometrik Ölçekteki Virüs Küresel Kapitalizmin Kırılganlığını Ortaya Dökmesi
Kültürel Emperyalizmin Göstergebilimsel İncelemesi: McDonald’s Örneği
MEDYA VE KÜLTÜREL ÇALIŞMALAR DERGİS, 2020
Göstergebilim günümüzde sık sık karşımıza çıkan bir olgudur. Göstergebilim, göstergeler yani işaretler sayesinde var olmaktadır. Göstergelerin (işaretlerin) her biri birer ayrı anlam kazanarak anlatılmak istenilenin veya tanımlanmak istenilenin işaretler yolu ile anlatılmasına yardımcı olmaktadır. Bu yüzden, göstergeler bir şeyi birden fazla veya birden farklı şekilde anlatmakta yardımcı bir rol üstlenmektedir. Ayrıca, günümüzde göstergebilim gündelik yaşamın bir parçası haline gelmesi ile birlikte bizim günlük yaşamdaki sürecimizi de kolaylaştırmakta önemli bir görev almaktadır. Göstergebilim, birçok konuyu ele alırken kültürü de geniş olarak inceleyen bir alandır. Bu sebep ile birlikte sürekli karşımıza çıkan kültürel emperyalizm kavramı ile bağlantısı bulunmaktadır. Kültürel emperyalizmi göstergebilim açısından incelemek hem kültür kavramının genel tanımı açısından önemli olup, hem de aslında günlük hayatta sürekli karşılaştığımız göstergelerin kolayca anlaşılmasına yardımcı olması beklenmektedir. Bu yüzden göstergebilim tarafından kültürel emperyalizm çözümlenmeye çalışılırken kültürel kimlik katkı sağlar. Kültürel emperyalizm kavramı geniş bir kavram olmak ile beraber içerisinde yemek kültürünü de barındırmaktadır. Bu nedenle son dönemlerde oldukça fazla yaygınlaşan fastfood yemek kültürünün ve restoranlarının yaygınlaşması göstergebilim için önem taşımaktadır. Fastfood yemek kültürünün en büyük temsilcilerinden biri olan McDonald’s markasının bu denli güçlü ve dünyanın tüm bölgelerine yayılmasının nasıl olduğu göstergebilim açısından analiz edilecek ve nasıl göstergeler içerdiği bu araştırmanın içerisinde yer alacaktır. Anahtar Kelimeler: Göstergebilim, kültürel emperyalizm, fastfood, McDonald’s
Oscar’lık Bir Hikâye: Latin Amerika’da Hizmetçi Olmak
Birikim, 2019
Politik bir güdüsü olmaksızın sınıfsal farklılıklara dikkat çeken bu yönetmenler aslında bir nevi günah çıkarmış oluyor ve tüm çıplaklığıyla ortaya koydukları sınıflı toplum düzeninin ayrıcalıklarından vicdanları rahat bir şekilde yararlanmayı sürdürüyor. Hizmetçiler de hayatları filme çekilmiş olduğu için keyifle görevlerine devam ediyor. Peki, bu filmleri izledikten sonra biz ne hissetmeliyiz? Yönetmenin “sorumluluğunu yerine getirerek” paylaştığı utanç ve suçluluk duygusu bizim için ne ifade etmeli?