Cahit Sıtkı Tarancı’nın Öykülerinde Mizah ve İmge Şahıslar / The Humor and the Imaginative Persons in the Works of Cahit Sıtkı Tarancı (original) (raw)

Cahit Sıtkı Tarancı’nın Şiirlerinde Yalnızlık Duygusu

Cahit Sıtkı Tarancı, 1910-1956 yılları arasında yaşamış Cumhuriyet Dönemi şair ve yazarlarındandır. Şiirin yanı sıra çok sayıda öyküyü de kaleme almış olmasına rağmen daha çok şiirleriyle öne çıkmıştır. Yaşadığı dönemdeki toplumsal olaylar yanı sıra kendi hayatı da şiir anlayışında büyük ölçüde etkili olmuştur. Şiir yazmaya lise yıllarında başlayan Cahit Sıtkı Tarancı, şiirde biçim ve güzelliğe önem vermiştir. Bir şiiri şiir yapan en önemli unsurun biçim olduğu fikrini savunmuş bu nedenle de şiirlerini açık ve sade bir üsluba yazmıştır. Tarancı, hem yaşama sevincini hem de karamsarlığı yansıttığı şiirlerinde "yalnızlık ve ölüm" temalarını ağırlıklı olarak işlemiştir. Bu tebliğde Cahit Sıtkı Tarancı'nın şiirlerinde öne çıkarttığı "yalnızlık ve ölüm" teması üzerinde durulacaktır.

Cahit Sıtkı Tarancı'nın şiirlerinde ve öykülerinde imgeler, üslûp ve tematik ilgiler

Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2013

Cahit Sıtkı Tarancı, özellikle şiirleriyle tanınan Cumhuriyet dönemi yazar ve şairlerimizdendir. Şiirlerinin yanı sıra azımsanmayacak sayıda öyküleri de bulunmasına rağmen eserleri üzerine yapılan çalışmaların önemli bir kısmında sadece şiirleri dikkate alınmış; hatta kimi öykü antolojilerinde onun ismine bile yer verilmemiştir. Şiirlerinin gölgesinde kalan öyküleri için, eleştirmenler tarafından genel olarak "şiirlerinin açılımı" denilmiştir. Bu çalışmada, Cahit Sıtkı'nın hem şiirleri hem de öyküleri üzerinde "imgeler, üslûp ve tematik ilgiler" üzerine bir incelemede bulunulmaktadır.

İHVÂN-I SAFÂ'DA SANATIN AHLAKİ BOYUTLARI: MÜZİK ÜZERİNE BİR İNCELEME

Öz Bu çalışma, IV/X. asırda Basra ve civarında bir felsefe topluluğu olarak yaşamış olan İhvân-ı Safâ'nın felsefesinde etik ve estetik arasındaki bütünlük ilişkisini müzik sanatı üzerinden ortaya koymayı amaçlar. Bu amaç doğrultusunda makalede öncelikle, müziği diğer sanatlardan farklı kılan özellikleri, müziğin kaynak ve gaye bakımından hikmetle olan ilişkisi, müziğin, İhvân'ın hakikate ulaşmanın temel yolu olarak gördüğü matematiğe dayalı zemini ve tanrısal sanatın doğrudan eseri olan semavi varlıklarla irtibatı ele alınmıştır. İhvân'ın müziğe yüklediği bu metafizik anlam ve boyutlar, onların düşüncesinde, söz konusu sanatı metafiziğe açılan bir kapı hâline getirmektedir. Böylece müzik, bu sanatla meşgul olan kimselere söz konusu metafizik hakikatlerin gerekli kıldığı belirli ahlaki erdemler kazandırmaktadır. Metafizik hakikatlerin ahlaki sonuçlar doğurması fikrinin İhvân düşüncesindeki en belirgin anlamı, sanatın insanı Yüce Sanatkâra benzemeye çalışmaya sevk etmesi şeklinde ifade edilebilir. İhvân, metafizik bir çerçevede etikle estetik arasında kurduğu bu ilişkiyi, müziğin insan üzerindeki psiko-fizyolojik etkilerinin birtakım ahlaki sonuçlar doğurduğunu açıklayarak farklı bir düzlemde sürdürür. Bu açıklamasında İhvân, Galenci tıp geleneğine dayanan insandaki dört sıvı karışım (ahlât-ı erba'a) teorisini müziğe uygular. Buna göre ud enstrümanındaki tellerin çıkardığı sesler, dört karışımın oranlarına etki ederek insanda cesaret, cömertlik, iffet ve yumuşak huyluluk gibi birtakım kalıcı ahlaki erdemler meydana getirmektedir. Bu düşüncesiyle İhvân, müzik üzerinden geliştirdiği etik ve estetik arasındaki bütünlük ilişkisini, metafizik bir çerçevenin yanı sıra fizik bir zeminde de kurmuş olur.

Cahit Sıtkı Tarancı Şiirinde Poetik Düşleme Formu Olarak Gece ve Gündüz

Türk Dili, 2021

Cahit Sıtkı Tarancı’nın ilk dönem şiirlerinde dikkat çeken tema ve simgelerden biri “gece”dir. Gece ve bu sözcüğün semantik açıdan aksi olan “gündüz”, Tarancı şiirlerinde poetik bir imge olarak düşünülebilir. Gece ve gece aurası, Tarancı için şiirsel bir ilham kaynağıdır. Tarancı’ya göre gece, ideal şiirsel ortamı hazırlayan, pozitif değere sahip bir imgedir ama gündüz, gecenin imgesel tesirinin aksine negatif bir değer taşır, şair için ütopik şiirsel dünyaya geçişteki engel olarak tasavvur edilir. Gece ve gündüz gibi iki farklı imgesel sözcüğün, Tarancı poetikasındaki işlevini izah edebilmek için bu makalede, Gaston Bachelard’ın Düşlemenin Poetikası adlı çalışmasından faydalanılmıştır. Bu çalışmada, Tarancı’nın nesir yazılarındaki gece ve gündüze dair kanaatleri de göz önünde tutulmuş, ilk dönem şiirlerinde tekrar eden farklı imgelerin Tarancı poetikasındaki önemine de değinilmiştir.

Çocuk Edebi̇yati Ki̇taplarinda Mi̇zah: Safti̇ri̇k Örneği̇

International Journal of Language Academy, 2017

Humor is generally defined as something that makes people laugh. The laughing elements of people vary according to their age and cognitive development. For this reason, the humorous elements that adults and children laughed differ greatly. The humor that we think that the children develop their imagination and creativity should be transferred to the child through the children's literature books. Therefore, children's literature books need to reflect the child's world, make friends with the child, and find the solutions to the problems that they will face in real life. The aim of this study is to identify the elements of humor in the Saftirik series, to reveal what children have been laughing in their certain developmental stages and to examine the books on the series in terms of humorous forms. Document review from qualitative research methods was used in this study. The data obtained from the study were analyzed using the technique "descriptive analysis". The study used "Humorous Elements Survey Form in Illustrated Children's Books" that was developed by Johnson (2010) as a data collection tool and adapted for Turkish by Akıncı (2015). Results of this study showed that the humorous elements at which the children had laughed according to their developmental stages mostly pertain to the third stage and that the types of humorous element found in the books relate to the situational humor. It was found that the most common type of humor in the books was the caricatured one.

Azmî-zâde Hâletî, Nef'î ve Ziya Paşa Örnekleminde Şairlerin Hicvetmede Kullandığı Yöntemler ( The Satire Methods of Poets in the Sample of Azmî-Zâde Hâletî, Nef'î and Ziya Paşa)

Hikmet-akademik edebiyat dergisi, 2019

ÖZ: Biriyle şiir yoluyla alay etme, onu gülünç hâle getirme, yerme mânâsına gelen hicvin amacı, toplumdaki aksak yönlere dikkat çekmek ve onların düzeltilmesini sağlamaktır. Bu amaçla kaleme alınan hiciv tarzı eserlerde şairler yergide bulunurken tahkir, hayvanlara benzetme, abartılı övgü gibi bazı yöntemlerden istifade etmiştir. Araştırmacıların daha önce ortaya koyduğu bu yöntemlere ek olarak makalede "mukayese, çarpıtma, çağrışım, şaka ve alay" da hicvetmede bir yöntem olarak değerlendirilmiştir. Bu çalışmada Klâsik Türk şiirinin hiciv üstâdı olarak kabul edilen Nef'î, onu etkileyen ve hazırlayıcısı olan Azmî-zâde Hâletî ve hicvin üslûbuna bir farklılık kazandıran Ziyâ Paşa örnekleminde Klâsik Türk şiirinde şairlerin neyi, kimi, nasıl, ne yolla hicvettiği gözler önüne serilecektir. ABSTRACT The purpose of the satire that means mocking someone through poetry, making him/her laughable, criticizing is to draw attention to the degenerate aspects of society and to correct them. In the satirical texts written for his purpose, poets has benefitted from some methods such as contempt, assimilation to animals, exaggerated praise in the process of satirizing. In addition to these methods previously put forward by the researchers, comparison, distortion, connotation, joke and mock were also evaluated as the methods of satirizing in the article. In this study, the contents and forms of satire in Classical Turkish poetry will be revealed in the sample of Nef'î who is considered as the satirical master of Classical Turkish poetry, his forerunner Azmî-zâde Hâletî who influenced him and Ziyâ Paşa who gave a difference to satire style.