Kaya Kütle Özelli̇kleri̇ni̇n Şev Tasarimina Etki̇si̇ (Kahramanmaraş-Gazi̇antep Devlet Yolu) (original) (raw)
Related papers
Ömer Halisdemir Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi, 2019
Osmanlı Devleti'nden bu yana "Küfeki Taşı" olarak bilinen ve CaCO3 bileşimli fosilli kireçtaşı, ocaktan ilk çıkarıldığında ve sonrasındaki depolama sürecinde yumuşak, kolay şekil verilebilir niteliktedir. Küfeki Taşı zamanla, malzeme ve mukavemet özellikleri açısından, dayanım artışı ve uzun süreli kullanım faydaları sağlamaktadır. Kompanse dokusu, porozitesi, hava ile teması, zamanla permeabilitesinin düşmesi taşın rutubet almayan bir özelliğe kavuşmasına neden olmaktadır. Bu çalışmada İstanbul'un batı yakasında Bakırköy formasyonu içerisinde yer alan fosilli kireçtaşlarının günlenmenin etkisi ile dayanımının uzun süreli kullanım konforu niteliklerine ulaştığı belirlenmiştir.
Gübrelemeni̇n Patatesi̇n Bazi Kali̇te Özelli̇kleri̇ Üzeri̇ne Etki̇si̇
Journal of the Faculty of Agriculture, 1997
Erzurum şartlarında 1990-91 yıllarında yapılan bu araştırmada, farklı hayvan gübresi (0, 2.5 ve 5.0 ton/da), fosfor (0, 8, 16 ve 24 kg P 2 O 5)/da ve azot (0, 8, 16 ve 24 kg N/da) dozlarının patatesin bazı kalite özellikleri üzerine etkileri incelenmiştir. Hayvan gübresi ve azot dozunun artışı ile kuru madde oranı azalmıştır. Azot dozunun artışı ile, nişasta oranında azalma, protein oranında ise artma meydana gelmiştir. Hayvan gübresinin nişasta ve protein oranları üzerine ve fosforun nişasta oranına etkisi, azot dozlarına bağlı olarak değişmiştir. Azot dozunun artışı ile cips veriminde azalma, yağ çekme oranında artma görülmüştür. Azotun yağ çekme oranı üzerine etkisi uygulanan hayvan gübresine göre farklılık göstermiştir. Hayvan gübresi verilmeyen parsellere 24 kg/da azot uygulanması halinde cips rengi önemli ölçüde kararırken, diğer azot dozları ile hayvan gübresi ve fosfor dozlarının cips rengi üzerine etkisi önemsiz olmuştur.
KÜTAHYA SAKAHÂNESİ’NDEKİ MEYVE TASVİRLERİ
Uluslararası Sanat ve Estetik Dergisi, 2019
The water of this construction which was, at one time, built to meet the water demand of people but is presently used as a water-tank with a fountain within the yard of Kütahya Grand Mosque was brought here by the Seljuk commander Hezar Dinârî (13th century). As can also be understood from the year 1765 available on the restoration inscription, two fronts of the structure were embellished in accordance with the related period’s sense of art. While the portrayals of fruit in a bowl (pears, apples, figs and pomegranates) on the south front of the water facility are placed between the water taps, the date tree branches extending out of a vase depicted on the west front are located in rectangular panels above the taps. The fruit respresentations frequently appear in architecture, miniature, calligraphy, handicraft labour and on tomb stones. The use of fruit representations in a bowl as a decorative element on fountains, on the other hand, began with İstanbul fountains by means of the Tulip Period style that became widespread as of 1730s. It is noteworthy that this style soon became effective in Kütahya, too. This article aims to express the origin of the fruit imagery adorned in the water facility of Kütahya Grand Mosque, the symbolical meanings of the fruit used, the knowledge of where and since when similar practices had been performed as well as the place and importance of the depictions in the Turkish-Islamic art in this context.
2019
Öz Bilimsel, toplumsal ve bireysel olarak farklı anlam ve öneme sahip olan ekonomi, devlet idaresi için de çok önemlidir. Devlet ekonomisinin bilançosu olan bütçe içerisinde büyük bir yere sahip olan kamu harcamaları ağır bir yüktür. Devlet ekonomisi üzerindeki bu ağır yükü azaltmada Kamu Özel Ortaklığı önemli bir model olarak karşımıza çıkmak-tadır. Kamu Özel Ortaklığının tam olarak anlaşılamaması ve politik sebeplerle verimsiz ve faydasız olduğunun düşünülmesi karşılaşılan en büyük problemdir. Çalışmanın amacı da yakın zamanda Türkiye'de de kullanılmaya başlayan Kamu Özel Ortaklığı Model'inin kamu için faydalarını belirleyip araştırmacıların dikkatine sunmaktır. Dünyadaki geliş-meler neticesinde hem kamu eliyle sunulan hizmetler yeni boyutlar kazanmış hem de özel sektör kamu hizmetlerinde uzmanlaşmıştır. Bu da kamu hizmetlerinin özel sektör ve kamu ortaklığı ile sunulması fikrinin güç kazanmasını sağlamış ve bu model yoğun bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Bu doğrultuda çalışmanın amacı, Kamu Özel Ortaklığı mode-linin belli bir kamu projesi için uygun olup olmadığını örnek olay incelemesi üzerinden analiz etmektir. Çalışma neticesinde, özel sektörün kamu hizmeti sunumunda daha etkili ve verimli olacağı ve Kamu Özel Ortaklığının daha da geliştirilerek etkin bir şekilde kul-lanılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Güdül Türk Kaya Yazıtları Ve Gizemleri
Yazıtlarından ilk örneğe 1998 yılında Datça'nın Betçe adlı Güneybatı kısmında ufak bir damgaya rastlamıştım. Ancak Türk Abecesiyle karşılaşmam yıllar önce yaşadığım Norveç'e uzanır. Bergen civarında bazı kalıntıları gezerken eski bir mezarlıkta eşimle birlikte, onlar tarafında 'Run' adı verilen harflerle birkaç kelime yazılmış bir dikilitaşa 1989'da rastlamış ve çok heyecanlanmıştık. Ardından yolum Türkiye'den Toskana'ya göçen Truvalıların ve Etrüsklerin yerleştiği, Göreme ilçesi misali sertleşmiş yanardağ külleri arasına oydukları, şimdi açık hava müzesi olan Pitigliano' dan geçti. Beni en çok sevindiren duvarda 'OZ' damgasını ve 'run' yazısını görmekti. Göktürk Abece'si ile aynıydılar. Derken 2017 Ekiminde Güdül Salihler Köyünde aynı damgaya ve yine Göktürk Abece' sine rastladım. Ne yazık ki okuyamıyordum. Bu merakımı öğrenen ve Güdül' ün yerlisi olan Muhsin Durlu bana aşağıdaki çalışmasını gönderdi. Çalışmada, merhum Servet Somuncuoğlu'nun fotoğraflarını çekerek, 'Damgaların Göçü ve Kurgan' adlı eserinde yayınladığı 'Yazıtlı Pano'daki bir cümlenin ve kelimenin okuma önerisi ve açıklaması vardı. Ben de aynen size aktarıyorum: Dr. Begümşen Ergenekon Not: Bu çalışma ilk olarak Dr. Begümşen Ergenekon'un sayfasında, Nisan 2018 de Dağarcık Türkiye dergisinde yayınlandı. İlk çalışmamdır.
Yüksek Lisans Tezi -Sakin Şehir (Cittaslow) Kavramının Kentsel Tasarıma Etkisine Yönelik Bir Araştırma: Vize – Kırklareli , 2019
İtalya’da 1999 yılında “yaşamın kolay olduğu kentler ağı” fikriyle ortaya çıkan Cittaslow (Sakin Şehir) kavramı, 2009 yılında Seferihisar (İzmir)’ın bu ağa katılmasıyla Türkiye’de de duyulmuştur. Kentlerin, modern hayatın ihtiyaçlarına karşılık verirken aynı zamanda kültürel, tarihi ve doğal yapısının da korunabilmesi hedefiyle yola çıkan Cittaslow hareketi, hem üyelik sürecinde dikkate alınan, hem de Cittaslow ünvanının sürdürülebilmesi için uyulması gereken 72 kritere sahiptir. Bu kriterler, çevre politikaları, altyapı politikaları, kentsel yaşam politikaları, tarımsal, turistik, esnaf ve sanatkârlara ait politikalar, misafirperverlik, farkındalık ve eğitim için planlar, sosyal uyum ve ortaklıklar başlıkları olmak üzere yedi başlık altında toplanmaktadır. Dünya’da 30 ülkede 252 kent Cittaslow ünvanını taşıyorken, Türkiye’de bu ünvana sahip günümüzde 17 kent bulunmaktadır. Trakya bölgesinde ise, bu ünvana sahip olan tek kent Kırklareli ilinin Vize ilçesidir. 2012 yılında Cittaslow ilan edilen Vize, kültürel yapısı, tarihi dokusu ve doğal güzellikleri ile dikkat çekmektedir. Vize’nin Cittaslow adaylığı sürecinde (2010-2012) ve Cittaslow ilan edildiği 2012 yılından günümüze kadar, kentsel gelişimine katkı sağlayan çok sayıda kentsel tasarım projesi üretilmiştir. Bu sebeple tez çalışmasında, Cittaslow kriterlerinin kentsel tasarıma olan etkisi, Vize özelinde tasarlanan kentsel tasarım projeleri ölçeğinde incelenmektedir. Beş bölümden oluşan bu tez çalışmasının birinci bölümünde, amaç, yöntem ve kapsam belirtilmektedir. İkinci bölümünde, Cittaslow hareketi ve kriterleri açıklanmaktadır. Üçüncü bölümünde, Vize ilçesinin Cittaslow olma süreci ele alınmaktadır. Dördüncü bölümünde, Cittaslow kriterleri çerçevesinde kentsel tasarım projeleri incelenmektedir. Beşinci bölüm, değerlendirme ve sonuç bölümü olup, bu bölümde Cittaslow kriterlerinin Vize’deki kentsel tasarım projelerine etkisi değerlendirilmektedir.
Zeminlerin ve/veya kaya kütlelerinin yerçekimi kuvveti etkisi ile yamaçlardan veya şevlerden aşağıya doğru yavaş veya hızlı bir şekilde hareket etmesi ile kayma ve akma hareketleri meydana gelir. Kütle hareketleri türlerinden biri olan kaya kayması Bekirpaşa/İzmit (Kocaeli)’inde konumlanmış Tavşantepe TOKİ Konutları alanın Kuzey yamaçlarında 24.12.2011 tarihinde meydana gelmiştir. Oluşan kaya kaymasının nedenleri ve etkileri saha gözlemleri ile incelenmiş ve değerlendirilmiştir. Yapılan gözlemler sonucunda yamaç malzemesinde çatlaklı ve kırıklı kaya kütlesinde genişlikleri 1 cm’den 5 cm’ye kadar ulaşan mikro karstik boşlukların var olduğu, evlerden sızan suların ve yağan yoğun yağmurun da etkisiyle malzemenin bir düzlem boyunca tabaka eğimi yönünde kaydığı anlaşılmıştır. Kayma yamaç eğimi orta – yüksek eğimli (35) olan bir yüzey boyunca gelişmiştir. Kaya kayması tipi kütle hareketi killi kireçtaşı ve kireçtaşı düzeylerinin izlendiği Akveren formasyonunda (KTa) meydana gelmiştir. Elde edilen bu sonuçlara göre, kaymanın meydana geldiği alanın mühendislik hizmeti uygulanarak iyileştirilmesi ile güvenli hale getirilmesi olası bir can ve mal kaybı riskini ortadan kaldıracaktır.
Türkiye Bilimler Akademisi Arkeoloji Dergisi, 2020
Araştırdığımız kaya mezarları arasında; Turhal ilçesi, Şenyurt beldesi sınırları içerisinde yer alan Sivrikaya Kaya Mezarı ile Zile ilçesi, Evrenköy'de bulunan Kapıkaya Kaya Mezarı, anıtsal sayılabilecek görünümleri ile dikkat çekicidir. Zile ilçesi, İğdir köyü Göz ve Ağılönü mevkilerindeki kaya mezarları ise, birbirlerine yakın konumda bulunmaları ve çok sayıda olmaları ile araştırma alanımızda genel olarak dağınık ve tekil örnekler şeklinde karşımıza çıkan diğer kaya mezarlarından farklı bir özellik gösterir. Ele aldığımız kaya mezarlarında, tarihlendirmeye yardımcı olabilecek yazıt veya kabartma gibi herhangi bir bulguya rastlanmamıştır. Bu yüzden, kaya mezarlarının tarihlendirilmesinde öncelikle mezarların sahip olduğu mimari özellikler dikkate alınacaktır. Bununla birlikte, söz konusu mezarlar etkileşim bölgeleri bağlamında, Pontos Bölgesi ile bu bölgenin batı komşusu olan ve köklü bir kaya mezarı geleneğine sahip olan Paphlagonia Bölgesi'ndeki araştırılan ve tarihlendirilmesi yapılan kaya mezarları ile karşılaştırılacaktır. Ayrıca, Pontos'un güneyinde bulunan ve Antik Dönem'de Galatia ve Kappadokia Bölgesi sınırlarında yer alan Yozgat ilinin güneydoğusundaki Sarıkaya ilçesi sınırları içerisinde yer alan Karabacak köyünde bulunan kaya mezar örnekleriyle de mukayese edilecektir. Böylece, Pontos Bölgesi'nin araştırdığımız bu iç kesimindeki kaya mezar geleneği ile ilgili olarak genel ve kronolojik değerlendirmelerde bulunulacaktır.