Gübrelemeni̇n Patatesi̇n Bazi Kali̇te Özelli̇kleri̇ Üzeri̇ne Etki̇si̇ (original) (raw)
Related papers
Anadolu Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Dergisi, 2019
OZ: Aritma camurlarinin tehlikeli agir metaller ve toksik maddeler icermemesi durumunda, topraklarda kullanilabilirligi mumkundur. Bu on calismada misir bitkisine aritma camuru ile birlikte uygulanan demirli gubrelemenin bu bitkinin verim ve bitki besin elementi icerigi uzerine olan etkisi belirlenmeye calisilmistir. Arastirma saksi denemesi olarak 3 tekrarlamali olarak tesaduf parselleri deneme desenine gore yurutulmus ve saksilarda C-955 silajlik hibrit misir cesidi yetistirilmistir. Denemede saksilara temel gubreleme sabit dozda 200 mg kg –1 N, 100 mg kg –1 P ve 150 mg kg –1 K olarak uygulanmistir. Deneme konulari olarak; (K) % 100 toprak, (T1) 5 mg kg –1 Fe (aritma camuru demiri) + 10 mg kg –1 Fe (FeSO 4 .7H 2 O), (T2) 10 mg kg –1 Fe (aritma camuru demiri) + 5 mg kg –1 Fe (FeSO 4 .7H 2 O), (T3) 15 mg kg –1 Fe (aritma camuru demiri) ve (T4) 15 mg kg –1 Fe (FeSO 4 .7H 2 O) belirlenmistir. Arastirma sonucunda aritma camuru ve aritma camuru demir kombinasyonlari kontrole oranla mis...
Yöntembilim dersinin yansımaya özel atıfta bulunurak değerlendirilmesi üzerine bir çalışma
2016
TEZ10336Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2016.Kaynakça (s. 79-82) var.xiii, 103 s. : tablo ; 29 cm.Bu çalışma Çukurova Üniversitesi İngilizce öğretmenliği bölümünde verilen yöntembilim dersinin yansımaya özel atıfta bulunarak ayrıntılı bir incelemesidir. Bu çalışma, yöntembilim derslerinin aday öğretmenlere gelecekteki mesleklerinde yansıtıcı öğretimi uygulamaları için fırsat sağlayıp sağlamadığını araştırmayı amaçlamaktadır. Yansıtıcı öğretim süreci öğretmenlere sınıfta ne yaptıklarına bakma ve bu yaptıklarını neden yaptıklarını görme fırsatı verir. Dahası, öğretmenler bir öz-gözlem ve öz-değerlendirme süreci olan yansıtıcı öğretimin işe yarayıp yaramadığı üzerinde düşünürler. Öğretmenler sınıflarında ne olup bittiğini değerlendirip, analiz ederek kendi uygulamalarını ve bu uygulamalarının altında yatan kendi inançlarını tespit edip incelerler. Bu, onların sınıf içerisindeki kendi öğretim süreçlerinde ilerleme ve değişikliklerde yönlendirici olabilir. Bu çalışma...
Gonartrozda kinezyolojik bantlamanın ağrı ve fonksiyonellik üzerine etkisi: Pilot Çalışma
Sağlık akademisi Kastamonu, 2017
sonuçlarında anlamlı farklar fizik tedavi ve kinezyolojik bantlama grubu (p=0,017) ile kinezyolojik bantlama (p=0,002) gruplarında bulundu. 'Diz Yaralanmaları ve Osteoartrit Sonuç Skoru' sonuçlarında anlamlı fark ise yine aynı gruplarda (p=0,006), (p=0,033) bulundu. Gruplar arası üstünlük bulunmadı. Merdiven çıkma testinde gruplar arasında fark bulunmadı (p=0,063). Ağrıdaki en iyi azalmanın kinezyolojik bantlama grubunda olması bantın fasilitatör etkisinden veya tedavi için bekleme listesi etkisinden kurtulmuş olmanın motivasyonundan olabilir. Kinezyolojik bantlamanın diz osteoartritinde kesinlikle kullanılması gerektiğini söyleyebilmek için daha fazla katılımcıyla yapılan çalışmalara ihtiyaç vardır.
2015
Bu tanimlayici calisma, cerrahi hemsirelerinin agri ve ameliyat sonrasi agri yonetimi hakkinda bilgi duzeylerini belirlemek icin yapildi. Arastirma, Şubat-Mart 2010 tarihleri arasinda, Gazi Universitesi Tip Fakultesi Hastanesinde, calismaya katilmayi kabul eden 57 cerrahi hemsiresiyle gerceklestirildi. Veriler, agri ve agri yonetimine iliskin toplam 35 sorunun yer aldigi anket formu ile toplandi. Anket genel demografik veri ve agri yonetimi sorulari (8 tane agri fizyolojisi, 6 tane agri degerlendirmesi,17 tane agri tedavisi ve 4 tane agri yonetimi sorusu) olmak iki bolumden olustu. Verilerin degerlendirilmesinde yuzdelik ve tek yonlu varyans analizi testleri kullanildi. Calisma sonuclarina gore, ortalama basarinin %44.8 oldugu ve hemsirelerin cogunun agri yonetimi konusunda yeterli bilgiye sahip olmadiklari saptandi. Konulara gore basari oranlari incelendiginde en fazla dogru yanitin agri ve fizyolojisi (%71.4), en az dogru yanitin ise agri tedavisi (%32.1) sorularinda oldugu saptan...
Çukurova Bölgesinde Kükürt Kaynak ve Dozlarının Pamuk Verimine Etkisi
2014
Turkiye’de son 20 yilda kukurt eklemesinde artis olmaksizin azot ve fosfor kullanimindaki hizli buyumeler ve atmosferik SO2 emisyonlari kukurt noksanligini olusturmustur. Kukurt noksanliklarinin kukurtsuz gubrelerin artan kullanimi, yuksek verimli cesitlerin benimsenisi, daha yogun uretim sistemleri ve daha dusuk atmosferik kukurt depozitleri sonucunda daha yaygin duruma gelebildigi pamuk uretim cevrelerinde bitkinin kukurt gereksinimine yeterli ozenin gosterilmesi gereklidir. Bolgede yetistirilen pamukta kukurtlu gubrelemenin etkinligi bilinmemektedir. Calismada pamuk verimi ve kalitesi uzerine kukurt gubrelerinin etkisi degerlendirilmistir. Ekimle birlikte dort kukurt dozu (0, 15, 30 and 45 kg ha-1) elemental ve jips olarak uygulanmistir. Pamuk verimi uzerine en yararli etki 30 kg S ha-1 dozu ile olusmustur. Koza agirligi yanisira bitkideki hasat edilebilir koza sayisi uzerine onemli etkileri, diger dozlarla karsilastirildiginda, 30 kg ha-1 uygulamasinda onemli duzeyde yuksek kutl...
2018
Amac: Sentetik zeminli spor alanlarinda ofis calisanlarinda ortaya cikan on capraz bag yaralanmalarini degerlendirmek. Gerec ve Yontem: Sentetik yuzeyli zeminlerde spor esnasinda on capraz bag yaralanmasi olan ve opere edilen 87 hasta retrospektif olarak degerlendirildi. Hastalarin opere edilen dizleri ameliyat oncesi ve son kontrollerde Lysholm ve Tegner Aktivite Skalalari ile degerlendirildi. Yaralanma mekanizmasi, yaralanma esnasinda kullanilan ayakkabi tipi, sportif aktivite sikligi, sportif aktivite oncesi isinma suresi, spor yapilan sahanin zemin tipi, vucut kitle endeksi ve ise donus suresi arastirildi. Bulgular: Ameliyat oncesi ve son kontrollerdeki Lysholm ve Tegner aktivite skalalarinda istatistiksel olarak anlamli artis tespit edildi (p<0.001). Altmis bes hastada temassiz travmalar sonucunda, 22 hastada ise direkt temasli travmalar sonucunda on capraz bag yirtigi olustugu tespit edildi. Hastalarin sentetik zeminli yuzeylerde yaptiklari sportif aktiviteleri sosyal ak...
Okulda Yönetici ve Öğretmenlerin Deneyimledikleri Duyguların Hiyerarşik Yapılarının İncelenmesi
Trakya Eğitim Dergisi, 2019
Bu çalışma okullarda öğretmenlerin ve okul yöneticilerinin yaşadıkları duyguların nasıl bir hiyerarşik yapı içerdiğini betimlemeye odaklanmıştır. Akdoğan (2016) tarafından geliştirilen 54 maddelik duygu durum ölçeği Aksaray ili şehir merkezindeki ilkokul, ortaokul ve lise kademesinden tabakalı örneklemeyle belirlenen katılımcılara 2017 Mart-Haziran döneminde uygulanmıştır. Betimleyici istatistikler, açımlayıcı faktör analizi ve korelasyon analiziyle toplam 633 katılımcıya ait veri incelenmiştir. Bulgular, alan yazında beliren çeşitli duygu sınıflamalarının yanı sıra Transfer kuramı, Sosyal Bilişsel Kuram ve Duygusal Olaylar Kuramları açısından değerlendirilmiştir. Okullarda en sıklıkla olumlu duygulardan sevgi, ilgi ve sabır; olumsuz duygulardan ise acıma, endişe ve hayal kırıklığı duygularının yaşandığı saptanmıştır. Olumlu duyguların olumsuz duygulara oranı katılımcılar için 1.31 olarak hesaplanmakla birlikte ideal oranın 1.50-2.00 aralığında olması beklenmektedir. Dördü olumlu 10 farklı hiyerarşik yapı tespit edilmiştir. En güçlü ilişki ağına sahip yapı güven, gurur, coşku, cesaret, memnuniyet, hoşnut olma, inanma ve huzur duygularını içermiştir. Sonuçlar bağlamında okullarda duygusal körelme, kendine kapanma ve sinik davranışların düşük; bağlılık ve memnuniyetin yüksek olduğu belirlenmiş ve okullarda duygusal ortamın gelişimine hizmet edebilecek öneriler geliştirilmiştir.
80 Günlük Yaban Domuzu Fötüsleri̇nde Ön Ve Arka Extremi̇teleri̇n Kemi̇kleşme Ve Geli̇şi̇mleri̇
2017
GIRIŞ ve AMAC:: Normal kemik gelisim verileri kemik gelisim calismalarini yorumalamak ve aciklamak icin vazgecilmez parametrelerdir. Bu calismada 80 gunluk yaban domuzu fetuslerine ait 32 ekstremite kullanilmis, extremitelerinin normal kemik gelisiminin ortaya cikartilmasi amaclanmistir. YONTEM ve GERECLER: Materyaller % 5’lik formaldehit solusyonunda tespit edildikten ve % 95’lik etanolde bekletildikten sonra saf aseton ile muamele edildi. Materyaller alizarin red alcian blue kombinasyonu ile boyandi. Bu boyama teknigi kikirdak dokulari maviye, kemik dokulari ise kirmiziya boyadi. Bu teknik gelisen kikirdak dokulari ve kemiklerdeki erken gelisen kemiklesme merkezlerinin lokalizasyonunu gosterdi. Stereomikroskop altinda kikirdaklasma ve kemiklesme zamanlari dikkatle izlendi. BULGULAR: Buyuk kemiklerin herbirinin bir adet primer kemiklesme merkezine (POC) sahip oldugu gozlendi. Ossa carpi, ossa tarsi ve patella disindaki tum kemiklerde govdedeki kemiklesmenin goruldugu belirlendi. Go...
Demir tedavisi alan hastalarda leptin ve kilo alımı arasındaki ilişki
Cukurova Medical Journal, 2018
The aim of this study was to evaluate the relationship between leptin and weight gain in patients receiving iron treatment. Materials and Methods: A total of 42 female patients who were diagnosed with IDA were included in the study. Whole blood count, serum iron, serum unsaturated iron binding capacity (UIBC), serum ferritin level were measured at the time of diagnosis and on month one after treatment; serum hepcidin level and serum leptin level were measured at the time of diagnosis and 96 hours after commencement of parenteral therapy; body weight and appetite alterations were recorded at the time of diagnosis and on month one. Results: A statistically significant difference was not found between hepcidin and leptin values at the time of diagnosis and after treatment. Increased appetite was detected in 22 (52.4%) patients on month one after treatment. While mean weight of all patients was 69.6±17.9 kg at the time of diagnosis, it was 70.7±17.5 kg on month one after treatment and there was a statistically significant difference between two values. Conclusion: Our study revealed that appetite and body weight increased following iron therapy, consistently with our observations and hypothesis. However no significant relationship was found with leptin levels and weight increase. Amaç: Bu çalışmanın amacı demir tedavisi alan hastalarda leptin ve kilo artışı arasındaki ilişkiyi saptamaktır. Gereç ve Yöntem: Toplamda 42 demir eksikliği anemisi tanısı konulan kadın hasta çalışmaya dahil edilmiştir. Tanı anında ve tedavi başlandıktan 1 ay sonra tam kan sayımı, serum demir, ansature demir bağlama kapasitesi ve ferritin seviyesi, tanı anında ve tedavi başlandıktan sonra 96. saatte serum hepsidin ve leptin seviyesi ölçüldü. İştahta meydana gelen değişiklikler ve vücut ağırlığı tanı anında ve tedavi başlandıktan 1 ay sonra değerlendirildi. Bulgular: Tanı anındaki ve tedavi başlandıktan sonraki serum hepsidin ve leptin seviyeleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı. 22 (%52.4) hastada iştah artışı olduğu tespit edildi. Tanı anında hastaların ortalama ağırlığı 69.6±17.9 kg olarak tespit edilmiş iken tedavi başlandıktan 1 ay sonra hastaların ağırlığı 70.7±17.5 kg olarak bulunmuştur ve değerler arasında istatistiksel olarak anlamlı fark tespit edilmiştir. Sonuç: Çalışmamız gözlemlerimiz ve hipotezimizle uyumlu olarak demir tedavisini takiben hastalarda iştah artışı ve ağırlık artışı meydana geldiği saptanmıştır. Leptin düzeyleri ile kilo artışı arasında bir ilişki bulunmamıştır.