Affect of conviction on life span in lung cancer (original) (raw)
Related papers
Acta Oncologica Turcica, 2015
İleri evre küçük hücreli dışı akciğer kanser (KHDAK)'li hastalarda tedavilerdeki gelişmelere rağmen çoğunda ilk tedavi sonrası hastalık progresyon gelişmektedir. Çoğunlukla hastalar ikinci basamak kemoterapi tedavisi almaktadırlar. Çalışmamızda, birinci basamak kemoterapi tedavisi sonrası progresyon gelişen ileri evre KHDAK'li hastalarda, ikinci basamak kemoterapi alanlar ile sadece destek tedavisi alanlarda yaşam kalitesini karşılaştırılması amaçlanmıştır. Yöntemler: Yaşam kalitesi değerlendirilmesinde EORTC QLQ-C30 Version 3.0 Türkçe anket formu kullanıldı. Hastalara çalışmaya alındığı tarihte bazal olarak ilk anket yapıldıktan sonra, aynı anket ayda bir olmak üzere iki kez daha tekrarlandı. Bulgular: İkinci basamak kemoterapi alan 24 ve sadece destek tedavisi alan 16 hasta olmak üzere toplam 40 hasta değerlendirildi. Genel sağlık durumu, toplam fonksiyon, toplam semptom, fiziksel fonksiyon, uğraş fonksiyon, duygusal fonksiyon, sosyal fonksiyon, yorgunluk semptom ve ağrı semptom skorları ikinci basamak kemoterapi alanlarda anlamlı şekilde daha iyi bulundu. Kavrama fonksiyon ve nefes darlığı semptom skorları ikinci aydan itibaren ikinci basamak kemoterapi alanlarda daha iyi saptandı. Bulantı-kusma, iştahsızlık, konstipasyon, diyare semptom skorları açısından birinci ve ikinci aylarda iki grup arasında anlamlı fark bulunmadı. Uykusuzluk ve mali zorluk semptom skorları birinci ayda, ikinci basamak kemoterapi alanlarda anlamlı olarak iyi bulunurken, ikinci ayda iki grup arasında anlamlı fark saptanmadı. Sonuç: İleri evre KHDAK hastalarında, ikinci basamak kemoterapinin, sadece destek tedavisine göre yaşam kalitesinde genel olarak anlamlı iyileşme sağladığı gösterildi. Anahtar Kelimeler: Küçük hücreli dışı akciğer kanseri, ikinci basamak kemoterapi, yaşam kalitesi ABSTRACT Objective: Advances in non-small lung cancer (NSCLC) treatment is limited. Disease progression is seen in most patients after first line chemotherapy and many patients receive second line chemotherapy. A prospective study is planned to compare the life quality of NSCLC patients who received second line chemotherapy and those without second line chemotherapy. Methods: EORTC QLQ-C30 Version 3.0 (Turkish version) is used to evaluate the quality of life of the patients. The questionnaire is given to the patients at baseline and repeated two times with monthly intervals. Results: Twenty-four of the total 40 patients entered the study received second line chemotherapy and 16 patients received only supportive care. The general health status, overall function, overal symptom, physical function, role function, emotional function, social function, fatigue symptoms and pain symptoms scores were significantly better in patients who received second line chemotherapy. Cognitive function and dyspnea symptom scores were significantly better after second month in the patients who received second line chemotherapy. There were no statistical difference for nausea, vomiting, anorexia, constipation, diarrhea symptom scores between groups during the first and second month. While insomnia and financial difficulty symptoms scores were significantly better at first month in patients who received second line chemotherapy; no difference is seen in second month. Conclusion: Our findings shows that second line chemotherapy in advanced NSCLC patients significantly improve the general quality of life when compared to only supportive care.
European Journal of Cancer, 2011
İleri evre küçük hücreli dışı akciğer kanser (KHDAK)'li hastalarda tedavilerdeki gelişmelere rağmen çoğunda ilk tedavi sonrası hastalık progresyon gelişmektedir. Çoğunlukla hastalar ikinci basamak kemoterapi tedavisi almaktadırlar. Çalışmamızda, birinci basamak kemoterapi tedavisi sonrası progresyon gelişen ileri evre KHDAK'li hastalarda, ikinci basamak kemoterapi alanlar ile sadece destek tedavisi alanlarda yaşam kalitesini karşılaştırılması amaçlanmıştır. Yöntemler: Yaşam kalitesi değerlendirilmesinde EORTC QLQ-C30 Version 3.0 Türkçe anket formu kullanıldı. Hastalara çalışmaya alındığı tarihte bazal olarak ilk anket yapıldıktan sonra, aynı anket ayda bir olmak üzere iki kez daha tekrarlandı. Bulgular: İkinci basamak kemoterapi alan 24 ve sadece destek tedavisi alan 16 hasta olmak üzere toplam 40 hasta değerlendirildi. Genel sağlık durumu, toplam fonksiyon, toplam semptom, fiziksel fonksiyon, uğraş fonksiyon, duygusal fonksiyon, sosyal fonksiyon, yorgunluk semptom ve ağrı semptom skorları ikinci basamak kemoterapi alanlarda anlamlı şekilde daha iyi bulundu. Kavrama fonksiyon ve nefes darlığı semptom skorları ikinci aydan itibaren ikinci basamak kemoterapi alanlarda daha iyi saptandı. Bulantı-kusma, iştahsızlık, konstipasyon, diyare semptom skorları açısından birinci ve ikinci aylarda iki grup arasında anlamlı fark bulunmadı. Uykusuzluk ve mali zorluk semptom skorları birinci ayda, ikinci basamak kemoterapi alanlarda anlamlı olarak iyi bulunurken, ikinci ayda iki grup arasında anlamlı fark saptanmadı. Sonuç: İleri evre KHDAK hastalarında, ikinci basamak kemoterapinin, sadece destek tedavisine göre yaşam kalitesinde genel olarak anlamlı iyileşme sağladığı gösterildi. Anahtar Kelimeler: Küçük hücreli dışı akciğer kanseri, ikinci basamak kemoterapi, yaşam kalitesi ABSTRACT Objective: Advances in non-small lung cancer (NSCLC) treatment is limited. Disease progression is seen in most patients after first line chemotherapy and many patients receive second line chemotherapy. A prospective study is planned to compare the life quality of NSCLC patients who received second line chemotherapy and those without second line chemotherapy. Methods: EORTC QLQ-C30 Version 3.0 (Turkish version) is used to evaluate the quality of life of the patients. The questionnaire is given to the patients at baseline and repeated two times with monthly intervals. Results: Twenty-four of the total 40 patients entered the study received second line chemotherapy and 16 patients received only supportive care. The general health status, overall function, overal symptom, physical function, role function, emotional function, social function, fatigue symptoms and pain symptoms scores were significantly better in patients who received second line chemotherapy. Cognitive function and dyspnea symptom scores were significantly better after second month in the patients who received second line chemotherapy. There were no statistical difference for nausea, vomiting, anorexia, constipation, diarrhea symptom scores between groups during the first and second month. While insomnia and financial difficulty symptoms scores were significantly better at first month in patients who received second line chemotherapy; no difference is seen in second month. Conclusion: Our findings shows that second line chemotherapy in advanced NSCLC patients significantly improve the general quality of life when compared to only supportive care.
Turkish Journal of Thoracic and Cardiovascular Surgery, 2011
Bu çalışmada akciğer rezeksiyonu yapılan hastalarda yaşam kalitesi ile solunum fonksiyonları ve fonksiyonel kapasite ilişkisi analiz edildi. Ça lış mapla nı:Primer akciğer kanseri nedeni ile akciğer rezeksiyonu uygulanan 90 hasta (76 erkek, 14 kadın; ort. yaş 58.7±9.59 yıl; dağılım 47-79 yıl) bu ileriye dönük çalışmaya dahil edildi. Ameliyat öncesinde ve ameliyattan altı ay sonra hastalara yaşam kalitesi değerlendirme anketi (Short Form-36 Sağlık Araştırması Anketi SF-36) ile solunum fonksiyon testi, arter kan gazı ölçümü ve altı dakika yürüme testi uygulandı. Bul gu lar: Ameliyat sonrası 6. ayda "fiziksel fonksiyon" (p<0.001) ve "fonksiyonel fiziksel rol güçlüğü" (p<0.001) değerlerinde anlamlı düzelmeler saptandı. Ameliyat sonrası 6. aydaki sosyal fonksiyon (p=0.03), akıl sağlığı (p=0.04), enerji skorları (p=0.04), solunum fonksiyon testi (p<0.001), arter kan gazı (p<0.001) ve altı dakika yürüme testi (p<0.001) değerleri ameliyat öncesi değerler ile karşılaştırıldığında anlamlı olarak düşüktü. So nuç: Akciğer kanseri rezeksiyonu sonrası fonksiyonel ve solunumsal kapasite düşmesine rağmen yaşam kalitesi anketinin bazı unsurlarında artış olabildiği gözlemlendi. Anah tar söz cük ler: Akciğer kanseri; Short Form-36; cerrahi tedavi. Background: In this study we analyzed the relationship between quality of life and respiratory functions, functional capacity in patients who underwent pulmonary resection. Methods: In this prospective study we included 90 patients (76 males, 14 females; mean age 58.7±9.59 years; range 47 to 79 years) who underwent pulmonary resection for primary lung cancer. Quality of life questionnaire (Short Form-36 Health Survey SF-36), respiratory function tests, arterial blood gas measurements and 6-minute walk test were performed before and six months after the surgery. Results:Significant improvements were found at 6 months after the surgery in the "physical functioning" (p<0.001) and "functional physical role difficulty" (p<0.001) values. The values for social functioning (p=0.03), mental health (p=0.04), vitality scores (p=0.04), respiratory function tests (p<0.001), arterial blood gases (p<0.001) and 6-minute walk test (p<0.001) were significantly lower at postoperative 6 th month when compared to the preoperative values. Conclusion:It was observed that, although functional and respiratory capacities decreased, improvements may occur in some items of quality of life questionnaire after resection for lung cancer.
Tuberkuloz ve Toraks
ÖZET Hekimlerin, hasta yakınlarının ve toplumun akciğer kanseri tanısının söylenmesine ilişkin görüşlerinin değerlendirilmesi Giriş: Ülkemizde genellikle hasta yakınlarına bırakılan bir karar olan, akciğer kanserli hastalara tanının söylenmesi konusunda tanı koyan, tedavi veren hekimlerin, birinci derece akrabası akciğer kanserli hasta yakınlarının ve toplumun görüşlerinin değerlendirilmesi amacı ile bir anket çalışması düzenlendi.
Effects of Low-Dose Radiation on the Survival of Lung Cancer Patients
Bezmialem Science
Amaç: Yapılan bazı çalışmalar düşük dozlu radyoterapinin (RT), tümör invazyonu ve metastazları artırabileceğini göstermiştir. Risk altındaki organların zarar görmesini önlemek için genellikle çoklu RT alanları kullanılır. Çoklu alanlar kullanıldığında düşük doz RT alanları artacağından invazyon veya metastazları artırabileceği endişesi ile klinik bir çalışma gerçekleştirdik. İyonize Radyasyon (IR), tümör mikroçevresini değiştirerek, konakçı mikrokanser hücrelerinin metastatik potansiyelini artırabilir. Yöntemler: Radyoterapi ve/veya kemoterapi uygulanmış, ECOG performansları 1-3, yaşları 45-87 arası, herhangibir metastazı olmayan, evre II-IIIB 50 akciğer kanseri hastası üzerinde klinik retrospektif bir çalışma yapıldı. RT, günlük 180-200 cGy fraksiyonla haftada 5 gün total 54-66 Gy uygulandı. Akciğerin V5, V10, V20, V40, V50, V60 değerlerinin hastalıksız yaşam ve genel yaşam üzerine olan etkileri istatistiksel olarak Mann Witney U ve l par testleri ile analiz edildi. Bulgular: Akciğerin düşük RT doz alanlarını oluşturan V5, V10 ve V20 değerlerinin nükssüz yaşam ve genel yaşamı r korelasyon değerlerine göre minimal düzeyde pozitif olarak etkilediği belirlendi. Sonuç: Yaşam oranlarını daha da artırabilmek için düşük doz radyasyonun etkilerinin de yapılacak çalışmalarla daha net olarak araştılması yoluna gidilebilir.
[Lung cancer and intensive care: which patient how long?]
Tuberkuloz ve toraks, 2017
Lung cancer still remains the leading cause of cancer death among all the cancer types. Early diagnosis is the most important factor for efficient treatment and disease management. Nowadays, several new methodologies are being used in clinical practise for diagnosis, staging and treatment of disease. Therefore, survival is prolonged even in patients who are not eligible for surgery. This has led to increase in the acceptance of lung cancer patients in intensive care units (ICU) due to both the disease and the treatments applied and also due to the comorbidity of the patients. However, it is unclear which lung cancer patient will benefit from intensive treatment. In this review, we shared the ICU admission reasons and prognosis of the early stage and advanced stage lung cancer patients and when these patients were referred to ICU and treatment modalities in ICU were discussed.
Turkish Journal of Thoracic and Cardiovascular Surgery, 2011
Bu çalışmada, küçük hücreli dışı akciğer kanserli (KHDAK) hastalarda erken evrede yapılan cerrahi tedavi sonrası, yaşın mortalite ve morbidite üzerine etkisi araştırıldı. Ça lış ma pla nı: Kasım 2004-Ocak 2007 tarihleri arasında KHDAK tanısı ile cerrahi tedavi amaçlı kliniğimize sevk edilen 237 hasta retrospektif olarak incelendi. Tüm hastalar ameliyat öncesi dönemde solunum fonksiyon testi, tam kan sayımı, biyokimya, arteryel kan gazı ve elektrokardiyografi ile değerlendirilmiş idi. Yetmiş yaş üstü hastalar ek olarak ekokardiyografi ile değerlendirilmiş idi. Cerrahi tedavi için uygun olduğu saptanan tüm hastalara mediastinoskopi yapılmış idi. Mediastinoskopi ile lenf nodu metastazı saptanmayan veya neoadjuvan onkolojik tedavi gören hastalara torakotomi ile akciğer rezeksiyonu ve lenfatik diseksiyon yapılmış idi. Akciğer rezeksiyonu uygulanan 164 hasta (18 kadın, 146 erkek; ort. yaş 59 yıl; dağılım 30-84 yıl) çalışma grubumuzu oluşturdu. Göğüs dreninden 10 günden fazla süren hava kaçağı "uzamış hava kaçağı", ameliyat sonrası 30 gün içinde olan ölümler cerrahi mortalite, yetmiş yaş ve üstü hastalar yaşlı olarak kabul edildi. Yetmiş yaş altı 139 hasta ve 70 yaş ve üstü 25 hasta gruplandırıldı ve morbidite ve mortalite oranları karşılaştırıldı. Bul gu lar: Grup 1'deki 139 hastanın 28'inde (%20), grup 2'deki 25 hastanın beşinde (%20) kronik hastalık öyküsü var idi. Grup 1'deki hastaların 114'üne (%82) lobektomi, 25'ine (%18) pnömonektomi ameliyatı yapılmış idi. Grup 2'deki hastaların ise 20'sine (%80) lobektomi, beşine (%20) pnömonektomi ameliyatı yapılmış idi. Grup 1'de bir mortalite (%0.7) gözlenir iken, grup 2'de mortalite yok idi. Grup 1'de 42 (%30) hastada, grup 2'de ise sekiz hastada (%32) morbidite gözlendi. En sık görülen morbidite uzamış hava kaçağı, atelektazi ve aritmi idi. So nuç: Yetmiş yaş üstü KHDAK'li hastalarda, mortalite ve morbide oranında belirgin bir artış saptanmadı. Bu yaş grubunda seçilmiş, uygun hastalarda cerrahi öncelikle yapılması gereken tedavidir ve güvenle yapılabilir. Anah tar söz cük ler: Yaşlı hasta; morbidite; mortalite; küçük hücreli dışı akciğer kanseri.
Death Reasons and Factors That Affect on Survival of Cancer Patients
Sakarya Medical Journal, 2015
Amaç: Kanser hastaları, kanser dışında kanama, tromboemboli, sepsis gibi bir çok nedenden dolayı ölürler. Bu çalışmamızda kanserden kaybettiğimiz hastalarımızın ölüm nedenlerini ve sağ kalımlarını etkileyen başlıca faktörleri araştırmak istedik. Hasta ve Yöntem: Çalışmaya iki yıl içinde hastanede ölmüş olduğu dosya kayıtlarından saptanan 34 erkek ve 12 kadın toplam 46 hasta dahil edildi. İstatistik analizi SPSS versiyon 18 (SPSS inc., Chicago, IL) programında yapıldı. Bulgular: Değerlendirmeye alınan hastalarımız son yatışlarında %91.3 oranında evre IV hastalık ve %84.4 oranında performans statüsü (PS) III ve üzerinde idi. Ölen hastaların %76.1'i kemoterapi (KT) ve %41.3'ü radyoterapi (RT) almış idi. Hastalar %31.4 oranında cerrahi geçirmişti. Hastaların sağ kalımları evrelere ve performans skorlarına farksız çıkarken kadın hastalar erkeklere kıyasla daha uzun yaşamışlardır. Sonuç: Kanser hastaları en sık solunum yetmezliği, karaciğer ve böbrek yetmezliği, infeksiyonlar ve kardiyak nedenlerden ölmüşlerdir. Hastalarından kadın olanlar, cerrahi işlem yapılmış olanlar, kemoterapi ve radyoterapi almış olanlar diğerlerine göre daha uzun yaşamışlardır.
The Effect of Lymphangitis Carcinomatosa on the Stage, and Survival in the Primary Lung Cancers
Turkiye Klinikleri Journal of Medical Sciences, 2019
enfanjitis karsinomatoza (LK) neoplastik hücrelerin pulmoner lenfatikler boyunca yayılmasıdır. Akciğerin primer kanserlerinde de, meme, mide, pankreas gibi akciğer dışı kanserlerde de görülebilen bir metastaz şeklidir. Neoplastik hücrelerinin intrapulmoner lenfatiklere ulaşma yolu tartışmalıdır. Bu konuda en yaygın kanı, malign tümör hücrelerinin mediastinal hiler lenf bezlerinden retrograd akım yolu ile pulmoner lenfatiklere yayılmasıdır. Bunun dışında plevraya ulaşmış tümör hücreleri-Primer Akciğer Kanserlerinde Lenfanjitis Karsinomatozanın Evre ve Sağkalım Üzerine Etkisi Ö ÖZ ZE ET T A Am ma aç ç: : Primer akciğer kanserlerinde lenfanjitis karsinomatoza (LK) varlığının evre ve sağkalım üzerine etkisini araştırmak. G Ge er re eç ç v ve e Y Yö ön nt te em ml le er r: : Çalışmaya 2014-2016 yılları arasında primer akciğer kanser tanısı almış olgular dahil edildi. Olgular tanı aşamasında radyolojik olarak LK tespit edilen ve LK tespit edilmeyenler olarak iki gruba ayrıldı. İki gruptaki olguların demografik, klinik, radyolojik ve sağkalım özellikleri kayıt edildi. Her iki grubun verileri birbirleri ile karşılaştırıldı. Gruplara ait veriler Ki-kare ve Mann-Whitney U testleri ile değerlendirildi. Tüm testlerde p<0,05 istatistiksel anlamlı kabul edildi. B Bu ul lg gu ul la ar r: : Çalışmaya 264'ü (%82,2) erkek, 55'i (%17,8) kadın, yaş ortalaması 61,9±9,6 yıl olan toplam 319 olgu alındı. Ortalama sigara içme öyküsü 39,1±17,3 paket-yılı idi. Olguların 28'inde (%8,8) LK var iken, 291'inde (%91,2) LK yoktu. Olguların tümör histopatolojileri incelendiğinde her iki grupta da en sık görülen tümör cinsi skuamöz hücreli kanserdi. Lenfanjitis karsinomatoza tespit edilen ve edilmeyen olguların özellikleri (Histopatolojik tanı, evre, cerrahi/onkolojik tedavi özellikleri, sigara öyküsü, yaş, cinsiyet özellikleri) arasında fark bulunmadı. LK tespit edilen akciğer kanserlerinin ortanca genel sağkalım süreleri (11 ay) LK tespit edilmeyen özellikle evre 3B (12 ay) kanserler ile çok benzerdi (p=0,524). S So on nu uç ç: : Varlığında sağkalım ve prognozun kötü etkilendiği bilinen LK, akciğer kanserlerinde sağkalımı etkilemektedir bu nedenle akciğer kanser evrelemelerinde dikkate alınmalıdır.
Management of Life After Cancer
Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi
Yüzyılımızın en önemli sağlık sorunlarından biri kanserdir. Son yıllardaki erken teşhis ve tedavi uygulamalarındaki gelişmeler, kanserden sağkalım oranlarını arttırmıştır. Literatürde, 2040 yılında kanser sağkalım sayısının 26,1 milyon üzerinde olacağı bildirilmiştir. Sağkalım sayılarındaki artışla birlikte kanser sonrası dönem ve bu dönemdeki bakımın önemi giderek artacaktır. Bu nedenle kanser sonrası dönemin yönetimi ile ilgili önleme, izleme, müdahale ve koordinasyon adımları ile ilgili stratejiler belirlenmelidir. Kanser hastaları kendilerine uygulanan tedaviden sonra birçok olumsuz etki ve sorunla karşılaşabilmektedir. Hastalar bu sorunlarla uzun yıllar baş etmek zorunda kalmakta ve yaşam kaliteleri olumsuz etkilenmektedir. Kanser tedavisinden sonra birçok sorun gözlenmesine rağmen, bu dönemi ve yaşanan sorunları inceleyen çalışmaların sayısı ise kısıtlıdır. Kanserden sağkalım oranlarının artması ile hastalarda tedavi sonrası yaşanan geç dönem yan etkilerin izlenmesine de olana...