İnsan Kelimesinin Kur'an'daki Genel ve Özel Kullanımları Bağlamında Meallere Eleştirel Bir Yaklaşım (original) (raw)

Kur'an'ı Anlamada Yöntem (Dilsel Ağırlıklı Eleştirel Yaklaşım)

Yorumda Öznellik Açısından Bir Metot Olarak Kur’ân’ın Kur’ân’la Tefsiri, 2022

Öznel yorum; bir öznenin ortaya koyduğu; özneye ait olan ve olmayanlarla şekillenen; öznenin niyeti, gayesi, becerisi, donanımı, imkânları, imkânsızlıkları; yorumlamaya çalıştığı obje ve objenin kendisi için yorumlandığı muhatap başta olmak üzere kendisini çevreleyen, dolayısıyla özneyi kısmen bir objeye dönüştüren paradigmaya bağlı olarak yorumlanan obje hakkında reel olanı tespit etme imkânı kadar, reel olanın dışına çıkma riski/ imkânı da taşıyan objenin yanı sıra sujeyi de yansıtan yorumlar şeklinde tanımlanabilir.

Kur’an’da Bazı Kelimelerin Kullanım Özelliklerine Dair Genel Kaideler

2017

Kur’an kelimelerinin kullanim ozelliklerine dair tespitleri konu alan bu calismada, konunun tarihcesi ve kaynaklari ele alinip tartisilmistir. Kaynaklar klasik ve cagdas olmak uzere iki kategoride incelenmis, bu arada asil kaynak konumunda olan eserlerin tespitine gidilmistir. Calismada takip edilen yonteme ve konunun Kur’an ilimleri icerisinde vucuh ve nazâirle olan iliskisine yer verilmistir. Bu cercevede, Kur’an kelimelerinin kullanim ozelliklerini, baglam incelemesi ve istatistiki bir metotla ortaya koyan, cesitli eserlerde daginik vaziyette bulunan otuz iki kadar kaide niteliginde tespit bir araya getirilmistir. Tespitlerin seciminde, Kur’an’in anlasilmasi ve yorumlanmasinda sorun olusturan kimi meselelere cozum getirebilecek turden olmalarina dikkat edilmistir. Secilen tespitler, Kur’an’dan orneklerle daha da anlasilir hâle getirilmeye calisilmistir. Bu arada tespitlerin dogrulugu, kelimenin Kur’an’da gectigi yerler ve baglamlari incelenmek suretiyle gozden gecirilirmistir.

İNSAN KELİMESİNİN KUR'AN'DAKİ KULLANIMLARI BAĞLAMINDA MEALLERE ELEŞTİREL BİR YAKLAŞIM

Allah imtihan etmek ve teslimiyetini görmek için sorumluluk yüklediği ve buna mukabil yeryüzünün en değerli varlığı kıldığı insana Kur'an'da çeşitli vesilelerle farklı hitap şekilleriyle seslenmiştir. Bu seslenişlerde "insan" kelimesi öne çıkmaktadır. Dilbilimciler "insan" kelimesinin etimolojik kökenini tespit ederken farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Kelimenin aslına dair ortaya koydukları görüşlerin hepsi dikkat çekici bir şekilde insanı tanımlayan niteliklere işaret etmektedir. Bu çerçevede "insan" kelimesinin; "unutan varlık anlamında" ‫اﻹﻧﺲ/‪ins‬‬ kökünden, kendisine öğretilen varlık anlamında înâs/ ‫اﻹ�س‬ mastarından veya "çok hareket etmek" manasındaki nvs/‫ﻧﻮس‬ kökünden türediği söylenmektedir. Ayrıca "cana yakın olmak, uyum sağlamak" anlamındaki üns/ ‫ا‬ ‫ﻷﻧﺲ‬ mastarından türediği "yaratılış itibariyle sosyal varlık" olarak tanımlamasının da buradan kaynaklandığını ifade eden değerlendirmeler de bulunmaktadır. "İnsan" kelimesi herhangi bir kayıtla sınırlandırılmadığı genel kullanımlarında bütün bir insan cinsini kapsamaktadır. Kur'an'da ise pek çok yerde farklı nitelikleri ortaya konularak kullanılmıştır. Dolayısıyla herhangi bir ayırım yapmaksızın "Kur'an'da geçtiği bütün yerlerde bütün bir insan cinsi anlamında kullanılmıştır" demek doğru bir yaklaşım değildir. Bunun böyle olmadığını anlamak için klasikten modern döneme kadar telif edilmiş olan tefsirlere kısaca bir göz atmak yeterlidir. Zira görebildiğimiz kadarıyla hiçbir müfessir, kelimenin geçtiği bütün ayetlere her yerde genel insan cinsi manası vermemiştir.Bu çalışmada yirmi üç yıllık nüzul sürecinde farklı bağlamlarda inen ayetlerde yer alan "insan" kelimesinin sınıflandırılmasında, ayetlerin indiği ortamın tarihi bağlamı başta olmak üzere siyak-sibak ilişkisi, dil kuralları ve nüzul sebepleri dikkate alınmıştır. Diğer yandan "insan" kelimelerinden ilk kastedilenin kim olduğunu tespit etmenin ayetin mesajını anlamada ne denli önemli olduğu örneklerle ortaya konulmuş ve söz konusu kelimenin anlamlandırılmasına dönük meallerin yaklaşımları analiz edilmiştir. a Dr. Öğr. Üyesi, Selçuk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi, snarol@selcuk.edu.tr

Tercüme ve Meal Farklı mı?: Kur'an Meali Kavramı Üzerine Bir Çözümle

Kur'an Mealleri Sempozyumu -Eleştiriler ve Öneriler-, 2007

İslam ilimleriyle uğraşanların çoğunluğunun paylaştığı ve bu şekilde halk arasında yaygınlaşan en temel kanaat, "Kur'an'ın tercümesi ya da çevirisinin yapılamayacağı" şeklindeki bir anlayıştır. Arapça dışındaki dillerde yalnızca Kur’an "meali" hazırlamak mümkündür. Başka dillerde yayınlanan metinler için "tercüme veya çeviri" adının verilmeme gerekçelerinin başında gelenek tarafından "tevil ve ondan türetilen meal” kavramına ‘kişisel yorum’ manasının yüklenmesi gelir. Herhangi bir dildeki bir Kur'an meali İlahi kelamın anlamını değil, ancak çeviren kişi ya da kişilerin anladığı manaların bir tür yorumunu ifade eder. Dolayısıyla, sadece tercümeyi yapan kişinin kendi "yorumlarını yansıttığı" için birçok dilde Kur’an mealinin varlığı mümkün hale gelmiş sayılır. Açıklama anlamındaki tefsir daha kurallı ve belli şartlara bağlı olarak yapılabilen bir işlem olduğuna dair gelenek içinde belirli belirsiz bir uzlaşmanın varlığına rağmen yorum anlamındaki tevilin daha keyfi, kuralsız ve bireysel tercihlere bağlı bir ameliye olarak düşünüldüğünü söylemek mümkündür. Ancak, Kur'an meali ile ilgili sorunlar üzerinde dururken sorulması gereken asıl soru şudur: Eğer, yorum faaliyeti bu kadar kurallara bağlı olmayan ve öznel ya da kişisel bir faaliyet ise, tefsir ve açıklama olarak tarif edilmiş olan tercüme terimini Kur'an çevirileri için kullanmak daha doğru olmaz mı? Çünkü, eğer bir metni açıklama ve yorumlama farklı kurallara bağlı, farklı türden işlemler ise, mealleri tercüme gibi kuralları daha nesnel ve daha kolay denetlenebilen bir faaliyetin sonucu olarak ele almanın uygunluğu tartışılacaktır.

Kur’an’da Allah’ın Zatı Dışında Kullanılan Yeminleri Sözün Maksadı Açısından Anlamak

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2016

Yemin, Arap dilinin önemli te'kid üsluplarından biridir. Kur'an'ın indiği toplum, bu üslubu kullanıyordu. Kur'an'ın kullandığı yemin üslubu, indiği toplumun kullandığı yemin üslubuna uzak sayılmaz. Yemin, sözlü dile sahip olan Arap toplumunda muhatabını ikna etmek için bir belge niteliğindeydi. Ama bu niteliği taşımayan yemin türleri de vardır. Bu makale, yeminin Arap toplumunda sık kullanılma sürecini ve mahlukat üzerine yemin etme nedenini araştırmaktadır. Kur'an'da Allah'ın mahlukata yemin etmesinin te'kid anlamı taşımadığını iddia etmektedir. Bu tür yeminlerin açık bir karîne olmadan cevapsız olarak kullanılması bu çalışmaya göre Kur'an'a özgü bir üsluptur. Bu makale cevapsız olarak kullanılan bu tür ifadelerin sebebini tespit etmekte ve Arap dili kurallarına göre bir çözüm önermektedir.

Kur’an Âyetleri Bağlamında İnsanın Elementer Yaratılışının Değerlendirilmesi

Journal of Analytic Divinity

Allah Teâlâ her şeyi yarattıktan sonra insanı yaratmıştır. Yeryüzünde halife olarak görevlendirilen insan, orayı mamur etmek, orada Allah’ın emirlerini yaşanabilir kılmak için görevlendirilmiştir. Bu kadar değerli olan ve çok kıymetli vazifeleri icra etmek üzere yaratılan insanı tanımak ve incelemek için onu iyi araştırmak gerekmektedir. Bu çalışmada, elementer yaratılış olarak ifade edilen turâb, tîn-i lâzib, sülâle min tîn, hame-i mesnûn, salsâl ve tesviye safhalarını incelemek, Allah’ın bu safhalardaki yaratma kudretini, varlık ve birliğine işaret eden delilleri dikkatlere sunmak amaçlanmıştır. Yöntem olarak konuyla alakalı âyetler odak nokta seçilmiş, bu âyetlerin izahı bağlamında klasik ve modern tefsirler, yine bu âyetlerin yorumlanması hususunda yapılmış çalışmalar taranmıştır. Kapsam bakımından insanların yaratılmasında gördüğümüz dört farklı şekil olan Hz. Âdem, Hz. Havva, diğer insanlar ve Hz. İsa’nın yaratılışından bahsedilmiş, insanın elementer yaratılışı olarak ifade et...

Kur’ân Kelimesinin Semantik Analizi Üzerine

Dinbilimleri Akademik Arastırma Dergisi, 2004

Son ilâhî mesaj olan Kur'ân-Kerîm'in çeşitli isimleri olup bunlar arasında en fazla kullanılanı "Kur'ân" lafzıdır. Söz konusu kelimenin kökü ve bu kökün ifade ettiği mana(lar) hakkında hem İslâm âlimleri ve hem de şarkiyatçılar tarafından çeşitli görüş ve gerekçeler serdedilmiştir. Müsteşriklerin büyük çoğunluğunun, Arapça asıllı olduğu halde "Kur'ân" kelimesinin kökünü başka dillerde aramaları, Kur'ânı'n orijinal bir ilâhî kitap olmadığını ispatlamaya yönelik olduğundan düşündürücü görünmektedir. İşte bu küçük çaplı etüdümüzde, "Kur'ân" lafzının türediği kökü ve bu kökün ifade ettiği anlam(lar) üzerinde bir nebze durmaya çalıştık.

1-Kur'ân'da İnsan Psikolojisi: Eleştirel Bir Yaklaşım

The Qur'ân is the final link of God's address to the humankind which aims to orientate the reprobate humankind. The main goal of the Qur'an is to form the relationship between human and God in pursuance of His wish and wisdom. In doing so, the Qur'ân uses some elements like parables, cultural elements, literary inimitability (i'câz) and directing the humankind to think about God's blessings and might. The Qur'ân's addressing to the humankind leads some researchers to claim that the Qur'an introduces, examines and analyzes every aspect of humanbeing and that this is very natural in terms of its goals. Although the Qur'an talks about some aspects and qualifications of humanbeing, to us, it does not introduce, examine and analyze every aspect of it on the one hand, the aim of its talking about humanbeing is totally different on the other hand. The view that the Qur'an has almost the same content as the modern science of psychology does, is addressed by some researchers very commonly and the verses are understood and interpreted in accordance with this view incorrectly and by breaking their contexts. To us, all these struggles mean to walk on the wrong way, eventhough they have a good intention.