Olumlu Ebeveyn Davranışlarını Arttırmaya Yönelik Video-Geribildirimli Müdahale Programının Anne Duyarlığı Üzerindeki Etkisinin Türkiye'de İncelenmesi (original) (raw)

Öğretmenler için Pozitif Psikolojinin Desteklendiği Bir Müdahale Programı

Vizetek Yayıncılık, 2022

Özet Öğretmenlerin iyi olma hali son derece önemli bir konudur. Uluslararası alanda gelişmekte olan pozitif eğitim, pozitif psikolojiden elde edilen bulguları okullara uygular ve okulların akademik başarılarına ek olarak, okula dâhil olan herkesin bütünsel iyi oluşunu geliştirme hedefine odaklanır. Pozitif psikoloji araştırmalarından aldığı destek sayesinde bu bölümde, öğretmenlerin okullarında yaşadıkları aşırı strese ve tükenmişliğe karşı tampon yapmak adına kendilerine yönelik koruyucu faktörleri geliştirmeyi öğrenebilecekleri müdahaleler tasarlanmıştır. Bunu başarmak için pozitif psikolojinin, PERMA modeline odaklanan etkinliklerden esinlenerek, öğretmenlerin mesleki işlevselliğini ve iyi oluşunu destekleyebilecek bazı yararlı yönlendirmeler ve müdahaleler sunulmuştur. Müdahalelerde çağdaş bir 21.yüzyıl öğretmeni olmanın stresleri ve zorluklarıyla başa çıkmalarına yardımcı olmak için öğretmenlerin, nasıl destekleneceğine ve onların profesyonel rollerinde gelişmelerinin nasıl sağlanabileceğine vurgu yapılmaktadır. Bu bölüm, öğretmenlerin psikolojik sağlamlık ve iyi oluşlarına yönelik tehditleri azaltabilmeleri ve okullardaki pozitif tutumlarını destekleyebilmeleri için müdahale örnekleri sunacaktır.

COVID-19 Pandemi̇si̇ Süreci̇nde Anneleri̇n İyi̇mserli̇k Sevi̇yesi̇ni̇ Etki̇leyen Faktörleri̇n İncelenmesi̇: Türki̇ye Örneği̇

Istanbul University - DergiPark, 2021

Bireylerin karşılaştıkları hastalık, deprem, afet gibi olağanüstü olaylar, psikolojik yapı ve farklılıklarına göre onları çeşitli biçimlerde etkilemektedir. Bu bağlamda, bu araştırmanın amacı, COVID 19 pandemisi sürecinde 3-6 yaş arasında çocukları olan annelerinin iyimserlik seviyesini etkileyen faktörlerin incelenmesidir. Araştırmaya 33.362 anne dahil edilmiştir. Katılımcıların iyimserlik düzeylerinin belirlenmesi için "İyimserlik-Kötümserlik Ölçeği" kullanılmıştır ve veriler çevrimiçi ortamda toplanmıştır. Araştırmanın sonuçları, Türkiye genelinde annelerin iyimserlik puanları ortalamalarının yüksek düzeyde olduğunu göstermiştir. Eğitim durumu, yaş, gelir durumu, çocuk sayısı ve çalışma gibi değişkenlerin annelerin iyimserlik düzeylerini etkilediği, fakat medeni durumunun iyimserlik düzeylerini etkilemediği görülmüştür. Öte yandan, evlilik doyumu ve mutluluk düzeyinin artmasına bağlı olarak iyimserlik düzeylerinin arttığı; sosyal medya kullanımı ve televizyon izleme süresinin artmasına bağlı olarak da iyimserlik düzeyinin azaldığı saptanmıştır.

Ergenlerde Anne-Baba Tutumunun Duygu Düzenleme ve İyilik Haline Etkisinin İncelenmesi

Anne-baba tutumlarının değerlendirilmesinde Anne-Baba Tutum Ölçeği; duygu durumunun düzenlenmesini değerlendirilmesinde Ergenler için Duygu Düzenleme Ölçeği; iyilik halinin değerlendirilmesinde ise Beş Faktörlü İyilik Hali Ölçeği Ergen Formu kullanıldı. Ergenlerde anne-baba tutumu, duygu düzenleme biç`mler` ve `y`l`k haller` arasındak` `l`şk` Spearman korelasyon katsayısı hesaplanarak `ncelend`. Anlamlılık düzey` 0,05 olarak kabul ed`ld`. Sonuçlar: Demokratik tutum gösteren anne-babaların çocuklarında dışsal işlevsel olmayan duygu düzenleme ile yaşamın kontrolü ve anlamlandırılması ve başa çıkma ve problem çözme arasında orta derecede negatif yönde (sırasıyla r =-0,479, p<0,05); r =-0,433, p<0,05); ihmalkar tutum gösteren anne-babaların çocuklarında içsel işlevsel olmayan duygu düzenleme ile sosyal yaşam arasında orta derecede pozitif yönde (r =0,484, p<0,05); otoriter tutum gösteren anne-babaların çocuklarında dışsal işlevsel olmayan duygu düzenleme ile olumlu kendilik algısı arasında orta derecede negatif yönde (r=-0,550, p<0,01) korelasyon tespit edildi. Tartışma: Ergenlerde anne baba tutumu, duygu düzenleme ve iyilik hali arasında ilişki tespit edildi. Bu nedenle, ergenlerle çalışan ergoterapistlerin anne baba tutumu ile ilgili yaklaşımları literatür ışığında tartışılmış ve önerilerde bulunulmuştur.

Aile Eğitim Programinin Annelerin Ebeveynlik Davranışlarına ve Çocuklarında Gözlenen Davranış Problemlerine Etkisi

2020

Bu arastirma Akilci Duygusal Davranisci Terapiye (ADDT) dayali Aile Egitim Programi’nin annelerin ebeveynlik davranislari ile cocuklarinda algiladiklari davranis problemleri uzerindeki etkisini incelemektir. Calismaya cocuklari ilkokula devam eden 28 anne katilmistir. Katilimcilardan 14 anne deney grubunu olustururken 14 anne kontrol grubunu olusturmaktadir. Uygulama oncesinde deney ve kontrol gruplarina Alabama Ebeveyn Davranislari Olcegi ve Conners’ Anababa Derecelendirme Olcegi uygulanmistir. Ontest olcumlerinin ardindan deney grubuna 7 oturumdan olusan Akilci Duygusal Aile Egitim Programi uygulanirken, kontrol grubu ile herhangi bir calisma yapilmamistir. Deney ve kontrol gruplarina uygulamalarin bitiminden 1 hafta sonra sontest olcumleri gerceklestirilmistir. Elde edilen verilerin analizinde 2x2 yonlu varyans analizi teknigi kullanilmistir. Yapilan analizler sonucunda aile egitim programina katilan annelerin cocuklarinda bu egitim programina katilmayan annelerin cocuklarina gor...

PSİKOLOJİK DESTEK PROGRAMININ ZİHİNSEL YETERSİZLİĞİ OLAN ÇOCUKLARIN ANNELERİNİN UMUTSUZLUK VE İYİMSERLİK DÜZEYLERİNE ETKİSİ

Bu araştırmanın amacı, araştırmacı tarafından hazırlanmış olan “Psikolojik Destek Programı”nın, zihinsel yetersizliği olan çocukların annelerinin umutsuzluk ve iyimserlik düzeylerine etkisini incelemektir. Araştırma, deney ve kontrol gruplu ön-test, son-test ve izleme testi modeline dayalı deneysel bir çalışmadır. Bu araştırmada yer alan zihinsel yetersizliği olan çocukların annelerinin umutsuzluk ve iyimserlik düzeylerini belirlemek amacıyla “Beck Umutsuzluk Ölçeği” ve “Yaşam Yönelimi Testi”, 41 zihinsel yetersizliği olan çocuk annesine uygulanmıştır. Araştırmaya katılmakta gönüllü olan 12 anne deney grubuna alınmış, kontrol grubu içinse 12 kişi rastgele örnekleme yoluyla seçilmiştir. Grupların denkliği Kruskal –Wallis H Testi ile ölçülmüş ve birbirine denk olduğu belirlenmiştir. Deney grubuna, araştırmacı tarafından geliştirilen 15 oturumluk “Psikolojik Destek Programı” uygulanmış, kontrol grubuyla herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Son test, deney grubunun uygulaması bittikten hemen sonra deney ve kontrol gruplarına, izleme testi ise uygulamadan bir ay sonra sadece deney grubuna verilmiştir. Uygulanan deneysel işlemin sonunda elde edilen veriler “Wilcoxon Eşleştirilmiş Çiftler İşaretlenmiş Sıra Sayıları Testi” ve “Kruskal–Wallis H Testi” ile incelenmiştir. Deneysel işlem sonrasında, deney grubunun umutsuzluk ve iyimserlik öntest ve sontest puanları arasında istatistiksel açıdan anlamlı düzeyde fark bulunmuştur. Uygulanan psikolojik destek programının, deney grubundaki annelerin umutsuzluk düzeylerini düşürmede ve iyimserlik düzeylerini artırmada etkili olduğu ve bu etkinin bir ay sonraya kadar devam ettiği belirlenmiştir.

Ebeveynlere ve Öğretmenlere Uygulanan Mizaç Temelli Müdahale Programının 5-9 Yaş Grubu Çocukların Sosyal/Duygusal ve Öz Kontrol Davranışları Üzerindeki Etkisi

Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi, 2019

Bu araştırmada, ebeveynlere ve öğretmenlere uygulanan Mizaç Temelli Müdahale Programı'nın 5-9 yaş grubu çocukların sosyal/duygusal ve öz kontrol davranışları üzerindeki etkileri incelenmiştir. Yarı deneysel desenin kullanıldığı çalışmada, toplam 60 öğretmen ve 109 ebeveyn araştırmanın çalışma grubunu oluşturmuştur. Deney grubundaki ebeveyn ve öğretmenlere ayrı gruplarda toplam 10 oturumu içeren Mizaç Temelli Müdahale Programı uygulanmıştır. Araştırmada ebeveynler ve öğretmenler, çocuklar/öğrenciler için Sosyal Yetkinlik ve Davranış Değerlendirme Ölçeği-30 ile Öz Kontrol Derecelendirme Ölçeği'ni doldurmuşlardır. Verilerin analizinde, Tekrarlı Ölçümler İçin Tek Yönlü Çok Değişkenli Kovaryans Analizi tekniği kullanılmıştır. Sonuçlar genel olarak değerlendirildiğinde, deney grubundaki çocukların kızgınlık-saldırganlık ve kaygı-içe dönüklük puanlarının azaldığı; sosyal yetkinlik puanlarının ise arttığı tespit edilmiştir. Araştırma bulguları tartışılmış, gelecek araştırma ve uygulamalara yönelik önerilerde bulunulmuştur.

Üni̇versi̇te Öğrenci̇leri̇nde Psi̇koloji̇k İyi̇ Oluş: Ana Babaya Bağlanma Ve Duyarli Sevgi̇ Deği̇şkenleri̇ne Göre Bi̇r İnceleme

Elektronik sosyal bilimler dergisi, 2022

Bu araĢtırmanın amacı üniversite öğrencilerinin psikolojik iyi oluĢları ile ana babaya bağlanma ve duyarlı sevgi değiĢkenleri arasındaki iliĢkileri incelemektir. ÇalıĢmanın örneklemini Ġstanbul'da öğrenim gören toplam 324 üniversite öğrencisi (79'u erkek ve 245'i kadın) oluĢturmaktadır. Verilerin analizinde Pearson Korelasyon Tekniği ve HiyerarĢik Regresyon Analizi teknikleri kullanılmıĢtır. AraĢtırmanın bulguları incelendiğinde üniversite öğrencilerinin psikolojik iyi oluĢları ile anne babaya bağlanma ilgi-kontrol ve aĢırı koruma puanları ve duyarlı sevgi değiĢken puanları arasında pozitif yönde anlamlı iliĢkiler olduğu görülmüĢtür. Regresyon analizi bulgularına göre, öğrencilerin duyarlı sevgi ve ebeveyn ilgi-kontrol puanları psikolojik iyi oluĢu yordarken ebeveyn aĢırı koruma puanları anlamlı bir etkiye sahip değildir. Elde edilen bulgular mevcut araĢtırma sonuçlarına göre tartıĢılmıĢ ve bazı öneriler getirilmiĢtir.

Hemşi̇re Ve Ebeleri̇n Duygusal Zekâ Düzeyleri̇ni̇n Tespi̇ti̇ne Yöneli̇k Bi̇r Çalişma

Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 2020

Duygularla anlayabilme ve sorgulayabilme, duyguları düşünce içinde özümseyebilme, kendinde ve başkalarındaki duyguları düzenleyebilme yeteneği olarak tanımlanmakta olan "Duygusal Zeka" kavramı sağlık sektörü çalışanları için ayrı bir öneme sahiptir. Bu çalışmada hastane çalışanlarının duygusal zekâ düzeyleri alt boyutlar baz alınarak incelenmiştir. Araştırmada çalışanların duygusal zekâ düzeyleri arasında demografik unsurlara göre herhangi bir anlamlı farklılık olup olmadığı analiz edilmiştir. Araştırma, Çorum il merkezindeki eğitim ve araştırma hastanesinde hemşire ve ebe meslek gruplarında görev yapan çalışanları kapsamaktadır. Veri toplama aracı olarak 4 alt boyut ve toplam 27 sorudan oluşan anket kullanılmıştır. Katılımcıların duygusal zeka düzeyleri Wong ve Law Duygusal Zekâ Ölçeği (WLEIS) ile ölçülmüştür. 278 sağlık çalışanın katılımıyla gerçekleştirilen araştırmada katılımcıların duygusal zekâ düzeyleri alt boyutlar bazında tespit edilmiş ve bu düzeylerin demografik...

MÜKEMMELİYETÇİLİK PSİKOEĞİTİM PROGRAMININ ANNELERİN MÜKEMMELİYETÇİLİK VE ÇOCUKLARIN KAYGI DÜZEYLERİNE ETKİSİ

Dokuz Eylül Üniversitesi, 2018

Bu araştırmanın temel amacı annelere yönelik hazırlanan Bilişsel Davranışçı Terapi temelli Mükemmeliyetçilik Psikoeğitim programının annelerin mükemmeliyetçilik düzeyleri ve 9-12 yaş aralığındaki çocuklarının kaygı düzeylerine etkilerinin araştırılmasıdır. Çalışma, 2016-2017 eğitim-öğretim yılında resmi bir ilkokulda eğitim gören çocuklar ve anneleri ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmada kapsamında 2x3’lük (deneykontrol grubu, ön test-son test- izleme testi ölçümlü) deneysel desen kullanılmıştır. Deney ve kontrol gruplarının belirlenmesi amacıyla 417 anneye, “Çok Boyutlu Mükemmeliyetçilik Ölçeği (Oral, 1999)” ve çocuklarına “Çocuklar İçin Sürekli Kaygı Envanteri (Özusta, 1993)” uygulanmıştır. Ölçüm sonucunda sağlıklı veriler değerlendirilerek anne ve çocuklardan ortalamanın üzerinde puan alanlar eşleştirilmiş ve annelerden yansız bir biçimde 14’er kişilik deney ve kontrol grubu oluşturulmuş fakat deney grubunda yer alan 2 üye oturumları tamamlayamamıştır. Uygulama aşamasında deney grubunda yer alan anneler ile ön görüşme haricinde, haftada bir gün olmak üzere sekiz oturumluk “Mükemmeliyetçilik Psikoeğitim Programı” yürütülmüştür. Kontrol grubunda yer alan anneler ile herhangi bir çalışma yürütülmemiştir. Deney grubu ile yürütülen çalışmadan bir hafta sonra çalışmaya dâhil edilen anne ve çocuklara son test uygulaması yapılmıştır. Bunun yanında uygulanan programın etkisinin kalıcılığını değerlendirmek amacıyla 3 ay sonra aynı gruba izleme testi uygulanmıştır. Araştırma sonucunda, uygulanan mükemmeliyetçilik psikoeğitim programının annelerin mükemmeliyetçilik alt boyutları (Kendine yönelik, Başkalarına yönelik, Başkalarının kendinden beklentilerine yönelik) ve toplam puan düzeyi üzerinde anlamlı derecede etkisinin olduğu, kazanılan bu etkinin 3 ay sonra yapılan izleme testinde kalıcılığını koruduğu tespit edilmiştir. Çocuklar açısından ise annesi deney grubunda bulunan çocukların kaygı düzeyinin, annesi kontrol grubunda bulunan çocukların kaygı düzeylerine göre uygulama sonrası son test ölçümünde anlamlı bir farklılık gözlenmez iken 3 ay sonra yapılan izleme testinde annesi deney grubunda bulunan çocukların kaygı puan ortalamasının, annesi kontrol grubunda yer alan çocuklara göre anlamlı derecede daha düşük olduğu belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar, alan yazına dayalı olarak tartışılmış, programın uygulayıcılarına ve benzer yönde çalışma yapacak olan araştırmacılara önerilerde bulunulmuştur.