Erkek(lik) Kategorilerine ve Kimliklerine Dair Queer Sorgulamalar: İdrak Edilemez Bir Erkeklik Mümkün mü? (original) (raw)

Erkek Kategorisini Yeniden Dusunmek

ViraVerita (https://viraverita.org/yazilar/erkek-kategorisini-yeniden-dusunmek), 2021

ViraVerita bundan tam sekiz yıl önce, 25 Kasım 2013'te yolculuğuna başladı. O zamandan beri her sene 25 Kasım'da, yayına başlamamızın yıl dönümü vesilesiyle, "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü"ne dair farkındalık oluşturmak amacıyla bir yazardan "toplumsal cinsiyet ve şiddet" hakkında bir yazı kaleme almasını rica ediyoruz. Sekizinci yılımızda bu kez ViraVerita ekibinin değerli bir üyesi, İlkay Özküralpli'nin yazısıyla geleneğimizi sürdürüyoruz. Kıymetli katkısı için kendisine çok teşekkür ediyor, şiddete yönelik farkındalığımızın ve eleştirelliğimizin hayatımızın her alanında canlı kalmasını ve şiddete karşı mücadelenin güçlenmesini temenni ediyoruz.

Erkekliği Sorgularken Babalara Bakmak: Babalık İstenci, Değişen Babalık Rolleri ve Yeniden Üretim Alanında Erkek Olmak

Erkekliği Sorgularken Babalara Bakmak: Babalık İstenci, Değişen Babalık Rolleri ve Yeniden Üretim Alanında Erkek Olmak, 2021

Bu araştırma sosyal hizmetin temel müdahale alanlarından aileyi, Eleştirel Erkeklik Çalışmaları’nın bakış açısıyla incelemiş ve alana dair farklı bir yaklaşım sunmak istemiştir. Araştırmanın amacı görüşülen erkek katılımcıların “erkeklik” algılarının baba olarak sahip oldukları roller üzerindeki etkisini temel alarak babalık istencinin altında yatan nedenleri bireysel ve toplumsal boyutuyla ele alıp Türkiye’deki aile politikalarıyla ilişkisini kurmaktır. Aynı zamanda haklarında çok az araştırma yapılan tüp bebek yöntemiyle baba olmuş erkeklerle çalışılarak onların yeniden üretim alanındaki deneyimlerinin aktarılması ve erkeklerin babalık pratiklerinin “erkekliğin” dönüşümündeki olası etkilerini tartışmak da hedeflenmiştir. Araştırmanın amaçları doğrultusunda nitel araştırma yöntemlerinden fenomenoloji deseni kullanılmıştır. Katılımcılar amaçlı örnekleme yöntemlerinden benzeşik örnekleme tekniğiyle belirlenmiştir. Tüp bebek yöntemiyle baba olmuş, 8 farklı şehirden 23 erkekle derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilerek veriler toplanmış ve bu veriler Maxqda 2020 Project analiz programıyla betimsel analize tabi tutulmuştur. Çalışmanın bulguları “Kurucu bir unsur olarak erkeğin kendi babası”, “Babalık öncesi evlilik hayatı”, “Babalık istenci”, “Tüp bebek süreci”, “Gebelik süreci”, “İlk babalık dönemi”, “Babanın çocuğun hayatındaki yeri”, “Erkeğin kendine dair değerlendirmeleri” ve “Erkeklik” ve “Babalıkla ilgili sosyal politikalar” temaları altında toplanmış, her bir başlıkta katılımcıların deneyimleri aktarılmıştır. Araştırmada katılımcıların deneyim aktarımları sonucunda toplumdaki erkeklik ve babalık algılarının bir değişim sürecinde olduğu, erkeklerin –özellikle tüp bebek deneyiminin aracılığıyla- birer özne olarak yeniden üretim alanında daha çok bulunmaya başladıkları fakat kendilerini bu alana yeterince dahil hissetmedikleri anlaşılmıştır. Toplumsal dönüşümün kadın-erkek eşitliği üzerinden gerçekleşebilmesi için öneriler sunulmuş, babalık rolünün egemen erkeklik formunu olumlu yönde değiştirebilme kapasitesi sorgulanmıştır.

Soru ve Cevaplarla Erkeklikler

Arka Kapak Yazısı - SORU VE CEVAPLARLA ERKEKLİKLER Mehmet Bozok Ataerkil erkeklikler günümüzün en can alıcı meselelerinden biri. Erkek egemenliğinin kadınlar ve queer bireyler üzerinde yarattığı yıkıcı sorunlar bunun en önemli göstergesi. Ancak ataerkillik, kadınlar ve queer bireylerin yanı sıra, erkek egemenliğinden yarar sağlayan erkeklere de zarar veriyor. Erkek egemenliği, erkeklerin tüm hayatlara zarar veren bir “üstünlük” yanılsaması yaşamalarına yol açıyor. Ataerkilliğin ortadan kalkması için erkekler de değişmelidir!.. Soru ve Cevaplarla Erkeklikler, erkekler ve erkeklikler üzerine temel tartışmaları, (pro)feminist bir yaklaşımla olabildiğince kapsayıcı bir biçimde, başlıca sorun alanlarını soru ve cevaplarla tartışan bir elkitabı. Erkekler, erkeklikler ve ataerkillik üzerine temel kavramlardan bu alandaki başlıca kuramlara, erkek sosyalizasyonundan erkeklerin gündelik yaşamlarına, ve ataerkilliğin kadınlar ve queer bireylerin yanı sıra erkekler üzerinde yarattığı sonuçlara değin uzanan geniş yelpazedeki birçok konuyu ele alıyor. Soru ve Cevaplarla Erkeklikler, ataerkil erkeklikleri sorgulamaya ve eleştirmeye başlamış okuyucunun yoluna ışık tutmayı hedefliyor.

Cinsiyet Ayrımlı Atasözlerinde Kadın ve Erkek Kimliği

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ , 2003

Tasvirî nitelikteki bu araştırmada Türk atasözleri kadın ve erkek kimliği açısından incelenmiş mevcut atasözlerinden hareketle kadın ve erkek profili ortaya konulmuştur. Çalışmada atasözlerimizde kadın kavramı ve özelliklerinin erkekten daha ayrıntılı ele alındığı ancak kadınla ilgili olumsuz ifadelere daha fazla yer verildiği tespit edilmiştir. Sonuç kısmında ise çelişkili ifadelere dikkat çekilerek bu durumun eğitimde önemli bir sorun yarattığına değinilmiştir.

Cinsel Kimlik Paniği: Kadın Olmak

Biyolojik olarak erkek ya da kadın olmak ile sosyal olarak erkek ya da kadın olmak arasındaki uçurum, feminizmin ortaya çıkışının temel sebebidir. Feminizmin temel hedefi, kadının erkeğin nesnesi olarak aşağı değerde görülmekten kurtularak kendiliğini kazanmasıdır. Bu bilinç, cinsiyetçi toplumsal ve cinsiyet ayrımıyla kutuplaşmış dünyada, biyolojik ayrımın toplum düzenindeki etkisinin ortadan kalkmasını ve ön önemlisi kadının özgürleşmesini, ikilemlerinin son bulmasını ve toplumsal yapının güçlenmesini sağlayacaktır. Bu çalışma, erkek egemenliğine karşı kadın haklarını anlamayı, sorgulamayı amaçlayarak sosyolojik, politik ve ahlakî yönleri ile bir cinsin diğer cinsi öteki’leştirmesinin yanlış ve insanlığın gelişimi önündeki en büyük engellerden biri olduğu düşüncesinde odaklanan kuramsal bir değerlendirmedir. Anahtar sözcükler: feminizm, kadın, erkek, ben, öteki, bilinç.

Feminizmin Queer Sınavı: Kadın Yoksa Feminizm Var mı

Feminizmi Queer Sınavı: Kadın Yoksa Feminizm Var mı?, 2021

Feminist hareket içinde son yıllarda önemli tartışmalar yaşanmaktadır. Tartışmaların merkezinde feminizmin öznesinin kim olduğu sorusu yer almaktadır. Özellikle 1990'lı yılların başında queer kuramın öncü isimlerinden Judith Butler'ın sadece sosyal rollerin ve beklentilerin değil, biyolojik cinsiyetin de kurgu olabileceğine gönderme yapan ve toplumsal cinsiyet-cinsiyet ayrımını sorgulayan metinleri feminizmi ontolojik bir krizin eşiğine getirmiştir. Kadın kategorisinin sorunsallaştırıldığı, verili bir kadın kategorisinden söz etmenin ayrımcılık olarak tanımlandığı queer teori feminizmi geleneksel öznesinden vazgeçmeye, en azından bu özneyi merkezileştirmemeye çağırmaktadır. Kadın kategorisini savunan ve "biyolojik kadın" öznesini korumaya çalışan feministler TERF (Trans-exclusionary radical feminism/Transları Dışlayıcı Radikal Feminizm) suçlamasıyla karşılaşmakta ve baskılanmaktadır.