Tüketim Toplumunda Bedelli Aşk: Sevgililer Günü Reklamlarına Yönelik Bir İnceleme (original) (raw)

Tüketim Toplumunda Bedelli Aşk: Sevgililer Günü Reklamlarına Yönelik Bir İnceleme (Paid Love in the Consumer Society: An Analysis of Valentıne’s Day Advertisements)

Tüketim Toplumunda Bedelli Aşk: Sevgililer Günü Reklamlarına Yönelik Bir İnceleme, 2020

ÖZET Günümüzde kutlanan birçok özel gün tüketim eylemlerinin de odağı haline gelmiştir. Özel günler ve bu günlerin vazgeçilmezi olan hediyeleşme ritüelleri, alışveriş yapma, para harcama ve bu yolla da bir başkasını mutlu etme, ona olan sevgiyi kanıtlayabilme fikri üzerine inşa edilmektedir. Sevgililer gününe özel olarak hazırlanmış televizyon reklamlarının incelendiği bu çalışmada reklam mesajlarının içeriklerinin tüketim ideolojisi ile olan ilişkisi sevgililer günü özelinde ele alınmıştır. 2018, 2019 ve 2020 yıllarında 1-15 Şubat tarihleri arasında ulusal televizyon kanallarında yayınlanan sevgililer günü konulu 105 adet televizyon reklamının içerik analizi yöntemi ile incelendiği araştırmada, örneklemdeki reklamların duygu/sevgi, ürün/hizmet kalitesi ve satış/fırsat olmak üzere üç ana tema üzerinden şekillendiği, reklamlarda büyük oranda satış mesajlarına ve tüketiciler için cazip fırsatlara yer verilerek tüketimin arttırılmaya çalışıldığı tespit edilmiştir. Söz konusu reklamlarda aşk ve sevgi çoğunlukla bireylerin temel bir hakkı, gösterilmesi/vurgulanması gereken bir zenginlik ve içinde kaybolunması, doyasıya yaşanması gereken yüce bir duygu olarak nitelendirilmektedir. Kadınlara kıyasla erkeklerin daha çok hedeflendiği sevgililer günü konulu reklamlarda, gerçekçi ve belirli bir kampanya dizgesine bağlı satın alma motiflerinin yoğun olarak yer aldığı görülmektedir. Ayrıca reklamlarda anlatım formatı olarak da sunucu ya da seslendirenin kullandığı format ve yalnız ürün formatı büyük oranda tercih edilmektedir. ABSTRACT Many special days celebrated today have also become the focus of the act of consuming. Special days and the indispensable gift rituals of these days are built on the idea of shopping, spending money, and in this way, making someone happy, and proving their love for them. In this study, where television advertisements specially prepared for Valentine's Day are examined, the relationship between the content of advertising messages and the consumption ideology is discussed on Valentine's Day. In the research, where 105 television ads on Valentine's Day were broadcast on national television channels at 2018, 2019 and 2020, between the dates of 1-15 February, the content analysis method was based on three main themes: emotion/love, product/service quality and sales/opportunity. It has been determined that consumption is tried to be increased by including mostly sales messages and attractive opportunities for consumers. In these advertisements, love and affection are often described as a fundamental right of individuals, a wealth to be shown/emphasized, and a lofty feeling to be lost in. In the advertisements on Valentine's Day, where men are more targeted than 1 Doç. Dr., Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi, İzmir, Türkiye, ugur.bakir@ege.edu.tr 2 Araş. Gör., Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi, İzmir, Türkiye,

Aşkın Metafor hali: Sevgililer Günü Kapsamında Kadın ve Erkek Dergilerindeki Reklamlarda Aşkın Sunumu

Genel anlamda sadece dilin bir özelliği olarak değerlendirilirse de, metafor, sadece dile değil, düşünce ve eylemlerimizle günlük hayatımıza nüfuz etmiştir. Hayatın her alanında, masallarda, bilmecelerde, oyunlarda, felsefede, sanatta, bilimde, sinemada, edebiyatta, tiyatroda, şiirde, resimde, televizyonda, reklamda, özetle benzetmeye dayalı iletişimin olduğu her yerde mutlaka metafor kullanılır. Reklamcılar da görsel dili, metaforik olarak sıklıkla kullanmaktadırlar. Kısa yoldan mesajı veren ve farklılık açısından reklamcının elini güçlendiren metaforlar, Sevgililer Günü için hazırlanan reklamlarda da sıklıkla kullanılmaktadır. Sevgililer Günü, yoğun duyguların alışveriş deneyimine yansıdığı özel bir gündür. Reklamların yönlendirmesiyle sevgililer, birbirlerine olan duygularını tüketim ürünleriyle göstermektedirler. Bu çalışma, kadın ve erkek dergilerinin Şubat 2015 sayılarında yer alan aşk temalı reklamları inceleyerek çözümlemeyi amaçlamaktadır. Dergilerdeki aşk metaforu yer alan reklamlar içerik analizi yöntemiyle değerlendirilmiştir. ‘Aşk metaforu’ barındıran 41 reklamın 37’si görsel metafor, 34’ü sözel, 30’u ise hem görsel hem de sözel metaforu kullanmıştır. Aşk metaforu kullanılan reklamlar büyük oranda kadın dergilerinde yer almaktadır. Aşkı, sevgiyi, 14 Şubat’ı ve sevgiliye hediye almanın önemini görsel olarak çağrıştırdığı düşünülen ve reklamlarda yer alan görsel metaforlar; çiçek, kalp şekli, kırmızı/pembe renk, tek taş/mücevherat, çift, evlilik/düğün ve romantik yemektir. ‘Aşk’ ve ‘sevgi/sevgili/sevdiğiniz/aşık’ kelimeleri ise reklamların slogan ya da metinlerinde en yoğun kullanılan kelimelerdir.

Aşkın Tüketim Kültürü Üzerinden Yeniden Anlamlandırılması: Markafoni Örneği

Ankara Üniversitesi İlef Dergisi, 2017

Aşk ile tüketimin anlam açısından birbirini ikame edişi ile reklamcılığın ve reklam nesnesinin bu durumu yeniden üreterek taze tutması, bu çalışmanın odak noktasında bulunmaktadır. Bu açıdan aşk ile tüketimin nasıl ve hangi yönlerden bir araya geldiği ya da benzeştiği, aşkın doğasında metalaşmanın varlığı/yokluğu, tüketim toplumu bireylerinin gündelik hayatlarında aşk’ın satın alınabilen bir nesneye dönüşümü ile tüketme eyleminin aşksallaşmasının mümkünlüğü üzerine eğilecek bu çalışmada, Markafoni’nin rastgele seçilmiş üç reklam filmi inceleme nesnesi olarak belirlenmiştir. “Her alışveriş bir Aşk” ana sloganına sahip bu reklam filmleri “tüketim aşkı” teması özelinde Roland Barthes’ın mit kavramı aracılığıyla analiz edilmiştir. Bununla birlikte reklamları düş dünyası olarak betimleyen Jean Baudrillard’ın bu görüşünden hareketle Markafoni’nin tüketim aşk’ına biçtiği düşsel mekanlar yine mit kavramı rehberliğinde değerlendirilmiştir. Abstract The focus of this study is on how love and consumption becomes interchangeable and how advertising and the objects of advertisement freshly reproduces this interchange. This study has selected three commercial advertisement clips of Markafoni at random as objects of examination. The study will analyze how and in which aspects love and consumption congregate or resemble each other; existence/absence of commodification in the nature of love; transformation of love to a purchasable object in individuals’ everyday life in consumption society, and the possibility of the act of consuming turning into love. These commercial films with the basic motto of “Each shopping is a love” will be analyzed within the scope of “consumption love” theme through Roland Barthes’s concept of “myth”. Moreover, Markafoni’s imaginary locations for consumption love are interpreted with reference to Jean Baudrillard’s description of advertisements as simulacrum world, and with the guidance of the notion of myth again.

Reklamlar Aracılığıyla Betimlenen Tüketim Ritüelleri ve Marka Sadakati İlişkisi

Akdeniz İletişim Dergisi, 2016

Ritüeller, geçmişten günümüze değin insan yaşamının bir parçası olmuştur. Tüketim toplumunda markalar, toplumda yer alan ritüellerden yararlanarak veya kendilerine özgü birtakım ritüeller yaratarak tüketiciler ile bağ kurmaktadırlar. Bu süreçte bir anlam taşıyıcısı olarak reklamlar da önemli bir rol üstlenmektedirler. Bu bağlamda markalar, reklamlarda kendilerine özgü tüketim ritüellerini sunmakta ve kendilerini bu tüketim ritüelleri aracılığı ile konumlandırmaktadırlar. Bu çalışmanın amacı, markaların reklamlarında kullandıkları ritüel olgusunun marka sadakatiyle ilişkisini araştırmaktır. Ayrıca araştırma kapsamında tüketicilerin marka ritüellerini hangi koşullarda tüketim alışkanlıklarına dönüştürdükleri de değerlendirilmiştir. Çalışmada nitel araştırma tekniklerinden odak grup görüşme yöntemi uygulanmıştır. Amaçsal örneklem yöntemiyle seçilen katılımcılara marka ritüellerinin tüketicilerin tüketim ritüellerine yansıması ve reklamlar aracılığıyla oluşturulan marka ritüelleri ile ilgili görüşleri sorulmuştur. Araştırma sonuçlarına göre ritüel yaratan markaların tüketici ile bağ kurma sürecinde etkili olduğu saptanmıştır. Katılımcılara göre marka ritüelleri, kültürel değerleri yansıtmaktadır. Ritüellerine reklamlarda yer veren markaların reklamları dikkat çekmektedir. Bir diğer araştırma bulgusu ise marka ritüellerinin dikkat çekmesine karşın katılımcıların bu ritüelleri tüketim ritüellerine yansıtmadıkları saptanmıştır. Ritüel ile marka sadakati arasında olumlu ilişki saptanırken bazı katılımcılar, sadakatin sadece ritüel yaratacağı ancak uzun süreli olamayacağı görüşündedirler.

Tüketim Toplumuna Eleştirel Bir Yaklaşım-Kültür Bozumu ve Yıkıcı Reklamlar

Reklamlar, değerlerin/imajların tüketicilere ikna edici bir biçimde aktarımını sağlayan en etkili iletişim araçlarından birisidir. Pazarlama karşıtlarının da dikkatini çeken bu etkililik, postmodern dönemin ortaya çıkardığı kapitalizm karşıtı eylemci akımların reklamları farklı yorumlamalarıyla birlikte yeni bir popüler eylem alanının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Tüketim toplumu eleştirisinin yeni biçimlerinden biri olan ve kültür bozumu olarak kavramsallaştırılan bu yeni eylem alanı, tüketicileri etkilemek için ticari amaçla üretilen reklamların, sahip oldukları biçimsel ve içeriksel özellikleri üzerinde oynamalar yapılarak yeniden üretilmesini ifade etmektedir. Bu çalışmada, tüketim odaklı pazarlama kültürüne karşı görüşlerin eylemci akımlarla entegre edilmesini sonucu ortaya çıkan ve kültür bozumu olarak ifade edilen hareket ve bu hareket içinde yer alan yıkıcı reklam uygulamaları örnekle desteklenerek detaylı şekilde açıklanmakta ve tüketim karşıtlığının bu yeni eylem alanına ışık tutulmaktadır. Bu çalışma kapsamında Adbusters Medya Vakfı’nın resmi internet sayfasından temin edilen 74 reklama içerik analizi yapılmış, söz konusu reklamlar unsurları, konuları ve taktikleri bağlamında ele alınmıştır.

Tüketim Karşıtı Bireylerin Çevreci Reklamlara Olan Tutumları

Selçuk İletişim

Günümüzde hızlı ve aşırı tüketim sık görülen bir davranıştır. Fakat bu tüketim tarzı hem bireyleri mutsuz etmekte hem de doğaya zarar vermektedir. Bu durum da bilinçlenen tüketicilerin tüketime karşı davranışlar sergilemelerine aracı olabilmektedir. Diğer bir deyişle günümüzde tüketimden zevk almayan ve bilinçsiz tüketim yapmayan tüketim karşıtları bulunmaktadır. Tüketimden zevk almayan, tüketmeye direnen bu bireyler genellikle tutumlu olup, minimal bir yaşam tarzını benimsemekte ve gönüllü sadeliği tercih etmektedir. Bu tarz bir yaşamı benimseyen tüketim karşıtları çevreci davranışlar sergileyip, çevre dostu markaları tercih edebilmektedir. Bu bağlamda araştırmada tüketim karşıtı olan bireylerin materyalizm, tutumluluk ve gönüllü sadeleşme eğilimleri ile çevreci reklamlara olan tutumları, yeşil marka bilinci ve çevreci ürün satın alma niyetleri arasında anlamlı bir ilişkinin olup olmadığı irdelenmektedir. Araştırmada veri toplama tekniği olarak anket uygulanmıştır. Elde edilen bulgulara göre tüketicilerdeki materyalizm eğilimi ile çevreci reklamlara olan tutumları, yeşil marka bilinçleri ve çevreci ürünleri satın alma niyetleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Ayrıca araştırmada tüketicilerdeki tutumluluk eğilimi ile çevreci reklamlara olan tutumları ve çevreci ürünleri satın alma niyetleri arasında da anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Bunların yanı sıra tüketicilerin gönüllü sadeleşmeleri ile tüketicilerin çe vreci ürünleri satın alma niyetleri arasında da anlamlı bir ilişki vardır.

Reklamlardaki Sevimli Karakter İlgisinin Tüketici Satın Alma Niyeti

Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2022

Tüketici satın alma karar sürecini hem fonksiyonel hem de duygusal faktörlerin etkilediği bilinmektedir. Pazarlama uygulayıcıları özellikle reklamlarda kullandıkları kişiler veya karakterler vasıtasıyla tüketicilerle duygusal bağ oluşturabilirler. Bu çalışmanın amacı reklamlarda kullanılan sevimli karakterlere yönelik tüketici ilgisinin marka bilinirliği ve duygusal marka çekiciliği ile satın alma niyeti üzerine etkisini araştırmaktır. Literatüre bağlı olarak oluşturulan ifadelerin ölçümü için gerekli olan veriler çevrimiçi anket formu aracılığı ile elde edilmiştir. Araştırmacılar çevrimiçi anket linki çevrelerindekilerle paylaşarak 396 katılımcıya ulaşmışlardır. Çalışmaya katılanların her bir demografik özelliği dengeli bir dağılım göstermektedir. Reklamlarda kullanılan sevimli karakterlere yönelik tüketici ilgisinin tüketici satın alma niyetinde hiçbir demografik özellikte farklılık göstermemektedir. Frekans ve açıklayıcı faktör analizleri için SPSS 22 kullanılmıştır. Doğrulayıcı faktör analizi ve yapısal eşitlik modellemesi için ise Amos 20 programı kullanılmıştır. Çalışma sonuçlarına göre reklamlarda kullanılan sevimli karakterlere ilginin marka bilinirliğini ve duygusal marka çekiciliğini etkilediği görülmüştür. Ayrıca duygusal marka çekiciliğinin tüketici satın alma niyetini etkilediği de belirlenmiştir.

Sevgililer Günü Televizyon Reklamlarının Göstergebilimsel Çözümlemesi

Karadeniz Sosyal Bilimler Dergisi, 2021

Öz İhtiyaç ve tüketim arasındaki ilişkinin değiştiği, bireyler için tüketimin ihtiyacı karşılamaktan farklı anlamlara geldiği ve bir kimlik göstergesine dönüştüğü günümüz tüketim toplumunda, değişen olgulardan biri de aşk ya da sevgi kavramıdır. Aşkın sürekli gösterilmesi gereken bir şey haline gelmesi ve ayrıca tüketim nesnelerinden geçerek anlatılması ve anlaşılması bu sürecin temel özelliklerinden biridir. Aşk ile tüketim arasındaki ilişkiyi yeniden kuran mecraların başında ise reklamlar gelmektedir. Tüketimle yönlendirilen aşkın toplumsal algısı, 14 Şubat Sevgililer Günü reklamları aracılığıyla yeniden üretilmektedir. Hediye alarak sevdiğini mutlu etme düşüncesinin reklam mesajları ile nasıl dolaşıma sokulduğunu ortaya koymayı amaçlayan bu çalışmada, 13 Şubat 2019 tarihinde 6 ulusal televizyon kanalında prime time zaman diliminde yani 21.00 ile 23.00 saatleri arasında yayınlanan 14 Şubat'a özel reklamlar incelenmektedir. Toplam 11 reklamın göstergebilimsel yöntemden hareketle analiz edildiği çalışmada, reklam söylemini kuran göstergeler ve bu göstergelerin anlamlandırılmasını sağlayan gönderge sistemleri incelenmiştir. Reklamların ortak vaadinin Sevgililer Günü'nde alınacak hediyenin aşkın göstergesi olduğu yönündedir.