Hatti ve Nerik Kentlerinde purulli(ya)-Bayramı 1 (original) (raw)
Related papers
Hatti ve Nerik Kentlerinde purulli(ya)-Bayramı
Çankırı Karatekin Üniversitesi Karatekin Edebiyat Fakültesi Dergisi
Anadolu’da siyasi birlik oluşturarak, büyük bir devlet kuran Hititler çok çeşitli konuları kapsayan zengin bir yazılı arşive sahiptir. Bu arşivin önemli bir kısmını Hitit dini ve bayramlarını anlatan çiviyazılı tabletler oluşturmaktadır. Arşiv içerisinde, Hititlerin yılın belli dönemlerinde kutladıkları bayramları anlatan çiviyazılı metinler önemli bir yer tutmaktadır. Hitit Devleti için bu bayramların zamanında kutlanması büyük bir önem taşımaktaydı. Makale, çalışmamızın konusu olan purulli(ya)-Bayramı da zamanında kutlanması önem teşkil eden bayramlardan biridir. Bayram büyük olasılıkla ilkbahar mevsimi başlangıcında, Hatti kentinden başlamakta birçok kült kenti ziyaret edilerek; Nerik kentine ulaşılmakta, bu kentte bayramın asıl ve önemli kısmı kutlanmaktaydı. Nerik Kenti’nin bir dönem Kaška hâkimiyetinde olduğu dönemlerde ise, bu kentin yerini Hakmiš/Hakpiš ve Utruna kentleri almıştır. Çalışmamızda, purulli(ya)-Bayramı ile bayramın Hatti ve Nerik Kentlerini içeren bölümleri Hiti...
Hat Sanatı ve Konyalı Hattatlar
Özet Hüsn-i hat, tezhip, ebru, cilt ve minyatür gibi başlıca geleneksel sanatlar, genel bir isimle “kitap sanatları” olarak bilinmektedir. Mevlevîliğin sanata verdiği değer ve Selçuklular döneminde Konya’ya davet edilen ilim ve sanat adamlarının oluşturdukları ortam sayesinde bu şehirde birçok sanatkâr yetişmiştir. Şehrin kültür ve sanat alanında belli zamanlarda sekteye uğrayan canlılık, bazı sosyolojik ve kültürel değişimlerin, aynı zamanda kurumsal ve bireysel gayretlerin sonucunda, özellikle son çeyrek yüzyılda yeniden görülmeye başlamıştır. Konya, köklü tarihi ve kültürel geçmişinden aldığı güçle ve son zamanlardaki gelişmelerin etkisiyle kitap sanatlarında İstanbul’dan sonraki en önemli merkez olmuştur. Anahtar Kavramlar: Konya, kitap sanatları, hat, hattat, tezhip. Abstract Principal traditional Turk arts (Islamic calligraphy, illumination, marbled paper, bookbinding and miniature) are known by name of “book arts”. Numerous traditional artists have been educating in Konya by effects of Rumi’s encouragements to art and furthermore, artists and scientists that had been invited to Konya. Several hesitates of cultural and artistic activities in the city had been lived in history. But in the last quarter century, cultural and artistic activities and sociological interest to book arts have increased by official and personal efforts. Consequently, Konya has been most important centre after Istanbul in the results of last developments on branches of book arts. Keywords: Konya, book arts, calligraphy, calligrapher, illumination.
CTH 676: Nerik Kenti Arınma Ritüeli
Araştırmamız CTH 676 Nerik'in Arınma Ritüeli'ne ait belgelerin filolojik değerlendirmeleriyle birlikte verilerini ve içeriklerini kapsamaktadır. Söz konusu belgelerde geçen lurikelimesinin, kentin tarihsel sürecinde yaşanan "derin/büyük bir felaket"i tanımlayabileceği değerlendirilmektedir. Nerik kentinin arınmasına yönelik kült uygulamalarının yer aldığı metin grubu Hatti-Hitit dinsel geleneklerinin devamlılığına da örnek oluşturmaktadır.
Osmanli Sarayindaki̇ Dulkadi̇rli̇ Hatunlar
the Journal of Academic Social Sciences, 2016
Emrah NAKİ Öz İspanya, Venedik ve Papalık Devletleri'nden mürekkep Haçlı Donanması'nın 1571'de İnebahtı'da Osmanlı Donanması'na karşı kazandığı zaferden sonra Akdeniz'deki dengeler İspanya lehine değişti. İspanya için bundan sonraki hedef, Katolik güçler arasındaki ittifakı muhafaza ederek ertesi yıl Osmanlı Payitahtına uzanan bir deniz seferi düzenlemekti. Fakat Venedik'in 7 Mart 1573'de ittifaktan ayrılması, Alçak Ülkeler meselesi ve artan borçlar sebebiyle sürdürülemez vaziyetteki iktisadi yapı, ayrıca 1574'deki Tunus zaferi sonrasında Osmanlıların Akdeniz'de tekrar hâkimiyet kurması, İnebahtı galibiyetini gölgeledi. Devletin iç meselelerini çözmek adına Akdeniz'deki iktisadi ve askeri bu tüketici rekabete bir mola verilmesi gerektiğini anlayan İspanya, belirli bir süreliğine ateşkes yapılması ihtimalini araştırmaları için İstanbul'a gayri resmi müzakereciler gönderdi. Uzun soluklu görüşmelerden sonra eski dünyanın temsilcileri Osmanlı ve İspanya imparatorlukları, 7 Şubat 1578'de ateşkes antlaşmasını imzalayarak Akdeniz'deki mücadeleye geçici süreliğine ara verdiler. Bu andan itibaren İspanya Atlantik'e yönelirken, Osmanlı İmparatorluğu da İran seferine girişiyordu. İspanya-Osmanlı ilişkileri ekseninde incelediğimiz, Osmanlıların elindeki esirlerin kurtarılması maksadıyla 1575'de İspanya'nın Sicilya kral naibi Terranova Dükü tarafından İstanbul'a gönderilen ve gayri resmi müzakereci rolü üstlenen Jaime de Losada'nın bu raporu, tarihin bir kesitine tanıklık eden yabancı bir gözlemcinin kayıtları olması bakımından önemli bir kaynaktır.
Bilecik ve Cevresindeki Ahi Zaviyeleri v
Foundation of Ahilik which was formed by Ahi Evran and soulshattered on the economic, cultural and, political structure of Anatolia, played a crucial role during the establishment of Ottoman State as well. Ahilik showed its first effects in the Middle Anatolia. When Cacaoglu Nureddin Beg, Emir of Kırşehir marched to Ahis and killed many of them including Ahi Evran, the Ahis started to move toward the West and organized in "periphery". It could be said that Seyh Edebalı and his brother settled in this region during these events. Similarly, when you thought Ertuğrul Beg got the Söğüt Domaniç as a country estate during the rule of Alâattin Keykubâd, the relations in between two possibly started in second half of 13th century. On the other hand, after the Sultan Baybars' Anatolian campaigned in 1277 likewise the move of Ahis to Western Anatolia and massacre done by Mongols many Turcoman populations immigrated to the periphery. It could be claimed that the Ahis who came and
Hatay (Arap) Alevilerinde Kutsal Bir Zaman Olarak Gadir-i Hum Bayramı ve Kutlama Gelenekleri
Öz Dini bayramlar, dinler tarihinde inananlar tarafından kutsalın tezahür ettiği müstesna zamanlar olarak algılanmakta ve kutlanmaktadır. İslam tarihinde Gadir-i Hum denilen yerde vuku bulan olaya dayanan Gadir-i Hum bayramı Sünni ve Şii kaynaklarda farklı şekillerde geçmektedir. İki mezhebin ihtilaf ettiği bu konuyu tekrar tartışmak ya da çözüme kavuşturmak gibi bir amaç bu makalenin kapsamı dışındadır. Aleviler/Şiiler tarafından kutlanan Gadir-i Hum bayramı, Hatay, Adana ve Mersin'de yaşayan Aleviler için de en önemli dini bayramların başında gelir. İslam Tarihinde ilk kez (352/963) Bağdat'ta Büveyhiler devrinde kutlanmaya başlayan Gadir-i Hum bayramı, ülkemizde özellikle Akdeniz bölgesinde Hatay, Adana ve Mersin'de yaşayan Arap Aleviler tarafından her yıl Zilhicce ayının 18'inde kutlanmaktadır. Hatay'da yaşayan Alevilerin Gadir-i Hum bayramı kutlama geleneklerini Dinler Tarihi metodolojisi çerçevesinde ele alan bu çalışmada nitel yönteme dayalı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Katılımcılara on sorudan oluşan bir görüşme formu etik kuruldan gerekli izinler alındıktan sonra gönüllülük esasına göre uygulanmıştır. Araştırmaya gönüllü Alevi vatandaşlar ile kanaat önderleri katılmıştır. Araştırmadan elde edilen nitel veriler Gadir Hum bayramına dayalı gözlemlerle desteklenmiştir. Hatay'da yaşayan Aleviler tarafından Gadir-i Hum bayramı kurbanların kesildiği ve Herise pişirilip dağıtıldığı, türbelerin ziyaret edildiği ve duaların edildiği önemli bir kutsal zaman dilimi olarak algılandığı ve kutlandığı sonucuna ulaşılmıştır.
HACI BAYRAM-I VELİ DÜŞÜNCESİNDE KALP VE GÖNÜL
HACI BAYRAM-I VELÎ IV. ULUSLARARASI HACI BAYRAM-I VELÎ SEMPOZYUMU, 2019
Düşünce ve irfan geleneğimizde, akıl, kalp ve nefsin farklı anlamlar dünyası olsa da birbirleri yerine kullanıldığı görülmektedir. Bu kavramların arasına aslında kalple beraber zikredilen gönül kavramını da koymak mümkündür. Gönül dünyamızın inşacıları olan ârifler, akıl, kalp ve nefsin tedib ve terbiyesini başlangıç mertebesi olarak kabul etmişlerdir. Hoca Ahmed Yesevi geleneğinde önemli bir halka olan Anadolu irfanının önemli ismi Hacı Bayram-ı Veli de, geride bıraktığı az sayıdaki şiirlerinde bu kavramları öne çıkarmaktadır.