Kızıl Tug Cengiz Han (original) (raw)

Cengiz Han ( Genghis Khan )

2019

1162 yılında, sağ elinde gücün simgesi olarak nitelendirilecek bir kan pıhtısı ile doğan bir bebek dünyaya geldi. Çocukluğu ve gençliği ölüm tehlikeleri ile geçen: Temüçin. Babası düşman Tatarlar tarafından zehirlenmişti. Bozkır’ın sert ikliminde annesi ve kardeşleriyle birlikte hayata tutunmaya çalıştı. Öyle bir büyüdü ki adını Dünya tarihine altın harflerle yazdırdı. Dünya tarihinin gördüğü son büyük kabile imparatorluğunu teşkil eden Çengiz Han, bozkırda yaşayan göçebe insanları tek bir çatı altında birleştirdi. Verdiği mücadeleler sayesinde, yerleşik halklara karşı avcı ve çobanların muzaffer önderi oldu. Moğol atlılarının toynakları Kuzey Çin, İran, Afganistan, Anadolu coğrafyalarından geçti. Çengiz Han, Dünya tarihinde en geniş siyasi sınırlara ulaşan imparatorluğun kurucusu olmuştur. Bu tez çalışması, Çengiz Han’ın hayatına dair her şeyi araştırmayı amaç edinmiş olup bu önemli şahsiyetin Dünya tarihindeki yerinin unutulmaması için çaba sarf edilmiştir. 3 bölümden meydana gelen bu çalışmada, birinci bölümü “XII. Asırda Moğolistan” oluşturmaktadır. Bu bölümde XII. Asırda Orta Asya’nın coğrafi ve siyasi şartları ele alınırken, Çengiz Han’ın Kökeni ve Ailesi ile Doğumu ve Gençlik Yılları ele alınmıştır. İkinci bölüm “Çengiz Han’ın Siyasi Kariyeri” adlı başlıkla başlamış olup Çengiz Han’ın yetişkinlik döneminin başlamasından mütevellit askeri faaliyetlerini konu edinmektedir. Son bölüm ise “Çengiz Han’ın Son Faaliyetleri ve Ölümü” ve “Çengiz Han’ın Karakteri ve Eseri” konularından oluşturularak çalışmaya son şekil verilmiştir.

Şu'ab-ı Pencgâne’ye Göre Cengiz Han’ın Hatunları

ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLERDE KADIN ÇALIŞMALARI SEMPOZYUM BİLDİRİ KİTABI, 2022

Reşidüddin Fazlullah tarafından Moğolların şeceresini ortaya çıkarmak için yazılan Şuâb-ı Pencgane adlı eser Moğol hatunlarının isimlerini de kaydetmiştir. Reşidüddin’in bildirdiğine göre Cengiz Han’ın 500 hatun ve cariyesi vardır. Cengiz Han her biri ayrı kabilelerden olan bu kadınlardan bazılarını Moğol adetlerine göre, çoğunu bir memleket ya da şehrin ele geçirilmesiyle oralardan almıştır. Fakat bu kadınların içinde beş tanesi en büyük ve itibarlı olandır. Bu kadınlar içinden biri hepsinin en büyüğü görülerek baş kadın olmuştur. Kocasının yokluğunda bu baş kadın evi ve çocukları idare edip ordanın işlerine bakmış ve buna bağlı olarak ehemmiyetli bir yer işgal etmiştir. Reşidüddin Fazlullah Şuâb-ı Pencgane adlı eserinde Cengiz Han’ın 10 hatunun ismini kaydetmiştir. Şüphesiz Reşidüddin’in kaydettiği hatunlar Cengiz Han’ın yanında muteber olan hatunlardır. Şuâb-ı Pencgane’de bu hatunlar önem sırasına göre kaydedilmiştir. Bu çalışmada Şuâb-ı Pencgane’de geçen Cengiz Han’ın hatunları sırasıyla verilip hayatları hakkında bilgiler verilecektir. ACCORDING TO SHUAB-I PANJGANEH THE WIFES OF GENGHIS KHAN The work Shuab-i Panjganeh, written by Rashiduddin Fazlullah to reveal the genealogyof the Mongols, also recorded the names of the Mongol wifes. According to notify Rashiduddin,Genghis Khan had 500 wifes and concubines. Genghis Khan forcibly took some of these women,each of whom was from separate tribes, according to Mongolian customs, them from there withthe seizure of a hometown or city. But of these women, five are the largest and most respected.One of these women became the eldest of them all and became the chief woman. In the absenceof her husband, this chief woman managed the house and the children, took care of the affairsthere, and accordingly occupied an important place. Rashiduddin Fazlullah recorded the namesof 10 wifes of Genghis Khan in his work Shuab-i Panjganeh. Undoubtedly, the wifes recorded byRashiduddin are respectable women who got on well with Genghis Khan. These women have been recorded in order of importance in Shuab-i Panjganeh. In this study, the wifes of GenghisKhan, who passed Shuab-i Panjganeh, will be given information about their lifes respectively.

İç Asya Tarihi: Cengizliler Çağı

2022

Doğuda Mançurya ormanlarından batıda Karadeniz’e, kuzeyde Sibirya’dan güneyde Hint altkıtasına doğru uzanan bozkırlar yüzyıllar boyunca dünya tarihinin en önemli devletlerine yurt olmuş İç Asya bölgesinin sınırlarını oluşturuyor. İç Asya Tarihi bu engin topraklar üzerinde 13. yüzyılda kurulan Moğol Cihan İmparatorluğu’nun modern dünya üzerindeki tesirlerini de içerecek şekilde 19. yüzyılda bölgeye Çin ve Rus hegemonyasının kurulmasına değin uzanan tarihini ve mirasını konu ediniyor. Cambridge Üniversitesi Yayınları bünyesinde, her biri alanının önde gelen ismi olan çok sayıda bilim insanının katkılarıyla hazırlanan İç Asya Tarihi: Cengizliler Çağı, Moğol İmparatorluğu’nun siyasî ve kültürel tarihini, Cengizli halef devletlerini ve bu canlanış sırasında İç Asya’ya egemen olmak üzere gelen diğer hanedanları ele alıyor. Cengizliler çağı, dünya tarihinde Asya ile Avrupa’nın entegrasyonuna giden süreçte büyük bir adımdı ve Avrupa, Küçük Asya Yakın Doğu ve Kuzey Afrika’daki dünya bilincini Moğol kontrolündeki sahalara yaydı. Kore, Çin, Hindistan, Rusya ve Kırım’dan Yemen ve Mısır’a kadarki Cengizli idarelerinde çok dilli sözlükler ve gramer kitapları hazırlandı. Birçok açıdan Moğol İmparatorluğu modern dönem öncesindeki dünya sistemlerinin bir doruk noktasını teşkil etmişti. Sistem, Timurlu döneminde parçalanmaya başladığındaysa Avrupa; Asya’nın güneydoğusu, güneyi ve doğusu ile daha başka bağlantılar kurmak üzere “keşif yolculukları” yapmak teşebbüsüyle gemilerine atladı ki bu, Modern Dünya Sistemi’ni haber veriyordu. Nicola Di Cosmo, Allen J. Frank ve Peter B. Golden editörlüğünde hazırlanan İç Asya Tarihi: Cengizliler Çağı bu coğrafya üzerinde kurulmuş en parlak yönetim olan Cengizli İmparatorluğu’nun oluşum sürecini, fetihlerini, Cengiz Han’ın bıraktığı miras doğrultusunda kurulan yeni devlet ve rejimlerin dünya tarihindeki önemini ortaya koymak adına yeni araştırma yöntemleri ve yaklaşımları ortaya koyuyor. İç Asya Tarihi, bugünkü yazgısı Rusya ve Çin tarafından gölgelenmiş bölgenin önemini gözler önüne seren bir başucu eseri.

Azerbaycan Edebiyatında Cengiz Han

CENGİZ HAN'I ARAMAK, 2022

Cengiz Han, Azerbaycan tarihçiliği ve edebiyatında farklı zamanlarda farklı yönlerden araştırılmıştır. Sovyet döneminin ideolojisi, Cengiz Han’ı zalim, baskıcı ve yıkıcı olarak tasvir etmeyi tercih ederek olumsuz taraftan takdim etmiştir. Ancak bağımsızlığın Azerbaycan’a sağladığı imkanlar, bu büyük hükümdar ve devlet başkanına yeni ve farklı bir bakış açısının sunulmasını mümkün kılmıştır. Azerbaycan edebiyatında Ferman Kerimzade’nin Tebriz Şeref’i ve Yunus Oğuz’un Cengiz Han tarihî romanları, Cengiz Han’ın tarihî imajının edebiyatımıza başarılı bir şekilde yansıdığını söylemek için temel oluşturmaktadır

Cengiz Han’ın Taocu Keşiş Ch’ang Ch’un’a Gönderdiği Mektuba Dair Bir Değerlendirme

Ankara Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi, 2022

Cengiz Han, ticaret yapmak amacıyla batıya, Harzemşahlara gönderdiği tüccarların öldürülmesi üzerine (1218) Harzemşahlar üzerine bir sefere çıkmıştır. Batı Seferi adıyla bilinen bu sefer sırasında, Çin'de bulunan ve Taocu bir keşiş olan Ch'iu Ch'u-chi'ye bir mektup göndermiş, onu yanına davet etmiştir. Çoğunlukla Ch'ang Ch'un yani Ebedi Bahar adıyla bilinen bu keşiş de yaşlılığına rağmen Cengiz Han'ın bu çağrısına uymuş ve uzun bir yolculuğa çıkmıştır. Nihayetinde Cengiz Han ile Afganistan'da buluşmuş ve onunla birkaç görüşme yapmıştır. Cengiz Han'ın bu keşişi yanına çağırmasındaki en önemli ve kişisel nedeni, ölümsüz olmak istemesidir. Hatta Ch'ang Ch'un ile yaptıkları birinci görüşmede ona yönelttiği ilk soru, ölümsüzlük için bir ilacı olup olmadığıdır. Fakat keşiş, ona böyle bir ilacı olmadığını söylemiştir. Moğol Hanı ve Taocu keşiş arasındaki bu görüşmenin bir diğer nedeni de devlet yönetimi, özellikle Çin'in yönetimi konusunda, bilgi ve yardım elde etmektir. Çünkü Çin, bozkır devlet yönetimine göre çok daha karışık bir sisteme sahiptir. Cengiz Han, herhangi bir dilde okuyamamış veya yazamamıştır. Yani bu mektup kendisi tarafından yazılmamıştır. Fakat onun için özel bir öneme sahip bu keşişe gönderilen mektubun yazılmasında büyük bir hassasiyet gösterdiği kesindir ve büyük ihtimalle bu konuyla bizzat ilgilenmiştir. Bu mektupta Cengiz Han, kendisi, düşünceleri, etrafındaki Moğolları ve Asya'nın geneli hakkında kısa da olsa çeşitli bilgiler vermiştir. Burada, mektupta yazılanlara dair kısa bir değerlendirme yapılmaya çalışılmıştır.

Suçlamaların Gölgesinde Bir Kırım Hanı: Murad Giray Han

Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü Araştırma Dergisi, Cilt: 3, Sayı:6, s 1-18., 2019

ÖZET Osmanlı Tarihi ve Kırım Hanlığı Tarihi açısından oldukça önemli sonuçlar doğuran 1683 II. Viyana Kuşatması'nın başarısızlıkla sonuçlanmasının nedeni genellikle dönemin Kırım Hanı olan Murad Giray Han'ın görevine riayet etmemesi ile açıklanmaktadır. Sözü edilen dönemde ve daha sonraki yıllarda kaleme alınmış olan Osmanlı ve Kırım kaynaklarında bu başarısız seferin tek nedeninin Kırım Hanı ve onun meydana gelen savaştaki tutumu olmadığı görülmektedir. Bu kuşatmanın başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Osmanlı Devleti'nin güç kaybederek gerileme sürecine girmesi ve aynı sürecin de Kırım Hanlığı'nda görülmesi Murad Giray'ın hanlığı dönemindeki faaliyetleri ve II. Viyana Kuşatması esnasında meydana gelen olayları dikkatlice incelemek gerekmektedir. Bu makale esas olarak Murad Giray Han'ın II. Viyana Kuşatması sırasındaki tutumu ile Osmanlı-Rusya ve Kırım Hanlığı'nın iç ve dış politikaları çerçevesinde Murad Giray Han hakkında yazılan bir biyografi denemesidir. ABSTRACT The reason of failure of Second Siege of Vienna, which had important consequences for both Ottoman and Crimean Khanete history is largely attributed to failure of Murad Giray Khan to his duty. Contemporary and later Ottoman and Crimean sources do not only accuse Crimean Khan for the failure. It is imperative to study carefully to examine the activities of Murad Giray Khan and events that occured during the siege of Vienna which was the start of the decline of Ottoman Empire and Crimean Khanate. This paper is a biography attempt of Murad Giray in the context of Murad Giray's attitude and internal politics of Ottoman Empire, Russia and Crimean Khanate.