Artuklu Türkmenlerinin Sikkelerinde Görülen İktidar ve Güç Sembolü Hükümdar Portreleri (original) (raw)

Mardin Artuklu Sikkelerine Yansıyan Hellenistik Semboller

Ortaçağ Araştırmaları Dergisi, 2022

Tarihi anlamda ömrünü tüketmiş olsa da Hellenistik dönemin kültür ve sanatı, ilkçağda olduğu kadar orta ve yakınçağda gelişen medeniyetleri çeşitli alanlarda etkilemeye devam etmiştir. Ortaçağ’da İslam Medeniyetinin hakim olduğu bir coğrafyada Hellenistik kültürün izlerini takip ettiğimiz Artuklu Beyliği’nin figürlü sikkelerindeki etkilenim bu anlamda inceleye değerdir. Mardin Artuklularının figürlü sikke ikonografisindeki Hellenistik ögeler makalemizin ana konusunu oluşturmaktadır. Artuklu sikkelerinde kendi dönemlerinin öncesinde yaşamış ve tarih sahnesinden çekilmiş Grek, Roma, Sasani Dönemlerinin simgelerine rastlanmaktadır. Bu tür semboller, bölgedeki kadim kültür ve geleneklerin tesirinin devam ettiğini göstermektedir. Artuklular yönetime geldiğinde var olan çok kültürlü toplum mozaiğinin ahengini kendi kimlikleriyle harmanlayarak yansıtmış olduğu düşünülmektedir. Mardin Artukoğulları sikkelerinin figürlü bezemeleri, çağının kültürel zenginliğinin, kamuoyunun değer algısının, sosyoekonomik durumunun ve felsefi düşünüşünün ürünüdür. Artuklu sikkelerine yansıyan propaganda amaçlı betimlenen hükümdar resimlerinde ve astrolojik betimlerinde çeşitli kadim kültürlerin geleneksel izlerinin yanında Antikçağ ve Hellenizm’in sembolik ifadeleri görülmektedir.

Kuva-yi Milliye Müzesi'nde Yer Alan Artuklu Beyliği'ne Ait Figür Tasvirli Sikkeler

Öz Balıkesir, Kuva-yi Milliye Müzesi sikke seksiyonunda Artuklu Beyliği dönemine tarihlenen bir grup sikke bulunmaktadır 1. Artuklu Beyliği'nin Mardin kolu (MS 1108-1409) beylerinin adlarına bastırdıkları bu sikkelerde farklı tipte figürlü betimler yer almaktadır. Taçlandırılmış cepheden büst, taçlandırılmış başı ile düşsel bir varlık olan vücudunun kuyruğundaki ağzı açılmış ejderhaya ok atan okçu, yuvarlak bir üslupla sunulmuş yüz, taçlan-dırılmış yan yana iki büst gibi farklı tiplerde sikke betimleri bulunmaktadır. Artukluların, Anadolu'da var olan diğer bir siyasi güç olan Bizans İmpa-ratorluğu sikke sistemi ve ikonografisinden etkilendiğinin düşünülmesinin yanı sıra astrolojiye verdikleri değeri sikke betimlerine yansıttıkları da düşünülmektedir. Anadolu'da, 12. ve 13. yüzyıllarda adlarına bastırdıkları sikkelerde farklı betim tiplerini astrolojik değerler ile yoğurarak kullandıkları düşünülen Artuklu Beyleri sikke ikonografisine özgün değer katmışlardır. Kuva-yi Milliye Müzesinde yer alan figür tasvirli bir grup Mardin kolu Artuklu Beylerine ait sikke sanat ve üslup bakımdan değerlendirilecektir.

Anadolu Mimarisinde İlhanlı Hükümdarlarının İzleri

Ortaçağ Araştırmaları Dergisi, 2023

The Mongols, one of the most important elements of the medieval world, and the Ilkhanid State, one of their successors, influenced the medieval world in every aspect, in terms of art and especially architectural activities. When the Mongols first emerged, Anatolia enjoyed a steady rise away from the events. However, when the mobility that started rapidly towards the west came to Anatolia, a chaotic environment was experienced as in other geographies of the period. Especially the defeat of the 1243 Kosedag War, the weakening of the Anatolian Seljuk State, the establishment of the Ilkhanid State, one of the successors of the Mongols in the east, and the activities carried out by Ilkhanid and Mongol commanders in Anatolia affected the political, social, cultural and artistic environment of the period. The 14th century was the most intense period for this interaction. Architectural reflections of the Mongol and later Ilkhanid khans, who shaped Anatolian politics for nearly a hundred years, also emerged in this century. The common practice in Turkish Islamic building inscriptions, especially in Anatolia, is to include the name of the sultan and the sultan of the period in the first lines. The first building inscription in Anatolia to emphasize the Ilkhanid sultanate belongs to a mausoleum built in 1300 in Gümenek, Tokat. The first line of the inscription bears the name of Ghazan Khan which is enclosed in floral ornamentation. The inscription of the mausoleum built in 1304 for Çiçek Hatun, daughter of Ahmet Teküder, does not emphasize sultanate, but only the name of Ahmet Teküder as Çiçek Hatun's father. A fountain built in Tokat in 1305 also bears the name Olcaytu Khan, the Ilkhanid sultan of the period. Other buildings with Olcaytu Khan's name are a madrasah in Bayburt dated 1308, Amasya Darüşşifa built in 1308-1309 and Erzurum Yakutiye Madrasah. In Amasya Bimarhane, Oljaytu Khan's wife İlduzmis Hatun is mentioned as a melike and the khan is mentioned together with her. In the inscription of Yakutiye Madrasa, Gazan Khan and his wife Bolugan Hatun are mentioned as patron. The stone foundation in one of the iwan of the madrasah mentions the revenues donated by Ghazan Khan and his wife. Abu Said Bahadır Khan is the most frequently mentioned Ilkhanid sultan in the inscriptions. The name Abu Said Bahadır Khan is found in the Abdulmuttalip Tekke built in Tokat in 1317 and in the Arapşir Tomb built in Tokat on the same date. Abu Said Bahadır Khan's name appears on the inscriptions of Samsun Kale Masjid (1323), Niğde Sungur Bey Mosque minbar (1316-1335), an inn near Sivas (1316-1335) and Halil Bey Mosque in Tokat Pazar (1335). In addition to these buildings, Persian edicts on the Menuçehr Mosque in Ani, Ankara Castle and Cacabey Madrasah in Kırşehir point to the reign of Abu Said Bahadır Khan. It is also known that a palace was built near Aladag, today within the borders of Van, and historical sources inform us that the Ilkhanid sultans were personally involved in its construction. The repair inscription on the dome of the Akdamar Church on the island of Akdamar in Van also includes the name of a khan whose name has been erased. It is accepted that the repair was made during the reign of Catholicos Stephanos III (1272-1296). During these years,

Türk Destanlarında Kahraman ve İktidar Olgusu

2018

Anlatim esasina bagli edebi turler icinde destan metinleri bir milletin varolusundan bu yana gecirdigi butun gelisim asamalarim ve milli tefekkur tarzim yansitmalari bakimindan essiz eserlerdir. Destan metinlerinin bir milletin basindan gecen ortak hadiseleri konu ettigi onermesinden yola cikildiginda, destan metinlerinde bir millete ait ortak kulturel, sosyal, ekonomik, geleneksel bakis acisini tespit etmenin mumkun oldugu anlasilmaktadir. Milli beraberlige dair bircok umdeyi bir arada barindiran Turk destan metinlerindeki kahraman ve iktidar yaklasimi yuzyillar otesinden gunumuze Turk iktidar algisina dair onemli veriler tasimaktadir. Turk destan metinlerinde karsilastigimiz kahraman tipini Tanri’ya baglayan amiller, iktidari ve dolayisiyla Turk milletini de Tanri katinda ozel kilan bir anlayis icermektedir. Bu noktadan hareketle, asagidaki makalede Turk destan geleneginde izlenen kahramanin kokeni, kahraman ile tanri ve kahraman iktidar kavramlarinin birbiri ile etkilesimi uzerin...

Bizans Resim Sanatında Soyluluk ve İktidar Sembolü “Taç Tasvirleri” “Crown Depıctıons” Asthe Symbol Of Nobılıty And Power In Byzantıne Paıntıng

3.Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi Tam Metin E-Kitabı USBİK 2020, 2020

Although it is not known when and for what purpose the jewelry, which is almost as old as history of humanity was first appeared, it is likely to have been used for magical or religious purposes. With the following years, the use of jewelry for the purposes of such as adornment, protection, religious belief, power, rulership and status had increased. The use of various jewelry in different parts of the human body is likely to have different purposes and meanings. For example, belts are used both to support clothes and to look beautiful. The crowns, on the other hand, are symbolic jewelry, often adorned with precious metals and stones, worn on the upper part of the head as an indicator of nobility, rulership, power or sovereignty. It was compulsory for people with certain powers in every culture to wear a crown. It is seen that the head ornaments, which are known to date back to the third millennium BC in Anatolia as a result of the archaeological researches, have not survived only as findings. Crowns, which have symbolic meanings and have found its place in many branches of the art of depiction, have become a special type of jewelry that have been used until today with the changes in various periods. The head ornaments, which are called diadem in the form of a series of leaves or a metal stripe and seen as a continuation of the ancient tradition in the Roman Empire, were used for a while in the early Byzantine period. After the 5th century crowns began to change in the Byzantine Empire, which maintained its artistic understanding by placing some interactions from the cultures of the lands that it possessed on its ancient tradition. Today, there are not many crowns belonging to the Byzantine period. Two of the Byzantine crowns belonging to the middle Byzantine period are in Budapest and one in Venice. The crown examples belonging to Byzantine emperors, empresses and other nobles are mostly recognized from their images on murals, manuscripts and other small arts.

Budist Uygurlarda Bir Ritüel Aleti Olarak “Hançer”: Bögde ve Kazgok

İsi, H. (2022). Budist Uygurlarda Bir Ritüel Aleti Olarak “Hançer”: Bögde ve Kazgok. İbrahim Şahin & Atıf Akgün (Ed). Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü’nün Kuruluşunun 30. Yılı Anısına Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Sempozyumu 2-3 Aralık 2022 İzmir. Bildiri Tam Metin Kitabı Cilt II içinde (pp. 405-422). Elazığ: Asos Yayınevi.

Hayal Şehi̇r Şi̇i̇ri̇nde Otanti̇k Olma Bağlaminda İmajlar

The Journal of Social Sciences, 2019

Yahya Kemal Beyatlı, Türk edebiyatında İstanbul'un kültürel dokusunu otantik olma bilinciyle tematik bir güç olarak işleyen şairlerden biridir. Otantik olma kimliğinde, mekân üzerinden görselleşen derinlikli imajlar, millî değerleri ve atalar kültünü canlı tutan bir işleve sahiptir. Şair, hayal şehirde canlanan imajları manevî iklimiyle geleneksel imaj kalıplarıyla içselleştirir. Otantik olma bilincinde mekân, sosyal ve kültürel bir formla vatan ve millet olma ülküsünü taşır. İstanbul ve Üsküdar semti ayna metaforuyla şairi canlı bir mekânda anılara ve kültürel belleğe yolculuğa çıkarır. Hayal Şehir şiirinde anlatıcı mekânın kendisi üzerindeki yoğun, yayılgan, dinamik ve geleneksel imajlarını ortaya koyar. Üsküdar semti Türk tarihinin ihtişamıyla nostaljik bir mekândır ve nostalji özlenen yaşanmışlık içeren mutlu anılar belleğidir. Üsküdar semti biyografik öyküsüyle İstanbul'u temsil etme ve Türk soyunun şanlı tarihine tanıklığıyla şairin ilham kaynağıdır. İstanbul'un Yahya Kemal'deki anlamı 'hayal şehir' imgesiyle otantik kimliği açan/yayan bir mekân imajıdır. Çalışmada Hayal Şehir şiirinde imajlarla ortaya konan otantik olma bilinci yorumlanmıştır.

Zeugma Mühür Baskılarında Hellenistik Kral Portreleri

Arkeoloji ve Sanat Yayınları, Eylül-Aralık , 2016

PORTRAITS OF HELLENISTIC KINGS ON THE SEAL IMPRESSIONS OF ZEUGMA An amount of 102.500 seal impressions (bullae) were found in 1998-2000 during the salvage excavations carried out by the archaeological team of Gaziantep Museum in Zeugma. The depictions of the figures of the seal impressions are generally in Roman style. The subjects of these are kings, emperors, philosophers, gods, goddesses and animals a.s.o. on the obverse side. Less than a hundred a few of the seal impressions with portraits of kings belong to the Late Hellenistic period. Traces of papyrus and parchments of the documents attached on the reverse side were found. The subject of this article is the portraits of Hellenistic kings chosen from among the seal impressions of Zeugma. There are less than a hundred of portraits of Hellenistic kings on the seal impressions of Zeugma. The features of the figures are idealized, as was typical in the art of the Late Hellenistic Kingdom: a strongly emphasized turn of the neck, an idealistic long face, wavy hair, broad cheeks, full forehead, deep eyes, a remarkably straight nose and a round chin. The kings on these seal impressions are presented in full profile. They have a flattering diadem band, long wavy hair and idealistic face. Some of them are similar to the figures that were named the soldier kings in the Seleucid period with chlamys, armour, long hair and idealistic face. Royal portraits of Seleucid, Pontic, and Ptolemaic kingdoms of the Late Hellenistic period are seen on some seal impressions of Zeugma. There are several similarities among this group of seal impressions: one of them is close resemblance to the late portrait of Antiochus VIII, the other is the portrait of Antiochus X Eusebes Philopator and the other is similar to the portrait of Mitridates VI Eupator. Some portraits have resemblance to the portraits of Hellenistic kings that are of the type of Alexander. For this reason, seal impressions which present the portraits of kings and refer to the style of the Late Hellenistic period must have been made between the last quarter of the Second century and the First century B.C. Keywords: Seal Impressions, Zeugma, Seleucia on the Euphrates, Alexander the Great, Hellenistic, Antiochus