Sosyalleşme Yanılsaması: Dijital Kalabalıklar İçinde Yalnızlaşan Bireyler (original) (raw)

Sosyal Bilişim Perspektifinden Bireyselleşme ve Yalnızlaşma Sorunu Üzerine Bir Analiz

Sosyolojik Bağlam Dergisi, 2022

Determinist yaklaşım, toplumların, kullandıkları teknolojiler tarafından belirlendiklerini ifade etmektedir. Dijital toplum kavramı, birinci endüstri devriminden itibaren teknolojilerin, söz konusu etkiyi giderek arttırmasının bir göstergesidir. Günümüzde dijital bilgi ve iletişim teknolojileri artık toplumsal yapının bir elementi haline geldiği düşünülebilir. Bu teknolojinin toplumsal iletişim ve etkileşiminde kullanılması, kültürel yapının buna göre şekillenmesini getirmektedir. Buna karşın sanayi devrimlerinin birey ve toplum üzerindeki olumsuz etkileri de devam etmektedir. Bireyselleşme ve yalnızlaşma bu sorunlardandır. Toplumdan kopmadan toplumsallaşmanın bir yolu olarak da alınabilen bireysellikte, davranışların yalnızlaşmayla sonuçlanması, toplumsal bir varlık olan insanda psikolojik ve sosyolojik travmalara sebep olabilmektedir. Özellikle yaşlı nüfusun olumsuz etkilendiği yalnızlaşmaya karşı bir takım çözümlerin sunulması, bu travmaların engellenebileceği saikiyle önem arz etmektedir.

Kalabalık: Dijital Ev’in Sakini Modern İnsanın Sosyolojisini Anlamak

Prekarya Dergi, 2022

Sosyolojik düşünebilmek nedir veya sosyolojiyi düşünen insan kimdir ya da bu bahsi geçen insan sıradan mıdır yoksa entelektüel midir? gibi sorular sosyolojiyi ve onun çalışma alanını şekillendirmektedir. Ayrıca bu sorular bugünü yaşayan, sıradan ya da entelektüel, kalabalık ile çağdaş her bir bireyin de varlık alanını tanımlamak adına birer yapı taşı konumundadırlar.

Türkiye Dijitalleşme ve Yalnızlık Araştırması Sonuçları

III. Uluslararası Yalnızlık Sempozyumu Kİtabı, 2022

It is an undeniable fact that the effects of digitalization that is removing the borders make people increase their use of internet both to intercommunicate, communicate with each other and to follow the current events in the world. In this context, the purpose was to determine the power of digital culture, which has become dominant, of transforming the social relations of individuals. Thus, the aim of this research is to measure the individuals’ levels of perceiving loneliness and to understand its relationship with the digitalization process. The research, in which individuals from a wide age range participated throughout Turkey, has revealed the dominant character of technological determinism in human life and enabled us to reach different interpretations through socio-cultural comparative results.

Metropol Alanlarda Dijitalleşen Mekânsal Pratikler ve Yalnızlığın Toplumsal İnşası Bağlamında Metaverse Kavramı [Dijital Mekânlar ve Yalnızlık]

2022

“The Concept of Metaverse of in The Context of Digitalized Spatial Practices in Metropolitan Areas and The Social Construction of Loneliness” [Digital Spaces and Loneliness] Dijitalleşme ve Yalnızlık 3. Uluslararası Yalnızlık Sempozyumu 10-11 Aralık 2021 s.136-151 (Tam Metin) Öz Endüstriyel, modern kentsel mekânların sınırlarının aşılması sonucunda ulaşılan metropol alanlar üretim ilişkileri bağlamında bilgi ve enformasyon teknolojileri üzerinde temellenmektedir. Kentsel alanın morfolojik olarak dönüşüme girdiği metropoller sosyo-mekânsal olarak geçmişin kent merkezlerinden farklı olarak ticaretin, kamusal etkileşimin ve kültürün dolaşıma girdiği alanlar olmaktan çıkmışlardır. Zaman ve mekân boyutunda hayatın akışının hızlandığı metropoller, sermayenin serbest dolaşımı ve yersiz yurtsuz imge akışlarıyla karakterize olmaktadır. Metropol alanlarda kapitalist sistem tarafından inşa edilen tüketici özne iki mekânsal deneyime sahiptir. Bir yandan kentsel dokuda bildik mekân imgesinin yok oluşunu niteleyen yer olmayan ya da yok mekânlarda gündelik hayatının bir kısmını geçirirken diğer yandan dijital teknolojilerin imkânlarıyla yaratılan sanal topoğrafyalarda öznelliği sistem eliyle kurgulanmaktadır. Bu bağlamda dönemin üretim ilişkilerinin bir ürünü olarak metaverse kavramı kendisinden önceki teknolojilerden çok daha fazla bir şekilde gerçek mekânsal pratiklerle etkileşim içerisindeki yeni bir dijital yaşam evreni ortaya koymaktadır. Böylelikle gerçek ve sanal mekânsal pratikler özellikle bu teknolojilere ulaşmanın daha kolay olduğu metropol alanlarda birbirlerine eklemlenirken toplumsal alanda kişilerarası ilişki formlarında çözülmeler, yabancılaşma ve yalnızlık duyumu artmaktadır. Bir sosyo-ekonomik ve kültürel dinamik olarak kapitalist sistem tarafından yapılandırılan dijital dünya ve metaverse kavramı, cemaat duygusunun özü olan bir zaman ve mekânla ilişkili olma halini yapısal olarak dönüştürmüştür. Fiziki olarak yer ile ilişkisi kopan mekân kavramı giderek uçucu bir hâl alırken içindeki insani ilişkileri de bulundukları sosyo-kültürel alanın yörüngesinin dışına sürüklemiştir. Bu çalışmada kapitalizmin üretim ilişkilerine koşut olarak şekil alan kentsel mekânların dijital teknolojilerle eklemlenmesi sonucunda ulaşılan ve geleceğin evreni olarak tanıtılan metaverse kavramı eleştirel bir paradigma içinde teorik olarak değerlendirilmektedir. Anahtar Kelimeler: Metropol Alanlar, Kapitalizm, Yalnızlık, Yabancılaşma, Sanal Cemaatler, Metaverse. Abstract The metropolitan areas that emerge as a result of exceeding the borders of industrial modern urban spaces are based on information technologies in the context of production relations. The metropolises, where the flow of life speeds up in terms of time and space, is characterized by the free movement of capital and the flow of abandoned images. The consumer subject that is constructed by the capitalist system in metropolitan areas has two spatial experiences. On the one hand, the consumer spends a part of his daily life in the spaces where there is no place or is non-existent, characterizing the disappearance of the usual space image in the urban fabric, and on the other hand, its subjectivity in the virtual topographies created using the facilities offered by digital technologies is built by the system. In this context, the concept of metaverse, as a product of the production relations of the time, introduces a new digital life universe that interacts with actual spatial practices much more than the technologies of the past. Accordingly, while real and virtual spatial practices are integrated with each other, especially in metropolitan areas where these technologies are accessed more easily, the sense of dissociation, alienation and loneliness increase in the forms of interpersonal relations in the social sphere. While the concept of space which has been physically disconnected from the actual place gets more and more volatile, it has also taken the human relations within it out of the orbit of their socio-cultural area. In this study, the concept of metaverse, which has emerged as a result of the integration of urban spaces formed in parallel with the production relations of capitalism into digital technologies and promoted as the universe of the future, is discussed theoretically as part of a critical paradigm. Keywords: Metropolitan Areas, Capitalism, Loneliness, Alienation, Virtual Communities, Metaverse.

Sosyal Bilişim Perspektifinden Bireyselleşme ve Yalnızlaşma Sorunu Üzerine / An Analysis of the Problem of Individualization and Loneliness from the Perspective of Social Informatics

Sosyolojik Bağlam Dergisi, 2022

ÖZ Determinist yaklaşım, toplumların, kullandıkları teknolojiler tarafından belirlendiklerini ifade etmektedir. Dijital toplum kavramı, birinci endüstri devriminden itibaren teknolojilerin, söz konusu etkiyi giderek arttırmasının bir göstergesidir. Günümüzde dijital bilgi ve iletişim teknolojileri artık toplumsal yapının bir elementi haline geldiği düşünülebilir. Bu teknolojinin toplumsal iletişim ve etkileşiminde kullanılması, kültürel yapının buna göre şekillenmesini getirmektedir. Buna karşın sanayi devrimlerinin birey ve toplum üzerindeki olumsuz etkileri de devam etmektedir. Bireyselleşme ve yalnızlaşma bu sorunlardandır. Toplumdan kopmadan toplumsallaşmanın bir yolu olarak da alınabilen bireysellikte, davranışların yalnızlaşmayla sonuçlanması, toplumsal bir varlık olan insanda psikolojik ve sosyolojik travmalara sebep olabilmektedir. Özellikle yaşlı nüfusun olumsuz etkilendiği yalnızlaşmaya karşı bir takım çözümlerin sunulması, bu travmaların engellenebileceği saikiyle önem arz etmektedir. Hali hazırdaki çalışmada, yalnızlaşmaya götüren bir süreç olarak olumsuz bireyselleşme bir sorun olarak algılanmakta ve bu sorunun çözümleri üzerinde durulmaktır. Literatür taraması yöntemiyle araştırılan konu kapsamında ulaşılan veriler nitel yaklaşım sınırları içinde kavramsal bir bütün oluşturacak şekilde analiz edilmiştir. Bu kapsamda ulaşılan sonuca göre içinde bulunduğumuz bilgi toplumundan bir sonraki aşama olduğu kaydedilen ve inşa edilmiş bir teknolojik toplum olarak tarif edilen Toplum 5.0’da, sosyal bilişim (social informatics) biliminden destek alınarak yalnızlaşmaya karşı bir takım çözümlerin geliştirilebildiği tespit edilmiştir. Dijital teknolojilerin sunduğu olanaklarla bu çözümlerin uygulanması durumunda, genç ve yaşlı nüfus, bir arada, kabiliyetlerine uygun olarak istedikleri biçimlerde ekonomik ve sosyal etkinliklerde bulunabilmektedir. Belirli işbirlikleri çerçevesinde gerçekleşen bu faaliyetler, hem sosyal hem de ekonomik olarak kümülatif bir değere dönüşebilmektedir. Böylece bireysel davranışlar yalnızlaşmaya götüren bir eylem olmaktan çıktığı gibi olası sosyal ve psikolojik travmaların da önüne geçilebilir. ABSTRACT The deterministic approach states that societies are determined by the technologies they use. The concept of digital society indicates the increasing effect of technologies since the first industrial revolution. Today, digital information and communication technologies can be considered an element of the social structure. The use of this technology in social communication and interaction brings about the shaping of the cultural structure accordingly. On the other hand, the adverse effects of industrial revolutions on individuals and society continue. Individualization and isolation are among these problems. Individualism, which can be taken as a way of socialization without breaking away from society, can cause psychological and sociological traumas in a human being who is a social being, as behaviors result in isolation. It is essential to offer some solutions against loneliness, which negatively affects the elderly population, with the thought that such traumas can be prevented. In the current study, negative individualization as a process leading to loneliness is perceived as a problem, and the solutions to this problem are emphasized. The data obtained within the scope of the researched subject by the literature review method were analyzed within the limits of the qualitative approach to form a conceptual whole. According to the result reached in this context, it has been determined that in Society 5.0, which is defined as the next stage of the information society we live in and described as a built technological society, some solutions against loneliness can be developed with the support of social informatics. If these solutions are implemented with the opportunities offered by digital technologies, the young and old population can engage in economic and social activities together by their abilities. These activities, realized within the framework of specific collaborations, can become a cumulative value socially and economically. Thus, individual behaviors are not only an action that leads to loneliness but also possible social and psychological traumas can be prevented.

Giyilebilir Teknoloji ve Modern Bireyin Yalnızlık Serüveni

The Pentacle, 2022

Kolunuzdaki akıllı saat size günaydın diyor, sevgiliniz ya da en iyi arkadaşınızmış gibi davranıyorsa, çağın akıllısı telefonunuzu, parmaklarınızı atıl duruma düşüren sesli komutlar ile eyleme geçiriyorsanız, kalp ritminiz, kan değerleriniz ve hatta DNA bileşenlerinizi çoktan algoritmik bir tiranlığa teslim ettiyseniz, duygularınızı, yaşadığınız mutluluk ve acıların algoritma tarafından insani bir boyutta

KOVİD-19 Pandemisi Etkisinde Tüketicinin Dijital Yalnızlığı Üzerine Nitel Bir Araştırma

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi SBE Dergisi, 2022

Tüketiciler, sosyal medya platformlarında kendilerine dijital kimlikler oluşturmaktadırlar. Kovid-19 pandemisi ile birlikte tüketicilerin sosyal medyada bulunma süreleri artmıştır. Sosyal medyada daha fazla vakit geçiren tüketiciler gerçek hayatta içinde bulundukları çevreye göre değil sosyal medyada iletişim kurdukları çevrelerinden daha fazla etkilenmeye başlamışlardır. Sosyal medyada etkileşimde bulundukları çevrelerine yansıttıkları yaşamları gerçek hayattaki yaşamların çok farklı olabilmektedir. Hedef pazarını sosyal medyadan analiz etmeye çalışan markalar için büyük bir karışıklığa neden olabilecek bir durum ortaya çıkarmaktadır. Bu çalışma ile dijital yalnızlık kavramı ele alınarak nitel araştırma yöntemlerinden projektif teknik kullanılarak katılımcıların sosyal medya paylaşımları ile gerçek yaşamlarındaki çevrelerinin tepkileri ve dijital kimlikle paylaşım yapan tüketicilerin gerçek hayattaki düşünceleri ortaya konulmaya çalışılarak bir durum analizi yapılmıştır. 30 kişiden oluşan örnekleme, iki farklı sosyo ekonomik grubu temsil eden hikayelerle veri toplanılmıştır. Bireylerin dijital kimlikleri ile sosyal yaşamları arasında fark olduğu ortaya çıkmıştır. Bu ikilemin bireylerin sosyal hayatlarında da kimlik karmaşasına neden olacağı çalışmada önemli bir bulgu olarak değerlendirilmektedir.

Lise Öğrencilerinin Sosyal Ağ Sitleri Kullanımının Yordayıcısı Olarak Yalnızlık

Sakarya University Journal of Education, 2016

Bu çalışmada lise öğrencilerinin sosyal ilişkilerinde, aile ilişkilerinde ve duygusal ilişkilerindeki yalnızlıklarının sosyal ağ sitelerinin kullanımını yordayıp yordamadığını tespit etmek amaçlanmıştır. Çalışma çeşitli okullarda öğrenim hayatlarına devam eden 199'u kız (%40) 297'si erkek (%60) olan, Bolu ilindeki 13 devlet lisesine devam eden 496 lise öğrencisi ile gerçekleştirilmiştir. Öğrencilerin sosyal ağları kullanım sürelerini belirlemek için ‚Günde kaç saat Facebook, Twitter kullanı-yorsunuz‛ sorusu sorulmuş ve yalnızlık düzeylerini belirlemek için Sosyal-Duygusal Yalnızlık ölçeği uygulanmıştır. Verilerin analizinde koreslayon ve aşamalı regresyon analizi kullanılmıştır. Yapılan istatistiksel işlemler sonucunda romantik ilişkilerde yalnızlık ve aile ilişkilerinde yalnızlığın sosyal ağların kullanımını yordadığı fakat sosyal ilişkilerde yalnızlığın sosyal ağların kullanımını yordamadığı görülmüştür. Yine aynı şekilde romantik ilişkilerde yalnızlık ve aile ilişkilerinde yalnızlık ile sosyal ağların kullanımını arasında anlamlı bir ilişkinin olduğu bulunmuştur. Sonuçlar literatür ışında tartışılmıştır.