Orta Sınıflar ve Modern Gettolarda Ayrıcalıklı Yaşam (original) (raw)
Related papers
Günümüzde Orta Sınıflar ve Türkiye
Hyman Minsky'nin çalışması hiç bu kadar değerli olmamıştı. Finansal İstikrarsızlık Hipotezi, güvenli, spekülatif ve Ponzi birimleri ile tamamlandığında, ABD emlak ve konut kredisi piyasalarının son beş yılına tam olarak uyuyordu. -Paul McCulley, Murahhas Üye, PIMCO
Neoliberal Dönemde Türkiye’de Orta Sınıfın Durumu
Although Özal frequently emphasized the middle class and he saw it as the key actor economically and politically during his political life, there is not any publication dealing with middle class in Turkey. Özal is also the person who implemented the neo-liberal economy policies after 1980 in Turkey. In this study, to analyze the presence and direction of development of the middle class in the neoliberal era in Turkey, we used General Population Census Statistics up to 2000 and occupational data after 2000 both provided by the TURKSTAT. In addition, we used the data of income distribution. According to occupation and income distribution data the middle class has expanded after 1980. To support the conclusion which is mostly opposite of the literature, we evaluated the development statistics such as per capita income and education indicators in terms of the middle class. These indicators also support the conclusion that the middle class is expanding in Turkey.
Orta sınıf ve orta sınıflar üzerine: Tanımlar
Orta sınıf veya orta sınıflar nedir? XIX'ncu yüzyıl sonrası sanayileşmeyle beraber oluşan modern dünya'da siyasi iktidarlar tarafından oluşturulmuş olan bir sınıf veya sınıflar diye tanımlayabiliriz. Bu gelişmelerin iki ayağı var: ilki toplumsal düzenin oluşmasına yardımcı olan ideolojik dolayısıyla siyasi ayağı, ikincisi de bu düzenin sürdürülmesini sağlayacak ekonomi politik ayağı. İdeolojik ayağına baktığımızda özellikle 1789 sonrası Cumhuriyet ideolojisinin sürekliliğini sağlaması için toplumsal mutabakata dayalı bir sosyal yapı gözümüze çarpar. Bu yapının araçları toplumda eşitliği sağlayarak geniş halk tabakalarında adalet duygusunu yeniden tesis etmeye yarayacak olan sermayedardan daha fazla vergi alınması ile herkese açık, kamusal laik eğitim sistemidir. Bu yapının ekonomi politik ayağı ise özellikle XX yüzyılda artan hane halkı gelirleri sayesinde toplu tüketim üzerine kuruludur. Örneğin ikinci dünya savaşı sonrası gördüğümüz 30 mutlu yılları kapsayan (1946-1976) sosyal refah devleti modelinde bu görülmektedir. 1970'li yıllardan günümüze kadar ki olan süreçte ise yine orta sınıflar hane halkları tüketimi yoluyla belirlenmektedir. Fakat bu sefer toplu tüketim artan gelirler yoluyla değil artan borçlanma sayesinde mümkün olacaktır. Gelirlerin iç tüketimi arttırmak yerine dış piyasalarla mal ve hizmet rekabetinde üretim maliyeti olarak telaki edilmesi sonucu düşük tutulacaktır. Bu bakımdan yeni orta sınıflar gelir düzeyi bakımından değil daha fazla borçlanma yoluyla tükettiği mal ve hizmetlere göre belirlenecektir. Onun için orta sınıflar ancak borçlarını ödeyebilen ve yeniden borçlanabilecek olan sınıflar olacaktır. Bunun da mümkün olabilmesi için orta sınıfa dâhil hane halklarının piyasa düzeni ile uyum ve beceri sağlayabilen bireylerden oluşması gerekmektedir. Örneğin Goux ve Morin (2012) eski sistem dedikleri Avrupa sosyal refah modeline göre orta sınıf, homojen ve hantal yapısı nedeniyle yeni orta sınıflardan ayrılır. Eski orta sınıfın hantal yapısı, kendi içinde çalışanların iş ve pozisyon değiştirmelerinin çok az olmasına dayanır. Eskinin orta sınıfında genellikle eğitim ve diploma pek aranmaz ayrıca kişiler iş güvencesine sahip olduklarından iş yerinde meslektaşlarından daha fazla başarılı olma gibi bir niyetleri olmayacaktır(Goux ve Morin, 2012: 32). Bu yazımızda orta sınıf ve/veya orta sınıflar üzerine olan tanımlardan hareket ediyoruz. Konuyu tarihte orta sınıf ve orta sınıfların tanımları ile günümüzde orta sınıfların tanımları şeklinde ikiye ayırıp inceleyeceğiz. 1. Tarihte orta sınıf ve orta sınıfların tanımları İlk olarak XIX yüzyılda tarihte orta sınıf kavramına baktığımızda olumsuz bir anlam yüklenildiğini görüyoruz. Marx'a göre orta sınıf küçük burjuvazidir. Burjuva olmaya öykünen ama hiçbir zaman olamayacağını varsaydığı örgütsüz bir güruhtur. Neden sınıf ve sınıflar dediğimizde aklımıza ilk olarak Marx gelir? Çünkü XIX yüzyılda sanayileşme ile beraber yükselen işçi sınıfının önemini ve toplumsal gücünü bize Marx ve Engels öğretmiştir. Komünist Manifesto'da işçilerin kendi sınıflarının Partisi içinde örgütlenmesini çalışanların sınıf bilinci ve siyasi mücadelesi için gerekli olarak görmüşlerdir. Neden bu sınıflar? Çünkü işçi sınıfı ve diğer sosyal sınıflar sanayileşmenin gelişmesiyle Avrupa toplumunda daha belirgin olarak ortaya çıkmışlardır. Onun için diyebiliriz ki XIX yüzyıl için en azından Marx için önemsiz olan orta sınıflarda sanayileşmenin eseridir. Diğer
Ortaklar Köy Ensti̇tüsünde Modern Mi̇marliğin İzleri̇
JOURNAL OF ARTS, 2019
Köy enstitüleri, Türkiye Cumhuriyeti'nin modernleşme sürecinde kır ile kent arasındaki dengeyi eşitlemek amacıyla kurulmuş özgün eğitim sistemine sahip kamusal kuruluşlardır. Türkiye'nin farklı bölgelerinde açılmış olan toplam 21 adet enstitüden biri de Aydın'a 30 km. uzaklıkta yer alan Ortaklar Köy Enstitüsüdür. 1944 yılında temeli atılan enstitü, çevredeki tek enstitü olması nedeniyle zamanla eklenen yeni derslikler ve binalarla genişletilmiş ve yaklaşık 30 adet yapıyı içeren bir yerleşke halini almıştır. Farklı işlevlere hizmet eden yapıların yerleşme düzeninde ve mimari karakterlerinde dönem ideolojisinin izleri de mevcuttur. Yerleşke vaziyetinde cadde genişliğinde rasyonel aksın iki yanına sıralanmış binalardan oluşan bir düzen hâkimdir. Geometrik formların esas alındığı tasarımlarda yarım daire formunun ve uzun yatay şerit pencerelerin kullanımı modernist akımın mimari dilini yansıtmaktadır. Sahip olduğu doğal çevresi, yerleşim biçimi ve mimarlık özellikleriyle Cumhuriyet dönemini yansıtan Enstitü alanına değer katmaktadır. Bu çalışmada modernist felsefeye uygun olarak inşa edilen Ortaklar Köy Enstitüsüne ait yapılar, mimari açıdan incelenecektir.
Ortaöğretim Öğrencilerinin Hayatında
2011
─ Since the 1990s when it first entered swiftly into our lives, PC’s and the Internet have turned out to be one of the most important elements of our social life. Enabling us quick and easy access to information in any field, this pair has a fairly large place in our lives. In this study, information on the secondary school students’ use of computers and Internet is obtained since we have a widespread use of computers and Internet today. In addition, its’ relation to the education success is examined. In this context, a questionnaire was applied to 300 students that were randomly selected in the district of Ankara, Beypazarı Girls Technical and Vocational High School, Beypazarı Anatolian Teachers High School and Beypazarı High School, and the results of the questionnaire were analyzed using PASW Statistics 15.0 and IBM SPSS Modeler. Keywords─ Computer, internet, education, data mining.
Asri ve Kadim Zamanlarda Toplumsal Sınıflar
Monthly Review Türkiye, 2018
VIII. Yılın ilk günlerinde "Vendémiaire"in başlarında bir gündü. Ya da daha doğrusu, bugünkü takvime uyarak söylersek 1799'un Eylül ayı sonlarına doğruydu. Mayenne'e gitmek üzere Fougères'den yola çıkan yüze yakın köylüyle, bir hayli kalabalık burjuva topluluğu La Pèlereine dağını tırmanıyorlardı… Köylülerin bir bölümü … yalınayak yürüyordu. Sırtlarında sadece boyunlarından ta diz kapaklarına kadar inen büyük keçi postu vardı…[Burjuvaların] Gömleklerinin yakası, üzerinde çıpa ya da yürek kabartmaları bulunana gümüş düğmelerle iliklenmişti. Bir de heybeleri arkadaşlarının heybesinden çok daha doluya benziyordu…Bu kalabalığı birbirinden ayıran kanılar konusunda hiçbir kuşkuya yer bırakmayan, oldukça belirgin son bir nokta daha vardı: Sadece Cumhuriyetçiler bir çeşit neşeyle yürüyorlardı. Topluluğun öbür kişilerine gelince, giysilerinde belirgin ayrılıklar bulunmasına karşın, yüzlerine, davranışlarında felaketin verdiği o değişmez tekdüze ifade okunuyordu. Kentlisi de, köylüsü de, hepsi derin bir üzüntünün izlerini taşıyorlardı." (Balzac, Köylü İsyanı, 1984) Balzac tutucu ve eski rejim yanlısı bir yazardı. Ancak her büyük sanatçı gibi gerçeğin kendine has estetiğinin ana unsurlarını çarpıcı ancak gerçeği yansıtacak şekilde yeniden kurgulardı. Yukarıdaki alıntı onun gerçeğin kendisinde yatan tezatları kurgulama ve betimleme konusundaki yeteneğinin küçük bir ipucudur sadece. Aslında alıntılanan metin bu yazının temel konusunu bu satırların yazarından çok daha iyi açıklamaktadır. Metni iki bölüm halinde okumalıyız. Aslında bu iki bölüm uzun yıllardır Avrupa ve Dünya solunun toplumsal sınıf kavramının geçerliliği ve işlevselliği üzerinde yürüttüğü tartışmanın iki ana ekseninin vermektedir. İlk bölümde geniş bir insan topluluğunun nesnel olarak bölümlenmesi üzerinden bir betimleme yapılmaktadır. Mayenne'e giden kalabalık köylüler ve burjuvalardan oluşmuştur. Köylülerin üstleri başları felaket bir görünüm arz etmektedir. Oysa burjuvalar daha gösterişli bir giyim tarzına sahiptiler ve kumanyaları daha zengindi. Balzac gibi tutucu biri bile sınıfların varlığını reddetmiyordu, tam tersine henüz toplumun üstüne Eski rejimin gölgesi düşmekteydi ve eski rejimde toplumu yatay olarak bölen toplumsal sınıflar tanrısal düzenin toplumsal yansıması gibi algılanmaktaydı. Sınıfsal kimlik hem giyim tarzındaki farklılıkları hem de kumanyaların büyüklükleri ve nitelikleri arasındaki farkları açıklıyordu. Henüz sınıflar apaçık ortadaydılar ve aralarındaki tezat kolayca fark edilebiliyordu. Kısacası toplumsal sınıfsal kimlik zıtlıklar ve uyuşmazlıkların birincil belirleyeniydi.
Yanılsamalı sınıf pozisyonu: Yeni orta sınıf "hareketliliği"
Yanılsamalı sınıf pozisyonu: Yeni orta sınıf "hareketliliği", 2013
Temel konusu sosyal hareketlilik olan bu tez çalışmasında “yeni orta sınıf hareketliliği” incelenmiştir. Çalışma esas olarak İstanbul ve Ankara’da üniversite mezunu, özel sektörde profesyonel ve yönetici olarak çalışan, 25 yeni orta sınıf mensubu ile gerçekleştirilen alan çalışmasında yapılan derinlemesine mülakatlarda elde edilen verilere dayanmaktadır. Çalışmada yeni orta sınıf mensuplarının genel anlamda sosyal hareketliliğine bakışı ve kendi sınıfsal pozisyonlarını değerlendirmeleri konu edilmiştir. Hem söz konusu değerlendirmeleri etkileyen hem de başarı ile çalışma yaşamında esnekliğe ve güvencesizliğe yönelik yorumlarında açığa çıkan yanılsamalar ve mitler çözümlenmiştir. Çalışmanın problemi ekseninde yeni orta sınıf mensuplarının gerçekleştirdikleri “görüş dışı” olmayan sosyal hareketlilikle eriştikleri “yanılsamalı sınıf pozisyonunun”, toplumsal değiş(eme)me ve sistemsel muhafazakarlığı yeniden ürettiği sonucuna ulaşılmıştır. In this thesis study whose main subject is social mobility, “new middle class mobility” has been examined. The study is fundamentally based on data obtained through in-depth interviews performed in a field work with 25 university-graduate new middle class members, who work as professionals and managers in the private sector in İstanbul and Ankara. In the study, new middle class members’ general prospect towards their social mobility and evaluation of their own class positions are mentioned. Illusions and myths are analyzed, which both influence the aforementioned evaluations, and come off within their comments oriented in success, as well as flexibility and precarity in professional life. Within the centerline of the study’s problem, the accomplished conclusion is that; “illusory class position” attained through “non-out of sight” social mobility and implemented by new middle class members, has regenerated social (un)change and systemic conservatism