Osmanl› Döneminde İskambil Kağıtlarının Hokkabazlık Gösterilerinde Kullanılması (original) (raw)
Related papers
Sirk Kitabı, Osmanlı Döneminde İskambil Kâğıtlarının Hokkabazlık Gösterilerinde Kullanılması
Kitabevi
Çad›rlar›yla, hayvanlar›yla, palyaçolar›yla, trapezcileriyle Os-manl›'ya ilk sirk 1837 y›l›nda bizzat dönemin padiflah› II. Mahmut'un iste¤iyle, Cumhuriyet döneminde ise önce 1931'de sonra 1936'da gelmifltir. Hayvan haklar› savunucular›n›n protestolar›, e¤lence anlay›fl›n›n de¤iflmesiyle bugün sirk art›k ömrünü doldurmufl bir gösteri biçimi. Osmanl› flenliklerinde boy gösteren ateflbaz, perendebaz gib marifet sahiplerinin hünerleri sirk program›nda karfl›m›za ç›kar. Fikret Mualla trajik hayat›na inat nefleli "K›rm›z› Sirk"ler resmetmifltir. Sihirbaz, hokkabaz "el çabuklu¤u marifet" gösterilerinin üstad›-d›r, ancak sihrin gerçek oldu¤u inanc› eskilere dayanan ve geçmiflte oldu¤u gibi günümüzde de ilgi gören bir anlay›flt›r.
Osmanlının Son Yıllarında Hokkabazlık ve Hokkabazlık Gösterileri
2022
Gösteri sanat› alan›nda insanlarda hayret uyand›r›c› hisler yaflatan bir sanat dal›n› icra ederek, el çabuklu¤u ile birtak›m flafl›rt›-c› olaylar yapmay› meslek edinenlere hokkabaz denilirken, bunla-r›n yapt›¤› ifle de hokkabazl›k denilmifltir. 1 Hokkabazl›k, genel anlamda aç›klanmas› güç, akl›n almayaca¤› oyunlar göstermek göz ba¤c›l›¤› yapmakt›r. Özel anlam› olarak da hokkalarla oynayan demektir. Dolays›yla hokkabazlar, en eski oyunlardan birisi olan hokkalarla oynayan, yani hokkalar›n alt›na koydu¤u yuvarlaklar› yok eden, ço¤altan, onlar›n yerini de¤ifltiren gözba¤c›d›r. 2
İSTANBUL AHKÂM DEFTERLERİNE GÖRE OSMANLI BAŞKENTİNDE İNŞAAT ESNAFI ( XVIII. YÜZYIL )
İSTANBUL AHKÂM DEFTERLERİNE GÖRE OSMANLI BAŞKENTİNDE İNŞAAT ESNAFI ( XVIII. YÜZYIL ), 2023
Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'daki inşaat sektörünün kurumsal yapısı ve işleyişi, sektör mensupları ve başlıca iş kolları, inşaat esnafına ait imalathaneler ile dükkânların yoğunlaştığı bölgeler, yapı malzemeleri ve temin edildikleri merkezler, bunların sevk ve intikali, müslüman ve gayrimüslimlerin statülerini ve çalışma şartlarını belirleyen hukuki esaslar, sektörde yaşanan yolsuzluklar ve nihayet fiyatlar konusunda pek az şey bilinmektedir. Osmanlı inşaat sektörünün önemli unsurlarından biri olan inşaat esnafı, mimarlık tarihi ve teşkilatıyla ilgili çalışmalarda, Sermimârân-ı Hassa'nın sorumluluğunda faaliyet gösteren bir zümre olarak, yüzeysel bir biçimde ele alına gelmiştir. Dolayısıyla mevcut literatürde inşaat esnafıyla ilgili bilgilere rastlamak neredeyse imkânsızdır.
OSMANLI HUKUKUNDA VE UYGULAMASINDA SOKAK KÖPEKLERİ
Ombudsman Akademik, 2024
Bir süredir Türkiye gündemini meşgul eden sokak köpekleri, Osmanlı Devleti’nde de şehir hayatının bir parçası olmuşlardır. Sokak köpekleri salgın hastalıkları artırmaları, kirliliğe sebep olmaları, güvenliği ihlal etmeleri gibi sebeplerle ve modernleşme etkisiyle sorun olarak görülmüşlerdir. Sokak köpeklerinin Osmanlı kamuoyunu meşgul etmesi modernleşme dönemi ile başlamış, II. Meşrutiyet yıllarında zirveye ulaşmıştır. Farklı şehirler incelenmekle birlikte İstanbul odak noktası olmuştur. Meselenin çözümü için öneriler geliştirilmiş, hukuki düzenlemeler yapılmış, sürgün ve itlaf uygulamalarına başvurulmuştur. Bu makale Osmanlı Devleti’nde sokak köpekleri sorununun ortaya çıkışını, konuya ilişkin hukuki düzenlemeleri ve uygulamaları içermektedir. Farklı alanlarda çalışılmış sokak köpekleri konusunun Osmanlı hukuku açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Özellikle sürgün ve itlaf uygulamaları ile bunların hukuki dayanakları üzerinde durulmuştur. Stray dogs, a longstanding concern within Turkey’s societal discourse, have also been a facet of urban existence throughout the Ottoman Empire. Perceived as a problem owing to factors such as the escalation of epidemic ailments, environmental contamination, breaches in security, and the ramifications of modernization, these stray dogs became a matter of public preoccupation during the modernization era, reaching its zenith during the Second Constitutional Monarchy. While various cities were scrutinized, Istanbul stood as the epicenter. Proposals were devised to address the issue, legislative frameworks were established, and measures including exile and euthanasia were implemented. This article delves into the genesis of the stray dog issue within the Ottoman Empire, the legislative frameworks surrounding it, and the strategies employed for its resolution. The objective is to dissect the predicament of stray dogs, scrutinized across various disciplines, through the lens of Ottoman law. Particular emphasis is placed on exile and euthanasia practices and their legal underpinnings.
2011
Ozet Kumas desenleri; o desenin sahip oldugu karakteristik ozellikler, onemli kulturler tarafindan benimsenmesi ve odesenin kulturler arasi bir dil butunlugu saglamasinin ifadesidir. Osmanli kumaslarinin tarihsel gelisimi, teknigioldugu kadar, motiflerin, kokenlerini, sembolik anlamlari ve yuzyillar icindeki degisimini yansitmaktadir.Osmanli Imparatorlugu saray kumaslarinda yogun olarak bitkisel desenler kullanilmistir. Bu calisma Osmanlidevletinin yukselise gectigi 15. yuzyildan batililasma doneminin basladigi 18. Yuzyilin sonuna kadar uretilenOsmanli kumaslarindaki, bitkisel desenlerin anlam uslup ve teknik ozelliklerini aciklamaktir. Anahtar Kelimeler: Osmanli Imparatorlugu, Turk Kumaslari, Osmanli kumas desenleri, Osmanli Saray Kaftanlari
Osmanli Kadininin Kamusal Alanda Yer Alma Araci Olarak Süreli̇ Yayinlar: Şehbal Mecmuasi Örneği̇
DergiPark (Istanbul University), 2021
Developments in the field of science and technology force also social dynamics to change. Printing and publishing, which developed as a result of the widespread use of the printing press, caused changes in the face-to-face public space phenomenon, which is based on real time and real space patterns. The new public space created by periodicals was also experienced in the Ottoman press world and Ottoman women intellectuals did not waste time in taking part in this new public space. In the Şehbal magazine, which was a popular publication of the period, they had the opportunity to convey their thoughts to a wider audience much more effectively than in the public space face to face. In addition, male authors of the magazine have written articles to support the social, cultural, economic and even political progress of Ottoman women. The publication of articles on various topics such as housework, handicrafts, home management, home economics, child care, practical information in the Şehbal magazine turned its into an education area for Ottoman women. Thus, both female writers and female readers came together in an environment where men were also present. In this article; the issue that periodicals were a public space and Ottoman women used periodicals as a tool to overcome their barriers in the public sphere was examined in the sample of the Şehbal magazine published between 1909-1914.
OSMANLI KARA ORDUSUNDA KİRPAS KULLANIMINA GENEL BİR BAKIŞ (1752-1836)
Osmanlı Devleti'nin döneminin güçlü ve kalabalık ordularından birine sahip olduğuna dair bilgiler birçok kaynakta geçmektedir. Kaynaklar genellikle bunu ordunun insan kaynağının çokluğuna ve iaşe ve ikmal konusunda sıkıntı yaşamamasına bağlamıştır. Ancak iaşe ve ikmal kısmının içeriği tam anlamıyla doldurulamamıştır. Özellikle hangi iaşe ve ikmal malzemesinin nasıl ve hangi yollarla temin edildiği, temin edilen malzemenin ordunun hangi alanında ne türde kullanıldığı sıklıkla göz ardı edilmiştir. İşte göz ardı edilen ikmal malzemelerinden biri de pamuk ipliğinden dokunan kirpas adı verilen kumaş türüdür. Genel olarak donanmada gemilerin yelkenleri için kullanılan kirpas, Osmanlı kara ordusunda da kullanılmıştır. Bu kumaş türü Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde üretilmiş olup, kara ordusunun çeşitli kısımlarına gönderilmiştir. Biz bu çalışmamızda kirpas adı verilen kumaş türünün Osmanlı kara ordusunda ne şekilde kullanıldığını ve nasıl temin edildiğini arşiv kaynaklarına dayanaraktan genel bir çerçeve içerisinde göstermeye çalışacağız.
OSMANLI ŞEYHÜLİSLÂMLARININ FETVA KİTAPLARINDA ve İSTANBUL KADI SİCİLLERİNDE MEZBAHALAR
2018
Osmanlı Devleti, tarihi boyunca et üretimi ve tüketimi üzerinde dikkatle durmuş, etin arz miktarının ve kalitesinin kontrol edilmesini sağlamaya çalışmıştır. Hayvanların kesim faaliyetinin halk sağlığına tehdit oluşturmaması, çevre kirliliğine yol açmaması, et için belirlenen azâmi fiyatların (narh) aşılmaması, kesim işleminden devletçe tahsil olunan vergilerin kaçırılmaması gibi birçok nedenlerle gerek devlete bağlı (mirî) gerekse esnafa bağlı mezbahaneler açtırmıştır. Bu amaçlara yönelik olarak da çeşitli kanunnâmeler, nizamnâmeler, talimatnâmeler yayımlayarak düzenlemeler yapmıştır. İnsanların et ihtiyacını karşılamak üzere mezbahalar (salhânelerin), büyükbaş ve küçükbaş hayvanların kesildiği yerler olarak kesim işlemlerinin organizasyona dayalı ve denetim içinde yapıldığı tesislerdir. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u fethettikten sonra insan sağlığını ve çevre temizliğini koruma amacıyla açtığı mezbahaları şehrin dışında deniz kenarında yaptırmış ve şehrin içinde hayvan kesimini yasaklamıştır. Tanzimat sonrası süreçte ise Avrupa'da veteriner halk sağlığı alanında yaşan bilimsel gelişmeler devlet tarafından yakından takip edilmiş, çağın şartlarına uygun yeni modern mezbahalar açtırılmış, hayvanların herhangi bir hastalığı taşıyıp taşımadıklarının kontolleri sıkı bir şekilde takip edilerek tesbiti halinde hastalıklı hayvanlar karantina bölgelerine taşınmıştır.