Türkçe İlk Kur’An Çevi̇ri̇leri̇ni̇n Tanikliğinda Toponi̇mi̇ (original) (raw)

Türkçe İlk Kur'an Çevirilerinde Türlü "Cennetler" Üzerine

Türk Dünyası Araştırmaları (TDA)- Journal Of Turkic World Researches, 2009

Bu çalışmamızda Türkçe İlk Kur'an çevirilerinde Ar. 'cennet' kavramının tüm kul-lanım alanları tespit edilip Türkçe ilk Kur'an çevirilerindeki karşılıkları bulunmaya çalışılacaktır. Bu makalede Genel Türkçenin ifade gücü, söz varlığı zenginliği, Türkçe ilk Kur'an çevirileri 'cennet' kavramı çerçevesinde ortaya konmaya çalışılacaktır. Cennet-le ilgili kavramlar aktarılırken Türkçenin ifade gücünün yanında Türkçe İlk Kur'an çeviren/çeviricilerinin taşıdığı Türkçecilik şuuru aranmaya çalışılacaktır. Böylelikle soyut kavramların çevrilmesinde Türkçenin Arapça karşısındaki tavrı da belirlenebilecektir. Türkçe İlk Kur'an Çevirileri Türk dili tarihinin dönemlerini izlemek amacı ile yapılacak gramer çalışmaları, sözlükçülük çalışmaları ve semantik incelemeler sırasında başvurulması gereken en özellikli ve en güvenilir kaynaklar olarak değerlendirilmelidir. Burada 'Cennet' kavramına karşılık kullanılan Türkçe sözcüklerin tespiti hedeflenmektedir.

Doğu Türkçesine Ait İlk Kur'an Çevirilerinin Tarihlendirilmesine Katkılar

Gazi Türkiyat, 2019

Dinî inançlar, inananlara beraberinde kendi kültürel birikimlerini de taşırlar. Her bir dinin kültürel dünyası, o dine inananların inanç tarihinin dışında dil, kültür ve edebiyat tarihlerini de etkiler ve zenginleştirir. Türkler, İslamiyet'i benimsedikten sonra, Kur'an'ı Türkçeye çevirme işine girişirler. Doğu Türkçesine ait bu ilk çevirilerden elimizde TİEM 73, Rylands, Anonim Tefsir (Orta Asya Tefsiri), Hekimoğlu, Özbekistan (Taşkent), Meşhed Âstân-ı Kuds-i Razavî Kütüphanesi 293, 1007 ve 2229 numaralarda kayıtlı nüshalar bulunmaktadır. Bu ilk çevirilerin din terminolojisinin Türk diline aktarımının üstesinden gelerek Türk dilinde daha önce tanıklanmayan sözcükleri de içeren, zengin bir söz varlığıyla dili geliştirdikleri görülmektedir. Doğu Türkçesi ilk Kur'an çevirilerinde fiillerin yapım ve çekim morfolojisi bakımından incelenmesinden elde edilen sonuçlar, bu eserlerin, tarihî Türk dili grameri bakımından da önemli olduğuna işaret etmektedir. TİEM 73, Rylands, Anonim Tefsir, Hekimoğlu ve Özbekistan nüshaları üzerinde hazırlanan bu çalışmada Doğu Türkçesi ilk Kur'an çevirilerindeki fiillerden elde edilen sonuçlar ile Karahanlı ve Harezm Türkçesi fiil gramerleri karşılaştırılmıştır. Özellikle çekim morfolojisine ilişkin elde edilen bilgilerle Karahanlı ve Harezm Türkçesi dönemlerine ait olduğu düşünülen Kur'an çevirilerinin tarihlendirilmesine katkılar sağlanması amaçlanmaktadır.

İslâmî Dönem İlk Türkçe Tip Yazmalarinin Türk Tip Bi̇li̇mi̇ Ve Deontoloji̇si̇ Açisindan Görüngesel “Perspekti̇fi̇” Bağlamda Değerlendi̇ri̇lmesi̇

2012

Islâm tibbinin etkisinde kalan ve X. yuzyildan itibaren uygulayicisi olan Turkler, Eski Anadolu Turkcesi Doneminde yaklasik 50 Turkce tip kitabi yazmis, bu kitaplarda, yasadiklari cagin tibbina gore ileri gunumuz tibbina gore kayda deger bilgiler vermislerdir. bircogu tip hekimi olan muellif veya mustensih tarafindan yazilan bu kitaplar, tibbin bir bircok disiplinini kapsayacak bir iceriktedir. Kitaplarda hastaliklarin belirtileri, tanilari ve tedavileri deneysel tipla uyumlu olacak bicimde aciklanmis ve “Materia Medica”den soz edilmistir. Ameliyatlar, yazmalarin bazilarinda safhalariyla bazilarinda yontem ve teknikleri ile Islam Tibbi icinde ilk defa bu donemde tibbi Illustrasyonlar kullanilarak anlatilmistir. 20. Yuzyil tip penceresinden bakildiginda orijinal (ozgun ve otantik) gorulen bu donem tip yazmalarin modern tip ile uyumlu bazi ileri ve aktuel(guncel-edimsel) bilgileri haiz oldugu, Turk tip biliminin ve deontolojisinin(etiginin) gelisimine yadsinamayacak katkilar sagladigi...

TONYUKUK YAZITLARI’NDAKİ ADLARIN ESKİ UYGUR TÜRKÇESİ METİNLERİNDEKİ ÖRNEKLERİYLE KARŞILAŞTIRILMASI VE AD BİLİMSEL İNCELEMESİ

The Journal of Turkic Language and Literature Surveys (TULLIS), 2021

Varlıkları karşılayan sözcükler olan adlardan genel olarak özel adları inceleyen bilim dalına “ad bilimi” adı verilmektedir. Ad bilimi (onomastik); hayvan adları, yer adları, bitki adları ve kişi adları olmak üzere özellikle dört ana başlıkta adların kökeni ve anlamları ile ele alan bir dil bilim dalıdır. Adlar derlenerek tür, köken, yapı ve anlam yönüyle sınıflandırıldıktan sonra ortaya çıkışlarında etkili olan yollar belirlenip açıklanmaktadır. Ad bilimi; sosyoloji, halk bilimi, antropoloji ve dil bilimi gibi pek çok alana kaynaklık ettiği gibi coğrafya ve filoloji gibi farklı alanlardan da yararlanmaktadır. Bu çalışmada ise Türk tarihinin en eski yazılı belgelerinden olan Tonyukuk Yazıtlarındaki adlar Uygur dönemi metinlerindeki örnekleriyle karşılaştırılmalı olarak incelenecektir. Tonyukuk Yazıtları, Doğu (II.) Göktürk Kağanlığı döneminin büyük veziri, kumandanı ve danışmanı Bilge Tonyukuk’un ölümünden önce bizzat kendisi tarafından diktirilen dört cepheli iki yazıttan oluşmaktadır. Tonyukuk Yazıtlarında geçen adlar, gerek ad verme yöntemi olarak gerekse o devir Türk zihin yapısını göstermesi bakımından önem göstermektedir. Bu adlar, ad bilimsel sınıflandırma yöntemine göre ayrıştırılmış, Türk dilinin en eski metinlerindeki/belgelerindeki söz varlığının, özellikle Türk dilinin çok daha önceki varlığının ve eskiliğinin kanıtları ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu belgelerdeki söz varlığı içerisinde yer alan adlar, varlıklara ad verme açısından Türk zihnine ait kavram alanının boyutlarını gösterdiği gibi bir kavramı oluşturma görevi taşıyan ve oluşan anlamlandırma sürecinin de yansıtılmasını sağlayacaktır. Türk dilinin ilk yazılı örnekleri ile Eski Uygur Türkçesinin sözcükleri karşılaştırılacak; söz varlığının adlar açısından ortak unsurları ortaya konulacaktır. The branch of science that studies the proper names in general from the words that meet the entities is called "onomastics". It is a branch of linguistic science that deals with the origin and meanings of names, especially in four main headings: animal names, place names, plant names and person names.After the nouns are compiled and classified in terms of genre, origin, structure and meaning, the ways that are effective in their emergence are determined and explained. As a source of many fields such as sociology, folklore, anthropology and linguistics, onomastics also uses different fields such as geography and philology. In this study, the names in the Tonyukuk Inscriptions, one of the oldest written documents in Turkish history, will be compared with the examples in the Uyghur period texts. The Tonyukuk Inscriptions consist of two inscriptions with four facades, which were personally erected by the great vizier, commander and adviser of the Eastern (II) Goktürk Khaganate, Bilge Tonyukuk, before his death. The names in the Tonyukuk inscriptions are important both as a naming method and in terms of showing the structure of the Turkish mind of that time. These names were separated according to the noun classification method, and the evidences of vocabulary in the oldest texts / documents of the Turkish language, especially the existence and antiquity of the Turkish language were tried to be revealed. The names included in vocabulary in these documents will show the dimensions of the concept area of the Turkish mind in terms of naming entities, as well as reflect the process of interpretation that has the task of forming a concept. The first written examples of Turkish language and Old Uyghur Turkish words will be compared and common elements of vocabulary in terms of names will be revealed.

Kürtçe Kur’An’In Tercümeleri̇ Ve Zazaca İlk Kur’An Tercümesi̇ni̇n Di̇lbi̇li̇msel Anali̇zi̇

ARTUKLU AKADEMİ, 2020

Öz: Müslümanların kutsal kitabı olmasından dolayı Kur'an İslamiyet'in farklı milletlerin arasında yayılmaya başlamasından sonra yoğun bir şekilde tercüme edilmeye başlanmıştır. Dünyanın birçok diline tercüme edilen Kur'an, kısa süre önce de Zazaca'ya tercüme edilmiştir. Çalışmanın amacı Zazaca Kur'an tercümesinin dilbilim kriterleri açısından incelenmesidir. Çalışmada kutsal kitap tercümelerinin genel bir çerçevesi çizilmiş, Kürtçe tercümelerin değerlendirilmesi yapılmıştır. Zazaca tercüme, çeviri bilim ve genel dilbilim kuralları açısından değerlendirilmiştir. Eldeki Kur'an tercümesi Zazaca ilk tercüme olmasından dolayı önemlidir. Klasik edebiyatta bazı ayetler fragman olarak çevrilmişse de Kur'an'ın tamamı Zazaca'ya tercüme edilmemiştir. Yapılacak değerlendirme, ileride gerçekleştirilecek tercümelerin önünü açmaya ve ilgili tercümelere katkı sunmaya yöneliktir.

TOPLUMSAL CİNSİYET BAĞLAMINDA İLK TÜRK İSLAM ESERLERİ

TOPLUMSAL CİNSİYET BAĞLAMINDA İLK TÜRK İSLAM ESERLERİ, 2023

ÖNSÖZ Elinizdeki çalışma, Türk’ün İslam ile müşerref olma, İslam’ın Türklükle hudutlar aşma asrının, Türk İslam medeniyetinin temellerinin atıldığı, Türk’ün ata topraklarının en mühim ve aşılmaz dört eseri, Türk İslam’ın ilk mahsulleri “Dîvânu Lügâti’t-Türk, Kutadgu Bilig, Atebetü’l-Hakâyık ve Dîvân-ı Hikmet”i toplumsal cinsiyet perspektifinden konu edindi. Giriş kısmında çalışmaya konu olan “toplumsal cinsiyet” kavramı, geniş kuramsal çerçevesi ilgili alanın araştırmacılarına bırakılarak, genel hatları ile ele alındı. Türk milletinin İslamiyet ile tanış olma sürecinin yerli ve yabancı bilim adamlarından hareketle aktarıldığı bölümde, ayrıca söz konusu yapıtlar hakkında bilgiler sunuldu. Kadın Kitabı’nda, Türk İslam’ın kadına bakışı merkezde tutulmak suretiyle, yer yer mitolojik dönemden modern çağlara kadar Türk’ün; kadına, kadınla ilgili olana ve kadınlığa bakışı, bebeklikten çocukluğa, genç kızlıktan cariyeliğe, kadınlıktan anneliği ve akabinde nineliğine kadar irdelendi. Kadın ve Erkek Kitabı’nın hemen tamamında ise cinsiyet tarafsızlığını yansıtan sözcükler, kadın ve erkeği birlikte ilgilendiren giyim kuşam, evlilik, mahremiyet, argo, akraba ve miras gibi konular, benzeyen ve ayrışan noktaları ile dikkatlere sunuldu. Erkek Kitabı’nda salt erkeği alakadar eden, toplumsal cinsiyeti ve rollerini gözler önüne serebilecek bir usul takip edilerek, Türk İslam’ın erkek olana, erkekliğe bakışı kronolojik olarak; erkek çocuk, genç erkek, köle, baba ve dede sıralaması ile ele alındı. Önceki bölümlerde geçen hususları yinelememe adına, bazı bahisler atlandığından söz konusu kısım daha kısa tutuldu. Sonuç kısmında ise, eserin genelinde hedeflediğimiz ilke gereği, P. N. Boratav’ın sosyoloji ve halkbilimi münasebeti bahsinden ilhamla, Türk milletinin İslam olma sürecinin ilk Türk İslam edebiyatı mahsullerinden elde edilen neticeleri, bir sosyolog titizliğinde ilmî bir mercekle göz önüne alıp, bireysel değil toplum bilimsel neticeler elde edilip sunulmaya çalışıldı. Bölümün sonunda, hususen Türkoloji öğrencilerine katkı sağlayacağını düşündüğümüz zikredilen Eserlerin Tıpkı Basımlarından Örnekler verildi. Çalışmanın bitiş arifesinde yaşadığımız depremin, gönüllerimizde ve öz ocaklarımızda açtığı yarıklar henüz onulmamışken, takdir edilir ki bir önsöz yazmak, satırların yazarı için ağır bir yüktür. Deprem bölgesinde yazmayı değil sükûtu tercih ettiğimiz, sözün anlamını yitirdiği, sözcüklerin değil, her an nefesimizin boğazımıza düğümlendiği, ağlamanın bir nimet olduğunu düşündüren şu günlerde, bizlere emeği geçen, mensubu olmaktan iftihar ettiğim yüce Türk milletine teşekkürlerimi arz ederim.