Serpil Sancar ile Söyleşi: Türkiye'de Politikleşemeyen Bir Alan Olarak Erkeklik Çalışmaları (original) (raw)
Related papers
Kadının Politik Temsil Meselesi Üzerine Bir Tartışma
Temsili demokrasi üzerine güncel tartışmalardaki önemli meselelerden biri toplumsal cinsiyet temellidir. Daha kapsayıcı ve demokratik bir yapılanma için kadınların siyasal karar alma sürecine dahil olmasının gerekli olduğu savunulmaktadır; çünkü kadınlar, toplumsal cinsiyet rolleri ve ilişkilerinden kaynaklanan farklı sosyal, ekonomik, siyasal çıkarlara sahip olarak siyasallaşmakta ve toplumsallaşmaktadır. Ancak kadınlar, demokratik yönetimlerde dahi siyasal karar alma mekanizmalarından tarihsel olarak dışlanmışlardır. Bu çalışmanın amacı, nicel ve nitel temsil modelleri çerçevesinde, demokrasilerde kadınların politik temsilinin gerekliliğini ve önemini tartışmaktadır.
Türkiye’de Kadının Siyasal Temsil Sorunu Üzerine Bir İnceleme
Fenerbahce University Journal of Social Sciences, 2022
Özet Çalışma, siyasal temsil olgusun çok boyutlu bir olgu olduğundan hareketle kadının siyasette ideal bir temsilinin koşullarının önündeki sosyo-ekonomik, siyasal ve kültürel engelleri araştırmaya odaklanmıştır. Konuyu incelerken Asli ve Açıklayıcı temsil il Tokenizm, Sembolik Temsil, ÇifteAçmaz olguları, Cinsiyete Dayalı Nitelikler Açığı, Kritik Kitle Teorisi ve Kesişimsellik Teorisi çerçevelerinden yararlanılmıştır. Bu amaçla. 24. Dönem 60 kadın milletvekili ile anket formu yardımıyla mülakat tekniği uygulanarak görüşmeler yapılmıştır. Veriler SPSS programı yardımıyla analiz edilmiştir. Çalışma sonunda siyasette kadınların katılımının sürekli gündemde olduğu bir dönemde, aday olmanın ve hatta milletvekili olmanın aslında kadınların siyasete aktif katılım sorunun çözülmesi anlamına gelmediği görülmüştür. Ancak elbette ki öncelikle, “vitrin süsü” olmaktan öteye geçebilmeleri için öncelikle kadınların siyasal temsil oranlarının kritik eşiği geçmesi gerekmektedir. Ayrıca kadın vekiller, ataerkil kamusal alan kodları kadar yasama organının etkin ve verimli işleyişinin önündeki engellerden de etkilenerek yeterli Asli katılımda bulunamamaktadır. Bu noktada sosyo-kültürel ve siyasal hayatın “kadın” algısının “liderlik” algısıyla uyumlandıran bir dönüşüme ihtiyaç olduğu ve bu ihtiyacın özellikle muhafazakar çevrelerde daha güçlü olduğu anlaşılmaktadır. Buradan yola çıkarak hem nicel hem nitel alan araştırmalarıyla desteklenmiş bütüncül yaklaşımların yanı sıra, bu çalışmada ortaya konmuş olan problemlerin sebep ve saiklerini irdeleyen Sosyal Olarak Arzu Edilir Yanıt Verme olgusunu da hesaba katan derinlemesine odaklanmış çalışmalara ihtiyaç olduğu anlaşılmıştır. A Study On The Problem Of Women's Polıtıcal Representatıon In Turkey Abstract Since the phenomenon of political representation is multidimensional, the study focuses on investigating the socioeconomic, political, and cultural barriers in front of the conditions for an ideal representation of women in politics. While examining the subject, the frameworks of Substantive and Descriptive representation, Tokenism, Symbolic Representation Double-bind Phenomenon, Gender-Based Attributes Gap, Critical Mass Theory, and Intersectionality Theory were used. For this purpose, interviews were conducted with 60 female MPs of the 24th Term by applying the interview technique with the help of a questionnaire. The data were analysed with the help of the SPSS program. At the end of the study, it has been seen that in a period when women's participation in politics is constantly on the agenda, being a candidate or even being a member of parliament does not actually mean solving the problem of active participation of women in politics. However, of course, first, the political representation of women must pass the critical threshold for them to go beyond being "window-dressing". In addition, female deputies cannot participate sufficiently, being affected by the obstacles in front of the effective and efficient functioning of the legislature as well as the patriarchal public sphere codes. At this point, it is understood that there is a need for a transformation that harmonizes the perception of "woman" in socio-cultural and political life with the perception of "leadership", and this need is significantly stronger in conservative circles. From this point of view, it has been understood that in addition to holistic approaches supported by both quantitative and qualitative field studies, there is a need for deeply focused studies that consider the phenomenon of Socially Desirable Responding, which examines the causes and motives of the problems revealed in this study. Since political representation is a multidimensional phenomenon, the study investigates the socio-economic, political, and cultural barriers in front of the conditions for an ideal representation of women in politics. While examining the subject, Substantive and Descriptive representation, Double-bind Phenomenon and Critical Mass Theory frameworks were used. For this purpose. Interviews were conducted with 65 female deputies of the 24th Term by applying the interview technique with the help of a questionnaire. The data were analysed with the help of the SPSS program. At the end of the study, it has been seen that in a period when women's participation in politics is constantly on the agenda, being a candidate or even being a member of parliament does not actually mean solving the problem of active participation of women in politics. From this point of view, it has been understood that there is a need for in-depth studies focused on the problems revealed in this study, as well as holistic approaches supported by both quantitative and qualitative field studies.
Gaziantep University Journal of Social Sciences, 2021
Social policies, which have a history dating back to the Ancient Greek period, have become a central power as a power domain especially after the industrial revolution. Although this period has progressed mainly through the improvement and regulation of the conditions of the workers while the visibility of social policies are increasing, its scope and application area has expanded over time. These policies which expanding to include more disadvantaged groups such as women, elderly people, children and disabled, have shown how the government positions, directs, restricts, monitors or supervises these groups. On the other hand, although social policies, which are a power domain, have produced regulations based on the claim of equality, the masculine ideological foundations of power have maden the claims of these social policies of equality, gender equality and equal rights questionable from the ground up. This study aims to bring the position of women in social policies in Turkey up f...
Erkek ve Erkeklik Çalışmaları: Sorunsaldan Kuramsala
2018
Yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren hızla ilerleyen ve 1990’lardan itibaren kendi başına disiplinlerarası bir alan olan erkek ve erkeklik çalışmaları, kuramsal açıdan pek çok öncü düşünürden faydalanmış olup kendine ait bilim insanlarının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Böylece bu alan günümüzde erkeklerle ilgili pek çok sosyokültürel ve siyasal meseleyi mercek altına almayı başarmaktadır. Bu yazı, erkeklik sorunsalını kapsamlı olarak tek bir metinde bulmanın zorluğundan dolayı erkeklik kavramının sorunsallaşma sürecini Freud, Jung, Adler ve de Beauvoir’ın tartışmalarıyla ele almakta ve ardından günümüz erkek ve erkeklik çalışmalarının kapsamını eril tahakküm ve hegemonyacı erkeklik kavramları ile açıklamaktadır. Bu doğrultuda, erkek-kadın ve/ya erillik-dişillik gibi ilişkilendirmelere dayalı ikici düşünce yapısının zamanının sona erdiği alanın kuramcılarının savları ile açıklanmaktadır. Günümüzde Türkçe olarak erkek ve erkeklik çalışmaları ile ilgili detaylı bir kuramsal çalışma henüz bulunmadığından, bu yazı alanla ilgilenen araştırmacılar için bilgilendirici ve yönlendirici bir platform sunar.
Bir Erkeklik Stratejisi: Özel Alanda Eril Suskunluk
Fe Dergi, 2015
Son yıllarda gelişmekte olan erkekler ve erkeklikler üzerine eleştirel çalışmalar, erkekliği her alanda sorgulamaya fırsat tanımış ve erkekliğin pek çok alanda farklı ilişkiselliklerinin keşfedilmesini sağlamıştır. Bu makale bu ilişkiselliğin bir örneği olarak erkeklerin ev ile kurdukları ilişki üzerinde duracaktır. Makale, erkeklerin kadınlara atfedilen bir alan olan ev içinde kendilerini konumlandırabilmek ve kamusal alandaki üstünlüklerini sürdürebilmek için suskun kalmayı bazen bir araç olarak kullandıklarından yola çıkmıştır. Bu bağlamda suskunluğun sessizlikten farklı olarak bilinçli yapılan eril bir davranış olduğu, taktikten farklı olarak ise güçlü olanın uyguladığı bir strateji olduğu savunulmuştur ve erkeklerin eril suskunluğu ev içinde bir erkeklik stratejisi olarak kullandığı yapılan mülakatlarla desteklenmiştir. Erkeklik, ev ve konuşma ilişkisine yoğunlaşan makalede eril suskunluğun erkeğin ev içinde kadınsılaşma tehlikesi yaşamadan ve erkekliğine zarar vermeden mekânsal ilişki kurabilmesi için önemli bir araç olduğu keşfedilmiştir.