Sosyal Damgalanma İle Psikolojik Yardım Arama Tutumu İlişkisi: Kendini Damgalamanın Rolü (original) (raw)

Psikolojik Yardım Alma Nedeniyle Sosyal Damgalanma, Denetim Odağı, Kendini Damgalama ve Yaşam Doyumu Arasındaki İlişkiler

Ondokuz Mayıs Universitesi Egitim Fakultesi Dergisi, 2014

Bu araştırmanın amacı, psikolojik yardım alma nedeniyle sosyal damgalanma algısı, denetim odağı ve psikolojik yardım alma nedeniyle kendini damgalama ile yaşam doyumu arasındaki ilişkileri incelemektir. Araştırmaya gönüllü 755 (490 kadın, 265 erkek) üniversite öğrencisi katılmıştır. Katılımcıların yaşları 18 ile 23 (Ort = 20.35, SS = 1.21) arasında değişmektedir. Psikolojik Yardım Alma Nedeniyle Sosyal Damgalanma Ölçeği, Rotter İç-Dış Denetim Odağı Ölçeği, Psikolojik Yardım Alma Nedeniyle Kendini Damgalama Ölçeği ve Yaşam Doyumu Ölçeği veri toplama araçları olarak kullanılmıştır. Araştırma sonuçları, psikolojik yardım alma nedeniyle sosyal damgalanma algısının ve denetim odağının psikolojik yardım alma nedeniyle kendini damgalama aracılığıyla yaşam doyumunu yordadığını göstermiştir. Ayrıca, denetim odağının yaşam doyumuyla doğrudan ilişkisinin anlamlı olduğu belirlenmiştir. Bunun yanında araştırma sonuçları, kısmi aracılı yapısal modelin toplam varyansın % 5'ini açıkladığını ortaya koymuştur. Araştırma sonuçları literatür eşliğinde tartışılmış ve özellikle, psikolojik yardım alma nedeniyle kendini damgalamayı azaltmaya yönelik öneriler sunulmuştur.

Psikolojik Yardım Aramada Kendini Damgalama Ölçeği: Geçerlik ve Güvenirlik

DergiPark (Istanbul University), 2013

Kendini damgalama kişilerin bir kişiye karşı yarattığı kahıp yargıları zamanla içselleştirmesi ve kendi karakterini bu içselleştirmeler doğrultusunda yaratmasıdır. Psikolojik yardım isteme çoğu zaman diğer kişiler tarafından damgalanmaya yol açmaktadır. Bu durumda kişi bu damgalamayı içselleştirerek psikolojik yardım alması gerektiği halde yardım almayı istemez. Bu çalışmada Psikolojik Yardım Aramada Kendini Damgalama Ölçeği (PYAKDÖ)'nin Türkçe'ye uyarlama çalışması gerçekleştirilmiştir. Psikolojik Yardım Aramada Kendini Damgalama Ölçeği, Vogel, Wade ve Haake (2006) tarafından geliştirilmiştir. Eğitim Fakültesine devam eden 544 öğrenciden oluşan katılımcıların % 67'si kız ve % 30'u erkek öğrenciden oluşmaktadır. Öğrencilerin % 3'ü cinsiyetini işaretlememiştir. Öğrencilerin yaş ortalaması 20.5'tir. Ölçek, hem açımlayıcı hem doğrulayıcı faktör analizi sonucuna göre, tek boyutlu bir ölçme aracıdır. Ölçeğin benlik saygısı, sosyal destek, yaşam doyumu ile olumsuz, kısa semptom envanteri ve psikolojik yardım arama ile olumlu ilişkileri bulunmuştur. Ölçeğin güvenirlik çalışması madde ve toplam korelasyonu katsayısı ve Cronbach Alfa katsayı ile hesaplanmıştır. Ölçeğin yeterli iç tutarlığa sahip olduğu kaydedilmiştir. Sonuçlar yardım aramada kendini damgalamaya yönelik alan yazını çerçevesinde tartışılmıştır.

Üniversite Öğrencilerinin Psikolojik Yardım Aramaya İlişkin Kendini Damgalama Tutumları ile Bilişsel-Davranışsal Kaçınma Düzeyleri Arasındaki İlişki (STEMES)

Anemon Muş Alparslan Üniversitesi sosyal bilimler dergisi, 2018

Bu araştırmada, bireylerin psikolojik yardım aramaya ilişkin kendini damgalama tutumları ile bilişsel davranışçı kaçınma düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmış, ayrıca kendini damgalama tutumu cinsiyet, yerleşim yeri ve psikolojik yardım alma deneyimi değişkenleri açısından ele alınmıştır. Araştırmada kullanılan veriler, Psikolojik Yardım Aramada Kendini Damgalama Ölçeği, Bilişsel-Davranışsal Kaçınma Ölçeği ve araştırma kapsamında geliştirilen Kişisel Bilgi Formu aracılığıyla toplanmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre erkek öğrencilerin ve yaşamının çoğunu kırsal bölgede geçiren öğrencilerin kendini damgalama tutumlarının daha yüksek düzeyde olduğu görülmüştür. Araştırmada ayrıca, bireylerde kendini damgalama tutumu ile bilişsel davranışsal kaçınma düzeyi arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişkinin olduğu bulgulanmış, yapılan Regresyon analizi sonuçlarına göre cinsiyet, yerleşim yeri ve bilişsel davranışsal kaçınma değişkenlerinin kendini damgalama tutumunu anlamlı bir şekilde yordadığı görülmüştür.

Algilanan Sosyal Destek Ve Stresle Başa Çikma Tarzlari Arasindaki̇ İli̇şki̇de Algilanan Öz Yeterli̇li̇ği̇n Rolü

Ankara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu SPORMETRE Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 2019

Bu araştırmada, genç yetişkinlerin algılanan sosyal destek ve stresle başa çıkma tarzları arasındaki ilişkide, algılanan öz yeterliliğin rolünün incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışma grubunu, 2017-2018 Eğitim öğretim dönemi bahar yarıyılında Manisa Celal Bayar Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi'nde öğrenimlerine devam etmekte olan öğrenciler arasından kolayda örnekleme yöntemi ile ulaşılan toplam 429 öğrenci (158'i kadın, 271'i erkek ve ortalama yaş 21,8) oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak, demografik bilgi formunun yanı sıra Zimet ve arkadaşları (1990) tarafından geliştirilen Algılanan Sosyal Destek Ölçeği, Lazarus ve Folkman (1984) tarafından geliştirilen Stresle Başa Çıkma Tarzları Ölçeği ile Schwarzer ve Jerusalem (1995) tarafından geliştirilen Öz Yeterlilik Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmanın bulgularına göre, algılanan sosyal desteğin her üç alt boyutu ile stresle başa çıkmada etkili yöntemler arasında orta düzeylerde anlamlı pozitif ilişkiler olduğu görülmektedir (raile=,390, rözel=,286, rarkadaş=,331; p<,01). Hiyerarşik regresyon analizi sonuçlarına göre ise, algılanan sosyal destek ile genel öz yeterlilik etkileşiminin, etkili yöntemler üzerinde anlamlı katkısı tespit edilmiştir (β=-,091, p<,05). Bu anlamda, sosyal destek algılarının stresle başa çıkmada kullanılan etkili yöntemler üzerindeki etkisinde, algılanan öz yeterliliğin düzenleyici rolü olduğu söylenebilir. Nitekim öz yeterlilik algılarının en yüksek olduğu nokta, algılanan sosyal destek ile etkili yöntemler ilişkisinin de en yüksek olduğu noktadır. Sonuç olarak, ailesinden, sevdiklerinden ve arkadaşlarından sosyal destek gören gençler, stresle başa çıkmada etkili yöntemleri daha fazla kullanmaktadır. Öz yeterlilik algılarının yüksek olması ise bu ilişkinin gücünü arttırıcı rol oynamaktadır.

Psikolojik Yardım Aramada Kendini Damgalama Ölçeği: Geçerlik ve Güvenirlik Self-Stigma of Seeking Psychological Help Scale: Validity and Reliability

Kendini damgalama kişilerin bir kişiye karşı yarattığı kahıp yargıları zamanla içselleştirmesi ve kendi karakterini bu içselleştirmeler doğrultusunda yaratmasıdır. Psikolojik yardım isteme çoğu zaman diğer kişiler tarafından damgalanmaya yol açmaktadır. Bu durumda kişi bu damgalamayı içselleştirerek psikolojik yardım alması gerektiği halde yardım almayı istemez. Bu çalışmada Psikolojik Yardım Aramada Kendini Damgalama Ölçeği (PYAKDÖ)'nin Türkçe'ye uyarlama çalışması gerçekleştirilmiştir. Psikolojik Yardım Aramada Kendini Damgalama Ölçeği, Vogel, Wade ve Haake (2006) tarafından geliştirilmiştir. Eğitim Fakültesine devam eden 544 öğrenciden oluşan katılımcıların % 67'si kız ve % 30'u erkek öğrenciden oluşmaktadır. Öğrencilerin % 3'ü cinsiyetini işaretlememiştir. Öğrencilerin yaş ortalaması 20.5'tir. Ölçek, hem açımlayıcı hem doğrulayıcı faktör analizi sonucuna göre, tek boyutlu bir ölçme aracıdır. Ölçeğin benlik saygısı, sosyal destek, yaşam doyumu ile olumsuz, kısa semptom envanteri ve psikolojik yardım arama ile olumlu ilişkileri bulunmuştur. Ölçeğin güvenirlik çalışması madde ve toplam korelasyonu katsayısı ve Cronbach Alfa katsayı ile hesaplanmıştır. Ölçeğin yeterli iç tutarlığa sahip olduğu kaydedilmiştir. Sonuçlar yardım aramada kendini damgalamaya yönelik alan yazını çerçevesinde tartışılmıştır.

Duygusal Zekanin Sosyal Destek Algisi Üzeri̇ndeki̇ Etki̇si̇: Öz Yeterli̇k İnancinin Araci Rolü

2016

Bu calismanin amaci beden egitimi ve spor yuksekokulunda ogrenim goren ogrencilerin sosyal destek algilari, genel oz yeterlik inanclari ve duygusal zekâ duzeylerinin degerlendirilmesidir. Arastirmanin orneklemini Mugla Sitki Kocman Universitesi Beden Egitimi ve Spor Yuksekokulunda Beden Egitimi ve Spor Ogretmenligi, Antrenorluk Egitimi, Spor Yoneticiligi ve Rekreasyon bolumunde ogrenim goren 1. 2. 3. ve 4. Sinif ogrencilerinden 291 kisi olusturmaktadir. Elde edilen veriler SPSS 22.0 paket programinda Pearson Correlation testi, Independet t-testi kullanilarak analiz edilmistir. Ayrica bir model hipotez edilmistir. Hipotez edilen modelin uygunlugunun belirlenmesi icin AMOS programinda dogrulayici faktor analizi kullanilmistir. Arastirmada, kadin ogrencilerin duygusal sosyal destek algilari erkeklerinkinden daha yuksektir ve bu sonuc istatistiksel olarak anlamlidir Diger boyutlarda gruplar arasinda istatistiksel olarak anlamli farklilik bulunamamistir. Duygusal degerlendirme alt boyutu...

Algılanan Sosyal Desteğin Bir Çıktısı Olarak Öz Yeterlik

İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2019

This study has been carried out to determine the relationship between perceived social support and its sub-dimensions and teacher self-efficacy. In this research correlational model has been used. The sampling of this research has been conducted on 308 teachers that have been working at the public schools in the central districts of Hatay province in the 2018-2019 academic year. The research data has been gathered from the teachers by employing "Teacher Information Form", "Multidimensional Scale of Perceived Social Support" to measure perceived social support and "Teacher Self-Efficacy Scale" to measure teachers' self-efficacy perceptions. In data analysis, statistical techniques that are descriptive analyses, correlation and structural equation modeling have been utilized. In reference to the results of structural equation modeling perceived social support positively affects self-efficacy perception. Besides family, special person and friend sub-dimensions of perceived social support positively affect self-efficacy. The array of relative importance regarding to the impact of sub-dimensions of social support on self-efficacy that are friend, family and special person. It was revealed that teachers' perceptions relating to social support influence their self-efficacy beliefs. It is recommended that teachers' families, friends and administrators should be informed on social support to raise teachers' self-efficacy.

Sosyal Hi̇zmet Bölümü Öğrenci̇leri̇ni̇n Özgeci̇li̇k Özelli̇kleri̇ İle Damgalama (Stigma) Eği̇li̇mleri̇ Arasindaki̇ İli̇şki̇

Toplum ve Sosyal Hizmet, 2020

Bu araştırmanın amacı sosyal hizmet lisans öğrenimine devam eden öğrencilerin damgalamaya ilişkin eğilimleri ile özgecilik özellikleri arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Çalışma kesitsel bir araştırmadır. Araştırmaya 138 sosyal hizmet bölümü öğrencisi katılmıştır. Araştırmada veriler kişisel bilgi formu, damgalama ve özgecilik ölçekleri ile toplanmıştır. Veriler SPSS paket programında analiz edilmiştir. Sonuçlara göre; cinsiyete göre damgalama ölçeğinin alt boyutları puan ortalamalarının anlamlı şekilde farklılaştığı; erkeklerin ayrımcılık ve dışlanma, etiketleme, psikolojik sağlık ve ön yargı puan ortalamalarının kadınlardan daha yüksek olduğu saptanmıştır. Katılımcıların yaşları ile özgecilik ölçeğinin alt boyutlarından yardım etme boyutu ile düşük ve pozitif anlamlı ilişki olduğu (r=0,220, p<0,01), sınıf düzeyine göre özgeciliğin yardım etme (F3;134= 23,613; p< 0.01) ve bağışçılık (F3;134=14.305 ;p<0.01) alt boyut puan ortalamalarının anlamlı farklılık gösterdiği, katılımcıların annelerinin eğitim durumuna göre özgecilik ölçeğinin yardım etme boyutundan aldıkları puan ortalamalarının anlamlı farklılık gösterdiği saptanmıştır (F2;135=3,86;p<0,05). Katılımcıların özgecilik ile damgalama ölçeklerinin toplamından aldıkları puanlar arasında negatif ve düşük (r=-0,192,p<0,05), damgalama ölçeğinin alt boyutlarından ayrımcılık ve dışlanma ile özgeciliğin alt boyutu yardım etme arasında negatif ve düşük düzeyde anlamlı ilişki bulunmuştur (r=-0,180,p<0,05). Sosyal hizmet bölümü öğrencilerinde özgeci davranışların arttırılması ve damgalama eğiliminin önlenmesine yönelik çalışmaların yapılması gerekmektedir.

Psi̇koloji̇k Sermayeni̇n Tükenmi̇şli̇k Üzeri̇ndeki̇ Etki̇si̇nde Öz-Şefkati̇n Aracilik Rolü

Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi dergisi, 2022

Bu çalışmanın temel amacı, kamu hastanesinde görev yapan personelin psikolojik sermaye düzeylerinin tükenmişlikleri üzerindeki etkisinde öz-şefkat düzeylerinin dolaylı bir etkiye (aracı rol) sahip olup olmadığını belirlemektir. İlgili amaç doğrultusunda araştırmanın evrenini Tokat ili ve ilçelerinde görev yapan 4446 kamu hastanesi personeli oluşturmuştur. Araştırma kapsamında elektronik ortamda (surveey.com aracılığıyla) hazırlanan anket formu örnekleme ulaştırılmıştır. 206 katılımcıdan elde edilen veri ile araştırmanın amacı kapsamında oluşturulan modeli test etmek için aracılık analizi gerçekleştirilmiştir. Bu analiz, SPSS programına eklenen Process Macro uygulaması üzerinden yapılmıştır. Analiz sonuçları, psikolojik sermaye ve öz-şefkatin tükenmişlik üzerinde negatif yönde bir etkisi olduğunu göstermiştir. Ayrıca psikolojik sermayenin öz-şefkat üzerinde pozitif yönde etkisi tespit edilmiştir. Araştırmanın özgün sonucu ise, psikolojik sermayenin tükenmişlik üzerindeki etkisinde öz-şefkatin yüksek değerde bir dolaylı etkiye sahip olduğudur. Mevcut bulgular yazın ışığında tartışılmış, gelecek araştırmalar ve uygulayıcılar için öneriler geliştirilmiştir.

Şizofreni Ve Bipolar Bozukluğu Olan Hastalarda Içselleştirilmiş Damgalanma, Benlik Saygısı Ve Algılanan Sosyal Destek

Cukurova Medical Journal

Organized as descriptive research, the present study aimed to investigate the internalized stigma, selfesteem and perceived social support levels in schizophrenia and bipolar disorder patients who were followed at a psychiatry outpatient clinic. Materials and Methods: The study was conducted with 162 schizophrenia and 200 bipolar disorder patients who applied for treatment at two state hospitals and one university hospital. Data for the study were collected using patient information forms, the Internalized Stigma of Mental Illness Scale (ISMIS), the Rosenberg Self-Esteem Scale (RSES) and the Multidimensional Scale of Perceived Social Support (MSPSS). Results: The ISMIS mean scores showed statistically significant differences based on the diagnoses of the patients, awareness of the diagnosis, suicide attempts and regular psychiatric care among the patients. The ISMIS mean scores of patients with the diagnosis of schizophrenia were significantly higher than those of the bipolar disorder patients. The ISMIS mean scores of the patients who did not know their diagnoses, who attempted suicide and who did not attend follow-ups regularly were higher. There was a positive correlation between the ISMIS and RSES scores of the patients. In contrast, there was a negative correlation between the ISMIS and MSPSS scores. Conclusion: There is a relationship between low selfesteem and low social support perceived by patients and internalized stigmatization. It is therefore important to plan and conduct initiatives to increase patients' selfesteem and social support.