Yazma Becerisine İlişkin Gözden Geçirme Uygulamalarını Tanılamada Öğretmen ve Öğrenci Yaklaşımları (original) (raw)
Related papers
Turkish Journal of Computer and Mathematics Education, 2020
Öz: Bu çalışmada veri işleme öğrenme alanının önemli kavramlarından biri olan aritmetik ortalama kavramının Türkiye'de okutulan ortaokul matematik ders kitaplarında nasıl sunulduğu, aritmetik ortalama ile ilgili ne tip problemlere yer verildiği, problemlerin hangi temsil biçiminde sorulduğu, problemlerin çözümlerinde hangi temsil biçimleri ve çözüm stratejilerinin kullanıldığı incelenmiştir. Çalışma kapsamında incelenen kitaplar 2019-2020 eğitim öğretim yılında kullanılan ders kitaplarıdır. Çalışmanın araştırma sorularını cevaplandırmak için iki boyutlu bir çerçeve (yatay ve dikey analiz) kullanılmıştır. Analizler iki araştırmacı tarafından yapılmıştır. Denge ve adil-paylaşım modelleri aritmetik ortalamanın kavramsal olarak anlaşılmasında güçlü birer analoji olarak kabul edilmesine karşın, her iki altıncı sınıf ders kitabında bu modellerin ya yeterli ölçüde ya da hiç kullanılmadığı tespit edilmiştir. Buna ek olarak, ders kitaplarında aritmetik ortalamanın bir veri kümesindeki elemanlarla olan ilişkisi ve aritmetik ortalamanın veri kümesini temsil eden bir değer olduğuna ilişkin tartışmalara yer verilmemiştir. Ders kitaplarındaki problemlerin çoğunluğu sözel formda sorulmuş olup, problemler sadece ekle-böl algoritması kullanılarak çözülmüştür. Problemlerin çözümlerinde farklı temsil biçimlerinden yararlanılmamış olup sadece aritmetik formda çözümler yapılmıştır. Ders kitaplarındaki bu içerik öğrencilerin aritmetik ortalama kavramını yüzeysel olarak öğrenmelerine ve muhakeme düzeyindeki sorularda zorlanmalarına neden olabilir. Bu açıdan ders kitaplarında aritmetik ortalama kavramının öğretiminde, adil paylaşım ve denge merkezi düşüncesinden yararlanılmalı, ders kitapları farklı tipteki problemler açısından zenginleştirilmelidir. Bunun yanında, ders kitaplarında aritmetik ortalama problemlerinin çözümlerinde farklı çözüm stratejilerinden ve çoklu temsil biçimlerinden yararlanılmalıdır.
Türkçe Öğretmeni Adaylarının Eleştirel Düşünme Becerileri Üzerine Bir Değerlendirme
2012
Bu calismanin amaci, Turkce ogretmeni adaylarinin elestirel dusunme becerilerinin cesitli degiskenleregore farklilik gosterip gostermedigini tespit etmeye calismaktir. Bu amac dogrultusunda, su sorulara cevaparanmistir: Turkce ogretmeni adaylarinin elestirel dusunme becerileri cinsiyet, akademik basari notu, anlamabecerilerinde (dinleme- okuma) kendilerini yeterli hissetme durumlari ile anlatma becerilerinde (konusma -yazma) kendilerini yeterli hissetme durumlarina gore degismekte midir? Arastirma “tarama” modelindedir.Arastirmanin calisma grubunu, 2010-2011 egitim ogretim yilinda Mehmet Akif Ersoy Universitesi EgitimFakultesi Turkce Ogretmenligi Bolumu ucuncu ve dorduncu sinifta ogrenim goren toplam 123 ogrenciolusturmaktadir. Calismada, verileri toplamak amaciyla Ozdemir (2005) tarafindan gelistirilen 30 maddelik“Elestirel Dusunme Olcegi” kullanilmistir. Uygulama sonucunda elde edilen veriler bilgisayar ortaminaaktarilarak SPSS (15.0) paket programi kullanilarak analiz edilmistir....
Türkiye´de Kaynaştırma Eğitimi Üzerine Yapılan Yüksek Lisans ve Doktora Tezlerinin İçerik Analizi
Kastamonu Eğitim Dergisi, 2019
Bu çalışmanın amacı, Türkiye'de özel eğitimde kaynaştırma eğitimi ile ilgili yapılmış yüksek lisans ve doktora tezlerini incelemektir. Araştırmalar, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Ulusal Tez Merkezi web sitesinde incelenmiştir. Bu konuyla ilgili 1990 yılından 2016 yılına kadar toplam 181 yüksek lisans ve doktora tezi yapılmıştır. Ayrıca Türkiye'de kaynaştırma eğitimi ve yasalar hakkında bilgi verilmiştir. Veriler 13 araştırma sorusu ile betimsel olarak analiz edilmiş; grafik, frekans ve yüzde tablolarında sunulmuştur. Elde edilen sonuçlara göre, hazırlanan tez sayısı son on yılda artmış olup daha çok Anadolu Üniversitesi, Gazi Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi'nde hazırlanmıştır. Ayrıca, çalışmaların çoğunlukla amaçlı örneklem ile seçilen bir ile 50 katılımcı aralığında gerçekleştirildiği anlaşılmıştır. Çalışmada kullanılan tezler genel olarak özel eğitim bölümlerinde hazırlanmıştır. Nitel araştırma yöntemleri çoğunlukla kullanılmıştır.
2015
Oz Oz-guven herhangi bir eyleme baslamak icin ozellikle de konusmaya baslamak icin kilit bir ozellige sahiptir. Diger dil becerileri arasinda konusmanin etkili iletisim acisindan kendine has ozel bir yeri vardir. Oz-guven konusmayi baslatacak tetikleyicilerden biridir. Bu baglamda, bu calisma Ingilizce Ogretmenligi Bolumu ve Ingiliz Dili ve Edebiyati Bolumu hazirlik sinifina devam eden ogrencilerin oz-guven ve konusma becerisi basarisinin arasinda bir iliski olup olmadigi, cinsiyet ve bolumlere gore farklilasip farklilasmadigini bulmayi amaclamaktadir. Katilimcilar her iki bolumden 2014-2015 akademik yili birinci yariyil boyunca Ingilizce konusma dersleri alan toplamda 77 erkek ve bayan hazirlik sinifi ogrencilerinden olusmaktadir. Iliskisel arastirma modeli kullanilarak Oz-guven olcegi (SCQ) katilimcilara uygulanmistir. Toplanan veriler SPSS 20.0 istatistik programinda analiz edilmistir. Veri analizinde Pearson carpim-moment korelasyon katsayisi ve bagimsiz orneklem t -testi kulla...
Önceden KPDS sınavı olarak bilinen YDS sınavı, Türkiye'de kamu personelinin ve akademisyenlerin yabancı dil yeterliliğini ölçmek için kullanılan standardize edilmiş, çoktan-seçmeli bir sınavdır. Genelde, sınava giren adaylar için başarılı/başarısız olmaları halinde önemli sonuçlar yaratıyor olması ve özelde de sınav içinde okuma becerilerinin önemi göz önüne alındığında, okuma-anlama sorularının hazırlan-masında iyi-yapılandırılmış ve uygun metinlerin seçilmesi ve kullanılması ciddi bir biçimde önem kazanmaktadır. Bu bağlamda, bu çalışma 2003 ve 2013 yılları arasındaki KPDS ve YDS sınavlarının okuma metinlerini makro metin yapıları açı-sından incelemektedir. Metin analizinde, sınavlarda kullanılan okuma metinlerinde belirleyici bir makro metin yapısı olup olmadığına, makro metin yapılarının sayısı ve türlerine ve makro metin yapılarının zorluğuna bağlı olarak metin zorluğuna odak-lanılmaktadır. Çalışmanın bulguları, okuma metinlerinin yaklaşık yarısının herhangi bir belirleyici makro metin yapısına sahip olmadığını ve diğer yarısında da dört ana makro metin yapısından sadece birine yoğunlaşıldığını göstermektedir ki bu durum da seçilen metinlerin hem okuma becerilerini doğru bir biçimde ölçmesi açısından uygunluğuna hem de metin zorluğuna ilişkin önemli çıkarımlar barındırmaktadır.
Türkiye’de Kadınlarda Obezite Üzerine Sosyoekonomik Faktörlerin Etkisi ve Gelir Eşitsizliği
Gaziantep University Journal of Social Sciences, 2020
Bu çalışma, TÜİK "2008 Sağlık Anketi Verileri" kullanılarak kadınlarda obezitenin yaratmış olduğu eşitsizliği analiz etmektedir. Çünkü yetişkin kadınlarda gelir, eğitim ve meslek gibi farklı sosyoekonomik boyutlarda obezite yaygınlığı erkeklerden daha yüksek gözlenmiştir. Çalışmanın amacı Türkiye'de obez kadınlar arasında eşitsizliğe neden olan sosyo demografik değişkenleri bulmaktır. Türkiye'de sosyoekonomik değişkenlerle kadın obezite arasındaki ilişkiyi değerlendirmek için, probit model yaş, eğitim, gelir, yerleşim yeri, medeni durum, ve meslek gibi açıklayıcı değişkenler kullanılarak tahmin edilmiştir. Probit model sonuçlarına bağlı olarak, zenginlerle fakirler arasında kadın obezitesinin gelirle ilişkisini değerlendirmek için çeşitli yoğunlaşma indeksleri hesaplanmıştır. Obezitenin toplam yoğunlaşma indeksi 0.2186 bulunmuştur. Bu obezitede gelirle ilgili eşitsizliğin fakirler arasında yoğunlaştığını gösterir. Yoğunlaşma indeksi ölçümüne göre, yaş grupları, eğitim durumu, medeni durum ve meslek durumu, sosyoekonomik değişkenler kadın obezitesindeki eşitsizliğe katkıda bulunan en önemli faktörlerdir.
1.Uluslararası İnsan Çalışmaları Kongresi (ICHUS2018) , 2018
Giriş ve Amaç: Bu çalışma ile hastanelerde çalışan sağlık meslek mensuplarının mesleki ve örgütsel bağlılık düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemek ve daha önce hemşireler üzerinde yapılan araştırmalardan yola çıkarak sağlık meslek mensupları üzerinde uygulayarak literatüre veri kazandırılmak amaçlanmaktadır. Gereç ve Yöntem: Araştırma, Bolu ili İzzet Baysal Üniversitesi İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesinde sağlık meslek mensupları üzerinde 2018 yılı Ekim-Kasım ayında yapılmıştır. Araştırmanın evrenini tüm sağlık meslek mensupları oluşturmaktadır. Araştırma etik kurul onayı alındıktan sonra hastanede görev yapan 684 sağlık meslek mensubundan tesadüfî örnekleme bağlı kalarak %95 güven aralığında %5 hata payı ile 247 çalışan üzerinde planlandı ancak araştırmanın sınırlılıklarından dolayı 201 çalışan üzerinde uygulandı. Anketlerden elde edilen veriler SPSS (Statistical Package for the Social Sciences) programı ile analiz edildi. Ayrıca sosyo-demografik özelliklere göre sağlık meslek mensupları arasında önemli farklılıklar gösterip göstermediğini analiz etmek için t testi, tek yönlü varyans analizi, ölçeklerin boyutları arasında korelasyon ve regresyon analizleri yapıldı. Her iki ölçeğe de Lisrel programı ile doğrulayıcı faktör analizi uygulandı. Bulgular ve Sonuç: Araştırmadan elde edilen bulgulara göre örgütsel bağlılık ve mesleki bağlılık güvenirlik analizi Cronbach’s alpha değerleri yüksek ve çok yüksek bulundu. Demografik faktörlerle ölçeklerin toplam puanları ile yapılan t-testi ve tek yönlü anova sonuçlarına göre cinsiyet, medeni durum değişkenleri açısından mesleki bağlılık ve örgütsel bağlılık anlamlı farklılaşmamaktadır. Eğitim değişkenine göre mesleki bağlılığın mesleki üyeliği sürdürme alt boyutunda anlamlı farklılaştığı, farklılığın doktora-lisans ve doktora-lise arasından kaynaklandığı bulundu. Unvan değişkenine göre çaba gösterme alt boyutunda anlamlı farklılaştı. Çalışma saatleri değişkeninde ise her iki ölçekte de anlamlı farklılık bulundu. Boyutlar arasında pozitif yönlü anlamlı ilişkiler bulundu (p<0,01;0,05). Regresyon analizine göre mesleki bağlılık, örgütsel bağlılığı etkilemektedir (p<0,01; R²:0,108;B=0,328).
2016
TEZ10213Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2016.Kaynakça (s. 58-62) var.xi, 69 s. : tablo ; 29 cm.Yapılan bu nicel çalışma, Türkiye’de bir orta öğretim ortamındaki öğrencilerin dil öğrenme yargıları ve dil öğrenme stratejileri arasındaki ilişkiyi inceledi. Ayrıca, çalışma öğrencilerin dil öğrenme yargıları ve dil öğrenme stratejileri arasındaki ilişkiyi belirledi. Bu çalışmanın katılımcılarını, Adana Yüreğir Hayret Efendi Anadolu Lisesi’nin öğrencileri oluşturdu. Katılımcılardan dil öğrenme yargilarini belirlemek için Horwitz (1988)’ in Dil Öğrenme Yargıları Envanterine cevap vermeleri istendi. Ayrıca, Oxford (1990)’un Dil Öğrenme Stratejileri Envanteri katılımcıların çeşitli dil öğrenme strateji kullanımlarının sıklığını belirlemek için kullanıldı. Veriler, betimsel analizler ve Pearson r korelasyon yöntemi kullanılarak analiz edildi. Araştırma katılan öğrencilerin en çok hafıza ve telafi edici stratejileri kullandığı belirlendi. Ayrıca, bilişsel stratejiler en az...
Cukurova Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi, 2012
Müzik dersi öğretim programının, ilköğretim okullarındaki uygulamasının istenilen düzeyde gerçekleşmediği ve bu uygulamalar sırasında, müzik öğretmenlerinin çeşitli zorluk ve sorunlarla yüz yüze geldiği düşünülmüştür. Bu amaçla, yaşanan sıkıntıların tespit edilerek, ilköğretim müzik öğretmenlerinin görüş ve düşüncelerine ulaşılması hedeflenmiştir. Araştırma boyunca nitel ve nicel araştırma modeli kullanılırken, araştırma yöntemi olarak survey (tarama), araştırmada veri toplama aracı olarak da anket formu kullanılmıştır. Araştırma 2008-2009 eğitim-öğretim yılı Trabzon ili genelinde, müzik öğretmenlerinin görev yaptığı tüm ilköğretim kurumlarını kapsamaktadır. Bu amaçla, Trabzon ili genelinde görev yapan 107 müzik öğretmenine anket uygulanmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler, müzik öğretmenlerinin ilköğretim müzik dersi öğretim programı uygulama düzeyine büyük ölçüde ulaştıklarını göstermiştir. Okullardaki müzik dersliğinin bulunmaması, müzik ders saatlerinin yetersiz olması, öğrenci, veli, okul müdürü, öğretmen ve toplumun ilgisizliğinin yanı sıra geçim sıkıntısı, ek iş yapma gerekliliği, kendini yetersiz hissetme gibi müzik dersinin hedeflerine ulaşabilmesini engelleyen çeşitli sorunların varlığı da tespit edilmiştir.
Günümüzde turizm işletmelerinin faaliyet gösterdiği hedef pazarlarda tanınması ve olumlu bir imaja sahip olmasında kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerinin önemi yadsınamaz. Bu önem göz önüne alındığında, turizm işletmelerinin de sosyal sorumluluk faaliyetlerine yer vermesi hem kendileri için hem de toplumu oluşturan bireyler için bir kazanım oluşturmaktadır. Turizm işletmelerinin sosyal sorumluluk anlayışına sahip olmalarında yönetici ve çalışanların da rolü vardır. Bu kapsamda, gelecekte turizm işletmelerinde yönetici konumunda çalışabilecek turizm lisans öğrencilerinin KSS algılarının ve bu algıların demografik özelliklerine göre nasıl değiştiğinin ortaya konması önemli olarak değerlendirilmektedir. Bu doğrultuda Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesinde öğrenim gören lisans öğrencileri üzerinde bir anket uygulaması gerçekleştirilmiştir. Elde edilen analiz sonuçlarına göre; öğrencilerin kurumsal sosyal sorumluluğu algılama düzeylerinin yüksek olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca öğrenciler turizm işletmelerinin yasal sorumluluk faaliyetlerine uygun hareket ettiğini buna karşın gönüllü sorumluluk faaliyetlerine nispeten önem vermediğini algılamıştır. Yapılan t-testi ve ANOVA analizine göre, turizm fakültesi öğrencilerinin KSS algı düzeylerinin yaşa, sınıfa ve KSS konusundaki bilgisine göre farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Sosyal Sorumluluk, Kurumsal Sosyal Sorumluluk, Turizm Fakültesi