Rektum kanserinde neoadjuvan tedavi alan hastalarda total mezorektal eksizyon sonrası koruyucu ileostomi gerekliliği (original) (raw)

Rektum kanserinde neoadjuvan kemoradyoterapi cevabına etkili prognostik faktörler

2015

ÖZETAmaç: Bu çalışmada neoadjuvan kemoradyoterapi sonrası cerrahi uygulanan hastalarda tedavi cevabına etkili faktörlerin belirlenerek tedaviden daha iyi yarar görecek hasta grubunun tanımlanması amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntem: Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı’nda rektum kanseri tanısıyla Ocak 2005- Ocak 2015 tarihleri arasında preoperatif olarak tedavi görmüş toplam 122 hasta geriye dönük olarak incelendi. Hastaların tamamında tanı kolonoskopik biyopsi ile konmuştu. Tüm hastalarda radyoterapi öncesi tüm abdomen BT çekilmişken 67 (%54) hastada MRG ve 83 (%68) hastada ek olarak PET /BT yapılmıştı. Hastaların preoperatif klinik, demografik, radyolojik ve tedavi datalarının cerrahi sonrası patolojik tümör cevabına etkileri incelendi. Radyoterapi dozu 4500-5400 cGy (ortanca 4750 cGy) idi. Altmışbir hastada pelvise uygulanan medyan radyoterapi dozu 4500 cGy iken 61 hastada medyan 5040 cGy idi. Tüm hastalara eşzamanlı kemoterapi (Capestabine 625 mg /m2 ...

Rektal Adenokarsinomlarda NeoadjuvanKemoradyoterapi Cevabı ile Prognostik ParametrelerArasındaki İlişkinin Araştırılması

2021

Rektal karsinomlarda cerrahi ve sonrasında (adjuvan) kemoradyoterapi ile pelvik nüks oranı oldukça yüksektir. Bu nedenle neoadjuvan kemoradyoterapi (KRT), rektal kanserlerde giderek daha fazla kullanılan bir tedavi protokolüdür. Çalışmamızda rektal kanserlerde tedavi cevabını ortaya koymayı ve hangi klinik-morfolojik prognostik parametrelerin tedavi cevabını tahmin etmede etkili olduğunu belirlemeyi amaçladık. 2016-2019 yılları arasında tanı almış ve neoadjuvan KRT tedavisi görmüş 46 rektal kanserli hasta çalışmaya dahil edildi. Vakalar prognostik parametreler ve tümör regresyon derecesi (TRD) açısından iki patolog tarafından tekrar değerlendirildi. TRD'yi değerlendirmek için Modifiye Ryan Skorlama sistemi kullanıldı. Tedavi öncesi tümör çapı ve uzak metastaz gibi bazı parametrelerle Mikrosatellit instabilite (MSİ) durumunu gösteren veriler, bilgisayarda hasta dosyaları araştırılarak elde edildi. Çalışmaya dahil edilen 46 olgunun 19'u kadın 27'si erkektir. Olguların 44 tanesi klasik adenokarsinom, 2 tanesi müsinöz adenokarsinomdur. Tedavi sonrası yanıtı değerlendirmek için kullanılan TRD'ye göre, olguların 1'i (%2,2) tam yanıt (Skor 0), 8'i (%17,4) tama yakın yanıt (Skor 1), 18'i (%39,1) kısmi yanıt (Skor 2) ve 19'u (%41,3) ise yanıt yok ya da kötü yanıt (Skor 3) göstermiştir. Prognostik parametrelerden yalnızca tümör derecesi ile tedavi cevabı arasında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmıştır (p = 0,021). KRT sonrası tedavi cevabı patolojik tümör derecesi ile ters orantılıdır. Düşük dereceli tümörlerde tedavi cevabı daha iyidir. KRT alan rektal kanserli hastalarda sağ kalım, tedavi öncesi klinik evre tarafından değil, daha çok tedavi sonrası TRD'yi de içeren patolojik evre tarafından belirlenmektedir. Rektal kanserli hastalarda KRT'ye tümör yanıtı adjuvan kemoterapi planlanmasında da etkili olmaktadır.

Lokal İleri̇ Evre Servi̇ks Kanseri̇ni̇n Tedavi̇si̇nde Radi̇kal Hi̇sterektomi̇ Öncesi̇ Neoadjuvant Kemoterapi̇

2008

Evre Ib1'e kadar olan erken evre ve bazi evre IIa serviks kanserlerinin tedavisinde cerrahi, radyoterapi veya her ikisi hasta ve hekim tercihine gore uygulanabilirken lokal ileri evre (Stage Ib2, bulky IIA, IIb,III and IVA) kanserleri tedavisi tartismali olup herhangi bir standardizasyona sahip degildir. Guncel tedaviler primer kemoradyoterapi, NACT+radikal cerrahi ve endike oldugunda kemoradyoterapi ve secilmis vakalarda primer radikal histerektomi+lenfadenektomi+ ozellestirilmis kemoradyoterapi uygulamalaridir. Bu calismada cerrahi oncesi NACT uygulamasi yapilan calismalarin derlemesi yapilmistir. Sonuc olarak, NAKT lokal ileri evre hastaligin tedavisinde ozellikle gelismekte olan ulkelerde kemoradyoterapiye bir alternatif olabilir.

Sağ Kolon Kanseri Nedeni ile Opere Olan Hastalarda Ameliyat Öncesi Anemi Derinliği ile Tümörün Histopatolojisi Arasındaki İlişki

DergiPark (Istanbul University), 2022

Sağ kolon yerleşimli kanserler genellikle gaytada gizli kanamaya bağlı zamanla oluşan anemi semptomları ile karşımıza gelir. Özellikle 50-60 yaş civarında anemi bulguları olan hastalarda sağ kolon kanseri akla getirilmelidir. Amacımız aneminin, sağ kolon yerleşimli bir tümörün daha erken evrede tanı alması açısından önemini vurgulamaktır. Gereç ve Yöntem: Araştırmamız 01.01.2012 ve 01.02.2018 tarihleri arasında S.B.Ü Gaziosmanpaşa SUAM Tıbbi Patoloji laboratuarında kolorektal karsinom tanısı almış ve Genel Cerrahi kliniğince opere edilen, patoloji raporu ve ameliyat öncesi tam kan sayımı mevcut, 18 yaş üzeri 54 hasta ile yapılmıştır. Tanı öncesindeki hemoglobin ve hematokrit değerleri ve operasyon sonrası patoloji raporları, TNM evresi, histolojik grade, invazyon derinliği, lenfovasküler invazyon, perinöral invazyon, tümör boyutu, nodal tutulum, metastaz ve hastaların demografik özellikleri hasta dosyaları üzerinden retrospektif olarak kayıt altına alınmıştır. Hemoglobin değeri erkeklerde 13 g/dL, kadınlarda 12 g/dL'nin altı anemi kabul edilmiştir. Bulgular: Hastaların %88.9'unda anemi saptanmıştır. Perinöral invazyon görülen olgularda hemoglobin düzeyleri, perinöral invazyon görülmeyen olgulardan istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur. Lenf nodu metastazına göre hemoglobin değerleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmamışken lenf nodu metastazı N2 ve N1 olan olgularda N0 olanlara göre hematokrit değerleri anlamlı şekilde yüksektir. Çalışmamızda tüm evrelerdeki sağ yerleşimli kolon kanserli hastalarda anemi sıklıkla saptanmış olup TNM evre I kanserde dahi bu oran %60'tır. Sonuç: Sağ yerleşimli kolon kanserinde anemi sık rastlanılan bir bulgudur. Anemisi olan kadın ve erkek hastalar için kolonoskopi ve üst gis endoskopisi yapılması, kanserin erken evrede saptanarak kansere bağlı mortalite ve morbiditenin azaltılabileceğini düşündürmektedir.

Transvers skrotal kesi ile rezervuar yerleştirme sırasında ARRP grubunda burun spekulumu ile Retzius alanı dilate edilirken peritonu açılan bir olguya ayrı bir cilt insizyonu ile rektus kası altına ektopik rezervuar konuldu ( Şekil 1 ve 2 )

2018

OBJECTIVE: The traditional placement area of three-pieces inflatable penile prosthesis (3pIPP) reservoir is the space of Retzius (SOR) below the transversalis fascia. Likelihood of developing of fibrosis after previous pelvic surgery may be a challenging factor that can make difficult to place reservoir in the SOR. We reviewed our experience to address potential complications and safety concerns regarding the placement of the penile prosthesis reservoir in the SOR using transverse scrotal incision. MATERIAL and METHODS: Of the 122 consecutive patients underwent 3pIPP placement from 2010 to 2017, 39 had a history of open radical retropubic prostatectomy (ORRP) for localized prostate cancer (PCa) (ORRP group). Of these patients, 7 were placed MS-LGX, 18 were placed AMS-700 CX, and 14 were placed Coloplast Titan device using penoscrotal incision. Eighty-three patients had no history of ORRP (Non-ORRP group). Six patients were placed MSLGX, 19 were placed AMS-700 CX, and 58 were placed ...

Kolon Kanserli Hastalarda Post-Operatif Adjuvan Kemoterapide Kapesitabinin Tolerabilitesi: Tek Merkezli Çalışma

2018

X-ACT (Xeloda in Adjuvant Colon Cancer Therapy) Calismasi’na gore kapesitabin kolon kanserlerinde adjuvan kemoterapide standart bir tedavi haline gelmis bulunmaktadir. Ancak, biz kendi pratigimizde kapesitabinin daha sik yan etkisi bulundugunu gozlemlemekteyiz. Calismamizda karsilastigimiz yan etki profilini sunarak kapesitabin kullaniminin klinik pratikte farkli sonuclarla karsimiza gelebilecegini gostermeyi hedefledik. Calismamizda, kolon kanserli 89 hastamizin kuratif rezeksiyon sonrasi kapesitabin ile postoperatif 8 siklus adjuvan kapesitabin kemoterapisi sirasinda gelisen yan etkileri ve buna bagli tedavi sonlandirilma gereksinimlerini retrospektif olarak inceledik. Calismaya alinan 89 hastanin 82’si tedavi sikluslarini tamamlamis olup 3'u 6 siklus; 2’si ise 3 siklus sonunda tedaviyi birakmislardir. Baslangic dozu her hasta tarafindan tolere edilmis ancak tum hastalarda tedavi suresince doz azaltimina gidilmistir. Calismamizda, kapesitabinin onerilen dozlarini toksisite...

Pelvik radyoterapiye bağli olarak gelişen rektosigmoiditin tedavisinde topikal formalin infüzyonunun yeri

2000

Giriş ve amaç: Radyoterapiye bağl› kronik dönem hemorajik rektosigmoiditli 4 olgunun topikal formalin infüzyon tedavisi sonuçlar›n› irdelemek. Gereç ve yöntem: Pelvik radyoterapi sonras› rektal kanama gelişen 4 olgu çal›şmaya al›nd›. Rektosigmoidoskopide lezyonlar› splenik fleksuray› aşanlar ile fistül veya striktür saptananlar çal›şma d›ş›nda b›-rak›ld›. Hastal›k aktivitesi endoskopik olarak hafif, orta ve ağ›r şeklinde belirlendi. Olgulara ayn› seansta, % 4'lük formaldehid 20 cc ile toplam 4 kez, mukozal temas süresi 15 dakika olacak şekilde rektal lavman ya-p›ld›. Klinik takibin yan› s›ra 4. hafta ve 6. ayda rektosigmoidoskopik kontroller yap›ld›. 4. haftada yeterli yan›t al›namam›ş ise ayn› işlem tek-rarland›. Bulgular: Olgular›n tümünde d›şk› düzeninde bozulma ve rektal kanama mevcuttu. Rektosigmoidoskopik olarak ağ›r aktiviteli (skor 11-14) radyasyon rektosigmoiditi gözlendi. Topikal formalin infüzyonu sonras› erken dönemde hiçbir vakada komplikasyon gelişmedi. Dördüncü haftada semptomlarda ve kan tablosunda belirgin düzelme gözlenirken, endoskopik değerlendirmede lezyonlarda gerileme olmayan 3 olguya işlem tekrarland›. Bir olguda 2. dozdan 1 ay sonra rektovaginal fistül geliştiği için cerrahi rekonstrüksiyon uygulan›rken diğer 3 olgunun 6. ay rektosigmoidoskopi kontrollerinde belirgin düzelme saptand›. Bir olgu prostat Ca'n›n metastatik etkisi ile 9. ayda kaybedildi. Diğer 2 olgunun 16 ayl›k takibinde kan transfüzyonu ihtiyac› olmad›ğ› ve yak›nmalar›n›n büyük oranda gerilediği gözlendi. Sonuç: Pelvik radyoterapiye bağl› gelişen hemorajik rektosigmoiditin tedavisinde % 4 lük lokal formalin tedavisi ucuz, etkin, kolay ve komplikasyon oran› düşük bir seçenek olabilir.