ORTAK HİKÂYEYE DAYANAN İKİ ÇORUM TÜRKÜSÜ ÜZERİNE BİR İNCELEME (original) (raw)

KURBANÎ HİKÂYESİNİN TÜRKİYE'DEKİ YAZILI METİNLERİ ÜZERİNE BİR MUKAYESE

2018

Although folk tales have been created in oral culture atmosphere, they were converted into writing through the spread of literature and the development of printing techniques. The story of Kurbani is one of the folk tales that has kept through such a process. The story belongs to Âşık Kurbanî who lived in Azerbaijan in XVI century. The Kurbani story arised in Azerbaijan but this story is known in Turkey. The oral and written variants of this story is available in Turkey. The presence of theese texts, of course in Turkey and Azerbaijan makes it possible for us to accept the Kurbani as a joint minstrel.

ORDU HALKEVİ DERGİLERİNDE ORDU ŞİİRLERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME

Hars Akademi , 2021

Cumhuriyet döneminin halka açılma hamlesi sayılabilecek halkevleri oluşumu, pek çok yönüyle dikkate değerdir. Bu hareket Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en temel prensiplerinden olan halkçılık ilkesinin işlevselliğini de göstermektedir. Tam anlamıyla bir halk okulu olan halkevleri, nüfusun büyük bir çoğunluğu kırsalda bulunan Türk toplumunu sağlıktan eğitime, ziraattan sanat ve edebiyata, iktisattan yabancı kültür ve edebiyatlarına dek hemen her alanda eğitmeyi amaçlamıştır. Halkevlerinin çok yönlü eğitim hamleleri, bünyesinde kurulan dergilerle ülkenin diğer şehirlerine de yansıtılmıştır. Bu dergilerin bir işlevi de ait oldukları yörenin halk kültürü unsurlarıyla ilgili derlemeler, araştırmalar yapıp o yöreyle ilgili değerleri kamuoyuyla paylaşmak, halk kültürünü tanıtmaktır. Böylece Türk aydını, halka doğru eğilerek hem bilgi birikimini topluma ulaştırmayı hem de halk kültürü değerlerine vakıf olmak suretiyle toplumu geliştirmeyi hedeflemiştir. Ülkedeki halkevlerinden biri de Ordu’dadır. Buradaki Ordu ve Yeşil Ordu dergileri, halkevinin faaliyetlerini yürüttüğü süreli yayınlardır. Bu dergiler de ülkedeki benzerleri gibi devletin ideolojik aygıtı işlevini sürdürmüştür. Dergilerdeki yazın çalışmaları ülke geneline yayılarak şehrin tanınmasına katkı sunmuştur. Bu çalışmada Türkiye’deki halkevleri üzerinde durulmuş, Ordu Halkevi kısaca anlatılmıştır. Ordu ve Yeşil Ordu dergilerinden de bahsedildikten sonra bu dergilerdeki Ordu şehriyle ilgili şiirler ele alınmıştır. Dergilerde yayımlanan şiirlerin Ordu’nun coğrafî, kültürel ve insan özelliklerine ışık tuttuğu görülmüştür.

TÜRKÇEDE ÇOKLUK BİRİNCİ EMİR ÇEKİMİNİN ÜÇÜNCÜ BİÇİMİ ve KERKÜK TÜRKÇESİ

2016

Turkcede cokluk birinci kisi emir cekimi, baslangictan beri –alin/-elin> -alim/-elim ekiyle yapilmaktadir. Bu ekle yapilan cekim, Tur-kiye Turkcesi yazi diline -alim/-elim biciminde ulasmistir. Orta ve Dogu Anadolu agizlarinda genellikle –ak/-ek ekiyle yapilan cokluk birinci kisi emir cekimi, Azerbaycan ve Kerkuk bolgelerinde de gorulur. Kerkuk ve Azerbaycan Turkcesi yazi dillerinde, bu cekimin, -agin/-eyin ve -agim/-eyim olarak ucuncu bir bicimi vardir. Bu cekimin ayrica, Yakut Turkce-siyle ortakligi olup Hatay ve Sivas yoresi gibi Anadolu agizlarinda hâlâ yasayan izleri bulunmaktadir. Bu calismayla Turkcedeki cokluk birinci kisi emir cekiminin bu “ucuncu bicimi” ornekleri ve kaynaklariyla ortaya ko-nularak, yorumlanmaya calisildi.

URUK SÖZCÜĞÜ ÜZERİNE KÖKENBİLİMSEL BİR İNCELEME

It is a fact that languages are in a continuous change at separate ratios. However, the scope of this change is extremely variable. As words change, the structural changes are natural as well. However, some structures or words are durable and they resist to changes compared to other words.

TARİHİ VE HUKUKİ PERSPEKTİFTEN MARKALARIN KORUNMASINA İLİŞKİN GENEL BİR ÇERÇEVE: TÜRKİYE ÖRNEĞİ

Amaç: Bu çalışma, Türk marka hukuku bağlamında markaların korunmasına yönelik düzenlemeleri tarihi ve hukuki açıdan ortaya koymayı amaçlamaktadır. Yöntem: Araştırma literatürde yer alan bilimsel kaynakların ve hukuki metinlerin taranması biçiminde gerçekleştirilmiştir. Bulgular: Marka korunmasına dair ilk yasal düzenlemelerin uluslararası alanda yaşanan gelişmeler paralelinde 19. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıktığı görülmektedir. Konunun 150 yıla yaklaşan tarihsel gelişimi, Türk marka hukukunda hem iç hem de dış hukuk kaynaklarının belirleyici olduğu bir süreci ifade etmektedir. 1994 yılında kurulan Türk Patent Enstitüsü ve 1995 yılında çıkarılan 556 sayılı Markaların Korunmasına İlişkin Kanun Hükmünde Kararname en önemli iç hukuk kaynaklarını oluştururken, Türkiye’nin imzaladığı Paris Sözleşmesi, Madrid Protokolü, TRISPS gibi uluslararası sözleşmeler ve Madrid Anlaşması ile bu Anlaşmaya İlişkin Protokolün Uygulanmasına Dair Yönetmelik en önemli dış hukuk kaynaklarını oluşturmaktadır. Sonuç: Türkiye’nin uluslararası pek çok sözleşmeye taraf olmasının yanı sıra DTÖ/AB gibi örgütlere de üye olması Türk marka hukukunun göreli bir denge içerisinde uluslararası marka hukuku ile çok boyutlu olarak bütünleştiği bir yapıyı ortaya çıkardığı söylenebilir.

TÜRKİYE’DE YAŞAYAN AHISKA TÜRKLERİNİN TÜRKİYE’YE ENTEGRASYONU ÜZERİNE BİR İNCELEME

II. ULUSLARARASI UYGULAMALI BİLİMLER KONGRESİ 'GÖÇ, YOKSULLUK, İSTİHDAM' BİLDİRİLER KİTABI, 2016

Ahıska Türkleri, Kafkasya coğrafyasından zorunlu göçe maruz kalmış Müslüman ve Türk soylu etnik bir gruptur. 1944 yılında önce Orta Asya içlerine sürülen Ahıska Türkleri, Rusya’dan ABD’ye, Ukrayna’dan Türkiye’ye dili ve dini farklı olan birçok ülkede göçün izini sürmüşlerdir. Türkiye, çeşitli bölgelerinde Ahıska Türkü nüfusu barındıran bir ülkedir. Ahıska Türkleri, sahip olunan ortak kültürel ve tarihi değerlerin katkısıyla adeta Türk toplumu içerisinde görünmez olmuş, bu anlamda diğer etnik unsurlardan farklı olarak kolaylıkla topluma uyum sağlamayı başarabilmişlerdir. Çalışmada Ahıska Türklerinin Türkiye’ye entegrasyon süreci, ortak değerler çerçevesinde ‘dil’ ve ‘din’ olgusu üzerinden ele alınacak; söz konusu iki olgunun Ahıska Türklerinin kendi arasında ve toplumla etkileşimindeki rolü vurgulanmaya çalışılacaktır. Dil ve din beraberliğinin entegrasyon sürecindeki katkısı, çeşitli göç yolları üzerinden Türkiye’ye gelen/gelmekte olan Ahıska Türkleri örneği üzerinden yapılacak kapsamlı bir literatür taraması sonucunda ortaya konacaktır.