şuayip çelemoğlu | 19 mayıs University (original) (raw)
Papers by şuayip çelemoğlu
Trakya üniversitesi edebiyat fakültesi dergisi, Feb 14, 2024
Fırat Üniversitesi sosyal bilimler dergisi, May 20, 2024
Sanat Tarihi Dergisi, Nov 30, 2023
Prof. Dr. Halit Çal Armağanı, 2024
Amisos, Mar 10, 2021
Bu çalışmada Sinop ili, Ayancık ilçesi, Tarakçı Köyü, Gebelit Mahallesi’nde yer alan cami ve hazi... more Bu çalışmada Sinop ili, Ayancık ilçesi, Tarakçı Köyü, Gebelit Mahallesi’nde yer alan cami ve haziresindeki mezar taşları tanıtılacaktır. Cami, yapıya geçiş kapısı üzerinde yer alan kitabeye göre 1289 (M.1872/3) yılında Uzunoğluzâde Hacı Osman Ağa’nın oğlu Çolak Osman Ağa tarafından yeniden yaptırılmıştır. Cami kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda dikdörtgen bir alanı kaplamakta olup sonradan eklenen son cemaat yeri ve harim bölümünden oluşmaktadır. Mütevazı ölçülerde bir mahalle camisi olan yapı, moloz taş malzeme ile yığma tekniğinde inşa edilmiştir. Caminin haziresinde ve mezarlık alanında Osmanlı Dönemi, Osmanlı mezar taşı geleneğini devam ettiren Cumhuriyet Dönemi ve günümüz mezar taşları bulunmaktadır. Hazirede ve yolun alt kısmındaki mezarlıkta Osmanlı dönemine ait, Cumhuriyet dönemi tarihli olup Osmanlı mezar taşı geleneğini devam ettiren mezar taşları ve günümüz mezar taşı anlayışını devam ettiren mezar taşları bulunmaktadır. Osmanlı Dönemi ve Osmanlıdan Cumhuriyete geçiş sürecinde taşrada bir ilçe mezarlığındaki belli bir döneme şahitlik eden taşlarla, tarihe, sosyolojiye, halk kültürüne ve edebi eserlere katkıda bulunmak hedeflenmektedir.
Anasay, Feb 25, 2021
Cumhuriyet’in ilan edilmesiyle birlikte birçok alanda başlayan değişim, eğitim ve eğitim yapıları... more Cumhuriyet’in ilan edilmesiyle birlikte birçok alanda başlayan değişim, eğitim ve eğitim yapılarında da kendini göstermektedir. Erken Cumhuriyet Dönemi’nde çağdaş birey ve çağdaş toplum oluşturmak için eğitime önem verilmiştir. Bu düşünce, çok sayıda eğitim yapısının inşa edilmesinde ve şekillenmesinde etkili olmuştur. Eğitim yapıları, diğer kamu yapıları gibi devletin kontrolünde yapılarak yönetimi temsil eden yapılar olarak görülmüştür. Erken Cumhuriyet dönemi eğitim yapıları, I. Ulusal Mimarlık ya da Erken Cumhuriyet Dönemi Mimarlığı olarak isimlendirilen mimari üslupta inşa edilmiştir. Çalışmada, Malatya ili, Saray Mahallesi’nde yer alan Gazi İlkokulu’nun tanıtılması, karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesi ve Cumhuriyetin ilk yıllarındaki eğitim yapılarındaki değişimin vurgulanması amaçlanmıştır. Gazi İlkokulu, Malatya’da Cumhuriyet’in ilk yapılarından biri olması bakımından önem taşımaktadır.
Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Dergisi
Türklerde ölüm, yaşamın bir parçası olarak kabul edildiğinden, ölen kişinin ruhu için saygı duyul... more Türklerde ölüm, yaşamın bir parçası olarak kabul edildiğinden, ölen kişinin ruhu için saygı duyulan ve ölümsüzlüğü temsil eden bir mezarın olması büyük önem taşımaktadır. Somut kültürel mirasımızın önemli öğelerinden biri olan mezarlar ile mezar taşları, yapıldıkları dönemin ekonomik, sosyal ve kültürel yapısı hakkında bilgiler vermektedir. Ayrıca bölgenin yaşam, inanç ve sanat özelliklerini yansıtmaları bakımından tarihi vesika niteliği taşımaktadır. Anadolu’daki önemli yerleşmelerden biri olan Niksar, Türk İslam mezarları ve mezar taşları bakımından oldukça zengindir. İlçe merkezindeki Anadolu’nun en eski Türk mezarlıklarından olan Melikgazi Mezarlığı dışında, Niksar’a bağlı köylerde de Osmanlı Dönemi’ne ait mezarlar ve mezar taşları bulunmaktadır. Bu köylerden biri olan Niksar’a 26 km uzaklıktaki Büyükyurt köyünde çantı teknikli mezarlar tespit edilmiştir. Bu çalışmada Niksar ilçesinin Büyükyurt köyü mezarlığı ele alınarak tanıtılmış ve şimdiye kadar örneği bilinmeyen çantı tekni...
Selçuklu medeniyeti araştırmaları dergisi 2, Dec 31, 2022
buluntular arasında dikdörtgen, kare ve altıgen kesme tuğla ve bir yüzü sırlı taşlar bu alanda sa... more buluntular arasında dikdörtgen, kare ve altıgen kesme tuğla ve bir yüzü sırlı taşlar bu alanda saray olabilecek özel bir yapının olduğunu göstermektedir.
Vakıflar Dergisi
İslam ülkelerinde temel eğitimin verildiği yer olan mektepler, Abbasiler Dönemi’nde “Küttab”, Kar... more İslam ülkelerinde temel eğitimin verildiği yer olan mektepler, Abbasiler Dönemi’nde “Küttab”, Karahanlılar, Selçuklular ve Osmanlı’da “sıbyan mektebi” olarak adlandırılmıştır. Osmanlı Dönemi’nde bu mektepler “dârütta‘lîm, dârülilm, muallimhâne, mahalle mektebi, taş mektep, mahalle mektebi, mekteb-i ibtidâiyye” gibi isimlerle de anılmıştır. Osmanlı’da ilk mektep Bursa’da inşa ettirilmiş, daha sonra sıbyan mekteplerinin çok sayıda farklı örneği inşa edilmiştir. Eğitim sisteminde gidilen değişiklikten dolayı Osmanlı’nın son dönemlerine doğru sayıları azalan sıbyan mektepleri, 1924 yılında yürürlüğe giren Tevhid-i Tedrisat Kanunu sonrası işlevini yitirmiştir. Bu çalışmada, taşradaki örneklerden biri olan Tokat ili, Niksar ilçesindeki “Taş Mektep” mimari özellikleri, malzeme-tekniği ve bezeme özellikleri açısından incelenmiş ve değerlendirilmiştir. İnşa tarihi kesin olarak bilinmeyen, doğu-batı yönündeki dikdörtgen planlı yapı, kuzeydeki birbirine bitişik iki oda ile bu odaların güneyind...
Göndereceğiniz bildiri metinlerinin aşağıda belirtilen kurallara uygun olarak gönderilmesi, kitab... more Göndereceğiniz bildiri metinlerinin aşağıda belirtilen kurallara uygun olarak gönderilmesi, kitabın zamanında basımı ve kaliteli bir yayın hazırlanması açısından önem taşımaktadır. Bildirilerin yazımında kitaptaki sayfa düzeni esas alınarak; * Yazılar A4 kağıda, üstten 5.5cm. alttan 5cm. soldan 4.5cm. sağdan 3cm.lik bir boşluk bırakılarak, 10 punto ile, bir satır aralığı olacak şekilde, Times New Roman fontu ile en fazla 10 sayfa yazılmalı, * Başlık 14 punto, büyük harf ve bold olacak şekilde yazılmalı, * Bildiri sahiplerinin isimleri başlığın altında, sağ üstte yer almalı, alt alta sıralanmalı ve unvan kullanılmamalı, dipnotta unvan, adı soyadı, bağlı olduğu kurum, şehir, ülke ve e-mail adresi mutlaka yazılmalıdır. * Metinde ana başlıklar büyük harflerle ve italik, alt başlıklar, baş harfleri büyük ve italik olarak yazılmalı, * Metin içinde geçen yabancı sözcük ve terimler, örneğin "in-situ" italik olarak yazılmalı, * Metin içinde Milattan Önce gibi çok alışılagelmiş kısaltmalar dışında kısaltma kullanılmamalı, Milattan Önce ve sonra kısaltması: M.Ö., M.S. Erken Tunç Çağı: ETÇ olarak kullanılmalıdır. * Çizimlere (Çizim: 1), resimlere (Resim: 1), haritalara (Harita: 1) olarak alt yazı yazılmalı ve kesinlikle levha sistemi kullanılmamalı, * Yayım için telif anlaşması gerektiren Googleearth gibi görseller kullanılmamalı, Yayınlanacak bildiri sayışının artması, kitapların zamanında basımını güçleştirdiğinden, bildirilerinizin sempozyum sırasında teslim edilmesi ya da en geç 1 Ağustos tarihine kadar,
Sanat tarihi dergisi, Dec 2, 2022
Köy odaları, bayramlaşma, düğün, cenaze törenlerinin yapıldığı mekânlar olmasının yanı sıra köy h... more Köy odaları, bayramlaşma, düğün, cenaze törenlerinin yapıldığı mekânlar olmasının yanı sıra köy halkının bir araya gelerek sohbet edip vakit geçirmeleri ve köye dışarıdan gelen misafirlerin ağırlanmasına olanak sağlayan yapılardır. Kültürümüzdeki misafirperverliğin mimariye yansıması olarak karşımıza çıkan köy odaları, işlevsel gerekliliklerinin yanı sıra estetik, sosyal ve kültürel değerleri ile de dikkat çekmektedir. Fakat köy odaları, günümüz gereksinimlerine ayak uyduramadığından dolayı işlevlerini büyük oranda yitirmiştir. Bu çalışmada, Sivas merkeze bağlı Söğütcük’te yer alan köy odası tanıtılacak ve değerlendirilecektir. Oda, tavanı taşıyan sütunlardan birinin üzerinde yazan kitabeye göre 1883 yılında inşa edilmiştir. Hafif eğimli bir arazi üzerine moloz ve kaba yonu taş ile yığma tekniğinde inşa edilen yapı, kareye yakın dikdörtgen bir alana inşa edilmiş olup nimsekili plan tipindedir. Söğütcük Köyü’ndeki oda, mimari yapısından ziyade bezemeleri açısından dikkat çekmekte olup sıva üzerine işlenen duvar resimleri açısından bölgedeki en önemli örneklerden biridir. Duvar resimlerindeki bitkisel bezemeler, vazodan çıkan çiçekler, sembolik eşyalar ve mimari yapı tasvirleri gibi kompozisyonların yanı sıra gaz lambası, savaş gemisi ve duvar saati gibi motifler, dönem üslubunu yansıtması bakımından önem taşımaktadır.
Murad Paşa (Kuyucu), devşirme olarak girdiği Enderun Mektebi'nden sonra Mısır, Erzurum, Yemen... more Murad Paşa (Kuyucu), devşirme olarak girdiği Enderun Mektebi'nden sonra Mısır, Erzurum, Yemen, Trablusşam, Karahisar-i Şarki, Karaman, Kıbrıs, Halep, Şam, Diyarbakır ve Rumeli gibi çeşitli yerlerde idarecilik ve yöneticilik görevlerini üstlenmiştir. I. Ahmet döneminde 11 Aralık 1606/5 Ağustos 1611 tarihleri arasında beş yıl sadrazamlık yapmıştır. Murad Paşa, Osmanlı İmparatorluğu içinde isyan eden asilerin ortadan kaldırılmasında önemli rol oynadığı için Celâli isyanlarını bastırması ile bilinmektedir. Sadrazam veya devlet büyüklerinin hayır amaçlı veya kendi isimlerini yaşatmak amacıyla yaptırdıkları eserlerin Osmanlı mimarisine katkıları önemlidir. Murad Paşa da yönetici olarak görev yaptığı bazı yerlerde ve sadrazamlık döneminde vakıf eserleri yaptırmıştır. Murad Paşa'nın günümüze gelen vakıf eserleri, Erzurum'da Küçük Hamam, Murad Paşa Hamamı ve Murad Paşa Camii, İstanbul'da ise Kuyucu Murad Paşa Külliyesi'dir. Günümüze gelmeyen İstanbul Murad Paşa Sarayı ve ...
Murad Paşa (Kuyucu), devşirme olarak girdiği Enderun Mektebi'nden sonra Mısır, Erzurum, Yemen... more Murad Paşa (Kuyucu), devşirme olarak girdiği Enderun Mektebi'nden sonra Mısır, Erzurum, Yemen, Trablusşam, Karahisar-i Şarki, Karaman, Kıbrıs, Halep, Şam, Diyarbakır ve Rumeli gibi çeşitli yerlerde idarecilik ve yöneticilik görevlerini üstlenmiştir. I. Ahmet döneminde 11 Aralık 1606/5 Ağustos 1611 tarihleri arasında beş yıl sadrazamlık yapmıştır. Murad Paşa, Osmanlı İmparatorluğu içinde isyan eden asilerin ortadan kaldırılmasında önemli rol oynadığı için Celâli isyanlarını bastırması ile bilinmektedir. Sadrazam veya devlet büyüklerinin hayır amaçlı veya kendi isimlerini yaşatmak amacıyla yaptırdıkları eserlerin Osmanlı mimarisine katkıları önemlidir. Murad Paşa da yönetici olarak görev yaptığı bazı yerlerde ve sadrazamlık döneminde vakıf eserleri yaptırmıştır. Murad Paşa'nın günümüze gelen vakıf eserleri, Erzurum'da Küçük Hamam, Murad Paşa Hamamı ve Murad Paşa Camii, İstanbul'da ise Kuyucu Murad Paşa Külliyesi'dir. Günümüze gelmeyen İstanbul Murad Paşa Sarayı ve ...
Selçuklu Medeniyeti Araştırmaları Dergisi (SEMA), 2022
Niksar Kalesi, Kelkit Çayı ile birleşen Çanakçı Çayı ile Maduru Çayı arasındaki alana hâkim bir t... more Niksar Kalesi, Kelkit Çayı ile birleşen Çanakçı Çayı ile Maduru Çayı arasındaki alana hâkim bir tepe üzerinde yer almaktadır. Kalenin ilk yerleşim yeri hakkında kesin bir bilgi yoktur. Tarihi kaynaklardaki kayıtlara göre en erken Pontus Dönemi'nde (MÖ 280-MS 66) var olduğu düşünülen Niksar'daki yerleşim günümüze kadar devam etmiştir. Tokat Müze Müdürlüğü başkanlığında 2015 yılında başlayan ilk bilimsel kazılara 2016 yılında devam edilmiş ve bir süreliğine ara verilen çalışmalara 2021 yılında yeniden başlanmıştır. Bu çalışmada, 2021 yılında İç Kale’de yapılan kazı çalışmaları ve ele geçen buluntular değerlendirilmiştir. Niksar İç Kalesi, tamamı surlarla kuşatılmış, teraslar halinde batıdan doğuya doğru giderek yükselen dört bölümden oluşmaktadır. Niksar Kalesi, batıdan doğuya doğru teraslar şeklinde yükselen tamamı surlarla çevrili dört bölümden oluşmaktadır. Kalenin en yüksek noktası olan dördüncü terasta kazılara başlandı. Kazılar sonucunda bir sarnıç, sarnıca giden bir koridor ve farklı büyüklükte altı adet dikdörtgen birim tespit edilmiştir. Birimler henüz zemin seviyesine inilmediği için bu kısımlar stratigrafi vermeyen karma bir yapı göstermektedir. Buluntular ise Hellenistik Dönem'den Osmanlı Dönemi'nin sonuna kadar geniş bir yelpaze oluşturmaktadır. Çoğu Orta Çağ'a ait olan buluntular pişmiş toprak, metal, kemik, cam ve taş gibi farklı malzemelerden üretilmiştir. Ele geçen buluntular arasında dikdörtgen, kare ve altıgen kesme tuğla ve bir yüzü sırlı taşlar bu alanda saray olabilecek özel bir yapının olduğunu göstermektedir.
Abstract
Niksar Castle is located on a hill that dominates the area between Çanakçı Stream, which joins Kelkit Stream, and Maduru Stream. There is no definite information about the first settlement in the castle. According to the records in historical sources, the settlement in Niksar, which is thought to have existed in the earliest Pontus Period (280 BC - 66 AD), has continued until today. The first scientific excavations in the castle started in 2015 under the Presidency of the Tokat Museum Directorate, continued in 2016, and the work, which was interrupted for a while, was resumed in 2021. In this study, the excavations carried out in the Citadel in 2021 and the findings unearthed were evaluated. Niksar Citadel consists of four sections, all of which are surrounded by walls, rising from west to east as terraces. Excavations started on the fourth terrace, which is the highest point of the Citadel. As a result of the excavations, a cistern, a corridor leading to the cistern and six rectangular units of different sizes were identified. Since the units have not been descended to the ground level yet, these parts show a mixed structure that does not give stratigraphy. The finds, on the other hand, constitute a broad spectrum from the Hellenistic Period to the end of the Ottoman Period. The finds, most of which belong to the Medieval Period, were produced from different materials such as terracotta, metal, bone, glass and stone. Among the finds uncovered, rectangular, square and hexagonal cut bricks and stones glazed on one side indicate that there is a special structure that could be a palace in this area.
Fatsa ve Yöresi Tarihi II, 2022
Tekkeköy'de Türk Devri Mimarisi, 2018
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü 2019-2020 YILI KAZI ÇALIŞMALARI, 2022
Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Dergisi (KAREN), 2022
Bu çalışmada Niksar Kalesi 2021 yılı kazısında ele geçen 655 adet seramik tür ve tipleri (form) a... more Bu çalışmada Niksar Kalesi 2021 yılı kazısında ele geçen 655 adet seramik tür ve tipleri (form) açısından değerlendirilmiştir. Seramiklerin tespit edebildiğimiz erken örnekleri Helenistik, geç örnekleri ise Osmanlı döneminin son yıllarına aittir. Seramiklerin çoğunluğu ise 11-14. yüzyıl aralığına ait olup tanıtılan toplam 81 adet örnek tipik Ortaçağ malları özelliğine sahiptir. Geniş bir zaman dilimine yayılan seramiklerde tabak, kâse, çanak, çömlek, testi ve kürevî-konik kaplar olarak 6 ana kap tipi belirlenmiştir. Seramikler içinde sayısal olarak en zengin grubu 323 örnekle alt tipleriyle birlikte çanaklar oluşturur. İkinci sırayı 143 örnekle çömlekler, üçüncü sırayı 126 örnekle kaideler, dördüncü sırayı 31 örnekle testiler, beşinci sırayı 16 örnekle kapaklar, altıncı sırayı 14 örnekle kâseler oluşturur. Son sırayı ise 2 örnekle %1’in altında kalan kürevî-konik gövdeli kaplar oluşturur. Tamamı çarkta üretilen seramikler yapım ve bezeme tekniği açısından sırlı ve sırsız olarak iki ana grup oluşturmakta, her iki grupta astarlı ve astarsız örnekler bulunmaktadır. Hamur, astar, katkı, pişme derecesi, form, yüzey işlemleri, sır ve bezeme özellikleri açısından Niksar Kalesi buluntuları diğer merkezlerle ortak özellikler göstermekte olup yerel üretim farkları çok fazla değildir. Seramikler iç kalenin doğu surunun önündeki yapı alanından gelmektedir. 2021 yılı çalışmalarında henüz yapıların zemin seviyesine inilememiştir. Bu kısım ana yapıya sonradan eklenen harçlı veya kuru duvar şeklinde özensiz olarak yapılmış duvarların döküntüsü ile atık malzemenin de yer aldığı, stratigrafi vermeyen karışık bir yapı özelliği göstermektedir. Değerlendirdiğimiz seramikler günlük kullanım amaçlı olarak KIV-c5, KIV-d5, KIV-e5, KV-a5, KV-a5, LIV-d1, LIV-e1, LV-a1 ve LV-b1 açmalardaki, şu an işlevini tanımlayamadığımız mekânlardan gelmiştir. Helenistik ve Roma dönemi dışında seramikler teknoloji, biçim ve bezeme özellikleri açısından benzerdir.
Anahtar Sözcükler: Karadeniz, Tokat, Niksar, Kale, Danişmendliler, Selçuklu, Osmanlı Devleti
Abstract
This study evaluated 655 ceramic kinds and types (form) found in the Niksar Castle 2021 excavation. The earliest examples of ceramics identified belong to the Hellenistic period, and the late examples belong to the last years of the Ottoman period. Most of the ceramics belong to the 11-14th century range, while the 81 examples introduced in total have typical medieval ware features. The ceramics spread over a broad period, with six main vessel types determined: Plates, bowls, pots, pottery, jugs and sphero-conical vessels. Pots are the numerically richest group in numbers, with 323 samples and their subtypes. Pottery ranks second with 143 samples, while pedestals rank third with 126 samples, jugs fourth with 31, caps fifth with 16, bowls sixth with 14 samples. Spherical-conical-bodied vessels rank last, with two samples making less than 1%. All of the ceramics were wheel-produced and constitute two main groups in terms of construction and decoration techniques: Glazed and unglazed, with glazed and unlined samples in both groups. In terms of paste, line, additives, baking degree, form, surface treatments, glaze and decoration features, the Niksar Castle finds show common features with other centers, and local production differences are not significant. The ceramics come from the building area in front of the eastern wall of the inner castle. The 2021 excavations could not yet reach the ground level of the buildings. This part shows the characteristics of the rubble of carelessly built walls, which were subsequently added to the main structure in the form of mortar or drywall, and that of a mixed structure including waste material that does not allow stratigraphy. The ceramics evaluated were daily used and came from areas in the trenches KIV-c5, KIV-d5, KIV-e5, KV-a5, KV-a5, LIV-d1, LIV-e1, LV-a1 and LV-b1; we could not define the functions of these trenches at the moment. Except for the Hellenistic and Roman periods, the ceramics are similar in terms of technology, form and decoration.
Keywords: Black Sea, Tokat, Niksar, Fortress, Danishmends, Seljuks, Ottoman Empire
Trakya üniversitesi edebiyat fakültesi dergisi, Feb 14, 2024
Fırat Üniversitesi sosyal bilimler dergisi, May 20, 2024
Sanat Tarihi Dergisi, Nov 30, 2023
Prof. Dr. Halit Çal Armağanı, 2024
Amisos, Mar 10, 2021
Bu çalışmada Sinop ili, Ayancık ilçesi, Tarakçı Köyü, Gebelit Mahallesi’nde yer alan cami ve hazi... more Bu çalışmada Sinop ili, Ayancık ilçesi, Tarakçı Köyü, Gebelit Mahallesi’nde yer alan cami ve haziresindeki mezar taşları tanıtılacaktır. Cami, yapıya geçiş kapısı üzerinde yer alan kitabeye göre 1289 (M.1872/3) yılında Uzunoğluzâde Hacı Osman Ağa’nın oğlu Çolak Osman Ağa tarafından yeniden yaptırılmıştır. Cami kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda dikdörtgen bir alanı kaplamakta olup sonradan eklenen son cemaat yeri ve harim bölümünden oluşmaktadır. Mütevazı ölçülerde bir mahalle camisi olan yapı, moloz taş malzeme ile yığma tekniğinde inşa edilmiştir. Caminin haziresinde ve mezarlık alanında Osmanlı Dönemi, Osmanlı mezar taşı geleneğini devam ettiren Cumhuriyet Dönemi ve günümüz mezar taşları bulunmaktadır. Hazirede ve yolun alt kısmındaki mezarlıkta Osmanlı dönemine ait, Cumhuriyet dönemi tarihli olup Osmanlı mezar taşı geleneğini devam ettiren mezar taşları ve günümüz mezar taşı anlayışını devam ettiren mezar taşları bulunmaktadır. Osmanlı Dönemi ve Osmanlıdan Cumhuriyete geçiş sürecinde taşrada bir ilçe mezarlığındaki belli bir döneme şahitlik eden taşlarla, tarihe, sosyolojiye, halk kültürüne ve edebi eserlere katkıda bulunmak hedeflenmektedir.
Anasay, Feb 25, 2021
Cumhuriyet’in ilan edilmesiyle birlikte birçok alanda başlayan değişim, eğitim ve eğitim yapıları... more Cumhuriyet’in ilan edilmesiyle birlikte birçok alanda başlayan değişim, eğitim ve eğitim yapılarında da kendini göstermektedir. Erken Cumhuriyet Dönemi’nde çağdaş birey ve çağdaş toplum oluşturmak için eğitime önem verilmiştir. Bu düşünce, çok sayıda eğitim yapısının inşa edilmesinde ve şekillenmesinde etkili olmuştur. Eğitim yapıları, diğer kamu yapıları gibi devletin kontrolünde yapılarak yönetimi temsil eden yapılar olarak görülmüştür. Erken Cumhuriyet dönemi eğitim yapıları, I. Ulusal Mimarlık ya da Erken Cumhuriyet Dönemi Mimarlığı olarak isimlendirilen mimari üslupta inşa edilmiştir. Çalışmada, Malatya ili, Saray Mahallesi’nde yer alan Gazi İlkokulu’nun tanıtılması, karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesi ve Cumhuriyetin ilk yıllarındaki eğitim yapılarındaki değişimin vurgulanması amaçlanmıştır. Gazi İlkokulu, Malatya’da Cumhuriyet’in ilk yapılarından biri olması bakımından önem taşımaktadır.
Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Dergisi
Türklerde ölüm, yaşamın bir parçası olarak kabul edildiğinden, ölen kişinin ruhu için saygı duyul... more Türklerde ölüm, yaşamın bir parçası olarak kabul edildiğinden, ölen kişinin ruhu için saygı duyulan ve ölümsüzlüğü temsil eden bir mezarın olması büyük önem taşımaktadır. Somut kültürel mirasımızın önemli öğelerinden biri olan mezarlar ile mezar taşları, yapıldıkları dönemin ekonomik, sosyal ve kültürel yapısı hakkında bilgiler vermektedir. Ayrıca bölgenin yaşam, inanç ve sanat özelliklerini yansıtmaları bakımından tarihi vesika niteliği taşımaktadır. Anadolu’daki önemli yerleşmelerden biri olan Niksar, Türk İslam mezarları ve mezar taşları bakımından oldukça zengindir. İlçe merkezindeki Anadolu’nun en eski Türk mezarlıklarından olan Melikgazi Mezarlığı dışında, Niksar’a bağlı köylerde de Osmanlı Dönemi’ne ait mezarlar ve mezar taşları bulunmaktadır. Bu köylerden biri olan Niksar’a 26 km uzaklıktaki Büyükyurt köyünde çantı teknikli mezarlar tespit edilmiştir. Bu çalışmada Niksar ilçesinin Büyükyurt köyü mezarlığı ele alınarak tanıtılmış ve şimdiye kadar örneği bilinmeyen çantı tekni...
Selçuklu medeniyeti araştırmaları dergisi 2, Dec 31, 2022
buluntular arasında dikdörtgen, kare ve altıgen kesme tuğla ve bir yüzü sırlı taşlar bu alanda sa... more buluntular arasında dikdörtgen, kare ve altıgen kesme tuğla ve bir yüzü sırlı taşlar bu alanda saray olabilecek özel bir yapının olduğunu göstermektedir.
Vakıflar Dergisi
İslam ülkelerinde temel eğitimin verildiği yer olan mektepler, Abbasiler Dönemi’nde “Küttab”, Kar... more İslam ülkelerinde temel eğitimin verildiği yer olan mektepler, Abbasiler Dönemi’nde “Küttab”, Karahanlılar, Selçuklular ve Osmanlı’da “sıbyan mektebi” olarak adlandırılmıştır. Osmanlı Dönemi’nde bu mektepler “dârütta‘lîm, dârülilm, muallimhâne, mahalle mektebi, taş mektep, mahalle mektebi, mekteb-i ibtidâiyye” gibi isimlerle de anılmıştır. Osmanlı’da ilk mektep Bursa’da inşa ettirilmiş, daha sonra sıbyan mekteplerinin çok sayıda farklı örneği inşa edilmiştir. Eğitim sisteminde gidilen değişiklikten dolayı Osmanlı’nın son dönemlerine doğru sayıları azalan sıbyan mektepleri, 1924 yılında yürürlüğe giren Tevhid-i Tedrisat Kanunu sonrası işlevini yitirmiştir. Bu çalışmada, taşradaki örneklerden biri olan Tokat ili, Niksar ilçesindeki “Taş Mektep” mimari özellikleri, malzeme-tekniği ve bezeme özellikleri açısından incelenmiş ve değerlendirilmiştir. İnşa tarihi kesin olarak bilinmeyen, doğu-batı yönündeki dikdörtgen planlı yapı, kuzeydeki birbirine bitişik iki oda ile bu odaların güneyind...
Göndereceğiniz bildiri metinlerinin aşağıda belirtilen kurallara uygun olarak gönderilmesi, kitab... more Göndereceğiniz bildiri metinlerinin aşağıda belirtilen kurallara uygun olarak gönderilmesi, kitabın zamanında basımı ve kaliteli bir yayın hazırlanması açısından önem taşımaktadır. Bildirilerin yazımında kitaptaki sayfa düzeni esas alınarak; * Yazılar A4 kağıda, üstten 5.5cm. alttan 5cm. soldan 4.5cm. sağdan 3cm.lik bir boşluk bırakılarak, 10 punto ile, bir satır aralığı olacak şekilde, Times New Roman fontu ile en fazla 10 sayfa yazılmalı, * Başlık 14 punto, büyük harf ve bold olacak şekilde yazılmalı, * Bildiri sahiplerinin isimleri başlığın altında, sağ üstte yer almalı, alt alta sıralanmalı ve unvan kullanılmamalı, dipnotta unvan, adı soyadı, bağlı olduğu kurum, şehir, ülke ve e-mail adresi mutlaka yazılmalıdır. * Metinde ana başlıklar büyük harflerle ve italik, alt başlıklar, baş harfleri büyük ve italik olarak yazılmalı, * Metin içinde geçen yabancı sözcük ve terimler, örneğin "in-situ" italik olarak yazılmalı, * Metin içinde Milattan Önce gibi çok alışılagelmiş kısaltmalar dışında kısaltma kullanılmamalı, Milattan Önce ve sonra kısaltması: M.Ö., M.S. Erken Tunç Çağı: ETÇ olarak kullanılmalıdır. * Çizimlere (Çizim: 1), resimlere (Resim: 1), haritalara (Harita: 1) olarak alt yazı yazılmalı ve kesinlikle levha sistemi kullanılmamalı, * Yayım için telif anlaşması gerektiren Googleearth gibi görseller kullanılmamalı, Yayınlanacak bildiri sayışının artması, kitapların zamanında basımını güçleştirdiğinden, bildirilerinizin sempozyum sırasında teslim edilmesi ya da en geç 1 Ağustos tarihine kadar,
Sanat tarihi dergisi, Dec 2, 2022
Köy odaları, bayramlaşma, düğün, cenaze törenlerinin yapıldığı mekânlar olmasının yanı sıra köy h... more Köy odaları, bayramlaşma, düğün, cenaze törenlerinin yapıldığı mekânlar olmasının yanı sıra köy halkının bir araya gelerek sohbet edip vakit geçirmeleri ve köye dışarıdan gelen misafirlerin ağırlanmasına olanak sağlayan yapılardır. Kültürümüzdeki misafirperverliğin mimariye yansıması olarak karşımıza çıkan köy odaları, işlevsel gerekliliklerinin yanı sıra estetik, sosyal ve kültürel değerleri ile de dikkat çekmektedir. Fakat köy odaları, günümüz gereksinimlerine ayak uyduramadığından dolayı işlevlerini büyük oranda yitirmiştir. Bu çalışmada, Sivas merkeze bağlı Söğütcük’te yer alan köy odası tanıtılacak ve değerlendirilecektir. Oda, tavanı taşıyan sütunlardan birinin üzerinde yazan kitabeye göre 1883 yılında inşa edilmiştir. Hafif eğimli bir arazi üzerine moloz ve kaba yonu taş ile yığma tekniğinde inşa edilen yapı, kareye yakın dikdörtgen bir alana inşa edilmiş olup nimsekili plan tipindedir. Söğütcük Köyü’ndeki oda, mimari yapısından ziyade bezemeleri açısından dikkat çekmekte olup sıva üzerine işlenen duvar resimleri açısından bölgedeki en önemli örneklerden biridir. Duvar resimlerindeki bitkisel bezemeler, vazodan çıkan çiçekler, sembolik eşyalar ve mimari yapı tasvirleri gibi kompozisyonların yanı sıra gaz lambası, savaş gemisi ve duvar saati gibi motifler, dönem üslubunu yansıtması bakımından önem taşımaktadır.
Murad Paşa (Kuyucu), devşirme olarak girdiği Enderun Mektebi'nden sonra Mısır, Erzurum, Yemen... more Murad Paşa (Kuyucu), devşirme olarak girdiği Enderun Mektebi'nden sonra Mısır, Erzurum, Yemen, Trablusşam, Karahisar-i Şarki, Karaman, Kıbrıs, Halep, Şam, Diyarbakır ve Rumeli gibi çeşitli yerlerde idarecilik ve yöneticilik görevlerini üstlenmiştir. I. Ahmet döneminde 11 Aralık 1606/5 Ağustos 1611 tarihleri arasında beş yıl sadrazamlık yapmıştır. Murad Paşa, Osmanlı İmparatorluğu içinde isyan eden asilerin ortadan kaldırılmasında önemli rol oynadığı için Celâli isyanlarını bastırması ile bilinmektedir. Sadrazam veya devlet büyüklerinin hayır amaçlı veya kendi isimlerini yaşatmak amacıyla yaptırdıkları eserlerin Osmanlı mimarisine katkıları önemlidir. Murad Paşa da yönetici olarak görev yaptığı bazı yerlerde ve sadrazamlık döneminde vakıf eserleri yaptırmıştır. Murad Paşa'nın günümüze gelen vakıf eserleri, Erzurum'da Küçük Hamam, Murad Paşa Hamamı ve Murad Paşa Camii, İstanbul'da ise Kuyucu Murad Paşa Külliyesi'dir. Günümüze gelmeyen İstanbul Murad Paşa Sarayı ve ...
Murad Paşa (Kuyucu), devşirme olarak girdiği Enderun Mektebi'nden sonra Mısır, Erzurum, Yemen... more Murad Paşa (Kuyucu), devşirme olarak girdiği Enderun Mektebi'nden sonra Mısır, Erzurum, Yemen, Trablusşam, Karahisar-i Şarki, Karaman, Kıbrıs, Halep, Şam, Diyarbakır ve Rumeli gibi çeşitli yerlerde idarecilik ve yöneticilik görevlerini üstlenmiştir. I. Ahmet döneminde 11 Aralık 1606/5 Ağustos 1611 tarihleri arasında beş yıl sadrazamlık yapmıştır. Murad Paşa, Osmanlı İmparatorluğu içinde isyan eden asilerin ortadan kaldırılmasında önemli rol oynadığı için Celâli isyanlarını bastırması ile bilinmektedir. Sadrazam veya devlet büyüklerinin hayır amaçlı veya kendi isimlerini yaşatmak amacıyla yaptırdıkları eserlerin Osmanlı mimarisine katkıları önemlidir. Murad Paşa da yönetici olarak görev yaptığı bazı yerlerde ve sadrazamlık döneminde vakıf eserleri yaptırmıştır. Murad Paşa'nın günümüze gelen vakıf eserleri, Erzurum'da Küçük Hamam, Murad Paşa Hamamı ve Murad Paşa Camii, İstanbul'da ise Kuyucu Murad Paşa Külliyesi'dir. Günümüze gelmeyen İstanbul Murad Paşa Sarayı ve ...
Selçuklu Medeniyeti Araştırmaları Dergisi (SEMA), 2022
Niksar Kalesi, Kelkit Çayı ile birleşen Çanakçı Çayı ile Maduru Çayı arasındaki alana hâkim bir t... more Niksar Kalesi, Kelkit Çayı ile birleşen Çanakçı Çayı ile Maduru Çayı arasındaki alana hâkim bir tepe üzerinde yer almaktadır. Kalenin ilk yerleşim yeri hakkında kesin bir bilgi yoktur. Tarihi kaynaklardaki kayıtlara göre en erken Pontus Dönemi'nde (MÖ 280-MS 66) var olduğu düşünülen Niksar'daki yerleşim günümüze kadar devam etmiştir. Tokat Müze Müdürlüğü başkanlığında 2015 yılında başlayan ilk bilimsel kazılara 2016 yılında devam edilmiş ve bir süreliğine ara verilen çalışmalara 2021 yılında yeniden başlanmıştır. Bu çalışmada, 2021 yılında İç Kale’de yapılan kazı çalışmaları ve ele geçen buluntular değerlendirilmiştir. Niksar İç Kalesi, tamamı surlarla kuşatılmış, teraslar halinde batıdan doğuya doğru giderek yükselen dört bölümden oluşmaktadır. Niksar Kalesi, batıdan doğuya doğru teraslar şeklinde yükselen tamamı surlarla çevrili dört bölümden oluşmaktadır. Kalenin en yüksek noktası olan dördüncü terasta kazılara başlandı. Kazılar sonucunda bir sarnıç, sarnıca giden bir koridor ve farklı büyüklükte altı adet dikdörtgen birim tespit edilmiştir. Birimler henüz zemin seviyesine inilmediği için bu kısımlar stratigrafi vermeyen karma bir yapı göstermektedir. Buluntular ise Hellenistik Dönem'den Osmanlı Dönemi'nin sonuna kadar geniş bir yelpaze oluşturmaktadır. Çoğu Orta Çağ'a ait olan buluntular pişmiş toprak, metal, kemik, cam ve taş gibi farklı malzemelerden üretilmiştir. Ele geçen buluntular arasında dikdörtgen, kare ve altıgen kesme tuğla ve bir yüzü sırlı taşlar bu alanda saray olabilecek özel bir yapının olduğunu göstermektedir.
Abstract
Niksar Castle is located on a hill that dominates the area between Çanakçı Stream, which joins Kelkit Stream, and Maduru Stream. There is no definite information about the first settlement in the castle. According to the records in historical sources, the settlement in Niksar, which is thought to have existed in the earliest Pontus Period (280 BC - 66 AD), has continued until today. The first scientific excavations in the castle started in 2015 under the Presidency of the Tokat Museum Directorate, continued in 2016, and the work, which was interrupted for a while, was resumed in 2021. In this study, the excavations carried out in the Citadel in 2021 and the findings unearthed were evaluated. Niksar Citadel consists of four sections, all of which are surrounded by walls, rising from west to east as terraces. Excavations started on the fourth terrace, which is the highest point of the Citadel. As a result of the excavations, a cistern, a corridor leading to the cistern and six rectangular units of different sizes were identified. Since the units have not been descended to the ground level yet, these parts show a mixed structure that does not give stratigraphy. The finds, on the other hand, constitute a broad spectrum from the Hellenistic Period to the end of the Ottoman Period. The finds, most of which belong to the Medieval Period, were produced from different materials such as terracotta, metal, bone, glass and stone. Among the finds uncovered, rectangular, square and hexagonal cut bricks and stones glazed on one side indicate that there is a special structure that could be a palace in this area.
Fatsa ve Yöresi Tarihi II, 2022
Tekkeköy'de Türk Devri Mimarisi, 2018
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü 2019-2020 YILI KAZI ÇALIŞMALARI, 2022
Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Dergisi (KAREN), 2022
Bu çalışmada Niksar Kalesi 2021 yılı kazısında ele geçen 655 adet seramik tür ve tipleri (form) a... more Bu çalışmada Niksar Kalesi 2021 yılı kazısında ele geçen 655 adet seramik tür ve tipleri (form) açısından değerlendirilmiştir. Seramiklerin tespit edebildiğimiz erken örnekleri Helenistik, geç örnekleri ise Osmanlı döneminin son yıllarına aittir. Seramiklerin çoğunluğu ise 11-14. yüzyıl aralığına ait olup tanıtılan toplam 81 adet örnek tipik Ortaçağ malları özelliğine sahiptir. Geniş bir zaman dilimine yayılan seramiklerde tabak, kâse, çanak, çömlek, testi ve kürevî-konik kaplar olarak 6 ana kap tipi belirlenmiştir. Seramikler içinde sayısal olarak en zengin grubu 323 örnekle alt tipleriyle birlikte çanaklar oluşturur. İkinci sırayı 143 örnekle çömlekler, üçüncü sırayı 126 örnekle kaideler, dördüncü sırayı 31 örnekle testiler, beşinci sırayı 16 örnekle kapaklar, altıncı sırayı 14 örnekle kâseler oluşturur. Son sırayı ise 2 örnekle %1’in altında kalan kürevî-konik gövdeli kaplar oluşturur. Tamamı çarkta üretilen seramikler yapım ve bezeme tekniği açısından sırlı ve sırsız olarak iki ana grup oluşturmakta, her iki grupta astarlı ve astarsız örnekler bulunmaktadır. Hamur, astar, katkı, pişme derecesi, form, yüzey işlemleri, sır ve bezeme özellikleri açısından Niksar Kalesi buluntuları diğer merkezlerle ortak özellikler göstermekte olup yerel üretim farkları çok fazla değildir. Seramikler iç kalenin doğu surunun önündeki yapı alanından gelmektedir. 2021 yılı çalışmalarında henüz yapıların zemin seviyesine inilememiştir. Bu kısım ana yapıya sonradan eklenen harçlı veya kuru duvar şeklinde özensiz olarak yapılmış duvarların döküntüsü ile atık malzemenin de yer aldığı, stratigrafi vermeyen karışık bir yapı özelliği göstermektedir. Değerlendirdiğimiz seramikler günlük kullanım amaçlı olarak KIV-c5, KIV-d5, KIV-e5, KV-a5, KV-a5, LIV-d1, LIV-e1, LV-a1 ve LV-b1 açmalardaki, şu an işlevini tanımlayamadığımız mekânlardan gelmiştir. Helenistik ve Roma dönemi dışında seramikler teknoloji, biçim ve bezeme özellikleri açısından benzerdir.
Anahtar Sözcükler: Karadeniz, Tokat, Niksar, Kale, Danişmendliler, Selçuklu, Osmanlı Devleti
Abstract
This study evaluated 655 ceramic kinds and types (form) found in the Niksar Castle 2021 excavation. The earliest examples of ceramics identified belong to the Hellenistic period, and the late examples belong to the last years of the Ottoman period. Most of the ceramics belong to the 11-14th century range, while the 81 examples introduced in total have typical medieval ware features. The ceramics spread over a broad period, with six main vessel types determined: Plates, bowls, pots, pottery, jugs and sphero-conical vessels. Pots are the numerically richest group in numbers, with 323 samples and their subtypes. Pottery ranks second with 143 samples, while pedestals rank third with 126 samples, jugs fourth with 31, caps fifth with 16, bowls sixth with 14 samples. Spherical-conical-bodied vessels rank last, with two samples making less than 1%. All of the ceramics were wheel-produced and constitute two main groups in terms of construction and decoration techniques: Glazed and unglazed, with glazed and unlined samples in both groups. In terms of paste, line, additives, baking degree, form, surface treatments, glaze and decoration features, the Niksar Castle finds show common features with other centers, and local production differences are not significant. The ceramics come from the building area in front of the eastern wall of the inner castle. The 2021 excavations could not yet reach the ground level of the buildings. This part shows the characteristics of the rubble of carelessly built walls, which were subsequently added to the main structure in the form of mortar or drywall, and that of a mixed structure including waste material that does not allow stratigraphy. The ceramics evaluated were daily used and came from areas in the trenches KIV-c5, KIV-d5, KIV-e5, KV-a5, KV-a5, LIV-d1, LIV-e1, LV-a1 and LV-b1; we could not define the functions of these trenches at the moment. Except for the Hellenistic and Roman periods, the ceramics are similar in terms of technology, form and decoration.
Keywords: Black Sea, Tokat, Niksar, Fortress, Danishmends, Seljuks, Ottoman Empire
Fatsa ve Yöresi Tarihi II, 2022
Denizli Kale Yukarı Mezarlıkta Osmanlı Geleneğini Sürdüren Cumhuriyet Dönemi Mezar Taşları, 2021