Kasım Ocak | Galatasaray University (original) (raw)
Uploads
Papers by Kasım Ocak
İdare Hukuku ve İlimleri Dergisi, 2023
Geleneksel ve tek yönlü haber verme süreçleri, internet kullanımının yaygınlaşması ile çok tarafl... more Geleneksel ve tek yönlü haber verme süreçleri, internet kullanımının yaygınlaşması ile çok taraflı içerik alışverişine evrilmiştir. Bu evrim sürecinde küresel bazı şirketlerin sundukları sosyal medya platformları başat rol oynamıştır. Yurttaşların sosyal medya kullanımının sıklaşması; Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Anayasa Mahkemesi gibi birçok resmî kurumun ve yöneticilerinin sosyal medya hesabı açmalarına ve kullanmalarına neden olmuş, bu durum çeşitli tartışmaları gündeme getirmiştir. Bu tartışmaların ilk boyutunu, resmî kurumların sosyal medya hesabı açmaları ve kullanmalarına dair hukuki sorunlar oluşturmaktadır. Hesap açılması için merkezleri yurt dışında bulunan küresel şirketlerin standart sözleşmelerinin kabul edilmesinin zorunlu tutulması ve yargı yetkisinin yurt dışındaki mahkemelere verilmesi, başta egemenlik unsuru ve yasal dayanak olmak üzere, bazı soru işaretleri doğurmaktadır. Hesapların kullanıcı güvenliği, bu mecralarda yapılan paylaşımların hukuki niteliği, takipçilerin engellenmesi ve paylaşımların yorumlara kapatılması tartışmanın ilk boyutuna dair diğer sorunlardır. Tartışmanın ikinci boyutunu ise resmî kurum yöneticilerinin şahsi sosyal medya kullanımlarının, yürüttükleri görevler nedeniyle ayrı kurallara tabi olup olmayacağı oluşturmaktadır. Resmî kurum yöneticilerinin takipçi sayılarının artması, bu kişilere siyasi ve öznel yorumlarını da geniş kitlelere ulaştırabilme avantajı sağlamaktadır. Bu durum, şahsi hesapların bir kurala bağlanamayacağı varsayımında, siyasi partiler arasındaki rekabeti ve fırsat eşitliğini olumsuz etkileme riski getirmektedir. Resmî kurum yöneticilerinin, kimi takipçilerini engellemesi, ifade hürriyeti ve idarenin duyurularından haber alma hakkı bağlamında bazı sorunlar yaratmaktadır. Bu tartışmalara dair giriş niteliğindeki bu makalede mukayeseli örnekler ve yargı kararları dikkate alınarak; resmî kurumların sosyal medya hesabı açması ve kullanması ile yöneticilerin hesap kullanma biçiminin kurallara tabi kılınmasına dair problemlere cevap aranmıştır. Ulaşılan sonuç, bu konuda bir mevzuata ihtiyaç olduğudur.
Legal Hukuk Dergisi, 2019
Binali Özkaradeniz ve Diğerleri kararı Anayasa Mahkemesi'nin çevresel meselelere ilişkin ... more Binali Özkaradeniz ve Diğerleri kararı Anayasa Mahkemesi'nin çevresel meselelere ilişkin vermiş olduğu bir ihlal kararı olması, çevresel meselelere ilişkin devletin pozitif yükümlülüklerine vurgu yapması ve çevresel meselelerin ele alındığı Anayasa maddesine ilişkin farklı bir yaklaşım sergilenmesi nedeniyle önemli bir karardır. Karara konu olan uyuşmazlığa derece mahkemelerinin getirmiş olduğu çözüm de idarenin sorumluluğu ve çevrenin korunmasına ilişkin idarenin Anayasal yükümlülükleri açısından tartışmalı noktalar içermektedir.
6771 sayili Kanun ile Turkiye Cumhuriyeti Anayasasi’nda esasli degisiklikler yapilmistir. 24 Hazi... more 6771 sayili Kanun ile Turkiye Cumhuriyeti Anayasasi’nda esasli degisiklikler yapilmistir. 24 Haziran 2018 tarihinde birlikte yapilan TBMM ve Cumhurbaskanligi seciminin ardindan Cumhurbaskaninin goreve baslamasiyla bu degisikliklerin tamami yururluge girmistir. Yeni bir hukumet sistemine gecisi de saglayan Anayasa degisikliginin getirdigi en onemli yeniliklerden biri Cumhurbaskanligi Kararnameleridir. Anayasa’nin 123. maddesinde yapilan degisiklik ile Cumhurbaskanligi Kararnameleri ile kamu tuzel kisiligi kurulmasi mumkun hale gelmistir. Ancak Anayasa’nin idari vesayetin kanunla duzenlenmesi gerektigini ongoren 127. maddesinde bir degisiklik yapilmamistir. Bu durumda Cumhurbaskanligi Kararnameleri ile kurulan kamu tuzel kisilerinin merkezi idare ile arasindaki idari vesayet iliskisinin nasil duzenlenecegi cevaplanmasi gereken bir soru olmaktadir. 1 sayili Cumhurbaskanligi Kararnamesi ile kurulan Cumhurbaskanligi Ofisleri, kamu tuzel kisiligini haiz oldugu icin Anayasa degisikligi son...
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2019
With the Law No. 6458 on Foreigners and International Protection, the refugee/asylum legislation,... more With the Law No. 6458 on Foreigners and International Protection, the refugee/asylum legislation, which was previously dispersed, has become a whole and has gained a legal basis. The law in question also introduced innovations in the sense of terms. The concept of conditional refugee was chosen instead of the concept of asylum-seekers used before the Law No. 6458, which together with the refugee and secondary protection status established international protection types. The administrative jurisdiction is mandated, although there is an exception under the judicial review of the transactions carried out under Law No. 6458. The disputes that occurred after the Law No. 6458, which contained detailed regulations on the procedure for making and evaluating international protection applications, led to the fact that the case law of the administrative judiciary was rich and specific. Since the general competent court is the administrative courts in the proceedings under Law No. 6458, it is important to consider the case law of the administrative jurisdiction in this field both for the development of foreigners' law and for the foreigners who want to benefit from this law not to lose their rights.
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 9. maddesinde düzenlenen yurt dışına kişi- sel... more 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 9. maddesinde düzenlenen yurt dışına kişi- sel veri aktarımı, Kanun’dan ve Kişisel Verileri Koruma Kurulu’ndan kaynaklanan bazı nedenler- le uygulamada önemli sorunlar doğurmaktadır. Yurt dışına kişisel veri aktarımı yapmak için Kanun’da sayılan bazı olanaklar uygulanamaz durumda, bazı seçeneklerin ise etkililiği oldukça tartışmalıdır. Bu nedenle uygulamada hukuka uygun bir açık rıza alınması dışında yurt dışına veri aktarım imkanı görülmemektedir. Ancak teknoloji ve dijitalleşmenin başat rol oynadığı nedenlerle birçok kuruluş Kanun’a aykırı şekilde yurt dışına veri aktarmaya devam etmektedir. Uygulamada ortaya çıkan bu sorunun farkında olan Kişisel Verileri Koruma Kurulu (“Kurul”), bazı yayın ve kararlarında zorunlu şekilde alınan açık rızalara hukuki geçerlilik tanımıştır. Ancak hangi hallerde zorunlu açık rızaya geçerlilik tanıdığına dair bir belirlilik bulunmadığı gibi Kurul’un Kanun’da açık rızanın zorunlu bir unsuru olarak say...
Legal Hukuk Dergisi, 2021
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2019
ÖZ 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile birlikte daha önce dağınık halde olan... more ÖZ 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile birlikte daha önce dağınık halde olan iltica/sığınma mevzuatı bir bütün haline gelmiş ve kanuni dayanak kazanmıştır. Söz konusu kanun kullanılan terimler açısından da yenilikler getirmiştir. 6458 sayılı Kanun öncesinde kullanılan sığınmacı kavramı yerine şartlı mülteci kavramı tercih edilmiş, bu kavram mülteci ve ikincil koruma statüsü ile birlikte uluslararası koruma türlerini oluşturmuştur. 6458 sayılı Kanun kapsamında yapılan işlemlerin yargısal denetiminde istisnası olmakla birlikte idari yargı görevli kılınmıştır. Uluslararası koruma başvurularının yapılma ve değerlendirilme usulüne dair ayrıntılı düzenlemeler içeren 6458 sayılı Kanun sonrasında oluşan uyuşmazlıklar idari yargının bu konudaki içtihatlarının zengin ve belirli olmasına neden olmuştur. 6458 sayılı Kanun kapsamında yapılan işlemlerde genel görevli mahkeme idare mahkemeleri olduğu için idari yargının bu alandaki içtihatlarının ele alınması gerek yabancılar hukukunun gelişimi gerek bu kanundan yararlanmak isteyen yabancıların hak kaybına uğramaması için önem arz etmektedir. Anahtar Kelimeler: uluslararası koruma, mülteci, şartlı mülteci, idari başvuru, idari yargı
Legal Hukuk Dergisi, 2019
Binali Özkaradeniz ve Diğerleri kararı Anayasa Mahkemesi'nin çevresel meselelere ilişkin vermiş o... more Binali Özkaradeniz ve Diğerleri kararı Anayasa Mahkemesi'nin çevresel meselelere ilişkin vermiş olduğu bir ihlal kararı olması, çevresel meselelere ilişkin devletin pozitif yükümlülüklerine vurgu yapması ve çevresel meselelerin ele alındığı Anayasa maddesine ilişkin farklı bir yaklaşım sergilenmesi nedeniyle önemli bir karardır. Karara konu olan uyuşmazlığa derece mahkemelerinin getirmiş olduğu çözüm de idarenin sorumluluğu ve çevrenin korunmasına ilişkin idarenin Anayasal yükümlülükleri açısından tartışmalı noktalar içermektedir.
Thesis Chapters by Kasım Ocak
1982 Anayasası’nın 56. maddesinde, herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip ... more 1982 Anayasası’nın 56. maddesinde, herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu belirtilmiş; çevrenin korunması ve geliştirilmesi devletin ve vatandaşların ortak ödevi olarak düzenlenmiştir. Dolayısıyla, bu konuda hem idare hem de bireyler yükümlülük altındadırlar. Ancak, çevrenin korunması ve geliştirilmesini sağlamada asıl sorumluluk idarededir. Bu çalışma, çevrenin korunmasına yönelik kolluk faaliyetlerini yürütürken kişilere vermiş olduğu zararlardan dolayı idarenin sorumluluğunu ele almayı amaçlamaktadır.
İdare Hukuku ve İlimleri Dergisi, 2023
Geleneksel ve tek yönlü haber verme süreçleri, internet kullanımının yaygınlaşması ile çok tarafl... more Geleneksel ve tek yönlü haber verme süreçleri, internet kullanımının yaygınlaşması ile çok taraflı içerik alışverişine evrilmiştir. Bu evrim sürecinde küresel bazı şirketlerin sundukları sosyal medya platformları başat rol oynamıştır. Yurttaşların sosyal medya kullanımının sıklaşması; Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Anayasa Mahkemesi gibi birçok resmî kurumun ve yöneticilerinin sosyal medya hesabı açmalarına ve kullanmalarına neden olmuş, bu durum çeşitli tartışmaları gündeme getirmiştir. Bu tartışmaların ilk boyutunu, resmî kurumların sosyal medya hesabı açmaları ve kullanmalarına dair hukuki sorunlar oluşturmaktadır. Hesap açılması için merkezleri yurt dışında bulunan küresel şirketlerin standart sözleşmelerinin kabul edilmesinin zorunlu tutulması ve yargı yetkisinin yurt dışındaki mahkemelere verilmesi, başta egemenlik unsuru ve yasal dayanak olmak üzere, bazı soru işaretleri doğurmaktadır. Hesapların kullanıcı güvenliği, bu mecralarda yapılan paylaşımların hukuki niteliği, takipçilerin engellenmesi ve paylaşımların yorumlara kapatılması tartışmanın ilk boyutuna dair diğer sorunlardır. Tartışmanın ikinci boyutunu ise resmî kurum yöneticilerinin şahsi sosyal medya kullanımlarının, yürüttükleri görevler nedeniyle ayrı kurallara tabi olup olmayacağı oluşturmaktadır. Resmî kurum yöneticilerinin takipçi sayılarının artması, bu kişilere siyasi ve öznel yorumlarını da geniş kitlelere ulaştırabilme avantajı sağlamaktadır. Bu durum, şahsi hesapların bir kurala bağlanamayacağı varsayımında, siyasi partiler arasındaki rekabeti ve fırsat eşitliğini olumsuz etkileme riski getirmektedir. Resmî kurum yöneticilerinin, kimi takipçilerini engellemesi, ifade hürriyeti ve idarenin duyurularından haber alma hakkı bağlamında bazı sorunlar yaratmaktadır. Bu tartışmalara dair giriş niteliğindeki bu makalede mukayeseli örnekler ve yargı kararları dikkate alınarak; resmî kurumların sosyal medya hesabı açması ve kullanması ile yöneticilerin hesap kullanma biçiminin kurallara tabi kılınmasına dair problemlere cevap aranmıştır. Ulaşılan sonuç, bu konuda bir mevzuata ihtiyaç olduğudur.
Legal Hukuk Dergisi, 2019
Binali Özkaradeniz ve Diğerleri kararı Anayasa Mahkemesi'nin çevresel meselelere ilişkin ... more Binali Özkaradeniz ve Diğerleri kararı Anayasa Mahkemesi'nin çevresel meselelere ilişkin vermiş olduğu bir ihlal kararı olması, çevresel meselelere ilişkin devletin pozitif yükümlülüklerine vurgu yapması ve çevresel meselelerin ele alındığı Anayasa maddesine ilişkin farklı bir yaklaşım sergilenmesi nedeniyle önemli bir karardır. Karara konu olan uyuşmazlığa derece mahkemelerinin getirmiş olduğu çözüm de idarenin sorumluluğu ve çevrenin korunmasına ilişkin idarenin Anayasal yükümlülükleri açısından tartışmalı noktalar içermektedir.
6771 sayili Kanun ile Turkiye Cumhuriyeti Anayasasi’nda esasli degisiklikler yapilmistir. 24 Hazi... more 6771 sayili Kanun ile Turkiye Cumhuriyeti Anayasasi’nda esasli degisiklikler yapilmistir. 24 Haziran 2018 tarihinde birlikte yapilan TBMM ve Cumhurbaskanligi seciminin ardindan Cumhurbaskaninin goreve baslamasiyla bu degisikliklerin tamami yururluge girmistir. Yeni bir hukumet sistemine gecisi de saglayan Anayasa degisikliginin getirdigi en onemli yeniliklerden biri Cumhurbaskanligi Kararnameleridir. Anayasa’nin 123. maddesinde yapilan degisiklik ile Cumhurbaskanligi Kararnameleri ile kamu tuzel kisiligi kurulmasi mumkun hale gelmistir. Ancak Anayasa’nin idari vesayetin kanunla duzenlenmesi gerektigini ongoren 127. maddesinde bir degisiklik yapilmamistir. Bu durumda Cumhurbaskanligi Kararnameleri ile kurulan kamu tuzel kisilerinin merkezi idare ile arasindaki idari vesayet iliskisinin nasil duzenlenecegi cevaplanmasi gereken bir soru olmaktadir. 1 sayili Cumhurbaskanligi Kararnamesi ile kurulan Cumhurbaskanligi Ofisleri, kamu tuzel kisiligini haiz oldugu icin Anayasa degisikligi son...
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2019
With the Law No. 6458 on Foreigners and International Protection, the refugee/asylum legislation,... more With the Law No. 6458 on Foreigners and International Protection, the refugee/asylum legislation, which was previously dispersed, has become a whole and has gained a legal basis. The law in question also introduced innovations in the sense of terms. The concept of conditional refugee was chosen instead of the concept of asylum-seekers used before the Law No. 6458, which together with the refugee and secondary protection status established international protection types. The administrative jurisdiction is mandated, although there is an exception under the judicial review of the transactions carried out under Law No. 6458. The disputes that occurred after the Law No. 6458, which contained detailed regulations on the procedure for making and evaluating international protection applications, led to the fact that the case law of the administrative judiciary was rich and specific. Since the general competent court is the administrative courts in the proceedings under Law No. 6458, it is important to consider the case law of the administrative jurisdiction in this field both for the development of foreigners' law and for the foreigners who want to benefit from this law not to lose their rights.
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 9. maddesinde düzenlenen yurt dışına kişi- sel... more 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 9. maddesinde düzenlenen yurt dışına kişi- sel veri aktarımı, Kanun’dan ve Kişisel Verileri Koruma Kurulu’ndan kaynaklanan bazı nedenler- le uygulamada önemli sorunlar doğurmaktadır. Yurt dışına kişisel veri aktarımı yapmak için Kanun’da sayılan bazı olanaklar uygulanamaz durumda, bazı seçeneklerin ise etkililiği oldukça tartışmalıdır. Bu nedenle uygulamada hukuka uygun bir açık rıza alınması dışında yurt dışına veri aktarım imkanı görülmemektedir. Ancak teknoloji ve dijitalleşmenin başat rol oynadığı nedenlerle birçok kuruluş Kanun’a aykırı şekilde yurt dışına veri aktarmaya devam etmektedir. Uygulamada ortaya çıkan bu sorunun farkında olan Kişisel Verileri Koruma Kurulu (“Kurul”), bazı yayın ve kararlarında zorunlu şekilde alınan açık rızalara hukuki geçerlilik tanımıştır. Ancak hangi hallerde zorunlu açık rızaya geçerlilik tanıdığına dair bir belirlilik bulunmadığı gibi Kurul’un Kanun’da açık rızanın zorunlu bir unsuru olarak say...
Legal Hukuk Dergisi, 2021
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2019
ÖZ 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile birlikte daha önce dağınık halde olan... more ÖZ 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile birlikte daha önce dağınık halde olan iltica/sığınma mevzuatı bir bütün haline gelmiş ve kanuni dayanak kazanmıştır. Söz konusu kanun kullanılan terimler açısından da yenilikler getirmiştir. 6458 sayılı Kanun öncesinde kullanılan sığınmacı kavramı yerine şartlı mülteci kavramı tercih edilmiş, bu kavram mülteci ve ikincil koruma statüsü ile birlikte uluslararası koruma türlerini oluşturmuştur. 6458 sayılı Kanun kapsamında yapılan işlemlerin yargısal denetiminde istisnası olmakla birlikte idari yargı görevli kılınmıştır. Uluslararası koruma başvurularının yapılma ve değerlendirilme usulüne dair ayrıntılı düzenlemeler içeren 6458 sayılı Kanun sonrasında oluşan uyuşmazlıklar idari yargının bu konudaki içtihatlarının zengin ve belirli olmasına neden olmuştur. 6458 sayılı Kanun kapsamında yapılan işlemlerde genel görevli mahkeme idare mahkemeleri olduğu için idari yargının bu alandaki içtihatlarının ele alınması gerek yabancılar hukukunun gelişimi gerek bu kanundan yararlanmak isteyen yabancıların hak kaybına uğramaması için önem arz etmektedir. Anahtar Kelimeler: uluslararası koruma, mülteci, şartlı mülteci, idari başvuru, idari yargı
Legal Hukuk Dergisi, 2019
Binali Özkaradeniz ve Diğerleri kararı Anayasa Mahkemesi'nin çevresel meselelere ilişkin vermiş o... more Binali Özkaradeniz ve Diğerleri kararı Anayasa Mahkemesi'nin çevresel meselelere ilişkin vermiş olduğu bir ihlal kararı olması, çevresel meselelere ilişkin devletin pozitif yükümlülüklerine vurgu yapması ve çevresel meselelerin ele alındığı Anayasa maddesine ilişkin farklı bir yaklaşım sergilenmesi nedeniyle önemli bir karardır. Karara konu olan uyuşmazlığa derece mahkemelerinin getirmiş olduğu çözüm de idarenin sorumluluğu ve çevrenin korunmasına ilişkin idarenin Anayasal yükümlülükleri açısından tartışmalı noktalar içermektedir.
1982 Anayasası’nın 56. maddesinde, herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip ... more 1982 Anayasası’nın 56. maddesinde, herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu belirtilmiş; çevrenin korunması ve geliştirilmesi devletin ve vatandaşların ortak ödevi olarak düzenlenmiştir. Dolayısıyla, bu konuda hem idare hem de bireyler yükümlülük altındadırlar. Ancak, çevrenin korunması ve geliştirilmesini sağlamada asıl sorumluluk idarededir. Bu çalışma, çevrenin korunmasına yönelik kolluk faaliyetlerini yürütürken kişilere vermiş olduğu zararlardan dolayı idarenin sorumluluğunu ele almayı amaçlamaktadır.