Aykut Çalışkan - Academia.edu (original) (raw)

Papers by Aykut Çalışkan

Research paper thumbnail of Sosyal Ağların Suriyeli Aile Göçüne Etkilerinin Göçmen Yaşantıları ve Beklentileri Üzerinden İncelenmesi

Göç Dergisi

Sosyal ağların göç olgusu ve göçmen hareketliliği üzerindeki belirleyici etkisi, on yılı aşkın sü... more Sosyal ağların göç olgusu ve göçmen hareketliliği üzerindeki belirleyici etkisi, on yılı aşkın süredir Türkiye’de
yaşamlarını sürdüren Suriyeli göçmenleri de aile kurumu üzerinden etkilemiştir. Bu bakış açısı sosyal ağların göç
edilen ülkedeki aile ve göçmen yaşantılarını nasıl etkilediği sorusuna cevap aramaya yönlendirmiştir. Türkiye’de
Suriyeli göçmen aileler üzerine sosyal ağ bileşenleri üzerinden göçmen yaşantısı ve beklentilerinin anlaşılması
kapsamında yapılan araştırmalar halen kısıtlıdır. Sosyal ağların aile yapısına olan etkisi ya da işlevlerinin toplumsal
etkileşim ve değişim süreçleri açısından incelenmesi sorunsalı bu açıdan önem arz etmektedir. Nitel araştırma
yönteminin kullanıldığı araştırmada sosyal ağların rolünün ülke içi ve ülkeler arası göç sürecine, göçmen
yaşantılarına, beklentilerine ve sosyal sorunlar üzerine olan etkilerinin anlaşılması amaçlanmıştır. Araştırma, İzmir
ili Buca ilçesi Göksu ve Fırat mahallelerinde gerçekleştirilmiş olup sosyal ağlar aracılığıyla Suriyeli aile göçündeki
önem arz eden özelliklerin anlaşılması hedeflenmiş ve Suriyeli aileler üzerinden toplumsal gerçekliğinin ortaya
çıkarılması planlanmıştır. Araştırma sonucunda göç sürecinde yaşanılan zorluklar, iletişim ve sosyal beklentiler
temalarına ulaşılmıştır.

Research paper thumbnail of Military Sociology and its Education in Türkiye: A Comparative Analysis

İstanbul üniversitesi sosyoloji dergisi, Oct 26, 2023

Research paper thumbnail of Crime, pandemic and social mobility: Empirical evidence from Türkiye

Crime Law and Social Change, Nov 1, 2023

Research paper thumbnail of Bekçilerin Toplumsal Rolleri: Savunulabilir Mekân Teorisinden Hareketle Medya Temsilleri Üzerine Bir Değerlendirme

Afyon Kocatepe Üniversitesi sosyal bilimler dergisi, Mar 29, 2021

Güvenlik hizmetlerinin asayişi temin ve halka yardım vazifelerinde yerel düzlemde sorumluluk üstl... more Güvenlik hizmetlerinin asayişi temin ve halka yardım vazifelerinde yerel düzlemde sorumluluk üstlenen ve kentlerin en küçük mahalli birimlerinde görev alan çarşı ve mahalle bekçileri Türk toplumun geleneksel bir toplumsal grubudur. Çarşı ve mahalle bekçiliği süregeldiği farklı tarihsel dönemlerde varlığını kurumsal açıdan her zaman korumuş, ancak suçun önlenmesi noktasında görev anlayışı ve sahadaki uygulamaları dönemsel şartların beklentilerine göre değişikliğe uğramıştır. Bununla beraber modern toplum anlayışı sosyalleşme süreçlerine atfettiği rol nedeniyle psiko-sosyal dürtüler arasında yer alan güven duygusunun toplumun üyeleri arasında yaygınlaşmasına da odaklanmıştır. Bu çalışma; çarşı ve mahalle bekçilerinin görev tanımlarının düzenlendiği ve 2020 yılında yürürlüğe giren 7245 sayılı kanun kapsamında çarşı ve mahalle bekçilerinin toplumsal rolünü medya temsilleri üzerinden incelemektedir. Suç önleme faaliyetleri çerçevesinde hazırlanan medya temsillerini savunulabilir mekân teorisinin öncelliğinde post pozitivizm bakış açısıyla nitel araştırma yöntemiyle analiz etmektir. Bu çerçevede 2016-2020 yılları arasında haber sitelerinin "Çarşı ve Mahalle Bekçisi", "Suç İstatistikleri" ve "Suç Önleme" kavramları üzerinden yapılan tarama sonuçları içerik analizine tabi tutulmuştur. Bekçilerin suç önlemeye dönük katkıları asayiş uygulamaları üzerinden makro veriler üzerinden anlatılırken, toplumsal iş birliği ve duyarlılığın gelişiminde başarılı faaliyetlerin belirtildiği anlaşılmış, ancak toplum destekli suç önleme faaliyetlerine dair sağlıklı bir veri elde edilememiştir. Çarşı ve mahalle bekçilerinin sorumlu olduğu mahallelerde suç önlemeye dair faaliyetlerinin mikro ölçekte daha belirgin bir şekilde ifade edilmesi ve suç olaylarının çözümlenmesinde toplum desteğinin katkısının yansıtılmasının faydalı olacağı sonucuna varılmıştır.

Research paper thumbnail of A Sociological Study on Affected People by the İzmi̇r Earthquake: Analysis of Social Awareness in Relation to the Earthquake

Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi

Doğal afetlerin ve özelde depremlerin oluşturduğu tehlikelerin üstesinden gelme maksadıyla toplum... more Doğal afetlerin ve özelde depremlerin oluşturduğu tehlikelerin üstesinden gelme maksadıyla toplumsal bilinç ve algı düzeyinin belirlenmesi sosyolojik araştırma alanları içerisinde kendisine yer bulmaktadır. Alan yazınında afet algısı farkında olma terimiyle açıklanmaktadır. Sosyal algının inşa edilme sürecinde sosyolojik bakış açısı insanların fiziksel ve sosyal dünyayı anlamasına ve etkileşimde bulunmasına odaklanmaktadır. Deprem riskinin dünyada ve Türkiye'deki yansımaları değerlendirildiğinde yapılan analizlerin; depremin bir doğa olayının yarattığı riskin ötesinde, ülkelerin gerçekliğine bağlı olarak toplumsal bir risk özelliği taşıdığı ifade edilmiştir. Bu araştırma, 30.10.2020 tarihinde İzmir kentinde meydana gelen depremin toplumsal bilinç üzerine yansımalarını incelemektedir. Bu çerçevede metodolojik açıdan nitel araştırma veri toplama teknikleri arasında yer alan görüşme formu önceden hazırlanmış, soru formları sistematik bir biçimde görüşülenin deneyimlerinin elde edil...

Research paper thumbnail of Türki̇ye’De Suçlu Davraniş Ve Yaş İli̇şki̇si̇: Suç Türleri̇ Üzeri̇nden Karşilaştirmali Bi̇r Anali̇z

Sosyoloji Araştırmaları Dergisi, 2021

Çok boyutlu suç olgusunun tek bir parametre üzerinden modellenemeyeceği aşikârdır çünkü suç toplu... more Çok boyutlu suç olgusunun tek bir parametre üzerinden modellenemeyeceği aşikârdır çünkü suç toplumsal, kültürel ve ekonomik etkenlerin göz ardı edilemeyeceği sosyal bir olgudur. Tutarlı sonuçlar ürettiği savunulan suç ve yaş ilişkisi önemli bir iddiayı ortaya koymaktadır. Alan yazınındaki diğer çalışmalar haricinde Hirschi ve Gottfredson (1983) suçlu davranış ve yaş ilişkisini sağa çarpık bir dağılım üzerinden modellemiş, her yerde ve her zaman benzer sonuçlar ürettiğini ifade etmiştir. Bu yaklaşıma göre; suçlu davranışın yetişkinlik döneminde azalmadığı, ilerleyen yaşla birlikte yaşam süresi içinde azalma gösterdiği iddia edilerek yaşam seyri mercek altına alınmıştır. Derecelendirilmiş yaş aralıklarının artış göstermesi durumunda, yetişkinlik döneminden sonra işlenen suçların azaldığını ifade eden bu önermenin Türkiye özelinde geçerliliği tespit edilmemiştir. Bu çalışmanın amacı; yaş ve suç ilişkisinin belirleyiciliğinde derecelendirilmiş yaş aralıklarının önem durumlarını suç türl...

Research paper thumbnail of Geçici Koruma Kapsamındaki Suriyelilerin Deneyimlediği Sosyal Gerilim Gerçekliğinin Nedenlerine Yönelik Nitel Bir İnceleme

Sosyal Siyaset Konferansları Dergisi / Journal of Social Policy Conferences

Research paper thumbnail of Cyber Warfare: Information Crisis or Information Security?

SAVSAD Savunma ve savaş araştırmaları dergisi, Jun 21, 2023

Günümüz dünyasında yaşanan riskler oluşum ve sonuçları itibariyle toplumsal yaşamı etkilemekle ka... more Günümüz dünyasında yaşanan riskler oluşum ve sonuçları itibariyle toplumsal yaşamı etkilemekle kalmayıp gerilime sahne olan sosyal çatışma ve sorunlar üzerinden toplumsal değişimi etkilemekte ve de biçimlendirmektedir. Siber saldırıların bilgi sistemlerinin güvenliğini hedeflemesi sadece ulusal güvenliği etkilemekle kalmayıp bilgiyi metalaştırarak metaforik açıdan savaşın aracı haline getirmektedir. Bu yönüyle toplumsalı siber savaş ile buluşturan gerçeklik ise bilgi sistemlerindeki güvenlik beklentilerini açığa çıkarırken, devletlerin bilgi güvenliğine ilişkin oluşan gereksinimleri toplumsal alanda önemli bir temayı ortaya koymakta ve söz konusu bağlam üzerinden sosyolojik tespitlere kapı aralamaktadır. Bu durum diğer toplumsal olgu ve eylemler gibi siber savaşın gelişim süreçlerini incelemeyi gerekli kılmaktadır. Ayrıca bilgi ve iletişim araçları üzerinden oluşan tehdidinin boyutlarını da açımlamaya yönlendirmektedir. Bilgi teknolojilerinde yaşanan gelişmelerin çeşitlilik ve değişkenlik içeren yönünün bulunması ise siber tehlikelerin önlenmesinde risk yönetim sürecini ve çözümlenmesini zorunlu hale getirmektedir. Bu çerçevede araştırma sorunsalı olarak siber savaşların ortaya çıkış gerekçeleri incelenerek sosyolojik açıdan bilgi krizine mi yoksa bilgi güvenliğine mi neden olduğu sorusuna yanıt aranmıştır. Çalışma kapsamında doküman inceleme tekniği üzerinden alana dönük çalışmalar ve kaynaklar incelenmiş, birincil kaynak taraması üzerinden araştırma sorunsalı tartışılmıştır. Çalışmada bu tespitin literatüre sunduğu kavramsal ve kuramsal katkılar ile kısıtları ortaya konulmuştur.

Research paper thumbnail of Türkiye’de Kültürel Mirasın Korunmasına Yönelik Proaktif Mücadele Arayışı: Tespitler ve Model Önerisi

Fakülte dergisi, Jan 3, 2023

Cultural heritage reveals an immanent appearance to the collective consciousness beyond the struc... more Cultural heritage reveals an immanent appearance to the collective consciousness beyond the structures in which cultural assets take shape. While this situation provides an explanation for the concept of cultural heritage in an intellectual dimension, it highlights the protection and sustainability of cultural assets on a concrete level. Since pro-active struggle concerns public responsibility, it becomes possible by determining the parameters for the protection of cultural heritage. At the same time, it gains a de facto meaning with the determination of the responsibility to be applied. The aim of this study is to explore the dynamics for the protection of cultural heritage and to model the possible relationship between them. In this effort, which was developed based on an eclectic understanding, there is a search for discovering the individual, social and culturally prominent variables for the protection of cultural heritage. It is aimed to solve the problem determined in the research through eld data. In this framework, the results obtained from descriptive and correlational statistics were considered in the construction process of the methodology of the study. Secondary data were analyzed by choosing a relational research design with the macro data procedure. In the model created to determine the impact and change areas of actions that cause damage to cultural assets, the status of permitted treasure studies and the importance of excavation and surface surveys were discovered. To protect the cultural heritage, it is important to focus on measures that are reinforced by social awareness and consciousness, as well as the traditional measures that are currently in practice. Kültürel miras, kültür varlıklarının şeklen büründüğü yapıların ötesinde kolektif hafızaya içkin bir görünümü serimlemektedir. Bu durum düşünsel boyutta kültürel miras kavramına açıklama sunarken, somut düzlemde kültürel varlıkların korunmasını ve sürdürülebilirliğini öne çıkarmaktadır. Pro-aktif mücadelenin karşılığı ise kamusal sorumluluğu ilgilendirmesi açısından kültürel mirasın korunmasına yönelik parametrelerin belirlenmesi ile olası hale gelmekte ve uygulanması gereken sorumluluğun tespit edilmesiyle ili bir anlam kazanmaktadır. Bu çalışma ile yapılmak istenen; kültürel mirasın korunmasına yönelik toplumsal ve kültürel dinamikleri keşfetmek ve aralarındaki olası ilişkiyi modelleyebilmektir. Eklektik anlayışa dayalı geliştirilen bu çabanın arkasında, kültürel mirasın korunmasına yönelik bireysel, toplumsal ve kültürel açıdan öne çıkan değişkenleri keşfetme arayışı bulunmaktadır. Araştırmada belirlenen sorunsalın saha verileri üzerinden çözümlenmesi hedeenmiştir. Bu çerçevede çalışmanın metodolojisi inşa edilirken betimsel ve korelasyonel istatistiklerden elde edilen sonuçlar dikkate alınmış, makro veriler yordamıyla ilişkisel bir araştırma deseni tercih edilerek ikincil veriler analiz edilmiştir. Kültürel varlıkların zarar görmesine sebep olan eylemlerin etki ve değişim alanlarının belirlenmesi amacıyla oluşturulan modelde; izinli dene çalışması ile kazı ve yüzey araştırmalarının önemi keşfedilmiştir. Kültürel mirasın korunabilmesi için uygulamada yer alan geleneksel tedbirlerin yanında toplumsal bilinç ve farkındalık ile pekiştirilen önlemlere ağırlık verilmesinin faydalı olacağı değerlendirilmiştir.

Research paper thumbnail of Suça İlişkin Makro Veriler Üzerinden Kadın Suçluluğunun Analizi: Türkiye Özelinde Dönemsel Tespitler

Dumlupınar Üniversitesi sosyal bilimler dergisi, Jan 28, 2022

Öz Cinsiyetin suçlu davranışın açıklanmasındaki rolünün sadece determinist bir yaklaşımla değerle... more Öz Cinsiyetin suçlu davranışın açıklanmasındaki rolünün sadece determinist bir yaklaşımla değerlendirilemeyeceği görüşü bir yandan epistemolojik kaygıları yansıtırken, diğer yandan suç istatistiklerinde gerçek bir olguyu temsil etmektedir. Feminizm ve Kriminoloji arasındaki ilişkiyi açıklayan iki temel soru ise; kadınların erkeklere oranla neden daha az suç işlediği ile suçun nedenlerine ilişkin tespitlerle öne çıkmıştır. Bu çalışmanın amacı; geçtiğimiz yüzyılda belirgin şekilde araştırmalara konu olan kadın suçluluğunun genel görüngüsünü istatistiksel veriler üzerinden ortaya çıkarmak ve dönemsel tespitlerle ilişkilendirmektir. Araştırmada Türkiye özelinde kadın suçluluğunun geldiği noktaya yanıt aranırken, suç oranlarında bir artış olup olmadığına bakılmıştır. Çalışmanın metodolojisiyle yapılmak istenen; eleştirel modeller aracılığıyla oluşturulan önermeleri istatistiksel modelle değerlendirmek ve kadın suçluluğundaki niteliksel değişimi kuramsal perspektiflerin öncülüğünde test edebilmektir. Bu çerçevede araştırmada sosyo-ekonomik statü göstergelerinin (yaş, eğitim düzeyi, medeni durum, suç türü) önem düzeyleri loglinear analizle frekans düzeyleri üzerinden keşfedilmiştir. Kadın suçluluğunun sosyo-ekonomik statü göstergeleri açısından son on yıllık süreçte dönemsel özellikleri incelendiğinde; hırsızlık ve uyuşturucu madde imal ve ticareti suçlarının ön plana çıktığı, kadın suçluluğu açısından erken dönem yaş aralıkları, eğitim seviyesinin düşüklüğü ve medeni duruma ilişkin nedenlerinin önem arz ettiği tespit edilmiştir. Araştırmanın alan yazını açısından önemli karşılığı olan özelliklerin tespit edilmesine katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir.

Research paper thumbnail of The Sociological Aspect of Social Solidarity Practices after Earthquake: Izmir Earthquake Example

Süleyman Demirel Üniversitesi Vizyoner Dergisi, Nov 20, 2021

Depremin olası sonuçlarının çok boyutlu ele alınması mecburiyeti, bizleri tarihsel süreç içerisin... more Depremin olası sonuçlarının çok boyutlu ele alınması mecburiyeti, bizleri tarihsel süreç içerisinde sosyolojik bakış açısından hareketle Türkiye'deki depremleri incelemeye yönlendirmiştir. Türkiye'de depremlerin oluşturduğu travmalar bireysel ve toplumsal açıdan değişimi beraberinde getirmiş, gündelik hayatta deprem gerçeğiyle yüzleşmek sosyal bir olgu olarak ortaya çıkmıştır. Bu çalışmanın çıkış amacı depremin etkilerini mekânda kavrayabilmek ve toplumsal dayanışma pratiklerinin geldiği süreçte saha araştırmalarıyla açıklayabilmektedir. Araştırma kapsamında planlanan temel hedef depremlerin izdüşümünden yola çıkarak toplumsal dayanışma pratiklerinin görünümünü ortaya çıkarabilmektedir. Bu açıdan; Türkiye özelinde son olarak 30 Ekim 2020 tarihinde İzmir kentinde meydana gelen deprem sonrası süreç toplumsal dayanışma pratikleri üzerinden analiz edilmiştir. Depremin hemen sonrasında İzmir kent merkezinde kurulan çadır kentlerde 336 depremzedenin katılımıyla nitel bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Depremzedelerin anlatıları ve deneyimleri dikkate alınarak nitel araştırma yönteminin kullanıldığı çalışmada çadır kentlerde görev alan kurum veya kuruluşların sunmuş olduğu hizmetlerin toplumsal dayanışma ve organizasyon yapısına ilişkin yönleri anlaşılmaya çalışılmıştır. Derinlemesine mülakat sonucunda değerlendirme, öneri, eleştiri ve duygu durumu temalarına ulaşılmıştır. İzmir tarihinde gerçekleşen en yıkıcı deprem sonrasında devlet-yerel yönetim ve sivil toplum kuruluşlarının toplumsal dayanışma pratikleri ve destekleri öne çıkmıştır. Deprem hazırlık sürecinin eş zamanlı bir bütünleşme gerektirdiği saha uygulamaları ve katılımcılarının anlatıları çerçevesinde ortaya çıkarılmıştır.

Research paper thumbnail of Assessments of Conceptual in Quality of Urban Life Measurements and Dimensional Recommendations

Journal of Economy Culture and Society, 2021

Bireyin faydasına dönük iyi olma idealine arayış olan ve fiziksel açıdan kentler üzerinden anlam ... more Bireyin faydasına dönük iyi olma idealine arayış olan ve fiziksel açıdan kentler üzerinden anlam bulan yaşam kalitesi sosyal göstergeler ve bu göstergelerin memnuniyeti üzerine değer atfetmektedir. Alan yazınına sunulan teorik perspektifin geçerliliğinin kültürel dokuyu işleyen mekânsal farklılıklarından dolayı standart bir yapıyı mecburen temsil edememesi bizleri Türkiye özelinde model arayışına yönlendirmiştir. Nedensel karşılaştırmalı nicel araştırma yönteminin kullanıldığı araştırmada 2015 yılında TÜİK tarafından kentlerin yaşam kalitelerinin ölçülmesinde esas alınan göstergeler ikincil veri analizi tekniğiyle yeniden ele alınmış ve istatistiki açıdan faktör analizine tabi tutulmuştur. Boyut belirleme süreçlerinde kentsel yaşam kalitesinin çekim alanında yer alan faktörlerin toplumsal ihtiyaçlar, mekânsal durum, kamu hizmetlerinden memnuniyet, sosyo-ekonomik kalkınma ve yaşam memnuniyeti olduğu anlaşılmıştır. Yaşam kalitesi göstergelerinin önem düzeyleri ve memnuniyeti ölçen bir ölçme aracıyla yola devam edebilme çabasının arandığı bu araştırma ülkemizde sosyal bilimlerin gelişimine de katkı sunacağı öngörülmektedir.

Research paper thumbnail of Uluslararasi Göçün Karşilaştirmali Bi̇r Anali̇zi̇: Göçmen Kaçakçiliği Suçu Üzeri̇ne Tespi̇tler

İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2021

The dynamic and ongoing nature of migration optimize the preferences of individuals who decide on... more The dynamic and ongoing nature of migration optimize the preferences of individuals who decide on the migration process, influenced by the socio-spatial conditions of the countries. While the social changes experienced with globalization accelerated population mobility, it also accelerated the migration process to settlements, which are seen as attraction centers. These developments have caused countries not only to manage migration but also to combat a crime in which migration is an object. Purpose: This study analyzes the concept of international migration on the basis of the minimum wage, which is among the social policy instruments, thanks to the data obtained through Eurostat regarding the countries with high migration rates in the European Union. Such a response to the economic purpose of searching for the ideal process of seeking individuals who decide to migrate, migrant smuggling showing an increase in recent years in Turkey shed light on the crime. Method: In the study, secondary data analysis technique was used within the framework of quantitative research method, and the effect of the migration variable, which was understood to increase cumulatively by years, on the minimum wage based on the national currencies of the countries was tested. Also, relational situation on the number of irregular migrants, migrant smuggling crimes has been investigated in particular Turkey. Findings: According to the non-parametric test results, a negative relationship was found between immigration intensity and the minimum wages of countries. Also, the importance of social networking in terms of geography and migration routes has confirmed to us after 2015 because of increasing immigration rates in Spain and Turkey. It has been understood that in the last decade, the increase in migrant smuggling crimes in Turkey. Originality: Migrants in Turkey due to the concept of social networks in terms of specific migrant smuggling crimes were reflected in the rising crime statistics based on relational year and was questioned again the importance of the role of organized crime theories.

Research paper thumbnail of Geçi̇ci̇ Koruma Kapsamindaki̇ Suri̇yeli̇leri̇n Mekân Terci̇hleri̇nde Rasyonelli̇ği̇n Anali̇zi̇

Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2020

Bu çalışmanın amacı ülke sınırlarına giren mültecilerin belirli mekânlara yerleşiminde makro deği... more Bu çalışmanın amacı ülke sınırlarına giren mültecilerin belirli mekânlara yerleşiminde makro değişkenlerinin önem düzeylerinin mültecilerin bireysel tercihlerine katkısının olup olmadığının belirlenmesidir. Bu çerçevede göç olgusu Suriyeli mülteciler üzerinden kavramsal açıdan ele alırken, ilişkiler ağı kuramı çerçevesinde makro değişkenler vasıtasıyla göçün yerel ölçekte dağılım özelliklerinin araştırılması temel gaye olmuştur. Yapılan araştırma Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından paylaşılan göç verileri ve diğer kurumlara ilişkin il bazında ölçülen memnuniyet verileri üzerinden hazırlanmıştır. Geçici koruma kapsamında yer alan Suriyelilerin göç süreçlerinde hedef ülke Türkiye özelinde rasyonel karar süreci sonrası alt yerleşim yerlerini sosyal ilişkiler ağı perspektifinde seçip seçmedikleri sınanmaya çalışılmış ve anılan hipotez test edilmiştir. Ordinal lojistik regresyon analizi sonuçlarına göre il bazında Suriyeli vatandaşların yoğunluğunu etkileyen faktörün sosyal güvenlik ve çalışma faktörü olduğu tespit edilmiştir. İstihdam düzeyi ile sosyal güvenlik hizmetlerinin memnuniyetinin daha düşük olduğu yerlerde Suriyelilerin il bazında yoğunluğunun azaldığı (1,39 kat daha az riskli) sonucuna ulaşılmıştır.

Research paper thumbnail of GEÇİCİ KORUMA KAPSAMINDAKİ SURİYELİLERİN MEKÂN TERCİHLERİNDE RASYONELLİĞİN ANALİZİ

Bu çalışmanın amacı ülke sınırlarına giren mültecilerin belirli mekânlara yerleşiminde makro deği... more Bu çalışmanın amacı ülke sınırlarına giren mültecilerin belirli mekânlara yerleşiminde makro değişkenlerinin önem düzeylerinin mültecilerin bireysel tercihlerine katkısının olup olmadığının belirlenmesidir. Bu çerçevede göç olgusu Suriyeli mülteciler üzerinden kavramsal açıdan ele alırken, ilişkiler ağı kuramı çerçevesinde makro değişkenler vasıtasıyla göçün yerel ölçekte dağılım özelliklerinin araştırılması temel gaye olmuştur. Yapılan araştırma Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından paylaşılan göç verileri ve diğer kurumlara ilişkin il bazında ölçülen memnuniyet verileri üzerinden hazırlanmıştır. Geçici koruma kapsamında yer alan Suriyelilerin göç süreçlerinde hedef ülke Türkiye özelinde rasyonel karar süreci sonrası alt yerleşim yerlerini sosyal ilişkiler ağı perspektifinde seçip seçmedikleri sınanmaya çalışılmış ve anılan hipotez test edilmiştir. Ordinal lojistik regresyon analizi sonuçlarına göre il bazında Suriyeli vatandaşların yoğunluğunu etkileyen faktörün sosyal güvenlik ve çalışma faktörü olduğu tespit edilmiştir. İstihdam düzeyi ile sosyal güvenlik hizmetlerinin memnuniyetinin daha düşük olduğu yerlerde Suriyelilerin il bazında yoğunluğunun azaldığı (1,39 kat daha az riskli) sonucuna ulaşılmıştır.

Research paper thumbnail of ULUSLARARASI GÖÇÜN KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZİ: GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI SUÇU ÜZERİNE TESPİTLER

Göçün dinamik ve süregelen yapısı, ülkelerin sosyo-mekânsal durumlarından etkilenerek göç sürecin... more Göçün dinamik ve süregelen yapısı, ülkelerin sosyo-mekânsal durumlarından etkilenerek göç sürecine karar veren bireylerin tercihlerini optimize etmektedir. Küreselleşmeyle birlikte yaşanan toplumsal değişimler nüfus hareketliliğine ivme kazandırırken, cazibe merkezleri olarak görülen yerleşim yerlerine göç sürecini de hızlandırmıştır. Yaşanan bu gelişmeler ülkelerin göçü idare etmelerinin yanı sıra göçün nesne konumunda yer aldığı bir suçla da mücadele etmelerine neden olmuştur.

Amaç: Bu çalışma Avrupa Birliğinde göç oranlarının yüksek olduğu ülkelere ilişkin eurostat üzerinden temin edilen veriler sayesinde uluslararası göç kavramını sosyal politika araçları arasında yer alan minimum (asgari) ücret üzerinden analiz etmektedir. Böylesine bir amaç göç sürecine karar veren bireylerin ekonomik ideal arayışına yanıt ararken, Türkiye’de son yıllarda artış gösteren göçmen kaçakçılığı suçuna ışık tutmaktadır.

Yöntem/Tasarım / Metodoloji / Yaklaşım: Araştırmada nicel araştırma yöntemi çerçevesinde ikincil veri analiz tekniği kullanılmış, kümülatif olarak yıllara göre artış gösterdiği anlaşılan göç değişkeni ülkelerin ulusal para birimleri esas alınarak minimum ücret üzerine etkisi test edilmiştir. Ayrıca Türkiye özelinde göçmen kaçakçılığı suçunun düzensiz göçmen sayısı üzerinden ilişkisel durumu araştırılmıştır.

Bulgular: Parametrik olmayan test sonuçlarına göre göç yoğunluğu ile ülkelerin minimum ücretleri arasında negatif düzeyde bir ilişkiye rastlanmıştır. Bununla beraber İspanya ve Türkiye’nin 2015 yılından sonra artan göç oranlarının karşılığı ise coğrafi açıdan göç rotasını ve sosyal ağların önemini bizlere göstermiştir. Türkiye’de son on yıllık süreçte göçmen kaçakçılığı suçun artış gösterdiği anlaşılmıştır.

Özgünlük: Göçmen kavramının sosyal ağlar nedeniyle Türkiye özelinde göçmen kaçakçılığı suçu açısından ilişkisel rolü yıllara göre artan suç istatistiklerine yansımış ve organize suç teorileri açısından önemi yeniden sorgulanmıştır.

Research paper thumbnail of SUÇA İLİŞKİN MAKRO VERİLER ÜZERİNDEN KADIN SUÇLULUĞUNUN ANALİZİ: TÜRKİYE ÖZELİNDE DÖNEMSEL TESPİTLER

Cinsiyetin suçlu davranışın açıklanmasındaki rolünün sadece determinist bir yaklaşımla değerlendi... more Cinsiyetin suçlu davranışın açıklanmasındaki rolünün sadece determinist bir yaklaşımla değerlendirilemeyeceği görüşü bir yandan epistemolojik kaygıları yansıtırken, diğer yandan suç istatistiklerinde gerçek bir olguyu temsil etmektedir. Feminizm ve Kriminoloji arasındaki ilişkiyi açıklayan iki temel soru ise; kadınların erkeklere oranla neden daha az suç işlediği ile suçun nedenlerine ilişkin tespitlerle öne çıkmıştır. Bu çalışmanın amacı; geçtiğimiz yüzyılda belirgin şekilde araştırmalara konu olan kadın suçluluğunun genel görüngüsünü istatistiksel veriler üzerinden ortaya çıkarmak ve dönemsel tespitlerle ilişkilendirmektir. Araştırmada Türkiye özelinde kadın suçluluğunun geldiği noktaya yanıt aranırken, suç oranlarında bir artış olup olmadığına bakılmıştır. Çalışmanın metodolojisiyle yapılmak istenen; eleştirel modeller aracılığıyla oluşturulan önermeleri istatistiksel modelle değerlendirmek ve kadın suçluluğundaki niteliksel değişimi kuramsal perspektiflerin öncülüğünde test edebilmektir. Bu çerçevede araştırmada sosyo-ekonomik statü göstergelerinin (yaş, eğitim düzeyi, medeni durum, suç türü) önem düzeyleri loglinear analizle frekans düzeyleri üzerinden keşfedilmiştir. Kadın suçluluğunun sosyo-ekonomik statü göstergeleri açısından son on yıllık süreçte dönemsel özellikleri incelendiğinde; hırsızlık ve uyuşturucu madde imal ve ticareti suçlarının ön plana çıktığı, kadın suçluluğu açısından erken dönem yaş aralıkları, eğitim seviyesinin düşüklüğü ve medeni duruma ilişkin nedenlerinin önem arz ettiği tespit edilmiştir. Araştırmanın alan yazını açısından önemli karşılığı olan özelliklerin tespit edilmesine katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir.

Research paper thumbnail of TÜRKİYE’DE SUÇLU DAVRANIŞ VE YAŞ İLİŞKİSİ: SUÇ TÜRLERİ ÜZERİNDEN KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZ

SAD / JSR Sosyoloji Araştırmaları Dergisi / Journal of Sociological Research Cilt / Volume 24 Sayı / Number 3 (Ekim / October 2021) : (237-267 , 2021

Çok boyutlu suç olgusunun tek bir parametre üzerinden modellenemeyeceği aşikârdır çünkü suç toplu... more Çok boyutlu suç olgusunun tek bir parametre üzerinden modellenemeyeceği aşikârdır çünkü suç toplumsal, kültürel ve ekonomik etkenlerin göz ardı edilemeyeceği sosyal bir olgudur. Tutarlı sonuçlar ürettiği savunulan suç ve yaş ilişkisi önemli bir iddiayı ortaya koymaktadır. Alan yazınındaki diğer çalışmalar haricinde Hirschi ve Gottfredson (1983) suçlu davranış ve yaş ilişkisini sağa çarpık bir dağılım üzerinden modellemiş, her yerde ve her zaman benzer sonuçlar ürettiğini ifade etmiştir. Bu yaklaşıma göre; suçlu davranışın yetişkinlik döneminde azalmadığı, ilerleyen yaşla birlikte yaşam süresi içinde azalma gösterdiği iddia edilerek yaşam seyri mercek altına alınmıştır. Derecelendirilmiş yaş aralıklarının artış göstermesi durumunda, yetişkinlik döneminden sonra işlenen suçların azaldığını ifade eden bu önermenin Türkiye özelinde geçerliliği tespit edilmemiştir. Bu çalışmanın amacı; yaş ve suç ilişkisinin belirleyiciliğinde derecelendirilmiş yaş aralıklarının önem durumlarını suç türleri açısından ikincil veriler üzerinden sınamak ve Türkiye özelinde karşılaştırılmalı bir analiz yapabilmektir. Bu çerçevede kişiye karşı suçlar arasında dört farklı suç grubu üzerinden suçun gelişimini simgeleyen yaş aralıklarının grup içi benzerliği ve uyum düzeyleri araştırılmıştır. Uyum analizinin uygulandığı çalışmada gençlik suçluluğu olarak nitelendirdiğimiz erken dönem yetişkin suçlarının malvarlığına karşı işlenen suçlar ile uyum gösterdiği tespit edilirken; yetişkin suçlarının gençlik suçlarından farklı olarak hayata, hürriyete ve şerefe karşı işlenen suçlar ile uyum gösterdiği görülmüştür. Beklenildiği gibi yaş değişkeni suçlu davranışın açıklanmasında önemli bir parametre olarak öne çıkarken, elde edilen sonuç Hirschi ve Gottfredson’un (1983) önerdiği modelle benzer bir görünüm sergilemiştir.

Research paper thumbnail of Suriyeli Mültecilerin Sosyo-Mekansal Kümelenmelerinin İzmir Özelinde Analizi

The Different Approaches of Academic Disciplines to the Phenomenon of Migration, 2021

Türkiye, Suriye’de yaşanan iç savaş sonrası oluşan nüfus hareketliliğinden en çok etkilenen ülkel... more Türkiye, Suriye’de yaşanan iç savaş sonrası oluşan nüfus hareketliliğinden en çok etkilenen ülkelerden biridir. Suriye’den komşu ülkelere ve de diğer ülkelere yayılan bu süreç; 2011 yılından itibaren göç alan ülkelerin ve özelde kentlerin kitlesel uluslararası göç gerçeğiyle yüzleşmesini sağlamıştır. Geçici koruma kapsamında statüleri tanımlanan Suriyeli mülteciler, Türkiye’nin hemen hemen tüm yerleşim yerlerinde yaşamlarını sürdürmektedirler. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü verilerine göre İzmir’de yaklaşık olarak 150.000 Suriyeli mülteci yaşamaktadır. Suriyeli mültecilerin sosyo-mekansal kümelenmelerinin tespit edilmesi sosyal politikalar nezdinde önsel bir görünüm teşkil ederken, nüfus prospektiflerine ilişkin sağlıklı sonuçların çıkarılmasına da katkı sağlamaktadır. Bu çalışma İzmir kentine ilişkin ilçe bazında yerleşim yerlerinin görünümünü literatürde İzmir iline ilişkin paylaşılan veriler üzerinden tümevarımsal bir bakış açısıyla analiz etmektedir. Ayrıca mekânsal kümelenmelerden yola çıkarak göç yoğunluğunun dikkate alındığı çalışmada mekânsal yoğunluğun artış gösterdiği yerleşim yerlerine ilişkin sosyo-ekonomik yapı, yerel halkla ilişkiler, aidiyet duygusunun keşfedilmesi planlanmaktadır. Araştırma kapsamında toplam 24 kişiden oluşan yerel temsilciler, mahalle muhtarları ve Suriyeliler ile derinlemesine mülakat yapılması hedeflenmekte olup, nitel bir araştırma yöntemi üzerinden çalışmanın analiz edilmesi planlamıştır. Böylelikle Türkiye’nin üçüncü büyük kenti olan İzmir’deki Suriyeli mültecilerin mevcut sosyolojik durumunun resmedilmesi hedeflenmektedir.

Books by Aykut Çalışkan

Research paper thumbnail of Ceza Sosyolojisi

Research paper thumbnail of Sosyal Ağların Suriyeli Aile Göçüne Etkilerinin Göçmen Yaşantıları ve Beklentileri Üzerinden İncelenmesi

Göç Dergisi

Sosyal ağların göç olgusu ve göçmen hareketliliği üzerindeki belirleyici etkisi, on yılı aşkın sü... more Sosyal ağların göç olgusu ve göçmen hareketliliği üzerindeki belirleyici etkisi, on yılı aşkın süredir Türkiye’de
yaşamlarını sürdüren Suriyeli göçmenleri de aile kurumu üzerinden etkilemiştir. Bu bakış açısı sosyal ağların göç
edilen ülkedeki aile ve göçmen yaşantılarını nasıl etkilediği sorusuna cevap aramaya yönlendirmiştir. Türkiye’de
Suriyeli göçmen aileler üzerine sosyal ağ bileşenleri üzerinden göçmen yaşantısı ve beklentilerinin anlaşılması
kapsamında yapılan araştırmalar halen kısıtlıdır. Sosyal ağların aile yapısına olan etkisi ya da işlevlerinin toplumsal
etkileşim ve değişim süreçleri açısından incelenmesi sorunsalı bu açıdan önem arz etmektedir. Nitel araştırma
yönteminin kullanıldığı araştırmada sosyal ağların rolünün ülke içi ve ülkeler arası göç sürecine, göçmen
yaşantılarına, beklentilerine ve sosyal sorunlar üzerine olan etkilerinin anlaşılması amaçlanmıştır. Araştırma, İzmir
ili Buca ilçesi Göksu ve Fırat mahallelerinde gerçekleştirilmiş olup sosyal ağlar aracılığıyla Suriyeli aile göçündeki
önem arz eden özelliklerin anlaşılması hedeflenmiş ve Suriyeli aileler üzerinden toplumsal gerçekliğinin ortaya
çıkarılması planlanmıştır. Araştırma sonucunda göç sürecinde yaşanılan zorluklar, iletişim ve sosyal beklentiler
temalarına ulaşılmıştır.

Research paper thumbnail of Military Sociology and its Education in Türkiye: A Comparative Analysis

İstanbul üniversitesi sosyoloji dergisi, Oct 26, 2023

Research paper thumbnail of Crime, pandemic and social mobility: Empirical evidence from Türkiye

Crime Law and Social Change, Nov 1, 2023

Research paper thumbnail of Bekçilerin Toplumsal Rolleri: Savunulabilir Mekân Teorisinden Hareketle Medya Temsilleri Üzerine Bir Değerlendirme

Afyon Kocatepe Üniversitesi sosyal bilimler dergisi, Mar 29, 2021

Güvenlik hizmetlerinin asayişi temin ve halka yardım vazifelerinde yerel düzlemde sorumluluk üstl... more Güvenlik hizmetlerinin asayişi temin ve halka yardım vazifelerinde yerel düzlemde sorumluluk üstlenen ve kentlerin en küçük mahalli birimlerinde görev alan çarşı ve mahalle bekçileri Türk toplumun geleneksel bir toplumsal grubudur. Çarşı ve mahalle bekçiliği süregeldiği farklı tarihsel dönemlerde varlığını kurumsal açıdan her zaman korumuş, ancak suçun önlenmesi noktasında görev anlayışı ve sahadaki uygulamaları dönemsel şartların beklentilerine göre değişikliğe uğramıştır. Bununla beraber modern toplum anlayışı sosyalleşme süreçlerine atfettiği rol nedeniyle psiko-sosyal dürtüler arasında yer alan güven duygusunun toplumun üyeleri arasında yaygınlaşmasına da odaklanmıştır. Bu çalışma; çarşı ve mahalle bekçilerinin görev tanımlarının düzenlendiği ve 2020 yılında yürürlüğe giren 7245 sayılı kanun kapsamında çarşı ve mahalle bekçilerinin toplumsal rolünü medya temsilleri üzerinden incelemektedir. Suç önleme faaliyetleri çerçevesinde hazırlanan medya temsillerini savunulabilir mekân teorisinin öncelliğinde post pozitivizm bakış açısıyla nitel araştırma yöntemiyle analiz etmektir. Bu çerçevede 2016-2020 yılları arasında haber sitelerinin "Çarşı ve Mahalle Bekçisi", "Suç İstatistikleri" ve "Suç Önleme" kavramları üzerinden yapılan tarama sonuçları içerik analizine tabi tutulmuştur. Bekçilerin suç önlemeye dönük katkıları asayiş uygulamaları üzerinden makro veriler üzerinden anlatılırken, toplumsal iş birliği ve duyarlılığın gelişiminde başarılı faaliyetlerin belirtildiği anlaşılmış, ancak toplum destekli suç önleme faaliyetlerine dair sağlıklı bir veri elde edilememiştir. Çarşı ve mahalle bekçilerinin sorumlu olduğu mahallelerde suç önlemeye dair faaliyetlerinin mikro ölçekte daha belirgin bir şekilde ifade edilmesi ve suç olaylarının çözümlenmesinde toplum desteğinin katkısının yansıtılmasının faydalı olacağı sonucuna varılmıştır.

Research paper thumbnail of A Sociological Study on Affected People by the İzmi̇r Earthquake: Analysis of Social Awareness in Relation to the Earthquake

Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi

Doğal afetlerin ve özelde depremlerin oluşturduğu tehlikelerin üstesinden gelme maksadıyla toplum... more Doğal afetlerin ve özelde depremlerin oluşturduğu tehlikelerin üstesinden gelme maksadıyla toplumsal bilinç ve algı düzeyinin belirlenmesi sosyolojik araştırma alanları içerisinde kendisine yer bulmaktadır. Alan yazınında afet algısı farkında olma terimiyle açıklanmaktadır. Sosyal algının inşa edilme sürecinde sosyolojik bakış açısı insanların fiziksel ve sosyal dünyayı anlamasına ve etkileşimde bulunmasına odaklanmaktadır. Deprem riskinin dünyada ve Türkiye'deki yansımaları değerlendirildiğinde yapılan analizlerin; depremin bir doğa olayının yarattığı riskin ötesinde, ülkelerin gerçekliğine bağlı olarak toplumsal bir risk özelliği taşıdığı ifade edilmiştir. Bu araştırma, 30.10.2020 tarihinde İzmir kentinde meydana gelen depremin toplumsal bilinç üzerine yansımalarını incelemektedir. Bu çerçevede metodolojik açıdan nitel araştırma veri toplama teknikleri arasında yer alan görüşme formu önceden hazırlanmış, soru formları sistematik bir biçimde görüşülenin deneyimlerinin elde edil...

Research paper thumbnail of Türki̇ye’De Suçlu Davraniş Ve Yaş İli̇şki̇si̇: Suç Türleri̇ Üzeri̇nden Karşilaştirmali Bi̇r Anali̇z

Sosyoloji Araştırmaları Dergisi, 2021

Çok boyutlu suç olgusunun tek bir parametre üzerinden modellenemeyeceği aşikârdır çünkü suç toplu... more Çok boyutlu suç olgusunun tek bir parametre üzerinden modellenemeyeceği aşikârdır çünkü suç toplumsal, kültürel ve ekonomik etkenlerin göz ardı edilemeyeceği sosyal bir olgudur. Tutarlı sonuçlar ürettiği savunulan suç ve yaş ilişkisi önemli bir iddiayı ortaya koymaktadır. Alan yazınındaki diğer çalışmalar haricinde Hirschi ve Gottfredson (1983) suçlu davranış ve yaş ilişkisini sağa çarpık bir dağılım üzerinden modellemiş, her yerde ve her zaman benzer sonuçlar ürettiğini ifade etmiştir. Bu yaklaşıma göre; suçlu davranışın yetişkinlik döneminde azalmadığı, ilerleyen yaşla birlikte yaşam süresi içinde azalma gösterdiği iddia edilerek yaşam seyri mercek altına alınmıştır. Derecelendirilmiş yaş aralıklarının artış göstermesi durumunda, yetişkinlik döneminden sonra işlenen suçların azaldığını ifade eden bu önermenin Türkiye özelinde geçerliliği tespit edilmemiştir. Bu çalışmanın amacı; yaş ve suç ilişkisinin belirleyiciliğinde derecelendirilmiş yaş aralıklarının önem durumlarını suç türl...

Research paper thumbnail of Geçici Koruma Kapsamındaki Suriyelilerin Deneyimlediği Sosyal Gerilim Gerçekliğinin Nedenlerine Yönelik Nitel Bir İnceleme

Sosyal Siyaset Konferansları Dergisi / Journal of Social Policy Conferences

Research paper thumbnail of Cyber Warfare: Information Crisis or Information Security?

SAVSAD Savunma ve savaş araştırmaları dergisi, Jun 21, 2023

Günümüz dünyasında yaşanan riskler oluşum ve sonuçları itibariyle toplumsal yaşamı etkilemekle ka... more Günümüz dünyasında yaşanan riskler oluşum ve sonuçları itibariyle toplumsal yaşamı etkilemekle kalmayıp gerilime sahne olan sosyal çatışma ve sorunlar üzerinden toplumsal değişimi etkilemekte ve de biçimlendirmektedir. Siber saldırıların bilgi sistemlerinin güvenliğini hedeflemesi sadece ulusal güvenliği etkilemekle kalmayıp bilgiyi metalaştırarak metaforik açıdan savaşın aracı haline getirmektedir. Bu yönüyle toplumsalı siber savaş ile buluşturan gerçeklik ise bilgi sistemlerindeki güvenlik beklentilerini açığa çıkarırken, devletlerin bilgi güvenliğine ilişkin oluşan gereksinimleri toplumsal alanda önemli bir temayı ortaya koymakta ve söz konusu bağlam üzerinden sosyolojik tespitlere kapı aralamaktadır. Bu durum diğer toplumsal olgu ve eylemler gibi siber savaşın gelişim süreçlerini incelemeyi gerekli kılmaktadır. Ayrıca bilgi ve iletişim araçları üzerinden oluşan tehdidinin boyutlarını da açımlamaya yönlendirmektedir. Bilgi teknolojilerinde yaşanan gelişmelerin çeşitlilik ve değişkenlik içeren yönünün bulunması ise siber tehlikelerin önlenmesinde risk yönetim sürecini ve çözümlenmesini zorunlu hale getirmektedir. Bu çerçevede araştırma sorunsalı olarak siber savaşların ortaya çıkış gerekçeleri incelenerek sosyolojik açıdan bilgi krizine mi yoksa bilgi güvenliğine mi neden olduğu sorusuna yanıt aranmıştır. Çalışma kapsamında doküman inceleme tekniği üzerinden alana dönük çalışmalar ve kaynaklar incelenmiş, birincil kaynak taraması üzerinden araştırma sorunsalı tartışılmıştır. Çalışmada bu tespitin literatüre sunduğu kavramsal ve kuramsal katkılar ile kısıtları ortaya konulmuştur.

Research paper thumbnail of Türkiye’de Kültürel Mirasın Korunmasına Yönelik Proaktif Mücadele Arayışı: Tespitler ve Model Önerisi

Fakülte dergisi, Jan 3, 2023

Cultural heritage reveals an immanent appearance to the collective consciousness beyond the struc... more Cultural heritage reveals an immanent appearance to the collective consciousness beyond the structures in which cultural assets take shape. While this situation provides an explanation for the concept of cultural heritage in an intellectual dimension, it highlights the protection and sustainability of cultural assets on a concrete level. Since pro-active struggle concerns public responsibility, it becomes possible by determining the parameters for the protection of cultural heritage. At the same time, it gains a de facto meaning with the determination of the responsibility to be applied. The aim of this study is to explore the dynamics for the protection of cultural heritage and to model the possible relationship between them. In this effort, which was developed based on an eclectic understanding, there is a search for discovering the individual, social and culturally prominent variables for the protection of cultural heritage. It is aimed to solve the problem determined in the research through eld data. In this framework, the results obtained from descriptive and correlational statistics were considered in the construction process of the methodology of the study. Secondary data were analyzed by choosing a relational research design with the macro data procedure. In the model created to determine the impact and change areas of actions that cause damage to cultural assets, the status of permitted treasure studies and the importance of excavation and surface surveys were discovered. To protect the cultural heritage, it is important to focus on measures that are reinforced by social awareness and consciousness, as well as the traditional measures that are currently in practice. Kültürel miras, kültür varlıklarının şeklen büründüğü yapıların ötesinde kolektif hafızaya içkin bir görünümü serimlemektedir. Bu durum düşünsel boyutta kültürel miras kavramına açıklama sunarken, somut düzlemde kültürel varlıkların korunmasını ve sürdürülebilirliğini öne çıkarmaktadır. Pro-aktif mücadelenin karşılığı ise kamusal sorumluluğu ilgilendirmesi açısından kültürel mirasın korunmasına yönelik parametrelerin belirlenmesi ile olası hale gelmekte ve uygulanması gereken sorumluluğun tespit edilmesiyle ili bir anlam kazanmaktadır. Bu çalışma ile yapılmak istenen; kültürel mirasın korunmasına yönelik toplumsal ve kültürel dinamikleri keşfetmek ve aralarındaki olası ilişkiyi modelleyebilmektir. Eklektik anlayışa dayalı geliştirilen bu çabanın arkasında, kültürel mirasın korunmasına yönelik bireysel, toplumsal ve kültürel açıdan öne çıkan değişkenleri keşfetme arayışı bulunmaktadır. Araştırmada belirlenen sorunsalın saha verileri üzerinden çözümlenmesi hedeenmiştir. Bu çerçevede çalışmanın metodolojisi inşa edilirken betimsel ve korelasyonel istatistiklerden elde edilen sonuçlar dikkate alınmış, makro veriler yordamıyla ilişkisel bir araştırma deseni tercih edilerek ikincil veriler analiz edilmiştir. Kültürel varlıkların zarar görmesine sebep olan eylemlerin etki ve değişim alanlarının belirlenmesi amacıyla oluşturulan modelde; izinli dene çalışması ile kazı ve yüzey araştırmalarının önemi keşfedilmiştir. Kültürel mirasın korunabilmesi için uygulamada yer alan geleneksel tedbirlerin yanında toplumsal bilinç ve farkındalık ile pekiştirilen önlemlere ağırlık verilmesinin faydalı olacağı değerlendirilmiştir.

Research paper thumbnail of Suça İlişkin Makro Veriler Üzerinden Kadın Suçluluğunun Analizi: Türkiye Özelinde Dönemsel Tespitler

Dumlupınar Üniversitesi sosyal bilimler dergisi, Jan 28, 2022

Öz Cinsiyetin suçlu davranışın açıklanmasındaki rolünün sadece determinist bir yaklaşımla değerle... more Öz Cinsiyetin suçlu davranışın açıklanmasındaki rolünün sadece determinist bir yaklaşımla değerlendirilemeyeceği görüşü bir yandan epistemolojik kaygıları yansıtırken, diğer yandan suç istatistiklerinde gerçek bir olguyu temsil etmektedir. Feminizm ve Kriminoloji arasındaki ilişkiyi açıklayan iki temel soru ise; kadınların erkeklere oranla neden daha az suç işlediği ile suçun nedenlerine ilişkin tespitlerle öne çıkmıştır. Bu çalışmanın amacı; geçtiğimiz yüzyılda belirgin şekilde araştırmalara konu olan kadın suçluluğunun genel görüngüsünü istatistiksel veriler üzerinden ortaya çıkarmak ve dönemsel tespitlerle ilişkilendirmektir. Araştırmada Türkiye özelinde kadın suçluluğunun geldiği noktaya yanıt aranırken, suç oranlarında bir artış olup olmadığına bakılmıştır. Çalışmanın metodolojisiyle yapılmak istenen; eleştirel modeller aracılığıyla oluşturulan önermeleri istatistiksel modelle değerlendirmek ve kadın suçluluğundaki niteliksel değişimi kuramsal perspektiflerin öncülüğünde test edebilmektir. Bu çerçevede araştırmada sosyo-ekonomik statü göstergelerinin (yaş, eğitim düzeyi, medeni durum, suç türü) önem düzeyleri loglinear analizle frekans düzeyleri üzerinden keşfedilmiştir. Kadın suçluluğunun sosyo-ekonomik statü göstergeleri açısından son on yıllık süreçte dönemsel özellikleri incelendiğinde; hırsızlık ve uyuşturucu madde imal ve ticareti suçlarının ön plana çıktığı, kadın suçluluğu açısından erken dönem yaş aralıkları, eğitim seviyesinin düşüklüğü ve medeni duruma ilişkin nedenlerinin önem arz ettiği tespit edilmiştir. Araştırmanın alan yazını açısından önemli karşılığı olan özelliklerin tespit edilmesine katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir.

Research paper thumbnail of The Sociological Aspect of Social Solidarity Practices after Earthquake: Izmir Earthquake Example

Süleyman Demirel Üniversitesi Vizyoner Dergisi, Nov 20, 2021

Depremin olası sonuçlarının çok boyutlu ele alınması mecburiyeti, bizleri tarihsel süreç içerisin... more Depremin olası sonuçlarının çok boyutlu ele alınması mecburiyeti, bizleri tarihsel süreç içerisinde sosyolojik bakış açısından hareketle Türkiye'deki depremleri incelemeye yönlendirmiştir. Türkiye'de depremlerin oluşturduğu travmalar bireysel ve toplumsal açıdan değişimi beraberinde getirmiş, gündelik hayatta deprem gerçeğiyle yüzleşmek sosyal bir olgu olarak ortaya çıkmıştır. Bu çalışmanın çıkış amacı depremin etkilerini mekânda kavrayabilmek ve toplumsal dayanışma pratiklerinin geldiği süreçte saha araştırmalarıyla açıklayabilmektedir. Araştırma kapsamında planlanan temel hedef depremlerin izdüşümünden yola çıkarak toplumsal dayanışma pratiklerinin görünümünü ortaya çıkarabilmektedir. Bu açıdan; Türkiye özelinde son olarak 30 Ekim 2020 tarihinde İzmir kentinde meydana gelen deprem sonrası süreç toplumsal dayanışma pratikleri üzerinden analiz edilmiştir. Depremin hemen sonrasında İzmir kent merkezinde kurulan çadır kentlerde 336 depremzedenin katılımıyla nitel bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Depremzedelerin anlatıları ve deneyimleri dikkate alınarak nitel araştırma yönteminin kullanıldığı çalışmada çadır kentlerde görev alan kurum veya kuruluşların sunmuş olduğu hizmetlerin toplumsal dayanışma ve organizasyon yapısına ilişkin yönleri anlaşılmaya çalışılmıştır. Derinlemesine mülakat sonucunda değerlendirme, öneri, eleştiri ve duygu durumu temalarına ulaşılmıştır. İzmir tarihinde gerçekleşen en yıkıcı deprem sonrasında devlet-yerel yönetim ve sivil toplum kuruluşlarının toplumsal dayanışma pratikleri ve destekleri öne çıkmıştır. Deprem hazırlık sürecinin eş zamanlı bir bütünleşme gerektirdiği saha uygulamaları ve katılımcılarının anlatıları çerçevesinde ortaya çıkarılmıştır.

Research paper thumbnail of Assessments of Conceptual in Quality of Urban Life Measurements and Dimensional Recommendations

Journal of Economy Culture and Society, 2021

Bireyin faydasına dönük iyi olma idealine arayış olan ve fiziksel açıdan kentler üzerinden anlam ... more Bireyin faydasına dönük iyi olma idealine arayış olan ve fiziksel açıdan kentler üzerinden anlam bulan yaşam kalitesi sosyal göstergeler ve bu göstergelerin memnuniyeti üzerine değer atfetmektedir. Alan yazınına sunulan teorik perspektifin geçerliliğinin kültürel dokuyu işleyen mekânsal farklılıklarından dolayı standart bir yapıyı mecburen temsil edememesi bizleri Türkiye özelinde model arayışına yönlendirmiştir. Nedensel karşılaştırmalı nicel araştırma yönteminin kullanıldığı araştırmada 2015 yılında TÜİK tarafından kentlerin yaşam kalitelerinin ölçülmesinde esas alınan göstergeler ikincil veri analizi tekniğiyle yeniden ele alınmış ve istatistiki açıdan faktör analizine tabi tutulmuştur. Boyut belirleme süreçlerinde kentsel yaşam kalitesinin çekim alanında yer alan faktörlerin toplumsal ihtiyaçlar, mekânsal durum, kamu hizmetlerinden memnuniyet, sosyo-ekonomik kalkınma ve yaşam memnuniyeti olduğu anlaşılmıştır. Yaşam kalitesi göstergelerinin önem düzeyleri ve memnuniyeti ölçen bir ölçme aracıyla yola devam edebilme çabasının arandığı bu araştırma ülkemizde sosyal bilimlerin gelişimine de katkı sunacağı öngörülmektedir.

Research paper thumbnail of Uluslararasi Göçün Karşilaştirmali Bi̇r Anali̇zi̇: Göçmen Kaçakçiliği Suçu Üzeri̇ne Tespi̇tler

İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2021

The dynamic and ongoing nature of migration optimize the preferences of individuals who decide on... more The dynamic and ongoing nature of migration optimize the preferences of individuals who decide on the migration process, influenced by the socio-spatial conditions of the countries. While the social changes experienced with globalization accelerated population mobility, it also accelerated the migration process to settlements, which are seen as attraction centers. These developments have caused countries not only to manage migration but also to combat a crime in which migration is an object. Purpose: This study analyzes the concept of international migration on the basis of the minimum wage, which is among the social policy instruments, thanks to the data obtained through Eurostat regarding the countries with high migration rates in the European Union. Such a response to the economic purpose of searching for the ideal process of seeking individuals who decide to migrate, migrant smuggling showing an increase in recent years in Turkey shed light on the crime. Method: In the study, secondary data analysis technique was used within the framework of quantitative research method, and the effect of the migration variable, which was understood to increase cumulatively by years, on the minimum wage based on the national currencies of the countries was tested. Also, relational situation on the number of irregular migrants, migrant smuggling crimes has been investigated in particular Turkey. Findings: According to the non-parametric test results, a negative relationship was found between immigration intensity and the minimum wages of countries. Also, the importance of social networking in terms of geography and migration routes has confirmed to us after 2015 because of increasing immigration rates in Spain and Turkey. It has been understood that in the last decade, the increase in migrant smuggling crimes in Turkey. Originality: Migrants in Turkey due to the concept of social networks in terms of specific migrant smuggling crimes were reflected in the rising crime statistics based on relational year and was questioned again the importance of the role of organized crime theories.

Research paper thumbnail of Geçi̇ci̇ Koruma Kapsamindaki̇ Suri̇yeli̇leri̇n Mekân Terci̇hleri̇nde Rasyonelli̇ği̇n Anali̇zi̇

Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2020

Bu çalışmanın amacı ülke sınırlarına giren mültecilerin belirli mekânlara yerleşiminde makro deği... more Bu çalışmanın amacı ülke sınırlarına giren mültecilerin belirli mekânlara yerleşiminde makro değişkenlerinin önem düzeylerinin mültecilerin bireysel tercihlerine katkısının olup olmadığının belirlenmesidir. Bu çerçevede göç olgusu Suriyeli mülteciler üzerinden kavramsal açıdan ele alırken, ilişkiler ağı kuramı çerçevesinde makro değişkenler vasıtasıyla göçün yerel ölçekte dağılım özelliklerinin araştırılması temel gaye olmuştur. Yapılan araştırma Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından paylaşılan göç verileri ve diğer kurumlara ilişkin il bazında ölçülen memnuniyet verileri üzerinden hazırlanmıştır. Geçici koruma kapsamında yer alan Suriyelilerin göç süreçlerinde hedef ülke Türkiye özelinde rasyonel karar süreci sonrası alt yerleşim yerlerini sosyal ilişkiler ağı perspektifinde seçip seçmedikleri sınanmaya çalışılmış ve anılan hipotez test edilmiştir. Ordinal lojistik regresyon analizi sonuçlarına göre il bazında Suriyeli vatandaşların yoğunluğunu etkileyen faktörün sosyal güvenlik ve çalışma faktörü olduğu tespit edilmiştir. İstihdam düzeyi ile sosyal güvenlik hizmetlerinin memnuniyetinin daha düşük olduğu yerlerde Suriyelilerin il bazında yoğunluğunun azaldığı (1,39 kat daha az riskli) sonucuna ulaşılmıştır.

Research paper thumbnail of GEÇİCİ KORUMA KAPSAMINDAKİ SURİYELİLERİN MEKÂN TERCİHLERİNDE RASYONELLİĞİN ANALİZİ

Bu çalışmanın amacı ülke sınırlarına giren mültecilerin belirli mekânlara yerleşiminde makro deği... more Bu çalışmanın amacı ülke sınırlarına giren mültecilerin belirli mekânlara yerleşiminde makro değişkenlerinin önem düzeylerinin mültecilerin bireysel tercihlerine katkısının olup olmadığının belirlenmesidir. Bu çerçevede göç olgusu Suriyeli mülteciler üzerinden kavramsal açıdan ele alırken, ilişkiler ağı kuramı çerçevesinde makro değişkenler vasıtasıyla göçün yerel ölçekte dağılım özelliklerinin araştırılması temel gaye olmuştur. Yapılan araştırma Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından paylaşılan göç verileri ve diğer kurumlara ilişkin il bazında ölçülen memnuniyet verileri üzerinden hazırlanmıştır. Geçici koruma kapsamında yer alan Suriyelilerin göç süreçlerinde hedef ülke Türkiye özelinde rasyonel karar süreci sonrası alt yerleşim yerlerini sosyal ilişkiler ağı perspektifinde seçip seçmedikleri sınanmaya çalışılmış ve anılan hipotez test edilmiştir. Ordinal lojistik regresyon analizi sonuçlarına göre il bazında Suriyeli vatandaşların yoğunluğunu etkileyen faktörün sosyal güvenlik ve çalışma faktörü olduğu tespit edilmiştir. İstihdam düzeyi ile sosyal güvenlik hizmetlerinin memnuniyetinin daha düşük olduğu yerlerde Suriyelilerin il bazında yoğunluğunun azaldığı (1,39 kat daha az riskli) sonucuna ulaşılmıştır.

Research paper thumbnail of ULUSLARARASI GÖÇÜN KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZİ: GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI SUÇU ÜZERİNE TESPİTLER

Göçün dinamik ve süregelen yapısı, ülkelerin sosyo-mekânsal durumlarından etkilenerek göç sürecin... more Göçün dinamik ve süregelen yapısı, ülkelerin sosyo-mekânsal durumlarından etkilenerek göç sürecine karar veren bireylerin tercihlerini optimize etmektedir. Küreselleşmeyle birlikte yaşanan toplumsal değişimler nüfus hareketliliğine ivme kazandırırken, cazibe merkezleri olarak görülen yerleşim yerlerine göç sürecini de hızlandırmıştır. Yaşanan bu gelişmeler ülkelerin göçü idare etmelerinin yanı sıra göçün nesne konumunda yer aldığı bir suçla da mücadele etmelerine neden olmuştur.

Amaç: Bu çalışma Avrupa Birliğinde göç oranlarının yüksek olduğu ülkelere ilişkin eurostat üzerinden temin edilen veriler sayesinde uluslararası göç kavramını sosyal politika araçları arasında yer alan minimum (asgari) ücret üzerinden analiz etmektedir. Böylesine bir amaç göç sürecine karar veren bireylerin ekonomik ideal arayışına yanıt ararken, Türkiye’de son yıllarda artış gösteren göçmen kaçakçılığı suçuna ışık tutmaktadır.

Yöntem/Tasarım / Metodoloji / Yaklaşım: Araştırmada nicel araştırma yöntemi çerçevesinde ikincil veri analiz tekniği kullanılmış, kümülatif olarak yıllara göre artış gösterdiği anlaşılan göç değişkeni ülkelerin ulusal para birimleri esas alınarak minimum ücret üzerine etkisi test edilmiştir. Ayrıca Türkiye özelinde göçmen kaçakçılığı suçunun düzensiz göçmen sayısı üzerinden ilişkisel durumu araştırılmıştır.

Bulgular: Parametrik olmayan test sonuçlarına göre göç yoğunluğu ile ülkelerin minimum ücretleri arasında negatif düzeyde bir ilişkiye rastlanmıştır. Bununla beraber İspanya ve Türkiye’nin 2015 yılından sonra artan göç oranlarının karşılığı ise coğrafi açıdan göç rotasını ve sosyal ağların önemini bizlere göstermiştir. Türkiye’de son on yıllık süreçte göçmen kaçakçılığı suçun artış gösterdiği anlaşılmıştır.

Özgünlük: Göçmen kavramının sosyal ağlar nedeniyle Türkiye özelinde göçmen kaçakçılığı suçu açısından ilişkisel rolü yıllara göre artan suç istatistiklerine yansımış ve organize suç teorileri açısından önemi yeniden sorgulanmıştır.

Research paper thumbnail of SUÇA İLİŞKİN MAKRO VERİLER ÜZERİNDEN KADIN SUÇLULUĞUNUN ANALİZİ: TÜRKİYE ÖZELİNDE DÖNEMSEL TESPİTLER

Cinsiyetin suçlu davranışın açıklanmasındaki rolünün sadece determinist bir yaklaşımla değerlendi... more Cinsiyetin suçlu davranışın açıklanmasındaki rolünün sadece determinist bir yaklaşımla değerlendirilemeyeceği görüşü bir yandan epistemolojik kaygıları yansıtırken, diğer yandan suç istatistiklerinde gerçek bir olguyu temsil etmektedir. Feminizm ve Kriminoloji arasındaki ilişkiyi açıklayan iki temel soru ise; kadınların erkeklere oranla neden daha az suç işlediği ile suçun nedenlerine ilişkin tespitlerle öne çıkmıştır. Bu çalışmanın amacı; geçtiğimiz yüzyılda belirgin şekilde araştırmalara konu olan kadın suçluluğunun genel görüngüsünü istatistiksel veriler üzerinden ortaya çıkarmak ve dönemsel tespitlerle ilişkilendirmektir. Araştırmada Türkiye özelinde kadın suçluluğunun geldiği noktaya yanıt aranırken, suç oranlarında bir artış olup olmadığına bakılmıştır. Çalışmanın metodolojisiyle yapılmak istenen; eleştirel modeller aracılığıyla oluşturulan önermeleri istatistiksel modelle değerlendirmek ve kadın suçluluğundaki niteliksel değişimi kuramsal perspektiflerin öncülüğünde test edebilmektir. Bu çerçevede araştırmada sosyo-ekonomik statü göstergelerinin (yaş, eğitim düzeyi, medeni durum, suç türü) önem düzeyleri loglinear analizle frekans düzeyleri üzerinden keşfedilmiştir. Kadın suçluluğunun sosyo-ekonomik statü göstergeleri açısından son on yıllık süreçte dönemsel özellikleri incelendiğinde; hırsızlık ve uyuşturucu madde imal ve ticareti suçlarının ön plana çıktığı, kadın suçluluğu açısından erken dönem yaş aralıkları, eğitim seviyesinin düşüklüğü ve medeni duruma ilişkin nedenlerinin önem arz ettiği tespit edilmiştir. Araştırmanın alan yazını açısından önemli karşılığı olan özelliklerin tespit edilmesine katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir.

Research paper thumbnail of TÜRKİYE’DE SUÇLU DAVRANIŞ VE YAŞ İLİŞKİSİ: SUÇ TÜRLERİ ÜZERİNDEN KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZ

SAD / JSR Sosyoloji Araştırmaları Dergisi / Journal of Sociological Research Cilt / Volume 24 Sayı / Number 3 (Ekim / October 2021) : (237-267 , 2021

Çok boyutlu suç olgusunun tek bir parametre üzerinden modellenemeyeceği aşikârdır çünkü suç toplu... more Çok boyutlu suç olgusunun tek bir parametre üzerinden modellenemeyeceği aşikârdır çünkü suç toplumsal, kültürel ve ekonomik etkenlerin göz ardı edilemeyeceği sosyal bir olgudur. Tutarlı sonuçlar ürettiği savunulan suç ve yaş ilişkisi önemli bir iddiayı ortaya koymaktadır. Alan yazınındaki diğer çalışmalar haricinde Hirschi ve Gottfredson (1983) suçlu davranış ve yaş ilişkisini sağa çarpık bir dağılım üzerinden modellemiş, her yerde ve her zaman benzer sonuçlar ürettiğini ifade etmiştir. Bu yaklaşıma göre; suçlu davranışın yetişkinlik döneminde azalmadığı, ilerleyen yaşla birlikte yaşam süresi içinde azalma gösterdiği iddia edilerek yaşam seyri mercek altına alınmıştır. Derecelendirilmiş yaş aralıklarının artış göstermesi durumunda, yetişkinlik döneminden sonra işlenen suçların azaldığını ifade eden bu önermenin Türkiye özelinde geçerliliği tespit edilmemiştir. Bu çalışmanın amacı; yaş ve suç ilişkisinin belirleyiciliğinde derecelendirilmiş yaş aralıklarının önem durumlarını suç türleri açısından ikincil veriler üzerinden sınamak ve Türkiye özelinde karşılaştırılmalı bir analiz yapabilmektir. Bu çerçevede kişiye karşı suçlar arasında dört farklı suç grubu üzerinden suçun gelişimini simgeleyen yaş aralıklarının grup içi benzerliği ve uyum düzeyleri araştırılmıştır. Uyum analizinin uygulandığı çalışmada gençlik suçluluğu olarak nitelendirdiğimiz erken dönem yetişkin suçlarının malvarlığına karşı işlenen suçlar ile uyum gösterdiği tespit edilirken; yetişkin suçlarının gençlik suçlarından farklı olarak hayata, hürriyete ve şerefe karşı işlenen suçlar ile uyum gösterdiği görülmüştür. Beklenildiği gibi yaş değişkeni suçlu davranışın açıklanmasında önemli bir parametre olarak öne çıkarken, elde edilen sonuç Hirschi ve Gottfredson’un (1983) önerdiği modelle benzer bir görünüm sergilemiştir.

Research paper thumbnail of Suriyeli Mültecilerin Sosyo-Mekansal Kümelenmelerinin İzmir Özelinde Analizi

The Different Approaches of Academic Disciplines to the Phenomenon of Migration, 2021

Türkiye, Suriye’de yaşanan iç savaş sonrası oluşan nüfus hareketliliğinden en çok etkilenen ülkel... more Türkiye, Suriye’de yaşanan iç savaş sonrası oluşan nüfus hareketliliğinden en çok etkilenen ülkelerden biridir. Suriye’den komşu ülkelere ve de diğer ülkelere yayılan bu süreç; 2011 yılından itibaren göç alan ülkelerin ve özelde kentlerin kitlesel uluslararası göç gerçeğiyle yüzleşmesini sağlamıştır. Geçici koruma kapsamında statüleri tanımlanan Suriyeli mülteciler, Türkiye’nin hemen hemen tüm yerleşim yerlerinde yaşamlarını sürdürmektedirler. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü verilerine göre İzmir’de yaklaşık olarak 150.000 Suriyeli mülteci yaşamaktadır. Suriyeli mültecilerin sosyo-mekansal kümelenmelerinin tespit edilmesi sosyal politikalar nezdinde önsel bir görünüm teşkil ederken, nüfus prospektiflerine ilişkin sağlıklı sonuçların çıkarılmasına da katkı sağlamaktadır. Bu çalışma İzmir kentine ilişkin ilçe bazında yerleşim yerlerinin görünümünü literatürde İzmir iline ilişkin paylaşılan veriler üzerinden tümevarımsal bir bakış açısıyla analiz etmektedir. Ayrıca mekânsal kümelenmelerden yola çıkarak göç yoğunluğunun dikkate alındığı çalışmada mekânsal yoğunluğun artış gösterdiği yerleşim yerlerine ilişkin sosyo-ekonomik yapı, yerel halkla ilişkiler, aidiyet duygusunun keşfedilmesi planlanmaktadır. Araştırma kapsamında toplam 24 kişiden oluşan yerel temsilciler, mahalle muhtarları ve Suriyeliler ile derinlemesine mülakat yapılması hedeflenmekte olup, nitel bir araştırma yöntemi üzerinden çalışmanın analiz edilmesi planlamıştır. Böylelikle Türkiye’nin üçüncü büyük kenti olan İzmir’deki Suriyeli mültecilerin mevcut sosyolojik durumunun resmedilmesi hedeflenmektedir.