Canan Balci - Academia.edu (original) (raw)
Papers by Canan Balci
Aim: Sepsis is still one of the most common causes of death, despite advances in treatment and te... more Aim: Sepsis is still one of the most common causes of death, despite advances in treatment and technologies. Invasive monitoring in sepsis can improve survival. In this study, we aimed to compare the efficacy of hemodynamic monitoring in the fluid treatment of patients with septic shock. Material and Method: Forty septic shock patients were divided into two groups. Group I (n=20) was monitored with central venous pressure, and Group II (n=20) with a cardiac output device (EV1000). Arterial blood gases were analyzed four times daily for the groups, and lactate values, diuresis status, need for dialysis, and inotrope need was recorded. For Group I, the central venous pressure and mean arterial pressure values were recorded for group II, cardiac output, cardiac index, stroke volume, stroke volume index, and mean arterial pressure values. Results: There was a significant difference between the mean arterial pressures of the groups on the 1st and 2nd days (p=0.034 and p=0.026, respectively). In Group II, mean arterial pressures were higher on days 1 and 2. There was no significant difference between the other data recorded. Conclusion: We observed no significant difference between central venous pressure monitoring and invasive monitoring in septic shock patient follow-up.
Kastamonu Medical Journal
Aim Sepsis is still one of the most common causes of death, despite advances in treatment and tec... more Aim Sepsis is still one of the most common causes of death, despite advances in treatment and technologies. Invasive monitoring in sepsis can improve survival. In this study, we aimed to compare the efficacy of hemodynamic monitoring in the fluid treatment of patients with septic shock. Material and Method Forty septic shock patients were divided into two groups. Group I (n = 20) was monitored with central venous pressure, and Group II (n = 20) with a cardiac output device (EV1000). Arterial blood gases were analyzed four times daily for the groups, and lactate values, diuresis status, need for dialysis, and inotrope need was recorded. For Group I, the central venous pressure and mean arterial pressure values were recorded for group II, cardiac output, cardiac index, stroke volume, stroke volume index, and mean arterial pressure values. Results There was a significant difference between the mean arterial pressures of the groups on the 1st and 2nd days (p = 0.034 and p = 0.026, respe...
Journal of Anatolian Medical Research, Aug 1, 2021
Amaç:Eğitim araştırma hastanesinde gerçekleştirilen bu çalışmada, mavi kod (MK) hizmetimizde, MK ... more Amaç:Eğitim araştırma hastanesinde gerçekleştirilen bu çalışmada, mavi kod (MK) hizmetimizde, MK aktivasyonu ve kardiyopulmoner resüsitasyon (KPR) sonuçlarının değerlendirilmesi amaçlandı. Materyal ve Metot: Bu çalışmada; hastanemize ait MK formları retrospektif olarak tarandı. Formlara;demografik veriler, tanı, kalp durması ve MK verilme zamanı-yeri, MK verildikten sonra ekibin hastaya ulaşma zamanı, sonra hastanın kalp ritmi, solunum ritmi, hastaya uygulanan KPR süresi, endotrakeal entübasyon durumu, defibrilasyon yapılıp yapılmadığı gibi sonuçlar kaydedildi. Bulgular: Çalışmada toplam 302 MK çağrısı olduğu tespit edildi. Hastaların yaş ortalaması 71.00 (±14.65) yıl idi. Çağrılara ulaşma süresi ortalama 1.16 (1-6) dakika ve ortalama KPR süresi 14.40±19.59 dakika idi. MK çağrısı verilen birimlere bakıldığında, çağrıların 142'sinin (%47) nöroloji yoğun bakım ünitesinden, 48'inin (%15.9) göğüs hastalıkları servisinden, 30'unun (%9.9) palyatif bakım ünitesinden yapıldığı saptandı. MK verilmesinin uygunluğu değerlendirildiğinde; 255'inin (%84.4) doğru, 47'sinin (%15.6) yanlış olduğu tespit edildi. MK nın%40.4 kardiyak arrest nedeniyle verildiği görüldü. Hastaların 129'una (%42.7) KPR yapıldığı; 241'ine (%79.8) ise entübasyon yapıldığı belirlendi. Çalışmamızda sağkalım oranı %75.2, yoğun bakıma transfer oranı ise % 80.1 olarak saptandı. Sonuç: Hayati önem taşıyan MK sisteminin hastanemizde uygun sürede gerçekleştiği, ancak yanlış MK verilme oranlarımızın halen yüksek olduğu saptanmıştır. En fazla MK verilen birimin nöroloji yoğun bakım olduğu belirlendi. Sağlık çalışanlarının MK verilme endikasyonları konusunda daha bilinçli hale getirilmesi gerektiği kanaatindeyiz.
Heart Surgery Forum, Dec 16, 2016
Urine output is closely associated with renal function and has been used as a diagnostic criterio... more Urine output is closely associated with renal function and has been used as a diagnostic criterion for acute kidney injury (AKI). However, urine output during cardiopulmonary bypass (CPB) has never been identified as a predictor of postoperative AKI. Considering altered renal homeostasis during CPB, we made a comprehensible approach to CPB urine output and evaluated its predictability for AKI. Patients undergoing cardiovascular surgery with the use of CPB, between January 2009 and December 2011, were retrospectively reviewed. AKI was defined as an increase in serum creatinine !0.3 mg/dL in the first postoperative 48 hours. We extrapolated a possible optimal amount of urine output from the plot of probability of AKI development according to CPB urine output. After separating patients by the predicted optimal value, we performed stepwise logistic regression analyses to find potential predictors of AKI in both subgroups. A total of 696 patients were analyzed. The amount of CPB urine output had a biphasic association with the incidence of AKI using 4 mL/kg/h as a boundary value. In a multivariate logistic regression to find predictors for AKI in entire patients, CPB urine output did not show statistical significance. After separating patients into subgroups with CPB urine output below and over 4 mL/kg/h, it was identified as an independent predictor for AKI with the odds ratio of 0.43 (confidence interval 0.30-0.61) and 1.11 (confidence interval 1.02-1.20), respectively. The amount of urine output during CPB with careful analysis may serve as a simple and feasible method to predict the development of AKI after cardiac surgery at an early time point.
İstanbul Gelişim Üniversitesi sağlık bilimleri dergisi, Aug 31, 2021
Global sorunumuz olan koronavirüs hastalığı 2019 (Coronavirus Disease 2019 (COVID-19)) klinik sey... more Global sorunumuz olan koronavirüs hastalığı 2019 (Coronavirus Disease 2019 (COVID-19)) klinik seyri değişkendir. İleri yaş, hipertansiyon, diyabet, kronik akciğer hastalığı, astım, kronik böbrek hastalıkları, karaciğer hastalıkları, kanser, obezite ve sigara kullanımı risk faktörleridir. COVID-19 hastaların yaklaşık % 15'inde orta ila şiddetli hastalık gelişebilir ve hastaneye yatabilirler. Destek tedavisi olarak oksijen (O2) desteğine ihtiyaç duyabilirler. COVID-19 hastalarının % 5'inin ise bir yoğun bakım ünitesine (YBÜ) ihtiyacı olabilir. Arteriyel hipoksemi (arteriyel oksijen satürasyonu (SpO2) < %90, parsiyel O2 basıncı (PaO2) < 60 mmHg) varlığında akut oksijen tedavisi endikasyonu vardır. Hipotansiyon, metabolik asidoz ve solunum sıkıntısı durumlarında doku hipoksisi meydana gelir ve oksijen tedavisi gerekir. COVID-19 hastalarında dirençli bir hipoksi mevcuttur. Dirençli hipoksi hastalarda, nefes darlığı olmaksızın yaşamla uyumsuz SpO2 seviyeleri olarak tanımlanmaktadır. Bu durum hastaların yoğun bakım takip edilme isteklerini artırabilir. Fakat yoğun bakımların etkin ve efektif kullanılabilmesi için doğru endikasyondaki COVID-19 tanılı hastanın alınması ve servislerde takip edilebilecek hastaların servis takibi yapılması daha doğru bir yaklaşımdır. COVID-19 hastalarının özellikle riskli grubun nabız Derleme Makale (Review Article) Geliş /
The Journal of Infection in Developing Countries
Introduction: Mortality of healthcare-associated Acinetobacter baumannii bacteremia can be 50-60%... more Introduction: Mortality of healthcare-associated Acinetobacter baumannii bacteremia can be 50-60% in intensive care units (ICUs). We aimed to determine the risk factors for 28-day mortality in patients with sepsis due to A. baumannii bacteremia during their ICU follow-up. Methodology: Demographic characteristics, disease severity scores on admission and bacteremia day (BD), resistance status, invasive interventions, and laboratory values showing the infection and severity of the BD, were compared between groups with and without mortality as a retrospective cohort study in the ICU of a tertiary hospital. Results: Of a total of 2411 patients, there were 192 cases of bacteremia. After applying the exclusion criteria, 39 patients were recruited for the study, 25 of whom died (mortality rate 64.1%). Higher age, Simplified Acute Physiology Score II (SAPS II) on admission and high Sequential Organ Failure Assessment Score (SOFA), Red Blood Cell Distribution Width (RDW) (p < 0.001), and ...
SDÜ Tıp Fakültesi Dergisi, 2021
Amaç Bu çalışmada, pandemi servis ve yoğun bakımlarında çalışan sağlık çalışanlarının, COVİD -19 ... more Amaç Bu çalışmada, pandemi servis ve yoğun bakımlarında çalışan sağlık çalışanlarının, COVİD -19 salgınından etkilenme,anksiyete ve stres düzeylerinin değerlendirmesi sağlık çalışanlarının ruh sağlığının korunması ve desteklenmesi için alınacak önlemler açısından yol göstermesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem Bu çalışma Yoğun Bakım Ünitesi(YBÜ) ve pandemi servislerinde aktif olarak çalışan tüm sağlık çalışanlarına yönelik anket çalışması olarak yapıldı. Çalışma gönüllülük esasına göre yapıldı. Çalışmaya katılan kişiye öncesinde bilgilendirme yapıldı. Katılımcılardan isim verilmeyecek şekilde; kişisel demografik verileri içeren bilgi formu, Algılanan Stres Ölçeği veBeckAnksiyeteÖlçeği’ni doldurmaları istendi.Anket formları SPSS20.0’eaktarılarak toplu değerlendirme yapıldı.Çalışmaya katılanların kişisel duygudurum değişikleri sorgulandığunda anket donuçlarına göre; 90(%8,5) kişinin yeterli koruyucu ekipman temin edebiliyor olmasına rağmen, 63(%59,4) kişinin çalışırken kendinizi güvende his...
Iberoamerican Journal of Medicine, 2022
Introduction: Treatment approach in COVID-19 infection consists of antiviral, immunomodulatory, a... more Introduction: Treatment approach in COVID-19 infection consists of antiviral, immunomodulatory, and supportive treatments. Convalescent plasma, immune plasma or hyperimmune plasma refers to the plasma that consisting of high titer polyclonal antibodies against the virus and are amidst the immunomodulatory treatments. Although it has been reported that immune plasma treatment of COVID-19 reduces hospital stay and mortality, the efficacy of immune plasma with COVID-19 infection is not clear yet. The present study aims to investigate the efficacy of immune plasma in patients who are followed up in the intensive care unit with the diagnosis of COVID-19. Materials and methods: In this retrospective study, the patients who were hospitalized in the intensive care unit with the diagnosis of COVID-19 infection were divided into two groups: those who received IP treatment (Group 1; n=28) and those who did not (Group 2; n=25). The biochemical C -reactive protein, lactate-dehydrogenase, ferriti...
Journal of Hospital Infection, 2021
BACKGROUND Effective design and operation of Intensive Care Unit (ICU) ventilation systems is imp... more BACKGROUND Effective design and operation of Intensive Care Unit (ICU) ventilation systems is important to prevent hospital-acquired infections. Air purifiers may contribute to that. AIM In this study we aimed at detecting the number and types of microorganisms present in the air and on the high touch surfaces in the ICU; evaluating the effectiveness of the air purifying device in reducing the microbial load and thus the rate of nosocomial infections in the ICU. METHOD This interventional study was conducted in two similar ICUs between December 2019 and May 2020. Novaerus brand air purifiers were located in the "intervention ICU" for two months. Routine cleaning procedures and HEPA filtered ventilation continued in "control ICU" as well as in the "Intervention ICU". After two months the units were moved to the other ICU for the next two months to reduce any possible bias in the results. Air and surface samples were evaluated. FINDINGS The evaluation of the change in the interventional ICU over time revealed a significantly lower colony concentration in the air and on surfaces on Day 60 compared to Day 1 (pair<0.001 and psurface<0.001). There was a significant positive correlation between the number of colonies detected and the rate of hospital-acquired infections in the interventional ICU (r:0.406, p:0.049) and in the control ICU (r:0.698, p:0.001). CONCLUSION Using air purifiers in addition to the hospital HVAC systems might be an effective way to reduce the microbial load in the air and surfaces and thus hospital-acquired infections.
Damar Cerrahi Dergisi, 2015
Intensive care medicine experimental, 2016
Black sea journal of health science, Dec 2, 2022
Özet: COVID-19 pnömonisi nedeniyle yoğun bakım ünitesine (YBÜ) yatırılan hastalar yüksek oranda o... more Özet: COVID-19 pnömonisi nedeniyle yoğun bakım ünitesine (YBÜ) yatırılan hastalar yüksek oranda oksijene ihtiyaç duyarlar. Gelişen kanıtlar ışığında hastalarda, invaziv mekanik ventilasyon (IMV) yerine non-invaziv oksijenasyon stratejileri çok büyük öneme sahip olmuştur. Yüksek akışlı nazal oksijen (High Flow Nasal Oxygen (HFNO)) tedavisi bu yöntemlerden birisidir. HFNO tedavisinin mortaliteyi azalttığına dair literatürde çalışmalar mevcuttur. Çalışmamızda COVID-19 pnömonisine bağlı akut solunum yetmezliğinde HFNO tedavisinin etkinliğini ve sonuçlarını değerlendirmeyi amaçladık. Çalışmaya COVID-19 pnömonisi nedeniyle YBÜ'ne kabul edilen, periferik oksijen saturasyonu (SpO2) <%92 olan ve HFNO başlanan 23 hasta dahil edildi. Hastaların yaş, cinsiyet, Akut Fizyoloji ve Kronik Sağlık Değerlendirmesi (APACHE) ІІ skorları, ek hastalık varlığı, HFNO verilme süresi ve bu süreçteki hemodinamik parametreleri, laboratuvar sonuçları, PaO2/FiO2 oranı, solunum hızı oksijenasyonu (Respiratory Rate Oxygenation (ROX)) indeksi, YBÜ'de kalış süresi, mortalitesi, non-invaziv mekanik ventilasyon (NIMV) ve IMV'ye geçme süresi kaydedildi. HFNO tedavisi sürecinde; servise çıkan ve YBÜ'de exitus olan hastalar, demografik veriler ve solunum parametreleri açısından değerlendirildi. Hastaların %69,6'sında ek hastalık olup en çok hipertansiyon bulunmaktaydı. Hastaların mortalitesi % 69,6 bulundu. Exitus olanlarda olmayanlara göre yaş ve APACHE-II skoruları daha yüksekti (P=0,012; P=0,005). Hastaların HFNO süresi 48,22±26,20 saatti. Hastaların entübasyon zamanı ortalaması 4,94±2,48 gündü. NIMV'ye geçenlerin ROX indeks ortalamaları, IMV'ye geçenlere göre yüksek bulundu (P=0,01). ROX indeksi ve PaO2/FiO2 oranı HFNO tedavisinden sonra ilk olarak artmış ancak devam eden tedavi süresince HFNO'dan ayrılma anına kadar oranlarda düşme saptanmıştır. HFNO süresince nötrofil yüzdesi ve PaO2 ortalamalarında yükselme bulunmuşken (P=0,001), lenfosit yüzdesinde düşme saptandı (P=0,001). Sonuç olarak biz bu çalışmada ek hastalık, cinsiyet, yaş, solunum sayısı, hipoksemi şiddeti, düşük ROX indeks değerinin HFNO başarısını etkileyebileceğini düşünmekteyiz.
Türk anestezi ve reanimasyon dergisi, 2006
Medicine, 2016
Urine output is closely associated with renal function and has been used as a diagnostic criterio... more Urine output is closely associated with renal function and has been used as a diagnostic criterion for acute kidney injury (AKI). However, urine output during cardiopulmonary bypass (CPB) has never been identified as a predictor of postoperative AKI. Considering altered renal homeostasis during CPB, we made a comprehensible approach to CPB urine output and evaluated its predictability for AKI.Patients undergoing cardiovascular surgery with the use of CPB, between January 2009 and December 2011, were retrospectively reviewed. AKI was defined as an increase in serum creatinine ≥0.3 mg/dL in the first postoperative 48 hours. We extrapolated a possible optimal amount of urine output from the plot of probability of AKI development according to CPB urine output. After separating patients by the predicted optimal value, we performed stepwise logistic regression analyses to find potential predictors of AKI in both subgroups.A total of 696 patients were analyzed. The amount of CPB urine outp...
Turkiye Klinikleri Journal of Surgical Medical Sciences, 2006
Sinir Sistemi Cerrahisi Dergisi, 2014
Aim: Sepsis is still one of the most common causes of death, despite advances in treatment and te... more Aim: Sepsis is still one of the most common causes of death, despite advances in treatment and technologies. Invasive monitoring in sepsis can improve survival. In this study, we aimed to compare the efficacy of hemodynamic monitoring in the fluid treatment of patients with septic shock. Material and Method: Forty septic shock patients were divided into two groups. Group I (n=20) was monitored with central venous pressure, and Group II (n=20) with a cardiac output device (EV1000). Arterial blood gases were analyzed four times daily for the groups, and lactate values, diuresis status, need for dialysis, and inotrope need was recorded. For Group I, the central venous pressure and mean arterial pressure values were recorded for group II, cardiac output, cardiac index, stroke volume, stroke volume index, and mean arterial pressure values. Results: There was a significant difference between the mean arterial pressures of the groups on the 1st and 2nd days (p=0.034 and p=0.026, respectively). In Group II, mean arterial pressures were higher on days 1 and 2. There was no significant difference between the other data recorded. Conclusion: We observed no significant difference between central venous pressure monitoring and invasive monitoring in septic shock patient follow-up.
Kastamonu Medical Journal
Aim Sepsis is still one of the most common causes of death, despite advances in treatment and tec... more Aim Sepsis is still one of the most common causes of death, despite advances in treatment and technologies. Invasive monitoring in sepsis can improve survival. In this study, we aimed to compare the efficacy of hemodynamic monitoring in the fluid treatment of patients with septic shock. Material and Method Forty septic shock patients were divided into two groups. Group I (n = 20) was monitored with central venous pressure, and Group II (n = 20) with a cardiac output device (EV1000). Arterial blood gases were analyzed four times daily for the groups, and lactate values, diuresis status, need for dialysis, and inotrope need was recorded. For Group I, the central venous pressure and mean arterial pressure values were recorded for group II, cardiac output, cardiac index, stroke volume, stroke volume index, and mean arterial pressure values. Results There was a significant difference between the mean arterial pressures of the groups on the 1st and 2nd days (p = 0.034 and p = 0.026, respe...
Journal of Anatolian Medical Research, Aug 1, 2021
Amaç:Eğitim araştırma hastanesinde gerçekleştirilen bu çalışmada, mavi kod (MK) hizmetimizde, MK ... more Amaç:Eğitim araştırma hastanesinde gerçekleştirilen bu çalışmada, mavi kod (MK) hizmetimizde, MK aktivasyonu ve kardiyopulmoner resüsitasyon (KPR) sonuçlarının değerlendirilmesi amaçlandı. Materyal ve Metot: Bu çalışmada; hastanemize ait MK formları retrospektif olarak tarandı. Formlara;demografik veriler, tanı, kalp durması ve MK verilme zamanı-yeri, MK verildikten sonra ekibin hastaya ulaşma zamanı, sonra hastanın kalp ritmi, solunum ritmi, hastaya uygulanan KPR süresi, endotrakeal entübasyon durumu, defibrilasyon yapılıp yapılmadığı gibi sonuçlar kaydedildi. Bulgular: Çalışmada toplam 302 MK çağrısı olduğu tespit edildi. Hastaların yaş ortalaması 71.00 (±14.65) yıl idi. Çağrılara ulaşma süresi ortalama 1.16 (1-6) dakika ve ortalama KPR süresi 14.40±19.59 dakika idi. MK çağrısı verilen birimlere bakıldığında, çağrıların 142'sinin (%47) nöroloji yoğun bakım ünitesinden, 48'inin (%15.9) göğüs hastalıkları servisinden, 30'unun (%9.9) palyatif bakım ünitesinden yapıldığı saptandı. MK verilmesinin uygunluğu değerlendirildiğinde; 255'inin (%84.4) doğru, 47'sinin (%15.6) yanlış olduğu tespit edildi. MK nın%40.4 kardiyak arrest nedeniyle verildiği görüldü. Hastaların 129'una (%42.7) KPR yapıldığı; 241'ine (%79.8) ise entübasyon yapıldığı belirlendi. Çalışmamızda sağkalım oranı %75.2, yoğun bakıma transfer oranı ise % 80.1 olarak saptandı. Sonuç: Hayati önem taşıyan MK sisteminin hastanemizde uygun sürede gerçekleştiği, ancak yanlış MK verilme oranlarımızın halen yüksek olduğu saptanmıştır. En fazla MK verilen birimin nöroloji yoğun bakım olduğu belirlendi. Sağlık çalışanlarının MK verilme endikasyonları konusunda daha bilinçli hale getirilmesi gerektiği kanaatindeyiz.
Heart Surgery Forum, Dec 16, 2016
Urine output is closely associated with renal function and has been used as a diagnostic criterio... more Urine output is closely associated with renal function and has been used as a diagnostic criterion for acute kidney injury (AKI). However, urine output during cardiopulmonary bypass (CPB) has never been identified as a predictor of postoperative AKI. Considering altered renal homeostasis during CPB, we made a comprehensible approach to CPB urine output and evaluated its predictability for AKI. Patients undergoing cardiovascular surgery with the use of CPB, between January 2009 and December 2011, were retrospectively reviewed. AKI was defined as an increase in serum creatinine !0.3 mg/dL in the first postoperative 48 hours. We extrapolated a possible optimal amount of urine output from the plot of probability of AKI development according to CPB urine output. After separating patients by the predicted optimal value, we performed stepwise logistic regression analyses to find potential predictors of AKI in both subgroups. A total of 696 patients were analyzed. The amount of CPB urine output had a biphasic association with the incidence of AKI using 4 mL/kg/h as a boundary value. In a multivariate logistic regression to find predictors for AKI in entire patients, CPB urine output did not show statistical significance. After separating patients into subgroups with CPB urine output below and over 4 mL/kg/h, it was identified as an independent predictor for AKI with the odds ratio of 0.43 (confidence interval 0.30-0.61) and 1.11 (confidence interval 1.02-1.20), respectively. The amount of urine output during CPB with careful analysis may serve as a simple and feasible method to predict the development of AKI after cardiac surgery at an early time point.
İstanbul Gelişim Üniversitesi sağlık bilimleri dergisi, Aug 31, 2021
Global sorunumuz olan koronavirüs hastalığı 2019 (Coronavirus Disease 2019 (COVID-19)) klinik sey... more Global sorunumuz olan koronavirüs hastalığı 2019 (Coronavirus Disease 2019 (COVID-19)) klinik seyri değişkendir. İleri yaş, hipertansiyon, diyabet, kronik akciğer hastalığı, astım, kronik böbrek hastalıkları, karaciğer hastalıkları, kanser, obezite ve sigara kullanımı risk faktörleridir. COVID-19 hastaların yaklaşık % 15'inde orta ila şiddetli hastalık gelişebilir ve hastaneye yatabilirler. Destek tedavisi olarak oksijen (O2) desteğine ihtiyaç duyabilirler. COVID-19 hastalarının % 5'inin ise bir yoğun bakım ünitesine (YBÜ) ihtiyacı olabilir. Arteriyel hipoksemi (arteriyel oksijen satürasyonu (SpO2) < %90, parsiyel O2 basıncı (PaO2) < 60 mmHg) varlığında akut oksijen tedavisi endikasyonu vardır. Hipotansiyon, metabolik asidoz ve solunum sıkıntısı durumlarında doku hipoksisi meydana gelir ve oksijen tedavisi gerekir. COVID-19 hastalarında dirençli bir hipoksi mevcuttur. Dirençli hipoksi hastalarda, nefes darlığı olmaksızın yaşamla uyumsuz SpO2 seviyeleri olarak tanımlanmaktadır. Bu durum hastaların yoğun bakım takip edilme isteklerini artırabilir. Fakat yoğun bakımların etkin ve efektif kullanılabilmesi için doğru endikasyondaki COVID-19 tanılı hastanın alınması ve servislerde takip edilebilecek hastaların servis takibi yapılması daha doğru bir yaklaşımdır. COVID-19 hastalarının özellikle riskli grubun nabız Derleme Makale (Review Article) Geliş /
The Journal of Infection in Developing Countries
Introduction: Mortality of healthcare-associated Acinetobacter baumannii bacteremia can be 50-60%... more Introduction: Mortality of healthcare-associated Acinetobacter baumannii bacteremia can be 50-60% in intensive care units (ICUs). We aimed to determine the risk factors for 28-day mortality in patients with sepsis due to A. baumannii bacteremia during their ICU follow-up. Methodology: Demographic characteristics, disease severity scores on admission and bacteremia day (BD), resistance status, invasive interventions, and laboratory values showing the infection and severity of the BD, were compared between groups with and without mortality as a retrospective cohort study in the ICU of a tertiary hospital. Results: Of a total of 2411 patients, there were 192 cases of bacteremia. After applying the exclusion criteria, 39 patients were recruited for the study, 25 of whom died (mortality rate 64.1%). Higher age, Simplified Acute Physiology Score II (SAPS II) on admission and high Sequential Organ Failure Assessment Score (SOFA), Red Blood Cell Distribution Width (RDW) (p < 0.001), and ...
SDÜ Tıp Fakültesi Dergisi, 2021
Amaç Bu çalışmada, pandemi servis ve yoğun bakımlarında çalışan sağlık çalışanlarının, COVİD -19 ... more Amaç Bu çalışmada, pandemi servis ve yoğun bakımlarında çalışan sağlık çalışanlarının, COVİD -19 salgınından etkilenme,anksiyete ve stres düzeylerinin değerlendirmesi sağlık çalışanlarının ruh sağlığının korunması ve desteklenmesi için alınacak önlemler açısından yol göstermesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem Bu çalışma Yoğun Bakım Ünitesi(YBÜ) ve pandemi servislerinde aktif olarak çalışan tüm sağlık çalışanlarına yönelik anket çalışması olarak yapıldı. Çalışma gönüllülük esasına göre yapıldı. Çalışmaya katılan kişiye öncesinde bilgilendirme yapıldı. Katılımcılardan isim verilmeyecek şekilde; kişisel demografik verileri içeren bilgi formu, Algılanan Stres Ölçeği veBeckAnksiyeteÖlçeği’ni doldurmaları istendi.Anket formları SPSS20.0’eaktarılarak toplu değerlendirme yapıldı.Çalışmaya katılanların kişisel duygudurum değişikleri sorgulandığunda anket donuçlarına göre; 90(%8,5) kişinin yeterli koruyucu ekipman temin edebiliyor olmasına rağmen, 63(%59,4) kişinin çalışırken kendinizi güvende his...
Iberoamerican Journal of Medicine, 2022
Introduction: Treatment approach in COVID-19 infection consists of antiviral, immunomodulatory, a... more Introduction: Treatment approach in COVID-19 infection consists of antiviral, immunomodulatory, and supportive treatments. Convalescent plasma, immune plasma or hyperimmune plasma refers to the plasma that consisting of high titer polyclonal antibodies against the virus and are amidst the immunomodulatory treatments. Although it has been reported that immune plasma treatment of COVID-19 reduces hospital stay and mortality, the efficacy of immune plasma with COVID-19 infection is not clear yet. The present study aims to investigate the efficacy of immune plasma in patients who are followed up in the intensive care unit with the diagnosis of COVID-19. Materials and methods: In this retrospective study, the patients who were hospitalized in the intensive care unit with the diagnosis of COVID-19 infection were divided into two groups: those who received IP treatment (Group 1; n=28) and those who did not (Group 2; n=25). The biochemical C -reactive protein, lactate-dehydrogenase, ferriti...
Journal of Hospital Infection, 2021
BACKGROUND Effective design and operation of Intensive Care Unit (ICU) ventilation systems is imp... more BACKGROUND Effective design and operation of Intensive Care Unit (ICU) ventilation systems is important to prevent hospital-acquired infections. Air purifiers may contribute to that. AIM In this study we aimed at detecting the number and types of microorganisms present in the air and on the high touch surfaces in the ICU; evaluating the effectiveness of the air purifying device in reducing the microbial load and thus the rate of nosocomial infections in the ICU. METHOD This interventional study was conducted in two similar ICUs between December 2019 and May 2020. Novaerus brand air purifiers were located in the "intervention ICU" for two months. Routine cleaning procedures and HEPA filtered ventilation continued in "control ICU" as well as in the "Intervention ICU". After two months the units were moved to the other ICU for the next two months to reduce any possible bias in the results. Air and surface samples were evaluated. FINDINGS The evaluation of the change in the interventional ICU over time revealed a significantly lower colony concentration in the air and on surfaces on Day 60 compared to Day 1 (pair<0.001 and psurface<0.001). There was a significant positive correlation between the number of colonies detected and the rate of hospital-acquired infections in the interventional ICU (r:0.406, p:0.049) and in the control ICU (r:0.698, p:0.001). CONCLUSION Using air purifiers in addition to the hospital HVAC systems might be an effective way to reduce the microbial load in the air and surfaces and thus hospital-acquired infections.
Damar Cerrahi Dergisi, 2015
Intensive care medicine experimental, 2016
Black sea journal of health science, Dec 2, 2022
Özet: COVID-19 pnömonisi nedeniyle yoğun bakım ünitesine (YBÜ) yatırılan hastalar yüksek oranda o... more Özet: COVID-19 pnömonisi nedeniyle yoğun bakım ünitesine (YBÜ) yatırılan hastalar yüksek oranda oksijene ihtiyaç duyarlar. Gelişen kanıtlar ışığında hastalarda, invaziv mekanik ventilasyon (IMV) yerine non-invaziv oksijenasyon stratejileri çok büyük öneme sahip olmuştur. Yüksek akışlı nazal oksijen (High Flow Nasal Oxygen (HFNO)) tedavisi bu yöntemlerden birisidir. HFNO tedavisinin mortaliteyi azalttığına dair literatürde çalışmalar mevcuttur. Çalışmamızda COVID-19 pnömonisine bağlı akut solunum yetmezliğinde HFNO tedavisinin etkinliğini ve sonuçlarını değerlendirmeyi amaçladık. Çalışmaya COVID-19 pnömonisi nedeniyle YBÜ'ne kabul edilen, periferik oksijen saturasyonu (SpO2) <%92 olan ve HFNO başlanan 23 hasta dahil edildi. Hastaların yaş, cinsiyet, Akut Fizyoloji ve Kronik Sağlık Değerlendirmesi (APACHE) ІІ skorları, ek hastalık varlığı, HFNO verilme süresi ve bu süreçteki hemodinamik parametreleri, laboratuvar sonuçları, PaO2/FiO2 oranı, solunum hızı oksijenasyonu (Respiratory Rate Oxygenation (ROX)) indeksi, YBÜ'de kalış süresi, mortalitesi, non-invaziv mekanik ventilasyon (NIMV) ve IMV'ye geçme süresi kaydedildi. HFNO tedavisi sürecinde; servise çıkan ve YBÜ'de exitus olan hastalar, demografik veriler ve solunum parametreleri açısından değerlendirildi. Hastaların %69,6'sında ek hastalık olup en çok hipertansiyon bulunmaktaydı. Hastaların mortalitesi % 69,6 bulundu. Exitus olanlarda olmayanlara göre yaş ve APACHE-II skoruları daha yüksekti (P=0,012; P=0,005). Hastaların HFNO süresi 48,22±26,20 saatti. Hastaların entübasyon zamanı ortalaması 4,94±2,48 gündü. NIMV'ye geçenlerin ROX indeks ortalamaları, IMV'ye geçenlere göre yüksek bulundu (P=0,01). ROX indeksi ve PaO2/FiO2 oranı HFNO tedavisinden sonra ilk olarak artmış ancak devam eden tedavi süresince HFNO'dan ayrılma anına kadar oranlarda düşme saptanmıştır. HFNO süresince nötrofil yüzdesi ve PaO2 ortalamalarında yükselme bulunmuşken (P=0,001), lenfosit yüzdesinde düşme saptandı (P=0,001). Sonuç olarak biz bu çalışmada ek hastalık, cinsiyet, yaş, solunum sayısı, hipoksemi şiddeti, düşük ROX indeks değerinin HFNO başarısını etkileyebileceğini düşünmekteyiz.
Türk anestezi ve reanimasyon dergisi, 2006
Medicine, 2016
Urine output is closely associated with renal function and has been used as a diagnostic criterio... more Urine output is closely associated with renal function and has been used as a diagnostic criterion for acute kidney injury (AKI). However, urine output during cardiopulmonary bypass (CPB) has never been identified as a predictor of postoperative AKI. Considering altered renal homeostasis during CPB, we made a comprehensible approach to CPB urine output and evaluated its predictability for AKI.Patients undergoing cardiovascular surgery with the use of CPB, between January 2009 and December 2011, were retrospectively reviewed. AKI was defined as an increase in serum creatinine ≥0.3 mg/dL in the first postoperative 48 hours. We extrapolated a possible optimal amount of urine output from the plot of probability of AKI development according to CPB urine output. After separating patients by the predicted optimal value, we performed stepwise logistic regression analyses to find potential predictors of AKI in both subgroups.A total of 696 patients were analyzed. The amount of CPB urine outp...
Turkiye Klinikleri Journal of Surgical Medical Sciences, 2006
Sinir Sistemi Cerrahisi Dergisi, 2014