EROL AKYILDIRIM - Academia.edu (original) (raw)

Papers by EROL AKYILDIRIM

Research paper thumbnail of Examining the Main Factors Created by Consumer Culture on Immigration

DergiPark (Istanbul University), Jan 31, 2024

Çalışmada insan olgusu ile isteğin göç etme süreci üzerindeki ilişkinin irdelenmesi amaçlanmaktad... more Çalışmada insan olgusu ile isteğin göç etme süreci üzerindeki ilişkinin irdelenmesi amaçlanmaktadır. İnsanın biyolojik yapısı tüketime eğilimli bulunmaktadır. Bu nedenle tüketime yönelik ürün çeşitliliğin artmış olması, tüketim bağlamında ihtiyaç dairesini genişletmektedir. İnsanın tabiatında, ihtiyaç dairesinin hayal dairesi kadar geniş olduğu söylenebilir. Elde edilmeyen istek ve ihtiyaçların, hayal dairesi kadar geniş bir mekânın olduğu düşünülmektedir. Bu durum, arzu ve isteklerin peşinde koşan ve sosyal hareketlilikte bulunan bir birey profilini doğurmaktadır. Tüketim anlamında birey yapay ve yanlış tüketim bombardımanına maruz kalmaktadır. Birey ya da kitleler istek ve ihtiyaç dairelerin kötüye kullanımı hususunda, sosyal medya ve reklam gibi faktörlere maruz kalarak, ihtiyaç fazlası ürün tüketmektedir. Kitle iletişim araçlarındaki gelişmeyle birlikte globalleşen dünyada, tüketim anlamındaki ürünlerde çeşitliliğin artış göstermesi ve bireyin bu ürünlere ulaşma isteği, beraberinde bireysel ve kitlesel hareketliği doğurmaktadır. Tüketim hususunda bireyin sınırlı olmayan arzuları ve doymayan biyolojik yapısı, tüketim anlamında sürekli eylem gerçekleştirecek yapıda olduğu görülmektedir. İnsan olgusunun bu yapısı da göç sürecini sürekli tetiklemektedir. Özellikle de kent merkezlerinde tüketim mekânlarının yoğunlaşması, bireysel ve kitlesel anlamda göç hareketliğin oluşumuna yol açmaktadır. İhtiyaç alanı sosyal yapının tüm katmanları için göreceli bir kavram olduğundan, göç sürecinin de bu kapsamda değişkenlik ve süreklilik göstereceği görülmektedir. Sonuç olarak tüketim olgusu insanın hayal ve nazar dairesi kadar geniş olduğundan daima genişleyen ve kapitalist gelişmenin kötüye kullandığı bir mekân olarak görülmektedir.

Research paper thumbnail of Tüketi̇m Kültürünün Göç Üzeri̇nde Oluşturduğu Başlica Faktörleri̇n İrdelenmesi̇

Akademik sosyal araştırmalar (Asya studies) :/Akademik sosyal araştırmalar dergisi, Mar 28, 2024

Çalışmada insan olgusu ile isteğin göç etme süreci üzerindeki ilişkinin irdelenmesi amaçlanmaktad... more Çalışmada insan olgusu ile isteğin göç etme süreci üzerindeki ilişkinin irdelenmesi amaçlanmaktadır. İnsanın biyolojik yapısı tüketime eğilimli bulunmaktadır. Bu nedenle tüketime yönelik ürün çeşitliliğin artmış olması, tüketim bağlamında ihtiyaç dairesini genişletmektedir. İnsanın tabiatında, ihtiyaç dairesinin hayal dairesi kadar geniş olduğu söylenebilir. Elde edilmeyen istek ve ihtiyaçların, hayal dairesi kadar geniş bir mekânın olduğu düşünülmektedir. Bu durum, arzu ve isteklerin peşinde koşan ve sosyal hareketlilikte bulunan bir birey profilini doğurmaktadır. Tüketim anlamında birey yapay ve yanlış tüketim bombardımanına maruz kalmaktadır. Birey ya da kitleler istek ve ihtiyaç dairelerin kötüye kullanımı hususunda, sosyal medya ve reklam gibi faktörlere maruz kalarak, ihtiyaç fazlası ürün tüketmektedir. Kitle iletişim araçlarındaki gelişmeyle birlikte globalleşen dünyada, tüketim anlamındaki ürünlerde çeşitliliğin artış göstermesi ve bireyin bu ürünlere ulaşma isteği, beraberinde bireysel ve kitlesel hareketliği doğurmaktadır. Tüketim hususunda bireyin sınırlı olmayan arzuları ve doymayan biyolojik yapısı, tüketim anlamında sürekli eylem gerçekleştirecek yapıda olduğu görülmektedir. İnsan olgusunun bu yapısı da göç sürecini sürekli tetiklemektedir. Özellikle de kent merkezlerinde tüketim mekânlarının yoğunlaşması, bireysel ve kitlesel anlamda göç hareketliğin oluşumuna yol açmaktadır. İhtiyaç alanı sosyal yapının tüm katmanları için göreceli bir kavram olduğundan, göç sürecinin de bu kapsamda değişkenlik ve süreklilik göstereceği görülmektedir. Sonuç olarak tüketim olgusu insanın hayal ve nazar dairesi kadar geniş olduğundan daima genişleyen ve kapitalist gelişmenin kötüye kullandığı bir mekân olarak görülmektedir.

Research paper thumbnail of Kültür ve Anomi

Iğdır üniversitesi sosyal bilimler dergisi, 2020

Research paper thumbnail of Kadının Özel ve Kamusal Alanda Sömürülen Emeği

Bu çalışmada kadınların ev içi işler aracılığı ile ücretsiz emeklerinin görünür kılınması, bu eme... more Bu çalışmada kadınların ev içi işler aracılığı ile ücretsiz emeklerinin görünür kılınması, bu emeklerinin toplumda bir üretim olarak algılanmaması ve tüketimin bir nesnesine dönüştürülmesi süreci üzerine odaklanılmıştır. Özel alanda ücretsiz çalışan annelerin emeklerinin karşılık bulması, bu alanların yok olma tehlikesini ortadan kaldırılacağı hususu vurgulanmıştır. Bu kapsamda ücretsiz emek kavramının tarihsel ve kuramsal görünümü ele alınarak tarihsel süreçte annelik ve kadınlık gibi iki profilin oluştuğu, sadece bir kavramın olumlanarak diğerini ötekileştirilmemesi gerektiği hususu eleştirilmiştir. Kadının ücretsiz emeği, kadının daha çok ev içi işler ve annelik niteliğinden kaynaklanmaktadır. Kadının ücretsiz emeği sanayi devrimi ile birlikte ekonomik yapının seri üretim faaliyetleri, kapitalizmin güçlenmesi ve emeğin sömürülmesi süreci ile karşılık bularak maddi bir güce evrilmiştir. Kadının emeği görünür ve maddi bir karşılık bulmuştur ancak kadının hem ev içi işler hem üretim ile meşgul olma zorunluluğu doğmuştur. Birey annelik mesleği seçimi yaptığında alanı ve emeği ile ilgili sorunlar yaşadığı görülmektedir. Bu tedirginlikten daha sancılı bir süreç ise kadının ücretli emeğinin kapitalizmin yayılmacı politikası ile tüketim toplumunda, kadını tüketim aracı kılarak kadınlık ve annelik kavramları üzerinden bir çatışmanın görünür kılınması olmuştur. Kadının bedeni, kapitalizm tarafından tüketim alışkanlıkların oluşması için reklam unsuru olarak algılanmaktadır. Bu sebeple çalışmada kadınlık ve annelik tartışması üzerinden annenin ücretsiz emeği, tüketim olgusu ve kapitalizm üzerinde okunması amaçlanmaktadır.

Research paper thumbnail of Investigation of "Consumption Society" Concept with Positive, Critical, Interpretative Approaches

Akademik sosyal araştırmalar dergisi, Jun 30, 2020

Öz Bu çalışmada, tüketim toplumu kavramı üzerinden hareketle pozitivist, eleştirel ve yorumsamacı... more Öz Bu çalışmada, tüketim toplumu kavramı üzerinden hareketle pozitivist, eleştirel ve yorumsamacı yaklaşımlar ela alındı. Bu yaklaşımlardan pozitivizmin 20. ve 21. yüzyılda ne tür sorunsalın ortaya çıkmasına sebep olduğu hususları irdelendi. Kapitalizmin pozitif bir akılla sosyal olguyu analiz ederek yanlış ve eksik teşhis ve tedaviler uyguladığı realitesine açıklık getirilmiştir. İnsanın bir deney tüpü olmadığı, deneysel yöntemle toplumsal yapının anlaşılamayacı sorunsalı açıklığa kavuşturulmuştur. Pozitif bir yaklaşımla veya gözlemle sosyal sistem çözümlenmeye kalkışıldığında toplumsal hastalıkların baş göstereceği vurgulanmıştır. 18.ve 19. yüzyılda sosyal belirlenimlerin analizinde önemli bir yer teşkil eden materyalist yaklaşımın, gözün ve aklın göremediği insan eylemlerini göz ardı ettiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle sosyal analizlerde yorumlamacı ve eleşitirel metodolojinin öne alınması toplumsal hayatın anlaşılmasında sağlıklı yöntem nazarıyla bakılmaktadır. Aklı göze indirerek ampirik yöntemlerle insan davranışlarının anlaşılmaya çalışılması teşhis ve tedavilerin eksik ve yanlış olarak uygulandığı bir imaj ortaya çıkabilir. Bu nedenle görünenin altında görünmeyen sosyolojik eylemlerin anlaşılması önem arz etmektedir. Aksi taktirde toplum, pozitivist nazariyenin kurbanı olan tüketim çılgınlığı, cinsel haz, anomi vb. semptomlar gösteren bir görüntüyle karşı karşıya kalabilir. Sonuç olarak sadece maddeci, pozitivist anlayışa sahip olan kapitalizm, yorumsamacı ve eleştirel yaklaşımların rehberliğinde de yol alması gerekmektedir. İnsan sadece göz ve cesedi beslenerek yol alınabilecek bir varlık olmadığından, ideoloji bağlamında değerlerin de beşer hayatında var olması gerçeği gözler önüne serildi. Böylelikle hem aklın rehberliği hem de toplumun kültürünü önemseyen değerler çerçevesinde yol alan ideolojiler sosyal yapıda yol gösterici olduğu görülmektedir.

Research paper thumbnail of Evaluation of the Mother-Child Relationship in the Framework of Consumption

Asya Studies

Bu çalışmada çocuğun anne yakınlığından kopuk büyümesinin, ilerleyen toplumsallaşma döneminde bir... more Bu çalışmada çocuğun anne yakınlığından kopuk büyümesinin, ilerleyen toplumsallaşma döneminde birçok sosyal problemin oluşmasına sebep olacağı hususu tartışılmıştır. Kapitalizm, çeşitli sosyal medya iletişim araçlarıyla anneyi yuvasından ayırarak, çocuğun annesiz büyümesinde etkili olmaktadır. Topluma yeni katılan bireyin anne yakınlığından mahrum büyütülmesi ve çocuğun sosyalizasyon sürecinde patolojik davranışlar göstermesiyle, anne tarafından kontrol edilemeyen bir tablo ortaya çıkarmaktadır. Bu sebeple anne-çocuk bağı güçlü olan bireylerin olgunluk döneminde anomik davranışlar göstermesi durumunda kontrol edilmesinin önemine değinilmiştir. Ayrıca, insan hem manevi hem de somut yönlü bir varlık olduğundan, annenin çocuğunun kültürel anlamda büyütmesindeki önemine dikkat çekilmiştir. Annenin sadece fen ilimleriyle çocuğunu büyütmemesi gerektiği, bu durumun çocuk açısından ilerleyen sosyalizasyon sürecinde anomik davranışlara yol açacağı hususu tartışılmıştır. Ayrıca kapitalizmin e...

Research paper thumbnail of Kültür ve Anomi

Iğdır üniversitesi sosyal bilimler dergisi, 2020

Research paper thumbnail of It Takes a Village: Understanding African American High School Students’ Self-Determination in School

School Psychology Review

Abstract The present study examined African American high school students’ perceptions of their d... more Abstract The present study examined African American high school students’ perceptions of their development and use of self-determination skills (e.g., goal setting, choice/decision making, self-advocacy, etc.) in school. The term development refers to the cultivation of self-determination skills through various means (e.g., structured learning opportunities), and the term use refers to students actually employing the skills in school and other settings across time. We conducted four focus group interviews with a predominately African American female sample to examine (a) how various self-determination skills contributed to their success in school and (b) how they developed these skills through community-based support. Key findings indicate that the participants perceived their use of multiple self-determination skills as facilitating their success in school by helping them (a) be independent, (b) remain motivated in school, (c) prioritize their time, and (d) receive support from classroom teachers. Through their involvement in community-based programs, the participants developed the skills through hands-on activities, group discussions, field trips (e.g., college visits), and interacting with peers in their community organization. Findings from this research support calls for educators to promote African American students’ self-determination while taking a culturally responsive approach by collaborating with local community-based organizations that were developed to support these students.

Research paper thumbnail of Facilitators and barriers to African American high school students' self-determination skill expression

Psychology in the Schools

Research paper thumbnail of Kapi̇tali̇zmi̇n İç Yüzü

Bu calismada yer kurede dogal kaynaklar uzerinde onemli olcude baski olusturan kapitalistlere kar... more Bu calismada yer kurede dogal kaynaklar uzerinde onemli olcude baski olusturan kapitalistlere karsi toplumda cevre bilinci olusturmak adina cesitli kavramlarla farkindalik uyandirmak ve kapitalizmin yapisinin, ic yuzunun ne oldugunu uzerinde durulmustur. Kapitalist sistemin dogasinin hirsli ve dengesiz oldugu yonune dikkat cekilmistir. Degerlerin dejenere olmasiyla kapitalizmin durdurulamaz bir hale geldigini, burada kulturel degerlerin onemi azalmistir. Insan tabiatinin hem fen ilimlerine hem de kulturel deger yuklu ilimlerle buyuyecegi realitesine parmak basilmistir. Kapitalistler tarafindan yapilan uretimin, dunya populasyonuna esit bir dagilimin yapilmadigi hususuna aciklik getirilmistir. Toplumda ‘sinirsiz ozgurluk’ gibi dusuncelerin sonucunda bozulan bir duzenin olabilecegi… Sinirsiz istek ve arzularin oldugu bir dunyada sinirli dogal kaynaklarla olamayacagindan kapitalizmin hizini dusurmesi gerektigini… Bu sistemin, beserin hirsini tahrik etmesiyle tabiata aykiri davrandigi g...

Research paper thumbnail of Kadının Özel ve Kamusal Alanda Sömürülen Emeği

Bu calismada kadinlarin ev ici isler araciligi ile ucretsiz emeklerinin gorunur kilinmasi, bu eme... more Bu calismada kadinlarin ev ici isler araciligi ile ucretsiz emeklerinin gorunur kilinmasi, bu emeklerinin toplumda bir uretim olarak algilanmamasi ve tuketimin bir nesnesine donusturulmesi sureci uzerine odaklanilmistir. Ozel alanda ucretsiz calisan annelerin emeklerinin karsilik bulmasi, bu alanlarin yok olma tehlikesini ortadan kaldirilacagi hususu vurgulanmistir. Bu kapsamda ucretsiz emek kavraminin tarihsel ve kuramsal gorunumu ele alinarak tarihsel surecte annelik ve kadinlik gibi iki profilin olustugu, sadece bir kavramin olumlanarak digerini otekilestirilmemesi gerektigi hususu elestirilmistir. Kadinin ucretsiz emegi, kadinin daha cok ev ici isler ve annelik niteliginden kaynaklanmaktadir. Kadinin ucretsiz emegi sanayi devrimi ile birlikte ekonomik yapinin seri uretim faaliyetleri, kapitalizmin guclenmesi ve emegin somurulmesi sureci ile karsilik bularak maddi bir guce evrilmistir. Kadinin emegi gorunur ve maddi bir karsilik bulmustur ancak kadinin hem ev ici isler hem uretim...

Research paper thumbnail of Kapi̇tali̇zmi̇n İç Yüzü

ASYA STUDIES

KAPİTALİZMİN İÇ YÜZÜ THE OTHER SIDE OF CAPITALISM Öz Bu çalışmada yer kürede doğal kaynaklar üzer... more KAPİTALİZMİN İÇ YÜZÜ THE OTHER SIDE OF CAPITALISM Öz Bu çalışmada yer kürede doğal kaynaklar üzerinde önemli ölçüde baskı oluşturan kapitalistlere karşı toplumda çevre bilinci oluşturmak adına çeşitli kavramlarla farkındalık uyandırmak ve kapitalizmin yapısının, iç yüzünün ne olduğunu üzerinde durulmuştur. Kapitalist sistemin doğasının hırslı ve dengesiz olduğu yönüne dikkat çekilmiştir. Değerlerin dejenere olmasıyla kapitalizmin durdurulamaz bir hale geldiğini, burada kültürel değerlerin önemi azalmıştır. İnsan tabiatının hem fen ilimlerine hem de kültürel değer yüklü ilimlerle büyüyeceği realitesine parmak basılmıştır. Kapitalistler tarafından yapılan üretimin, dünya popülasyonuna eşit bir dağılımın yapılmadığı hususuna açıklık getirilmiştir. Toplumda "sınırsız özgürlük" gibi düşüncelerin sonucunda bozulan bir düzenin olabileceği… Sınırsız istek ve arzuların olduğu bir dünyada sınırlı doğal kaynaklarla olamayacağından kapitalizmin hızını düşürmesi gerektiğini… Bu sistemin, beşerin hırsını tahrik etmesiyle tabiata aykırı davrandığı gibi düşüncelerle irdelenmiştir. Toplumsal hareketler aslında kapitalizmin şiddetli hırsının ve dehşetli talebine olan isteğine karşı bir tepki mahiyetindedir. İnsanın tabiatı ve doğası medeni olmasından, her daim kapitalizm gibi doymak bilmeyen yapıları reddedecektir. Sonuç olarak maddeleşen 21. yüzyıl dünyasında materyalistlerin görünmeyen yönü üzerinde durularak, çevreye yönelik olumsuz etkilerine vurgu yapılmıştır. İstek ve arzuların şiddetle tahrik edildiği bir dönemde beşeriyet hızlı bir şekilde maddeci bir konuma gelmiştir. Gayrı zarurinin zorla zaruret konumuna getirildiği bir dünyada, gelecek nesiller için yeraltı kaynakların ne kadar uzun ömürlü olacağı gibi konular irdelenmiştir.

Research paper thumbnail of “Tüketi̇m Toplumu” Kavraminin Pozi̇ti̇vi̇st, Eleşti̇rel, Yorumsamaci Yaklaşimlarla İrdelenmesi̇

Research paper thumbnail of Kapi̇tali̇zmi̇n İç Yüzü

ASYA STUDIES

KAPİTALİZMİN İÇ YÜZÜ THE OTHER SIDE OF CAPITALISM Öz Bu çalışmada yer kürede doğal kaynaklar üzer... more KAPİTALİZMİN İÇ YÜZÜ THE OTHER SIDE OF CAPITALISM Öz Bu çalışmada yer kürede doğal kaynaklar üzerinde önemli ölçüde baskı oluşturan kapitalistlere karşı toplumda çevre bilinci oluşturmak adına çeşitli kavramlarla farkındalık uyandırmak ve kapitalizmin yapısının, iç yüzünün ne olduğunu üzerinde durulmuştur. Kapitalist sistemin doğasının hırslı ve dengesiz olduğu yönüne dikkat çekilmiştir. Değerlerin dejenere olmasıyla kapitalizmin durdurulamaz bir hale geldiğini, burada kültürel değerlerin önemi azalmıştır. İnsan tabiatının hem fen ilimlerine hem de kültürel değer yüklü ilimlerle büyüyeceği realitesine parmak basılmıştır. Kapitalistler tarafından yapılan üretimin, dünya popülasyonuna eşit bir dağılımın yapılmadığı hususuna açıklık getirilmiştir. Toplumda "sınırsız özgürlük" gibi düşüncelerin sonucunda bozulan bir düzenin olabileceği… Sınırsız istek ve arzuların olduğu bir dünyada sınırlı doğal kaynaklarla olamayacağından kapitalizmin hızını düşürmesi gerektiğini… Bu sistemin, beşerin hırsını tahrik etmesiyle tabiata aykırı davrandığı gibi düşüncelerle irdelenmiştir. Toplumsal hareketler aslında kapitalizmin şiddetli hırsının ve dehşetli talebine olan isteğine karşı bir tepki mahiyetindedir. İnsanın tabiatı ve doğası medeni olmasından, her daim kapitalizm gibi doymak bilmeyen yapıları reddedecektir. Sonuç olarak maddeleşen 21. yüzyıl dünyasında materyalistlerin görünmeyen yönü üzerinde durularak, çevreye yönelik olumsuz etkilerine vurgu yapılmıştır. İstek ve arzuların şiddetle tahrik edildiği bir dönemde beşeriyet hızlı bir şekilde maddeci bir konuma gelmiştir. Gayrı zarurinin zorla zaruret konumuna getirildiği bir dünyada, gelecek nesiller için yeraltı kaynakların ne kadar uzun ömürlü olacağı gibi konular irdelenmiştir.

Research paper thumbnail of Examining the Main Factors Created by Consumer Culture on Immigration

DergiPark (Istanbul University), Jan 31, 2024

Çalışmada insan olgusu ile isteğin göç etme süreci üzerindeki ilişkinin irdelenmesi amaçlanmaktad... more Çalışmada insan olgusu ile isteğin göç etme süreci üzerindeki ilişkinin irdelenmesi amaçlanmaktadır. İnsanın biyolojik yapısı tüketime eğilimli bulunmaktadır. Bu nedenle tüketime yönelik ürün çeşitliliğin artmış olması, tüketim bağlamında ihtiyaç dairesini genişletmektedir. İnsanın tabiatında, ihtiyaç dairesinin hayal dairesi kadar geniş olduğu söylenebilir. Elde edilmeyen istek ve ihtiyaçların, hayal dairesi kadar geniş bir mekânın olduğu düşünülmektedir. Bu durum, arzu ve isteklerin peşinde koşan ve sosyal hareketlilikte bulunan bir birey profilini doğurmaktadır. Tüketim anlamında birey yapay ve yanlış tüketim bombardımanına maruz kalmaktadır. Birey ya da kitleler istek ve ihtiyaç dairelerin kötüye kullanımı hususunda, sosyal medya ve reklam gibi faktörlere maruz kalarak, ihtiyaç fazlası ürün tüketmektedir. Kitle iletişim araçlarındaki gelişmeyle birlikte globalleşen dünyada, tüketim anlamındaki ürünlerde çeşitliliğin artış göstermesi ve bireyin bu ürünlere ulaşma isteği, beraberinde bireysel ve kitlesel hareketliği doğurmaktadır. Tüketim hususunda bireyin sınırlı olmayan arzuları ve doymayan biyolojik yapısı, tüketim anlamında sürekli eylem gerçekleştirecek yapıda olduğu görülmektedir. İnsan olgusunun bu yapısı da göç sürecini sürekli tetiklemektedir. Özellikle de kent merkezlerinde tüketim mekânlarının yoğunlaşması, bireysel ve kitlesel anlamda göç hareketliğin oluşumuna yol açmaktadır. İhtiyaç alanı sosyal yapının tüm katmanları için göreceli bir kavram olduğundan, göç sürecinin de bu kapsamda değişkenlik ve süreklilik göstereceği görülmektedir. Sonuç olarak tüketim olgusu insanın hayal ve nazar dairesi kadar geniş olduğundan daima genişleyen ve kapitalist gelişmenin kötüye kullandığı bir mekân olarak görülmektedir.

Research paper thumbnail of Tüketi̇m Kültürünün Göç Üzeri̇nde Oluşturduğu Başlica Faktörleri̇n İrdelenmesi̇

Akademik sosyal araştırmalar (Asya studies) :/Akademik sosyal araştırmalar dergisi, Mar 28, 2024

Çalışmada insan olgusu ile isteğin göç etme süreci üzerindeki ilişkinin irdelenmesi amaçlanmaktad... more Çalışmada insan olgusu ile isteğin göç etme süreci üzerindeki ilişkinin irdelenmesi amaçlanmaktadır. İnsanın biyolojik yapısı tüketime eğilimli bulunmaktadır. Bu nedenle tüketime yönelik ürün çeşitliliğin artmış olması, tüketim bağlamında ihtiyaç dairesini genişletmektedir. İnsanın tabiatında, ihtiyaç dairesinin hayal dairesi kadar geniş olduğu söylenebilir. Elde edilmeyen istek ve ihtiyaçların, hayal dairesi kadar geniş bir mekânın olduğu düşünülmektedir. Bu durum, arzu ve isteklerin peşinde koşan ve sosyal hareketlilikte bulunan bir birey profilini doğurmaktadır. Tüketim anlamında birey yapay ve yanlış tüketim bombardımanına maruz kalmaktadır. Birey ya da kitleler istek ve ihtiyaç dairelerin kötüye kullanımı hususunda, sosyal medya ve reklam gibi faktörlere maruz kalarak, ihtiyaç fazlası ürün tüketmektedir. Kitle iletişim araçlarındaki gelişmeyle birlikte globalleşen dünyada, tüketim anlamındaki ürünlerde çeşitliliğin artış göstermesi ve bireyin bu ürünlere ulaşma isteği, beraberinde bireysel ve kitlesel hareketliği doğurmaktadır. Tüketim hususunda bireyin sınırlı olmayan arzuları ve doymayan biyolojik yapısı, tüketim anlamında sürekli eylem gerçekleştirecek yapıda olduğu görülmektedir. İnsan olgusunun bu yapısı da göç sürecini sürekli tetiklemektedir. Özellikle de kent merkezlerinde tüketim mekânlarının yoğunlaşması, bireysel ve kitlesel anlamda göç hareketliğin oluşumuna yol açmaktadır. İhtiyaç alanı sosyal yapının tüm katmanları için göreceli bir kavram olduğundan, göç sürecinin de bu kapsamda değişkenlik ve süreklilik göstereceği görülmektedir. Sonuç olarak tüketim olgusu insanın hayal ve nazar dairesi kadar geniş olduğundan daima genişleyen ve kapitalist gelişmenin kötüye kullandığı bir mekân olarak görülmektedir.

Research paper thumbnail of Kültür ve Anomi

Iğdır üniversitesi sosyal bilimler dergisi, 2020

Research paper thumbnail of Kadının Özel ve Kamusal Alanda Sömürülen Emeği

Bu çalışmada kadınların ev içi işler aracılığı ile ücretsiz emeklerinin görünür kılınması, bu eme... more Bu çalışmada kadınların ev içi işler aracılığı ile ücretsiz emeklerinin görünür kılınması, bu emeklerinin toplumda bir üretim olarak algılanmaması ve tüketimin bir nesnesine dönüştürülmesi süreci üzerine odaklanılmıştır. Özel alanda ücretsiz çalışan annelerin emeklerinin karşılık bulması, bu alanların yok olma tehlikesini ortadan kaldırılacağı hususu vurgulanmıştır. Bu kapsamda ücretsiz emek kavramının tarihsel ve kuramsal görünümü ele alınarak tarihsel süreçte annelik ve kadınlık gibi iki profilin oluştuğu, sadece bir kavramın olumlanarak diğerini ötekileştirilmemesi gerektiği hususu eleştirilmiştir. Kadının ücretsiz emeği, kadının daha çok ev içi işler ve annelik niteliğinden kaynaklanmaktadır. Kadının ücretsiz emeği sanayi devrimi ile birlikte ekonomik yapının seri üretim faaliyetleri, kapitalizmin güçlenmesi ve emeğin sömürülmesi süreci ile karşılık bularak maddi bir güce evrilmiştir. Kadının emeği görünür ve maddi bir karşılık bulmuştur ancak kadının hem ev içi işler hem üretim ile meşgul olma zorunluluğu doğmuştur. Birey annelik mesleği seçimi yaptığında alanı ve emeği ile ilgili sorunlar yaşadığı görülmektedir. Bu tedirginlikten daha sancılı bir süreç ise kadının ücretli emeğinin kapitalizmin yayılmacı politikası ile tüketim toplumunda, kadını tüketim aracı kılarak kadınlık ve annelik kavramları üzerinden bir çatışmanın görünür kılınması olmuştur. Kadının bedeni, kapitalizm tarafından tüketim alışkanlıkların oluşması için reklam unsuru olarak algılanmaktadır. Bu sebeple çalışmada kadınlık ve annelik tartışması üzerinden annenin ücretsiz emeği, tüketim olgusu ve kapitalizm üzerinde okunması amaçlanmaktadır.

Research paper thumbnail of Investigation of "Consumption Society" Concept with Positive, Critical, Interpretative Approaches

Akademik sosyal araştırmalar dergisi, Jun 30, 2020

Öz Bu çalışmada, tüketim toplumu kavramı üzerinden hareketle pozitivist, eleştirel ve yorumsamacı... more Öz Bu çalışmada, tüketim toplumu kavramı üzerinden hareketle pozitivist, eleştirel ve yorumsamacı yaklaşımlar ela alındı. Bu yaklaşımlardan pozitivizmin 20. ve 21. yüzyılda ne tür sorunsalın ortaya çıkmasına sebep olduğu hususları irdelendi. Kapitalizmin pozitif bir akılla sosyal olguyu analiz ederek yanlış ve eksik teşhis ve tedaviler uyguladığı realitesine açıklık getirilmiştir. İnsanın bir deney tüpü olmadığı, deneysel yöntemle toplumsal yapının anlaşılamayacı sorunsalı açıklığa kavuşturulmuştur. Pozitif bir yaklaşımla veya gözlemle sosyal sistem çözümlenmeye kalkışıldığında toplumsal hastalıkların baş göstereceği vurgulanmıştır. 18.ve 19. yüzyılda sosyal belirlenimlerin analizinde önemli bir yer teşkil eden materyalist yaklaşımın, gözün ve aklın göremediği insan eylemlerini göz ardı ettiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle sosyal analizlerde yorumlamacı ve eleşitirel metodolojinin öne alınması toplumsal hayatın anlaşılmasında sağlıklı yöntem nazarıyla bakılmaktadır. Aklı göze indirerek ampirik yöntemlerle insan davranışlarının anlaşılmaya çalışılması teşhis ve tedavilerin eksik ve yanlış olarak uygulandığı bir imaj ortaya çıkabilir. Bu nedenle görünenin altında görünmeyen sosyolojik eylemlerin anlaşılması önem arz etmektedir. Aksi taktirde toplum, pozitivist nazariyenin kurbanı olan tüketim çılgınlığı, cinsel haz, anomi vb. semptomlar gösteren bir görüntüyle karşı karşıya kalabilir. Sonuç olarak sadece maddeci, pozitivist anlayışa sahip olan kapitalizm, yorumsamacı ve eleştirel yaklaşımların rehberliğinde de yol alması gerekmektedir. İnsan sadece göz ve cesedi beslenerek yol alınabilecek bir varlık olmadığından, ideoloji bağlamında değerlerin de beşer hayatında var olması gerçeği gözler önüne serildi. Böylelikle hem aklın rehberliği hem de toplumun kültürünü önemseyen değerler çerçevesinde yol alan ideolojiler sosyal yapıda yol gösterici olduğu görülmektedir.

Research paper thumbnail of Evaluation of the Mother-Child Relationship in the Framework of Consumption

Asya Studies

Bu çalışmada çocuğun anne yakınlığından kopuk büyümesinin, ilerleyen toplumsallaşma döneminde bir... more Bu çalışmada çocuğun anne yakınlığından kopuk büyümesinin, ilerleyen toplumsallaşma döneminde birçok sosyal problemin oluşmasına sebep olacağı hususu tartışılmıştır. Kapitalizm, çeşitli sosyal medya iletişim araçlarıyla anneyi yuvasından ayırarak, çocuğun annesiz büyümesinde etkili olmaktadır. Topluma yeni katılan bireyin anne yakınlığından mahrum büyütülmesi ve çocuğun sosyalizasyon sürecinde patolojik davranışlar göstermesiyle, anne tarafından kontrol edilemeyen bir tablo ortaya çıkarmaktadır. Bu sebeple anne-çocuk bağı güçlü olan bireylerin olgunluk döneminde anomik davranışlar göstermesi durumunda kontrol edilmesinin önemine değinilmiştir. Ayrıca, insan hem manevi hem de somut yönlü bir varlık olduğundan, annenin çocuğunun kültürel anlamda büyütmesindeki önemine dikkat çekilmiştir. Annenin sadece fen ilimleriyle çocuğunu büyütmemesi gerektiği, bu durumun çocuk açısından ilerleyen sosyalizasyon sürecinde anomik davranışlara yol açacağı hususu tartışılmıştır. Ayrıca kapitalizmin e...

Research paper thumbnail of Kültür ve Anomi

Iğdır üniversitesi sosyal bilimler dergisi, 2020

Research paper thumbnail of It Takes a Village: Understanding African American High School Students’ Self-Determination in School

School Psychology Review

Abstract The present study examined African American high school students’ perceptions of their d... more Abstract The present study examined African American high school students’ perceptions of their development and use of self-determination skills (e.g., goal setting, choice/decision making, self-advocacy, etc.) in school. The term development refers to the cultivation of self-determination skills through various means (e.g., structured learning opportunities), and the term use refers to students actually employing the skills in school and other settings across time. We conducted four focus group interviews with a predominately African American female sample to examine (a) how various self-determination skills contributed to their success in school and (b) how they developed these skills through community-based support. Key findings indicate that the participants perceived their use of multiple self-determination skills as facilitating their success in school by helping them (a) be independent, (b) remain motivated in school, (c) prioritize their time, and (d) receive support from classroom teachers. Through their involvement in community-based programs, the participants developed the skills through hands-on activities, group discussions, field trips (e.g., college visits), and interacting with peers in their community organization. Findings from this research support calls for educators to promote African American students’ self-determination while taking a culturally responsive approach by collaborating with local community-based organizations that were developed to support these students.

Research paper thumbnail of Facilitators and barriers to African American high school students' self-determination skill expression

Psychology in the Schools

Research paper thumbnail of Kapi̇tali̇zmi̇n İç Yüzü

Bu calismada yer kurede dogal kaynaklar uzerinde onemli olcude baski olusturan kapitalistlere kar... more Bu calismada yer kurede dogal kaynaklar uzerinde onemli olcude baski olusturan kapitalistlere karsi toplumda cevre bilinci olusturmak adina cesitli kavramlarla farkindalik uyandirmak ve kapitalizmin yapisinin, ic yuzunun ne oldugunu uzerinde durulmustur. Kapitalist sistemin dogasinin hirsli ve dengesiz oldugu yonune dikkat cekilmistir. Degerlerin dejenere olmasiyla kapitalizmin durdurulamaz bir hale geldigini, burada kulturel degerlerin onemi azalmistir. Insan tabiatinin hem fen ilimlerine hem de kulturel deger yuklu ilimlerle buyuyecegi realitesine parmak basilmistir. Kapitalistler tarafindan yapilan uretimin, dunya populasyonuna esit bir dagilimin yapilmadigi hususuna aciklik getirilmistir. Toplumda ‘sinirsiz ozgurluk’ gibi dusuncelerin sonucunda bozulan bir duzenin olabilecegi… Sinirsiz istek ve arzularin oldugu bir dunyada sinirli dogal kaynaklarla olamayacagindan kapitalizmin hizini dusurmesi gerektigini… Bu sistemin, beserin hirsini tahrik etmesiyle tabiata aykiri davrandigi g...

Research paper thumbnail of Kadının Özel ve Kamusal Alanda Sömürülen Emeği

Bu calismada kadinlarin ev ici isler araciligi ile ucretsiz emeklerinin gorunur kilinmasi, bu eme... more Bu calismada kadinlarin ev ici isler araciligi ile ucretsiz emeklerinin gorunur kilinmasi, bu emeklerinin toplumda bir uretim olarak algilanmamasi ve tuketimin bir nesnesine donusturulmesi sureci uzerine odaklanilmistir. Ozel alanda ucretsiz calisan annelerin emeklerinin karsilik bulmasi, bu alanlarin yok olma tehlikesini ortadan kaldirilacagi hususu vurgulanmistir. Bu kapsamda ucretsiz emek kavraminin tarihsel ve kuramsal gorunumu ele alinarak tarihsel surecte annelik ve kadinlik gibi iki profilin olustugu, sadece bir kavramin olumlanarak digerini otekilestirilmemesi gerektigi hususu elestirilmistir. Kadinin ucretsiz emegi, kadinin daha cok ev ici isler ve annelik niteliginden kaynaklanmaktadir. Kadinin ucretsiz emegi sanayi devrimi ile birlikte ekonomik yapinin seri uretim faaliyetleri, kapitalizmin guclenmesi ve emegin somurulmesi sureci ile karsilik bularak maddi bir guce evrilmistir. Kadinin emegi gorunur ve maddi bir karsilik bulmustur ancak kadinin hem ev ici isler hem uretim...

Research paper thumbnail of Kapi̇tali̇zmi̇n İç Yüzü

ASYA STUDIES

KAPİTALİZMİN İÇ YÜZÜ THE OTHER SIDE OF CAPITALISM Öz Bu çalışmada yer kürede doğal kaynaklar üzer... more KAPİTALİZMİN İÇ YÜZÜ THE OTHER SIDE OF CAPITALISM Öz Bu çalışmada yer kürede doğal kaynaklar üzerinde önemli ölçüde baskı oluşturan kapitalistlere karşı toplumda çevre bilinci oluşturmak adına çeşitli kavramlarla farkındalık uyandırmak ve kapitalizmin yapısının, iç yüzünün ne olduğunu üzerinde durulmuştur. Kapitalist sistemin doğasının hırslı ve dengesiz olduğu yönüne dikkat çekilmiştir. Değerlerin dejenere olmasıyla kapitalizmin durdurulamaz bir hale geldiğini, burada kültürel değerlerin önemi azalmıştır. İnsan tabiatının hem fen ilimlerine hem de kültürel değer yüklü ilimlerle büyüyeceği realitesine parmak basılmıştır. Kapitalistler tarafından yapılan üretimin, dünya popülasyonuna eşit bir dağılımın yapılmadığı hususuna açıklık getirilmiştir. Toplumda "sınırsız özgürlük" gibi düşüncelerin sonucunda bozulan bir düzenin olabileceği… Sınırsız istek ve arzuların olduğu bir dünyada sınırlı doğal kaynaklarla olamayacağından kapitalizmin hızını düşürmesi gerektiğini… Bu sistemin, beşerin hırsını tahrik etmesiyle tabiata aykırı davrandığı gibi düşüncelerle irdelenmiştir. Toplumsal hareketler aslında kapitalizmin şiddetli hırsının ve dehşetli talebine olan isteğine karşı bir tepki mahiyetindedir. İnsanın tabiatı ve doğası medeni olmasından, her daim kapitalizm gibi doymak bilmeyen yapıları reddedecektir. Sonuç olarak maddeleşen 21. yüzyıl dünyasında materyalistlerin görünmeyen yönü üzerinde durularak, çevreye yönelik olumsuz etkilerine vurgu yapılmıştır. İstek ve arzuların şiddetle tahrik edildiği bir dönemde beşeriyet hızlı bir şekilde maddeci bir konuma gelmiştir. Gayrı zarurinin zorla zaruret konumuna getirildiği bir dünyada, gelecek nesiller için yeraltı kaynakların ne kadar uzun ömürlü olacağı gibi konular irdelenmiştir.

Research paper thumbnail of “Tüketi̇m Toplumu” Kavraminin Pozi̇ti̇vi̇st, Eleşti̇rel, Yorumsamaci Yaklaşimlarla İrdelenmesi̇

Research paper thumbnail of Kapi̇tali̇zmi̇n İç Yüzü

ASYA STUDIES

KAPİTALİZMİN İÇ YÜZÜ THE OTHER SIDE OF CAPITALISM Öz Bu çalışmada yer kürede doğal kaynaklar üzer... more KAPİTALİZMİN İÇ YÜZÜ THE OTHER SIDE OF CAPITALISM Öz Bu çalışmada yer kürede doğal kaynaklar üzerinde önemli ölçüde baskı oluşturan kapitalistlere karşı toplumda çevre bilinci oluşturmak adına çeşitli kavramlarla farkındalık uyandırmak ve kapitalizmin yapısının, iç yüzünün ne olduğunu üzerinde durulmuştur. Kapitalist sistemin doğasının hırslı ve dengesiz olduğu yönüne dikkat çekilmiştir. Değerlerin dejenere olmasıyla kapitalizmin durdurulamaz bir hale geldiğini, burada kültürel değerlerin önemi azalmıştır. İnsan tabiatının hem fen ilimlerine hem de kültürel değer yüklü ilimlerle büyüyeceği realitesine parmak basılmıştır. Kapitalistler tarafından yapılan üretimin, dünya popülasyonuna eşit bir dağılımın yapılmadığı hususuna açıklık getirilmiştir. Toplumda "sınırsız özgürlük" gibi düşüncelerin sonucunda bozulan bir düzenin olabileceği… Sınırsız istek ve arzuların olduğu bir dünyada sınırlı doğal kaynaklarla olamayacağından kapitalizmin hızını düşürmesi gerektiğini… Bu sistemin, beşerin hırsını tahrik etmesiyle tabiata aykırı davrandığı gibi düşüncelerle irdelenmiştir. Toplumsal hareketler aslında kapitalizmin şiddetli hırsının ve dehşetli talebine olan isteğine karşı bir tepki mahiyetindedir. İnsanın tabiatı ve doğası medeni olmasından, her daim kapitalizm gibi doymak bilmeyen yapıları reddedecektir. Sonuç olarak maddeleşen 21. yüzyıl dünyasında materyalistlerin görünmeyen yönü üzerinde durularak, çevreye yönelik olumsuz etkilerine vurgu yapılmıştır. İstek ve arzuların şiddetle tahrik edildiği bir dönemde beşeriyet hızlı bir şekilde maddeci bir konuma gelmiştir. Gayrı zarurinin zorla zaruret konumuna getirildiği bir dünyada, gelecek nesiller için yeraltı kaynakların ne kadar uzun ömürlü olacağı gibi konular irdelenmiştir.