Ali Esgin | Inönü üniversitesi (original) (raw)
Papers by Ali Esgin
Sociology in Turkey is face to face with a broad negative image. Sociology in general is seen as ... more Sociology in Turkey is face to face with a broad negative image. Sociology in general is seen as controversial field generating useless, dysfunctional and ineffective results. Of course, there are social and political causes of this. However, the main problem in Turkey is related to weakness of sociology had. Sociology in Turkey has experienced many weaknesses such as one-sidedness arising out of scientific perception, being closed to different theoretical and methodological orientations or performing science by the view point of a technician. As a result of these reasons, our study has focused on the problems Sociology has gone through in Turkey, especially the problems of scientific perceptions and practices. The aim of the study is to question Sociology as regard to available scientific descriptions and the practices of sociologists in various aspects. It has been applied for a field research that includes the academicians who have studied in Sociology Departments in Turkey and aims to find out the descriptions and practices of them. And the answers have been searched to the questions below: 1) What kind of problems has sociology gone through? How can they be classified? 2) What are the main reasons of mentioned problems? 3) What are the real weaknesses and problems of Sociology arising from its own practices? 4) On which controversial basis, can solutions to these problems be searched in accordance with recent developments?
Özet Bu makalede doksalojik pratikler ve doksalog teknisyenlik diye adlandırdığım Türkiye'deki ba... more Özet Bu makalede doksalojik pratikler ve doksalog teknisyenlik diye adlandırdığım Türkiye'deki bazı sosyoloji pratiklerinin eleştirisine odaklanıyorum. Doksalojik pratikler ve doksalog teknisyenlik kavramlaştırmalarını, Bourdieu'nün " doxa " ya yüklediği anlam çerçevesinde ve onun sosyolojisine atıfla kullanıyorum. Bu kapsamda eleştiri sınırlarımı, düşünümselliği sürekli göz ardı eden, dolayısıyla ortakduyusal karakterde (yani " doxa " dan ya da kanaatler dünyasından) bir bilim tanımından yola çıkan, sosyoloji pratiklerini bu tanımı inşa eden sığ yatkınlıklar aracılığıyla kurgulayan ve her türden müdahaleye kapalı olan pratikler oluşturuyor. Alandan elde edilmiş verilere dayanan incelememde, sosyolojinin sosyal mühendislik olmadığını, doksalojik pratikler ve doksalog teknisyenlik mantığının sosyolojiyi sosyal mühendislikle eşitleyerek Türkiye'deki sosyoloji için önemli sorunlar yarattığını iddia ediyorum. Ayrıca sosyolojinin güçlü bir bilim kimliğine kavuşabilmesi için, epistemolojik ve ontolojik anlamda önemli zafiyetler içeren bu pratiklerin ifşa edilmesi gerektiğini savunuyorum. Abstract In this article, I focus on the criticism of some sociological practices in Turkey which I have called as doxalogical practices and doxalogy. I use the conceptualizations of doxalogical practices and doxalogy as part of the meaning attributed by Bourdieu to doxa and with a reference to his sociology. In this context, my criticism boundaries consist of practices always ignoring the reflexivity and accordingly looking at a science definition in common-sense knowledge (namely from doxa or opinions world), building social practices by this definition, building through shallow predispositions and avoiding all interventions. In my examination based on data obtained from the field, I claim that sociology is not a social engineering and the logic behind doxalogical practices and doxalogy creates huge problems for sociology in Turkey by equalizing the sociology to social engineering. Additionally, I argue that these practices including great epistemological and ontological weaknesses should be disclosed in order that sociology can attain a strong science identity
Bu kitabın yayın hakkı SİYASAL KİTABEVİ'ne aittir. Yayınevinin ve yayınlayıcısının yazılı izni al... more Bu kitabın yayın hakkı SİYASAL KİTABEVİ'ne aittir. Yayınevinin ve yayınlayıcısının yazılı izni alınmaksızın kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz, hiçbir şekilde kopyalanamaz, çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.
Sosyologca Dergisi, Jan 2014
Eurasian Journal of Educational Research, Vol. Fall Issue 50, s.143-162. (SSCI), Feb 2013
The claims that the sociology of education has been in a crisis seem to be dependent upon the ins... more The claims that the sociology of education has been in a crisis seem to be dependent upon the insufficiencies in doing science and acquiring results with the ontological and epistemological foundations of sociology as a discipline of science. The sociology of education has taken shape from the outset in the framework of American sociological tradition, and therefore has been the conveyor model of impasses arising from the limitedness of functionalist sociological agreement and pragmatic science tradition. The structure of a science practice of this sort favoring status quo, not only has narrowed its boundaries but it also has brought about the fact that the sociology of education has been unsuccessful in its defined targets such as the relationship between reality and education and unification of the issue of education with factual developments.
Gaziantep University Journal Of Social Sciences, Oct 7, 2013
Sosyologca, Sayı: 5., Jun 2013
Bu çal›flma, Türkiye'de sosyal bilimlere dair negatif bir alg› oldu¤u varsay›m›ndan hareketle, so... more Bu çal›flma, Türkiye'de sosyal bilimlere dair negatif bir alg› oldu¤u varsay›m›ndan hareketle, sosyal bilim sorunu üzerine odaklanmaktad›r. Türkiye'de sosyal bilimler, olumsuz bir imajla karfl› karfl›yad›r. Sosyal bilimler, genellikle yarars›z ve ifllevsiz alanlar olarak alg›lanmaktad›r. Do¤a bilimleriyle k›yasland›¤›nda, gözle görülür yararlar üretmeyen ve bu nedenle, kendilerinden beklenenleri gerçeklefltirmek noktas›nda sorunlar yaflayan sosyal bilimler, adeta üniversitelerin üvey evlatlar› konumundad›r. Dolay›s›yla üniversiteler, do¤a bilimlerinin gölgesinde kalan sosyal bilimlerin de¤il, do¤a bilimlerinin yuvas› olarak görülmektedirler. Üniversiteyle ilgili söylem ve tar-t›flmalarda, do¤a bilim merkezli örneklerden yola ç›k›lmas›, devlet politikalar›nda do¤a bilimsel ve teknolojik geliflimle ilgili amaçlardan hareket edilmesi bunun en güzel kan›t›d›r. Oysa dünya ile do¤ru iliflki kurabilmek için in-san›n ihtiyaç duydu¤u toplumsal, ahlakî ve kültürel geliflimin sosyal bilimlerden baflka tafl›y›c›lar› yoktur. Sosyal bilimlerin önemini kavramam›fl bir toplum, kendi geliflim dinamiklerini elinde tutamad›¤› gibi, gelece¤ini biçimlendirme ve güçlü olma flans›n› da yitirecektir. Bütün bu tespitler ba¤lam›nda bildirinin amac›, ülkemizde sosyal bilimlerin neden böyle bir negatif alg›yla karfl› karfl›ya oldu¤u sorusuna aç›kl›k getirmek ve bu olumsuz alg›n›n, üniversite yap›lanmas›, bilimsel beklentiler ve sosyal bilimlerin kendi içindeki problemlerle ba¤lant›lar›n› ortaya koymakt›r.
Sosyologca, Sayı: 6, Temmuz, Aralık, 2013.
Sosyoloji'nin Yaşamla Dansı: Prof. Dr.Birsen GÖKÇE'ye Armağan, Jun 2013
Sosyologların en çok karşılaştıkları ve belki de cevap vermekte en çok zor landıkları soru, "sosy... more Sosyologların en çok karşılaştıkları ve belki de cevap vermekte en çok zor landıkları soru, "sosyoloji nedir?" sorusudur. Sosyoloji anlayışlarındaki farklılaş malar ile tanımsal ayrışmalar bir yana, bunun en önemli nedeni, aslında sosyolog ların bu soruya verecekleri kısa ve tatmin edici bir cevaplarının bulunmamasıdır.
Doğu Batı Dergisi, Sayı: 35
Beden sosyolojisi, insan bedeninin yalnızca fiziksel ya da maddi bir nesne değil, aynı zamanda to... more Beden sosyolojisi, insan bedeninin yalnızca fiziksel ya da maddi bir nesne değil, aynı zamanda toplumsal anlamlarla yüklü sosyal bir nesne olduğu düşüncesinden hareket etmektedir. Beden, hem fiziksel ve fenomenolojik olarak bireysel bir yaratım hem de toplumsal ve kültürel bir üretimdir. Beden, kişisel olduğu kadar kamusaldır. Dolayısıyla, bedene ilişkin görünüm ve algılar ile toplumsal dönüşümler arasında paralellikler vardır. Beden, toplumsal süreçlerdeki değişimler ile kültürel kodların aldığı yeni biçimleri yansıtmaktadır. Çağımızda küreselleşmenin yarattığı tüketim odaklı kültür, insan bedeninin cisimleştirilerek, onun bir haz ve tüketim nesnesi haline gelmesine sebep olmuştur. Küresel tüketim toplumunda birey, davranış ve eylemlerinde, benliğinden çok bedenini merkeze alan, hazza yönelen, maddeleşmiş ve bu anlamda imajlar peşinde koşan aktör konumundadır. Beden, popüler kültür vasıtasıyla her gün yeniden biçimlenmektedir. Bu belirlemeler çerçevesinde beden teorisi açısından pek çok soru gündeme gelmektedir. İnsan neden daha çok ve akılcılığı yok sayan bir biçimde bedenine yönelmektedir? Sürekli diyetle yaşamanın, bedensel görünümü her türlü ayırıcı niteliğin üstünde görmenin ya da bir dizi oyuncusunu idol seçmenin sosyolojik anlamları nelerdir? Giyim ve görünüş tarzlarının şekillenmesinde hangi unsurlar belirleyici hale gelmiştir? Popüler kültürde kadın bedeninin merkezileştirilmesinin ne türden gerekçeleri olabilir?
CÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Jan 1, 2001
Bu makalede, küreselleşme olgusunun ulus-devlet üzerine etkileri ve bu konuda yapılan teorik tart... more Bu makalede, küreselleşme olgusunun ulus-devlet üzerine etkileri ve bu konuda yapılan teorik tartışmalar ele alınmaktadır. Öncelikle, kültürel, teknolojik, ekonomik, siyasal vb. alanlardaki değişimlerle ilgili hemen her açıklamada bir çıkış noktası olarak görülen küreselleşmenin, neliği üzerinde durulmaktadır. Daha sonra ise, ulus-devletin meşruiyetiyle küreselleşme olgusu ilişkilendirilmekte, konuyla ilgili tartışmalara yer verilmektedir. Anahtar Sözcükler Abstract This work examines the theoretical arguments o f the effects o f globalisation on the "nation-state ". First it is aimed to explain what the term "globalisation " is as it is widely used in a number o f arguments dealing with the changes in cultural, technologic, economic, political agendas. Then, it tries to make a connection between the legitimacy o f the nation state and globalism.
Sociology in Turkey is face to face with a broad negative image. Sociology in general is seen as ... more Sociology in Turkey is face to face with a broad negative image. Sociology in general is seen as controversial field generating useless, dysfunctional and ineffective results. Of course, there are social and political causes of this. However, the main problem in Turkey is related to weakness of sociology had. Sociology in Turkey has experienced many weaknesses such as one-sidedness arising out of scientific perception, being closed to different theoretical and methodological orientations or performing science by the view point of a technician. As a result of these reasons, our study has focused on the problems Sociology has gone through in Turkey, especially the problems of scientific perceptions and practices. The aim of the study is to question Sociology as regard to available scientific descriptions and the practices of sociologists in various aspects. It has been applied for a field research that includes the academicians who have studied in Sociology Departments in Turkey and aims to find out the descriptions and practices of them. And the answers have been searched to the questions below: 1) What kind of problems has sociology gone through? How can they be classified? 2) What are the main reasons of mentioned problems? 3) What are the real weaknesses and problems of Sociology arising from its own practices? 4) On which controversial basis, can solutions to these problems be searched in accordance with recent developments?
Özet Bu makalede doksalojik pratikler ve doksalog teknisyenlik diye adlandırdığım Türkiye'deki ba... more Özet Bu makalede doksalojik pratikler ve doksalog teknisyenlik diye adlandırdığım Türkiye'deki bazı sosyoloji pratiklerinin eleştirisine odaklanıyorum. Doksalojik pratikler ve doksalog teknisyenlik kavramlaştırmalarını, Bourdieu'nün " doxa " ya yüklediği anlam çerçevesinde ve onun sosyolojisine atıfla kullanıyorum. Bu kapsamda eleştiri sınırlarımı, düşünümselliği sürekli göz ardı eden, dolayısıyla ortakduyusal karakterde (yani " doxa " dan ya da kanaatler dünyasından) bir bilim tanımından yola çıkan, sosyoloji pratiklerini bu tanımı inşa eden sığ yatkınlıklar aracılığıyla kurgulayan ve her türden müdahaleye kapalı olan pratikler oluşturuyor. Alandan elde edilmiş verilere dayanan incelememde, sosyolojinin sosyal mühendislik olmadığını, doksalojik pratikler ve doksalog teknisyenlik mantığının sosyolojiyi sosyal mühendislikle eşitleyerek Türkiye'deki sosyoloji için önemli sorunlar yarattığını iddia ediyorum. Ayrıca sosyolojinin güçlü bir bilim kimliğine kavuşabilmesi için, epistemolojik ve ontolojik anlamda önemli zafiyetler içeren bu pratiklerin ifşa edilmesi gerektiğini savunuyorum. Abstract In this article, I focus on the criticism of some sociological practices in Turkey which I have called as doxalogical practices and doxalogy. I use the conceptualizations of doxalogical practices and doxalogy as part of the meaning attributed by Bourdieu to doxa and with a reference to his sociology. In this context, my criticism boundaries consist of practices always ignoring the reflexivity and accordingly looking at a science definition in common-sense knowledge (namely from doxa or opinions world), building social practices by this definition, building through shallow predispositions and avoiding all interventions. In my examination based on data obtained from the field, I claim that sociology is not a social engineering and the logic behind doxalogical practices and doxalogy creates huge problems for sociology in Turkey by equalizing the sociology to social engineering. Additionally, I argue that these practices including great epistemological and ontological weaknesses should be disclosed in order that sociology can attain a strong science identity
Bu kitabın yayın hakkı SİYASAL KİTABEVİ'ne aittir. Yayınevinin ve yayınlayıcısının yazılı izni al... more Bu kitabın yayın hakkı SİYASAL KİTABEVİ'ne aittir. Yayınevinin ve yayınlayıcısının yazılı izni alınmaksızın kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz, hiçbir şekilde kopyalanamaz, çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.
Sosyologca Dergisi, Jan 2014
Eurasian Journal of Educational Research, Vol. Fall Issue 50, s.143-162. (SSCI), Feb 2013
The claims that the sociology of education has been in a crisis seem to be dependent upon the ins... more The claims that the sociology of education has been in a crisis seem to be dependent upon the insufficiencies in doing science and acquiring results with the ontological and epistemological foundations of sociology as a discipline of science. The sociology of education has taken shape from the outset in the framework of American sociological tradition, and therefore has been the conveyor model of impasses arising from the limitedness of functionalist sociological agreement and pragmatic science tradition. The structure of a science practice of this sort favoring status quo, not only has narrowed its boundaries but it also has brought about the fact that the sociology of education has been unsuccessful in its defined targets such as the relationship between reality and education and unification of the issue of education with factual developments.
Gaziantep University Journal Of Social Sciences, Oct 7, 2013
Sosyologca, Sayı: 5., Jun 2013
Bu çal›flma, Türkiye'de sosyal bilimlere dair negatif bir alg› oldu¤u varsay›m›ndan hareketle, so... more Bu çal›flma, Türkiye'de sosyal bilimlere dair negatif bir alg› oldu¤u varsay›m›ndan hareketle, sosyal bilim sorunu üzerine odaklanmaktad›r. Türkiye'de sosyal bilimler, olumsuz bir imajla karfl› karfl›yad›r. Sosyal bilimler, genellikle yarars›z ve ifllevsiz alanlar olarak alg›lanmaktad›r. Do¤a bilimleriyle k›yasland›¤›nda, gözle görülür yararlar üretmeyen ve bu nedenle, kendilerinden beklenenleri gerçeklefltirmek noktas›nda sorunlar yaflayan sosyal bilimler, adeta üniversitelerin üvey evlatlar› konumundad›r. Dolay›s›yla üniversiteler, do¤a bilimlerinin gölgesinde kalan sosyal bilimlerin de¤il, do¤a bilimlerinin yuvas› olarak görülmektedirler. Üniversiteyle ilgili söylem ve tar-t›flmalarda, do¤a bilim merkezli örneklerden yola ç›k›lmas›, devlet politikalar›nda do¤a bilimsel ve teknolojik geliflimle ilgili amaçlardan hareket edilmesi bunun en güzel kan›t›d›r. Oysa dünya ile do¤ru iliflki kurabilmek için in-san›n ihtiyaç duydu¤u toplumsal, ahlakî ve kültürel geliflimin sosyal bilimlerden baflka tafl›y›c›lar› yoktur. Sosyal bilimlerin önemini kavramam›fl bir toplum, kendi geliflim dinamiklerini elinde tutamad›¤› gibi, gelece¤ini biçimlendirme ve güçlü olma flans›n› da yitirecektir. Bütün bu tespitler ba¤lam›nda bildirinin amac›, ülkemizde sosyal bilimlerin neden böyle bir negatif alg›yla karfl› karfl›ya oldu¤u sorusuna aç›kl›k getirmek ve bu olumsuz alg›n›n, üniversite yap›lanmas›, bilimsel beklentiler ve sosyal bilimlerin kendi içindeki problemlerle ba¤lant›lar›n› ortaya koymakt›r.
Sosyologca, Sayı: 6, Temmuz, Aralık, 2013.
Sosyoloji'nin Yaşamla Dansı: Prof. Dr.Birsen GÖKÇE'ye Armağan, Jun 2013
Sosyologların en çok karşılaştıkları ve belki de cevap vermekte en çok zor landıkları soru, "sosy... more Sosyologların en çok karşılaştıkları ve belki de cevap vermekte en çok zor landıkları soru, "sosyoloji nedir?" sorusudur. Sosyoloji anlayışlarındaki farklılaş malar ile tanımsal ayrışmalar bir yana, bunun en önemli nedeni, aslında sosyolog ların bu soruya verecekleri kısa ve tatmin edici bir cevaplarının bulunmamasıdır.
Doğu Batı Dergisi, Sayı: 35
Beden sosyolojisi, insan bedeninin yalnızca fiziksel ya da maddi bir nesne değil, aynı zamanda to... more Beden sosyolojisi, insan bedeninin yalnızca fiziksel ya da maddi bir nesne değil, aynı zamanda toplumsal anlamlarla yüklü sosyal bir nesne olduğu düşüncesinden hareket etmektedir. Beden, hem fiziksel ve fenomenolojik olarak bireysel bir yaratım hem de toplumsal ve kültürel bir üretimdir. Beden, kişisel olduğu kadar kamusaldır. Dolayısıyla, bedene ilişkin görünüm ve algılar ile toplumsal dönüşümler arasında paralellikler vardır. Beden, toplumsal süreçlerdeki değişimler ile kültürel kodların aldığı yeni biçimleri yansıtmaktadır. Çağımızda küreselleşmenin yarattığı tüketim odaklı kültür, insan bedeninin cisimleştirilerek, onun bir haz ve tüketim nesnesi haline gelmesine sebep olmuştur. Küresel tüketim toplumunda birey, davranış ve eylemlerinde, benliğinden çok bedenini merkeze alan, hazza yönelen, maddeleşmiş ve bu anlamda imajlar peşinde koşan aktör konumundadır. Beden, popüler kültür vasıtasıyla her gün yeniden biçimlenmektedir. Bu belirlemeler çerçevesinde beden teorisi açısından pek çok soru gündeme gelmektedir. İnsan neden daha çok ve akılcılığı yok sayan bir biçimde bedenine yönelmektedir? Sürekli diyetle yaşamanın, bedensel görünümü her türlü ayırıcı niteliğin üstünde görmenin ya da bir dizi oyuncusunu idol seçmenin sosyolojik anlamları nelerdir? Giyim ve görünüş tarzlarının şekillenmesinde hangi unsurlar belirleyici hale gelmiştir? Popüler kültürde kadın bedeninin merkezileştirilmesinin ne türden gerekçeleri olabilir?
CÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Jan 1, 2001
Bu makalede, küreselleşme olgusunun ulus-devlet üzerine etkileri ve bu konuda yapılan teorik tart... more Bu makalede, küreselleşme olgusunun ulus-devlet üzerine etkileri ve bu konuda yapılan teorik tartışmalar ele alınmaktadır. Öncelikle, kültürel, teknolojik, ekonomik, siyasal vb. alanlardaki değişimlerle ilgili hemen her açıklamada bir çıkış noktası olarak görülen küreselleşmenin, neliği üzerinde durulmaktadır. Daha sonra ise, ulus-devletin meşruiyetiyle küreselleşme olgusu ilişkilendirilmekte, konuyla ilgili tartışmalara yer verilmektedir. Anahtar Sözcükler Abstract This work examines the theoretical arguments o f the effects o f globalisation on the "nation-state ". First it is aimed to explain what the term "globalisation " is as it is widely used in a number o f arguments dealing with the changes in cultural, technologic, economic, political agendas. Then, it tries to make a connection between the legitimacy o f the nation state and globalism.
Bu kitabın yayın hakkı SİYASAL KİTABEVİ'ne aittir. Yayınevinin ve yayınlayıcısının yazılı izni al... more Bu kitabın yayın hakkı SİYASAL KİTABEVİ'ne aittir. Yayınevinin ve yayınlayıcısının yazılı izni alınmaksızın kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz, hiçbir şekilde kopyalanamaz, çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.