Hüseyin Serdar Tabakoğlu | Kirklareli University (original) (raw)

Books by Hüseyin Serdar Tabakoğlu

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, Akdeniz'de Savaş: Osmanlı-İspanya Mücadelesi, İstanbul, Kronik Kitap, 2019.

İKİ BÜYÜK İMPARATORLUĞUN AKDENİZ’DE KIRAN KIRANA MÜCADELESİ… 16. yüzyılda denizlerdeki rekabet ne... more İKİ BÜYÜK İMPARATORLUĞUN
AKDENİZ’DE KIRAN KIRANA MÜCADELESİ…
16. yüzyılda denizlerdeki rekabet ne durumdaydı? Osmanlı ve İspanyol donanmaları nasıl seferber ediliyordu? Gemilerin inşasından silahlandırılmasına, tersane faaliyetlerinden donanma görevlilerine nasıl bir süreç işliyordu? Akdeniz’deki Osmanlı ve İspanyol filoları kuvvet olarak ne durumdaydı? Savaşlara yön veren kadırgaların en önemli özellikleri nelerdi? Akdeniz’e dair stratejiler hangi yönde geliştirilmişti? İnebahtı Deniz Savaşı’nın öncesinde ve sonrasında Akdeniz’deki mücadeleler ve savaşlar nasıl ilerlemişti?

Akdeniz dünyası, özellikle 16. yüzyılda Osmanlı ve İspanyol imparatorlukla­rının hâkimiyet mücadelesine sahne olmuştur. Bu amansız karşılaşma ağırlıklı olarak donanma seferleri ve deniz savaşları ekseninde sürmüştür. Her iki imparatorluk da Akdeniz’deki hâkimiyet sahalarını genişletmek ve güçlerini ispat etmek için denizgücüne önem vermiş, donanmalarının hem daha etkin hem de daima savaşa hazır olması için çalışmışlardır. Denizgücünün en kritik hedefi; ülkenin deniz yollarını, askerî ve ticarî deniz trafiğini korumak ve düşman denizciliğine zarar vermektir. Bu amaçlara ulaşabilmek için de denizlere hâkim olmak şarttır.

İspanya’da Simancas Arşivi ve Madrid Deniz Müzesi Arşivi gibi Akdeniz’deki Osmanlı- İspanyol mücadelesine dair en kritik bilgileri barındıran yerlerde yaptığı araştırmalarla eserini oluşturan Hüseyin Serdar Tabakoğlu; denizlerde kıran kırana geçen bir yüzyılın köklerine iniyor. Osmanlı ve İspanyol denizgücünü ilk defa karşılaştırmalı olarak inceleyen Tabakoğlu, donanma hazırlığından savaşa, teknik detaylardan stratejik hamlelere dek meselenin tüm boyutlarını derinlemesine irdeliyor.

“AKDENİZ’DE SAVAŞ: Osmanlı-İspanya Mücadelesi”, okuyucuyu denizlerin iki büyük imparatorluğunun donanmaları arasında seyre çıkartan bir kılavuz gibi…

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, Deryadaki Ateş: Barbaros Hayreddin, İstanbul, Erdem Yayınları, 2018.

Barbaros Hayreddin, Mağrip kıyılarındaki korsanlık günlerinden itibaren Akdeniz’de gösterdiği baş... more Barbaros Hayreddin, Mağrip kıyılarındaki korsanlık günlerinden itibaren Akdeniz’de gösterdiği başarılarla dikkatleri üzerine çekti. Farklı milletlerden birçok denizci Cezayir’e gelerek ona katıldı ve böylece Barbaros’un emri altında neredeyse küçük bir donanma meydana geldi. Barbaros Hayreddin Paşa’nın belki de en büyük özelliği ağabeyi Oruç Reis’le birlikte Kuzey Afrika’ya yönelik siyasi bir vizyona sahip olmalarıydı. Barbaros kardeşler daha Mağrip kıyılarına geldikleri ilk dönemlerden itibaren sadece korsan akınları ve yağma ile meşgul olmayıp, aynı zamanda kendi çaba ve zekalarıyla Cezayir’de bir devlet meydana getirerek İspanyollara karşı gaza ve cihatla uğraştılar. Osmanlı İmparatorluğu’nun Batı Akdeniz ve Kuzey Afrika siyasetini de çok büyük ölçüde Barbaros Hayreddin Paşa’nın bu siyasi vizyonu şekillendirmiştir.

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, XVIII. Yüzyılda Osmanlı-İspanya İlişkileri, İstanbul, Dergah Yayınları, 2011.  (Ottoman-Spanish Relations in the 18th Century)

Osmanlı İmparatorluğu'nun etrafındaki dünyayla kurduğu politik ve ticari ilişkiler pek çok çalışm... more Osmanlı İmparatorluğu'nun etrafındaki dünyayla kurduğu politik ve ticari ilişkiler pek çok çalışmaya konu olmuştur. Elinizdeki eser de adından da anlaşılacağı üzere Osmanlı İmparatorluğu ve İspanya'nın XVIII. yüzyıldaki diplomatik ilişkilerini karşılaştırmalı olarak belgelerle ele almakta ve iki tarafın tavır ve tutumlarını masaya yatırmaktadır. Kitap dar çerçevede İspanya Kralı III. Carlos'un 1778 yılında Don Juan de Bouligny'yi bir ahidname imzalamak üzere Osmanlı İmparatorluğu'na göndermesinin ardından yaşanan süreci mercek altına alıyor. Üst çerçevede ise XVIII. yüzyılda İmparatorluğun başka bir devletle kurduğu ilişkide nasıl bir mantığı yürüttüğü satır aralarında işleniyor.

Book Chapters by Hüseyin Serdar Tabakoğlu

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu. "Repercusiones y consecuencias de la batalla de Lepanto." Lepanto: La mar roja de sangre. Ed. Alex Claramunt Soto. Madrid, Desperta Ferro Ediciones, 2021: 299- 328.

LEPANTO La mar roja de sangre Àlex Claramunt Soto (ed.) © de esta edición: Lepanto. La mar roja d... more LEPANTO La mar roja de sangre Àlex Claramunt Soto (ed.) © de esta edición: Lepanto. La mar roja de sangre Desperta Ferro Ediciones SLNE Paseo del Prado, 12, 1.º derecha 28014 Madrid www.despertaferro-ediciones.com Este libro está dedicado a la memoria de todos los soldados, marinos y remeros, con independencia de credo y nacionalidad, que participaron en la batalla de Lepanto.

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, "The 1565 Malta Campaign According to Spanish Archival Documents." Kanuni Sultan Süleyman ve Dönemi: Yeni Kaynaklar, Yeni Yaklaşımlar. Ed. M. Fatih Çalışır, Suraiya Faroqhi, M. Şakir Yılmaz. İstanbul, İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2020: 105-124.

© Bu eserin tüm yayın hakları, yayınevi ile anlaşmalı olarak yazarına aittir. Eleştirel makale v... more © Bu eserin tüm yayın hakları, yayınevi ile anlaşmalı olarak yazarına aittir. Eleştirel makale ve dergilerde yapılacak kısa alıntılar dışında, bu kitabın tamamı veya bir kısmı, yayıncının izni olmadan yayınlanamaz.

Thesis (Phd.) by Hüseyin Serdar Tabakoğlu

Research paper thumbnail of Akdeniz'de Osmanlı-İspanya Rekabeti, 1560-1574: Teşkilat, Denizgücü ve Savaş / Ottoman-Spanish Rivalry in the Mediterranean, 1560-1574: Organization, Seapower and War (Phd. Thesis)

Journal Articles by Hüseyin Serdar Tabakoğlu

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, "16. Yüzyıl Osmanlı-İspanya Savaşlarının Gölgesinde Kehanet Olgusu: Miguel de Piedrola Örneği." Tarih Araştırmaları Dergisi (TAD). Cilt 40. Sayı 69. Mart 2021: 133-159.

The rivalry of Ottoman and Spanish empires continues to be a research subject of modern studies i... more The rivalry of Ottoman and Spanish empires continues to be a research subject of modern studies in addition to the classical works of Leopold von Ranke and Fernand Braudel. On the other hand, these studies mostly focus on the macro-analytical study of the rulers, politics and institutions of these great Mediterranean empires, and thus individual narratives and examples remain in the background. This article as an example of micro-history aims to explain the struggle of Miguel de Piedrola who was one of the thousands of Spanish soldiers in the Ottoman-Spanish conflict, to become a prominent figure in the society by claiming to be a prophet. Piedrola who prophesized about various subjects between 1560 and 1587, gained immense fame and was even considered to be the first royal prophet in Castile. However, his arrest and conviction by the Tribunal of the Holy Office of the Inquisition in Toledo ended his rapid career. The main question of this article is how and why the prophecies of Piedrola managed to have such a broad repercussion. The primary sources for this study are a copy of Piedrola’s Inquisitional inquiry report, which is kept in the Spanish National Library, relevant records of Cortes de Castilla, and lastly Piedrola’s report on the Battle of Lepanto which is kept in the General Archive of Simancas. Apart from these sources, we can only manage to follow Piedrola’s traces in the secondary literature indirectly, with few exceptions. Thus, this article aims to form a small-scale historical narrative via the extraordinary life of Miguel de Piedrola, based on archive documents and modern studies. As a result, it is understood that Piedrola, by the help of internal opposition against Felipe II, managed to attract great attention in a period in which the apocalyptical expectations and prophecies were still alive with the impact of Ottoman-Spanish conflict in the Mediterranean world.

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, "Savaş Ekonomisi: İnebahtı'ya Giden Yolda İspanyol Monarşisi'nin Mali Hazırlıkları." History Studies: International Journal of History. Vol. II/I. (February 2019): 247-260.

Öz: 1560 Cerbe Deniz Savaşı'nda İspanyol filosunun Osmanlı donanması tarafından büyük ölçüde imha... more Öz: 1560 Cerbe Deniz Savaşı'nda İspanyol filosunun Osmanlı donanması tarafından büyük ölçüde imha edilmesi İspanyol Monarşisi'nin Akdeniz stratejisi bakımından bir dönüm noktası olmuş ve İspanya Kralı II. Felipe Osmanlı denizgücüyle mücadele edebilmek için güçlü bir donanma inşa edilmesini emretmişti. Buna karşılık kısa sürede İspanya'nın olağan gelirleri ile bu masrafların altından kalkamayacağı anlaşılmış ve ek gelir arayışlarına gidilmişti. Bu ek mali tedbirlerin başında soylular, din adamları ve önde gelen Kastilya şehirlerinin temsil edildiği Kastilya Meclisi'nden ek vergi talebinde bulunmak geliyordu. 1560-1571 döneminde İspanya'nın donanma hazırlıkları için kullandığı bir diğer kaynak Katolik Kilisesi'nin Hıristiyanlığın düşmanlarıyla savaşma şartı ile İspanyol yönetimine bıraktığı cruzada, excusado ve subsidio vergileriydi. İspanyol Monarşisi'ne bağlı Napoli ve Sicilya krallıkları da Akdeniz'deki savaş harcamalarına destek olmaktaydılar. Bunlara ek olarak, İspanyol denizgücünün gerektirdiği ek mali ihtiyaç borçlanma yoluyla kapatılmaktaydı. Neticede İspanya'nın 1560 yılından itibaren on yıl boyunca denizgücüne önemli kaynak aktarmasının bir sonucu olarak İspanyol donanmasının müttefikleriyle beraber 1571 İnebahtı Deniz Savaşı'nda Osmanlı kuvvetlerinin karşısına çıkabilecek bir güç haline gelmesi mümkün olabilmişti. Abstract: The destruction of the Spanish fleet at the Battle of Djerba in 1560 was a turning point for the Spanish strategy towards the Mediterrenean and thus Philip II, King of Spain ordered the construction of a strong armada in order to compete with the Ottoman seapower. However, before long, it was understood that Spain could not overcome these expenses with ordinary royal revenues and for that reason, they started to look for additional sources of income. Foremost among these financial measures was to ask additional taxes from the Cortes de Castilla in which the nobility, clergy and Castilian towns were represented. Another source of income for the Spanish naval preperations in 1560-1571 was the contribution of Catholic Church with its ecclesiastical incomes namely cruzada, excusado and subsidio taxes. Kingdoms of Naples and Sicily which were subject to the Spanish crown, also contributed to the war effort in the Mediterranean. In addition to all these sources, borrowing was another fiscal instrument to finance the Spanish seapower. Eventually, as a result of continuous investment on the Spanish seapower at least for 10 years from 1560, the Spanish managed to join the fleet of Holy League in the Battle of Lepanto (1571) with a considerable force and challange the Ottoman fleet.

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, “Commanding the Sea: The Spanish Naval High Command in the Early Modern Mediterranean.” Cihannüma: Tarih ve Coğrafya Araştırmaları Dergisi/Journal of History and Geography Studies. Vol. II. Issue I. July 2016: 1-14.

Özet Osmanlı ve İspanyol İmparatorlukları birer denizgücü olarak 16. Yüzyıl Akdeniz'inde karşı ka... more Özet Osmanlı ve İspanyol İmparatorlukları birer denizgücü olarak 16. Yüzyıl Akdeniz'inde karşı karşıya gelmişlerdi. İber Yarımadası'nda Reconquista'nın tamamlanması ile siyasi birliğini sağlayan İspanyol Monarşisi hâkimiyet sahasını Kuzey Afrika'ya taşımış ve kaçınılmaz olarak Osmanlılarla karşı karşıya gelmişti. İspanyol donanma teşkilatının bu dönemde gösterdiği gelişmeyi Osmanlı-İspanyol rekabeti içinde değerlendirmek gerekir. 1564 yılında İspanyol kadırga filosunun komutanlığına atanan D. García de Toledo donanma teşkilatında ve kadırga filosunda ciddi reformlar gerçekleştirmiş ve İnebahtı'ya giden yolda İspanya'nın Akdeniz'de önemli bir denizgücü haline gelmesinde önemli rol oynamıştı. Anahtar Kelimeler: Osmanlı, İspanya, Akdeniz, denizgücü, donanma teşkilatı, García de Toledo Denize Hükmetmek: Erken Modern Dönem Akdeniz'inde İspanyol Donanma Komutanlığı Abstract The Ottoman and Spanish empires confronted each other in the Mediterranean of the 16 th century as formidable sea-powers. The Spanish Monarchy completed the political union in the Iberian Peninsula with the end of Reconquista and moved its forces to the North Africa and thus eventually faced the Ottomans in the region. We should evaluate the rise of the Spanish naval organization in the context of Ottoman-Spanish rivalry. D. García de Toledo who became the Captain-general of the Sea in 1564, realized significant reforms in the Spanish naval organization and the galley fleet, thus he played an important role in the rise of the Spanish sea-power in the way to Lepanto.

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, “XVIII. Yüzyılın Sonunda Osmanlı-İspanya İlişkileri: İlk İspanyol Daimi Elçisi Don Juan de Bouligny Örneği.” Turkish Studies: International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic. Vol. 3/7 (Fall 2008): 813-840.

Journal of Turkish Studies

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, “The Impact of the French Revolution on the Ottoman-Spanish Relations.” Turkish Studies: International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic (Winter 2008): 335-354.

Journal of Turkish Studies

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, "The Re-Establishment of Ottoman-Spanish Relations in 1782." Turkish Studies/Türkoloji Araştırmaları, Vol. 2/3 (Summer 2007): 495-523.

The political relations between the Ottoman and the Spanish empires around the Mediterranean reac... more The political relations between the Ottoman and the Spanish empires around the Mediterranean reached its peak during the 16 th century. However, these two great powers were challenged by the new powers and due to this threat they abandon the struggle around the Mediterranean by the end of the 16 th century. The Ottomans and the Spanish sign a truce rather than a formal peace. Throughout the 17 th and the 18 th centuries the Ottoman and the Spanish Empires lost their power as the primary forces in the world politics. This article aims to understand the Ottoman-Spanish Peace Treaty in 1782, and bring a comparative look to the Ottoman-Spanish relations.

Papers by Hüseyin Serdar Tabakoğlu

Research paper thumbnail of Diren Endülüs: Osmanlıların İspanya Müslümanlarına Desteği

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, "XVIII. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğuna Gelen İki İspanyol Seyyah" Tarih ve Uygarlık İstanbul Dergisi, Sayı 1-2, 2012.

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, "Osmanlı İktisadı ve Paranın Tarihi" Yedikıta: Aylık Tarih ve Kültür Dergisi, Sayı 44, Nisan 2012.

Research paper thumbnail of "Kanal Harekatı", Kültür: Üç Aylık Kültür Sanat Araştırma Dergisi, Birinci Dünya Savaşı Özel Sayısı, Kış 2008

Batı Cephesinde savaşın durağanlaşmasıyla Alman Genelkurmayı, Osmanlı ordusu için savunma ağırlık... more Batı Cephesinde savaşın durağanlaşmasıyla Alman Genelkurmayı, Osmanlı ordusu için savunma ağırlıklı mevcut planların aksine saldırı stratejisi belirledi. Bundan sonra Osmanlı Savaş planları da Berlin'de, Alman Genelkurmayı tarafından yapılacak ve bu planlar Osmanlı İmparatorluğundaki Alman Askeri Heyeti'nin yardımıyla uygulanacaktı. Alman Genelkurmayınca Osmanlı ordusuna üç önemli görev verilmişti: 1. Boğazları kapatmak, 2. Kafkasya'ya taarruz, 3. Süveyş Kanal'ına taarruz.

Research paper thumbnail of Osmanlı ile İspanya Müslümanları Arasındaki İlişkiler, Kültür: Üç Aylık Kültür Sanat Araştırma Dergisi Endülüs Özel Sayısı, Sonbahar 2007.

1492 ile 1609 tarihleri arasında İspanya'yı terketmeye zorlanan müslümanlara ne oldu? Bu müslüman... more 1492 ile 1609 tarihleri arasında İspanya'yı terketmeye zorlanan müslümanlara ne oldu? Bu müslüman nüfus, sürülen yahudilerle beraber Osmanlı denizcileri tarafından Kuzey Afrika'ya ve Anadolu'ya getirildi. İspanya'daki müslüman varlığı, XVI. yüzyılda Osmanlı Devleti Akdeniz'de ve Kuzey Afrika'da ilerlerken hıristiyanları tedirgin etmekteydi. Müslümanlar Osmanlılara aktif olarak silahlı destek vermeseler bile İspanya kıyılarını yağmalayan Osmanlı korsanları için değerli birer istihbarat kaynağı idiler ve İspanya için her zaman potensiyel bir tehlike olmayı sürdürdüler. İspanya ise bu tehlikeyi birçok başarısız girişimden sonra 1609 yılında kalan bütün müslümanları ülke dışına çıkartmakla bertaraf etti. Ama bu nüfus değişiminin bedeli İspanya devletinin ekonomisi için hayati olan tüccar, çiftçi ve zanaatkar olarak ciddi bir kalifiye nüfus kaybı idi. Eş zamanlı olarak Osmanlı Devleti bu kalifiye müslüman nüfusa yahudilerle beraber kucak açmıştı. İki devlet arasındaki bu fark sayesinde İspanya Amerika'dan gelen altın ve gümüşe rağmen ülke içi üretimde ciddi sorunlar yaşamış ve yüzyılın fiyat hareketlerine karşı daha kırılgan hale gelmiştir. Bu yüzden Osmanlı Devleti ekonomik bir güç olmayı sürdürürken İspanya Devleti sık sık iflaslarla karşılaşmıştı.

Conference/Presentations by Hüseyin Serdar Tabakoğlu

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, "İspanyol Arşiv Belgelerine Göre 1565 Malta Kuşatması", II. Uluslararası Süleymaniye Sempozyumu, İbn Haldun Üniversitesi, İstanbul, 26-28 Eylül 2019 - Uluslararası Bildiri

Kanuni döneminin son büyük deniz harekâtı olan Malta seferi Osmanlıların Orta Akdeniz’deki en str... more Kanuni döneminin son büyük deniz harekâtı olan Malta seferi Osmanlıların Orta Akdeniz’deki en stratejik noktalardan birine hâkim olma niyetlerini göstermektedir. Malta Adası’nda üslenen St. Jean Şövalyeleri, Tunus’taki La Goleta Kalesi ve Sicilya ile Napoli’de konuşlanan İspanyol kadırgalarıyla birlikte Hıristiyanlığın Akdeniz kıyılarının ileri savunma hattını oluşturmaktaydı. 1565 yılındaki büyük kuşatmayı sadece Osmanlılar ve St. Jean Şövalyeleri arasındaki bir mücadele gibi görmek yanlıştır, zira bu çatışma Osmanlı ve İspanyol imparatorluklarının Akdeniz rekabeti bağlamında ele alınmalıdır. Fernand Braudel’in de ifade ettiği gibi Malta Kuşatması, 1560 yılındaki Cerbe yenilgisinden sonra yeniden inşa edilen İspanyol donanmasının Osmanlı denizgücüne karşı ilk sınavıdır. Osmanlıların 1522 yılında St. Jean Şövalyelerine ait Rodos’u fethetmeleri üzerine tarikat yeni bir yurt arayışına girişmiş ve 24 Mart 1530 tarihinde Malta ve Gozo adaları ile birlikte Trablus V. Carlos tarafından Şövalyelere tahsis edilmişti. Bu şekilde İspanya kralına tâbi bir tarikat olarak St. Jean Şövalyeleri, korsanlık faaliyetlerine ek olarak, İspanyol donanmasının Akdeniz’de gerçekleştirdiği harekâtlara destek vermişlerdi. Şövalyelerin İspanya deniz teşkilatının bir parçası haline gelmesiyle Malta’nın güvenliği de İspanyol donanma komutanının sorumluluk sahasına girmişti. Bu nedenle, Simancas Arşivi ve Madrid Deniz Müzesi Arşivi’nde bulunan çok sayıda İspanyol belgesi Osmanlıların Malta kuşatmasına dair detaylı bilgiler içermektedir. Osmanlı donanması daha İstanbul’dan ayrılmadan önce bu yeni deniz seferinin hedefine dair çeşitli raporlar Madrid’e ulaşmaya başlamıştı. Osmanlı kuvvetleri Malta’yı kuşattığı zaman alınacak tedbirlere dair tartışmalar ve yardım planları II. Felipe ve donanma komutanı Don García de Toledo arasındaki yazışmalarda takip edilebilmektedir. Sonuç olarak, Osmanlıların Malta kuşatmasındaki başarısızlığını sadece Osmanlı tarafındaki ihmal ve anlaşmazlıklara bağlamak eksik bir yaklaşımdır. Kanuni döneminin son deniz seferinin Malta’da niçin başarısız olduğunu anlamak için İspanyolların uzun tartışmalar sonucunda, oldukça dikkatli bir şekilde planlayıp, cerrahi bir hassasiyetle icra ettikleri yardım harekâtının incelenmesi zorunludur.

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, "Bir İspanyol Amiralin Gözünden 18. Yüzyılda İstanbul ve Tersane-i Amire." VII. Uluslararası Osmanlı İstanbulu Sempozyumu. İstanbul, 3-5 Mayıs 2019 - Uluslararası Bildiri

1782 yılında Osmanlı İmparatorluğu ve İspanya Krallığı arasında ilk defa bir ahidnâme imzalanmış ... more 1782 yılında Osmanlı İmparatorluğu ve İspanya Krallığı arasında ilk defa bir ahidnâme imzalanmış ve iki ülke arasında doğrudan diplomatik ilişkiler tesis edilmişti. Her ne kadar Don Juan de Bouligny İspanya'nın İstanbul'daki ilk ikamet elçisi olarak atandıysa da bu statünün Osmanlı tarafından resmen tanınması için Bouligny'nin hediyelerle birlikte padişahın huzuruna kabul edilmesi gerekmekteydi. İspanya Kralı III. Carlos söz konusu hediyelerin İstanbul'a görkemli bir filo ile gönderilmesini emrederek, bu görevi Tümamiral Gabriel de Aristizabal'a vermişti. İstanbul yolculuğunun hazırlıkları oldukça zaman almış, Aristizabal'ın filosu ancak Nisan 1784'te Cartagena limanından yola çıkabilmişti. İspanya kralının hediyelerinin yanı sıra Fas hakiminin bazı aile üyelerini ve elçi Bouligy'nin de ailesini taşıyan İspanyol filosu toplam 194 top ve 1500 personelin yer aldığı dört savaş gemisinden oluşmaktaydı. Filo olaylı bir yolculuktan sonra nihayet Eylül ayında İstanbul'a ulaşmıştı. Aristizabal'ın deyimiyle bu filo Haçlılar döneminden beri ilk kez İstanbul'u ziyaret eden İspanyol gemileriydi. İstanbul'da 43 gün kalan Aristizabal ilk olarak yabancı elçilikleri ziyaret etmiş, Osmanlı makamlarıyla çeşitli görüşmeler gerçekleştirmiş ve Osmanlı devlet yapısı hakkında gözlemlerde bulunmuştu. Aristizabal daha sonra coğrafi konum ve güzellik olarak dünyanın en iyi yeri olarak tanımladığı İstanbul'u gezerek, Osmanlı başkentindeki sosyal hayatı gözlemlemişti. Artık İnebahtı günlerini geride bırakan dost bir devletin temsilcisi olarak Aristizabal II. Felipe döneminde İspanyolların havaya uçurmayı planladıkları Tersane-i Amire'yi rahatlıkla inceleyebilmişti. Aristizabal aynı zamanda Kırım'ın geri alınması amacıyla yeni bir Osmanlı-Rus savaşına hazırlanan Osmanlı donanmasına dair bir deniz subayı olarak önemli gözlemlerde bulunmuştu. Aristizabal ve ondan sonra Osmanlı topraklarına gelen İspanyolların anlatıları İspanya'da yüzlerce yıllık edebi metinlerin ve tutsak anlatılarının oluşturduğu olumsuz Türk imajının değişmeye başlamasında önemli rol oynamıştı.

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, "Fuat Sezgin ve Coğrafi Keşifler Üzerine." Prof. Dr. Fuat Sezgin Din, Bilim ve Medeniyet, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, 25 Şubat 2019 - Panel

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, Akdeniz'de Savaş: Osmanlı-İspanya Mücadelesi, İstanbul, Kronik Kitap, 2019.

İKİ BÜYÜK İMPARATORLUĞUN AKDENİZ’DE KIRAN KIRANA MÜCADELESİ… 16. yüzyılda denizlerdeki rekabet ne... more İKİ BÜYÜK İMPARATORLUĞUN
AKDENİZ’DE KIRAN KIRANA MÜCADELESİ…
16. yüzyılda denizlerdeki rekabet ne durumdaydı? Osmanlı ve İspanyol donanmaları nasıl seferber ediliyordu? Gemilerin inşasından silahlandırılmasına, tersane faaliyetlerinden donanma görevlilerine nasıl bir süreç işliyordu? Akdeniz’deki Osmanlı ve İspanyol filoları kuvvet olarak ne durumdaydı? Savaşlara yön veren kadırgaların en önemli özellikleri nelerdi? Akdeniz’e dair stratejiler hangi yönde geliştirilmişti? İnebahtı Deniz Savaşı’nın öncesinde ve sonrasında Akdeniz’deki mücadeleler ve savaşlar nasıl ilerlemişti?

Akdeniz dünyası, özellikle 16. yüzyılda Osmanlı ve İspanyol imparatorlukla­rının hâkimiyet mücadelesine sahne olmuştur. Bu amansız karşılaşma ağırlıklı olarak donanma seferleri ve deniz savaşları ekseninde sürmüştür. Her iki imparatorluk da Akdeniz’deki hâkimiyet sahalarını genişletmek ve güçlerini ispat etmek için denizgücüne önem vermiş, donanmalarının hem daha etkin hem de daima savaşa hazır olması için çalışmışlardır. Denizgücünün en kritik hedefi; ülkenin deniz yollarını, askerî ve ticarî deniz trafiğini korumak ve düşman denizciliğine zarar vermektir. Bu amaçlara ulaşabilmek için de denizlere hâkim olmak şarttır.

İspanya’da Simancas Arşivi ve Madrid Deniz Müzesi Arşivi gibi Akdeniz’deki Osmanlı- İspanyol mücadelesine dair en kritik bilgileri barındıran yerlerde yaptığı araştırmalarla eserini oluşturan Hüseyin Serdar Tabakoğlu; denizlerde kıran kırana geçen bir yüzyılın köklerine iniyor. Osmanlı ve İspanyol denizgücünü ilk defa karşılaştırmalı olarak inceleyen Tabakoğlu, donanma hazırlığından savaşa, teknik detaylardan stratejik hamlelere dek meselenin tüm boyutlarını derinlemesine irdeliyor.

“AKDENİZ’DE SAVAŞ: Osmanlı-İspanya Mücadelesi”, okuyucuyu denizlerin iki büyük imparatorluğunun donanmaları arasında seyre çıkartan bir kılavuz gibi…

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, Deryadaki Ateş: Barbaros Hayreddin, İstanbul, Erdem Yayınları, 2018.

Barbaros Hayreddin, Mağrip kıyılarındaki korsanlık günlerinden itibaren Akdeniz’de gösterdiği baş... more Barbaros Hayreddin, Mağrip kıyılarındaki korsanlık günlerinden itibaren Akdeniz’de gösterdiği başarılarla dikkatleri üzerine çekti. Farklı milletlerden birçok denizci Cezayir’e gelerek ona katıldı ve böylece Barbaros’un emri altında neredeyse küçük bir donanma meydana geldi. Barbaros Hayreddin Paşa’nın belki de en büyük özelliği ağabeyi Oruç Reis’le birlikte Kuzey Afrika’ya yönelik siyasi bir vizyona sahip olmalarıydı. Barbaros kardeşler daha Mağrip kıyılarına geldikleri ilk dönemlerden itibaren sadece korsan akınları ve yağma ile meşgul olmayıp, aynı zamanda kendi çaba ve zekalarıyla Cezayir’de bir devlet meydana getirerek İspanyollara karşı gaza ve cihatla uğraştılar. Osmanlı İmparatorluğu’nun Batı Akdeniz ve Kuzey Afrika siyasetini de çok büyük ölçüde Barbaros Hayreddin Paşa’nın bu siyasi vizyonu şekillendirmiştir.

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, XVIII. Yüzyılda Osmanlı-İspanya İlişkileri, İstanbul, Dergah Yayınları, 2011.  (Ottoman-Spanish Relations in the 18th Century)

Osmanlı İmparatorluğu'nun etrafındaki dünyayla kurduğu politik ve ticari ilişkiler pek çok çalışm... more Osmanlı İmparatorluğu'nun etrafındaki dünyayla kurduğu politik ve ticari ilişkiler pek çok çalışmaya konu olmuştur. Elinizdeki eser de adından da anlaşılacağı üzere Osmanlı İmparatorluğu ve İspanya'nın XVIII. yüzyıldaki diplomatik ilişkilerini karşılaştırmalı olarak belgelerle ele almakta ve iki tarafın tavır ve tutumlarını masaya yatırmaktadır. Kitap dar çerçevede İspanya Kralı III. Carlos'un 1778 yılında Don Juan de Bouligny'yi bir ahidname imzalamak üzere Osmanlı İmparatorluğu'na göndermesinin ardından yaşanan süreci mercek altına alıyor. Üst çerçevede ise XVIII. yüzyılda İmparatorluğun başka bir devletle kurduğu ilişkide nasıl bir mantığı yürüttüğü satır aralarında işleniyor.

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu. "Repercusiones y consecuencias de la batalla de Lepanto." Lepanto: La mar roja de sangre. Ed. Alex Claramunt Soto. Madrid, Desperta Ferro Ediciones, 2021: 299- 328.

LEPANTO La mar roja de sangre Àlex Claramunt Soto (ed.) © de esta edición: Lepanto. La mar roja d... more LEPANTO La mar roja de sangre Àlex Claramunt Soto (ed.) © de esta edición: Lepanto. La mar roja de sangre Desperta Ferro Ediciones SLNE Paseo del Prado, 12, 1.º derecha 28014 Madrid www.despertaferro-ediciones.com Este libro está dedicado a la memoria de todos los soldados, marinos y remeros, con independencia de credo y nacionalidad, que participaron en la batalla de Lepanto.

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, "The 1565 Malta Campaign According to Spanish Archival Documents." Kanuni Sultan Süleyman ve Dönemi: Yeni Kaynaklar, Yeni Yaklaşımlar. Ed. M. Fatih Çalışır, Suraiya Faroqhi, M. Şakir Yılmaz. İstanbul, İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2020: 105-124.

© Bu eserin tüm yayın hakları, yayınevi ile anlaşmalı olarak yazarına aittir. Eleştirel makale v... more © Bu eserin tüm yayın hakları, yayınevi ile anlaşmalı olarak yazarına aittir. Eleştirel makale ve dergilerde yapılacak kısa alıntılar dışında, bu kitabın tamamı veya bir kısmı, yayıncının izni olmadan yayınlanamaz.

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, "16. Yüzyıl Osmanlı-İspanya Savaşlarının Gölgesinde Kehanet Olgusu: Miguel de Piedrola Örneği." Tarih Araştırmaları Dergisi (TAD). Cilt 40. Sayı 69. Mart 2021: 133-159.

The rivalry of Ottoman and Spanish empires continues to be a research subject of modern studies i... more The rivalry of Ottoman and Spanish empires continues to be a research subject of modern studies in addition to the classical works of Leopold von Ranke and Fernand Braudel. On the other hand, these studies mostly focus on the macro-analytical study of the rulers, politics and institutions of these great Mediterranean empires, and thus individual narratives and examples remain in the background. This article as an example of micro-history aims to explain the struggle of Miguel de Piedrola who was one of the thousands of Spanish soldiers in the Ottoman-Spanish conflict, to become a prominent figure in the society by claiming to be a prophet. Piedrola who prophesized about various subjects between 1560 and 1587, gained immense fame and was even considered to be the first royal prophet in Castile. However, his arrest and conviction by the Tribunal of the Holy Office of the Inquisition in Toledo ended his rapid career. The main question of this article is how and why the prophecies of Piedrola managed to have such a broad repercussion. The primary sources for this study are a copy of Piedrola’s Inquisitional inquiry report, which is kept in the Spanish National Library, relevant records of Cortes de Castilla, and lastly Piedrola’s report on the Battle of Lepanto which is kept in the General Archive of Simancas. Apart from these sources, we can only manage to follow Piedrola’s traces in the secondary literature indirectly, with few exceptions. Thus, this article aims to form a small-scale historical narrative via the extraordinary life of Miguel de Piedrola, based on archive documents and modern studies. As a result, it is understood that Piedrola, by the help of internal opposition against Felipe II, managed to attract great attention in a period in which the apocalyptical expectations and prophecies were still alive with the impact of Ottoman-Spanish conflict in the Mediterranean world.

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, "Savaş Ekonomisi: İnebahtı'ya Giden Yolda İspanyol Monarşisi'nin Mali Hazırlıkları." History Studies: International Journal of History. Vol. II/I. (February 2019): 247-260.

Öz: 1560 Cerbe Deniz Savaşı'nda İspanyol filosunun Osmanlı donanması tarafından büyük ölçüde imha... more Öz: 1560 Cerbe Deniz Savaşı'nda İspanyol filosunun Osmanlı donanması tarafından büyük ölçüde imha edilmesi İspanyol Monarşisi'nin Akdeniz stratejisi bakımından bir dönüm noktası olmuş ve İspanya Kralı II. Felipe Osmanlı denizgücüyle mücadele edebilmek için güçlü bir donanma inşa edilmesini emretmişti. Buna karşılık kısa sürede İspanya'nın olağan gelirleri ile bu masrafların altından kalkamayacağı anlaşılmış ve ek gelir arayışlarına gidilmişti. Bu ek mali tedbirlerin başında soylular, din adamları ve önde gelen Kastilya şehirlerinin temsil edildiği Kastilya Meclisi'nden ek vergi talebinde bulunmak geliyordu. 1560-1571 döneminde İspanya'nın donanma hazırlıkları için kullandığı bir diğer kaynak Katolik Kilisesi'nin Hıristiyanlığın düşmanlarıyla savaşma şartı ile İspanyol yönetimine bıraktığı cruzada, excusado ve subsidio vergileriydi. İspanyol Monarşisi'ne bağlı Napoli ve Sicilya krallıkları da Akdeniz'deki savaş harcamalarına destek olmaktaydılar. Bunlara ek olarak, İspanyol denizgücünün gerektirdiği ek mali ihtiyaç borçlanma yoluyla kapatılmaktaydı. Neticede İspanya'nın 1560 yılından itibaren on yıl boyunca denizgücüne önemli kaynak aktarmasının bir sonucu olarak İspanyol donanmasının müttefikleriyle beraber 1571 İnebahtı Deniz Savaşı'nda Osmanlı kuvvetlerinin karşısına çıkabilecek bir güç haline gelmesi mümkün olabilmişti. Abstract: The destruction of the Spanish fleet at the Battle of Djerba in 1560 was a turning point for the Spanish strategy towards the Mediterrenean and thus Philip II, King of Spain ordered the construction of a strong armada in order to compete with the Ottoman seapower. However, before long, it was understood that Spain could not overcome these expenses with ordinary royal revenues and for that reason, they started to look for additional sources of income. Foremost among these financial measures was to ask additional taxes from the Cortes de Castilla in which the nobility, clergy and Castilian towns were represented. Another source of income for the Spanish naval preperations in 1560-1571 was the contribution of Catholic Church with its ecclesiastical incomes namely cruzada, excusado and subsidio taxes. Kingdoms of Naples and Sicily which were subject to the Spanish crown, also contributed to the war effort in the Mediterranean. In addition to all these sources, borrowing was another fiscal instrument to finance the Spanish seapower. Eventually, as a result of continuous investment on the Spanish seapower at least for 10 years from 1560, the Spanish managed to join the fleet of Holy League in the Battle of Lepanto (1571) with a considerable force and challange the Ottoman fleet.

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, “Commanding the Sea: The Spanish Naval High Command in the Early Modern Mediterranean.” Cihannüma: Tarih ve Coğrafya Araştırmaları Dergisi/Journal of History and Geography Studies. Vol. II. Issue I. July 2016: 1-14.

Özet Osmanlı ve İspanyol İmparatorlukları birer denizgücü olarak 16. Yüzyıl Akdeniz'inde karşı ka... more Özet Osmanlı ve İspanyol İmparatorlukları birer denizgücü olarak 16. Yüzyıl Akdeniz'inde karşı karşıya gelmişlerdi. İber Yarımadası'nda Reconquista'nın tamamlanması ile siyasi birliğini sağlayan İspanyol Monarşisi hâkimiyet sahasını Kuzey Afrika'ya taşımış ve kaçınılmaz olarak Osmanlılarla karşı karşıya gelmişti. İspanyol donanma teşkilatının bu dönemde gösterdiği gelişmeyi Osmanlı-İspanyol rekabeti içinde değerlendirmek gerekir. 1564 yılında İspanyol kadırga filosunun komutanlığına atanan D. García de Toledo donanma teşkilatında ve kadırga filosunda ciddi reformlar gerçekleştirmiş ve İnebahtı'ya giden yolda İspanya'nın Akdeniz'de önemli bir denizgücü haline gelmesinde önemli rol oynamıştı. Anahtar Kelimeler: Osmanlı, İspanya, Akdeniz, denizgücü, donanma teşkilatı, García de Toledo Denize Hükmetmek: Erken Modern Dönem Akdeniz'inde İspanyol Donanma Komutanlığı Abstract The Ottoman and Spanish empires confronted each other in the Mediterranean of the 16 th century as formidable sea-powers. The Spanish Monarchy completed the political union in the Iberian Peninsula with the end of Reconquista and moved its forces to the North Africa and thus eventually faced the Ottomans in the region. We should evaluate the rise of the Spanish naval organization in the context of Ottoman-Spanish rivalry. D. García de Toledo who became the Captain-general of the Sea in 1564, realized significant reforms in the Spanish naval organization and the galley fleet, thus he played an important role in the rise of the Spanish sea-power in the way to Lepanto.

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, “XVIII. Yüzyılın Sonunda Osmanlı-İspanya İlişkileri: İlk İspanyol Daimi Elçisi Don Juan de Bouligny Örneği.” Turkish Studies: International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic. Vol. 3/7 (Fall 2008): 813-840.

Journal of Turkish Studies

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, “The Impact of the French Revolution on the Ottoman-Spanish Relations.” Turkish Studies: International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic (Winter 2008): 335-354.

Journal of Turkish Studies

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, "The Re-Establishment of Ottoman-Spanish Relations in 1782." Turkish Studies/Türkoloji Araştırmaları, Vol. 2/3 (Summer 2007): 495-523.

The political relations between the Ottoman and the Spanish empires around the Mediterranean reac... more The political relations between the Ottoman and the Spanish empires around the Mediterranean reached its peak during the 16 th century. However, these two great powers were challenged by the new powers and due to this threat they abandon the struggle around the Mediterranean by the end of the 16 th century. The Ottomans and the Spanish sign a truce rather than a formal peace. Throughout the 17 th and the 18 th centuries the Ottoman and the Spanish Empires lost their power as the primary forces in the world politics. This article aims to understand the Ottoman-Spanish Peace Treaty in 1782, and bring a comparative look to the Ottoman-Spanish relations.

Research paper thumbnail of Diren Endülüs: Osmanlıların İspanya Müslümanlarına Desteği

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, "XVIII. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğuna Gelen İki İspanyol Seyyah" Tarih ve Uygarlık İstanbul Dergisi, Sayı 1-2, 2012.

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, "Osmanlı İktisadı ve Paranın Tarihi" Yedikıta: Aylık Tarih ve Kültür Dergisi, Sayı 44, Nisan 2012.

Research paper thumbnail of "Kanal Harekatı", Kültür: Üç Aylık Kültür Sanat Araştırma Dergisi, Birinci Dünya Savaşı Özel Sayısı, Kış 2008

Batı Cephesinde savaşın durağanlaşmasıyla Alman Genelkurmayı, Osmanlı ordusu için savunma ağırlık... more Batı Cephesinde savaşın durağanlaşmasıyla Alman Genelkurmayı, Osmanlı ordusu için savunma ağırlıklı mevcut planların aksine saldırı stratejisi belirledi. Bundan sonra Osmanlı Savaş planları da Berlin'de, Alman Genelkurmayı tarafından yapılacak ve bu planlar Osmanlı İmparatorluğundaki Alman Askeri Heyeti'nin yardımıyla uygulanacaktı. Alman Genelkurmayınca Osmanlı ordusuna üç önemli görev verilmişti: 1. Boğazları kapatmak, 2. Kafkasya'ya taarruz, 3. Süveyş Kanal'ına taarruz.

Research paper thumbnail of Osmanlı ile İspanya Müslümanları Arasındaki İlişkiler, Kültür: Üç Aylık Kültür Sanat Araştırma Dergisi Endülüs Özel Sayısı, Sonbahar 2007.

1492 ile 1609 tarihleri arasında İspanya'yı terketmeye zorlanan müslümanlara ne oldu? Bu müslüman... more 1492 ile 1609 tarihleri arasında İspanya'yı terketmeye zorlanan müslümanlara ne oldu? Bu müslüman nüfus, sürülen yahudilerle beraber Osmanlı denizcileri tarafından Kuzey Afrika'ya ve Anadolu'ya getirildi. İspanya'daki müslüman varlığı, XVI. yüzyılda Osmanlı Devleti Akdeniz'de ve Kuzey Afrika'da ilerlerken hıristiyanları tedirgin etmekteydi. Müslümanlar Osmanlılara aktif olarak silahlı destek vermeseler bile İspanya kıyılarını yağmalayan Osmanlı korsanları için değerli birer istihbarat kaynağı idiler ve İspanya için her zaman potensiyel bir tehlike olmayı sürdürdüler. İspanya ise bu tehlikeyi birçok başarısız girişimden sonra 1609 yılında kalan bütün müslümanları ülke dışına çıkartmakla bertaraf etti. Ama bu nüfus değişiminin bedeli İspanya devletinin ekonomisi için hayati olan tüccar, çiftçi ve zanaatkar olarak ciddi bir kalifiye nüfus kaybı idi. Eş zamanlı olarak Osmanlı Devleti bu kalifiye müslüman nüfusa yahudilerle beraber kucak açmıştı. İki devlet arasındaki bu fark sayesinde İspanya Amerika'dan gelen altın ve gümüşe rağmen ülke içi üretimde ciddi sorunlar yaşamış ve yüzyılın fiyat hareketlerine karşı daha kırılgan hale gelmiştir. Bu yüzden Osmanlı Devleti ekonomik bir güç olmayı sürdürürken İspanya Devleti sık sık iflaslarla karşılaşmıştı.

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, "İspanyol Arşiv Belgelerine Göre 1565 Malta Kuşatması", II. Uluslararası Süleymaniye Sempozyumu, İbn Haldun Üniversitesi, İstanbul, 26-28 Eylül 2019 - Uluslararası Bildiri

Kanuni döneminin son büyük deniz harekâtı olan Malta seferi Osmanlıların Orta Akdeniz’deki en str... more Kanuni döneminin son büyük deniz harekâtı olan Malta seferi Osmanlıların Orta Akdeniz’deki en stratejik noktalardan birine hâkim olma niyetlerini göstermektedir. Malta Adası’nda üslenen St. Jean Şövalyeleri, Tunus’taki La Goleta Kalesi ve Sicilya ile Napoli’de konuşlanan İspanyol kadırgalarıyla birlikte Hıristiyanlığın Akdeniz kıyılarının ileri savunma hattını oluşturmaktaydı. 1565 yılındaki büyük kuşatmayı sadece Osmanlılar ve St. Jean Şövalyeleri arasındaki bir mücadele gibi görmek yanlıştır, zira bu çatışma Osmanlı ve İspanyol imparatorluklarının Akdeniz rekabeti bağlamında ele alınmalıdır. Fernand Braudel’in de ifade ettiği gibi Malta Kuşatması, 1560 yılındaki Cerbe yenilgisinden sonra yeniden inşa edilen İspanyol donanmasının Osmanlı denizgücüne karşı ilk sınavıdır. Osmanlıların 1522 yılında St. Jean Şövalyelerine ait Rodos’u fethetmeleri üzerine tarikat yeni bir yurt arayışına girişmiş ve 24 Mart 1530 tarihinde Malta ve Gozo adaları ile birlikte Trablus V. Carlos tarafından Şövalyelere tahsis edilmişti. Bu şekilde İspanya kralına tâbi bir tarikat olarak St. Jean Şövalyeleri, korsanlık faaliyetlerine ek olarak, İspanyol donanmasının Akdeniz’de gerçekleştirdiği harekâtlara destek vermişlerdi. Şövalyelerin İspanya deniz teşkilatının bir parçası haline gelmesiyle Malta’nın güvenliği de İspanyol donanma komutanının sorumluluk sahasına girmişti. Bu nedenle, Simancas Arşivi ve Madrid Deniz Müzesi Arşivi’nde bulunan çok sayıda İspanyol belgesi Osmanlıların Malta kuşatmasına dair detaylı bilgiler içermektedir. Osmanlı donanması daha İstanbul’dan ayrılmadan önce bu yeni deniz seferinin hedefine dair çeşitli raporlar Madrid’e ulaşmaya başlamıştı. Osmanlı kuvvetleri Malta’yı kuşattığı zaman alınacak tedbirlere dair tartışmalar ve yardım planları II. Felipe ve donanma komutanı Don García de Toledo arasındaki yazışmalarda takip edilebilmektedir. Sonuç olarak, Osmanlıların Malta kuşatmasındaki başarısızlığını sadece Osmanlı tarafındaki ihmal ve anlaşmazlıklara bağlamak eksik bir yaklaşımdır. Kanuni döneminin son deniz seferinin Malta’da niçin başarısız olduğunu anlamak için İspanyolların uzun tartışmalar sonucunda, oldukça dikkatli bir şekilde planlayıp, cerrahi bir hassasiyetle icra ettikleri yardım harekâtının incelenmesi zorunludur.

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, "Bir İspanyol Amiralin Gözünden 18. Yüzyılda İstanbul ve Tersane-i Amire." VII. Uluslararası Osmanlı İstanbulu Sempozyumu. İstanbul, 3-5 Mayıs 2019 - Uluslararası Bildiri

1782 yılında Osmanlı İmparatorluğu ve İspanya Krallığı arasında ilk defa bir ahidnâme imzalanmış ... more 1782 yılında Osmanlı İmparatorluğu ve İspanya Krallığı arasında ilk defa bir ahidnâme imzalanmış ve iki ülke arasında doğrudan diplomatik ilişkiler tesis edilmişti. Her ne kadar Don Juan de Bouligny İspanya'nın İstanbul'daki ilk ikamet elçisi olarak atandıysa da bu statünün Osmanlı tarafından resmen tanınması için Bouligny'nin hediyelerle birlikte padişahın huzuruna kabul edilmesi gerekmekteydi. İspanya Kralı III. Carlos söz konusu hediyelerin İstanbul'a görkemli bir filo ile gönderilmesini emrederek, bu görevi Tümamiral Gabriel de Aristizabal'a vermişti. İstanbul yolculuğunun hazırlıkları oldukça zaman almış, Aristizabal'ın filosu ancak Nisan 1784'te Cartagena limanından yola çıkabilmişti. İspanya kralının hediyelerinin yanı sıra Fas hakiminin bazı aile üyelerini ve elçi Bouligy'nin de ailesini taşıyan İspanyol filosu toplam 194 top ve 1500 personelin yer aldığı dört savaş gemisinden oluşmaktaydı. Filo olaylı bir yolculuktan sonra nihayet Eylül ayında İstanbul'a ulaşmıştı. Aristizabal'ın deyimiyle bu filo Haçlılar döneminden beri ilk kez İstanbul'u ziyaret eden İspanyol gemileriydi. İstanbul'da 43 gün kalan Aristizabal ilk olarak yabancı elçilikleri ziyaret etmiş, Osmanlı makamlarıyla çeşitli görüşmeler gerçekleştirmiş ve Osmanlı devlet yapısı hakkında gözlemlerde bulunmuştu. Aristizabal daha sonra coğrafi konum ve güzellik olarak dünyanın en iyi yeri olarak tanımladığı İstanbul'u gezerek, Osmanlı başkentindeki sosyal hayatı gözlemlemişti. Artık İnebahtı günlerini geride bırakan dost bir devletin temsilcisi olarak Aristizabal II. Felipe döneminde İspanyolların havaya uçurmayı planladıkları Tersane-i Amire'yi rahatlıkla inceleyebilmişti. Aristizabal aynı zamanda Kırım'ın geri alınması amacıyla yeni bir Osmanlı-Rus savaşına hazırlanan Osmanlı donanmasına dair bir deniz subayı olarak önemli gözlemlerde bulunmuştu. Aristizabal ve ondan sonra Osmanlı topraklarına gelen İspanyolların anlatıları İspanya'da yüzlerce yıllık edebi metinlerin ve tutsak anlatılarının oluşturduğu olumsuz Türk imajının değişmeye başlamasında önemli rol oynamıştı.

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, "Fuat Sezgin ve Coğrafi Keşifler Üzerine." Prof. Dr. Fuat Sezgin Din, Bilim ve Medeniyet, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, 25 Şubat 2019 - Panel

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, "Akdeniz'de Osmanlı-İspanya Rekabeti ve Bir Dönüm Noktası Olarak 1560 Cerbe Deniz Savaşı." I. Uluslararası Kanuni Sultan Süleyman Sempozyumu. Trabzon, 25-26 Nisan 2018 - Uluslararası Bildiri.

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, "İnebahtı'dan Sonra Doğu Akdeniz'e Yönelik İspanyol Planları." Uluslararası X. Türk Deniz Ticareti Tarihi Sempozyumu. Girne, 12-13 Nisan 2018 - Uluslararası Bildiri.

Bildiri Özeti (250 Kelime) / Abstract (250 Words):

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, “Akdeniz’de Korsanlık Faaliyetleri.” II. Büyüteç Tarih Sempozyumu. Osmanlı’da İstihbarat & Akdeniz’de Korsanlık. Kabataş Erkek Lisesi, 7-8 Nisan 2018 – Konferans.

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, “Savaş Ekonomisi: İnebahtı’ya Giden Yolda İspanyol Monarşisi’nin Mali Hazırlıkları.” Uluslararası IX. Türk Deniz Ticareti Tarihi Sempozyumu. İstanbul, 4-5 Mayıs 2017 – Uluslararası Bildiri.

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, “Yabancı Arşivler Işığında Osmanlı Araştırmaları: İspanyol Arşivleri Üzerine.” İstanbul Üniversitesi, Akdeniz Dünyası Araştırmaları Anabilim Dalı. 12 Mayıs 2016. İstanbul/Türkiye.

“Akdeniz’de Osmanlı-İspanya Rekabeti, 1560-1574: Teşkilat, Denizgücü ve Savaş” başlıklı doktora ç... more “Akdeniz’de Osmanlı-İspanya Rekabeti, 1560-1574: Teşkilat, Denizgücü ve Savaş” başlıklı doktora çalışmam için İspanya’da Madrid Deniz Müzesi Arşivi (Archivo de Museo Naval de Madrid) ve Simancas Arşivi’nde (Archivo General de Simancas) araştırmalar gerçekleştirdim. Madrid Deniz Müzesi Arşivi’nde ağırlıklı olarak XVIII ve XIX. yüzyılları içeren belgeler yer almasına rağmen XVI ve XVII. Yüzyılı konu alan Navarrete, Barutell ve Vargas Ponce koleksiyonları dikkat çekmektedir. Bu koleksiyonlar içinde coğrafi keşifler, deniz seyahatleri, donanma teşkilatı, gemi inşa faaliyetleri, kraliyet idaresine giren filoların sözleşmeleri, talimatlar, emirler, görevlendirmeler, filoların idaresi, korsanlara karşı alınacak önlemler ve deniz savaşları gibi konu başlıkları yer almaktadır. Kadırgaların ne kadar mürettebata sahip olması ve nasıl donatılması gerektiğine dair önerileri içeren raporlar, filoların Türk tehdidine karşı nasıl kullanılması gerektiği ilgili görüşler bu koleksiyonlarda yer almaktadır. XVI. Yüzyılın ikinci yarısında Akdeniz’de gerçekleşen deniz seferleri ilgili kapsamlı değerlendirme raporları da Madrid Deniz Müzesi Arşivi koleksiyonları içinde yer almakta ve önemli bilgiler vermektedir. Bu raporlar arasında İspanyol komutanların Cerbe, Malta ve İnebahtı savaşları ile ilgili değerlendirmeleri özellikle dikkat çekicidir.

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, Book Review of “Volkan Dökmeci (2020). Akdeniz’de Devletler ve Korsanlar: Venedik Kaynaklarına Göre II. Bayezid ve I. Selim Dönemlerinde Osmanlı Denizciliği ve Korsanlık. İstanbul: Babil Kitap.” Rumeli Tarih Araştırmaları Dergisi. Sayı 1. Aralık 2020: 83-85.

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, Book Review of "French Revolutionaries in the Ottoman Empire: Diplomacy, Political Culture, and the Limiting of Universal Revolution, 1792–1798, by Pascal Firges", French History, Volume 32, Issue 1, 3 March 2018, Pages 124–125.

H. S. Tabakoğlu, Book Review of "French Revolutionaries in the Ottoman Empire: Diplomacy, Political Culture, and the Limiting of Universal Revolution, 1792–1798, by Pascal Firges", French History, Volume 32, Issue 1, 3 March 2018, Pages 124–125.

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, Book Review, "Karlofça Sonrası Osmanlı Savaş Tarihine Bir Bakış: Virginia Aksan, 1700-1870 Osmanlı Savaşları Kuşatılmış İmparatorluk" Toplumsal Tarih, Sayı 179, Kasım 2008.

Virginia H. Aksan'ın Ottoman Wars 1700-1870: An Empire Besieged isimli eseri Osmanlı savaş tarihi... more Virginia H. Aksan'ın Ottoman Wars 1700-1870: An Empire Besieged isimli eseri Osmanlı savaş tarihinin bugüne kadar çok üzerinde durulmamış olan bir dönemini ele almaktadır. 1700-1870 arası Osmanlı savaşları, sebepleri, gelişmeleri ve sonuçları ile ayrıntılı bir şekilde analiz edilmiş ve bu çatışmalardan sonra imzalanan antlaşmalara da yer verilmiştir. Eserde aynı zamanda Osmanlı devletinin askeri alanda ortaya çıkan modernleşme ihtiyacının devletinin genel yapısı ve emperyal ideolojisi üzerindeki etkileri de incelenmiştir. Osmanlı savaş tarihi ile ilgili çalışmaların yetersizliği daha çok araştırılmış olan Habsburg ve Romanovların askeri tarihleriyle telafi edilmeye çalışılmıştır. Bu üç büyük imparatorluğun zaman içerisinde geçirdikleri değişim ve benzer reform süreçleri üzerinde durulmuştur. Virginia H. Aksan'ın bu kapsamlı ve aynı derecede ayrıntılı eseri Osmanlı savaş tarihini çalışacak tarihçiler için, geniş kaynakçası ile, bir rehber özelliğine sahiptir.

Research paper thumbnail of H. S. Tabakoğlu, Book Review of “Elina Gugliuzzo, Economic and Social Systems in the Early Modern Age Seaports: Malta, Messina, Barcelona and Ottoman Maritime Policy.” Osmanlı Araştırmaları/The Journal of Ottoman Studies, XLVIII (2016), 451-456.

The Mediterranean in the early modern period witnessed a great struggle between the Ottoman and S... more The Mediterranean in the early modern period witnessed a great struggle between the Ottoman and Spanish empires. In this imperial rivalry for maritime domination, the Ottomans and the Spanish mobilized immense resources to build and arm galley fleets. While the Ottomans mostly made these naval efforts in the Tersâne-i Âmire in a centralized way, the Spanish distributed their naval construction to different shipyards: Barcelona in the Iberian Peninsula; Messina and Napoli in the central Mediterranean.