Kadir Yoğurtçu | Kyrgyz-Turkish Manas University (original) (raw)
Papers by Kadir Yoğurtçu
Iktisadi bir deger olarak ‘girisimcilik’ sosyal ve kulturel boyutlarla yakindan iliskili bir edim... more Iktisadi bir deger olarak ‘girisimcilik’ sosyal ve kulturel boyutlarla yakindan iliskili bir edim niteligi de tasimaktadir. Sosyal ve kulturel yapinin olanaklari ile iliskili olmasindan oturu ekonomik sistemin yani sira toplumsal duzende de yaratici, yenilikci, degisimci bir surecin baslaticisi rolunu ustlenmektedir. Dolayisiyla girisimci sinifin soz konusu bu donusturucu etkisi toplumsal duzende bir kategori olarak onemini de gittikce artirmaktadirGirisimci ediminin dogasi ve degisimci potansiyeli sosyal ve kulturel ortamlarin bir turevi olarak gorulmekte, hatta girisimciler toplumsal hiyerarside farklilasma yaratici bir kategori olusturmalari nedeniyle egemen/ust sinifin bir temsilcisi olarak da sayilmaktadirlar. Topluma yon verme, toplumsal ayrimlarda belirleyici bir taraf olma ozelliklerinden oturu girisimcilik bu calismada, sosyo-kulturel bir cercevede ele alinarak toplumsal sistemle iliskilendirilmeye, bu baglamda da elverisli sosyal ve kulturel ortamlar ile ‘girisimci kultur’...
Yirmi birinci yuzyila damgasini vuran bilgi ve iletisim teknolojileri, yeni bir toplumsal donusum... more Yirmi birinci yuzyila damgasini vuran bilgi ve iletisim teknolojileri, yeni bir toplumsal donusume yani “Bilgi Toplumu”na zemin olusturmaktadir. Bilgi toplumunadonusum surecinde ulusal ekonomiler de giderek bilgiye dayali ekonomiler halinegelmekte, bilginin daha ileri bir sosyal ve iktisadi gelisme icin yaratildigi, yayildigive kullanildigi bir yapilanma on plana cikmaktadir. Bu yapilanma surecinde artan icve dis rekabet; egitim alaninda da kendini hissettirmekte, kamusal ve ozel tum egitimkurumlari ellerindeki her turlu ekonomik kaynagi ogrencilerinin performanslarinimaksimum duzeye cikartacak sekilde rasyonel kullanma zorunlulugu yasamaktadirlar. Bu yonuyle, topluma karsi agir sosyal sorumluluklari da olan universitelerdeogrenci performansini etkileyen faktorlerin neler oldugunun belirlenmesi, bunlarinbasariyi ne yonde, ne kadar? etkilediklerinin arastirilmasi ve buradan elde edileceksonuclara gore uygun unsurlarin gelistirilerek ya da yeniden sekillendirilerek egitimve ogretimde ...
Anlam ve deger ureten bir varlik olarak insan, icinde yasadigi dunyayi ve etrafindaki gerceklikle... more Anlam ve deger ureten bir varlik olarak insan, icinde yasadigi dunyayi ve etrafindaki gerceklikleri, yarattigi bu anlam ve degerler uzerinden algilar. Bu algilama surecinin en onemli faktorlerinden biri olan egitim; bir anlam ve deger yaratma araci olarak bireyin kendi kendisinin ve sosyal cevresinin bilincine vardigi bir surectir. Birey bu surecte, benligini ve sosyal evrenini sekillendirmektedir. Dolayisiyla egitim olgusu, tek basina belli bir mesleki formasyonun kazandirilmasindan daha fazlasini ifade etmekte; bireyselligin insa edildigi, toplumsal meselelere duyarliligin arttigi, dunyaya bakis acisinin genisledigi, tolerans ve hosgorunun gelistigi, empati egiliminin sekillendigi bir ortam ve surec olarak degerlendirilmektedir. Nitekim etkili ve saglikli bir iletisimin en temel ilkelerinden biri empatidir. Baskasini dogru anlama ve algilama yetisine isaret eden empati, kisilerarasi iletisim surecinde karsilasilan pek cok sorunun da merkezinde yer almaktadir. Bu calismada da Kirgi...
Dil Dergisi, 2010
You need to Information and communication technologies which have marked the twenty-first century... more You need to Information and communication technologies which have marked the twenty-first century provide a foundation to a new social reformation, that is, information society. In the process of transformation into an information society, national economies become increasingly knowledge-based economy, a further social and economical development of information where knowledge spread, used and created for, come to the fore. In this process, the increasing domestic and foreign competition also felt in the field of education, all public and private educational institutions have rational obligation to use all their economical resources for maximizing their students' performances. In this regard, determining what are the factors affect students' performances in universities which have heavy responsibilities towards society, searching how much and in what way these factors affect success and increasing the effectiveness of education and training provision by developing or reshaping the appropriate elements according to the results obtained here, come into prominence. In this study, it is aimed to search what are the factors affect the success of language learning of the preparation class students of Kyrgyzstan Turkey Manas University, in what way and how these factors affect the success. According to this, students' language learning success considered as dependent, binary categorical variables and the qualitative and quantitative effects that could affect this success were analyzed by multivariable statistical analysis.
Adiyaman University Journal of Social Sciences, 2013
An anxiety emerges both as one of the individual's existential factors and as one of the concepts... more An anxiety emerges both as one of the individual's existential factors and as one of the concepts used to express the intrapsychic situations as a result of interactions and experiences with physical and social environment. In the related scientific researches, a foreign language learning anxiety was observed to be taken into consideration as separate from the general anxiety conceptualization. According to these studies anxiety is noticed more in psycho-motor production-focused listening and speaking skills, as well as is originated from the fear of communication, exam anxiety and fear of negative grading. According to the these findings, it is assumed to create an ideal teaching environment in classes where individuals will be more motivated free from an anxiety and to adopt a teaching and learning strategies. In this research, anxiety categories that are occurred in learning environment was identified with the help of Foreign Language Classroom Anxiety Scale (FLCAS) developed by Horwitz and Cope (1986), that is frequently used in the literature. In addition, by the data obtained from exam anxiety scale developed by Sarason (1984), it aimed to study in what extent the exam anxiety effect the academic achievement of Kyrgyzstan-Turkey Manas University Preparatory classes students on Turkish language. According to the interpretation of empirical data obtained by multivariate statistical techniques, it was suggested to reduce the negative effects of anxiety in the learning process.
Sinema salt estetigin alanina ait bir olgu degildir. Algilar, tutumlar ve degerler uzerindeki etk... more Sinema salt estetigin alanina ait bir olgu degildir. Algilar, tutumlar ve degerler uzerindeki etkisi baglaminda da ele alinan sinema, sosyo-kulturel ve etiko-politik bir olgu olarak da incelenmektedir. Bu baglamda sinema, estetiksel ve sanatsal bakistan hareketle yetkinlik kazanan film cozumlemelerinin yani sira ekonomi politik yaklasim, psikanalitik cozumleme ve izleyici odakli kulturel calismalar literaturunde de karsimiza cikmaktadir. Interdisipliner bir alan olarak kulturel calismalar, sinema baglaminda gorsel kulturun psikolojik ve sosyolojik cozumlemelerine odaklanarak; “izleyici neden izliyor?” sorusundan hareketle, izler kitlenin psiko-sosyal gereksinimlerini ve toplumun kulturel yapisini anlasilir kilmaya calisir. ‘Sinemaya gitme motivasyonu’ ve ‘film izleme tutumlari’ da film ile izleyici arasindaki iliskinin psikososyal ve sosyo-kulturel boyutlarina vurgu yapmaktadir. Sinemaya gitme ve film izleme bireylerin farkli amaclarla (kacis, rahatlama, bilgi edinme, eglenme, benli...
Öz Anlam ve değer üreten bir varlık olarak insan, içinde yaşadığı dünyayı ve etrafındaki gerçekli... more Öz Anlam ve değer üreten bir varlık olarak insan, içinde yaşadığı dünyayı ve etrafındaki gerçeklikleri, yarattığı bu anlam ve değerler üzerinden algılar. Bu algılama sürecinin en önemli faktörlerinden biri olan eğitim; bir anlam ve değer yaratma aracı olarak bireyin kendi kendisinin ve sosyal çevresinin bilincine vardığı bir süreçtir. Birey bu süreçte, benliğini ve sosyal evrenini şekillendirmektedir. Dolayısıyla eğitim olgusu, tek başına belli bir mesleki formasyonun kazandırılmasından daha fazlasını ifade etmekte; bireyselliğin inşa edildiği, toplumsal meselelere duyarlılığın arttığı, dünyaya bakış açısının genişlediği, tolerans ve hoşgörünün geliştiği, empati eğiliminin şekillendiği bir ortam ve süreç olarak değerlendirilmektedir. Nitekim etkili ve sağlıklı bir iletişimin en temel ilkelerinden biri empatidir. Başkasını doğru anlama ve algılama yetisine işaret eden empati, kişilerarası iletişim sürecinde karşılaşılan pek çok sorunun da merkezinde yer almaktadır. Bu çalışmada da Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te bulunan Üniversite öğrencilerinin empati düzeylerinin ölçülmesi hedeflenmektedir. Araştırmanın örneklemini, Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi, Orta Asya Amerikan Üniversitesi, Kırgız Milli Üniversitesi ve Kırgız-Rus Slavyan Üniversitesi öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırmadan elde edilen veriler çok değişkenli istatistiksel tekniklerle analiz edilmektedir. Abstract A human, as a being who produces a meaning and value, perceives a world and realities around through the lenses of these meaning and values. And education as one of the most important factor in this perception is a process where a human is aware of his/her consciousness on the individual and social environment. In short, the individual shapes his/her identity and social system in this process. Therefore, the phenomenon of education is considered to be more than just a professional formation; it is a process where the individuality is architected; sensitivity on social issues is increased; world perspectives are extended; the sense of tolerance, mutual understanding and empathy is the formed and developed. As a matter of fact, one of the most basic principles of effective and best-balanced communication is empathy. The empathy that directs to the ability to understand and perceive someone else is at the heart of many problems encountered in the interpersonal communication process. This study aims to measure the empathy level of university students in Bishkek, Kyrgyzstan. The research sample includes the
An anxiety emerges both as one of the individual's existential factors and as one of the concepts... more An anxiety emerges both as one of the individual's existential factors and as one of the concepts used to express the intrapsychic situations as a result of interactions and experiences with physical and social environment. In the related scientific researches, a foreign language learning anxiety was observed to be taken into consideration as separate from the general anxiety conceptualization. According to these studies anxiety is noticed more in psycho-motor production-focused listening and speaking skills, as well as is originated from the fear of communication, exam anxiety and fear of negative grading. According to the these findings, it is assumed to create an ideal teaching environment in classes where individuals will be more motivated free from an anxiety and to adopt a teaching and learning strategies. In this research, anxiety categories that are occurred in learning environment was identified with the help of Foreign Language Classroom Anxiety Scale (FLCAS) developed by Horwitz and Cope (1986), that is frequently used in the literature. In addition, by the data obtained from exam anxiety scale developed by Sarason (1984), it aimed to study in what extent the exam anxiety effect the academic achievement of Kyrgyzstan-Turkey Manas University Preparatory classes students on Turkish language. According to the interpretation of empirical data obtained by multivariate statistical techniques, it was suggested to reduce the negative effects of anxiety in the learning process.
Cette approche a, à partir des années 1970, mis en évidence les relations entre l'économie de la ... more Cette approche a, à partir des années 1970, mis en évidence les relations entre l'économie de la communication et les phénomènes de pouvoir. Depuis, elle a coopéré avec d'autres approches, pour analyser les rapports entre politique et culture, élaborer la théorie des industries culturelles, étudier les politiques publiques, analyser les discours sociaux. Elle joue un rôle décisif dans la critique de la société de l'information, l'étude des groupes de communication ou de la supposée « fracture numérique ».Since the 70's, this investigative approach has brought to light the relationships between the economy of communication and power phenomena. After, the approach was used along with other approaches to analyse the links between politics and culture, to work out a theory on the cultural industries, to study public policies and to research into social discourses. It plays an essential role in critiques of the information society and the study of global media or the so-called "digital divide"
Depuis la fin des années 60, de nombreux courants d'analyse du discours se sont développés en Eur... more Depuis la fin des années 60, de nombreux courants d'analyse du discours se sont développés en Europe. Étant donné cette diversité, une vue d'ensemble n'est pas une tâche facile d'autant moins que l'analyse du discours n'a pas de lieu disciplinaire propre (Ehlich 1994)1. En gros, l'évolution de ce champ hétérogène et relativement flou se caractérise par le métissage de quelques tendances portant des connotations nationales. Si jusqu'à la fin des années 70, des champs relativement homogènes se développaient et coexistaient dans certains pays, dans les années 80, ces « écoles » commencent à produire de plus en plus de branches en dehors de leurs pays d'origine. Afin d’éclaircir la situation peu transparente de l’analyse du discours en Europe, je propose de distinguer trois tendances majeures – française, anglo-saxonne, allemande –qui relèvent de traditions de pensée anciennes et dont on trouve des porteurs de « casquette » aujourd’hui partout en Europe. Si ces tendances ne sont plus attachées à un territoire donné, elles servent de fonds théoriques pour les quelques réseaux de chercheurs (« clusters ») qui dominent les discours sur le discours en Europe depuis les années 70 : « l’école française », la théorie du discours poststructuraliste, l’analyse du discours critique, l’analyse du discours interprétative.
This text attempts to identify the theoretical landmarks which are necessary to the elaboration t... more This text attempts to identify the theoretical landmarks which are necessary to the elaboration theory of symbolic
power. First, the neo-Kantian tradition (Humbolt- Cassirer or its American variant Sapir-Whorf) which treats the various
"symbolic forms" (myth, language, art, science) as means of understanding and structuring the world, that is, as
"structuring structures" (structures structurantes). Second, structural analysis, which tries to grasp the logic specific to
each of these symbolic products. This can be seen, for example, in the conception which Saussure, founder of this
tradition, had of language as a "structured structure" (structure structurée). Finally, the last two traditions : the
Durkheimian tradition which sees symbolic forms as instruments providing logical and social integration which
contribute to the reproduction of the social order, and the Marxist tradition which reveals that systems of symbols
function politically as instruments of domination. Symbolic power, which can only be analyzed in terms of the division
of labor among the different agencies of domination is dominated power. It makes its own contribution to social order
by representing the other forms of power (economic and political) in a form which is disguised and therefore seen as
legitimate
With the spread of Internet usage around the digitalized world the techno-cultural generation whi... more With the spread of Internet usage around the digitalized world the techno-cultural generation which are closely familiar with a virtual reality draw and it demands great attention. Ever-expanding and functions of the virtual environments depending on the everyday lives of individuals lives, it is becoming an alternative socialization space. Virtual life is affecting the authentic and virtual environment but sometimes it can satisfy the human beings social and individual life such as self-realization, research, talking, therapy, information exchange, entertainment, group belonging and loyalty. This study aims to define the purpose of participation in the virtual environment of undergraduates in Bishkek universities and to identify the reasons of their concern at psychological and social factors. Empirical data for this study is collected from the survey conducted by the students of Kyrgyzstan-Turkey Manas University, National University named after Jusup Balasagyn, Kyrgyz-Russian Slavic University and American University in Central Asia. For the survey were selected 340 through random sampling, with psychological and social factors in the relation to socio-economic variables and analyzed using multivariate statistical techniques.
The using of short and feature films for educational purposes is a fairly common practice Applefo... more The using of short and feature films for educational purposes is a fairly common practice Appleford and Burton (2008), and this practice is traditionally used especially in foreign language teaching. However, it is difficult to chance upon visual materials that were elaborately evaluated and classified, and on in-depth film studies in related literature Lewis (2003). As far as the history shows, the idea of benefiting from cinema films seems to be a source of inspiration for many Western languages (as native or foreign language or second language) teaching methods and techniques and creating related environment Yakar (2013).Similarly, in the last decade it is observed that theory-based academic studies and activities in development of practical system and related environment are accelerating. Naturally it is eligible to common sense to structure and use the short and feature films in teaching of Turkish in order to develop understanding and explaining skills. But at this point, it is enough problematic which film is thought to be selected and by what purpose, by which criteria would be structured selected films and how selected films would be effectively and efficiently used in classroom activities. For as much as in academic studies of films, motion pictures or movies first of all are assumed to carry a sense of semiotic value and to realize it by original expression instruments. At the same time it is specific issue that to which semiotic analysis method would be applied in order to elucidate the meanings and messages of the selected movies and which foreign language learning and teaching theories would be referenced in converting of films into educational materials. It requires specialization in both areas.
This study aims to study the suitability of short and feature films as an educational material, and is focused on Barthes’s Semiotics Theory (1957; 1964), Metz’s A Semiotics of Cinema (1968; 1972), Kaes and Rentschler’s Reading a Films Technique (2012). At the result of reading and analyzing of the meanings and messages given to indicators in the filmic images, training materials that will be developed in the case of Teaching of Turkish as a Foreign Language are expected to be an effective tool in achieving the objectives.
As a matter of fact, the statistical results of questionnaire evaluations of course materials applied to the Turkish language preparation class students of Foreign Languages High School in Kyrgyzstan-Turkey Manas University during the 2014-2015 academic year, have supported this expectation.
The main objective of this article is to study self-sufficiency level of foreign language teacher... more The main objective of this article is to study self-sufficiency level of foreign language teachers in Foreign Languages High School of Kyrgyzstan-Turkey Manas University (KTMU). In this regard the significance of age, gender and nationality on self- efficacy is investigated. This study was conducted with the participation of Turkish, Kyrgyz, Russian and English teachers (citizens of Kyrgyzstan and Turkey) of High School of Foreign Languages, working in fall semester of 2011-2012 academic years. The total number of respondent is 110. The data obtained through Ohio Teacher Efficacy Scale (2001), which is frequently used in teacher competence researches, was analyzed by multivariate statistical techniques. As a result of the research, it was found that there are statistically significant differences between self-efficacy levels of faculty members and according to variables like age and nationality. This finding draws attention to differences in experience and cultural trends; shows that instructional (teaching) self-efficacy depends not only on absolute cognitive differences, but also on the cultural differences shaping the social approval mechanism.
İktisadi bir değer olarak 'girişimcilik' sosyal ve kültürel boyutlarla yakından ilişkili bir edim... more İktisadi bir değer olarak 'girişimcilik' sosyal ve kültürel boyutlarla yakından ilişkili bir edim niteliği de taşımaktadır. Sosyal ve kültürel yapının olanakları ile ilişkili olmasından ötürü ekonomik sistemin yanı sıra toplumsal düzende de yaratıcı, yenilikçi, değişimci bir sürecin başlatıcısı rolünü üstlenmektedir. Dolayısıyla girişimci sınıfın söz konusu bu dönüştürücü etkisi toplumsal düzende bir kategori olarak önemini de gittikçe artırmaktadır.
Yirmi birinci yüzyıla damgasını vuran bilgi ve iletişim teknolojileri, yeni bir toplumsal dönüşüm... more Yirmi birinci yüzyıla damgasını vuran bilgi ve iletişim teknolojileri, yeni bir toplumsal dönüşüme yani "Bilgi Toplumu"na zemin oluşturmaktadır. Bilgi toplumuna dönüşüm sürecinde ulusal ekonomiler de giderek bilgiye dayalı ekonomiler haline gelmekte, bilginin daha ileri bir sosyal ve iktisadi gelişme için yaratıldığı, yayıldığı ve kullanıldığı bir yapılanma ön plana çıkmaktadır. Bu yapılanma sürecinde artan iç ve dış rekabet; eğitim alanında da kendini hissettirmekte, kamusal ve özel tüm eğitim kurumları ellerindeki her türlü ekonomik kaynağı öğrencilerinin performanslarını maksimum düzeye çıkartacak şekilde rasyonel kullanma zorunluluğu yaşamaktadırlar. Bu yönüyle, topluma karşı ağır sosyal sorumlulukları da olan üniversitelerde öğrenci performansını etkileyen faktörlerin neler olduğunun belirlenmesi, bunların başarıyı ne yönde, ne kadar? etkilediklerinin araştırılması ve buradan elde edilecek sonuçlara göre uygun unsurların geliştirilerek ya da yeniden şekillendirilerek eğitim ve öğretimde etkinlik artışının sağlanması önem kazanmaktadır. Bu çalışmada, Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi Türkçe Hazırlık sınıfı öğrencilerinin dil öğrenme başarılarını etkileyen faktörlerin neler olduğu? bu faktörlerin başarıyı ne kadar, ne yönde? etkiledikleri araştırılmaya çalışılmıştır. Çalışmada öğrencilerin dil öğrenme başarıları bağımlı, iki sonuçlu kategorik değişken olarak düşünülmüş ve bunu etkileyebilecek çok sayıdaki nitel ve nicel değişkenin etkileri çok değişkenli istatistiksel analizler yardımıyla incelenmiştir. Anahtar sözcükler: Kırgızistan, dil öğretimi, dil öğrenme başarısını etkileyen faktörler.
Özet İletişim, enformasyon ve bilişim alanındaki hızlı dönüşümlerle betimlenen küresel dünya, doğ... more Özet İletişim, enformasyon ve bilişim alanındaki hızlı dönüşümlerle betimlenen küresel dünya, doğası gereği bütünleşen, herkesi bir şekilde içine alan ve herkese kendine ait kültürün damgasını vurmak itibariyle benzeştiren bir dünyaya işaret etmektedir. Küresel dünyanın dayattığı bu süreç, her ülkeye kendi kültürel varlığının temsili ve gücü olarak dilini koruma ve geliştirme sorumluluğu yüklemektedir. Kültürlerarası var olma sürecinin dil-diyalog ekseninde ön plana çıktığını düşündüğümüzde, dünya ölçeğinde farklı lehçeleriyle birlikte yaklaşık iki yüz milyon insanın konuştuğu dil olarak dikkati çeken Türkçenin önemi kendiliğinden belirginlik kazanmaktadır. Küresel boyutta bir yandan Avrupa Birliğine üyelik çalışmaları ile diğer yandan Kıbrıs, Kafkaslar ve Orta Asya hattında ekonomik, politik ve kültürel açılımlarıyla göze çarpan Türkiye, bu eksende Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi uygulamalarında yeni programlar geliştirmekte ve bilimsel araştırmalara hız kazandırmaktadır. Bu çalışmalar, Avrupa dil konseyinin 2000 yılında belirlediği dil ölçütlerinde "dilin kullanımına önem verilmesi" kararına koşut ilerlemiş, kapsamlı eğitim programları ve yeni öğretim materyalleri geliştirilmiştir. Söz konusu çalışmalar kuramsal dayanağını "iletişimsel kapasite", "dil yetisi", "konuşma eylemi", "iletişimsel eylem" kavramlaştırmalarına göndermede bulunan Toplum dilbilimsel yaklaşımdan almıştır. Bu yaklaşımdan beslenen kuramsal açılımların öngördüğü dil öğretim yaklaşımlarının zenginleştirilmesi adına, içerdiği sistematik ve rasyonalist stratejiler bakımından etkin bir şekilde uygulanan "Mikro Öğretim Tekniği"nin geliştirilerek kullanılması bu alandaki çalışmalara yeni bir boyut kazandırmaktadır.. Abstract The global world that is characterized by the rapid transformations in the fields of communication and information technologies, as a natural result of the process, points out to a world order that encompasses and uniforms everyone by labeling them all with its prevailing culture. This process which is imposed by the global world, charges every single country with the responsibility of protecting and improving its language as a representation and power of the cultural heritage. As we consider the significance the intercultural survival process has gained at the level of language and dialogue, we could better understand the significance of Turkish at the global level, as being a language spoken by nearly two hundred million people worldwide. Calling the international attention over itself, both by the EU membership process and its economical, political and cultural initiatives in Cyprus, Caucasia and Central Asia, Turkey has been developing new programs and has speeded up the scientific studies related with the issue of teaching Turkish as a foreign language. These studies have been executed parallel with the criteria of 'attaching importance to the way language is used' of 2000 European language council; moreover, comprehensive educational programs and new teaching materials have been worked out. The theoretical ground of these studies could be found in the sociolinguistic approach that refers to the concepts of 'communicational capacity', 'language competence', 'speech-act' and 'communicational act'. With the aim of enriching the language teaching methods being proposed by the theories that are fed upon this approach, the use of an elaborated version of ' Micro Teaching Method' for the rich systematic and rationalist strategies it contains, is believed to add new dimensions to the current studies in this field.
Öz Kaygı, bireyin varoluşsal etmenlerinden biri olarak ortaya çıktığı gibi çoğunlukla yaşadığı fi... more Öz Kaygı, bireyin varoluşsal etmenlerinden biri olarak ortaya çıktığı gibi çoğunlukla yaşadığı fizik ve sosyal çevre ile etkileşimleri ve deneyimleri sonucunda görülen intrapsişik (intrapsychic) durumları ifade etmekte kullanılan bir kavram olarak da karşımıza çıkmaktadır. Konu ile ilgili yapılan bilimsel araştırmalarda yabancı dil öğreniminde gözlemlenen kaygı türünün genel kaygı kavramlaştırmalarından ayrı tutularak değerlendirildiği gözlemlenmektedir. Söz konusu çalışmalara göre kaygı daha çok psiko-motor üretime dönük dinleme ve konuşma becerilerinde görülmekte, ayrıca iletişim korkusundan, sınav kaygısından ve olumsuz değerlendirilme korkusundan kaynaklanan kaygı durumları da söz konusu olabilmektedir. Bu bulgular çerçevesinde ideal bir öğretim ortamında bireylerin yüksek bir güdülenme ile eğitim almaları adına kaygıdan etkilenmeyecekleri bir sınıf oluşturulması ve bu yönde bir öğretme-öğrenme stratejilerinin benimsenmesi gerektiği öngörülebilir. Bu araştırmada da ilgili literatürde sıkça kullanılan, kaygı belirleme ölçeklerinden, Horwitz ve Cope (1986) tarafından geliştirilen Yabancı Dil Öğrenme Kaygı Ölçeği (FLCAS) yardımıyla öğrenme ortamında oluşan kaygı kategorileri belirlenmiştir. Ayrıca Sarason (1984) tarafından geliştirilen sınav kaygısı ölçeğinden elde edilen verilerle de, sınav kaygısının Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Türkiye Türkçesi Hazırlık Sınıflarında öğrenim gören üniversite öğrencilerinin akademik başarılarını ne yönde, ne kadar etkilediğinin araştırılması hedeflenmiştir. Çok değişkenli istatistiksel tekniklerle elde edilen deneysel verilerin yorumlanmasına göre de kaygının öğrenme sürecinde görülen olumsuz etkilerinin azaltılabilmesi için öneriler getirilmiştir.
Books by Kadir Yoğurtçu
Sinemasal-01 İdeoloji-DOĞUBATI YAYINLARI, 2018
Birliği oluşturan birçok cumhuriyetin sinemasıyla bir bütün olarak Sovyet Sineması içinde Kırgızi... more Birliği oluşturan birçok cumhuriyetin sinemasıyla bir bütün olarak Sovyet Sineması içinde Kırgızistan Sineması “Kırgız Mucizesi” olarak nitelendirilmektedir. SSCB içinde 1960’lı yıllara damgasını vuran Kırgızistan Sineması’nın birçok yönetmeninin, Sovyet egemen ideolojisinin sınırları içinde kendi ulusal kültürlerini işlemeye gayret göstererek “Sovyet insanı” kimliği altında entegre olup ama erimemeye özen gösterdikleri görülmektedir. Kırgız yönetmen Tölömüş Okeev’in “Kızıl Elma” adlı filmi, odaklandığı Sovyet şehir yaşamı içinde Kırgız kültürünün geleneksel motiflerini kullanarak naif bir direniş göstermiştir. Bu çalışma, Sovyet rejimi içinde Kırgızistan Sineması’nın doğuşunu sağlayan faktörleri de ele alarak “Kızıl Elma” filmini incelemektedir.
PUPLIC RELATIONS CULTURAL & MEDIA STUDIES, 2017
The concept of cinema has become an important concept that stands out in the socio-cultural pract... more The concept of cinema has become an important concept that stands out in the socio-cultural practices of society within the century over hundred years. The films, which are the basic arguments of cinema, have been produced with complex techniques over time and have been presented to viewers as pedagogical tools that need to be read and interpreted. In this context, individuals access films in certain ways – by going to the movie theatres and purchasing them or reaching them through television channels or online. As a result of these practices, it seems possible to perceive, signify and interpret the narrations that the films produced in a certain level. However, when this is taken at the level of higher education on cinema, the perception, signification and interpretation of film narrations can not be seen as an ordinary activity. At this stage, it is expected that the students’ skills on perceiving films will be developed at metacognitive level. For this, in the framework programs, lectures such as semiology, cinema semiology, film criticism, film theories, visual literacy, visual aesthetics are given during different educational periods.
In this study, students from Faculty of Communication, Radio-TV Cinema Departments who took courses in semiology, cinema semiology, cinema theories, visual literacy and visual aesthetics at different periods in Kyrgyz-Turkish Manas University (KTMU) will be compared with the students who didn’t take those courses. As the basic question of the research, the questions like, “Are the mentioned courses have any influence on the visual literacy levels of the students with socio-cultural diversity and the interpretation skills of the films in terms of metacognitive awareness”, “Is there a statistically meaningful relation between the students who take these courses and who don’t?” will be at the centre. In reaching these research questions, a control group and an experimental group were established; surveying and focus group interviewing techniques were applied to these groups. The data obtained will be analysed with the aid of multivariate statistical techniques.
Iktisadi bir deger olarak ‘girisimcilik’ sosyal ve kulturel boyutlarla yakindan iliskili bir edim... more Iktisadi bir deger olarak ‘girisimcilik’ sosyal ve kulturel boyutlarla yakindan iliskili bir edim niteligi de tasimaktadir. Sosyal ve kulturel yapinin olanaklari ile iliskili olmasindan oturu ekonomik sistemin yani sira toplumsal duzende de yaratici, yenilikci, degisimci bir surecin baslaticisi rolunu ustlenmektedir. Dolayisiyla girisimci sinifin soz konusu bu donusturucu etkisi toplumsal duzende bir kategori olarak onemini de gittikce artirmaktadirGirisimci ediminin dogasi ve degisimci potansiyeli sosyal ve kulturel ortamlarin bir turevi olarak gorulmekte, hatta girisimciler toplumsal hiyerarside farklilasma yaratici bir kategori olusturmalari nedeniyle egemen/ust sinifin bir temsilcisi olarak da sayilmaktadirlar. Topluma yon verme, toplumsal ayrimlarda belirleyici bir taraf olma ozelliklerinden oturu girisimcilik bu calismada, sosyo-kulturel bir cercevede ele alinarak toplumsal sistemle iliskilendirilmeye, bu baglamda da elverisli sosyal ve kulturel ortamlar ile ‘girisimci kultur’...
Yirmi birinci yuzyila damgasini vuran bilgi ve iletisim teknolojileri, yeni bir toplumsal donusum... more Yirmi birinci yuzyila damgasini vuran bilgi ve iletisim teknolojileri, yeni bir toplumsal donusume yani “Bilgi Toplumu”na zemin olusturmaktadir. Bilgi toplumunadonusum surecinde ulusal ekonomiler de giderek bilgiye dayali ekonomiler halinegelmekte, bilginin daha ileri bir sosyal ve iktisadi gelisme icin yaratildigi, yayildigive kullanildigi bir yapilanma on plana cikmaktadir. Bu yapilanma surecinde artan icve dis rekabet; egitim alaninda da kendini hissettirmekte, kamusal ve ozel tum egitimkurumlari ellerindeki her turlu ekonomik kaynagi ogrencilerinin performanslarinimaksimum duzeye cikartacak sekilde rasyonel kullanma zorunlulugu yasamaktadirlar. Bu yonuyle, topluma karsi agir sosyal sorumluluklari da olan universitelerdeogrenci performansini etkileyen faktorlerin neler oldugunun belirlenmesi, bunlarinbasariyi ne yonde, ne kadar? etkilediklerinin arastirilmasi ve buradan elde edileceksonuclara gore uygun unsurlarin gelistirilerek ya da yeniden sekillendirilerek egitimve ogretimde ...
Anlam ve deger ureten bir varlik olarak insan, icinde yasadigi dunyayi ve etrafindaki gerceklikle... more Anlam ve deger ureten bir varlik olarak insan, icinde yasadigi dunyayi ve etrafindaki gerceklikleri, yarattigi bu anlam ve degerler uzerinden algilar. Bu algilama surecinin en onemli faktorlerinden biri olan egitim; bir anlam ve deger yaratma araci olarak bireyin kendi kendisinin ve sosyal cevresinin bilincine vardigi bir surectir. Birey bu surecte, benligini ve sosyal evrenini sekillendirmektedir. Dolayisiyla egitim olgusu, tek basina belli bir mesleki formasyonun kazandirilmasindan daha fazlasini ifade etmekte; bireyselligin insa edildigi, toplumsal meselelere duyarliligin arttigi, dunyaya bakis acisinin genisledigi, tolerans ve hosgorunun gelistigi, empati egiliminin sekillendigi bir ortam ve surec olarak degerlendirilmektedir. Nitekim etkili ve saglikli bir iletisimin en temel ilkelerinden biri empatidir. Baskasini dogru anlama ve algilama yetisine isaret eden empati, kisilerarasi iletisim surecinde karsilasilan pek cok sorunun da merkezinde yer almaktadir. Bu calismada da Kirgi...
Dil Dergisi, 2010
You need to Information and communication technologies which have marked the twenty-first century... more You need to Information and communication technologies which have marked the twenty-first century provide a foundation to a new social reformation, that is, information society. In the process of transformation into an information society, national economies become increasingly knowledge-based economy, a further social and economical development of information where knowledge spread, used and created for, come to the fore. In this process, the increasing domestic and foreign competition also felt in the field of education, all public and private educational institutions have rational obligation to use all their economical resources for maximizing their students' performances. In this regard, determining what are the factors affect students' performances in universities which have heavy responsibilities towards society, searching how much and in what way these factors affect success and increasing the effectiveness of education and training provision by developing or reshaping the appropriate elements according to the results obtained here, come into prominence. In this study, it is aimed to search what are the factors affect the success of language learning of the preparation class students of Kyrgyzstan Turkey Manas University, in what way and how these factors affect the success. According to this, students' language learning success considered as dependent, binary categorical variables and the qualitative and quantitative effects that could affect this success were analyzed by multivariable statistical analysis.
Adiyaman University Journal of Social Sciences, 2013
An anxiety emerges both as one of the individual's existential factors and as one of the concepts... more An anxiety emerges both as one of the individual's existential factors and as one of the concepts used to express the intrapsychic situations as a result of interactions and experiences with physical and social environment. In the related scientific researches, a foreign language learning anxiety was observed to be taken into consideration as separate from the general anxiety conceptualization. According to these studies anxiety is noticed more in psycho-motor production-focused listening and speaking skills, as well as is originated from the fear of communication, exam anxiety and fear of negative grading. According to the these findings, it is assumed to create an ideal teaching environment in classes where individuals will be more motivated free from an anxiety and to adopt a teaching and learning strategies. In this research, anxiety categories that are occurred in learning environment was identified with the help of Foreign Language Classroom Anxiety Scale (FLCAS) developed by Horwitz and Cope (1986), that is frequently used in the literature. In addition, by the data obtained from exam anxiety scale developed by Sarason (1984), it aimed to study in what extent the exam anxiety effect the academic achievement of Kyrgyzstan-Turkey Manas University Preparatory classes students on Turkish language. According to the interpretation of empirical data obtained by multivariate statistical techniques, it was suggested to reduce the negative effects of anxiety in the learning process.
Sinema salt estetigin alanina ait bir olgu degildir. Algilar, tutumlar ve degerler uzerindeki etk... more Sinema salt estetigin alanina ait bir olgu degildir. Algilar, tutumlar ve degerler uzerindeki etkisi baglaminda da ele alinan sinema, sosyo-kulturel ve etiko-politik bir olgu olarak da incelenmektedir. Bu baglamda sinema, estetiksel ve sanatsal bakistan hareketle yetkinlik kazanan film cozumlemelerinin yani sira ekonomi politik yaklasim, psikanalitik cozumleme ve izleyici odakli kulturel calismalar literaturunde de karsimiza cikmaktadir. Interdisipliner bir alan olarak kulturel calismalar, sinema baglaminda gorsel kulturun psikolojik ve sosyolojik cozumlemelerine odaklanarak; “izleyici neden izliyor?” sorusundan hareketle, izler kitlenin psiko-sosyal gereksinimlerini ve toplumun kulturel yapisini anlasilir kilmaya calisir. ‘Sinemaya gitme motivasyonu’ ve ‘film izleme tutumlari’ da film ile izleyici arasindaki iliskinin psikososyal ve sosyo-kulturel boyutlarina vurgu yapmaktadir. Sinemaya gitme ve film izleme bireylerin farkli amaclarla (kacis, rahatlama, bilgi edinme, eglenme, benli...
Öz Anlam ve değer üreten bir varlık olarak insan, içinde yaşadığı dünyayı ve etrafındaki gerçekli... more Öz Anlam ve değer üreten bir varlık olarak insan, içinde yaşadığı dünyayı ve etrafındaki gerçeklikleri, yarattığı bu anlam ve değerler üzerinden algılar. Bu algılama sürecinin en önemli faktörlerinden biri olan eğitim; bir anlam ve değer yaratma aracı olarak bireyin kendi kendisinin ve sosyal çevresinin bilincine vardığı bir süreçtir. Birey bu süreçte, benliğini ve sosyal evrenini şekillendirmektedir. Dolayısıyla eğitim olgusu, tek başına belli bir mesleki formasyonun kazandırılmasından daha fazlasını ifade etmekte; bireyselliğin inşa edildiği, toplumsal meselelere duyarlılığın arttığı, dünyaya bakış açısının genişlediği, tolerans ve hoşgörünün geliştiği, empati eğiliminin şekillendiği bir ortam ve süreç olarak değerlendirilmektedir. Nitekim etkili ve sağlıklı bir iletişimin en temel ilkelerinden biri empatidir. Başkasını doğru anlama ve algılama yetisine işaret eden empati, kişilerarası iletişim sürecinde karşılaşılan pek çok sorunun da merkezinde yer almaktadır. Bu çalışmada da Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te bulunan Üniversite öğrencilerinin empati düzeylerinin ölçülmesi hedeflenmektedir. Araştırmanın örneklemini, Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi, Orta Asya Amerikan Üniversitesi, Kırgız Milli Üniversitesi ve Kırgız-Rus Slavyan Üniversitesi öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırmadan elde edilen veriler çok değişkenli istatistiksel tekniklerle analiz edilmektedir. Abstract A human, as a being who produces a meaning and value, perceives a world and realities around through the lenses of these meaning and values. And education as one of the most important factor in this perception is a process where a human is aware of his/her consciousness on the individual and social environment. In short, the individual shapes his/her identity and social system in this process. Therefore, the phenomenon of education is considered to be more than just a professional formation; it is a process where the individuality is architected; sensitivity on social issues is increased; world perspectives are extended; the sense of tolerance, mutual understanding and empathy is the formed and developed. As a matter of fact, one of the most basic principles of effective and best-balanced communication is empathy. The empathy that directs to the ability to understand and perceive someone else is at the heart of many problems encountered in the interpersonal communication process. This study aims to measure the empathy level of university students in Bishkek, Kyrgyzstan. The research sample includes the
An anxiety emerges both as one of the individual's existential factors and as one of the concepts... more An anxiety emerges both as one of the individual's existential factors and as one of the concepts used to express the intrapsychic situations as a result of interactions and experiences with physical and social environment. In the related scientific researches, a foreign language learning anxiety was observed to be taken into consideration as separate from the general anxiety conceptualization. According to these studies anxiety is noticed more in psycho-motor production-focused listening and speaking skills, as well as is originated from the fear of communication, exam anxiety and fear of negative grading. According to the these findings, it is assumed to create an ideal teaching environment in classes where individuals will be more motivated free from an anxiety and to adopt a teaching and learning strategies. In this research, anxiety categories that are occurred in learning environment was identified with the help of Foreign Language Classroom Anxiety Scale (FLCAS) developed by Horwitz and Cope (1986), that is frequently used in the literature. In addition, by the data obtained from exam anxiety scale developed by Sarason (1984), it aimed to study in what extent the exam anxiety effect the academic achievement of Kyrgyzstan-Turkey Manas University Preparatory classes students on Turkish language. According to the interpretation of empirical data obtained by multivariate statistical techniques, it was suggested to reduce the negative effects of anxiety in the learning process.
Cette approche a, à partir des années 1970, mis en évidence les relations entre l'économie de la ... more Cette approche a, à partir des années 1970, mis en évidence les relations entre l'économie de la communication et les phénomènes de pouvoir. Depuis, elle a coopéré avec d'autres approches, pour analyser les rapports entre politique et culture, élaborer la théorie des industries culturelles, étudier les politiques publiques, analyser les discours sociaux. Elle joue un rôle décisif dans la critique de la société de l'information, l'étude des groupes de communication ou de la supposée « fracture numérique ».Since the 70's, this investigative approach has brought to light the relationships between the economy of communication and power phenomena. After, the approach was used along with other approaches to analyse the links between politics and culture, to work out a theory on the cultural industries, to study public policies and to research into social discourses. It plays an essential role in critiques of the information society and the study of global media or the so-called "digital divide"
Depuis la fin des années 60, de nombreux courants d'analyse du discours se sont développés en Eur... more Depuis la fin des années 60, de nombreux courants d'analyse du discours se sont développés en Europe. Étant donné cette diversité, une vue d'ensemble n'est pas une tâche facile d'autant moins que l'analyse du discours n'a pas de lieu disciplinaire propre (Ehlich 1994)1. En gros, l'évolution de ce champ hétérogène et relativement flou se caractérise par le métissage de quelques tendances portant des connotations nationales. Si jusqu'à la fin des années 70, des champs relativement homogènes se développaient et coexistaient dans certains pays, dans les années 80, ces « écoles » commencent à produire de plus en plus de branches en dehors de leurs pays d'origine. Afin d’éclaircir la situation peu transparente de l’analyse du discours en Europe, je propose de distinguer trois tendances majeures – française, anglo-saxonne, allemande –qui relèvent de traditions de pensée anciennes et dont on trouve des porteurs de « casquette » aujourd’hui partout en Europe. Si ces tendances ne sont plus attachées à un territoire donné, elles servent de fonds théoriques pour les quelques réseaux de chercheurs (« clusters ») qui dominent les discours sur le discours en Europe depuis les années 70 : « l’école française », la théorie du discours poststructuraliste, l’analyse du discours critique, l’analyse du discours interprétative.
This text attempts to identify the theoretical landmarks which are necessary to the elaboration t... more This text attempts to identify the theoretical landmarks which are necessary to the elaboration theory of symbolic
power. First, the neo-Kantian tradition (Humbolt- Cassirer or its American variant Sapir-Whorf) which treats the various
"symbolic forms" (myth, language, art, science) as means of understanding and structuring the world, that is, as
"structuring structures" (structures structurantes). Second, structural analysis, which tries to grasp the logic specific to
each of these symbolic products. This can be seen, for example, in the conception which Saussure, founder of this
tradition, had of language as a "structured structure" (structure structurée). Finally, the last two traditions : the
Durkheimian tradition which sees symbolic forms as instruments providing logical and social integration which
contribute to the reproduction of the social order, and the Marxist tradition which reveals that systems of symbols
function politically as instruments of domination. Symbolic power, which can only be analyzed in terms of the division
of labor among the different agencies of domination is dominated power. It makes its own contribution to social order
by representing the other forms of power (economic and political) in a form which is disguised and therefore seen as
legitimate
With the spread of Internet usage around the digitalized world the techno-cultural generation whi... more With the spread of Internet usage around the digitalized world the techno-cultural generation which are closely familiar with a virtual reality draw and it demands great attention. Ever-expanding and functions of the virtual environments depending on the everyday lives of individuals lives, it is becoming an alternative socialization space. Virtual life is affecting the authentic and virtual environment but sometimes it can satisfy the human beings social and individual life such as self-realization, research, talking, therapy, information exchange, entertainment, group belonging and loyalty. This study aims to define the purpose of participation in the virtual environment of undergraduates in Bishkek universities and to identify the reasons of their concern at psychological and social factors. Empirical data for this study is collected from the survey conducted by the students of Kyrgyzstan-Turkey Manas University, National University named after Jusup Balasagyn, Kyrgyz-Russian Slavic University and American University in Central Asia. For the survey were selected 340 through random sampling, with psychological and social factors in the relation to socio-economic variables and analyzed using multivariate statistical techniques.
The using of short and feature films for educational purposes is a fairly common practice Applefo... more The using of short and feature films for educational purposes is a fairly common practice Appleford and Burton (2008), and this practice is traditionally used especially in foreign language teaching. However, it is difficult to chance upon visual materials that were elaborately evaluated and classified, and on in-depth film studies in related literature Lewis (2003). As far as the history shows, the idea of benefiting from cinema films seems to be a source of inspiration for many Western languages (as native or foreign language or second language) teaching methods and techniques and creating related environment Yakar (2013).Similarly, in the last decade it is observed that theory-based academic studies and activities in development of practical system and related environment are accelerating. Naturally it is eligible to common sense to structure and use the short and feature films in teaching of Turkish in order to develop understanding and explaining skills. But at this point, it is enough problematic which film is thought to be selected and by what purpose, by which criteria would be structured selected films and how selected films would be effectively and efficiently used in classroom activities. For as much as in academic studies of films, motion pictures or movies first of all are assumed to carry a sense of semiotic value and to realize it by original expression instruments. At the same time it is specific issue that to which semiotic analysis method would be applied in order to elucidate the meanings and messages of the selected movies and which foreign language learning and teaching theories would be referenced in converting of films into educational materials. It requires specialization in both areas.
This study aims to study the suitability of short and feature films as an educational material, and is focused on Barthes’s Semiotics Theory (1957; 1964), Metz’s A Semiotics of Cinema (1968; 1972), Kaes and Rentschler’s Reading a Films Technique (2012). At the result of reading and analyzing of the meanings and messages given to indicators in the filmic images, training materials that will be developed in the case of Teaching of Turkish as a Foreign Language are expected to be an effective tool in achieving the objectives.
As a matter of fact, the statistical results of questionnaire evaluations of course materials applied to the Turkish language preparation class students of Foreign Languages High School in Kyrgyzstan-Turkey Manas University during the 2014-2015 academic year, have supported this expectation.
The main objective of this article is to study self-sufficiency level of foreign language teacher... more The main objective of this article is to study self-sufficiency level of foreign language teachers in Foreign Languages High School of Kyrgyzstan-Turkey Manas University (KTMU). In this regard the significance of age, gender and nationality on self- efficacy is investigated. This study was conducted with the participation of Turkish, Kyrgyz, Russian and English teachers (citizens of Kyrgyzstan and Turkey) of High School of Foreign Languages, working in fall semester of 2011-2012 academic years. The total number of respondent is 110. The data obtained through Ohio Teacher Efficacy Scale (2001), which is frequently used in teacher competence researches, was analyzed by multivariate statistical techniques. As a result of the research, it was found that there are statistically significant differences between self-efficacy levels of faculty members and according to variables like age and nationality. This finding draws attention to differences in experience and cultural trends; shows that instructional (teaching) self-efficacy depends not only on absolute cognitive differences, but also on the cultural differences shaping the social approval mechanism.
İktisadi bir değer olarak 'girişimcilik' sosyal ve kültürel boyutlarla yakından ilişkili bir edim... more İktisadi bir değer olarak 'girişimcilik' sosyal ve kültürel boyutlarla yakından ilişkili bir edim niteliği de taşımaktadır. Sosyal ve kültürel yapının olanakları ile ilişkili olmasından ötürü ekonomik sistemin yanı sıra toplumsal düzende de yaratıcı, yenilikçi, değişimci bir sürecin başlatıcısı rolünü üstlenmektedir. Dolayısıyla girişimci sınıfın söz konusu bu dönüştürücü etkisi toplumsal düzende bir kategori olarak önemini de gittikçe artırmaktadır.
Yirmi birinci yüzyıla damgasını vuran bilgi ve iletişim teknolojileri, yeni bir toplumsal dönüşüm... more Yirmi birinci yüzyıla damgasını vuran bilgi ve iletişim teknolojileri, yeni bir toplumsal dönüşüme yani "Bilgi Toplumu"na zemin oluşturmaktadır. Bilgi toplumuna dönüşüm sürecinde ulusal ekonomiler de giderek bilgiye dayalı ekonomiler haline gelmekte, bilginin daha ileri bir sosyal ve iktisadi gelişme için yaratıldığı, yayıldığı ve kullanıldığı bir yapılanma ön plana çıkmaktadır. Bu yapılanma sürecinde artan iç ve dış rekabet; eğitim alanında da kendini hissettirmekte, kamusal ve özel tüm eğitim kurumları ellerindeki her türlü ekonomik kaynağı öğrencilerinin performanslarını maksimum düzeye çıkartacak şekilde rasyonel kullanma zorunluluğu yaşamaktadırlar. Bu yönüyle, topluma karşı ağır sosyal sorumlulukları da olan üniversitelerde öğrenci performansını etkileyen faktörlerin neler olduğunun belirlenmesi, bunların başarıyı ne yönde, ne kadar? etkilediklerinin araştırılması ve buradan elde edilecek sonuçlara göre uygun unsurların geliştirilerek ya da yeniden şekillendirilerek eğitim ve öğretimde etkinlik artışının sağlanması önem kazanmaktadır. Bu çalışmada, Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi Türkçe Hazırlık sınıfı öğrencilerinin dil öğrenme başarılarını etkileyen faktörlerin neler olduğu? bu faktörlerin başarıyı ne kadar, ne yönde? etkiledikleri araştırılmaya çalışılmıştır. Çalışmada öğrencilerin dil öğrenme başarıları bağımlı, iki sonuçlu kategorik değişken olarak düşünülmüş ve bunu etkileyebilecek çok sayıdaki nitel ve nicel değişkenin etkileri çok değişkenli istatistiksel analizler yardımıyla incelenmiştir. Anahtar sözcükler: Kırgızistan, dil öğretimi, dil öğrenme başarısını etkileyen faktörler.
Özet İletişim, enformasyon ve bilişim alanındaki hızlı dönüşümlerle betimlenen küresel dünya, doğ... more Özet İletişim, enformasyon ve bilişim alanındaki hızlı dönüşümlerle betimlenen küresel dünya, doğası gereği bütünleşen, herkesi bir şekilde içine alan ve herkese kendine ait kültürün damgasını vurmak itibariyle benzeştiren bir dünyaya işaret etmektedir. Küresel dünyanın dayattığı bu süreç, her ülkeye kendi kültürel varlığının temsili ve gücü olarak dilini koruma ve geliştirme sorumluluğu yüklemektedir. Kültürlerarası var olma sürecinin dil-diyalog ekseninde ön plana çıktığını düşündüğümüzde, dünya ölçeğinde farklı lehçeleriyle birlikte yaklaşık iki yüz milyon insanın konuştuğu dil olarak dikkati çeken Türkçenin önemi kendiliğinden belirginlik kazanmaktadır. Küresel boyutta bir yandan Avrupa Birliğine üyelik çalışmaları ile diğer yandan Kıbrıs, Kafkaslar ve Orta Asya hattında ekonomik, politik ve kültürel açılımlarıyla göze çarpan Türkiye, bu eksende Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi uygulamalarında yeni programlar geliştirmekte ve bilimsel araştırmalara hız kazandırmaktadır. Bu çalışmalar, Avrupa dil konseyinin 2000 yılında belirlediği dil ölçütlerinde "dilin kullanımına önem verilmesi" kararına koşut ilerlemiş, kapsamlı eğitim programları ve yeni öğretim materyalleri geliştirilmiştir. Söz konusu çalışmalar kuramsal dayanağını "iletişimsel kapasite", "dil yetisi", "konuşma eylemi", "iletişimsel eylem" kavramlaştırmalarına göndermede bulunan Toplum dilbilimsel yaklaşımdan almıştır. Bu yaklaşımdan beslenen kuramsal açılımların öngördüğü dil öğretim yaklaşımlarının zenginleştirilmesi adına, içerdiği sistematik ve rasyonalist stratejiler bakımından etkin bir şekilde uygulanan "Mikro Öğretim Tekniği"nin geliştirilerek kullanılması bu alandaki çalışmalara yeni bir boyut kazandırmaktadır.. Abstract The global world that is characterized by the rapid transformations in the fields of communication and information technologies, as a natural result of the process, points out to a world order that encompasses and uniforms everyone by labeling them all with its prevailing culture. This process which is imposed by the global world, charges every single country with the responsibility of protecting and improving its language as a representation and power of the cultural heritage. As we consider the significance the intercultural survival process has gained at the level of language and dialogue, we could better understand the significance of Turkish at the global level, as being a language spoken by nearly two hundred million people worldwide. Calling the international attention over itself, both by the EU membership process and its economical, political and cultural initiatives in Cyprus, Caucasia and Central Asia, Turkey has been developing new programs and has speeded up the scientific studies related with the issue of teaching Turkish as a foreign language. These studies have been executed parallel with the criteria of 'attaching importance to the way language is used' of 2000 European language council; moreover, comprehensive educational programs and new teaching materials have been worked out. The theoretical ground of these studies could be found in the sociolinguistic approach that refers to the concepts of 'communicational capacity', 'language competence', 'speech-act' and 'communicational act'. With the aim of enriching the language teaching methods being proposed by the theories that are fed upon this approach, the use of an elaborated version of ' Micro Teaching Method' for the rich systematic and rationalist strategies it contains, is believed to add new dimensions to the current studies in this field.
Öz Kaygı, bireyin varoluşsal etmenlerinden biri olarak ortaya çıktığı gibi çoğunlukla yaşadığı fi... more Öz Kaygı, bireyin varoluşsal etmenlerinden biri olarak ortaya çıktığı gibi çoğunlukla yaşadığı fizik ve sosyal çevre ile etkileşimleri ve deneyimleri sonucunda görülen intrapsişik (intrapsychic) durumları ifade etmekte kullanılan bir kavram olarak da karşımıza çıkmaktadır. Konu ile ilgili yapılan bilimsel araştırmalarda yabancı dil öğreniminde gözlemlenen kaygı türünün genel kaygı kavramlaştırmalarından ayrı tutularak değerlendirildiği gözlemlenmektedir. Söz konusu çalışmalara göre kaygı daha çok psiko-motor üretime dönük dinleme ve konuşma becerilerinde görülmekte, ayrıca iletişim korkusundan, sınav kaygısından ve olumsuz değerlendirilme korkusundan kaynaklanan kaygı durumları da söz konusu olabilmektedir. Bu bulgular çerçevesinde ideal bir öğretim ortamında bireylerin yüksek bir güdülenme ile eğitim almaları adına kaygıdan etkilenmeyecekleri bir sınıf oluşturulması ve bu yönde bir öğretme-öğrenme stratejilerinin benimsenmesi gerektiği öngörülebilir. Bu araştırmada da ilgili literatürde sıkça kullanılan, kaygı belirleme ölçeklerinden, Horwitz ve Cope (1986) tarafından geliştirilen Yabancı Dil Öğrenme Kaygı Ölçeği (FLCAS) yardımıyla öğrenme ortamında oluşan kaygı kategorileri belirlenmiştir. Ayrıca Sarason (1984) tarafından geliştirilen sınav kaygısı ölçeğinden elde edilen verilerle de, sınav kaygısının Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Türkiye Türkçesi Hazırlık Sınıflarında öğrenim gören üniversite öğrencilerinin akademik başarılarını ne yönde, ne kadar etkilediğinin araştırılması hedeflenmiştir. Çok değişkenli istatistiksel tekniklerle elde edilen deneysel verilerin yorumlanmasına göre de kaygının öğrenme sürecinde görülen olumsuz etkilerinin azaltılabilmesi için öneriler getirilmiştir.
Sinemasal-01 İdeoloji-DOĞUBATI YAYINLARI, 2018
Birliği oluşturan birçok cumhuriyetin sinemasıyla bir bütün olarak Sovyet Sineması içinde Kırgızi... more Birliği oluşturan birçok cumhuriyetin sinemasıyla bir bütün olarak Sovyet Sineması içinde Kırgızistan Sineması “Kırgız Mucizesi” olarak nitelendirilmektedir. SSCB içinde 1960’lı yıllara damgasını vuran Kırgızistan Sineması’nın birçok yönetmeninin, Sovyet egemen ideolojisinin sınırları içinde kendi ulusal kültürlerini işlemeye gayret göstererek “Sovyet insanı” kimliği altında entegre olup ama erimemeye özen gösterdikleri görülmektedir. Kırgız yönetmen Tölömüş Okeev’in “Kızıl Elma” adlı filmi, odaklandığı Sovyet şehir yaşamı içinde Kırgız kültürünün geleneksel motiflerini kullanarak naif bir direniş göstermiştir. Bu çalışma, Sovyet rejimi içinde Kırgızistan Sineması’nın doğuşunu sağlayan faktörleri de ele alarak “Kızıl Elma” filmini incelemektedir.
PUPLIC RELATIONS CULTURAL & MEDIA STUDIES, 2017
The concept of cinema has become an important concept that stands out in the socio-cultural pract... more The concept of cinema has become an important concept that stands out in the socio-cultural practices of society within the century over hundred years. The films, which are the basic arguments of cinema, have been produced with complex techniques over time and have been presented to viewers as pedagogical tools that need to be read and interpreted. In this context, individuals access films in certain ways – by going to the movie theatres and purchasing them or reaching them through television channels or online. As a result of these practices, it seems possible to perceive, signify and interpret the narrations that the films produced in a certain level. However, when this is taken at the level of higher education on cinema, the perception, signification and interpretation of film narrations can not be seen as an ordinary activity. At this stage, it is expected that the students’ skills on perceiving films will be developed at metacognitive level. For this, in the framework programs, lectures such as semiology, cinema semiology, film criticism, film theories, visual literacy, visual aesthetics are given during different educational periods.
In this study, students from Faculty of Communication, Radio-TV Cinema Departments who took courses in semiology, cinema semiology, cinema theories, visual literacy and visual aesthetics at different periods in Kyrgyz-Turkish Manas University (KTMU) will be compared with the students who didn’t take those courses. As the basic question of the research, the questions like, “Are the mentioned courses have any influence on the visual literacy levels of the students with socio-cultural diversity and the interpretation skills of the films in terms of metacognitive awareness”, “Is there a statistically meaningful relation between the students who take these courses and who don’t?” will be at the centre. In reaching these research questions, a control group and an experimental group were established; surveying and focus group interviewing techniques were applied to these groups. The data obtained will be analysed with the aid of multivariate statistical techniques.
IJOPEC Publication, London&Istanbul., 2018
Interpersonal communication taking place in a multicultural context is being explored, in particu... more Interpersonal communication taking place in a multicultural context is being explored, in particular, within a framework of intercultural communication. Individuals are more intimately and more intensely involved in social environmentswhen the socio-cultural and economic processes of today’s global world are examined. Additionally, more sophisticated communication patterns are used in this environment. An important concept of intercultural communication is ‘intercultural sensitivity’, therefore it should be a focus of multicultural studies. Moreover, intercultural sensitivity has become even more significant, as itis considered essential in the daily pursuit of quality of life in education and businesspractices. This study aimed to examine the effects of cinema with multicultural contenton the development of intercultural awareness in university students. For purposes of this study, two study groups were created; an experimentalgroup who viewedmulticultural movies during language preparatory classes and a control group who didnot. Quantitative data were collected using the ‘Intercultural Sensitivity Scale’ developed by Chen and Starosta (2000) and the ‘Ethnocentrism Scale’ developed by Neuliep and McCroskey (1997). The qualitative data were collected through focus group interviews. Pre- and post-tests were administered to the participants during the study period and the correlations between these test values were compared.