Berkay Yalçınkaya | Samsun Ondokuz Mayis University (original) (raw)
Uploads
Papers by Berkay Yalçınkaya
Akademik İncelemeler Dergisi (AID), 2021
This paper is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial License Bu makale Creat... more This paper is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial License Bu makale Creative Commons Attribution-NonCommercial License altında lisanslanmıştır. Bu makale en az iki hakem tarafından incelenmiş, iThenticate yazılımı ile taranmış, araştırma yayın ve etiğine aykırılık tespit edilmemiştir. Araştırma & Yayın Etiği This article was reviewed by at least two referees, a similarity report was obtained using iThenticate, and compliance with research/publication ethics was confirmed.
Akademik İncelemeler Dergisi, 2021
Sivil toplumu normatif zemine dayanarak açıklama girişimi yaygın bir eğilim olsa da, bu zemin çoğ... more Sivil toplumu normatif zemine dayanarak açıklama girişimi yaygın bir eğilim olsa da, bu zemin çoğu zaman sivil toplum olgusunu açıklamak yerine kavramın içeriğini örtmektedir. A priori bir kabulle sivil toplumun salt bir özgürlükler alanı olduğu iddiası, bu olguyu toplumsal gerçeklikten kopararak teorik bir alana hapsetmektedir. Çalışma; sivil topluma yönelik tüm normatif iddialara mesafeli yaklaşarak, sivil toplum kavrayışına Antik Yunan siyasal düşüncesinin merkezinde yer alan oikos-polis dikotomisiyle bir açılım sağlamayı hedeflemektedir. Kabaca bir zorunluluk-özgürleşme ayrımına dayanan oikos-polis dikotomisi, Antik dönem ve modern kavrayış arasındaki farklılığı karşılaştırmalı olarak inceleme olanağı sunmaktadır. Çalışma; kapitalizme içkin olan ekonomi ve siyasetin ayrışması, çalışmanın toplumsal hayatın merkezine yükselmesi ve araçsallaştırılan aklın egemenliği olgularından hareketle modern dönemde sivil toplumun “yeni bir oikos” olarak değerlendirilebileceğini savunmaktadır. Böylelikle gayri siyasi bir özgürleşme alanı olarak sınırları çizilen sivil toplum kavrayışının oikosla olan ilişkisi daha açık hale getirilmiştir.
IV. Uluslararası Kent Araştırmaları Kongresi, 2019
Bu çalışmada, Cumhuriyetin "kimlikli" kamusal mekânlarından günümüzde kimliğini kaybeden ve küres... more Bu çalışmada, Cumhuriyetin "kimlikli" kamusal mekânlarından günümüzde kimliğini kaybeden ve küresel tüketim alışkanlıkları çerçevesinde piyasalaştırılan demiryolu istasyonlarına geçiş, ekonomi politikaları odağa alınarak ortaya koyulmuştur. Araştırmanın örneklemi "ATG Alışveriş Merkezi" olarak belirlenerek tarihsel karşılaştırmalı bir analiz yapılmıştır.
Kentsel potansiyeli canlandırmak maksadıyla yerel düzeyde çok aktörlü bir işbirliği yaratmak olar... more Kentsel potansiyeli canlandırmak maksadıyla yerel düzeyde çok aktörlü bir işbirliği yaratmak olarak değerlendirilebilecek kent girişimciliği, günümüzde kentsel politikalar üzerinde önemli bir belirleyiciliğe sahiptir. Kentlerin bu yeni işlevi devletin dönüşümünden ayrı düşünülemez. 1980 sonrası ekonomik yeniden yapılanmaya koşut bir biçimde tesis edilen yeni devlet mekanizmasıyla, pazarlama, işletme, marka değerini arttırma gibi kavramlar kamu politikaları kapsamına alınmıştır(...)
Drafts by Berkay Yalçınkaya
Roma İmparatorluğu üzerine hazırlanmış ders materyali
Antik Yunan şehir devletleri üzerine hazırlannmış ders materyali
Robert E. Park, Ernest W. Burgess, Şehir: Kent Ortamındaki İnsan Davranışlarının Araştırılması Ü... more Robert E. Park, Ernest W. Burgess, Şehir: Kent Ortamındaki İnsan Davranışlarının Araştırılması Üzerine Öneriler, Heretik Yayıncılık, 2016.
Conference Presentations by Berkay Yalçınkaya
5. Kent Araştırmaları Kongresi Bildiri Özet Kitapçığı , 2020
Yirminci yüzyılın son çeyreğinden bu yana Avrupa Birliği, Dünya Bankası ve OECD gibi uluslararası... more Yirminci yüzyılın son çeyreğinden bu yana Avrupa Birliği, Dünya Bankası ve OECD gibi uluslararası kuruluşların politikalarında eğitim önemli bir yer tutmaktadır. Dünya genelinde eğitimin nasıl örgütleneceği, bu kuruluşların yatırımlarını yönlendirdikleri ülkelere ve alanlara göre yeniden şekillenmektedir. Geleneksel örgün eğitim yöntemlerinin aksine "süreklilik", "kendini eğitme", "kendini gerçekleştirme", "toplumsal bütünleşme" ve "aktif vatandaşlık" gibi kavramlarla tanımlanan yaşam boyu öğrenme, bu kuruluşların eğitimde yerelleşmeye yönelik politikaları arasındadır. Yaşam boyu öğrenme yaklaşımı eğitimin yalnızca merkezi düzeydeki kamu örgütleri tarafından değil yerel yönetimler, piyasa ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla yürütülmesini hedeflemektedir. Bu çalışmada yaşam boyu öğrenme politikalarında yerel yönetimlerin nasıl bir rolü ve işlevi olduğu literatür taraması ve içerik analizi yöntemiyle tespit edilmiştir. Öncelikle öğrenme biçimleri "formal", "non-formal", ve "in-formal" olmak üzere üç kategoride ele alınmıştır. Örgün ve örgün olmayan öğrenme biçimlerinin nitelikleri ve birbirinden farklılaşan yönleri ortaya konulmuştur. Daha sonra uluslararası kuruluşların yaşam boyu öğrenmeye yönelik politikaları tarihsel olarak incelenmiştir. Bu kuruluşların metinlerinde yer alan ortak ve ayrışan bakış açıları değerlendirilerek yaşam boyu öğrenme kavramının sınırları belirlenmeye çalışılmıştır.
Books by Berkay Yalçınkaya
Paradigma Yayınları, 2021
Kapak yazısı: "Kentleşme günümüz dünyasının en önemli olgularından bir tanesidir. Dünya nüfusu hı... more Kapak yazısı:
"Kentleşme günümüz dünyasının en önemli olgularından bir tanesidir. Dünya nüfusu hızla kentleşmektedir. 1950’li yıllarda iletişim ve ulaşım araçlarında yaşanan gelişmelere bağlı olarak kırdan kente göç tüm dünyada artış göstermiştir. Özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kentleşme ivme kazanarak devam etmektedir. İnsanlık tarihinin çok küçük bir döneminde gerçekleşen hızlı kentleşme süreci, beraberinde çarpık ve plansız kentlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Milyarlarca insana ev sahipliği yapan kentler, çok sayıda sorun ile karşı karşıyadır.
İçinde yaşadığımız kentlerin önemli bir kısmı insanların nefes almakta zorlandığı, yeşil alanların çok az miktarda olduğu, her tarafın beton yığınları ile kaplandığı, hava, su toprak ve gürültü kirliliği gibi birçok çevre sorunun ölümcül boyutlara ulaştığı, bir yerden başka bir yere gitmenin giderek zorlaştığı, göze hoş gelmeyen yapıların giderek yaygınlaştığı mekânlar haline dönüşmüştür. Bu yaşam yerlerinde varlığını sürdürmeye çalışan insanlar, yaşadıkları kentlerin tesiri altında kalarak mutsuz bir hayat sürmek zorunda kalmaktadır. Bizlerin yaşam alanları, kendi ruhsal ve fiziksel sağlığımızı doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle, kentlerin insanların mutluluğuna hizmet edecek şekilde oluşturulması ya da dönüştürülmesi gerekmektedir."
Akademik İncelemeler Dergisi (AID), 2021
This paper is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial License Bu makale Creat... more This paper is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial License Bu makale Creative Commons Attribution-NonCommercial License altında lisanslanmıştır. Bu makale en az iki hakem tarafından incelenmiş, iThenticate yazılımı ile taranmış, araştırma yayın ve etiğine aykırılık tespit edilmemiştir. Araştırma & Yayın Etiği This article was reviewed by at least two referees, a similarity report was obtained using iThenticate, and compliance with research/publication ethics was confirmed.
Akademik İncelemeler Dergisi, 2021
Sivil toplumu normatif zemine dayanarak açıklama girişimi yaygın bir eğilim olsa da, bu zemin çoğ... more Sivil toplumu normatif zemine dayanarak açıklama girişimi yaygın bir eğilim olsa da, bu zemin çoğu zaman sivil toplum olgusunu açıklamak yerine kavramın içeriğini örtmektedir. A priori bir kabulle sivil toplumun salt bir özgürlükler alanı olduğu iddiası, bu olguyu toplumsal gerçeklikten kopararak teorik bir alana hapsetmektedir. Çalışma; sivil topluma yönelik tüm normatif iddialara mesafeli yaklaşarak, sivil toplum kavrayışına Antik Yunan siyasal düşüncesinin merkezinde yer alan oikos-polis dikotomisiyle bir açılım sağlamayı hedeflemektedir. Kabaca bir zorunluluk-özgürleşme ayrımına dayanan oikos-polis dikotomisi, Antik dönem ve modern kavrayış arasındaki farklılığı karşılaştırmalı olarak inceleme olanağı sunmaktadır. Çalışma; kapitalizme içkin olan ekonomi ve siyasetin ayrışması, çalışmanın toplumsal hayatın merkezine yükselmesi ve araçsallaştırılan aklın egemenliği olgularından hareketle modern dönemde sivil toplumun “yeni bir oikos” olarak değerlendirilebileceğini savunmaktadır. Böylelikle gayri siyasi bir özgürleşme alanı olarak sınırları çizilen sivil toplum kavrayışının oikosla olan ilişkisi daha açık hale getirilmiştir.
IV. Uluslararası Kent Araştırmaları Kongresi, 2019
Bu çalışmada, Cumhuriyetin "kimlikli" kamusal mekânlarından günümüzde kimliğini kaybeden ve küres... more Bu çalışmada, Cumhuriyetin "kimlikli" kamusal mekânlarından günümüzde kimliğini kaybeden ve küresel tüketim alışkanlıkları çerçevesinde piyasalaştırılan demiryolu istasyonlarına geçiş, ekonomi politikaları odağa alınarak ortaya koyulmuştur. Araştırmanın örneklemi "ATG Alışveriş Merkezi" olarak belirlenerek tarihsel karşılaştırmalı bir analiz yapılmıştır.
Kentsel potansiyeli canlandırmak maksadıyla yerel düzeyde çok aktörlü bir işbirliği yaratmak olar... more Kentsel potansiyeli canlandırmak maksadıyla yerel düzeyde çok aktörlü bir işbirliği yaratmak olarak değerlendirilebilecek kent girişimciliği, günümüzde kentsel politikalar üzerinde önemli bir belirleyiciliğe sahiptir. Kentlerin bu yeni işlevi devletin dönüşümünden ayrı düşünülemez. 1980 sonrası ekonomik yeniden yapılanmaya koşut bir biçimde tesis edilen yeni devlet mekanizmasıyla, pazarlama, işletme, marka değerini arttırma gibi kavramlar kamu politikaları kapsamına alınmıştır(...)
Roma İmparatorluğu üzerine hazırlanmış ders materyali
Antik Yunan şehir devletleri üzerine hazırlannmış ders materyali
Robert E. Park, Ernest W. Burgess, Şehir: Kent Ortamındaki İnsan Davranışlarının Araştırılması Ü... more Robert E. Park, Ernest W. Burgess, Şehir: Kent Ortamındaki İnsan Davranışlarının Araştırılması Üzerine Öneriler, Heretik Yayıncılık, 2016.
5. Kent Araştırmaları Kongresi Bildiri Özet Kitapçığı , 2020
Yirminci yüzyılın son çeyreğinden bu yana Avrupa Birliği, Dünya Bankası ve OECD gibi uluslararası... more Yirminci yüzyılın son çeyreğinden bu yana Avrupa Birliği, Dünya Bankası ve OECD gibi uluslararası kuruluşların politikalarında eğitim önemli bir yer tutmaktadır. Dünya genelinde eğitimin nasıl örgütleneceği, bu kuruluşların yatırımlarını yönlendirdikleri ülkelere ve alanlara göre yeniden şekillenmektedir. Geleneksel örgün eğitim yöntemlerinin aksine "süreklilik", "kendini eğitme", "kendini gerçekleştirme", "toplumsal bütünleşme" ve "aktif vatandaşlık" gibi kavramlarla tanımlanan yaşam boyu öğrenme, bu kuruluşların eğitimde yerelleşmeye yönelik politikaları arasındadır. Yaşam boyu öğrenme yaklaşımı eğitimin yalnızca merkezi düzeydeki kamu örgütleri tarafından değil yerel yönetimler, piyasa ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla yürütülmesini hedeflemektedir. Bu çalışmada yaşam boyu öğrenme politikalarında yerel yönetimlerin nasıl bir rolü ve işlevi olduğu literatür taraması ve içerik analizi yöntemiyle tespit edilmiştir. Öncelikle öğrenme biçimleri "formal", "non-formal", ve "in-formal" olmak üzere üç kategoride ele alınmıştır. Örgün ve örgün olmayan öğrenme biçimlerinin nitelikleri ve birbirinden farklılaşan yönleri ortaya konulmuştur. Daha sonra uluslararası kuruluşların yaşam boyu öğrenmeye yönelik politikaları tarihsel olarak incelenmiştir. Bu kuruluşların metinlerinde yer alan ortak ve ayrışan bakış açıları değerlendirilerek yaşam boyu öğrenme kavramının sınırları belirlenmeye çalışılmıştır.
Paradigma Yayınları, 2021
Kapak yazısı: "Kentleşme günümüz dünyasının en önemli olgularından bir tanesidir. Dünya nüfusu hı... more Kapak yazısı:
"Kentleşme günümüz dünyasının en önemli olgularından bir tanesidir. Dünya nüfusu hızla kentleşmektedir. 1950’li yıllarda iletişim ve ulaşım araçlarında yaşanan gelişmelere bağlı olarak kırdan kente göç tüm dünyada artış göstermiştir. Özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kentleşme ivme kazanarak devam etmektedir. İnsanlık tarihinin çok küçük bir döneminde gerçekleşen hızlı kentleşme süreci, beraberinde çarpık ve plansız kentlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Milyarlarca insana ev sahipliği yapan kentler, çok sayıda sorun ile karşı karşıyadır.
İçinde yaşadığımız kentlerin önemli bir kısmı insanların nefes almakta zorlandığı, yeşil alanların çok az miktarda olduğu, her tarafın beton yığınları ile kaplandığı, hava, su toprak ve gürültü kirliliği gibi birçok çevre sorunun ölümcül boyutlara ulaştığı, bir yerden başka bir yere gitmenin giderek zorlaştığı, göze hoş gelmeyen yapıların giderek yaygınlaştığı mekânlar haline dönüşmüştür. Bu yaşam yerlerinde varlığını sürdürmeye çalışan insanlar, yaşadıkları kentlerin tesiri altında kalarak mutsuz bir hayat sürmek zorunda kalmaktadır. Bizlerin yaşam alanları, kendi ruhsal ve fiziksel sağlığımızı doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle, kentlerin insanların mutluluğuna hizmet edecek şekilde oluşturulması ya da dönüştürülmesi gerekmektedir."