Mehmet Yaşar ERTAŞ | Sakarya University (original) (raw)
Books by Mehmet Yaşar ERTAŞ
Tarih ve Diğer Bilimler Geçmişin Peşinde Disiplinlerarası Bir Kılavuz, 2021
Tarihin tanımı, yöntemi ve incelediği konular dünden bugüne bir hayli değişti. Bu minvalde, tarih... more Tarihin tanımı, yöntemi ve incelediği konular dünden bugüne bir hayli değişti. Bu minvalde, tarihçinin soruları ve bu soruları cevaplama tarzı da farklılaştı ve zenginleşti. Günümüzde, siyasi hadiseleri büyük yapılar ve kahramanlar etrafında kronolojik bir dizgeye oturtmanın ötesinde bir tarihçilik yapılıyor. Bunu, sosyal bilimlerin genelindeki değişimin bir cüzü olarak görmek yerinde olur. Zira sosyal bilimlerdeki perspektifler, araştırma olanakları ve araçları da büyük ölçüde yenilendi. Bu durum, tarihi amacından yöntemine kadar her konuda diğer bilimlerle işbirliğine sevk etti.
Bu kitap, tüm dünyada ama özellikle de Türkiye’de insan ve toplum çalışmalarının sert disiplin ayrımı yerine disiplinlerin işbirliğiyle daha verimli olacağı inancıyla kaleme alındı.
Kitabı kaleme alırken merak edilen ve cevabı aranan en temel soru, tarihle diğer bilimler arasında geçmişten bugüne nasıl bir ilişki ve etkileşim olduğuydu. Tarih ve ilgili bilim dalı arasında disiplinlerarası çalışmanın olanakları ve sınırlılıkları ise bir diğer önemli temaydı. Bu temel sorulara cevap ararken doğal olarak her bir bilim dalının tarihle etkileşimi bağlamında tanımı, kapsamı, tarihsel gelişimi, kaynakları, kavramları ve metodolojisi değerlendirildi.
Tarihin edebiyat, felsefe, sosyoloji, antropoloji, mimarlık, biyoloji, siyaset bilimi, coğrafya, dilbilim, doğa bilimleri ve psikoloji ile etkileşiminin ele alındığı bu çalışmada, özgün sorular, başlıklar ve önerilerle, okuyucuya tarih ve diğer bilimler üzerine yeniden düşünme ve tartışma imkanı veren disiplinlerarası bir perspektif sunuluyor.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Akademik Tarihçilik isimli kitabımızın ilk yazısında Zafer Toprak, Türkiye’de akademik tarihçiliğ... more Akademik Tarihçilik isimli kitabımızın ilk yazısında Zafer Toprak,
Türkiye’de akademik tarihçiliğin ortaya çıkışı ve gelişimine
ilişkin bir bilanço ortaya koyuyor. Sonrasında İlhan Tekeli hem
bir tarihçi hem de bir sosyal bilimci olarak “Türkiye’de akademik tarihçilerden ne beklendiği” sorusuna cevap arıyor. Üçüncü bölümde
Hakan Kaynar, Türkiye’deki akademik tarihçilik serüveninde
akademik yapı ve kültürün yeniliklere bakışını, tarih tezleri üzerinden
nitelik değerlendirmesi yaparak tartışıyor. Mehmet Ö. Alkan,
II. Abdülhamit döneminden günümüze kadar tarih ders kitaplarından
yaptığı önemli alıntılarla Türkiye’de resmî tarih konusunun
hükümetler bazında nasıl işlediğini anlatıyor. İbrahim Turan, akademik
tarih ile okul tarihi arasındaki ilişkisizliği (sorunları) örnekleriyle
gösteriyor. Sonrasında Mehmet Yaşar Ertaş ve Arif Bilgin,
Türkiye’de tarihçiliğe yeni bir soluk getirmesi beklenen, “proje temelli
çalışmalar” ve bu konularda yaşanan sorunları örnekleriyle
ortaya koyuyorlar. Son olarak da Yunus Koç, uzun yılların verdiği
birikimle özellikle tahrir defterleri incelemelerindeki metodolojik
sorunları tartışıyor. Ayrıca, Özer Ergenç, Ahmet Yaşar Ocak ve Fatma
Acun genel anlamda çalışmaları değerlendiriyorlar.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Kutü'l Amare Olaylar, Hatıralar, Raporlar 1916, 2017
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
XVIII. yüzyılda en dikkat çekici hadiselerden biri Nâdir Şâh’ın Safevi hanedanını ortadan kaldıra... more XVIII. yüzyılda en dikkat çekici hadiselerden biri Nâdir Şâh’ın Safevi hanedanını ortadan kaldırarak İran’da hükümdar olmasıdır. Safevilerin ortadan kalkması bölgedeki siyasi dengeleri alt üst ettiği gibi, Nâdir Şâh’ın İran’da sürdürdüğü dinî siyaset ve Caferîliğin beşinci sünni mezhep olması yönünde Osmanlı Devleti’ne uyguladığı baskı, bölgedeki toplumsal, kültürel ve dini yapıyı derinden etkilemiştir. Ancak, ehemmiyetine rağmen bu konunun yeterli ilgiyi görmediği muhakkaktır. Konuyla ilgili yazma eserlerin sayısı belki araştırma eserlerinden daha fazladır.
Sırrı Efendi’nin kaleme aldığı Risâletü’t-Târih-i Nâdir Şâh (Makāle-i Muhâsara-i Kal‘a-ı Kars” adlı eseri Nâdir Şâh ve onun 1744 yılındaki Kars kuşatması hakkında yazılmış oldukça değerli bir eserdir. Eserinin ilk kısmını Nâdir Şâh’a ayıran Sırrı Efendi, Osmanlı zihnindeki Nâdir Şâh imgesini canlı bir şekilde yansıtmaktadır. Kars kuşatması ile ilgili ikinci kısım ise askeri ve diplomasi tarihi için değerli bilgiler içermektedir. Bizzat müellifin kendi gözlemlerine veya olayın tanıklarıyla bire bir görüşmesinden elde ettiği bilgilere dayanması eserin kıymetini artırmaktadır. Eser her ne kadar Nâdir Şâh’la ilgili olarak resmî bakış açısını yansıtsa da müellif detaylarda eleştirel ve gerçekçi bir üslûp kullanmış, gelişmeleri çıplak bir gözle eserine aktarmıştır. Şimdiye kadar yapılan çalışmalarda yeterince kullanılmamış olan eserin gerekli ilgiye mazhar olacağı ve önemli bir boşluğu dolduracağı kanaatindeyim.
Bu çalışma, eserin bilinen dört istinsah nüshasına dayanmaktadır. Bununla birlikte, Esad Efendi nüshası esas alınarak diğer nüshalarla karşılaştırılma yapılmış ve sonunda orijinaline en yakın bir metin oluşturulmuştur. Eser, müellifin üslûbuna dokunulmadan, dönemindeki dile uygun bir şekilde ve eserde yazıldığı gibi yeni harflere aktarılmıştır. Çalışmanın giriş kısmında, müellif ve eser hakkında değerlendirmeler yapılmıştır. Eserin te’lif sebebi, te’lif tarihi, üslûbu, kaynakları, muhtevası ve nüshalar hakkında bilgi verilmiştir. Ayrıca, muasır kaynaklardan Târih-i İzzî ve Osman Sâf’ın Kars kuşatmasını anlatan Risâlesi ile de eserin ayrı ayrı karşılaştırması yapılmıştır.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Papers by Mehmet Yaşar ERTAŞ
OTAM(Ankara, 1992
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Akademik İncelemeler Dergisi, 2017
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Turk Kulturu lncelemeleri Dergisi, 2006
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Dr. Nevzat Gündağ'a Vefa Kitabı, 2021
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Dr. Kemal Daşçıoğlu'na Vefa Kitabı, 2020
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Tarih ve Diğer Bilimler Geçmişin Peşinde Disiplinlerarası Bir Kılavuz, 2021
Tarihin tanımı, yöntemi ve incelediği konular dünden bugüne bir hayli değişti. Bu minvalde, tarih... more Tarihin tanımı, yöntemi ve incelediği konular dünden bugüne bir hayli değişti. Bu minvalde, tarihçinin soruları ve bu soruları cevaplama tarzı da farklılaştı ve zenginleşti. Günümüzde, siyasi hadiseleri büyük yapılar ve kahramanlar etrafında kronolojik bir dizgeye oturtmanın ötesinde bir tarihçilik yapılıyor. Bunu, sosyal bilimlerin genelindeki değişimin bir cüzü olarak görmek yerinde olur. Zira sosyal bilimlerdeki perspektifler, araştırma olanakları ve araçları da büyük ölçüde yenilendi. Bu durum, tarihi amacından yöntemine kadar her konuda diğer bilimlerle işbirliğine sevk etti.
Bu kitap, tüm dünyada ama özellikle de Türkiye’de insan ve toplum çalışmalarının sert disiplin ayrımı yerine disiplinlerin işbirliğiyle daha verimli olacağı inancıyla kaleme alındı.
Kitabı kaleme alırken merak edilen ve cevabı aranan en temel soru, tarihle diğer bilimler arasında geçmişten bugüne nasıl bir ilişki ve etkileşim olduğuydu. Tarih ve ilgili bilim dalı arasında disiplinlerarası çalışmanın olanakları ve sınırlılıkları ise bir diğer önemli temaydı. Bu temel sorulara cevap ararken doğal olarak her bir bilim dalının tarihle etkileşimi bağlamında tanımı, kapsamı, tarihsel gelişimi, kaynakları, kavramları ve metodolojisi değerlendirildi.
Tarihin edebiyat, felsefe, sosyoloji, antropoloji, mimarlık, biyoloji, siyaset bilimi, coğrafya, dilbilim, doğa bilimleri ve psikoloji ile etkileşiminin ele alındığı bu çalışmada, özgün sorular, başlıklar ve önerilerle, okuyucuya tarih ve diğer bilimler üzerine yeniden düşünme ve tartışma imkanı veren disiplinlerarası bir perspektif sunuluyor.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Akademik Tarihçilik isimli kitabımızın ilk yazısında Zafer Toprak, Türkiye’de akademik tarihçiliğ... more Akademik Tarihçilik isimli kitabımızın ilk yazısında Zafer Toprak,
Türkiye’de akademik tarihçiliğin ortaya çıkışı ve gelişimine
ilişkin bir bilanço ortaya koyuyor. Sonrasında İlhan Tekeli hem
bir tarihçi hem de bir sosyal bilimci olarak “Türkiye’de akademik tarihçilerden ne beklendiği” sorusuna cevap arıyor. Üçüncü bölümde
Hakan Kaynar, Türkiye’deki akademik tarihçilik serüveninde
akademik yapı ve kültürün yeniliklere bakışını, tarih tezleri üzerinden
nitelik değerlendirmesi yaparak tartışıyor. Mehmet Ö. Alkan,
II. Abdülhamit döneminden günümüze kadar tarih ders kitaplarından
yaptığı önemli alıntılarla Türkiye’de resmî tarih konusunun
hükümetler bazında nasıl işlediğini anlatıyor. İbrahim Turan, akademik
tarih ile okul tarihi arasındaki ilişkisizliği (sorunları) örnekleriyle
gösteriyor. Sonrasında Mehmet Yaşar Ertaş ve Arif Bilgin,
Türkiye’de tarihçiliğe yeni bir soluk getirmesi beklenen, “proje temelli
çalışmalar” ve bu konularda yaşanan sorunları örnekleriyle
ortaya koyuyorlar. Son olarak da Yunus Koç, uzun yılların verdiği
birikimle özellikle tahrir defterleri incelemelerindeki metodolojik
sorunları tartışıyor. Ayrıca, Özer Ergenç, Ahmet Yaşar Ocak ve Fatma
Acun genel anlamda çalışmaları değerlendiriyorlar.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Kutü'l Amare Olaylar, Hatıralar, Raporlar 1916, 2017
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
XVIII. yüzyılda en dikkat çekici hadiselerden biri Nâdir Şâh’ın Safevi hanedanını ortadan kaldıra... more XVIII. yüzyılda en dikkat çekici hadiselerden biri Nâdir Şâh’ın Safevi hanedanını ortadan kaldırarak İran’da hükümdar olmasıdır. Safevilerin ortadan kalkması bölgedeki siyasi dengeleri alt üst ettiği gibi, Nâdir Şâh’ın İran’da sürdürdüğü dinî siyaset ve Caferîliğin beşinci sünni mezhep olması yönünde Osmanlı Devleti’ne uyguladığı baskı, bölgedeki toplumsal, kültürel ve dini yapıyı derinden etkilemiştir. Ancak, ehemmiyetine rağmen bu konunun yeterli ilgiyi görmediği muhakkaktır. Konuyla ilgili yazma eserlerin sayısı belki araştırma eserlerinden daha fazladır.
Sırrı Efendi’nin kaleme aldığı Risâletü’t-Târih-i Nâdir Şâh (Makāle-i Muhâsara-i Kal‘a-ı Kars” adlı eseri Nâdir Şâh ve onun 1744 yılındaki Kars kuşatması hakkında yazılmış oldukça değerli bir eserdir. Eserinin ilk kısmını Nâdir Şâh’a ayıran Sırrı Efendi, Osmanlı zihnindeki Nâdir Şâh imgesini canlı bir şekilde yansıtmaktadır. Kars kuşatması ile ilgili ikinci kısım ise askeri ve diplomasi tarihi için değerli bilgiler içermektedir. Bizzat müellifin kendi gözlemlerine veya olayın tanıklarıyla bire bir görüşmesinden elde ettiği bilgilere dayanması eserin kıymetini artırmaktadır. Eser her ne kadar Nâdir Şâh’la ilgili olarak resmî bakış açısını yansıtsa da müellif detaylarda eleştirel ve gerçekçi bir üslûp kullanmış, gelişmeleri çıplak bir gözle eserine aktarmıştır. Şimdiye kadar yapılan çalışmalarda yeterince kullanılmamış olan eserin gerekli ilgiye mazhar olacağı ve önemli bir boşluğu dolduracağı kanaatindeyim.
Bu çalışma, eserin bilinen dört istinsah nüshasına dayanmaktadır. Bununla birlikte, Esad Efendi nüshası esas alınarak diğer nüshalarla karşılaştırılma yapılmış ve sonunda orijinaline en yakın bir metin oluşturulmuştur. Eser, müellifin üslûbuna dokunulmadan, dönemindeki dile uygun bir şekilde ve eserde yazıldığı gibi yeni harflere aktarılmıştır. Çalışmanın giriş kısmında, müellif ve eser hakkında değerlendirmeler yapılmıştır. Eserin te’lif sebebi, te’lif tarihi, üslûbu, kaynakları, muhtevası ve nüshalar hakkında bilgi verilmiştir. Ayrıca, muasır kaynaklardan Târih-i İzzî ve Osman Sâf’ın Kars kuşatmasını anlatan Risâlesi ile de eserin ayrı ayrı karşılaştırması yapılmıştır.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
OTAM(Ankara, 1992
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Akademik İncelemeler Dergisi, 2017
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Turk Kulturu lncelemeleri Dergisi, 2006
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Dr. Nevzat Gündağ'a Vefa Kitabı, 2021
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Dr. Kemal Daşçıoğlu'na Vefa Kitabı, 2020
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi / SDU Faculty of Arts and Sciences Sosyal Bilimler Dergisi, 2012
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bu çalışmada, harp tarihi açısından oldukça önemli olan Kanuni Sultan Süleyman’ın Rodos seferine ... more Bu çalışmada, harp tarihi açısından oldukça önemli olan Kanuni Sultan
Süleyman’ın Rodos seferine ait rûznâme, basit transkripsiyon kuralları uyarınca Latin harflerine aktarılmıştır. Rûznâme’nin neşrinde, Feridun Bey’in Münşeâtü’s-Selâtîn isimli eserinin Süleymaniye Kütüphanesi, Nuruosmaniye Kitaplığı 4317 numarada bulunan yazma nüshasından yararlanılmıştır. Çalışmada, rûznâmeler hakkında genel bilgi verilmiş, bu tür metinlerin genel olarak Osmanlı tarihi ve özelde askerî tarih açısından neden önemli olduğu hakkında bir çerçeve ortaya konulmaya çalışılmıştır. Osmanlı sefer organizasyonunun aşamaları ve mahiyeti, menzil sisteminin savaş ve barış dönemlerindeki bütünleştirici ve lojistik önemi bu çerçevenin başlıca unsurlarıdır. Rodos seferinin Osmanlı tarihindeki ve Osmanlı’nın Akdeniz siyasetindeki önemine dair yapılan kısa bilgilendirmenin ardından orijinal metne yer verilmiştir.
In this study, the dairy (ruzname) of Kanuni Sultan Suleyman’s Rhodes campaign, which is considerably important in terms of military history, is transliterated into Latin alphabet according to a simple form of transliteration standards. The transliteration is based on the manuscript copy of Feridun Bey’s Münşeâtü’s-Selâtîn, available in Suleymaniye Library’s Nuruosmaniye section, numbered 4317. In the study, a general framework is given regarding the importance of such ruzname in the Ottoman military history, in addition to general information about the Ottoman ruzname as historical sources. The nature and stages of the Ottoman military organization, integrating role and the logistical importance of menzil system both in war and peace times are the main components of this framework. Followed by a brief information about the crucial role of the siege of Rhodes in the Ottoman Empire’s Mediterranean policy, the original text is given.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Uzun zamandır üniversitelerde verdiğimiz derslerde tarih bölümüne devam eden ya da bölümü bitirmi... more Uzun zamandır üniversitelerde verdiğimiz derslerde tarih bölümüne devam eden ya da bölümü bitirmiş genç arkadaşlarda, genel olarak tarihçiler özel olarak da Türk tarihçileri hakkında büyük bir malumat eksikliği olduğunu fark ettik. Yine gözlemlediğimiz kadarıyla bu gençlerimizin çoğunluğu, neredeyse sadece lisans düzeyinde ders kitabı olarak okudukları tarihçileri tanımaktadır. Hatta daha somut örnekler üzerinden söylemek gerekirse, belki İbrahim Kafesoğlu’nu, kitabını okumuş olmaktan dolayı ismen duymakta, ama genel Türk tarihi alanının kurucusu olan Zeki Velidi Togan’ı hiç tanımamaktadır. Okutulan ders kitabı yazarı olan iktisat tarihçisi X bilinmesine karşın, bir Barkan, bir Akdağ, bir Ülgener hiç işitilmemiş olabilmektedir. Ya da meslekten tarihçi olmamasına karşın eski Türk ve Osmanlı tarihyazımına büyük katkılar sağlamış Sencer Divitçioğlu ismi de neredeyse hiç duyulmamaktadır. Bu durum genç tarihçilerin, Türkiye’de var olan büyük tarih birikimine nüfuz etmeleri önünde bir engel olmanın yanısıra tarih bilgi ve görgülerini de ciddi sınırlayan bir olumsuzluk olarak belirmektedir. Oysa disiplinleri büyüten, onları kuran öncü kişiler ve onların yaptıklarını bilmekle başlar. Onların açtıkları yolun genişletilmesi, ancak mevcut birikimin hakkıyla bilinmesi ve bunlara yönelik yapılacak eleştiri ve katkılarla mümkündür. Bu durum hem disiplinin geliştirilmesi için bir zorunluluk hem de ‘ahde vefa’ yönüyle bir gerekliliktir. Türk Tarihçileri kitabımız, lisans öğrencileri başta olmak üzere konuya ilgi duyan herkese, öncü tabir ettiğimiz Türk tarihçilerini belli açılardan inceleyerek onların kısa hayat hikayeleri yanında, tarihçiliklerini göstermek amacıyla hazırlanmıştır.
Bookmarks Related papers MentionsView impact