Neslihan Çelik Bay | Samsun University (original) (raw)
Papers by Neslihan Çelik Bay
RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi / RumeliDE Journal of Language and Literature Studies, 2023
Öz Türk dili tarihselden moderne herhangi bir kesinti evresi geçirmeden günümüze kadar gelmişt... more Öz
Türk dili tarihselden moderne herhangi bir kesinti evresi geçirmeden günümüze kadar gelmiştir. Türk dilinin kesinti evresi geçirmeden günümüze kadar ulaşması Türk dilinin konuşulduğu, yazıldığı
coğrafyalarda yazı dili, devlet dili olarak kullanımının olağan bir sonucudur. Eski Uygur Türkçesi, Köktürk Kağanlığı döneminde yazılı dil, edebî dil statüsünde bulunmaktadır ancak Köktürk Kağanlığının dağılmasının ardından ortak yazı dili statüsünü kazanmıştır. Eski Uygur Türkçesinin
Köktürkçeden farkı Uygur Türklerinin girdikleri farklı sosyo-kültürel çevreler neticesinde çok sayıda sözcük türetmeleri dolayısıyla söz varlığı noktasındadır. Uygur Türklerinin farklı sosyo-kültürel çevrelere girmeleri bu dönemde çeviri faaliyetlerinin yoğun bir şekilde karşımıza çıkmasıyla
sonuçlanmıştır. Girilen farklı sosyo-kültürel çevrelerle beraber yeni kavram alanlarına dair ihtiyaç artmış ve bu dönemde Türkçenin yapısına aykırı olmamak üzere çok sayıda sözcük türetilmiştir. Bunun yanı sıra Türkçenin yapım ve çekim ekleri de bu dönemde etkin ve işlek bir biçimde
kullanılmıştır. Yapım eklerinin yanı sıra çekim eklerinin de kullanımındaki itina Türk dilinin yapısal herhangi bir değişikliğe uğramadan günümüze ulaşmasında önemli rol oynamıştır. Bu çalışmada Buddhist çevre Eski Uygur Türkçesi metinlerinden “Kuanşi im Pusar” adlı eser esas
alınarak ilgili eserdeki isim tamlamaları tespit edilmiş, elde edilen isim tamlamaları tasniflenerek isim tamlamalarının, diğer bir ifade ile iyelik gruplarının tarihsel süreç içerisinde yapısal bir değişikliğe uğramadığı örneklerle ortaya konulmuş ve elde edilen isim tamlamaları yapısal tasnife tâbi tutulmuştur. Bu çerçevede Türk dilinin yapısal bir değişikliğe uğramadığı, isim tamlamalarının yapısının değişmediği, tamlayan ve tamlanan eklerinin işlek bir şekilde kullanıldığı ispatlanmıştır.
Anahtar kelimeler: Türk dili, Eski Uygur Türkçesi, Buddhist çevre Eski Uygur Türkçesi metni, isim tamlaması, iyelik grubu
Abstract
The Turkish language has survived to the present day without any interruption in historical periods. The Turkish language has reached the present day without going through a phase of interruption is a natural result of using Turkic language as official in geographies where the Turkic language is spoken and written. Old Uighur Turkic, which had a status of written language during the period of Kokturk Khaganate, was a common written language after the collapse of the Kokturk Khaganate. The most important aspect that dintinguishes Old Uighur Turkic from Kokturkisch is that the different socio- cultural enviroments that Uighur Turks have entered contain a large number of word derivations and collactive vocabulary. The entry of Uighur Turks into different socio cultural circles resulted in the intense appearance of translated works in this period. With the different socio-cultural enviroments entered, the need for new conceptual fields increased and many words were derived in this period, not contary to the structure of Turkish. In additon, the construction and inflectional suffixes of Turkish were used effectively and extensively in this period. The care in the use of inflectional suffixes as well as inflectional suffixes played an important role in the Turkish language’s survival without any structural changes. In this study, the noun phrases in the related work were determined based on the work called “Kuanşi im Pusar” from the Old Uighur Turkish texts of the Buddhist enviroment, the obtained noun phrases were classified and it was revealed with examples
that the noun phrases, in other words, the possessive groups did not undergo a structural change in the historical process. The given noun phrases were subjected to structural classification. In this context, it has been proven that the Turkish language has not undergone a structural change, the structure of noun phrases has not changed, the determinatum and determinative affixes are used extensively.
Keywords: Turkish language, Old Uighur Turkic, Old Uighur Turkic text, noun phrase, possessive group
Türkiyat Mecmuası, 2019
Türk dili, Türk kültürünün birinci aslî unsuru ve taşıyıcısı niteliğindedir. Dil olmadan bir mill... more Türk dili, Türk kültürünün birinci aslî unsuru ve taşıyıcısı niteliğindedir. Dil olmadan bir milletin varlığından, kültüründen ve devamlılığından söz etmek mümkün değildir. Türk dili, tarihsel hiçbir dönemde inkıta evresi geçirmemiştir ve bu durum, Türk kültürünün tarih boyunca devamlılık arz ederek günümüze ulaşmasını sağlamıştır. Türklerin farklı sosyal çevrelere dâhil olmaları, onların eserlerinde yeni kavram alanlarına ihtiyaç duymalarını beraberinde getirmiştir. Kavram alanlarına duyulan ihtiyaç, Türk dilinde türetme faaliyetlerinin etkin ve işlek kullanılması ve tercüme eserlerde belirli kavram alanlarında ödünçleme sözcüklerin varlığı ile sonuçlanmıştır. Eski Uygur Türkçesi metinleri de bu bağlamda değerlendirilmelidir. Çalışmamızda Buddhist çevre Eski Uygur Türkçesi metinlerinden "Kuanşi İm Pusar", "Uygurca Üç Hikâye" ve "Çaştani Bey Hikâyesi" adlı eserler esas alınarak ilgili eserlerde yabancı kökenli sözcükler tespit edilecektir.
International Journal of Social and Economic Sciences, 2012
Book Chapter by Neslihan Çelik Bay
Türk Diline Artzamanlı ve Eşzamanlı Bakışlar, 2022
Türkistan'dan Balkanlara Türk Sufizmi, 2021
İNSANLIĞIN SERÜVENİ DÜNYANIN OLUŞUMUNDAN SANAYİ DEVRİMİ'NE, 2018
Editor by Neslihan Çelik Bay
Conference Presentations by Neslihan Çelik Bay
Türk Harp Dili ve Edebiyatı Sempozyumu Bildiri Kitabı, 2023
Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü, I. Uluslararası Türk Kültürü ve Tarihi Sempozyumu Bildiri Kitabı, 2018
XII. Uluslararası Büyük Türk Dili Kurultayı Bildirileri Kitabı, 2017
II. Uluslararası Türk Kültürü ve Tarihi Sempozyumu Bildiri Özetleri Kitabı, 2018
Commemorating by Neslihan Çelik Bay
Türk Edebiyatı Genç Sanat Dergisi, 2018
TALKS by Neslihan Çelik Bay
Adam Mickiewicz Üniversitesi'nin davetiyle gerçekleştirilen "Türk Dilinin Tarihi Serüveni" adlı k... more Adam Mickiewicz Üniversitesi'nin davetiyle gerçekleştirilen "Türk Dilinin Tarihi Serüveni" adlı konuşmanın sunumu.
Thesis by Neslihan Çelik Bay
Kültürün birinci asli unsuru dildir. Dil olmadan bir milletin kültüründen ve buna bağlıolarak da ... more Kültürün birinci asli unsuru dildir. Dil olmadan bir milletin kültüründen ve buna bağlıolarak da o milletin varlığından söz etmek mümkün değildir. Bir millete ait eserler, içindebulunulan sosyal şartların ve kültürün dil noktasında birer yansıması niteliği taşımaktadırlar.Benzer şekilde, Türk dili de Türk kültürünü yansıtmaktadır. Buna bağlı olarak da Türk diliyleyazılmış eserler incelenirken Türk kültürüne özgü bir şablon oluşturulmalı ve eserler buçerçevede değerlendirilmelidir.--------------------The first element of culture is language. Without language, it is not possible to talk aboutthe culture of a nation and therefore the existence of that nation. The works of a nation are thereflection of the social conditions and culture in the language. Similarly, Turkish languagereflects Turkish culture. Accordingly, a template specific to Turkish culture should be createdand the works should be evaluated within this framework while examining the works written inTurkish language
RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi / RumeliDE Journal of Language and Literature Studies, 2023
Öz Türk dili tarihselden moderne herhangi bir kesinti evresi geçirmeden günümüze kadar gelmişt... more Öz
Türk dili tarihselden moderne herhangi bir kesinti evresi geçirmeden günümüze kadar gelmiştir. Türk dilinin kesinti evresi geçirmeden günümüze kadar ulaşması Türk dilinin konuşulduğu, yazıldığı
coğrafyalarda yazı dili, devlet dili olarak kullanımının olağan bir sonucudur. Eski Uygur Türkçesi, Köktürk Kağanlığı döneminde yazılı dil, edebî dil statüsünde bulunmaktadır ancak Köktürk Kağanlığının dağılmasının ardından ortak yazı dili statüsünü kazanmıştır. Eski Uygur Türkçesinin
Köktürkçeden farkı Uygur Türklerinin girdikleri farklı sosyo-kültürel çevreler neticesinde çok sayıda sözcük türetmeleri dolayısıyla söz varlığı noktasındadır. Uygur Türklerinin farklı sosyo-kültürel çevrelere girmeleri bu dönemde çeviri faaliyetlerinin yoğun bir şekilde karşımıza çıkmasıyla
sonuçlanmıştır. Girilen farklı sosyo-kültürel çevrelerle beraber yeni kavram alanlarına dair ihtiyaç artmış ve bu dönemde Türkçenin yapısına aykırı olmamak üzere çok sayıda sözcük türetilmiştir. Bunun yanı sıra Türkçenin yapım ve çekim ekleri de bu dönemde etkin ve işlek bir biçimde
kullanılmıştır. Yapım eklerinin yanı sıra çekim eklerinin de kullanımındaki itina Türk dilinin yapısal herhangi bir değişikliğe uğramadan günümüze ulaşmasında önemli rol oynamıştır. Bu çalışmada Buddhist çevre Eski Uygur Türkçesi metinlerinden “Kuanşi im Pusar” adlı eser esas
alınarak ilgili eserdeki isim tamlamaları tespit edilmiş, elde edilen isim tamlamaları tasniflenerek isim tamlamalarının, diğer bir ifade ile iyelik gruplarının tarihsel süreç içerisinde yapısal bir değişikliğe uğramadığı örneklerle ortaya konulmuş ve elde edilen isim tamlamaları yapısal tasnife tâbi tutulmuştur. Bu çerçevede Türk dilinin yapısal bir değişikliğe uğramadığı, isim tamlamalarının yapısının değişmediği, tamlayan ve tamlanan eklerinin işlek bir şekilde kullanıldığı ispatlanmıştır.
Anahtar kelimeler: Türk dili, Eski Uygur Türkçesi, Buddhist çevre Eski Uygur Türkçesi metni, isim tamlaması, iyelik grubu
Abstract
The Turkish language has survived to the present day without any interruption in historical periods. The Turkish language has reached the present day without going through a phase of interruption is a natural result of using Turkic language as official in geographies where the Turkic language is spoken and written. Old Uighur Turkic, which had a status of written language during the period of Kokturk Khaganate, was a common written language after the collapse of the Kokturk Khaganate. The most important aspect that dintinguishes Old Uighur Turkic from Kokturkisch is that the different socio- cultural enviroments that Uighur Turks have entered contain a large number of word derivations and collactive vocabulary. The entry of Uighur Turks into different socio cultural circles resulted in the intense appearance of translated works in this period. With the different socio-cultural enviroments entered, the need for new conceptual fields increased and many words were derived in this period, not contary to the structure of Turkish. In additon, the construction and inflectional suffixes of Turkish were used effectively and extensively in this period. The care in the use of inflectional suffixes as well as inflectional suffixes played an important role in the Turkish language’s survival without any structural changes. In this study, the noun phrases in the related work were determined based on the work called “Kuanşi im Pusar” from the Old Uighur Turkish texts of the Buddhist enviroment, the obtained noun phrases were classified and it was revealed with examples
that the noun phrases, in other words, the possessive groups did not undergo a structural change in the historical process. The given noun phrases were subjected to structural classification. In this context, it has been proven that the Turkish language has not undergone a structural change, the structure of noun phrases has not changed, the determinatum and determinative affixes are used extensively.
Keywords: Turkish language, Old Uighur Turkic, Old Uighur Turkic text, noun phrase, possessive group
Türkiyat Mecmuası, 2019
Türk dili, Türk kültürünün birinci aslî unsuru ve taşıyıcısı niteliğindedir. Dil olmadan bir mill... more Türk dili, Türk kültürünün birinci aslî unsuru ve taşıyıcısı niteliğindedir. Dil olmadan bir milletin varlığından, kültüründen ve devamlılığından söz etmek mümkün değildir. Türk dili, tarihsel hiçbir dönemde inkıta evresi geçirmemiştir ve bu durum, Türk kültürünün tarih boyunca devamlılık arz ederek günümüze ulaşmasını sağlamıştır. Türklerin farklı sosyal çevrelere dâhil olmaları, onların eserlerinde yeni kavram alanlarına ihtiyaç duymalarını beraberinde getirmiştir. Kavram alanlarına duyulan ihtiyaç, Türk dilinde türetme faaliyetlerinin etkin ve işlek kullanılması ve tercüme eserlerde belirli kavram alanlarında ödünçleme sözcüklerin varlığı ile sonuçlanmıştır. Eski Uygur Türkçesi metinleri de bu bağlamda değerlendirilmelidir. Çalışmamızda Buddhist çevre Eski Uygur Türkçesi metinlerinden "Kuanşi İm Pusar", "Uygurca Üç Hikâye" ve "Çaştani Bey Hikâyesi" adlı eserler esas alınarak ilgili eserlerde yabancı kökenli sözcükler tespit edilecektir.
International Journal of Social and Economic Sciences, 2012
Türk Diline Artzamanlı ve Eşzamanlı Bakışlar, 2022
Türkistan'dan Balkanlara Türk Sufizmi, 2021
İNSANLIĞIN SERÜVENİ DÜNYANIN OLUŞUMUNDAN SANAYİ DEVRİMİ'NE, 2018
Türk Harp Dili ve Edebiyatı Sempozyumu Bildiri Kitabı, 2023
Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü, I. Uluslararası Türk Kültürü ve Tarihi Sempozyumu Bildiri Kitabı, 2018
XII. Uluslararası Büyük Türk Dili Kurultayı Bildirileri Kitabı, 2017
II. Uluslararası Türk Kültürü ve Tarihi Sempozyumu Bildiri Özetleri Kitabı, 2018
Adam Mickiewicz Üniversitesi'nin davetiyle gerçekleştirilen "Türk Dilinin Tarihi Serüveni" adlı k... more Adam Mickiewicz Üniversitesi'nin davetiyle gerçekleştirilen "Türk Dilinin Tarihi Serüveni" adlı konuşmanın sunumu.
Kültürün birinci asli unsuru dildir. Dil olmadan bir milletin kültüründen ve buna bağlıolarak da ... more Kültürün birinci asli unsuru dildir. Dil olmadan bir milletin kültüründen ve buna bağlıolarak da o milletin varlığından söz etmek mümkün değildir. Bir millete ait eserler, içindebulunulan sosyal şartların ve kültürün dil noktasında birer yansıması niteliği taşımaktadırlar.Benzer şekilde, Türk dili de Türk kültürünü yansıtmaktadır. Buna bağlı olarak da Türk diliyleyazılmış eserler incelenirken Türk kültürüne özgü bir şablon oluşturulmalı ve eserler buçerçevede değerlendirilmelidir.--------------------The first element of culture is language. Without language, it is not possible to talk aboutthe culture of a nation and therefore the existence of that nation. The works of a nation are thereflection of the social conditions and culture in the language. Similarly, Turkish languagereflects Turkish culture. Accordingly, a template specific to Turkish culture should be createdand the works should be evaluated within this framework while examining the works written inTurkish language