Bitmeyen Kavga Laiklik: Türkiye'de Din-Devlet-Diyanet (original) (raw)
Related papers
Osmanlı'dan Günümüze Din-Devlet ve Laiklik Tartışmaları
Barış Araştırmaları ve Çatışma Çözümleri Dergisi, 2014
Bu çalışmada laikliğe yönelik tarihsel bir perspektifle felsefi, sosyolojik ve siyasi açılımlar getirilmeye çalışılmış; kavram öncelikle Batı'nın bir ürünü olarak kavramsal ve kronolojik bir çerçevede ele alındıktan sonra onun Osmanlı'da nasıl zemin bulduğu ifade edilmeye çalışılmıştır. Son olarak cumhuriyet dönemiyle birlikte laikliğin toplumumuzda din-devlet çatışmasında nasıl bir yer tuttuğuna değinilmiştir. Klasik tabiriyle toplumumuzdaki ''din işlerinin devlet işlerinden ayrı tutulması'' tanımına Batı'da rastlanmadığı, bu açıdan genel olarak yerel bir tanımlama olarak görülen laiklik, gelecekte de kamuoyunun gündemini oluşturan ana tartışmalardan biri olacak gibi görünmektedir.
Turkiyede Devlet ve Cemaatler Laiklik Sozlesmesi
Bu makale Creative Commons Attribution-NonCommercial License altında lisanslanmıştır. Bu makale en az iki hakem tarafından incelenmiş, iThenticate yazılımı ile taranmış, araştırma yayın ve etiğine aykırılık edilmemiştir. Araştırma & Yayın Etiği This article was reviewed by at least two referees, a similarity report was obtained using iThenticate, and compliance with research/publication ethics was confirmed.
Türk-İslam Sentezcilerinde Devlet Tasavvuru ve Din-Devlet İlişkileri
Kayseri Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2021
Osmanlı Devleti'nin son zamanlarına kadar mevcudiyetini kendiliğinden ve neredeyse mensuplarından habersizce sürdürmekte olan bir olgu olarak değerlendirilen Türk-İslam Sentezi, 19. yüzyılın sonlarında devletin beka sorunu çerçevesinde bilinçli bir kimlik seçimi ve vurgusu olarak ortaya çıkmaya başlamıştır. O zamandan beri Türk fikir ve siyaseti üzerinde etkisini gösteren Türk-İslam Sentezcileri, doğrudan veya dolaylı biçimde devlet yönetiminde az ya da çok yer almaya devam etmişlerdir. Günümüzde ise "Cumhur İttifakı", Türk-İslam Sentezinin özgün bir örneği olarak devleti fiilen yönetmektedir. Devlet politikalarını, din-devlet ilişkilerini, hukuk üretimi ve uygulamalarını kurumsal birikim ve hatta teamüllerden ziyade devleti yönetenlerin kişisel tercihlerinin belirlediği Türkiye ve benzeri "doğu" toplumlarında, devlet idarecilerinin bu konulardaki genel kabullerinin ve görüşlerinin kökenlerini incelemek ve araştırmak bundan dolayı büyük önem taşımaktadır. Türk-İslam Sentezcileri, devlet olgusunu, insanlar için sosyolojik ve hukuki açıdan gerekli olan bir kurumdan daha çok, kutsal bir varlık olarak değerlendirdikleri için, sözünü ettiğimiz inceleme ve araştırma Türkiye özelinde daha üst bir düzeyde öneme sahiptir. İşte bu çalışmada Türk-İslam Sentezinin belki de en merkezi kavramlarından biri olan devlet olgusu, dinsel açıdan ve özellikle Türk-İslam Sentezcilerinin dine bakışları doğrultusunda incelenmiştir.
Azerbaycan Da Devlet Ve Din Ilişkileri
Journal of International Social Research
Öz Azerbaycan'da devlet ve din ilişkileri başlıklı bu çalışmada öncelikle, Azerbaycan arazilerinde tarihen yayılmış farklı dinler hakkında bilgi verilmiş, daha sonra ise İslam dinin yayılması ve Azerbaycan halkının oluşumundaki rolüne vurgu yapılmıştır. Dinlerin bu coğrafyada geçtiği tarihi merhalelere kısaca değinilerek, modern dönemdeki dini manzara gösterilmiştir. Halihazırda Azerbaycan laik devlettir ve dinle ilişkilerini laiklik prensiplerine göre sürdürmektedir. Nüfusun büyük çoğunluğu farklı mezheplere bağlı olan Müslümanlardan oluşmaktadır. Bunun yanısıra, Azerbaycan'da az da olsa Hristiyanlığın ve Yahudiliğin farklı mezhepleri ve bazı yeni dini hareketler de bulunmaktadır. Devlet resmi kayıt altına alınmış tüm dini gruplar arasında çoğunluk, azınlık, tarihi ve yeni olması bakımından bir fark gözetmeden hepsine eşit muamele etmekte ve finansal destek ayırmaktadır. Bu çalışmamızda Azerbaycan Cumhuriyeti anayasasının din özgürlüğü hakkındaki kanunlarının ilgili maddeleri incelemeye tabi tutulmuş; bireysel dini özgürlük haklarının devlet tarafından korunup korunmaması konusuna değinilmiş ve devletin dinle ilişkilerini düzenleyen resmi kurumlar ve onların faaliyetleri hakkında bilgi verilmiştir.
Cumhuriyet Dönemi Din Devlet İlişkisi
Cumhuriyet Dönemi Din Devlet İlişkisi, 2018
Din, tarih boyunca en ilkel insan topluluklarında bile neşv-ü nemâ bulan bir olgu olup, insanoğlunun yaşamı içindeki ehemmiyeti inkâr edilemez. Hadd-i zâtında dinin devlet ile ilişkileri, çok daha geniş kapsamlı, bazen de tatbikatta bir takım çatışmalara sebebiyet vermesi hasebiyle çetrefilli bir meseledir. Bu bağlamda, din ve devlet beynindeki alâkayı tecessüs ederken, meseleyi akl-i selim bir şekilde ele almak daha sahîh olacaktır. Zirâ bu konu, ancak hâlis niyet ve derûn-i bilgi ile araştırılabilir. Din ile siyasal iktidar arasındaki muâmelât, bilhassa, Türkiye'nin cumhuriyet dönemi terakkisinde önemli bir yere hâizdir. Osmanlı İmparatorluğu'nun teokratik yapısının, cumhuriyet döneminde laik bir yapıya iklâbı hiç te kolay olmamış, oldukça sancılı bir sürecin geçmesi gerekmiştir. Biz bu çalışmamızda, İslâm dini ve Türkiye Devleti arasındaki ilişkileri sorgulamadan önce, bu meselenin tecrübe edildiği Osmanlı dünyasındaki tarihî seyrine kısa bir göz atacağız. Akabinde, din ve devlet ilişkilerinin nasıl nev'-i şahsına münhasır bir form alarak Türkiye'nin çağdaş demokrasiyi benimsediği üzerinde duracağız.
Türkiye’de Din Özgürlüğü, Laisizm ve Resmî İdeoloji
Liberal Düşünce Dergisi, 2009
Özel mülkiyet hakkı, teşebbüs özgürlüğü, ifade özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü, insanlık medenîyetinin dayandığı temel değerlerdir. Özgürlük ve din kavramlarının bir araya gelmesi ilk bakışta şaşırtıcı gelse de, dindarlık olgusu özgürlük içinde yaşama geçme imkânı bulmaktadır. Psiko-sosyal ve kültürel bir olgu olarak din, hayatîyetini devam ettirmek için din özgürlüğüne muhtaçtır. Din özgürlüğü sayesinde din, varlığını korumakta, geliştirmekte, çeşitlendirmekte ve sürdürmektedir. Din özgürlüğünün, dinî hayatın olmazsa olmazı olarak kabul edilmesi göreceli olarak yeni bir durumdur. Tarihin hiçbir döneminde din, günümüzde olduğu düzeyde din özgürlüğüyle beraber ele alınmamıştır. Özgürlük kavramı, çok kullanılmasına rağmen, onun hakkında standart net bir tanıma ulaşılmış değildir. Özgürlüğü, belirli bir tanımla sınırlamak yerine onu bir metaforla anlatmak daha yararlı olabilir. Özgürlük, bir fenere benzetilebilir. Özgürlük, fener gibi hedefe doğru tutulur ve özgürlük fenerinin yol göstericiliği sayesinde insanlar, her türlü dış müdahaleden, zorlamadan, ve sınırlamadan masun olarak kendileri için neyin iyi olduğunu seçme ve yaşama imkânına kavuşurlar. Başka bir ifade ile özgürlük feneri sayesinde bireyler, kendi hayatlarının efendisi olurlar. Hayatın diğer alanlarında olduğu gibi, din alanında da bireyin kendisinin efendisi olması din özgürlüğüne bağlıdır. Bir fener gibi din alanına tutulan din özgürlüğü sayesinde birey, kendisine uygun inancı, dini, ideolojiyi, ahlâkı ve felsefî ekolü tercih eder ve hür iradesiyle onun gereklerini yerine getirir.
Türkiye'de Din ve Vicdan Özgürlüğü
Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Avrupa Birliği Bilim Dalı’nda yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiş olan; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Türkiye ulusal mahkemelerinin verdiği kararlar ışığında, Türkiye’de din ve vicdan özgürlüğünün de jure ve de facto varlığını ortaya koymayı amaçlayan bu çalışmada, bazı hususlara ilişkin tespitlerde bulunma gayreti gösterilmiştir. Bunlardan ilki, din ve vicdan özgürlüğü hakkı ile bu özgürlüğün koruyucusu olan laik sistemin ortaya çıkışında yaşanan tarihsel sürecin, Türkiye’de ve Avrupa’da farklılıklar göstermiş olmasıdır. Tarihsel süreçte yaşanan farklılıkların, Türkiye ve diğer Avrupa devletlerinde toplumsal ve siyasal düzeyde, din ve vicdan özgürlüğü hakkı ile laiklik ilkesinin algılanışlarında da farklılıklara sebep olması, çalışmada ortaya konulan tespitlerdendir. Bunun bir uzantısı olarak, din ve vicdan özgürlüğüne ilişkin bazı kararlarında devletlerin toplumsal, tarihî ve siyasal gerçekliklerini de dikkate alan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, Türkiye’ye yönelik kararlarında içtihat değişikliğine girmesinin sebepleri tartışılmıştır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi sisteminin din ve vicdan özgürlüğüne bakış açısı, verdiği kararlar esas alınarak ortaya konulmuş ve Türkiye’de din ve vicdan özgürlüğüne yönelik toplumsal ve/veya hukukî düzeyde çözüme kavuşmamış sorunlar ele alınmıştır. Çalışmamın ortaya çıkmasında bana destek olan hocalarıma yakınlarıma ve aileme müteşekkirim. Öncelikle asistanı olmaktan mutluluk duyduğum hocam Prof. Dr. Hayati Hazır’a; tez döneminde yaşadığım sorunların çözümünde bana en büyük desteği veren tez danışmanım Prof. Dr. İhsan Erdoğan’a; tezimi okuyarak bana yol gösteren Prof. Dr. Ender Ethem Atay ve Yrd. Doç Dr. Bülent Yavuz’a, tez çalışmam boyunca beni çalışmaya teşvik eden değerli hocam Prof. Dr. İlyas Doğan’a teşekkür etmeyi borç biliyor; tezimdeki eksik ve hatalardan ise sadece kendimi mesul tutuyorum. Meslektaşım ve oda arkadaşım Arş. Gör. Murat Duran’a, tez yazım sürecimde verdiği manevi destek için teşekkür ederim; uyumlu, yardımsever, iyi niyetli karakteri ve dostluğu sayesinde huzurlu bir çalışma ortamına sahip oldum. Beni meslek seçimim başta olmak üzere hayatımın her alanında destekleyen ve yüreklendiren, manevi kimliğimin ve bakış açımın oluşmasında bana rol model olan sevgili anne ve babama üzerimdeki saymakla bitiremeyeceğim emekleri için teşekkür ederim. Son olarak, sevgi ve sabrıyla sadece tezimin yazım dönemini değil tüm hayatımı kolaylaştıran sevgili eşim Av. Şamil Demir’e çok teşekkür ederim. Din ve vicdan özgürlüğü gibi subjektifliğe bu kadar açık bir konuda, amaçladığım gibi objektif bir çalışma yapabildiysem ve ilgilenenlere yararlı olabilirsem ne mutlu bana… Çankaya, Haziran 2011