Cemal Reşit Rey'in "Bebek Efsanesi" Eserinin III. Bölümünün "Bebek Ninni" Türküs (original) (raw)

Anneli̇k Bekçi̇li̇ği̇ Ölçeği̇'Ni̇n (Abö) Türkçe'Ye Uyarlanmasi

Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 2017

Bu çalışmanın amacı, çocuklarının babalarına erişimini kısıtlayan anneleri değerlendirebilmek için Fagan ve Barnett (2003) tarafından geliştirilen Annelik Bekçiliği Ölçeği'nin (ABÖ) Türkçe'ye uyarlanmasıdır. Orijinal çalışmanın katılımcıları, 3-16 yaş aralığında en az bir çocuğu olan, çocuğu annesiyle ya da hem annesi hem de babasıyla birlikte yaşayan ailelerdeki annelerden oluşmaktadır. Bu çalışmanın katılımcıları ise, lise birinci ya da ikinci sınıfa devam eden 136 çocuğun babasıdır. Katılımcıların yaş ortalaması 45.5'tir (SS=5.9). Çalışmanın geçerlik ve güvenirlik analizleri, uyarlanan Annelik Bekçiliği Ölçeği'nin (ABÖ) yeterli düzeyde psikometrik özelliklere sahip olduğunu göstermektedir. Katılımcıların ABÖ puan ortalamaları, bazı demografik değişkenlere göre de (anne-baba eğitim düzeyi, ekonomik durum, anne-baba çalışma biçimi, çocuk cinsiyeti, anne yaşı) incelenmiştir.

Türkiye Türkçesinde +DAn Ekli Nesne Ögesi

Bir kısım araştırmacıların; "Vekil uzun uzun ekonomik ilişkilerden bahsetti." " İnsandan hoşlanmıyor." " Herkes ondan şüphelerıiyordu." "Ayşe pastalardan yedi." vb. cümlelerde altı çizili +DAn ekli ögeleri nesne kabul etmelerine rağmen, dilcilerin büyük bir kısmı, bu konudan hemen hiç bahsetmez. Bunun önemli sebeplerinden biri nesne anlayışındaki farklılık olsa gerek.

Folklorik Bebeklerin Temsil Gücü: Elif Bebek Projesi Örneği

Milli Folklor, 2019

Folklorik bebekler geleneksel giyim kulturunun gelecek kusaklara aktarilmasinda onemli bir araci olarak gorulurler. Geleneksel giyim kulturunun milli kimlikle iliskilendirilmesi onlara uluslararasi alanda bir temsil gucu kazandirir. Bu sayede folklorik bebekler kultur turizminin dikkate deger bir bileseni olarak yorumlanir. Turkiye’nin farkli illerinde farkli teknikler ve malzemelerle geleneksel kiyafetli folklorik bebekler uretilmektedir. Turkiye’de uretilen folklorik bebekler, kiyafet acisindan yorelerin geleneksel kiyafetlerinin minyaturleri gibidir. Geleneksel kiyafetlerin yansitilmasindaki bu basari, bebeklerin beden tasarimlarinda pek karsiligini bulamamistir. 1970’li yillardan beri Kultur Bakanligi ve Milli Egitim Bakanligi gibi resmi kurumlar milli bir bebek tasarimi icin calismaktadir. Bebegin dis gorunusunun Turk insan tipolojisine uygunlugu, geleneksel kiyafetleri aslina uygun bir sekilde sergilemesi, seri uretime elverislilik gibi kriterler bebeklerin tasarlanma...

Türk Kültüründe Geleneksel Bez Bebekler

Motif akademi halkbilim dergisi, 2016

İnsanlık tarihi ile birlikte var olduğu düşünülen oyuncak, işlevlerinin çokluğu ile dikkat çekmektedir. Çocukları eğlenme, boş zamanları değerlendirme, oyalama, eğitme, düşünmeye yöneltme, yaratıcılık yönlerini geliştirme, sosyalleştirme ve gelecekte alacağı rollere hazırlama gibi birçok işlevi yerine getirmektedir. Çocuk oyunlarının ayrılmaz parçası olan oyuncaklar, çocukların kültürlenmesi ve sosyo-kültürel düzenin korunarak sürdürülmesi için birer araçtır. Büyüdüklerinde alacakları toplumsal role prova mahiyetindeki oyunlardaki araçlarıdır. Başlangıçta tapınma amacıyla yapılan objeler zaman içinde çocukların kullandığı oyuncaklar haline gelmiştir. Tarihsel gelişime bakıldığında ait olduğu dönemin özelliklerini yansıtan oyuncaklar önceleri taş, kil, kemik, boynuz gibi maddelerden daha sonra ahşap, tekstil, seramik, metal ve plastikten üretilmiştir. İnsanın kendisini kopya etmesiyle başlayan süreç daha sonra bebek objelerin yapılmasıyla geliştirilmiştir. Dünyanın birçok yerinde önceleri evlerde daha sonra atölyelerde ve sanayileşme ile fabrikalarda seri olarak üretilen oyuncaklar ekonominin içinde önemli bir yere oturmuştur. Bu gelişmelere rağmen Türk toplumunda aile içinde çocukların oyuncakları elde üretilmiştir. Günümüzde az da olsa Anadolu'nun birçok yerinde anneler çocukları için elinin altında bulunan malzemelerden bez bebek yapmayı sürdürmektedir. Bu gelenek kuşaklar arasında taşınarak günümüze kadar ulaşmıştır. Turizmin gelişmesi ve çeşitlenmesi ile birlikte farklı kültürlere olan ilgi yöresel bez bebeklerin üretilmesi ve tanıtılması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Anadolu'nun birçok yerinde el yapımı bebekler yöresel giysiler giydirilerek hediyelik eşya olarak turistik amaçla pazarlanmaya başlanmıştır. Böylece bir taraftan el yapımı bebekler unutulmamış, bir taraftan da Türk kültür zenginliği tanıtılmıştır.

Gregoryan Muhiti Kıpçak Türkçesiyle Yazılmış “Alġışı Arı Nérsésning"

Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 20 Sayı 3 , 2023

Doğu Avrupa’da özellikle 16 ve 17. yüzyıllarda Tarihî Kıpçak Türkçesinin bir kolu olan Gregoryan Muhiti Kıpçak Türkçesiyle Hristiyanlık kültür çevresinde Hay (Ermeni) alfabesi kullanılarak eserler verilmiştir. Bu makalede ele alınan metin 1575 yılından itibaren çeşitli yazma eserlerde yazıya geçirilmiş olan 24 maddelik “Aziz Nerses’in Duası”dır. Metnin Gregoryan Muhiti Kıpçak Türkçesi ile 10 farklı yazma ve matbu eserde yer aldığı tespit edilmiştir. Bu dua metinlerinin en geç döneme ait olanı, 1881 yılında Venedik’te basılan eserde 16 dildeki versiyonuyla birlikte yer almaktadır. Aynı kitapta bu duanın yine Hay (Ermeni) alfabesi ile Osmanlı Türkçesi versiyonu da vardır. Bu çalışmada, öncelikle bu dua metninin dili olan Gregoryan Muhiti Kıpçak Türkçesi ve bu yazı dilini hazırlayan tarihî arka plan hakkında bilgi verilmiş ve bu yazı dili ile ilgili tartışmalara değinilmiştir. Sonrasında bu dua metninin yer aldığı 10 Gregoryan Muhiti Kıpçak Türkçesi yazma ve matbu eser bulundukları şehir, kütüphane ve kayıt numaralarıyla tanıtılmıştır. Bunlar arasından 2 yazma ve 2 matbu eser seçilerek Aziz Nerses’in duasının tenkitli metni oluşturulmuştur. Bu tenkitli metin Türkiye Türkçesine de aktarılarak araştırmacıların dikkatine sunulmuştur. Gregoryan Muhiti Kıpçak Türkçesi ile olan dua metninden sonra 1881 yılında basılan eserde yer alan aynı duanın Osmanlı Türkçesi versiyonu da çeviriyazı harflerine aktarılmıştır. Bu dua metninin Gregoryan Muhiti Kıpçak Türkçesi ve Osmanlı Türkçesi versiyonlarının dil özellikleri ve söz varlığı araştırmacıların dikkatine sunulmuştur.

SURİYELİ ÇOCUK SIĞINMACILARIN TÜRK YAZILI BASININDA TEMSİLİ

Suriye İç Savaşı ve savaşın sonucunda ortaya çıkan mülteci krizi son birkaç yıldırTürkiye’nin gündeminde önemli bir yer tutmaktadır. Bugün itibariyle Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların sayısı 3 milyona yakındır ve sayının yarısından fazlasını çocuklar oluşturmaktadır. Alan Kurdi örneğinde görülebileceği gibi yaşanan süreçte en büyük zararı çocuklar görmektedir. Bu durum sığınmacı sorununa yaklaşımda ve sığınmacı politikalarının oluşturulmasında çocuk odaklı bir bakışın zorunlu olduğunu göstermektedir. Bu çalışma konunun medya boyutuna odaklanmakta ve Suriyeli çocuk sığınmacıların Türk yazılı basınında nasıl temsil edildikleri sorusuna yanıt aramaktadır. Bu kapsamda 2011 yılından başlanarak 2016 yılının sonuna kadar Hürriyet, Posta, Sabah, Sözcü ve Zaman gazetelerinde Suriyeli çocuk sığınmacılarla ilgili yayınlanan haber ve köşe yazıları içerik analizi yöntemiyle çözümlenmiştir. Çalışma sonucunda ulaşılan bulgular Türk yazılı basınının Suriyeli çocuk sığınmacılara yönelik olumlu bir bakış açısına sahip olduğunu ancak sığınmacı çocuklara dair üretilen temsillerin çeşitli etik sorunlar içerdiğini ortaya koymaktadır.

Kız Destanı'nın Saraybosna'da Tespit Edilen Yeni Bir Nüshası (ḥikâyet-i duḫter ile maʿa yigidiñ mesʾele-i ḳıṣṣası) ve Dil Özellikleri* 1

Kız Destanı'nın Saraybosna'da Tespit Edilen Yeni Bir Nüshası (ḥikâyet-i duḫter ile maʿa yigidiñ mesʾele-i ḳıṣṣası) ve Dil Özellikleri, 2023

Öz: Anadolu sahası Türk edebiyatının ilk dönem ürünleri içinde yer alan ve etki alanı Balkanlara kadar uzanan manzum dinî eserler, hitap ettiği halka İslamî bilgi vermek ve geniş halk kitlelerini eğitmek için kaleme alınmış eserlerdir. Bu hikâyelerde kıssadan hisse çıkarma, İslamî ve destanî motifler bir arada kullanılmıştır. Bu dönemde manzum dinî metinler, Peygamber sevgisi ve İslamî ortak yaşam kültürü oluşturma amacını taşıdığından, eserlerin ahlaki ve didaktik yönü ön plana çıkmaktadır. Çalışmamızın konusunu teşkil eden bu tarz hikâyelerden biri de Kız Destanı'dır. Dinî ve ahlaki yönü ön planda olan Kız Destanı, 18. yüzyılda Ömer b. Âdem tarafından çoğaltılmıştır. Kız Destanı'nın bilinen altı nüshası vardır. Üzerinde çalıştığımız nüsha, Saraybosna Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesi İslamî El Yazmalar Koleksiyonu 1069/1 numaralı mecmuada kayıtlıdır. Çalıştığımız bu nüsha Anadolu sahasında tespit edilen nüshalardan daha hacimlidir. Yoksul bir ailenin ilme meraklı yiğit oğlu ile padişahın kızı arasında geçen karşılıklı konuşmalardan yola çıkarak İslamî değerler okur ve dinleyicilere aktarılmaktadır. Bu makalede manzum dinî hikâyelerle ilgili kısa bilgiler verilmiştir. Tespit edilen yeni bir Kız Destanı'nın Saraybosna nüshasının diğer nüshalardan muhteva açısından farkı ortaya konulmuştur. Hikâyenin dil özellikleri, şekil ve muhtevası açısından incelenmiştir. Çalışma, metnin çözümlemesine yardımcı olmak için en sonda "Sözlük" bölümü ile tamamlanmıştır.

Carlos Fuentes’in "Kraliçe Bebek" Adlı Öyküsünde Büyülü Gerçekçi Anlatım

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2021

Büyülü gerçekçilik yirminci yüzyıl Latin Amerikan edebiyatında ortaya çıkmış ve dünyaya yayılmış bir akımdır. Büyülü gerçekçi anlatılarda gerçekle gerçek dışı, düşsel ile sahici ögeler melez bir bütünlükle anlatılır. Gerçekliği farklı bir boyutta işleyen büyülü gerçekçilikte anlatılan zaten yaşamın içindedir. Büyülü gerçekçilik, 1950'lerde ve 1960'larda roman alanında uygulanmış bir yöntemdir ve çeşitli isimlerle tanımlansa da Büyülü gerçekçilik, en çok kabul gören terimdir. Yeni bir anlatım tarzı olarak iki dünya savaşından sonraki bazı post-modern anlatı tarzlarının arasında yaygın olarak kullanılır. Büyülü gerçekçilik bir edebî tür değildir, farklı geleneklerden türeyen bir anlatım üslûbudur. Carlos Fuentes'in Körlerin Şarkısı adlı öykü kitabında yer alan "Kraliçe Bebek" adlı öyküde aşk, geçmiş, belirsizlik temaları masalsı bir anlatımla anlatılırken büyülü gerçekçi eserlerde kullanılan özelliklere rastlanmaktadır. Kraliçe Bebek adlı öyküde gerçeklik ve olağanüstü mutlak bir dengede ele alınmıştır. Çocukluk aşkının peşinden giden kahraman-anlatıcı bu serüvende çeşitli düşlere dalar, geçmişin adeta önünde birer birer canlandığını görür. Duygusal boyutu ağırlıklı olan öyküde bir alacaklı gibi sevgilisinin evine sızan anlatıcı, sonunda hiç beklemediği bir tabloyla karşılaşır, kahraman-anlatıcı bazen neyin yaşanmış neyin yaşanmamış olduğundan şüphe duyar. Kraliçe Bebek adlı öykü de büyülü gerçekçi öğelerle kaleme alınmış bir metindir. Bu makalede Kraliçe Bebek adlı öyküde büyülü gerçekçi öğelerin özellikleri ve nasıl ele alındığı incelenmiştir.