EKRAN VE TOPLUM (original) (raw)

INSAN TOPLUM VE IKTISAT

İnsan Toplum ve İktisat, 2021

Toplum bireylerden oluşur; yani insanlardan. İnsanların bir araya gelmesi toplumu oluşturur da diyebiliriz. İnsanlar oluşturdukları toplum içinde birtakım faaliyetlerde bulunurlar. Bu faaliyetler, kişilerin cinsiyetleri, yaşları, sağlık durumları, eğitimleri, inançları, kültürleri ve ait oldukları demografik yapı ile de alakalıdır.

KURAN VE EVRİM

KURAN VE EVRİM, 2018

Kur’an-ı Kerim bazı konuları muhtasar olarak anlatır. Bu konularda detaylı bilgiye ihtiyaç yoktur. Prensiplerin ve verilmek istenen mesajların bilinmesi bu tür meselelerde yeterlidir. Peygamber kıssalarının birçoğu böyledir. Yine namaz, zekât, hac gibi dini vecibeler için de aynı durum söz konusudur. Zira bunları tebliğ eden canlı bir örnek bulunmakta ve tüm detaylarını kendisi yaşayarak göstermektedir. Ancak kimi konular da muhatapların maslahatı gereği teferruatlı bir anlatımla sunulmuştur. Miras paylaşımı, borçlanma, aile hukuku ve benzerleri bunlardandır. Bu hususlar insanlar arasında en çok tartışma ve kavgaya sebep olan hususlardandır. Dolayısıyla Kur’an’da detay verilen konularda insanların faydası gözetilmiş; kendi içtihatlarının bu gibi noktalarda aralarında nizaa yol açacağı, yanlış düşünce ve sonuçlara kapı aralayacağı düşünülmüştür. Veciz anlatılan ve teferruata inilmeyen konular için ise; bu konuların, bilinmemesinde insanda bir eksiklik oluşturmayacak hususlar olduğu veya teferruatının, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) açıklamasına havale edildiği söylenebilir. Çalışmamızın konusu olan insanın yaratılışı meselesi Kur’an’ın detaylı ele aldığı konulardandır. Bu demek oluyor ki bu konu nüzul döneminin muhatapları tarafından çabayla kavranabilecek bir mesele değildi. Onlara nasıl insan türünün vücut bulduğu detaylandırılarak anlatıldı. Günümüz insanı için de artık bu mesele Kur’an açısında yeniden tartışılabilecek bir konu olmaktan çıktı. O dönemin insanının yaratılışla ilgili zihin dünyalarında var olan bilgilerin olduğu gibi alınıp, bu hususta bilgi verme amacı güdülmeden sadece onların bu algısından hareketle onlara nasihat ve uyarılarda bulunulduğunun söylenmesi de doğru değildir. Çünkü böyle bir düşünce, insanların kendisine bile yakıştıramadığı;muhatabın bilgisinin yanlış ve doğruluğunu gözetmeksizin buradan hareket etme acizliğini doğuracaktır ki Allah acizlikten münezzehtir. Aslında böyle bir yoruma başvuranlar, gelişen teknolojik gelişmeler sonucu Kur’an’da ifade edilen yaratılışla ilgili bilgilerin yanlışlanabileceği kaygısını gütmenin yanı sıra Allah’a olan güvenlerinde de problem yaşamaktadırlar. Evrim dayatmasının günümüzde Kur’an’dan temellendirilmeye çalışılması bunun bir tezahürüdür. Bu çalışmada biz, evrime referans olarak gösterilen Kur’an ayetlerini inceleyeceğiz ve Kur’an açısından insan cinsinin yaratılışının hakikatini ortaya koymaya çalışacağız.

TOPLUM VE GÖÇ

İnsanlar tarih içerisinde çeşitli nedenlerden dolayı yaşadıkları mekânlardan ayrılmak zorunda kalmışlardır. Göç kavramı ile ifade edilen bu ayrılık, insan ve mekân üzerinde çok yönlü bir etkiyi de beraberinde getirmiştir. Göç başta birey olmak üzere; insana dair olan inanç, düşünce, kural ve yapıların değişim ve dönüşümüne zemin hazırlamıştır. Doğu ile Batı

DİN VE TOPLUM

Tüm hakları yazarına aittir. Yazarın izni alınmadan kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, çoğaltılması yapılamaz. Yalnızca kaynak gösterilerek kullanılabilir.

TÜRKÇENİN EKRANLA İMTİHANI

TDK YAYINLARI, 2021

Bu çalışma, yabancı film ve televizyon programlarında karşılaşılan çeviri problemlerini incelemek amacıyla yapılmıştır. Çalışma kapsamında Ağustos 2017-Eylül 2020 arasındaki 3 yıla yakın bir sürede, özellikle İngilizceden Türkçeye tercüme edilmiş yabancı programların yayınlandığı 11 televizyon kanalında yer alan 437 belgesel program izlenmiş; 27 yabancı flmden de konuya uygun örnekler alıntılanmıştır. Söz konusu film ve programlardaki çeviri hataları tespit edilerek bunların sebebi ve tekrarının önlenmesine yönelik tespit ve öneriler sunulmaya çalışılmıştır. Belirlenen hatalar, anlam ve yapı bakımından iki ana başlık altında düzenlenerek kelimeler, deyimler, terimler ve cümleler düzeyinde alt başlıklar hâlinde sınıflandırılmıştır. Konunun teknik ve görsel boyutunun da değerlendirildiği çalışmada, programın tamamı göz önüne alındığında ortaya çıkan çeviri hataları ile ölçü birimleri, seslendirme ve vurgulama konusundaki hatalar da ele alınmıştır. Çeviri hataları, Türk Dil Kurumunun sözlükleri esas alınmak suretiyle, doğru ifadeleriyle birlikte verilmiştir. Eser, yabancı programlardaki çeviri sorunlarına dikkat çekerek Türkçenin gelecek nesillere kendi doğal güzelliği ile aktarılmasına bir nebze de olsa katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.

TOPLUMUN ÖTEKİLERİ VE MAHALLE KATILIMI

Mahalle Odaklı Katılım, 2019

Mahalle en küçük yaşama birimi, yerleşme ve yönetme birimi olarak da tarihsel, coğrafi ve sosyo-mekansal açıdan ele alınabilir. Elbette, mahallenin bu en küçük birim oluşu, tektip ve ölçülebilir bir yapıya sahip olmasını sağlamamaktadır. Mahallenin tanımlanma açısından kolaylık sağlayan sınırları çizilmiş/çizilebilirmiş gibi bir yapısı, en küçük birim olarak ele alınmasında başat etkendir. Ancak, bugün metropol mahalleleri; yönetilmesi, yürünerek katedilmesi güç, komşuluk ilişkileri ve kendi yaşam alanının mimarı olabilmek açılarından yerleşimcinin aidiyet bağları geliştirmesi zor bir yapıdadır. Metropollerde, nüfus ve fizik mekan açısından orta düzey bir ilçe konumundaki mahalleler ile ideal formda denilebilecek daha küçük ölçekteki mahalleler dip dibe, çoğunlukla da birbirini zıtlar/ aykırı biçimde yer alabilmektedir. Metropol ve İstanbul ölçeğinde megapolde mahalle, göstermelik bir kuruma dönüşen muhtarlığı anlamlandırmaktan öteye gitmemektedir.

TOPLUMSAL TABAKALASMA VE ESITSIZLIK

Bu kitab›n bas›m, yay›m ve sat›fl haklar› Anadolu Üniversitesine aittir. "Uzaktan Ö¤retim" tekni¤ine uygun olarak haz›rlanan bu kitab›n bütün haklar› sakl›d›r. ‹lgili kurulufltan izin almadan kitab›n tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kay›t veya baflka flekillerde ço¤alt›lamaz, bas›lamaz ve da¤›t›lamaz.

FÂRÂBÎ VE KANT’IN SIYASET FELSEFESINDE TOPLUM VE HUKUK

Felsefe Arkivi, 48. Sayı, 2018/I, 21-44

Bu çalışmada Fârâbî ve Kant'ın siyaset felsefesinde yer alan toplum ve hukuk görüşleri karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Bu filozoflar, insanın yaratılışının başından itibaren kendi türdeşlerine ihtiyaç duyan bir varlık olduğunu ve bu nedenle varlığını sürdü-rebilmesi için başka insanlarla birlikte yaşamak zorunda olduğunu savunmaktadırlar. Ancak iptidai yaşamdan çıkış hususunda birbirinden ayrılmaktadırlar. İnsan doğası temelinde teşkilatlı toplumsal yapılanmayı savunan Fârâbî'ye göre toplum, insan tabia-tının bir parçasıdır. Bu çerçevede siyasal örgütlenmeyi de içeren beşerî ictimânın, insan varlığının ortaya çıkışıyla eşzamanlı olarak ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Ancak Kant'a göre devletli teşkilatlanma insan doğasından kaynaklanmadığı gibi onun varlığının bir parçası da değildir. Doğal durumda bulunan insanlar, birey olarak özgürlüklerinin ve eşitliklerinin güvence altına alınmasına yönelik akılsal-hukuksal taleplerini, yine hukuksal sözleşme temelli kurulmuş bir devlet aracılığıyla tesis etmektedirler. Bunun yanı sıra Kant, insanların kemale ermek için kendi akıllarından başka herhangi bir rehbere ihtiyaçları olmadığını savunurken Fârâbî ise yetkinleşmenin ancak doğru bir rehberi takip ederek gerçekleştirilebileceğini düşünmektedir. Bu çerçevede özgür birey, Kant'ın siyaset felsefesinde beşeri hukuk temelinde inşa ettiği cumhuriyetçi bir toplumsal yapıda kemale ererken Fârâbî'de ise böyle bir durum söz konusu değildir. Çünkü ona göre insan yaradılışça eksik olan bir varlıktır, bu nedenle varlık gayesi olan gerçek mutluluğa ulaşmak için bir rehbere ihtiyaç duymaktadır ki bu rehber de ilk başkandır. Fârâbî'nin felsefî sisteminde ilk başkan karakteri, filozof ve peygamberin özelliklerine sahip olan kusursuz bireyi ifade etmektedir.