The mediating role of emotional labor on the effects of personality types on resilience: An application in hotel management in İstanbul (original) (raw)
Related papers
Journal of Business Research - Turk
Amaç-Yaratıcı kişiliğe sahip insanlar, psikolojik yapıları, kendilerine olan öz güvenleri ve iş yapma biçimleri ile farklılaşmaktadırlar. Bazı durumlarda farklılaşmalar, klasik yönetim anlayışı ile çatışma içerisine girebilmekte hatta çatışma, yaratıcı kişiliği yok edebilmektedir. Yöneticilerin bazen yaratıcılığı korumak ve geliştirmek için farklı yönetim stilleri ve psikolojik davranışlar sergilemeleri gerekmektedir. Bu kapsamda çalışma, literatürde sorunun çözümüne katkıda bulunmak, turizm yöneticilerine yol göstermek ve çalışanların yaratıcı kişilik özelliklerinin oluşturulması ve geliştirilmesini sağlamak amacıyla, öncelikle öz yeterlilik ve yaratıcılık arasındaki ilişkiyi ve bu ilişkide psikolojik güçlendirmenin aracılık rolünü incelemeyi hedeflemektedir. Yöntem-Araştırma Turizm Bakanlığı'na kayıtlı, İstanbul ilinde faaliyette bulunan 4-5 yıldızlı otel işletmesinde çalışanların istatistiklerine göre uygulanan anket vasıtasıyla yapılmıştır. Sosyal medya üzerinden ve basılı olarak ulaştırılan anketler arasından yapılan inceleme sonucunda 308 adet anket değerlendirme için uygun bulunmuştur. Veriler SPSS programında katılımcıların öz yeterlilik, psikolojik güçlendirme ve yaratıcılık algısı ile bireysel özellikleri arasındaki farklılığı ortaya çıkartmak için "Anova", "T-testi", farklılaşmanın hangi grup arasında olduğunu tespit için "Tukey" testi yapılmıştır. Bulgular-Öz yeterlilik ve yaratıcılık arasında psikolojik güçlendirmenin aracılık rolünün tespitine yönelik yapılan "Hiyerarşik Regresyon Analizi" sonucuna göre model, psikolojik güçlendirmenin aracılık rolünü doğrulamıştır. Tartışma-Turizm sektörü her geçen yıl artarak devam eden iletişim ve ulaşım teknolojilerinin ortaya çıkarttığı yenilikler ile yüzleşmektedir. Günümüzde ortaya çıkan yenilikler, sektörün geleneksel turizmden teknolojik turizme doğru evrilmesini sağlamıştır. Teknolojik turizme geçebilmek ve gelişimi sürdürebilmek ancak yaratıcı insan kaynakları ile mümkün olabilmektedir. Bu kapsamda turizm sektöründe yöneticilerin çalışanlarını psikolojik olarak güçlendirilmesi onların yaratıcılığının geliştirilmesine katkı sağlayacaktır.
Journal of Tourism and Gastronomy Studies (JOTAGS), 2021
Bu araştırmanın temel amacı iç ve dış kontrol odağının psikolojik dayanıklılık üzerine etkisinde duygusal zekânın aracı rolünü test etmektir. İç ve dış kontrol odağı, psikolojik dayanıklılık ve duygusal zekâ etkileşimine yönelik kurulan hipotezlerin test edilmesi amacıyla, İstanbul'da faaliyet gösteren dört ve beş yıldızlı otel çalışanları üzerinde bir alan araştırması yapılmış ve veriler anket tekniği ile toplanmıştır. Verilerin toplanmasında kolayda örnekleme yöntemi kullanılmış ve 392 otel çalışanı araştırmanın örneklemi için belirlenmiştir. Araştırmada elde edilen veriler istatistik programlarına yüklenmiş ve uygun analiz teknikleri kullanılarak analiz edilmiştir. İç ve dış kontrol odağı, psikolojik dayanıklılık ve duygusal zekâ arasındaki ilişkiler incelenmiş olup, duygusal zekânın aracı etkisinin olup olmadığı Process Makrosu ile ortaya koyulmuştur. Aracı etkinin anlamlılığı ise bootstrap sonuçlarına göre değerlendirilmiştir. Araştırma sonucunda, iç ve dış kontrol odağının hem psikolojik dayanıklılık üzerinde hem de duygusal zekâ üzerinde anlamlı bir etkisinin olduğu, duygusal zekânın ise psikolojik dayanıklılık üzerinde anlamlı bir etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Nihai olarak iç ve dış kontrol odağının psikolojik dayanıklılık üzerindeki etkisinde duygusal zekânın aracı etkiye sahip olduğu saptanmıştır. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda teorik ve pratik katkılar temel alınarak birtakım önerilerde bulunulmuştur. The main purpose of this study is to test the mediating role of emotional intelligence on the effect of internal and external locus of control on psychological resilience. In order to test the hypotheses on the interaction of internal and external locus of control, psychological resilience and emotional intelligence, a field study was conducted on four and five star hotel employees operating in İstanbul and the data were collected by survey technique. The convenience sampling method was used to collect the data and 392 hotel employees were determined for the sample of the study. The data obtained in the research were uploaded to statistics programs and analyzed using appropriate analysis techniques. Relationships between internal and external locus of control, psychological resilience and emotional intelligence were examined, and whether emotional intelligence had a mediating effect was revealed by Process Macro. The significance of the mediating effect was evaluated according to the bootstrap results. As a result of the research, it has been determined that the internal and external locus of control has a significant effect on both psychological resilience and emotional intelligence, while emotional intelligence has a significant effect on psychological resilience. Finally, it has been found that emotional intelligence has a mediating effect on the effect of internal and external locus of control on psychological resilience. In line with the obtained results, some suggestions were made based on theoretical and practical contributions.
Anatolia turizm ve çevre kültürü dergisi, 2018
nulması, çalışan ile müşteri arasındaki iletişimin niteliğine bağlıdır. Bu iletişimde çalışanlar duygularını düzenleyerek müşterilere güler yüz gösterme ve nazik olmakta ya da bazı olumsuz duygularını gizleyerek işletmelerinin istediği şekilde davranmaktadırlar. İletişimsel bir icra olan duygusal emeğin müşteriye yansıtılma şekli, hizmet sunumunda büyük önem taşımaktadır (Chu ve Murmann 2006).
Otel Çalışanlarının Sosyal Destek Algısı, Benlik Saygısı ve Sabır İlişkisi: Antalya Örneği, 2023
Bu araştırmanın temel amacı, otel çalışanlarının sosyal destek algısı, benlik saygısı ve sabır düzeyleri arasındaki ilişkileri tespit etmektir. Araştırmanının evrenini Antalya da bulunan beş yıldızlı otel çalışanları oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri kolayda örneklem yöntemi ile seçilen 512 otel çalışanından anket tekniği ile toplanmıştır. Verilerin analizinde yapısal eşitlik modeli kullanılmıştır. Araştırma sonucunda katılımcılar, algılanan sosyal destek, benlik saygısı ve sabır düzeylerini değerlendiren ölçekleri tamamlamışlardır. Uygulanan analizler neticesinde, otel işletmesi çalışanlarının algıladıkları sosyal destek ile benlik saygısı arasında orta düzeyde bir ilişki bulunurken, algılanan sosyal destek ile sabır arasında düşük düzeyde bir ilişki olduğu saptanmıştır. Benlik saygısı ile sabır arasında ise orta düzeyde anlamlı bir ilişkinin olduğu görülmüştür. Bunun yanı sıra algılanan sosyal destek sabrı küçük düzeyde etkilerken, benlik saygısı sabrı orta düzeyde etkilediği tespit edilmiştir. Bu çalışmanın sonuçları, otel işletmelerinde yöneticilere, çalışanların psikolojik iyi oluşunu artırmak ve işletme performansını iyileştirmek amacıyla potansiyel stratejiler geliştirmelerinde rehberlik edebilir. Çalışanların sosyal destek düzeyini artırmak, benlik saygısını güçlendirmek ve sabır becerilerini desteklemek, iş yerindeki genel memnuniyeti ve etkinliği olumlu yönde etkileyebilir. Bu nedenle, işletme yöneticileri, çalışanların psikolojik iyi oluşunu teşvik etmek için bu faktörlere odaklanan stratejileri göz önünde bulundurabilirler.
SDÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2017
ÖZET Bu çalışma, duygusal emek kullanımının çalışanlar üzerine etkilerini kavramsal açıdan tartışmayı amaçlamaktadır. Duygusal emeğin, duygusal tükenme, duyarsızlaşma, kişisel başarı hissinde azalma ve yabancılaşma ile aile ve sosyal yaşamlarına etkileri turizm ve otelcilik sektörü çalışanları örneği üzerinden ele alınmıştır. Duygusal emek, çalışanların duyguları üzerinden yürütülen bir emek biçimi olması nedeniyle, bedensel ve zihinsel emek olarak emek piyasası içinde sınıflandırmaya tabi tutulan klasik emek biçimlerinden farklı özelliklere ve etkilere sahip olabilmektedir. Bu etkiler çalışanların kendi gerçek duyguları ile gösterdikleri duygular arasında bir uyum ya da uyumsuzluk olup olmadığına göre değişebilmektedir. Bu çalışmada, duygusal emeğin gösterim şekillerine göre çalışanların iş ve iş dışı yaşamlarının nasıl etkilendiği tartışmalarına odaklanılmıştır. Emeğin, kapitalist emek piyasasındaki durumu, küreselleşme ve neo-liberal politikalar çerçevesinden ele alınarak temel kavramlar tartışılmaya çalışılmıştır. ABSTRACT This study aims to discuss the conceptual aspects of the effects of the use of emotional labor on employee. Emotional labor, emotional exhaustion, depersonalization, decreased sense of personal accomplishment and alienation, and their impact on family and social life are addressed through the example of tourism and hotel industry employees. As emotional labor is a form of labor carried out on the emotions of employees, it can have different characteristics and effects than the classical forms of labor that are classified as physical and mental labor in the labor market. These effects can vary depending on whether the employees have a sense of fit or disagreement between their real feelings and their emotions. ln this study it is focused on the discussion of how work and non-work life of workers are influenced by their emotional labor styles. The basic concepts of labor in capitalist labor market were discussed in the frame of globalization and neo-liberal politics.
The effect of emotional labour on burnout: A case of study in hotel businesses
2016
Emek-yoğun özellik gösteren otel işletmelerinde çalışma saatlerinin uzun ve düzensiz olması, özellikle müşterilerle yüz yüze temas halinde olan personelin tükenmişlik düzeyinin artmasına neden olabilmektedir. Maslach ve Zimbardo (1982: 2) tükenmişlik kavramını, işi gereği insanlarla yoğun bir ilişki içerisinde olan bireylerde görülen duygusal tükenme, duyarsızlaşma ve düşük kişisel başarı hissi şeklinde tanımlamaktadırlar. Literatürde tükenmişlik ağırlıklı olarak; duygusal tükenme, duyarsızlaşma ve kişisel başarıda azalma hissi olmak üzere üç boyutta incelenmektedir. Duygusal tükenme, kişinin duygusal kaynaklarının aşırı zorlanmış ve bitmiş olması durumudur. Duyarsızlaşma, müşterilere karşı negatif, duygusuz ya da aşırı tepkili olmayı ifade eden bir kavramdır. Kişisel başarıda azalma hissi ise, kişinin işi ile ilgili yeterlilik ve verimliliğinin düştüğüne inanmasıdır. Çalışanların tükenmişlik düzeylerinin artmasında bireysel ve örgütsel faktörler söz konusu olabilir. Bu araştırmada ...
2018
Bu çalışmanın amacı, Nevşehir’ deki dört ve beş yıldızlı otellerdeki işgörenlerin duygusal emek düzeylerini belirlemek ve duygusal emek davranışlarının hizmet kalitesi üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Bu amaçla; duygusal emek ve hizmet kalitesi literatürü temel alınarak, araştırmanın kapsamına Nevşehir’deki dört ve beş yıldızlı otellerdeki işgörenler dahil edilmiştir. Veriler anket yardımıyla toplanmıştır. Araştırmada frekans, yüzde, korelasyon ve regresyon analizleri yapılmıştır. Araştırma sonucunda işgörenlerin duygusal emek düzeylerinin çok yüksek olmadığı, duygusal emek davranışlarının genellikle derin davranış olarak ortaya çıktığı gözlenmiştir. Yüzeysel davranışın hizmet kalitesi üzerindeki etkisi negatif yönlü olarak saptanmıştır. Buna karşılık samimi davranış ve derin davranışın hizmet kalitesi üzerinde olumlu etkisi olduğu ortaya çıkmıştır.The purpose of this study is to determine the level of emotional labor of employees and to reveal the impact of emotional labor on ...
Otel İşletmelerinde Duygusal Zekanın İş Stresi ve İş Yaşam Dengesi Üzerindeki Etkisi
2016
Bu arastirmanin amaci, otel isletmelerinde calisanlarin duygusal zekalarinin is stresi ve is yasam dengesi uzerindeki etkisi olup olmadigini ortaya koymaktir. Bunun yaninda, is stresinin is yasam dengesi uzerinde bir etkisinin olup olmadigi da incelenmeye calisilmaktadir. Calisma evreni, Antalya ilinin Alanya ilce sinirlari icinde yer alan 5 yildizli otel isletmelerinin calisanlarini ve yoneticilerini kapsamaktadir. Calisan ya da yoneticilerden ulasilabilen 201’i arastirmanin orneklemini olusturmaktadir. Anket, kolayda ornekleme yonetimi ile 2014 yili Haziran-Aralik aylari icinde yuz yuze ve birak topla teknikleriyle toplanmistir. Veriler, yapisal esitlik modeli ile analiz edilmistir. Arastirma sonuclarina gore calisanlarin kendi duygularinin farkinda olmasi ve duygu duzenlemenin is stresini etkiledigi, bunun yaninda duygusal zekanin is yasam dengesi uzerinde anlamli bir etkiye sahip olmadigi tespit edilmistir.
Bu çalışmanın amacı, müşteri kaynaklı sosyal stresin çalışanların yaratıcılıklarına, işbirliklerine ve örgütsel gurur algılamalarına etkisini ortaya koymaktır. Araştırmanın amacı kapsamında oluşturulan anket formu Antalya’da faaliyet gösteren 5 yıldızlı otel çalışanlarına 1 Kasım 2018-15 Ocak 2019 tarihleri arasında kolayda örnekleme yöntemiyle uygulanmış ve geçerli 434 anket formu elde edilmiştir. Elde edilen verilerin analizi sonucunda, müşteri kaynaklı sosyal stresin çalışan yaratıcılığı (β= 0.23; p≤0.001) ve işbirliği (β= 0.28; p≤0.001) üzerinde pozitif bir etkiye sahip olduğu bulgulanmıştır. Ayrıca, müşteri kaynaklı sosyal stresin örgütsel gurur (β= -0.22; p≤0.001) üzerinde negatif bir etkiye sahip olduğu diğer bir bulgudur. Bulgular değerlendirildiğinde, otel yöneticilerine çalışanların örgütsel gurur algılarını arttırabilmek için stres ile başa çıkma konusunda eğitim vermeleri, kurumun bir parçası ve kurum için önemli olduklarını hissettirmeleri, istenilen şekilde gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda ödüllendirme yapmaları gibi uygulamalar önerilebilir.
Fenerbahçe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2021
Objective: It was aimed to examine the relationship between relationship satisfaction and psychological resilience levels of adults aged 18-65 in romantic relationships during the COVID-19 pandemic with a number of variables. Method: This study is a descriptive and correlational quantitative research. The Relationship Satisfaction Scale (RSS) and the Brief Psychological Resilience Scale (BPSRS) were used to determine the relationship satisfaction and psychological resilience levels of the participants, and the Personal Information Form developed by the researchers was used to examine socio-demographic variables. Results: According to the research data, it was determined that there was a significant positive relationship between the relationship satisfaction and psychological resilience levels of the participating adults. While married adults had higher levels of psychological resilience compared to those who were dating, there was no significant relationship between their relationship satisfaction levels. In addition, various socio-demographic variables (gender, age, educational status, region, campus, daily social media use, relationship-related questions) were found to differ according to relationship satisfaction and psychological resilience levels. Conclusion: Following the discussion of the research findings in the light of the relevant literature, conclusions and recommendations for future studies and the field of practice are given. (Amaç: 18-65 yaş aralığında romantik ilişkiye sahip olan yetişkinlerin, COVID-19 pandemi sürecinde ilişki doyumları ile psikolojik sağlamlıkları düzeyleri arasındaki ilişkinin birtakım değişkenlerle incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Bu çalışma, betimsel ve korelasyonel türden nicel bir araştırmadır. Katılımcıların ilişki doyumları ve psikolojik sağlamlık düzeylerinin belirlenmesi için İlişki Doyum Ölçeği (İDÖ) ve Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği (KPSÖ) ile sosyo-demografik değişkenlerin incelenmesi için araştırmacılar tarafından geliştirilen Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Bulgular: Araştırma verilerine göre katılım sağlayan yetişkinlerin ilişki doyumları ile psikolojik sağlamlıkları düzeyleri arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Evli yetişkinlerin, flörte sahip olanlara nazaran psikolojik sağlamlık düzeyleri yüksek iken, ilişki doyum düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki olmadığı saptanmıştır. Ayrıca çeşitli sosyo-demografik değişkenler (cinsiyet, yaş, eğitim durumu, bölge, yerleşke, günlük sosyal medya kullanımı, ilişki ile ilgili sorular) ilişki doyumları ve psikolojik sağlamlık düzeylerine göre farklılıklar elde edilmiştir. Sonuç: Araştırma bulgularının ilgili literatür ışığında ele alınmasının ardından sonuç ve gelecekteki çalışmalara ve uygulama alanına yönelik önerilere yer verilmiştir.)