2015’e Girerken Uluslararası Güvenlik Ortamı (original) (raw)
Related papers
Bucak İşletme Fakültesi Dergisi, 2021
Uluslararası ilişkiler disiplini Türkiye'de gelişim sürecindeki en popüler alanların başında gelmektedir. Her geçen gün gelişen literatürü bunun göstergelerindendir. Şubat 2021 tarihinde Nobel Yayın Grubu tarafından okurların beğenisine sunulan editörlüklerini değerli bilim insanları Ayça Eminoğlu ve Murat Ülgül'ün üstlendiği "Uluslararası Güvenliğe Giriş" kitabı uluslararası ilişkilerin gelişen literatürüne en değerli katkıyı yapan eserlerden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Yoğun bir süreç sonrasında okuyucuların beğenisine sunulduğu ilk bakışta göze çarpan eser, on altı değerli bilim insanının kaleminden on dört ayrı bölümden oluşmaktadır. Bununla birlikte eserin Prof. Dr. Sinem Akgül Açıkmeşe'nin önsözüyle basıldığını da belirtmek de fayda görülmektedir. İçerik bağlamında ele alındığında, ilk bölümü Çiğdem Üstün ve Bezen Balamir Coşkun'un "Uluslararası Güvenlik: Kavramlar ve Teorik Yaklaşımlar" başlıklı çalışmaları teşkil etmektedir. Bu bölümde Üstün ve Coşkun, ilk olarak uluslararası sistemde güvenlik anlayışımızın değişkenliğine yani dinamik niteliğine vurgu yapmaktadırlar. Bu bağlamda teorilerin gelişimini, ihtiyaçların karşılanmasıyla ilişkilendirirken kavramsal olarak gelişimin varlığını ifade etmektedirler. Amaç bakımından ele alındığında bölümde, değişen uluslararası güvenlik anlayışı ele alınırken, bölgesel düzlemden global düzleme güvenlik nosyonunun algılardaki karşılığı ve bununla ilişkili konuları ele alırken tercih
Uluslararası Güvenlik- Gelenekselden Güncele Bir Gündem Analizi
Emre Çıtak, Nail Elhan, Sami Kiraz, Buğra Sarı, Gokhan Albayrak, Eda Kuşku-Sönmez, Doğukan Tuncal, Mehmet Yilmaz, Asiye Gün Güneş Gülal, Senem Atvur, Utku Cantürk, Emre Ozan, Murat Tınas
Uluslararası Güvenlik- Gelenekselden Güncele Bir Gündem Analizi, 2020
Uluslararası güvenliğin gündeminde ne varsa...
Uluslararası İlişkilerde Çatışmadan Güvenliğe
2013
Savaş ve barış ile çatışma ve güvenlik kavramları binlerce yıldır üzerinde fikir üretilen kavramlardır. Tarih boyunca insanlığın gözde uğraşları olan savaş ve çatışma, 20. yüzyıl başından bu yana Uluslararası İlişkiler disiplini çatısı altında üretilen sayısız akademik çalışmanın konusu olmuştur. Güvenlik kavramı ise 1970’lerden itibaren devlet-merkezli ve askeri sorunlara odaklı yapısından sıyrılmaya başlamış, Soğuk Savaşın sona ermesiyle birlikte de, birey ve toplum güvenliği ya da çevre, gıda, enerji güvenliği örneklerinde olduğu gibi farklı sıfatlarla tanımlanan bir kavrama dönüşmüştür. Kavram ve etrafındaki çalışmalar dünyada giderek gelişirken, Türkiye’de akademik alanda uzun yıllar yeterince ilgi görmemiştir. Bunun en önemli nedeni Türkiye’de güvenlik sektörünün uzun yıllar sadece askeri kurumların kontrolünde olması ve güvenlik çalışmalarının “devlet” işi olduğunun düşünülmesidir. Yakın dönemlere kadar, “güvenlik” denilince sadece devletten devlete yönelen askeri tehditleri algılayan Türkiye akademik dünyası, Güvenlik Çalışmalarını çatışma/savaş tarihi ve askeri çatışmalarda uygulanacak taktiklerin çalışılması olarak algılamakta sakınca görmemiştir. Öte yandan Soğuk Savaşın ardından tehditler, tehdit edenler, edilenler ve tehditlere verilecek karşılıklarda yaşanan kavramsal dönüşüm, Türkiye’de yoğun ilgiyle karşılanmışsa da, ilgili yazın henüz Türkçeye tam olarak aktarılamamıştır. Elinizdeki kitap çatışmadan güvenliğe geniş bir yelpazede farklı bakış açılarından güvenlik terminolojisini Türkçeye kazandırmayı ve bu alanda ulusal/uluslararası düzeyde yapılan son dönem tartışmaların bir kısmını sunmayı hedeflemektedir. Böylece Türkiye’de güvenlik çalışmaları alanındaki mevcut akademik çalışma eksikliği de giderilecektir.
Avrupa Komşuluk Politikası’nda Uluslararası Göçün Güvenlikleştirilmesi
Mukaddime, 2018
Bu makale, Avrupa Komşuluk Politikası’nda uluslararası göç olgusunun bir güvenlik konusuna dönüştürülmesini Kopenhag Okulu’nun Güvenlikleştirme Teorisi çerçevesinde incelemektedir. 2003-2015 yılları arasında Avrupa Komisyonu’nun (2011 ve sonrasında AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ile birlikte) yazdığı İletişim Belgeleri’ndeki söylem mercek altına alınarak uluslararası göçün AKP içindeki inşa süreçleri güvenlik ekseninde değerlendirilmektedir. AKP söyleminde farklı zamanlarda tercih edilen yasadışı ve düzensiz göç/göçmen, mülteci krizi gibi ifadelerin nasıl oluştuğu ve ne şekilde güvenlik sorunu haline getirildiği çalışmanın odak noktalarını oluşturmaktadır. Güvenlikleştirme söyleminin göç politikaları ile ilgili konuların geleneksel politika alanından olağan politika oluşturma prosedürlerinin dışında ele alınabildiği acil durum politikasına aktarılmasını kolaylaştırmak için bilinçli olarak kullanıldığı varsayımına dayanan bu çalışma, Avrupa Birliği’nin uluslararası göçe karşı alabileceği olağan üstü politika önlemlerinin bu ifadeler aracılığıyla meşrulaştırıldığı iddiasını savunmaktadır.
Uluslararası Siyasi Sistem ve Türkiye’nin Güvenliği
Uluslararası Siyasi Sistem ve Türkiye’nin Güvenliği/International Political System and the Security of Turkey, 2022
Klasik Westphalia uluslararası sisteminin yerine gelme iddiasında olan geç Westphalia uluslararası sistemi küreselleşme süreci ile yakından alakalıdır. Bilindiği üzere küreselleşme süreci devletin uluslararası sistemdeki temel aktör olma durumunu değiştirme iddiasındadır. Bu yeni sistemde karşılıklı bağımlılıklar sebebiyle özerk ve kendi kendine yeten bir devlet olmak neredeyse imkânsızdır. Küreselleşme sürecinin de desteği ile bir dizi yeni devlet dışı aktör sisteme dâhil olmuştur. Yine küreselleşme sayesinde terörist örgütler ve çok uluslu şirketler, aynı sermaye ve fikirler de olduğu gibi, ülke sınırlarının ötesine geçebilmektedir. Yasadışı göçmen trafiği, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı, enerji güvenliği, kitle imha silahları, küresel finansal krizler gibi konular da benzer şekilde sınırları aşıp, kolaylıkla global sorunlar haline gelebilmektedir. Bu sayılanların arasına son dönemde salgın hastalıklar da eklenmiştir. Uluslararası karşılıklı bağımlılık, devletleri geleneksel egemenlik ve güvenlik anlayışlarını değiştirmeye mecbur bırakmaktadır. Bu yeni uluslararası düzen girişimi ve onu sonucunda ortaya çıkan değişim Türkiye’yi uluslararası siyasette daha aktif olmaya ve pragmatik bir politika izlemeye teşvik etmektedir. Bu çalışmada, Geç Westphalia uluslararası sisteminde Türkiye'nin, bölgesel güvenlik açısından da önemli bir aktör haline geldiği ileri sürülmektedir. The late Westphalian international system, which claims to replace the classical Westphalian international system, is closely linked to the globalization process. The globalization process claims to change the role of the state in the international system. In this new system, it is almost impossible to be an autonomous and self-sufficient state due to interdependencies. With the support of the globalization process, several new non-state actors have been included in the system. Thanks to globalization, terrorist organizations and multinational companies can go beyond the borders easily, just like capital and ideas. Issues such as illegal immigrant traffic, drugs and weapons smuggling, energy security, weapons of mass destruction, and global financial crises can also easily cross borders and become global problems. Epidemic diseases have recently been added to these problems. International interdependence compels states to change their traditional understanding of sovereignty and security. This new international order encourages Turkey to be more active in international politics and to follow a pragmatic policy. In the late Westphalian international system, Turkey is becoming an important actor in the Eurasian region, not only in terms of economic, cultural, and political aspects, but also in terms of regional security.