Yürüme Araştirmalarinda Sezgi̇sel Ve Duyusal Farkindalik (original) (raw)

Doğal Alanları Ziyaret Edenlerin Duygusal Deneyimleri ile Davranışsal Niyetleri Arasındaki İlişki

Güncel turizm araştırmaları dergisi, 2023

Ziyaretçi deneyimi, alan yöneticilerinin başarısı için kritik öneme sahip kavramlardan bir tanesidir. Bu araştırmada ziyaretçi deneyiminin önemli bir parçası olan duygusal müşteri deneyiminin davranışsal niyetle olan ilişkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma Çankırı Ilgaz Kadınçayırı Yıldıztepe Kültür ve Turizm Koruma ve Geliştirme Bölgesi'nde (ÇIKY-KTKGB) gerçekleştirilmiştir. Toplamda 437 ziyaretçiden anket yolu ile veriler toplanmıştır. Analiz sonuçlarına göre, ziyaretçilerin duygusal deneyim düzeylerini ve davranışsal niyetlerini ortaya koyan ifadelere yüksek düzeyde katıldıkları görülmüştür. Ziyaretçilerin duygusal deneyimleri ile davranışsal niyetleri arasında pozitif yönlü yüksek bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Duygusal deneyimin davranışsal niyet üzerinde de olumlu bir etkisinin olduğu ortaya çıkmıştır.

Üni̇versi̇te Öğrenci̇leri̇ni̇n Bi̇li̇şsel Duygu Düzenlemeleri̇ni̇n Çeşi̇tli̇ Deği̇şkenlere Göre İncelenmesi̇

İnsanın duygu dünyası hakkında farklı yorum ve çalışmalar geçmişten günümüze birikerek devam etmektedir. Duygusal düzenlemenin uygun zamanda, uygun olaya ve uygun oranda verilmesinin insanın duygusal sağlığının niteliğini ortaya koyduğu görüşü kabul edilen bir gerçektir. Diğer yandan duyguyu etkileyen unsurun insanın fizyolojik ilerleyişi olduğunu savunan araştırmacıların yanında insanın sosyal çevresinin duygulanım biçimlerine yön verdiği şeklinde açıklamalar yapan araştırmacılar da bulunmaktadır. İnsanın zihinsel gelişiminde önemli etkisi olan duyguların bilişler ile iş birliği içerisinde olması gerekmektedir. Bilişlerin yardımı ile yılları içerisinde oluşan ve gelişen duygu düzenleme kapasitesinin niteliği belirginleşir. Erken yetişkinlik dönemi olarak kabul edilen üniversite eğitimi yaş aralığında bireylerin duygusal gelişiminin incelenmesine alanyazında ihtiyaç duyulmaktadır. Bu araştırmanın amacı; üniversite öğrencilerinin bilişsel duygu düzenleme stratejilerini kullanma düzey...

Markalarin Duyular Yoluyla Şeki̇llenmesi̇: Duyusal Markalama

Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi dergisi, 2010

Koklama, tatma, işitme, dokunma ve görme gibi insanın sahip olduğu 5 duyunun mümkün olduğu kadar çoğuna seslenen markalar, hedef kitlelerine deneyimleyecekleri geniş bir alan yaratmakta ve marka ile yakın temas kurulmasını sağlayarak, kurum hatta marka kimliklerini hedef kitlelerin akıllarında daha net ve sağlam olarak yerleştirebilmektedirler. Duyusal markalama olarak tanımlanan bu yeni yaklaşımın etkisini görmüş olan birçok işletme markalarına özgü koku, dokunma ve görsel kimliklerin yanı sıra ürünlerini tanımlayan ses kimliklerini de özel olarak tasarlatmakta ve pazarlama uygulamalarında kimlik çalışmaları içine bu konuları da dahil etmektedirler. Birçok duyuya hitap eden mesajların etkisinin ve gücünün daha fazla olduğu yargısından hareketle biçimlendirilen, markalama konusunda duyular ile kurulacak duygusal bağın önemini dile getiren bir yaklaşım olarak "Aşkla Yaratılan Markalar (Lovemarks)" anlayışı, Saatchi& Saatchi Reklam Ajansı'nın yaratıcı direktörü olan Kevin Roberts'ın ortaya attığı bir stratejik bakış açısıdır. Bu çalışmada söz konusu yaklaşım temelinde, duyuların özellikle kurumsal markalama üzerindeki etkisi ve duyusal pazarlama olgusu, markaların örnek uygulamaları bağlamında aktarılmaktadır.

Sosyotropi̇k Ve Otonomi̇k Ki̇şi̇li̇k Özelli̇kleri̇ni̇n Gi̇ri̇şi̇mci̇li̇k Ni̇yeti̇ Üzeri̇ndeki̇ Etki̇si̇nde Duygusal Zekânin Aracilik Rolü

2020

Kişilik özellikleri girişimcilik açısından önemli faktörlerin başında gelmektedir. Bununla birlikte kişilerin kendi ve başkalarının duygularını anlama ve yönetebilme becerileri de girişimci olma yolunda kişiye katkı sağlama açısından önem arz etmektedir. Bu doğrultuda bu araştırmanın amacı, meslek yüksekokulu öğrencilerinin sosyotropik ve otonomik kişilik özellikleri ile girişimcilik niyetleri arasındaki etkileşimi incelemek ayrıca bu etkileşimde duygusal zekânın aracılık rolünü belirlemektir. Araştırmaya Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi'ne (TOGÜ) bağlı beş farklı meslek yüksekokulunda eğitim gören 380 (221 kız ve 159 erkek) öğrenci katılmıştır. Öğrencilerden veriler anket tekniğiyle toplanmıştır. Elde edilen verilere fark, korelasyon ve regresyon analizleri yapılmıştır. Yapılan analizler sonucunda elde edilen araştırma sonuçlarına bakıldığında, hem sosyotropik hem de otonomik kişiliğin girişimcilik niyetini pozitif yönde etkilediği tespit edilmiştir. Ayrıca sosyotropik ve otonomik kişiliğin girişimcilik niyeti üzerindeki etkisinde duygusal zekânın "kısmi aracılık rolü" üstlendiği sonucu elde edilmiştir. Analizlerden elde edilen bulgular çalışma içerisinde detaylı olarak ele alınmıştır ve tartışılmıştır. Elde edilen sonuçlar ışığında gelecek araştırmalar için öneriler geliştirilmiştir.

Eğitim Örgütleri Açısından Duygusal Emeğin Önemi

Toplum Bilimleri Dergisi, 2019

Öz: Bu çalışmanın amacı, duygusal emek teorisinin eğitim örgütleri açısından önemini ortaya koymaktır. Eğitim örgütleri öğrenci iletişim ve etkileşiminin en yoğun düzeyde yaşandığı dolayısıyla duyguların en çok devreye girdiği eğitim ortamlarından birisidir. Bu iletişim ve etkileşim ortamında öğrencilere rol model olacak tutum ve davranışlara sahip olması gereken öğretmenlerin kimi zaman duygularını yönetebilmesi, değiştirebilmesi ya da baskılayabilmesi gerekmektedir. Çünkü yönetsel açıdan, öğretmenlerin gerektiğinde gerçekte hissettikleri duygulardan uzaklaşarak olumsuz duygularını baskılayabilmeleri, olumlu duygularını daha çok gösterebilmeleri, özellikle içten duygular sergileyerek duygusal emek gösteriminde bulunmaları beklenmektedir. Bu açıdan sağlıklı bir örgüt iklimi ve değerlere dayalı güçlü bir örgüt kültürüne sahip olması gereken eğitim örgütlerinde, duygusal emek davranışları ortaya koyabilen, duygularını düzenleyebilen ve örgütsel hedeflerle uyumlu olacak şekilde duygularını değiştirebilen öğretmenlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bunun nedeni öğrencilere sunulan eğitim hizmetinin niteliğinin geliştirilmek istenmesidir.

ÇÇocukların Bilişsel Stilleri ile Duygu Düzenleme Becerileri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi

Cumhuriyet International Journal of Education

Çocukların gelişimsel özellikleri birbirine benzemekte ancak her birinin problem çözme sürecinde bilgiyi alma, kullanma ve hatırlama yolları birbirinden farklılaşabilmektedir. Çocukların, bireysel olarak bir problem durumuna yaklaşım şekli bilişsel stil olarak ifade edilmektedir. Çocuklar duygularını düzenlerken, bilişsel bir süreç yaşamaktadır. Duygularını yönetmek için yaşadıkları problem çözme sürecinde duyguları tanıma, işleme ve çözüme ulaşarak duyguyu yansıtma aşamalarından geçmektedir. Bilişsel stil ve duygu düzenleme becerisi çocuğun kendini denetlemesiyle ilgilidir. Bilişsel stil ile duygu düzenleme becerileri arasında bir ilişki olabileceği düşünülerek bu araştırma 48-72 aylık çocukların bilişsel stilleri ile duygu düzenleme becerileri arasındaki ilişkinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırma ilişkisel tarama modelinde desenlenmiştir. Araştırmanın verileri "Kansas Okul Öncesi Dönemdeki Çocuklar İçin Düşünsellik-İçtepisellik Ölçeği A formu (KRISP-A)" ve "Duygu Düzenleme Ölçeği (DDÖ)" ile toplanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2018-2019 eğitim öğretim yılında Ankara ili Keçiören ilçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı anaokulları ve anasınıflarına devam eden 413 çocuk oluşturmuştur. Araştırmanın sonucunda; çocukların bilişsel stilleri ile duygu düzenleme becerileri arasındaki ilişkiye bakıldığında KRISP-A Formu hata sayısı puanı ile DDÖ olumsuzluk alt faktörü ve ölçek toplam puanı arasında pozitif yönde anlamlı ilişki olduğu görülmüştür. Çocukların hızlı doğrucu, düşünsel, içtepisel veya yavaş yanlışçı olmaları ile duygu düzenleme ölçeği alt faktörleri ve ölçek toplam puanı arasında ise anlamlı bir ilişki olmadığı belirlenmiştir.

Eğitimde Duygusal Emek

ÖZET: Duygusal emek kavramı, işin gerektirdiği doğru duyguları hissetmek için çaba gösterme işi olarak tanımlanmaktadır. İşgörenler, işlerini yaparken hizmet alanlarda olumlu duygular uyandırarak iyi izlenimler bırakabilmek için yüzeysel sergileme, derinlemesine sergileme ve gerçek olumlu duyguların sergilenmesi olarak isimlendirilen duygusal emek stratejilerini kullanabilmektedirler. Yüzeysel sergileme boyutunda, çalışanlar ilgili davranışları sergilemeyi " zorunluluk " olarak görmekte ve isteksizce hareket etmektedir. Derinlemesine duygusal emekte ise çalışanlar işin gerektirdiği duygusal davranışları sergilemeyi bir " gereklilik " olarak görmektedir ve bu duyguları gerçekten hissederek göstermeye çalışmaktadırlar. Duygusal emeğin üçüncü boyutu olan gerçek duyguların sergilenmesi boyutunda ise samimi ve doğal duygularını ortaya koyulmaktadırlar. Eğitim alanı ve öğretmenlik, insanla doğrudan ilgili çalışmayı gerektiren bir alan olması nedeniyle, duygusal emeğin de yoğun olduğu bir alandır. Yapılan araştırmalara göre, sınıf öğretmenlerinin öğrencilerle ilişkilerinde duygularını daha çok içten sergilemekte oldukları ortaya çıkmıştır. Kadın öğretmenler erkek öğretmenlere göre daha fazla duygusal emek harcamaktadır. Özel okullarda çalışan öğretmenler kamu okullarında çalışanlara göre daha fazla duygusal emek harcarken, kamu okullarında çalışan öğretmenler duygusal emeğin olumsuz sonuçlarından özel okul öğretmenlerine göre daha fazla etkilenmektedir. Anahtar sözcükler: Duygusal emek, eğitimde duygusal emek, öğretmenlikte duygusal emek, yüzeysel sergileme, içten sergileme, gerçek olumlu duyguların sergilenmesi.

Özel Yetenekli Ve Normal Gelişim Gösteren Ilkokul (2-4. Sınıf) Öğrencilerinin Duygusal Zekâ Düzeylerinin Karşılaştırılması

2019

Bu araştırmanın amacı, özel yetenekli ve normal gelişim gösteren ilkokul öğrencilerinin duygusal zekâ düzeylerini karşılaştırmaktır. Ayrıca cinsiyet, sınıf düzeyi, anne-baba eğitim durumu, ailenin aylık ortalama gelir durumu ve anne-babanın birlikte/ayrı yaşama durumu değişkenlerinin duygusal zekâ düzeyleri üzerindeki etkilerini incelemektir. Araştırma tarama modeli olarak tasarlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, 2017-2018 öğretim yılında İstanbul İli Başakşehir, Bahçelievler, Beşiktaş, Zeytinburnu Bilim ve Sanat Merkezlerinde 2-4. Sınıflarda öğrenim görmekte olan 298 özel yetenekli öğrenci ile, Başakşehir ve Bağcılar ilçelerinde yer alan özel/resmi okullarda 2-4. Sınıflarda öğrenim görmekte olan 316 normal gelişim gösteren öğrenci olmak üzere, toplam 614 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada, Küçükkaragöz ve Kocabaş tarafından geliştirilen duygusal zekâ ölçeği örnek alınarak, araştırmacı tarafından geliştirilen, geçerlilik ve güvenirlik çalışması yapılan “Marmara Çocuklar için ...

Yöneti̇ci̇lerde Duygusal Zekanin Üç Boyutu

2001

Bu araştırmanın amacı, konaklama işletmeleri yöneticilerinin duygusal zekanın üç boyutu olan duygularının farkında olma, duygularını ifade etme ve başkalarının duygularının farkında olma düzeylerini belirleyerek aralarındaki ilişkiyi açıklayabilmektir. Araştırma evrenindeki konaklama işletmeleri yöneticilerinin, duygularının farkında olma, ifade etme ve başkalarının duygularının farkında olma boyutlarına ilişkin bulgular, dikkat, hassas, ileri ve en iyi düzeylerinden oluşan ölçeğe göre değerlendirilerek ileri düzeyde olduğu sonucuna varılmıştır. Bu sonuç, yöneticilerin pek çok durumda sürekli ve dengeli bir duygusal zeka düzeyine sahip olduklarını ortaya koymaktadır. Araştırma ile yöneticilerin duygusal zekanın üç boyutunda da baskı altında oldukları durumlarda yaratıcılık ve etkileyicilik özelliklerini kaybetmeden güçlü kalabilecekleri, duygusal zekanın en üst düzeyini ifade eden en iyi dereceye ulaşamadıkları gözlenmiştir. Ayrıca, konaklama işletmeleri yöneticilerinin duygularının farkında olmaduygularını ifade etme, duygularının farkında olma-başkalarının duygularının farkında olma ile duygularını ifade etme-başkalarının duygularının farkında olma boyutları arasında doğru yönlü bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir. Anahtar Kelime: Yöneticilerde Duygusal Zeka YÖNETİCİLERDE DUYGUSAL ZEKANIN ÜÇ BOYUTU GİRİŞ Bu çalışmanın amacı, konaklama işletmeleri yöneticilerinin, duygusal zekanın üç boyutu olan duygularının farkında olma, duygularını ifade etme ve başkalarının duygularının farkında olma düzeylerini belirleyerek, aralarındaki ilişkiyi açıklayabilmektir. Ayrıca bu çalışma ile etkin yönetici özellikleri arasında yer alarak yönetsel başarıya etki eden etkenlerden biri olan duygusal zekanın bileşenlerine, düzeyinin belirlenmesine ve yorumlanmasına ilişkin çalışmalara katkı sağlanması hedeflenmiştir. Duyguların farkında olunması, ifade edilmesi ve başkalarının