KENTSEL RANT BASKISIYLA ŞEKİLLENEN ANTALYA İÇİN EKOLOJİK PLANLAMA (original) (raw)
Related papers
ANTALYA KENT VİZYONU PROJESİ RAPORU (Ağustos 2006)
Antalya Kent Konseyi öncülüğünde Büyükşehir Belediyesi ve ATSO ile 3lü Protokolle başlatılan Kent Vizyonu Proje Raporu 2006'da Hazırlanmış ve Ulusal & Küresel Uzman görüşlerine sunulması için öngörülen program başlatılmıştır. Fakat Antalya Yerelinde yaşanan "kurumsal ilgisizlik" nedeniyle bu projede öngörülen Yöntem ve Hedeflere ulaşamamıştır!
ANTALYA İLİNDE SOSYAL SERMAYE DÜZEYİNİ ÖLÇMEDE STRATEJİK PLAN DEĞERLENDİRMESİNİN ROLÜ
ANTALYA KİTABI SELÇUKLUDAN CUMHURİYET'E SOSYAL BİLİMLERDE ANTALYA, 2018
Bu çalışma, kentsel sosyal sermaye açısından yerel politikaların rolünü yerel stratejik planlar üzerinden yapmayı amaçlamaktadır. Çalışmada Antalya ili örnek alınmakta ve bu tür büyük kentlerin ilçeleri ile birlikte yerel perspektifinin değerlendirmesinin, en iyi şekilde stratejik planlar üzerinden yapılabileceği ileri sürülmektedir. Çünkü bu planlar yerel düzlemde öne çıkarılan öncelik ve stratejileri açıklayan belgelerdir. Kuşkusuz tarihi ve doğal zenginliği açısından yerel halk üzerinde son derece olumlu çapraz etkileri olan Antalya’nın yarattığı yüksek sosyal sermaye etkisinin, diğer kentlere göre daha yüksek çıkması beklenmektedir. Her ne kadar yoğun göç alması, çok kültürlü yapısı, turizmin konjonktürel doğası gibi kimi hassas özellikleri bulunsa da tüm parametrelerin ilişkisel boyutlarının yarattığı sinerjik etkinin yanı sıra çoklu sektörel ekonomik gücü dikkate alındığında, nihayetinde kentin toplumsal sosyal sermayesinin yüksek çıkacağı açıktır. Kentsel kültürün, birçok açıdan sosyal sermayeyi etkileyen temel bir faktör olarak kabul edildiği bu çalışmada; yerel yönetimlerin resmi politikaları açısından konu değerlendirilecek ve politika yapıcılara yön gösterecek bağlam ve vurgular açığa çıkarılmaya çalışılacaktır.
Kent Akademisi, 2023
Tarih boyunca sosyal ve ekonomik yapının evrimine bağlı olarak kentler sermaye üretiminin merkezinde yer almışlardır. Ancak kentler, bu üretim bağlantılarını korurken, kapitalizm ve doğrusal ekonomik modelin getirdiği kaynak kullanımı ve atık sorunuyla uğraşmak zorunda kalmışlardır. 1970'lerde çevresel ve ekolojik sorunların artmasıyla birlikte, çevreyi ve doğal kaynakları göz ardı eden, doğrusal ekonomik model yerine 'yap-kullan-geri kazan' ilkelerine dayanan daha çevre dostu döngüsel bir ekonomik model geliştirilmiştir. Bu kapsamda çalışmanın amacı, Türkiye'deki farklı gelişmişlik düzeyine sahip olan kentlerin döngüsellik durumunun tespit edilmesi ve kentlerin gelişmişlik düzeyi ile döngüsellik durumları arasındaki ilişkinin araştırılmasıdır. Henüz genel geçer resmi verilerin bulunmaması, genel kabul görmüş bir metodolojik yöntemin olmaması ve konunun yeni olmasından dolayı çalışma 'keşfedici araştırma' olarak tasarlanmış ve derinlemesine istatiksel analizler yapılmamıştır. Çalışmada, uluslararası düzeyde karşılaştırmaya olanak sağlayan nicel araştırma tekniklerini kullanan bir hesaplama yaklaşımı uygulanmıştır. Bu hesaplama yöntemine göre döngüsellik oranı; ilgili ölçüm dönemi içerisinde döngüsel malzemelerin yani geri kazanılmış kaynakların, o yıl ekonomiye giren toplam malzemelere oranıdır. Araştırmanın evreni olarak Türkiye'de doğrusal ekonomik model çerçevesinde üretim ve tüketim ilişkilerini gerçekleştiren herhangi bir kent örnek olarak belirlenip araştırmaya dahil edilebilecek iken; çalışmada 'amaçlı tabakalı örnekleme' yöntemi benimsenerek, araştırma konusu açısından farklı gelişmişlik düzeyine sahip İzmir,
KENTSEL SİT ALANLARINDA KENTSEL DÖNÜŞÜM PROBLEMATİĞİ: ANTALYA KALEİÇİ
e-kutuphane.imo.org.tr
Kentler işlevsel ve fiziksel açıdan birçok değişim ve dönüşüm geçirmektedirler. Özellikle son otuz yıldır, değişen dünya sisteminin birer parçası olarak kentler, yalnızca bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmenin etkisiyle değil, aynı zamanda küreselleşme olgusunun etkisiyle de kendilerini fiziksel sınırlarının ötesinde tekrar tanımlamak zorundadır. Kentsel dönüşümlerin gerçekleşme süreçleri ve sosyo-mekansal yapı ile olan ilişkileri farklı modellerle karşımıza çıkmaktadır. Yenileme, yeniden canlandırma, soylulaştırma olarak sıralayabileceğimiz kentsel dönüşümler kendilerine çoğunlukla kent merkezlerindeki çöküntü alanlarını seçmişlerdir.
GEÇ ANTİK ÇAĞ KANON TABLOLU SÜRYANİ RESİMLİ EL YAZMALARINDA TEOLOJİK ARKA PLAN
Kadim Akademi SBD, 2021
Makalenin konusu, Rabbula, Syr.33 ve Diyr.339 olarak bilinen Süryanice yazılmış kanon tablolu ve resimli 6. yüzyıl tarihli el yazmalarıdır. Bu üç nüsha, günümüze gelen en erken tarihli kanon tablolu resimli İncil el yazmalarıdır. İlki 4. yüzyılda, Kaeisareialı Eusebios (MS 260-339) tarafından Yunanca tasarlanmış kanon tabloları düzeni, daha sonra çeşitli dillere tercüme edilmiştir. Söz konusu el yazma türünden, günümüze gelebilen en erken tarihli resimli nüshalar Süryanicedir. Bir tür oldukları görülen bu el yazmaları Erken Dönem Hıristiyanlığının önemli kültür mirasıdır. Ayrıca ele alınan Kanonik İnciller, Süryani Kilisesi'nin sanatsal hünerini temsil etmesi ve resme yaklaşımını göstermesi bakımından incelenmeye değerdir. Çalışmada, öncelikle Geç Antik Çağ’da Süryani Hıristiyan cemaatinin merkezi Roma Kilisesi’nden ayrılmasına ve Doğu ile Batı Süryani Kilisesi olarak bölünmesine sebep olan teolojik tartışmalara değinilecektir. Bu bağlamda Süryani Kilisesi’nin yaklaşımı ve söz konusu üç el yazmasının üretiminde hâkim olan teolojik anlayışın saptanması amaçlanmaktadır.
KENTSEL ALANLARDA EKOLOJİK PLANLAMANIN YERİ VE ÖNEMİ
MİMARLIK PLANLAMA VE TASARIM ALANINDA ARAŞTIRMA VE DEĞERLENDİRMELER -II ARALIK 2021, 2021
kitabın yayın hakkı Gece Kitaplığı'na aittir. Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, izin almadan hiçbir yolla çoğaltılamaz. The right to publish this book belongs to Gece Kitaplığı. Citation can not be shown without the source, reproduced in any way without permission.
Öz Girişimcilik günümüzde ülkelerin kalkınması ve refah seviyesinin artması için önemli bir faaliyet olarak görülmektedir. Turizm sektörü de hızla gelişen girişimcilik alanlarının başında gelmektedir. Turizin çeşitlendirilmesi kapsamında gastronomi turizmi, ekolojik turizm (ekoturizm), inanç turizmi ve macera turizmi gibi yeni turizm türleri bakir kalmış alanlar olarak ilgi çekmektedir. Bu çalışmada, ekoturizmin yeni bir girişimcilik alanına fırsat tanıması ve farklı bir girişimcilik tipi olması nedeniyle farklı özellikleri olduğu düşünülmekte ve ekolojik çiftlik sahibi ekoturizm girişimcilerinin göstermiş oldukları girişimcilik algılarını ve özelliklerini belirlemek amaçlanmaktadır. Bu bağlamda, söz konusu çalışmada, Buğday ve Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği " nin Ta-Tu-Ta Projesi kapsamında Antalya ilinde hem tarım, hem de turizm faaliyeti gerçekleştiren 5 ekolojik çiftlik girişimcisi belirlenmiştir. Bu girişimcilerin, girişimcilik algılarını derinlemesine incelemek için yüzyüze görüşme metonu uygulanan nitel araştırma yönteminin kullanılması uygun görülmüştür. Araştırma sonucunda ekoturizm girişimcilerinin aile ve çevrede girişimcilik önyargıları, teşvik ve devlet desteğinin olmayışı, ekoturizm girişimcilerinin örgütlenememeleri, sermaye eksikliği, ekonomik getiri (kazanç), resmi (bürokratik) işlemlerin çokluğu, sektörel bilgi yetersizliği, sertifikasyon eksikliği ve ekoturizm standartları bulunmaması konularında sorunlar yaşadıkları görülmüş ve bu sorunlara yönelik öneriler sunulmuştur. Abstract Today, entrepreneurship is seen as an important activity for the development of countries and the increasing of the level of prosperity. The tourism sector is also in the first place among the fastest growing areas of entrepreneurship New tourism types such as gastronomy tourism, ecological tourism (ecotourism), faith tourism and adventure tourism are attracting attention as untouched areas within the scope of tourism diversification. In this study, it is thought that ecotourism has different characteristics due to the opportunity to find a new entrepreneurship and a different type of entrepreneurship, and it is aimed to determine the entrepreneurship perceptions and characteristics of ecotourism entrepreneurs. In this context, in this study, five ecological farm entrepreneurs who carried out both agriculture and tourism activities in the province of Antalya within the Ta-Tu-Ta Project of the Association for the Support of Wheat and Ecological Life were identified. The use of the qualitative research method, in which face-to-face interviewing was applied, was deemed suitable for in-depth analysis of entrepreneurial perceptions of these entrepreneurs As a result of the research, it has been seen that the ecotourism entrepreneurs have problems in the family and environment, lack of entrepreneurship prejudices, incentive and state support, the lack of organization of ecotourism entrepreneurs, lack of capital, economic return (gain), large number of official (bureaucratic) transactions, lack of sectoral information, lack of certification and ecotourism standards and suggestions for these problems are presented..
KRİZLERE KARŞI FİNANSAL STRATEJİLER: ANTALYA’DA KONAKLAMA İŞLETMELERİNDE BİR ARAŞTIRMA
1. Doç. Dr., Balıkesir Üniversitesi Turizm Fakültesi, ondermet@balikesir.edu.tr 2. Balıkesir Üniversitesi Turizm Fakültesi ÖZET Krizler, işletmeler için ayakta kalmanın en zor olduğu dönemleri oluşturmaktadır. Krizlerin sıklaştığı ve küreselleştiği günümüzde krizlere karşı işletmelerin stratejilerini konu alan çok sayıda araştırma yapılmaktadır. Ancak bu çalışmalar daha çok yönetim, pazarlama vb. alanlarda gerçekleşmektedir. İşletmelerde finans fonksiyonuna ilişkin kriz yönetimini konu alan çalışmalar ne yazık ki çok yetersiz durumdadır. Bu çalışmada krizlere karşı izlenen finansal stratejiler incelenmektedir. Bu kapsamda, Antalya'da konaklama işletmelerinin krizlere karşı izledikleri finansal stratejileri belirlemeye yönelik bir alan araştırması da yapılmıştır. Araştırmaya ilişkin veriler, bölgedeki büyük konaklama işletmelerinden anket yöntemiyle toplanmıştır. Araştırma sonuçları, Antalya'da konaklama işletmelerinin yatırım ve finanslama alanında bilinçli ve uygun stratejiler formüle etmek yerine, daha çok, verimlilik artırıcı ve tasarruf sağlayıcı önlemlere ağırlık verdiklerini göstermektedir.
KENTSEL PLANLAMADA COĞRAFİ BİLGİ: ELAZIĞ UYGULAMASI
Özet Günümüzde mekân kavramının ve coğrafi bilginin önemi arttıkça, kullanım alanlarının da genişlediği doğal bir süreç başlamıştır. CBS ve bilgisayar teknolojileri ile coğrafi bilgiyi kentte uygulamak işlevsel bir hal almıştır. Coğrafi koordinatlar yardımı ile sorgulama yapma imkânı, tarihi süreç ile günümüz arasında karşılaştırma biçimleri sunmaktadır. Bildiride bu yaklaşım sonucunda tespit edilen olumlu ve olumsuz şehiriçi arazi kullanım örnekleri Elazığ üzerinden verilmeye çalışılmıştır. Elazığ'da yer seçimi doğal süreçler açısından olumsuz, beşeri süreçlerin ise kentin yayılmasına katkı sağladığı işlevler olduğu anlaşılmaktadır. Elazığ'ın gelecekteki kentsel mekânlarının planlanmasında, geçirdiği tarihi süreçlerin mekânsal tecrübesi kullanılmalıdır. Böylece yanlış arazi kullanımının yerini, gelecekte doğru bir arazi kullanım fırsatı alacaktır. Özellikle çevre düzeni planlarında mutlak suretle coğrafi araştırmalara yer verilmelidir. Yanlış planlama ve arazi kullanımı, Elazığ gibi genç şehirlerin çok kısa sürede aşırı kentleşme ile karşı karşıya kalmasına neden olmuştur. Çözüm ise Elazığ'da şehre bütünleşmiş olacak yeni kent parçalarını doğru coğrafi bilgi ile planlamaktan geçmektedir. Abstract Regions are location units, which have homogenous properties in themselves and are smaller than the whole country, and of which their physical, economic and social structures can be distinguished. Potential of the regions and also unbalanced distribution of investments made by the government or private sector cause regional inequalities. Geography, of which its subject is the relation between the natural environment and the human being, continue its activities on the locations by taking into consideration natural and human geography components. That is, plans and projects to be made can not be dissociated from the locations, and they are performed entirely under the control of the geography locationally. It is the subject of planning geography to determine the most efficient methods of utilizing natural
ÜNİVERSİTE-KENT ETKİLEŞİMİNE AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ VE ANTALYA KENTİ ÜZERİNDEN SOSYOLOJİK BİR BAKIŞ
Antalya Kitabı-Selçukludan Cumhuriyete Sosyal Bilimlerde Antalya, 2018
Gelişen bilgi ekonomilerinin küresel bağlantıları haline gelen üniversiteler, kuruldukları kentlerle girift bir sosyokültürel ilişki içerisindedir. Üniversiteler kuruldukları kentlerin demografik, ekonomik, mekânsal, sosyal ve kültürel yapısına olan etkileri nedeniyle sosyolojik bir olgu olarak öne çıkmaktadır. Bu bağlamda kent kültürünün ve kentlilik bilincinin gelişmesinde üniversite-kent iş birliği ve bütünleşmesi de her zamankinden önemli hale gelmiştir. Ülkemizde de her kentte en az bir üniversitenin açılmasıyla birlikte üniversite kent ilişkisini inceleyen çalışmalar ivme kazanmıştır. Buradan hareketle bu çalışma, bir üniversite kenti olma yolunda ilerleyen Antalya’nın 5 üniversitesinden en eskisi olan ve bu yıl itibariyle öğrenci sayısı yaklaşık 74.000’e ulaşan Akdeniz Üniversitesi’nin Antalya kent toplumundaki ve Antalya kentinin Akdeniz Üniversitesi’ndeki algılanma biçimini, üniversitenin Antalya kentindeki toplumsal katkı payını ortaya koymayı, üniversite ve kent bütünleşmesi için gereken temel verileri sağlamayı amaçlamıştır. Araştırma, Akdeniz Üniversitesi’nden 100 öğrenci, 50 akademik ve idari personel ve de 150 Antalya kent sakini üzerinde anket tekniği kullanılarak gerçekleştirilmiş, veriler SPSS programı yardımıyla analiz edilmiş, bulgular alıntılarla da desteklenerek yorumlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Kent, Kent Kültürü, Toplumsal Etkileşim, Akdeniz Üniversitesi, Antalya