PISA 2012 TÜRKİYE VERİLERİNE GÖRE OKUL DEĞİŞKENLERİNİN ÖĞRENCİ BAŞARISINI YORDAMA GÜCÜ (original) (raw)
Related papers
The Journal of Academic Social Science Studies, 2013
Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de uygulanan öğretim programlarının PISA uygulamalarında ölçülen becerilerin gelişimine ne derece uygun olduğunu ortaya koymaktır. Bu amaçla, ‚6-8. Sınıflar Türkçe Öğretimi Programı’nda yer alan okuma becerisi kazanımları, PISA testinde tanımlanan okuma becerisi düzeylerini kapsayacak şekilde oluşturulmuş mu?‛ sorusuna cevap aranmıştır. Bu çalışma betimsel olup doküman incelemesine dayalı olarak yapılmıştır. Çalışmada PISA 2009 Okuma Becerileri Yeterlik Düzeylerinin Özet Tanımları ile Türkçe Dersi Okuma Becerisi Kazanımları taranarak örtüşme düzeyleri açısından karşılaştırılmıştır. Yapılan karşılaştırmaya göre 2006 İlköğretim Türkçe Dersi (6, 7, 8. Sınıflar) Okuma Becerisi Kazanımlarının elli bir tane olduğu görülmüştür. Bunlardan yaklaşık on sekizinin PISA’nın alt seviyedeki okuduğunu anlama yeterliliklerine denk geldiği görülmüştür. Türkçe dersi okuma becerilerinin çoğunlukla alt düzey kazanımlarından olması dikkat çekici noktalardan biri olmuştur. Buna bağlı olarak da öğrencilerin bir üst düzeye çıkarılması sorun oluşturmuştur. Bununla birlikte Türkçe dersine ilişkin hazırlanan kazanımların genellikle ilkokul 3,4 ve 5.sınıf düzeyindeki kazanımlardan olduğu düşünülmektedir. Bu anlamda bu kazanımlarla 6, 7 ve 8. sınıfların bir üst bilişsel düzeye çıkarılması oldukça güç görünmektedir. Bu kazanımlara göre öğrencilerin temel okuryazarlık düzeyinde kaldıkları söylenebilir. Bu bağlamda Türkçe dersinin alt düzeydeki kazanımlarıyla PISA yeterlilikleri karşılaştırıldığında Türkçe dersi kazanımlarının çok genel ve gerçekleştirilebilirliklerinin göreceli olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. O halde Türkçe dersi kazanımları daha somut ve uygulanabilir bir duruma getirilmeli ve bu kazanımların yeniden yapılandırılarak PISA düzeyine çıkarılması yönünde gözden geçirilmesi gerekmektedir.
"PISA 2012 DEĞERLENDİRMESİ: TÜRKİYE İÇİN VERİYE DAYALI EĞİTİM REFORMU ÖNERİLERİ"
Elinizdeki çalışma, PISA verilerinden yola çıkarak Türkiye'deki eğitim sistemini dünyadaki diğer eğitim sistemleriyle karşılaştırmak ve veriler ışığındaki ülkemiz için yeni eğitim politikaları önermek amacıyla hazırlanmıştır. Raporun dört bölümünde aşağıdaki sorulara yanıt verilmektedir: a.Gençlerimizin beceri seviyesi dünya liginin neresinde ve son 10 yılda hangi alanlarda ne denli başarı kaydettik? b.PISA verileriyle zirveye çıkan ülke ve ekonomiler eğitim alanındaki başarılarını nasıl kaydetti? c.PISA verilerini kullanarak başarılı bir şekilde eğitim reformu yapan ülkeler hangi tecrübelerden geçti? d.Önümüzdeki dönemde gençlerimize dünya ile rekabet edebilecek donanımları kazandırmak için eğitim sistemimizde hangi reformları niçin ve nasıl yapmalıyız?
Eğitimde ve Psikolojide Ölçme ve Değerlendirme Dergisi
Öz OECD'nin PISA 2012 Türkiye problem çözme raporuna göre Türkiye ve Sırbistan aynı matematik okuryazarlık düzeyindedir. Fakat Sırbistan'ın ortalama problem çözme yeterliğinin, Türkiye'den daha yüksek olduğu ifade edilmiştir. Bu doğrultuda bu çalışmada iki ülkenin problem çözme okuryazarlığına etki eden okul değişkenleri belirlenip karşılaştırılmıştır. Nedensel karşılaştırma yöntemi ile yürütülen bu çalışmada Türkiye örnekleminde 147 okuldan 4494 öğrenciye, Sırbistan örnekleminde ise 132 okuldan 4059 öğrenciye ait veri üzerinde ayrı ayrı HLM analizi yapılmıştır. HLM analizi sonucunda, Sırbistan için "engel ve aile bağışı" değişken etkileri, Türkiye için ise "terk, öğretmen morali ve matematik yarışı" değişken etkileri istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. İki ülkede farklı değişkenlerin problem çözme okuryazarlığı üzerinde manidar etkileri olduğu görülse de bu değişkenlerin okul iklimi kavramının birer bileşeni olması oldukça dikkate değerdir.
2018 LGS TÜRKÇE SORULARININ PISA OKUMA BECERİLERİ HEDEFLERİ AÇISINDAN İNCELENMESİ
Milli Eğitim, 2019
Okuduğunu anlama yaşamın her yerinde, önem arz eden bir beceridir. Bu nedenle okuma ve anlama becerilerine sahip olmayan öğrencilerin akademik başarıları da düşük olmaktadır. Bunun yanında okuma becerisinin kazandırılmaması ana dili eğitiminin başarısız olmasına neden olmaktadır. Okuduğunu anlamayla ilgili yapılan çalışmalarda, okuduğunu anlamanın sadece Türkçe dersini değil diğer dersleri de etkilediği ifade edilmektedir. Bu çalışmanın amacı 2018 LGS Türkçe sorularının PISA okuma becerileri hedefleriyle örtüşüp örtüşmediğini belirlemektir. Çalışma nitel olup doküman incelemesine dayalı olarak ya- pılmıştır. Yapılan incelemeler sonucunda, Türkiye’nin okuma becerisi alanında sergilediği performansın diğer ülkelere göre düşük olduğu görülmektedir. LGS Türkçe sorularının PISA okuduğunu anlama hedefleriyle örtüşme düzeylerine bakıldığında ise soruların genel olarak PISA 2 ve 3. düzeylerinde kaldığı belirlenmiştir.
11. INTERNATIONAL EUROPEAN CONGRESS ON ADVANCED STUDIES IN BASIC SCIENCES , 2024
Bu çalışmada, 2013-2023 yılları arasında Türkiye’de okul dışı öğrenme ortamlarına ilişkin yazılmış lisansüstü tezler incelenmiştir. YÖK Ulusal Tez Merkezi'nden elde edilen toplam 66 tez, doküman analizi yöntemi kullanılarak analiz edilmiştir. Tezler, yazıldıkları yıl, üniversite, yöntem, tez seviyesi ve disiplinler gibi başlıklar altında sınıflandırılmıştır. Bulgulara göre, 2023 yılı en fazla tez yazılan yıl olarak öne çıkmış ve bu alandaki akademik ilginin son yıllarda önemli bir artış gösterdiği belirlenmiştir. En fazla tez yazılan üniversite Hacettepe Üniversitesi olurken, Kastamonu ve Gazi Üniversiteleri de aktif bir şekilde bu alana katkı sağlamıştır. Yöntem analizi, nitel ve nicel yöntemlerin eşit oranda kullanıldığını, karma yöntemlerin de geniş bir şekilde tercih edildiğini ortaya koymuştur. Tezlerin büyük çoğunluğu yüksek lisans düzeyinde yazılmıştır. Disiplinler açısından ise en fazla tez Fen Eğitimi alanında yapılmış, ardından sınıf eğitimi ve sosyal bilgiler gibi alanlar gelmiştir. Sonuç olarak, okul dışı öğrenme ortamlarına yönelik araştırmaların giderek artan bir öneme sahip olduğu ve bu alanın farklı disiplinler ve yöntemlerle ele alındığı görülmüştür. Gelecekte daha fazla doktora düzeyinde çalışma yapılması ve disiplinler arası iş birliğinin teşvik edilmesi önerilmektedir.
Öz OECD'nin PISA 2012 Türkiye problem çözme raporuna göre Türkiye ve Sırbistan aynı matematik okuryazarlık düzeyindedir. Fakat Sırbistan'ın ortalama problem çözme yeterliğinin, Türkiye'den daha yüksek olduğu ifade edilmiştir. Bu doğrultuda bu çalışmada iki ülkenin problem çözme okuryazarlığına etki eden okul değişkenleri belirlenip karşılaştırılmıştır. Nedensel karşılaştırma yöntemi ile yürütülen bu çalışmada Türkiye örnekleminde 147 okuldan 4494 öğrenciye, Sırbistan örnekleminde ise 132 okuldan 4059 öğrenciye ait veri üzerinde ayrı ayrı HLM analizi yapılmıştır. HLM analizi sonucunda, Sırbistan için "engel ve aile bağışı" değişken etkileri, Türkiye için ise "terk, öğretmen morali ve matematik yarışı" değişken etkileri istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. İki ülkede farklı değişkenlerin problem çözme okuryazarlığı üzerinde manidar etkileri olduğu görülse de bu değişkenlerin okul iklimi kavramının birer bileşeni olması oldukça dikkate değerdir. Anahtar Kelimeler: PISA 2012, problem çözme yeterliği, Türkiye, Sırbistan. Abstract According to the OECD's PISA 2012 Turkey problem-solving report, Turkey and Serbia are at the same mathematical literacy level. However, Serbia's average of problem-solving competency is said to be higher than Turkey's. In this study, school variables that affect problem-solving competency of the two countries were examined and compared. The method of the study was causal comparison method, and HLM analysis was performed on data of 4494 students from 147 schools in Turkey sample and 4059 students from 132 schools in Serbia sample separately. As a result of HLM analysis, "obstacle and family donation" variable for Serbia and "abandon, teacher morale and mathematics competition" variable for Turkey were statistically significant. Although it was found that for each countries different variables influence the problem-solving competency, it was quite remarkable that these variables are in common in that they are components of the school climate concept. GİRİŞ Çok fazla değişkenin etkisinde sürekli değişen ve gelişen dünyada, toplumlar arası etkileşim kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu durum, sınırların ortadan kalkmasına ve hiçbir toplumun ve ulusun, dış dünyadan bağımsız olarak kendi içerisinde kapalı kalamamasına neden olmuştur. Bu karmaşık ve rekabetin en üst düzeye çıktığı ortamlarda sağlanacak başarı, öncelikle nitelikli insan gücüne bağlıdır. Bu bağlamda eğitim, küresel dönemin dinamikleri doğrultusunda çok boyutlu ve çok yönlü nitelikli insan modelinin yetiştirilmesinde, en etkin ve önemli araçlardan biridir (Demir, 2010:1-5).
EV ORTAM DESTEĞİ, OKUL İKLİMİ VE OKUL GÜVENLİĞİ DEĞİŞKENLERİNİN OKUMA BAŞARISINA ETKİSİ
4th International “Artemis” Congress on Humanities and Social Sciences Proceedings Book, 2023
Bu çalışmada bazı öğrenci özellikleri, ev ortam desteği, okul iklimi ve okul güvenliği faktörlerine ilişkin değişkenlerin dördüncü sınıf Alman öğrencilerin PIRLS 2016 okuma başarılarına etkisi araştırılmıştır. Almanya PIRLS 2016 evreni 17.901 okuldaki 719.596 dördüncü sınıf öğrencisinden oluşmaktadır. Örneklemi ise 208 okuldaki 3.959 öğrencidir. Veri setindeki kayıp veriler listesel eleme tekniği ile veri setinden çıkarılmıştır. Listesel eleme sonrası okul örneklem büyüklüğü 199’a öğrenci örneklem büyüklüğü 2481’e düşmüştür. PIRLS 2016 rassal örnekleme tasarımına göre öğrenciler sınıflarda, sınıflar da okullarda kümelenmiştir. Almanya örneklemine her okuldan bir sınıf dâhil edildiği için sınıflar okulları temsil etmektedir. Bu nedenle çalışmada birinci düzey öğrenci, ikinci düzey okul olmak üzere çok düzeyli modelleme yöntemi kullanılmıştır. Öğrenci düzeyi değişkenleri (cinsiyet, doğum yeri, evdeki eğitim kaynakları, evde Almanca konuşma sıklığı, İlkokula başlarken okuma faaliyetlerini yerine getirme becerisi, ebeveynin okumayı sevmesi, okul öncesi eğitime katılım, okula aidiyet, derse katılım, zorbalık) grup ortalaması etrafında merkezileştirilmiştir. Okul düzeyi değişkeni, okulun sosyoekonomik statüsü ise genel ortalama etrafında merkezileştirilmiştir. Bulgulara göre Alman öğrencilerin okuma başarısına etkisi en yüksek değişken okulun sosyoekonomik statüsüdür. Bu öğrencilerin okuma başarısına etkisi en yüksek öğrenci düzeyi değişkeni ise öğrencinin doğum yeridir. Bulgulara göre doğum yeri Almanya olan, evde sıklıkla Almanca konuşan, evinde çok sayıda eğitsel kaynağı bulunan öğrenciler okumada daha başarılıdır. Bununla birlikte, okul öncesi eğitime katılım süresi arttıkça öğrenci başarısı da artmaktadır. Öğrencinin ilkokula başlarken bazı okuma becerilerine sahip olması, ebeveynin okumayı sevmesi öğrencilerin okuma başarısını olumlu yönde etkilemektedir. Okula aidiyeti yüksek öğrenciler, düşük düzeyde de olsa daha başarılıdır. Ayrıca haftada en az bir defa zorbalığa maruz kalan öğrenciler okumada daha düşük başarı göstermektedir. Öğrencinin cinsiyetinin ve derse katılımının okuma başarısına anlamlı bir etkisi olmadığı görülmüştür.