SHORT TIME WORKING ALLOWANCE-KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ KAPSAMINDA İŞYERİ ANALİZİ VE TÜRKİYE İŞ KURUMU İÇİN MODEL ÖNERİSİ (original) (raw)
Related papers
CİNSİYETİN İŞ DOYUMU ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: KAMU ÇALIŞANLARI ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA
İş doyumu, insanın yaptığı işten zevk almasını, tatmin olmasını ve hayat kalitesini ifade etmektedir. Bu araştırmanın temel amacı, hem çalışanlar ve hem de örgütler açısından önemli bir unsur olan iş doyumu üzerindeki cinsiyet değişkenin etkisini incelemektir. İnsan kaynaklarının işi hakkında hissettiği duygu olarak tanımlanan iş doyumu; iş verimliliği, çalışan devamlılığı, performans gibi örgütlerin başarısını etkileyen birçok kavram arasında önemli bir yere sahiptir. Bu çerçevede, Karabük ilindeki bir kamu kurumunda çalışan insan kaynaklarının, iş doyum durumları, iş doyum ölçeği ile ölçümü ve cinsiyetin iş doyumu üzerindeki etkileri incelemiştir. Bu inceleme anket yöntemiyle elde edilen verilerin analiz edilip yorumlanması ile gerçekleştirilmiştir. Analiz sonuçlarına göre iş doyum ölçeğinde yer alan bazı yargıların cinsiyet ile anlamlı olarak farklılaştığı görülmüştür. Anlamlı bulunan yargıların yöneticilerce dikkate alınması, insan kaynaklarının moral ve motivasyonlarını arttırarak örgütsel etkinliğe katkıda bulunacak ve daha yaşanabilir örgütlerin oluşturulmasına hizmet edebilecektir.
HOLT-WINTERS TAHMİNLEME YÖNTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRMALI ANALİZİ TÜRKİYE İŞSİZLİK ORANLARI UYGULAMASI
Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi - Ataturk University Journal of Economics & Administrative Sciences, 2018
Özet: İşsizlik sorunu modern çağın en büyük problemlerinden biridir. Gelişmekte olan ülkeler kategorisinde yer alan ülkemiz de bu sorundan oldukça muzdariptir. İşsizlik sorununa kısa, orta ve uzun vadeli çözüm önerileri getirilirken, işsizlik oranlarının bilimsel olarak tahmin edilmesi, bu sorunun çözümü konusunda ileriye yönelik daha ciddi önlemler alınmasına yardımcı olacaktır. Türkiye işsizlik oranları Toplamsal ve Çarpımsal-Mevsimsel Holt-Winters yöntemleri ile tahminlenmiştir. Yöntemlerin analizinde, Kasım 2016-Ocak 2018 dönemi olan ex-post tahmin dönemi aylık işsizlik oranlarından yararlanılmıştır. Yöntemler model ölçüm kriterleri temel alınarak kıyaslanmıştır. Toplamsal-Mevsimsel HW yönteminin diğer yönteme kıyasla daha başarılı bir sonuç verdiği saptanmıştır. Bu yöntem kullanılarak 11/2016-01/2018 dönemi olan ex-ante tahmin dönemi Türkiye işsizlik oranları için tahmin analizi yapıldığında işsizlik oranlarının artarak devam edeceği test edilmiştir. Abstract: Unemployement is one of the biggest problems of modern time. Our country in developing countries category is also stricken from this problem. As solution suggestions is brought to unemployement problem in short, middle and long term, Forecasting of unemployement rates scientifically will help to be taken forward more crutial cautious about solving this problem. Turkey unemployement rates was forecasted with Additive and Multiplicative-Seasonal Holt-Winters methods. Kasım ex-post forecast term that is 2016-Ocak 2018 term monthly unemloyement rates were utilized in the analysis of methods. The methods were compared based on model measurement criteria. It has been found that the Additive-Seasonal HW method is more successful than the other one. When ex-ante forecast term that is 11/2016-01/2018 term Turkey unemployement rates were made forecast analysis by using this method, It was tested that unemployement rates will continue Increasingly.
İş Hukukunda Kısa Çalışma Kavramı ve Kısa Çalışma Ödeneğine Hak Kazanmanın Koşulları
2014
Calisma yasami cesitli rizikolarla doludur. Hem isci hem de isveren ekonomik gelismelerin seyrine gore gerekli tedbirleri alarak bu rizikolara katlanmaya calismaktadir. Ozellikle ulke ekonomisini ve calisma yasamini olumsuz etkileyen genel ekonomik kriz veya zorlayici nedenlerde isci ve isverenin dayanisma halinde bu durumdan kurtulmasi makul bir cozum gibi gozukmektedir. Kriz donemlerinde iscilerin issiz kalmasini onlemenin bir yolu iscinin ihtiyaclarini karsilayip onu iste tutacak bir odenegin saglanmasidir. Bu calismada biz ilk kez 4857 sayili Is Kanunu ile duzenlenen, kriz donemlerinde isci ve isverenin dayanisma halinde zor durumdan kurtulmasini amaclayan “Kisa Calisma ve Kisa Calisma Odenegi” uygulamasini Is Hukukumuz acisindan yururlukteki mevzuati goz onunde bulundurarak kapsamli bir sekilde inceledik. Calismamiz iki bolumden olusmaktadir. Ilk bolumde is hukukunda yer bulan kisa calisma kavramini hukuksal boyutuyla ele alip inceleyecegiz. Ikinci bolumde ise kisa calisma oden...
İŞGÜCÜ PİYASASINDA YENİ BİR GÜVENCESİZLİK MODELİ: ÖZEL İSTİHDAM BÜROLARI VE KİRALIK İŞÇİLİK
1980 sonrası hemen hemen tüm dünya ülkelerini etkisi altına alan küreselleşme olgusu üretim ve yatırım biçimlerini, sermaye hareketlerini, işgücü piyasaları ve çalışma ilişkilerini dönüşüme uğratmıştır. Aynı dönemde yine başta Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm dünyada etkin kılınmaya çalışılan Neoliberal ekonomi politikaları kamusal hizmet ve yatırımların özelleştirilmesi, sermaye hareketlerinin koşulsuz serbestleştirilmesi, mal ve işgücü piyasalarının kuralsızlaştırılması (devlet müdahalesinden arındırılarak düzenleme dışı bırakılması) gibi temel bazı uygulamalarıyla daha önceki dönemin hakim modeli olan ulusal kalkınmacılığa dayalı fordist ve ithal ikâmeci ekonomi modelini alaşağı etmiştir. Özellikle işgücü piyasalarının yabancı sermaye istekleri doğrultusunda kuralsızlaştırılarak esnekleştirilmesi, emek maliyetlerinin düşürülmesi, sosyal hak ve güvencelerin tasfiye edilmesi, sendikal özgürlüklerin tamamen engellenerek işçilerin örgütsüzleştirilmesi vb. uygulamalar küresel kapitalizm ve neoliberalizmin emek piyasalarındaki yansımaları şeklinde okunmalıdır. Bu çerçevede 2000’li yıllardan sonra ülkemizde de uygulamaya konulan özel istihdam büroları ve geçici iş ilişkisi kurma /kiralık işçilik programları, zaten uzun süredir devletin yükümlülükler alanından uzaklaşarak özelleşmiş olan istihdam yaratma işlevine ek olarak istihdam ilişkisi kurmanın da özelleştirildiği bir durumu ifade etmektedir. Bu bildiri kapsamında özel istihdam büroları ve kiralık işçilik uygulaması, küresel ekonomi ve rekabet modeli/paradigması çerçevesinde ele alınacak ve konu, neoliberalizmin özelleştirme, esnekleştirme, güvencesizleştirme ve kuralsızlaştırma gibi temel ilkeleri bağlamında irdelenecektir. Bu uygulamanın işgücü piyasasında yaratacağı geçicilik, güvencesizlik ve örgütsüzlük, düşük ücretler, atipik çalışma ilişkileri, sosyal hak ve güvencelerin gevşetilmesi ve çalışma hayatının dönüşümü dünyadan ve Türkiye’den çeşitli örneklerle değerlendirilecektir.
KÜRESELLEŞME EKSENİNDE TAM ve KISMÎ SÜRELİ ÇALIŞMA ile UZAKTAN ÇALIŞMA BİÇİMLERİ
Lebib Yalkın Mevzuat Dergisi, 2017
Emeğin bir ücret karşılığı sunulduğu iş piyasaları son dönemde esnekleşmeyle karşı karşıya kalmıştır. Bu durumu işçi aleyhine yorumlayanlar olduğu gibi, istihdamın artırılması yönünde olumlu bir adım olarak görenler de vardır. Batı'da 1980'lerde başlayan esnekleşme olgusu, ülkemizde yeni yasalaşmıştır. Bu bağlamda belirli ve belirsiz süreli iş sözleşmesi çerçevesinde esnekleşmeye bağlı olarak tam ve kısmi süreli çalışma, çağrı üzerine çalışma, evden veya uzaktan çalışma konuları ayrı ayrı irdelenecektir. Son olarak konunun sosyal güvenlik sistemine etkisi ve karşılıklı etkileşimi ele alınacaktır.
İŞSİZLİK ORANI ve İŞGÜCÜNE KATILIM ORANI ARASINDAKİ UZUN DÖNEMLİ İLİŞKİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ
Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi, 2019
ĠĢsizlik oranı (UR) ile iĢgücüne katılım oranı (LFPR) arasında uzun dönemli bir denge iliĢkisinin olması, iĢsizlik oranının emek piyasasının ve ekonominin genel durumunu sağlıklı bir biçimde yansıtmasını engelleyebilecektir. Ayrıca böyle bir iliĢkinin varlığı, Türkiye de dâhil olmak üzere yüksek iĢsizlik oranına sahip ülkelerde, iĢsizlik oranının istenilen seviyelere düĢürülmesini engelleyebilecektir. Bu çalıĢmada UR ile LFPR arasındaki uzun dönemli iliĢki Türkiye ekonomisi için Johansen (1988, 1991) koentegrasyon yöntemi ile genel ve cinsiyet düzeyinde seriler kullanılarak incelenmiĢtir. ÇalıĢmada aylık verilerle 2005:01-2019:04 dönemi kapsanmıĢtır. Bu çalıĢmayı literatürdeki diğer çalıĢmalardan ayıran temel özellikler Ģunlardır: Öncelikle, koentegrasyon analizinin üzerine kurulu olduğu Vector Autoregression (VAR) modellerinin istatistiksel özelliklerinin uygun olmasına özellikle dikkat edilmiĢtir. Hem istatistiksel analizin hem de iktisadi yorumların geçerli olması için çok önemli olan bu hususun (Juselius, 2006, s. 46) literatürde genellikle göz ardı edildiği görülmektedir. Ġkinci olarak, verinin taĢıdığı bilgileri bozmamak için farklı frekanstaki verilerin bir araya getirilmesi, interpolasyon ve bazı mekanik mevsimsel düzeltme tekniklerinin tüm serilere uygulanması gibi iĢlemlerden özellikle uzak durulmuĢtur. Analiz sonuçları gerek genel gerek cinsiyet düzeyindeki seriler için UR ile LFPR arasında bir koentegrasyon iliĢkisi olmadığını göstermiĢtir. Bu bulgu Türkiye ekonomisi için LFPR'deki değiĢimler nedeniyle iĢsizlik oranının ekonominin genel durumunu iyi yansıtmayacağı düĢüncesini desteklememektedir. Ayrıca yine bu bulgu, Türkiye ekonomisinde iĢsizlik oranının düĢürülememesinin bir nedeninin LFPR'deki değiĢimler olduğu görüĢünü de desteklememektedir.