İl Yönetimi Sisteminde Değişim (original) (raw)

Türkiye’de Büyükşehir Yönetimlerine İlişkin Değişim ve Dönüşüm

Uluslararası Yönetim Akademisi Dergisi, 2020

Yerel hizmetlerin etkin ve verimli bir şekilde yerine getirilebilmesi aslında hizmetleri sunan birimlerin ve kurumların varlık nedenidir. Bunların başında, dünyadaki değişim ve dönüşüme paralel olarak büyüyen şehirler ve onların yönetimleri gelmektedir. Bu nedenle Türkiye'deki belediye yönetimlerine ilişkin gelişme, özellikle büyükşehir yönetimleri açısından her zaman gündemde olmuştur. Bunun temel sebebi, kentlere olan nüfus hareketliliği ve büyük şehirlerin hemen her alanda artan sorunlarıdır. Çalışmanın konusu; Türkiye'de bir alan yönetimi görünümüne sahip olan büyükşehir belediyelerinin değişim ve dönüşümünün incelenmesidir. Çalışmanın amacı büyük nüfuslu kentsel alan yönetimleri için geliştiren özel yönetim şeklinin (büyükşehir belediye modeli) etkinlik ve verimliliğinin değerlendirilmesi ve gelecek modeller için önerilerde bulunmaktır. Makalede, yürürlükteki hukuk normlarının tarihsel bir süreç içerisinde analizi yapılmıştır. Ayrıca bu dönemde kanunlaşan düzenlemeler ile birlikte kabul edilen büyükşehir yönetim modelleri değerlendirilmiştir.

DÜNDEN BUGÜNE YEREL YÖNETİMLERİN DEĞİŞİMİ

21.Yüzyılda Türk Kamu Yönetiminin Değişimi , 2021

Her hakkı saklıdır. Yazarından ve yayınevinden yazılı izin alınmaksızın bu kitabın fotokopi veya diğer yollarla kısmen veya tamamen çoğaltılması, basılması ve yayınlanması yasaktır. Aksine davranış, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince, 5 yıla kadar hapis ve adli para cezaları ile fotokopi ve basım aletlerine el konulmasını gerektirir.

Yeni Hükümet Sistemi, İl İdaresini Daha Da İstikrarsız Yaptı!

MÜLKİ İDARENİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI, 2022

İllerin 24/4/2018-24/10/2024 Arasındaki Vali ve Belediye Başkanı Sayıları güncellenmiştir. Türkiye genelinde bir ilin valisi ortalama olarak “1,9” yılda bir değişmektedir. İl/büyükşehir belediyelerinde ise başkan “2,3” yılda bir değişmektedir. -1/1/2000-24/4/2018 tarihleri arasında Türkiye genelinde bir ilin valisi ortalama olarak “2,3” yılda bir değişmekteyken, son 6,5 yıllık sürede ise “1,9” yılda bir değişmektedir. Yani ‘son 6,5 yıllık sürede mülki idarede istikrarsızlık daha da artmıştır’.

FARKLI HÜKÜMET SİSTEMLERİ YEREL YÖNETİMLERDE DEĞİŞİMİ GEREKTİRİR Mİ

12. KAYSEM TÜRKİYE’DE TOPLUM, YERLEŞİM VE YÖNETİM TARTIŞMALARI, 2019

Türkiye,16 Nisan 2017 anayasa değişikliği referandumu ve 24 Haziran 2018 seçimleri sonrasında Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile birlikte yeni bir yönetim sistemine geçmiş bulunmaktadır. Türkiye uzun bir devlet tarihine sahip, kendine has toplumsal yapısı ve devlet geleneği olan bir ülkedir. Modern manada Türkiye’de yerel yönetim geleneği Batı Avrupa ülkeleri ile kıyaslandığında kısa bir tarihe sahip gibi görünse de bir bucuk asırlık bir geçmişi bulunan kendi yerel yönetim modelini oluşturmuş bir ülkedir. Kamu yönetimleri, üzerine düşen görev ve hizmetleri icra ederken, merkeziyetçi yönetim anlayışının mı ya da yerel yönetim anlayışının mı daha ağırlıklı olarak uygulanacağı tercihinde bulunurken; ülkelerin yönetim gelenekleri, siyasi, sosyal, kültürel koşulları yanında nüfus ve coğrafi büyüklükleri ile güncel gelişmelerinde rol oynadığı söylenebilir. Yerinden yönetim ile merkezi yönetim bir bütün olarak kamu yönetimini meydana getirir. Kamu yönetimi ise yürütme organının hiyerarşik yapısı içinde yer almaktadır. Yürütme sisteminde bir değişim merkezi hükümet yapısında bir değişimi beraberinde getirirken bu türden bir değişim yerel yönetimleri de kapsar biçimde kamu yönetiminde topyekûn bir değişimi gerektir mi? Çalışmada bu konu hakkında değerlendirmelerde bulunulacaktır. Çalışmada ayrıca başkanlık sistemi ile yönetilen federal ve üniter devlet yapısına sahip ABD, Meksika, Şili ve Güney Kore gibi ülkelerdeki yerel yönetim sistemleri, anayasal ve yasal metinlerde yer alan haliyle özerklik düzeyleri ve aktarılan yetkiler etrafında incelenecektir. Türkiye’de yakın zamanda değişen hükümet sisteminin yerel yönetimlerde bir değişimi gerekli kılması veya mevcut durumun sürekliliğine etkisi incelenen ülke örnekleri beraberinde karşılaştırmalı olarak değerlendirilmeye çalışılacaktır. Bu örneklerden bulgular, aynı hükümet sistemlerine sahip ülkelerde farklı yerel yönetim modellerinin varlığının sadece hükümet sistemleri ile ilişkili bir durum olmadığını göstermektedir. ABD, Brezilya, Arjantin, Meksika, Güney Kore, Şili, Endonezya gibi ülkeler başkanlık sistemi ile yönetilmelerine rağmen bu ülkelerin ne tamamı federal devlet yapısına ne de tamamı üniter devlet yapısına sahiptirler. Ülkeler kendi yerel yönetim modellerini oluştururken sahip olduğu, yönetim geleneği, siyasi, sosyo – ekonomik koşullar, coğrafya ve nüfus büyüklüğü gibi koşulların daha belirleyici olduğu söylenebilir. Türkiye bir yüzyılı aşan parlamenter yönetim sisteminden Cumhurbaşkanlığı (başkanlık) hükümet sistemine geçmiş bulunmaktadır. Üniter devlet anlayışına göre örgütlenen ve güçlü merkeziyetçi yönetimi geleneği bulunan Türkiye’de hükümet sistemindeki bir değişim üniter devlet yapılanmasında ve merkeziyetçi yönetimi anlayışında bir değişimi gerekli kıldığı yönünde bir zaruret bulunmamaktadır. Üniter devlet yapısında değil ancak merkeziyetçi yönetim anlayışındaki bir değişim hükümet sisteminden ziyade zamanın ve gelişen koşulların bir sonucu olarak ortaya çıkabilir. Çalışmada, değişen hükümet sistemi ile birlikte, değişim zorunluluğu bulunmayan üniter yapının sürdürülmesinde bir problem alanı bulunmadığına yönelik bir değerlendirmede bulunulmaktadır. Konu; farklı ülke örnekleri üzerinden karşılaştırmalı olarak yerel yönetimlerin özerklik düzeyi ve sahip oldukları yetkiler üzerinden ele alınacaktır. Anahtar Kelimeler: Hükümet Sistemleri, Yerel Yönetimler, Üniter ve Federal Devletlerde Yerel Yönetimler, Başkanlık Sistemlerinde Yerel Yönetimler

Türkiye Cumhuriyeti Mülki İdare Tarihinde İlçeye Dönüştürülen İller

Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi, 2023

Cumhuriyet Dönemi’ndeki mülki idare taksimatı konusunda yapılan araştırmalarda genellikle zaman içinde il sayısının artmasına, yani belirli kriterler gözetilerek bazı ilçelerin il statüsüne getirilmesine odaklanılmaktadır. Emsallerinden farklı olarak bu araştırmada Cumhuriyet Dönemi’nde ilçeye dönüştürülen ve sonrasında tekrar il statüsüne getirilmeyen kentler (Beyoğlu, Üsküdar, Çatalca, Ergani, Gelibolu, Genç, Kozan, Siverek, Doğubayazıt, Silifke, Şebinkarahisar) konu edilmektedir. Araştırmanın amacı, söz konusu on bir kentin ilden ilçeye dönüştürülme süreçlerinde sunulan gerekçeler ile mevzuatta yer alan il olma koşullarının ne ölçüde bağdaştığının tespit edilmesidir. Bu çerçevede ilk olarak, Osmanlı İmparatorluğu’ndan kalan mülki idare mirasına, ardından cumhuriyet dönemindeki mülki idare taksimatının serüvenine yer verilmiştir. Son olarak ise arşiv vesikaları, resmî gazete, kurum raporları ve bilimsel araştırmalardan yararlanılarak araştırmanın bulguları ortaya koyulmuştur. Ulaşılan bulgular, Cumhuriyet Dönemi’nde yeniden il statüsüne getirilmeyen on bir ilin ilçeye dönüştürülmesinde mevzuatta yer alan iki temel koşulun (coğrafya durumu ve ekonomik koşullar) belirleyici olduğunu; ancak bunun yanında nüfus, yüzölçümü, bayındırlık, özel idarenin yetersizliği ve askerî örgütlenme gibi kriterlerin de mülki idare taksimatında önemli oranda rol oynadığını göstermektedir.

Türkiye'de Yakın Dönemde Yapılan Yerel Yönetim Reform Çalışmalarının İl Özel İdarelerine Yansımaları

Çağdaş Yerel Yönetimler, 2009

Özet: Türk yerel yönetim sisteminin yeniden düzenlemesi konusu sürekli olarak tartişıl mış; ancak en radikal yasal değişikler, Adalet veKalkınma Partisihükümetleri tarafin~ dan gündemegetirilmiştir. İr özel idarelerinin yapı ve işlevini değıştiren 2005 tarih ve 5302 sayılı İl Ozel İdaresiKanunu (İÖİK), söz' konusu kanuni düzenlemelerin en önem !ilerinden birisidir. Bu yeni sistem çerçevesinde, özellikle, merkezi yönetimintaşradaki. vesayet makamı olan, valinin il özel idaresisistemi içindeki özerk~numundaki değişim~ den kaynaklanabilecekfirsatlar ve sorunların değerlendirilmesi elzemdir. Bu makalede, Türkiye 'nin farkıt coğrafi bölgelerindenörnek olarak alınan farklı gelişmişlik dilzeyin deki illerdeki atanmış yöneticiler (valiler) ile seçilmiş yöneticiler (i/genel meclisi baş kanları) üzerinde yapılan araştırma ile İÖİK'ninuygulamada ne gibifaydalar sağladığı ve/veya ne gibi sorunlaryarattığı ortaya çıkarılmayaçalışılmıştır, Bu araştırmanın bul guları, İÖİK 'nin "etkinlik ve katılım" ile "idarenin bütünlüğü ve üniter devlet yapısı" ikilemi üzerine kurulduğunu ve yeni sorunlara davetiye çıkardzğınzgöstermektedir.•. Anahtar Sözcükler: Yerel yönetim refOrmu, il 'özel idaresinde reform, vali, il genel mec~ !isi başkanı. .

YEREL YÖNETİMLERİN HİZMET SUNUMLARINDAKİ DEĞİŞİM ve e-BELEDİYECİLİK

Bilgi çağı toplumunun katılımcılık, şeffaflık, vatandaş odaklılık, hesap verebilirlik gibi ilkelere sahip olan "yönetişim" anlayışı, kendisini hemen her alanda olduğu gibi, yerel yönetimlerin yeniden yapılanmasında da göstermektedir. Yerel yönetimler, halka en yakın kamu yönetimi birimidir. Yerel yönetimlerin yeniden yapılanmaları, hizmet sunumlarını elektronik ortama yansıttıkları e-belediyecilik uygulamalarında da izlenebilmektedir.

YEREL YÖNETİMLER VE SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ ETKİLEŞİMİ BAKIMINDAN YENİ BELEDİYE YASASININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Pek çok ülkede toplum, siyasal güç ve ortak amaç varlığına dayanan klasik yönetim tanımı ve yaklaşımı artık yetersiz kalmaya başlamıştır. Bu durumun genel nedeni olarak “küreselleşme” denilen sürekli ve hızlı gelişme süreci gösterilmektedir. Küreselleşmeye ve onun dinamiklerine koşut ve onlarla etkileşimli biçimde klasik siyasal, sosyal ve ekonomik kurumlarda ciddi anlayış değişiklikleri baş göstermiştir. Örneğin, demokrasi-seçim ilişkisi sorgulanmaya başlanmış ve temsili demokrasinin yetersizliğinden hareketle, demokrasi terimi ek sıfatlarla (doğrudan, çoğulcu, katılımcı, radikal,söylemsel, kuruluşlardan oluşan) anılır olmuştur. Ayrıca, klasik yurttaş tanımının yerini de toplumda çokyönlü ilişkiler ve iletişim içinde olan “ağdaş (network member)” tanımı almaya başlamıştır. Öte yandan, devletle toplum ve birey arasında yeni etkileşimsel ilişkilerin gereğinden söz edilir olmuştur (Göymen, 2000: 6). Bu çerçevede ortaya atılan “yönetişim” kavramı, merkezi güce ve hiyerarşik yapıya dayalı yönetim anlayışı yerine, birlikte düzenleme, birlikte yönetim, birlikte üretim ve kamu-özel işbirliğini öngörmektedir.

Toprağa Dayalı Örgütlenme: İl Yönetimi Sisteminin Kuruluşu

Türkiye’de mülki idare sistemini konu alan çalışmalarda ulus-devletin kurulması ve kapitalizmin gelişmesinin Osmanlı’dan daha farklı bir olgu olduğu ve yeni bir örgütlenmenin gerekliliği göz ardı edilmiştir. Bu nedenle il sisteminin kökeni 1864 tarihli Vilayet Nizamnamesi’ne dayandırılmış, Cumhuriyet döneminde Osmanlı yönetim düzeninin devralındığı söylenmiştir. Ne milli mücadele yılları, ne de Cumhuriyet dönemi kapsamlı bir incelemeye konu olmuştur. Oysa il yönetimi sistemi Osmanlı eyalet sistemi kaldırılarak inşa edilmiş, Cumhuriyet’in toprağa dayalı örgütlenme politikası 20’li ve 30’lu yıllarda gündeme gelen bir dizi karar ve uygulama bütünü içinde hayata geçirilmiştir. Bu yazı, güncel kamu reformları sürecinde köklü bir değişime konu olan il yönetimi sisteminin milli mücadele döneminde başlayıp, Cumhuriyetin ilk yıllarında biçimlenen kuruluşunu ele almaktadır.