Yeni Hükümet Sistemi, İl İdaresini Daha Da İstikrarsız Yaptı! (original) (raw)
Related papers
İl Yönetimi Sisteminde Değişim
Küresel piyasa ilişkilerinin iktisadi ve toplumsal örgütlenmeye egemen olmasının istendiği bir düzende amaç, ulusal siyasetten/yönetimden bağımsız bir devlettoprak ilişkisi yaratmaktır. İl yönetimi/mülki idare sisteminde değişim, şimdiye kadar valiliklerin emrinde "yetki genişliği" esasına göre, merkez adına yönetilen işlerin, bundan böyle "özerklik" esasına göre çalışan ve merkezi yönetim adına değil, doğrudan kendi tüzel kişiliği adına hareket eden yerel/bölgesel yönetimlerce yürütülmesi anlamına gelmektedir. Güncel kamu reformları, merkezi yönetimin taşra örgütlenmesi (il ve ilçe yönetimi) için kolluk işlevleriyle sınırlı bir yapı öngörmektedir. Bu yazı, il genel yönetimi sisteminin 1980'den sonra geçirdiği dönüşümü konu almaktadır.
Yeni Yönetimin Ana Unsurları: Yerelleşme, Demokratikleşme ve İl Özel İdaresi
ANEMON DERGİ, 2014
Seksenli yıllardan sonra gündeme gelen yerelleşme söylemleri, uluslararası örgütlerin talepleriyle güç kazanmış, doksanlı yıllarda Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı ile yasal zeminde yer bulmuştur. Ülkemizin üniter yapısı itibariyle çeşitli maddelerine çekince koyduğu anlaşma, kabul edilen haliyle maksadını gerçekleştirmekten hayli uzak görülmektedir. İkibinli yıllarda ise çeşitli yerel yönetim reformlarıyla özerkliğe özgü düzenlemeler yapılmaya çalışılsada yargı tarafından iptaliyle sonuçlanmıştır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin Türkiye Cumhuriyeti İdari Teşkilatına Getirdiği Yenilikler
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin Türkiye Cumhuriyeti İdari Teşkilatına Getirdiği Yenilikler, 2021
Öz Türkiye'de 16 Nisan 2017 tarihinde kabul edilen referandum sonucunda hükümet sistemi değişmiş ve 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan seçimler sonucunda 9 Temmuz 2018 tarihinde Cumhurbaşkanının yemin ederek göreve başlamasıyla birlikte Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi fiili olarak uygulanmaya başlanmıştır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi sadece yasama, yürütme ve yargı kuvvetleri arasındaki ilişkilere değil, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin idari teşkilatına da önemli yenilikler getirmiştir. Yeni hükümet sistemi başkanlık sistemine çok benzese de ABD'de uygulanan başkanlık sistemi ile birebir aynı değildir. Başkanlık sistemlerinin en önemli özellikleri tek başlı yürütmenin ve geniş yetkilerle donatılmış bir devlet başkanının olmasıdır. Bu özellikler Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin de temel özellikleridir. Bu nedenle, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin uygulanmaya başlamasıyla, parlamenter sistemlerde önemli görev ve yetkileri olan "başbakanlık" ve "bakanlar kurulu" Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda ve idari teşkilatında artık yer almamaktadır. Cumhurbaşkanlığı makamının güçlendirilmesi için Cumhurbaşkanlığı Ofisleri ve Cumhurbaşkanlığı Politika Kurulları kurulmuştur. Yeni hükümet sisteminin getirdiği bir diğer yenilik ise "Cumhurbaşkanı Yardımcılığı" makamıdır. Bu çalışmada, Türkiye Cumhuriyeti idari teşkilatı 9 Temmuz 2018 öncesi ile karşılaştırılmış, Türkiye Cumhuriyeti idari teşkilatındaki yeni aktörlerin görev ve yetkileri incelenmiştir.
YEREL YÖNETİMLERİN YENİDEN ÖLÇEKLENDİRİLMESİ SORUNU: YENİ BÖLGECİLİK BAĞLAMINDA 6360 SAYILI KANUN
Rhetoric of political power for ongoing reforms based on economies of scale in the number of policy documents are embodied by Act No. 6360. After growing scale, it is observed that metropolitan municipalities which adjacent areas overlapped with province borders have begun to look for investors through the territory of the county municipalities. In this study, it is claimed that a policy is followed based on a growing scale on local through the new regionalism approach starting from the assumption which has done legal arrangements for growing scale target in order to mobilize competitive local dynamics and renewing the national economy through foreign capital.
Türkiye'de Yakın Dönemde Yapılan Yerel Yönetim Reform Çalışmalarının İl Özel İdarelerine Yansımaları
Çağdaş Yerel Yönetimler, 2009
Özet: Türk yerel yönetim sisteminin yeniden düzenlemesi konusu sürekli olarak tartişıl mış; ancak en radikal yasal değişikler, Adalet veKalkınma Partisihükümetleri tarafin~ dan gündemegetirilmiştir. İr özel idarelerinin yapı ve işlevini değıştiren 2005 tarih ve 5302 sayılı İl Ozel İdaresiKanunu (İÖİK), söz' konusu kanuni düzenlemelerin en önem !ilerinden birisidir. Bu yeni sistem çerçevesinde, özellikle, merkezi yönetimintaşradaki. vesayet makamı olan, valinin il özel idaresisistemi içindeki özerk~numundaki değişim~ den kaynaklanabilecekfirsatlar ve sorunların değerlendirilmesi elzemdir. Bu makalede, Türkiye 'nin farkıt coğrafi bölgelerindenörnek olarak alınan farklı gelişmişlik dilzeyin deki illerdeki atanmış yöneticiler (valiler) ile seçilmiş yöneticiler (i/genel meclisi baş kanları) üzerinde yapılan araştırma ile İÖİK'ninuygulamada ne gibifaydalar sağladığı ve/veya ne gibi sorunlaryarattığı ortaya çıkarılmayaçalışılmıştır, Bu araştırmanın bul guları, İÖİK 'nin "etkinlik ve katılım" ile "idarenin bütünlüğü ve üniter devlet yapısı" ikilemi üzerine kurulduğunu ve yeni sorunlara davetiye çıkardzğınzgöstermektedir.•. Anahtar Sözcükler: Yerel yönetim refOrmu, il 'özel idaresinde reform, vali, il genel mec~ !isi başkanı. .
Yerel Yöneti̇mlerce Çikarilan Yönetmeli̇kleri̇n Yayim Ve Kali̇te Sorunu
Bingöl Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2021
geçirilmemektedir. Bu çalışmada, mevzuat kalitesini artırmak için yerel yönetimlerce çıkarılacak yönetmelik taslaklarına ön inceleme yapılması, hukuki belirliliği sağlamak amacıyla yeni çıkarılan yönetmelikleri yayımlamak üzere Yerel Yönetimler Bülteni kurulması ile yürürlükteki yönetmelikleri tek metin haline getirerek yayımlayan Yerel Yönetimler Mevzuatı Bilgi Sistemi kurulması önerilmektedir.
Pek çok ülkede toplum, siyasal güç ve ortak amaç varlığına dayanan klasik yönetim tanımı ve yaklaşımı artık yetersiz kalmaya başlamıştır. Bu durumun genel nedeni olarak “küreselleşme” denilen sürekli ve hızlı gelişme süreci gösterilmektedir. Küreselleşmeye ve onun dinamiklerine koşut ve onlarla etkileşimli biçimde klasik siyasal, sosyal ve ekonomik kurumlarda ciddi anlayış değişiklikleri baş göstermiştir. Örneğin, demokrasi-seçim ilişkisi sorgulanmaya başlanmış ve temsili demokrasinin yetersizliğinden hareketle, demokrasi terimi ek sıfatlarla (doğrudan, çoğulcu, katılımcı, radikal,söylemsel, kuruluşlardan oluşan) anılır olmuştur. Ayrıca, klasik yurttaş tanımının yerini de toplumda çokyönlü ilişkiler ve iletişim içinde olan “ağdaş (network member)” tanımı almaya başlamıştır. Öte yandan, devletle toplum ve birey arasında yeni etkileşimsel ilişkilerin gereğinden söz edilir olmuştur (Göymen, 2000: 6). Bu çerçevede ortaya atılan “yönetişim” kavramı, merkezi güce ve hiyerarşik yapıya dayalı yönetim anlayışı yerine, birlikte düzenleme, birlikte yönetim, birlikte üretim ve kamu-özel işbirliğini öngörmektedir.
Toprağa Dayalı Örgütlenme: İl Yönetimi Sisteminin Kuruluşu
Türkiye’de mülki idare sistemini konu alan çalışmalarda ulus-devletin kurulması ve kapitalizmin gelişmesinin Osmanlı’dan daha farklı bir olgu olduğu ve yeni bir örgütlenmenin gerekliliği göz ardı edilmiştir. Bu nedenle il sisteminin kökeni 1864 tarihli Vilayet Nizamnamesi’ne dayandırılmış, Cumhuriyet döneminde Osmanlı yönetim düzeninin devralındığı söylenmiştir. Ne milli mücadele yılları, ne de Cumhuriyet dönemi kapsamlı bir incelemeye konu olmuştur. Oysa il yönetimi sistemi Osmanlı eyalet sistemi kaldırılarak inşa edilmiş, Cumhuriyet’in toprağa dayalı örgütlenme politikası 20’li ve 30’lu yıllarda gündeme gelen bir dizi karar ve uygulama bütünü içinde hayata geçirilmiştir. Bu yazı, güncel kamu reformları sürecinde köklü bir değişime konu olan il yönetimi sisteminin milli mücadele döneminde başlayıp, Cumhuriyetin ilk yıllarında biçimlenen kuruluşunu ele almaktadır.